T. C. Sanayi ve ticaret bakanliği tüRKİYE Sanayi stratejiSİ belgesi 2011-2014



Yüklə 1,52 Mb.
səhifə31/32
tarix27.01.2018
ölçüsü1,52 Mb.
#40872
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   32

EK 2.7: Demir-Çelik Sanayi


Şekil Ek 2.7.46: Demir-Çelik Sanayi Üretim Endeksi



Kaynak: AB27 Verileri Eurostat’tan, TÜİK Verileri TÜİK’den alınmıştır.

Şekil Ek 2.7.47: Demir-Çelik Sanayi Üretim İstihdam Endeksi



Kaynak: TÜİK

Şekil Ek 2.7.48: Ana Metal Sanayi İhracat Endeksi



Kaynak: COMTRADE, TEPAV Hesaplamaları

Şekil Ek 2.7.49: Demir-Çelik Sanayi Kısmi Verimlilik Endeksi (1997=100)



Kaynak: TÜİK

Şekil Ek 2.7.50: Ana Metal Sanayi İnovasyon Yapan Firmalar, Yüzde (2002-2004)



Kaynak: COMTRADE, TÜİK

Tablo Ek 2.7.1: Demir-Çelik Sanayi Genel Görünümü

Sektörün aktiflerinin imalat sanayi genelinde payı (yüzde) (2008)*

16.04

Üretimin imalat sanayi içindeki payı (yüzde) (2006) Ana Metal

7.85

Çalıșanların imalat sanayi istihdamı içindeki payı (yüzde) (2008) *

11.71

Toplam imalat sanayi ithalatı içindeki pay (yüzde) (2009) Ana Metal

6.92

Toplam imalat sanayi ihracatı içindeki pay (yüzde) (2009) Ana Metal

9.52

Sektörün ar-ge harcamasının imalat sanayi geneline oranı (yüzde)(2009)*

4.42



Kaynak:TÜİK, TÜSİAD 2008 Türkiye Sanayine Sektörel Bakış, * Girişimci Bilgi Sistemi



GENEL BAKIŞ

Türkiye’de demir-çelik sektörü artan üretim kapasitesi, ihracat potansiyeli ve diğer sektörlere sağladığı girdiler ile imalat sanayinin lokomotifi özelliğini taşımaktadır. 1980’de 2,4 milyon ton düzeyinde olan ham çelik üretimi 2009 yılında 25 milyon tona ulaşmıştır. Türkiye, bu üretim düzeyi ile toplam demir-çelik üretiminde dünyada onuncu, Avrupa’da ise Almanya’nın ardından ikinci sırada yer almaktadır. Sektör Türkiye’nin en fazla ihracat yapan sektörleri arasında otomotiv ve tekstil sanayi sektörlerinden sonra üçüncü sırada yer almasıyla da önem arz etmektedir.

Uzun, yassı ve vasıflı ürünler arasındaki arz-talep dengesizliği, Türkiye-AKÇT Serbest Ticaret Anlaşması uyarınca hazırlanan Ulusal Yeniden Yapılandırma Planı’nın (UYYP) getireceği yükümlülükler ve Kyoto Protokolü ile ilgili çevre düzenlemelerine uyumun getireceği maliyetler sektörün önündeki tehditler olarak görülmektedir. Bunun yanında, düşük katma değerli ürünlerde ihtisaslaşma ve Ar-Ge yetersizliği sektörün rekabetçiliğini olumsuz yönde etkilemektedir.

Sektörün rekabet gücü açısından en önemli sorunları, yüksek enerji fiyatları, hammadde temininde yüksek oranda dışa bağımlılık ve çevre konusundaki uyum çalışmalarıdır.




BİLGİ VE TEKNOLOJİ


Sektörde düşük katma değerli üretim yapılmasının ana nedenlerinden biri Ar-Ge yetersizliğidir. Yüksek katma değerli ürünlerin üretimdeki payının artırılabilmesi için sektör firmaları tarafından ortak Ar-Ge faaliyetlerinin yürütülmesi önemli görülmektedir.

İşgücü maliyeti ve kalitesi, Türkiye’deki demir çelik sektörü açısından avantaj teşkil etmektedir. Teknik eleman ve mühendis sayısı sektörün ihtiyacını karşılayacak düzeydedir. Bununla beraber, sektörün geçirdiği yapısal dönüşüm ve teknolojik gelişim sürecinde, çalışanlar uyum sıkıntısı yaşamaktadır. İnsan kaynaklarının geliştirilmesi hususunda sektördeki firmalar kolektif olarak yatırım yapmamaktadır. Ancak, firma düzeyinde elemanların mesleki eğitiminin iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmaktadır.



REKABET

Türkiye’de 3 adet entegre, 18 adet ark ocaklı tesis faaliyet göstermektedir. 1999-2006 yılında Rekabet Kurumu sektöre ilişkin 2 rekabet ihlali tespit etmiş, 5 milyon TL’nin üzerinde ceza uygulanmıştır.

Küresel finansal krizin 2008 yılının ikinci yarısından itibaren ülkemizi etkisine alması ile birlikte demir-çelik ve demir dışı metaller sektörünün gerek ithalatında gerekse ihracatında azalma görülmüştür. TÜİK verilerine göre 2008 yılının ilk çeyreğinde ana metal sektörü ihracatında yüzde 27 oranında, ithalatında ise yüzde 52 oranında bir düşme olmuştur. Sektörün dış ticaretinde en büyük paya sahip olan demir çelik sektöründe ise ihracatta yüzde 24 oranında ve ithalatta yüzde 57 oranında düşme gerçekleşmiştir. 2009 yılında ise demir çelik sektörü ihracatı 2008 yılına göre miktarda yüzde 6.1 değer olarak ise yüzde 41.3 oranında azalmıştır. Diğer taraftan 2009 yılında ithalat miktar olarak yüzde 23.1, değer olarak ise 47.1 oranında azalmıştır.



YASAL DÜZENLEMELER

Türkiye-AKÇT Serbest Ticaret Anlaşması ile sektöre devlet yardımı verilebilmesine imkân tanıyan 5 yıllık istisnai süre 1 Ağustos 2001’de sona ermiştir. Sektörün içerisinde bulunduğu yapısal sorunlar dikkate alınarak bu sürenin uzatılması yönünde Avrupa Komisyonu’na bir talepte bulunulmuştur. Talebimiz Avrupa Komisyonu tarafından uygulanabilir bir Ulusal Yeniden Yapılandırma Planı’nın (UYYP) hazırlanması şartıyla olumlu karşılanmış ve bu amaçla gerekli teknik destek sağlanmıştır. Bu kapsamda ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör temsilcilerinin katılımı ile hazırlanan UYYP taslağı 31 Ağustos 2006 tarihinde Avrupa Komisyonu’na resmi olarak iletilmiştir. Buna müteakiben, Komisyon temsilcileri ile UYYP konusunda teknik toplantılar gerçekleştirilmiş ve Komisyonun istediği yeni bilgi ve belgeler iletilmiştir. Gelinen noktada, Komisyon ile UYYP hakkında görüş ve değerlendirmeler devam etmektedir.




ÇEVRE VE ENERJİ

Demir-çelik sektörü, imalat sanayinde enerji yoğunluğu en yüksek olan sektörler arasındadır. Entegre üreticilerin tamamı ve diğer tesislerin bir kısmı otoprodüktör lisansı ile elektrik üretimi yapmaktadır. Sektörün enerji verimliliğini artıracak ortak çalışmaların ve Ar-Ge faaliyetlerinin yürütülmesi gerekmektedir.


Tüketim miktarını esas alan AB ülkelerindeki sanayi tarife gruplarına benzer bir düzenleme ile küçük, orta, büyük ve çok büyük sanayi tüketicisi bazında yeni bir tarife hazırlanması ve sanayi kesimine, üretimin tüketimden az olduğu hafta sonları ve bayram tatillerinde, gece tarifesi uygulamasına gidilmesi, sektörün rekabet gücünün arttırılması açısından önem arz etmektedir.
Türkiye, 2012 yılı sonuna kadar sera gazı emisyonlarını düşürmeyi hedefleyen Kyoto Protokolü’ne 2009 yılında taraf olmuştur. Söz konusu Protokol Türkiye’ye herhangi bir sera gazı azaltıcı yükümlülük getirmemekle birlikte, küresel sorumluluk çerçevesinde 2012 yılına kadar ve sonraki 2013-2020 dönemini kapsayacak yıllar için iklim değişikliği ile mücadele konusunda önemli çalışmalar yapmasını zorunlu kılmaktadır. Bu durum, yoğun enerji tüketimine sahip demir çelik sektörü için ilave maliyetlerin oluşmasına sebep olacaktır.


DIŞ REKABET EDEBİLİRLİK VE TİCARET

Sektör son yıllarda hızla büyüyerek hem AB pazarında, hem de diğer uluslararası pazarlarda oldukça önemli bir yer kazanmıştır. Demir-çelik ürünlerinin Türkiye’nin ihracatındaki payı TİM verilerine göre 2009’da yüzde 11 düzeyindedir. Türkiye’nin uzun ürünlerde net ihracatçı, yassı ürün ve vasıflı çelik ürünlerinde ise net ithalatçı konumundadır. Sektör yakın rakipleriyle karşılaştırıldığında, sektörün işgücü maliyeti açısından avantaja sahip olduğu, ancak enerji ve girdi maliyetleri açısından yeterince iyi bir durumda olmadığı görülmektedir. Sektördeki dinamik firma yapısı ve deneyimli yönetici ve çalışan personel, sektörün rekabet gücünü artıran faktörler olarak ortaya çıkmaktadır.




İSTİHDAM VE COĞRAFİ BOYUT

TÜİK verilerine göre sektörde 2002 yılında 61,000 kişi istihdam edilmiştir. Bu rakam Türkiye’deki istihdamın yüzde 1’i düzeyindedir. Sektörün coğrafi dağılımına bakıldığında hammaddeye ve pazara yakınlık dolayısıyla diğer imalat sanayi sektörlerine göre daha dağınık bir yapı olduğu gözlenmektedir. Sektörün en büyük 21 üreticisinden 7’si Marmara, 6’sı Ege, 4’ü Akdeniz, 3’ü Karadeniz ve 1’i İç Anadolu bölgesinde faaliyet göstermektedir.


OECD verilerine göre demir çelik sektöründe 2008 yılında 33.000 kişi olan istihdam, 2008 yılında dünyada yaşanan küresel mali kriz ile birlikte 2009 yılı sonunda 29.000 kişiye düşmüştür.




Yüklə 1,52 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   32




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin