T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliği sayı : 2009/191 Esas no



Yüklə 31,9 Mb.
səhifə160/335
tarix17.08.2018
ölçüsü31,9 Mb.
#71833
1   ...   156   157   158   159   160   161   162   163   ...   335

uygulamaya karşı çıkması halinde Kuvvet Komutanları olarak istifa edeceklerini ve ülkeyi

kaosa sürükleyeceklerini belirterek Hilmi Özkök'e istifa etmesi yönünde baskı yaptıkları

belirlenmiştir.
Sanıklardan ele geçirilen dijital verilerdeki bilgilerden, sanık M.Şener Eruygur'un

Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde "Cumhuriyet Çalışma Gurubu'" ismiyle darbe

hazırlıklarını planlayan ve organize eden muvazzaf askerlerden oluşan bir grup kurduğu.

Ergenekon terör örgütünün tespit ettiği hedefler doğrultusunda hareket eden bu gurubun,

darbe öncesi ve darbe sonrası yapılacaklar için "Sarıkız", "Ayışığı", "Yakamoz ve

"Eldiven" kod isimli (4) ayrı darbe planı hazırladıkları anlaşılmıştır.


Söz konusu darbe planları incelendiğinde. "Sarıkız" kod adlı darbe planının, darbe öncesi

ülkede darbe zemini oluşturmak için yapılması gereken faaliyetleri "Ayışığı" ve

"Yakamoz" kod isimli darbe planlarının darbenin bizzat aktif olarak nasıl ve ne şekilde

yapılması gerektiği yönünde çalışmaları, "Eldiven" kod isimli darbe planının ise darbe

sonrası yapılacak faaliyetleri kapsadığı tespit edilmiştir.
Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı şüpheli Özden Örnek tarafından kaleme alındığı

anlaşılan günlük notlarında yer alan Sarıkız kod adlı darbe planı çerçevesinde, basının ele

geçirilmesi. Üniversite öğrencilerinin sokağa dökülmesi, Sendikalarla birlikte hareket

edilmesi, sokaklara afiş asılması. Dernekler ile temasa geçip Hükümet aleyhine teşvik

edilmesi ve tüm bu olayların yurt çapında gerçekleştirilmesinin hedeflendiği anlaşılmıştır.
1084/2271
HKK İbrahim Fırtınanın. CÇG'nin faaliyetleri ile ilgili değerlendirmeler yaptığı ve

çalışmaların yönlendirilmesi ile ilgili telkin ve tavsiyelerde bulunduğunu ortaya koyan

dijital veriler aramalarda ele geçirilmiştir.
Ergenekon terör örgütü tarafından kurulan ve yönlendirilen Cumhuriyet Çalışma

Grubumun hazırladığı ve uygulamaya koyduğu darbe planları çerçevesinde;


Dönemin Genelkurmay başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün istifası talebini içeren kendileri

tarafından kaleme alınmış mektupların muvazzaf askerler tarafından hazırlanmış görüntüsü

verilerek Hilmi Özkök'e gönderilmesi, sanık Mehmet Şener Eruygur ve diğer kuvvet

komutanlarının birlikte gizli toplantılar yaparak bir nevi dışlamaları, sivillerle-gazetecilerle

gizli görüşmeler yapmaları. İzmir'de Ege Ordu Komutanlığında yapılan kahvaltıda sanık

A.Hurşit Tolon'un kasıtlı olarak, sıkıştırma amaçlı İmam Hatipler konusunu açması, örgüt

üyesi Ahmet Tuncay Özkan'ın örgütün imkanları ile kurduğu Kanaltürk televizyonunda

yaptığı yayınlarda sarf ettiği sözler, sanık Mustafa Ali Balbay'ın çalıştığı Cumhuriyet

Gazetesindeki köşesinde yazdığı yazılar v.s. ile yıpratma ve baskı altına alarak istifaya

zorlama faaliyetleri,


Darbe hazırlıklarına destek sağlamak amacıyla Jandarma Genel Komutanı M.Şener

Eruygur tarafından emekli generallere mektup gönderilmesi,


Özden Örnek'ten ele geçirilen günlüklerden anlaşıldığı üzere, ulusal yayın yapan gazete ve

televizyon sahiplerinin çağrılarak, iktidardaki hükümet aleyhine ve özellikle askerin

hükümete bakış açısını sert mesajlarla topluma duyurulması amacıyla yayın yapılması için

baskı yapıldığı ve bu yapılan baskılar sonucunda amaçlanan yayınların yapılmasının

sağlandığı,
Ergenekon Terör Örgütü yöneticisi İlhan Selçuk ve Mehmet Şener Eruygur'un gizli

toplantılar yaptıkları, bu toplantılarda konuşulanları örgüt üyesi sanık Mustafa Ali

Balbay'ın günlük notları olarak yazdığı ancak sonra sildiği, örgütün talimatları

doğrultusunda Cumhuriyet Gazetesi nde 27 Mayıs 1960 darbesini çağrıştıran "Genç

Subaylar Tedirgin " şeklinde manşet atılması ve haber yapılması.
Ülkede kargaşa meydana gelmesini sağlamak amacıyla öğrencileri gösterilerle sokağa

dökmeye çalıştıkları, bu amaçla bazı Rektörlerle görüştükleri, ayrıca Rektörlerden

hükümete sert tepki göstermelerini istedikleri, bunun üzerine harekete geçen bazı

rektörlerin Hükümet aleyhine sert açıklamalar yaptıkları, özellikle Ergenekon terör örgütü

yöneticileri dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz. Üniversite rektörleri Mustafa Abbas

Yurtkuran, Rıza Ferit Bemay, Fatih Hilmioğlu, Kemal Yalçın Alemdaroğlu ve Mehmet

Haberal'in bu organizasyonları yaptıkları ya da "Ordu göreve" yazılı pankartların asıldığı

mitinglere katıldıkları,


Sendika yöneticileri ile irtibata geçerek. Hükümet aleyhinde sert açıklamalar yapılmasını

sağladıkları, bu hususta düzenlenen toplantılara örgüt üyesi Mustafa Özbek'in iştirak ettiği.


O dönem iktidarda bulunan hükümeti parçalayıp ülkeyi yönetemeyecek hale getirmek ve

bunun sonucunda ülkede çıkacak kaosla darbeye zemin oluşmasını sağlamak amacıyla,

örgüt üyesi İsmail Yıldız'a milletvekilleri hakkında araştırma yaptırdıkları ve bu yolla

iktidar partisinden ayrılabilecek nitelikteki milletvekillerini tespit ettikleri, bu doğrultuda


1085/2271
¦
örgüt üyeleri Levent Ersöz, Hasan Atilla Uğur ve İsmail YıldızTn mecliste yer almayan

bazı siyasi parti liderleri ile görüştükleri ve yapılan bu görüşmeyi kayda aldıkları.


Bu amaçla Bakanlar, milletvekilleri, üst düzey bürokratların siyasi görüşleri ve yaşam

tarzları ilgili kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydettikleri, başbakan dahil üst düzey

milletvekili ve bürokratların telefonlarını illegal olarak dinleyip kaydettikleri.
Ayrıca, örgütün stratejileri arasında bulunan "Kıbrıs sorununu çözümsüzlüğe götürmek'"

amacına matuf olarak açıklamalar yaptıkları, sivil toplum kuruluşlarını yönlendirmeye

çalıştıkları ve böylece ülkenin dış politikasının olumsuz yönde etkileyerek siyasi

istikrarsızlığı sağlamaya çalıştıkları. Mehmet Şener Eruygur'un Kıbrıs Büyükelçisini

makamına çağırarak bundan sonraki süreçte her talimatı kendisinden alacağını.

Genelkurmay Başkanı çağırdığında kendisine basit bilgileri vereceğini, önemli husustaki

bilgileri bizzat kendisine vermesi gerektiği şeklinde talimat verdiğinin ses ve görüntü

kayıtlarından anlaşıldığı, tanık olarak dinlenen Hilmi Özkök'ün ifadesinde bu durumdan

duyduğu rahatsızlığı ifade ettiğini bildirmesi,
Örgüt üyesi sanık Sinan Aydın Aygün vasıtasıyla, sanayi odalarını organize etmeye

çalıştıkları, özellikle Sinan Aygün'ün teredütte olan Kuvvet Komutanlarını ziyaret ederek,

örgütün stratejisi doğrultusunda TSK'yı göreve davet eden konuşmalar yaptığı ve bu

düşüncenin yönlendirebileceği kitlelerin kanaati olduğu intibaını uyandırmaya çalıştığı,


Darbe planları içerisinde yer alan Kuvvet Komutanlarının, uyguladıkları plana uygun

olarak, yürütme organı üzerinde baskı uygulamak amacıyla Harp Okullarının eğitim

dönemi açılış ve diploma törenlerinde sert ve toplumu geren açıklamalar yaptıkları,
Sahte kimlikli şahıslar tarafından yurt dışında hazırlanan "vatansever.info" isimli internet

sitesini kurdurarak. Cumhuriyet Çalışma Grubu tarafından hazırlanan örgütün amaçları

doğrultusundaki haber ve yayınlar yapmak suretiyle, kamuoyunu olumsuz yönde

yönlendirmeye çalıştıkları.


Mahalli seçimler öncesi siyasi partiler üzerinde çalışma yaptıkları, bir kısım iktidar

partisinden olan adayların karşısına çıkabilecek adayları çağırıp görüşme yaptıkları,

istihbari bilgileri kendilerine verdikleri (Turgut Altınok görüşmesi gibi).
Sanık A.Tuncay Özkan'ın Show TV den ayrılmasından sonra tekrar dönmesi için

patronunu makama çağırarak uyardıkları, İstanbul TV nin alınması çalışmalarına destek

verdikleri, sanık A.Tuncay Özkan'ın psikolojik harekatın merkezi yapmak istediği bir

kanal istemesi üzerine çalışma yaptıkları. Kanaltürk TVyi örgütün amaçları doğrultusunda

kullandığı,
Ergenekon terör örgütü yöneticisi İlhan Selçuk, örgüt üyeleri Mustafa Ali Balbay, Levent

Ersöz, Hasan Atilla Uğur'un çoğu kez Şener Eruygur'un makamında gizli toplantılar

yaptıkları, burada eylem planını görüştükleri, özellikle İlhan Selçuk'un içinde yer aldığı 9

Mart 1971 de darbe teşebbüsü ile ilgili tecrübelerini aktararak dikkat edilmesi gereken

hususlarda tavsiyelerde bulunduğu. İlhan Selçuk'la Şener Eruygur ve diğer asker kökenli

örgüt üyeleri arasındaki irtibatı ve haberleşmeyi Mustafa Ali Balbay'ın sağladığı,


1086/2271
¦t
Bu dönemde ''Ulusal Birlik Hareketi"ni kurdurarak, kendilerine yakın sivil toplum

kuruluşlarını tek merkezden yönetmeye çalıştıkları, özellikle ADD ve Çağdaş Eğitim

Vakfımı Cumhuriyet Çalışma Gurubunun belirlediği strateji doğrultusunda

yönlendirdikleri,


Cumhuriyet Çalışma Gurubu'nun planları arasında yer alan "sendikaların manipüle

edilmesi'" stratejisine uygun olarak, özellikle örgüt üyesi Mustafa Özbek'in başkanı olduğu

sendika ile kendileri ile birlikte hareket edecekleri yönünde tespitler yaptıkları bazı

sendikaları amaçlarına uygun olarak yönlendirdikleri tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır.


Yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere, yapılan planlar, kuvvet komutanlarının bu

plana uygun hamleleri, Rektörler, sivil toplum kuruluşları, medya patronları, bazı sendika

başkanları ve etkili sanayi odalarının başkanları ile kurulan koordinasyon, darbe çalışması

içinde yer alan kişilerin ifa ettikleri kamu hizmetinin, sonucu elde etmeye elverişli nitelikte

olması hususları gözönüne alındığında, gerçekleştirilmesi planlanan darbenin tüm hazırlık

hareketlerinin tamamlandığını, eylemsel nitelikte çalışmaların başladığı, ancak, dönemin

Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün stratejik yaklaşımları ve ellerinde olmayan

nedenlerle sanıkların neticeyi gerçekleştiremedikleri, asker kökenli sanıkların emekli

olmalarına müteakip, özellikle askeri müdahaleye zemin hazırlamak amacıyla eylem ve

faaliyetlerine devam ettikleri, bu kapsamda, özellikle örgütün ülkede kaos ve istikrarsızlık

ortamı oluşturma amacına matuf olarak, sivil toplum kuruluşlarını yönlendirmek için daha

önce irtibatta oldukları, demek ve platformların yönetimlerinde yer aldıkları ve burada

örgütün belirlediği amaçlara uygun gösteri ve eylemleri organize ettikleri, neticeden asker

kökenli örgüt mensuplarının, askeri müdahaleye zemin hazırlamak amacıyla görevleri

sırasında yaptıkları planları, yakalandıkları tarihe kadar uygulamaya koydukları ve

böylece eylemlerinin temadi ettiği sonucuna varılmıştır.


Sanıklar Mehmet Şener Eruygur, Hasan Atilla Uğur. Mustafa Hüseyin Buzoğlu ve Ahmet

Hurşit Tolon'da yukarıda ayrıntıları açıklanan 3 Kasım 2002 tarihinde iktidara gelen

Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından oluşturulan Hükümet ve Başbakan Recep Tayyip

Erdoğan'a karşı Ergenekon Terör Örgütümün amaçları doğrultusunda cebir ve şiddet

kullanarak görevlerini kısmen veya tamamen engellemeye yönelik darbe planları ve darbe

teşebbüsü ile ilgili delil mahiyetinde dokümanlar ele geçirilmiştir. Tüm belgeler

incelendiğinde. Sanıklar Mehmet Şener Eruygur ve Hurşit Tolon'un görev yaptıkları

dönemde, mevcut hükümeti silah zoru ile devirip devlet idaresini ele geçirmek için planlar

yaptıkları ve bu planlarını uygulamaya koydukları, fakat Genelkurmay Başkanı Hilmi

Özkök'ün demokratik tutum ve davranışlarından dolayı kendileri için çok ciddi bir engel

olduğunu düşündükleri ve öncelikli plan olarak Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ü

istifa ettirmeyi daha sonra. Aytaç YalmanTn geçici olarak Genelkurmay Başkanlığına

getirmeyi kısa bir süre sonra Aytaç YalmanTn da görevi bırakmasının sağlanarak.

Ergenekon terör örgütü yöneticisi sanık Mehmet Şener Eruygur'un Genelkurmay

Başkanlığına, sanık Ahmet Hurşit Tolon'un Kara Kuvvetleri Komutanlığıma getirilmesini

planlandıkları, bu amaçla Genelkumıay başkanı Org. Hilmi Özkök'ün istifa ettirilmesi için

ciddi çalışmalarda bulundukları tespit edilmiştir.
Özellikle, sanık Mehmet Şener Eruygur'un komutanlığını yaptığı Jandarma Genel

Komutanlığı bünyesinde darbe çalışmalarını planlayıp uygulamasını takip amaçlı (28

Şubat'ta kurulan Batı Çalışma Grubu benzeri) Cumhuriyet Çalışma Grubu isimli ekip

oluşturulduğu, Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığına Tuğgeneral Levent Ersöz'ün teknik


1087/2271
dinlemelerin başına Albay Hasan Atilla Uğurun getirildiği, darbe öncesi bilgi toplama

işlemlerini ve özellikle Başbakan. Bakan, milletvekilleri ve üst düzey bürokrat ve yargı

organı mensupları ile bazı kamu görevlileri ile ilgili kişisel bilgilerin bu örgüt üyeleri

vasıtasıyla toplandığı, kamuda çalışanların muhtemel darbe girişimi sırasında destek

verecekler/vermeyecekler şeklinde tasnife tabi tutulduğu, görevden alınacak olanlar ile

ataması yapılacakların belirlendiği görülmüştür.


Sanık M.Şener Eruygur un Genel Başkanlığını yaptığı ADD genel merkezinde ele

geçirilen dijital verilerde "Ayışığı çözüm" isimli word dosyasında, "Ayışığı ve Yakamoz

olarak adlandırılan darbe planını uygulayanlar deşifre olur da dağıtüırsa, planın aynen

devam ettirilmesi, sekteye uğramaması için oluşturulacak ve gizli tutulacak ikinci bir

yapılanma"dan söz edildiği, ayrıca C.Ç.G yapılanması içerisinde yer alan sanık Hasan

Atilla Uğur"dan ele geçirilen dokümanlarda, askeri müdahalenin gerçekleştirilmesi

yönündeki çalışmaların. Cumhuriyet Çalışma Grubu'nun deşifre olması halinde TSK

bünyesinde ikinci bir ekip oluşturulması gerektiği belirtilmiştir.


HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere: 5237 sayılı TCK'da "Hükümete Karşı Suç"

başlığı altında düzenlenen 312. maddesinde "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye

Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya

tamamen engellemeye teşebbüs eden kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir."

hükümleri yer almaktadır.
Yasada belirtilen suçların maddi unsuru cebir, şiddet ve suçu işlemeye teşebbüs (kalkışma)

olduğu anlaşılmaktadır. Suç bu haliyle bir tehlike suçudur. Bu bakımdan, kastedilen

neticeyi meydana getirme tehlikesi bulunan fiiller teşebbüs niteliğini taşır. Kısacası, suçun

işlenmesine yönelik icra hareketlerine başlanması "teşebbüs" için yeterlidir. Teşebbüs ile

suç tamamlanmış sayılmaktadır. Aksi düşüncenin kabulü halinde, bu tür eylemlere

kalkışan kimselerin sonucu elde etmesi halinde, hukuk sitemini de değiştirebilecek güce

sahip bulunabileceklerinden, yargılanmaları ve cezalandırılmaları mümkün olmayacaktır.
Ayrıca. Yasada öngörülen "cebir" maddi ve manevi anlamda kullanılmıştır. Cebir, failin

amacına ulaşmak için kullanabileceği tüm meşru olmayan yöntemleri ifade etmektedir.

Yani, cebir, keyfi, meşru olmayan hileli hareketlerde olabilir. Kaldı ki, cebir suçun unsuru

değil niteliğidir.


Suçun manevi unsuru ise, suçun bilerek ve isteyerek işlenmesidir.
Yapılan yargılama, yukarıda ayrıntılı olarak sıraladığımız deliller ve tüm dosya kapsamına

göre;
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Raporunda da sıkça tekrarlandığı

üzere; hükümet darbesi yapılmadan önce darbeye zemin hazırlanması, halkın TSKmın

demokrasiye müdahalesini ister hale getirilmesi ve dış dünyanın da buna itiraz edemez


1088 / 2271
durumda olması gerekir. Yukarıda ayrıntılı olarak yer verdiğimiz sanıkların her türlü

alternatifi içeren darbe planlarını 2003-2004 yıllarında uygulamaya koydukları

anlaşılmıştır. Ancak, yüzde 99'a karşı yüzde 1 olarak adlandırdıkları, darbe planlarında

''yetim" kod adını verdikleri Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 1 numarası Genelkurmay Başkanı

Org. Hilmi Özkök un kendilerine destek vermemesi, askeri birliklerde gizlice yaptıkları

araştırmada alt rütbeli askeri personelin hükümete karşı darbe yapılmasını istememesi,

yeterli kamuoyu desteğinin sağlanamaması, halkın hükümetten kurtulmak için askeri

müdahale talep edecek kıvama gelmemesi, ABD ve AB'nin de hükümet ile iyi ilişkiler

içinde olması, irticai faaliyet ve laiklik karşıtı eylemlerin sanıklar tarafından abartıldığı

kadar büyük tehdit ve tehlike oluşturduğuna dair dış dünyanın inandırılamaması ve benzeri

nedenlerle sanıklar darbeyi gerçekleştirememişlerdir.
Yukarıda da açıklandığı üzere, ekibin deşifre olması durumunda idharın gizli faaliyetlerine

devam edeceği belirtilmiş, örgüt 2004 yılında gerçekleştiremediği darbe düşüncesinden

vazgeçmeyerek eylemlerini sanıkların yakalandığı tarihe kadar sürdürmüştür.
Ergenekon Terör örgütü yöneticisi konumunda bulunan sanıklar Mehmet Şener Eruygur ve

Ahmet Hurşit Tolon emekli olduktan sonra Sivil Toplum Örgütlerinin kontrol altına

alınması, örgütün amaç ve stratejilerine uygun olarak yönlendirilmesi faaliyetlerini

yürütmüşlerdir. Bu kapsamda birçok derneğin bir araya gelerek oluşturdukları

platformlarda başkan veya danışman olarak görev alarak, gerek 2007 yılında yapılması

gereken Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde hükümetin istediği birisinin Cumhurbaşkanı

olmaması, gerekse sonrasındaki genel ve yerel seçimlerde siyasete yön verme faaliyetlerini

sürdürmüşlerdir.


Dernek kurmak, yönetmek, derneğe üye olmak veya siyaset yapmak her Türk vatandaşının

Anayasa ile teminat altına alınmış demokratik temel hak ve özgürlüklerindendir. Ancak

hiçbir demokratik sistemde, demokratik hak ve özgürlüklerin, antidemokratik eylem ve

emellere ulaşmanın aracı olmasına izin verilmez. Sanıkların Ergenekon Terör Örgütünün

hedef ve amaçlarına yönelik yürüttükleri eylemleri, yargılama sürecinde; basın özgürlüğü,

gazetecilik eylemi, sivil toplum örgütü çalışmaları veya siyasi parti faaliyeti olarak ifade

etmelerinin, demokrasinin kendilerine bahşettiği temel hak ve özgürlükleri, demokrasiyi

yok etme ya da sekteye uğratma faaliyetlerine maske yaparak, asıl misyon ve amaçlarını

gizleme, deşifre olmayı önleme gayesi taşıdığı anlaşılmıştır.
Birkaç örnek verecek olursak; darbe ve muhtıraların siyasi tarihinde geniş yer tuttuğu

ülkemizde, sanık Mustafa Ali BalbayTn 3 Kasım 2002 seçimleri hemen sonrası, dönemin

Kara Kuvvetleri Komutanıma giderek çiçeği burnundaki hükümete, "en azından bir mesaj"

vermelerini istemesinin basın özgürlüğü, gazetecilik faaliyeti ile bağdaşır bir tarafı

görülmemiştir.
Sanık AhmetTuncay Özkan'ın, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı ve

Deniz Kuvvetleri Komutanı na giderek İstanbul TV yi alması için kendilerinden destek

istemesi ve Televizyonu alması halinde psikolojik harekâtın merkezi yapacağını

söylemesinin gazetecilik faaliyeti içinde mütalaa edilmesi düşünülemez.


Jandarma Genel Komutanlığımdan orgeneral rütbesi ile emekli olan sanık Mehmet Şener

Eruygur ve 1. Ordu Komutanlığından Orgeneral rütbesi ile emekli olan A.Hurşit Tolon'un,

daha önce ismini Türkiye'nin TİT (Türk İntikam Tugayı) ile Akın Birdal'e suikast
1089/2271
olayından sonra duyduğu ve o suçtan mahkum olmuş Semih Tufan Gülaltay ile sivil

toplum örgütleri (Ulusal Birlik Hareketi Platformu, Anadolu Ulusal Uyanış ve Dayanışma

Platformu) çatısı altında faaliyet göstermeleri, bu örgütlerin tüm çalışmalarının hükümeti

hedef alan faaliyetlerden oluşması demokratik temel hak ve özgürlüklerin kullanımı olarak

izah edilemez.
Sanıkların TSK içerisine, sızmuş Ergenekon Terör örgütü mensuplarının askeri müdahalede

bulunmalarına zemin hazırlamak için planlar yaptıkları, yapılan planları yukarıda da açıkça

belirtildiği şekilde uygulamaya koydukları, 2004 yılında gerçekleştirmeyi amaçladıkları

hükümet darbesini koşulların yeterince olgunlaşmaması ve ekibin deşifre olması nedeniyle

gerçekleştiremedikleri, ancak sanıkların eylem ve faaliyetlerini yine örgütün amacına

uygun olarak yakalandıkları tarihe kadar sürdürdükleri, bu nedenle darbe planlarının

yapılıp uygulamaya konulduğu dönem olan 2003-2004 yıllarında yürürlükte bulunan 765

sayılı Yasanın 147. maddesinin somut olaya uygulanmasının mümkün olmadığı

anlaşılmıştır.
Her ne kadar bir kısım sanıklar hakkında yasama organına karşı suç nedeniyle TCK'nın

311/1 inci maddesinin tatbiki talep edilmiş ise de; Ergenekon Terör Örgütümün amaç ve

stratejileri dikkate alındığında, yöneldikleri hedefin kendilerince yönetip

yönlendiremedikleri hükümetler olduğu, sanıkların kastlarının hükümeti cebren ortadan

kaldırmak ya da görevlerini kısmen veya tamamen yapmasına engel olmak olduğu

anlaşıldığından haklarında TCK'nın 312/1 inci maddesinin uygulanması mütalaa edilmiş,

ayrıca 311/1. Maddesinden cezalandırılmaları talep edilmemiştir.
Yukarıda ayrıntılı olarak sıraladığımız olaylar ve deliller ile tüm dosya kapsamı

birlikte değerlendirildiğinde:


SANIK MEHMET ŞENER ERUYGUR
3 Aralık 2003 tarihinde Genelkurmay Başkanı başkanlığında, üst düzey komutanların

katılımı ile yapılan toplantıda büyük bir kısmının hükümetin uyarılması ve muhtıra

verilmesi yönündeki konuşmalarından sonra, sanık Mehmet Şener Eruygur'un

"Söylenecekler söylendi. ..Her sey elden gidiyor. " şeklinde muhtıra verilmesi düşüncesine

destek verdiği,
Jandarma Genel Komutanlığı yaptığı dönemde, örgütün medya yapılanmasında görev

yapan sanıklar İlhan Selçuk, Ahmet Tuncay Özkan. Mustafa Ali Balbay ve Vedat Yenerer

ile, üniversite yapılanmasında görev yapan sanıklar Mustafa Abbas Yurtkuran, Fatih

Hilmioğlu, Rıza Ferit Bernay ve Kemal Yalçın Alemdaroğlu ile irtibat halinde olduğu,

hükümete karşı hazırlanan darbe planlarının uygulanması kapsamında birlikte faaliyet

yürüttüğü,


Emekli olduktan sonraki dönemde de örgüt yöneticileri sanık İlhan Selçuk ve Mehmet

HaberaFın koordinasyonundaki gizli örgütsel toplantılara iştirak ettiği,


Yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere, örgütün stratejisine uygun birçok demek ve

platformların yönetimine girerek, bu oluşumları örgütün amaçları doğrultusunda

yönlendirmeye çalıştığı, Örgütün "sivil toplum kuruluşlarını yönetme ve yönlendirme"

stratejisine uygun olarak emekli olması sonrası önce ÇEV'de yönetici, sonra ADD


1090/2271
(Atatürkçü Düşünce Derneği) min genel başkanlığı ve 3 Mart 2004 tarihinde muvazzaf iken

kendilerinin organizesinde kurulan Ulusal birlik hareketi platformu isimli sivil toplum

örgütlerinin başkanlığını yaptığı, bu çalışmaları sırasında örgüt yöneticileri ve birçok örgüt

üyesi ile irtibat içerisinde bulunduğu.


Demokratik düzenin sağladığı imkânlardan yararlanarak toplumu hükümete karşı

kışkırtmak amaçlı miting ve toplantılar düzenlenmesi faaliyetlerinde koordinasyonu

sağladığı, askeri müdahaleye zemin oluşturma faaliyetlerini bizzat yürüttüğü, böylece

sanığın üzerine atılı cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan

kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek

suçunu işlediği yapılan yargılama ve toplanan delillerden anlaşıldığından,


Sanığın sübuta eren eylemine uyan TCKmın 312/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele

Kanununun 5. Maddesi gereğince cezalandırılmasına.


3 Aralık 2003 tarihinde Genelkurmay Başkanı başkanlığında, üst düzey komutanların

katılımı ile yapılan toplantıda büvük bifkısmının hükümetin uyarılması ve muhtıra

verilmesi yönündeki konuşmalarından sonra, Sanık Ahmet Hurşit Tolonmn; 03 Aralık

2003 tarihli toplantıda: Bu iktidar ne olduğunu ortaya koydu. Ancak takiyyeye

başvuruyor.... İrtica bunların devlet yapısı içersindeki kinin ifadesidir. Seçimden önce


Yüklə 31,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   156   157   158   159   160   161   162   163   ...   335




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin