1. Dönem Tanzimat Edebiyatı’nın Genel Özellikleri:
Tanzimat edebiyatı, ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval gazetesinin 1860’ta çıkarılmasıyla başlar.
Tanzimat sanatçıları, edebiyatı toplumu aydınlatmada bir araç olarak gördüklerinden “toplumiçin sanat” anlayışındadırlar.
Bu dönem sanatçılarının tamamı devlet adamı, bürokrat ya da siyasetçidir.
Birçok edebi tür ilk kez bu dönemde edebiyatımızda kullanılmıştır(Roman, hikaye, eleştiri, deneme, tiyatro…)
Tanzimat sanatçılarından Şinasi ile Ahmet Vefik Paşa Klasisizm’den ; Namık Kemal, Ahmet Mithat ve Şemsettin Sami ise Romantizm’den etkilenmiştir.
Bu dönem sanatçıları başta Fransız edebiyatından olmak üzere Batı edebiyatından etkilenmiştir.
Notalama işaretleri ilk kez bu dönemde kullanılmıştır.(Şinasi)
Bu dönem sanatçıları, eserlerinde kişiliklerini gizlememişlerdir.
Bu dönemde hak, adalet, özgürlük, vatan gibi temalar ilk kez kullanılmıştır.
Bu dönemde yazılan tiyatro eserleri oynanmak içindir.
Bu dönem sanatçıları, dilde sadeleşmeyi amaçlamışlar; ancak başarılı olamamışlardır.
Bu dönem sanatçıları; eski-yeni, doğu-batı çatışmasını işlemişlerdir.
1.Dönem Tanzimat Şiirinin Genel Özellikleri
Tanzimat şiiri, içerik bakımından yeni; şekil bakımındaneskidir.
Tanzimat sanatçıları, Türk şiir ölçüsünün “hece ölçüsü” olması gerektiğini savundukları halde “aruz ölçüsünü” kullanmışlardır.
Tanzimat sanatçıları, Divan edebiyatının tersine “beyit (parça) bütünlüğü” yerine “konu bütünlüğüne” önem vermişlerdir.
Tanzimat sanatçıları, beyit nazım birimi ve Divan şiiri nazım şekillerini kullanmışlardır.
Bu dönemde şiirde “sanatlı söyleyiş” amaç olmaktan çıkmıştır
1.Dönem Tanzimat Hikaye ve Romanının Genel Özellikleri:
Bu dönemde yazılan hikaye ve romanlar, türlerinin ilk örnekleri olmaları ve taklit yoluyla oluşturulmaları nedeniyle teknik yönden kusurludur.
Roman ve hikâyelerde tesadüfler, betimlemelerde gereksiz tasvirler bolca kullanılmıştır.
Roman ve hikayelerdeki kahramanlar genellikle ölür.(Verem, intihar…)
Bu dönem roman ve hikayelerinde görücü usulüyle evlenmenin sakıncaları, yanlış Batılılaşma, köle ve cariyelerin sıkıntıları, vatan ve özgürlük gibi temalar işlenmiştir.
Roman ve hikayelerde kullanılan dil çok ağır değildir.
TANZİMAT EDEBİYATININ 1. DÖNEM SANATÇILARI
İBRAHİM ŞİNÂSİ (1826 - 1871)
Edebiyatımızdaki birçok ilkin sahibi olan Şinâsi İstanbul doğumludur.
İstanbul ve Paris’te iyi bir eğitim almış, yurda döndükten sonra da devletin çeşitli kademelerinde memurluk yapmıştır.
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini kullanan ilk sanatçıdır.
Şinasi, edebiyatımızın Batılı anlamdaki ilk bilinçli temsilcisidir.
Şinasi, eserlerinde bilinçli bir dil kullanmaya özen göstermiş ve dönemine göre sade bir dil kullanmıştır.
Fransız klasiklerinden etkilenen Şinasi, birçok şiir çevirisi yapmıştır.
Edebiyatımızdaki ilk makaleyi yazmıştır (Mukaddime).
İlk tiyatro eserini yazmıştır.(Şair Evlenmesi)
Agâh Efendi’yle birlikte ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmıştır.
Edebiyatımızın en tutarsız sanatçılarından Ziya Paşa, İstanbul’da doğmuş devletin çeşitli kademelerinde görev yapmış önemli devlet adamlarındandır.
Politikayla uğraşan sanatçı, Namık Kemal gibi Yeni Osmanlılar Cemiyeti’ne üye olmuş; ancak sürekli eski-yeni ikileminde kalmıştır.
Şiir ve İnşâ adlı makalesinde Halk edebiyatını yüceltip Divan edebiyatını eleştirirken “Harabat” adlı eserinde Divan edebiyatını göklere çıkarır Halk edebiyatını yerin dibine batırır.
Ziya Paşa Terkîb-i Bent ve Tercî-i Bent’leriyle ünlüdür.
Ziya Paşa’nın birçok ünlü vecizesi vardır.
Divan şiiri geleneğiyle yetişen Ziya Paşa, eserlerinin tamamında aruzu kullanmıştır.
Eserleri:
Harabat ( Türkçe, Arapça, Farsça şiir Antolojisi),
Zafername (üç bölümlük manzum bir eserdir, sadrazam Ali Paşa’yı üstü örtülü bir şekilde yermiştir)
Eş’arı Ziya, Külliyat-ı Ziya Paşa (şiir)
Defter-i Amal (çocukluk anıları)
Şiir ve İnşa ( makale)
Rüya, Veraset Mektupları (düzyazı)
Emile, Engizisyon Tarihi, Endülüs Tarihi (çeviri)
AHMET MİTHAT EFENDİ (1844-1913)
Edebiyatımızda “yazı makinesi” olarak bilinen Ahmet Mithat’ın 200’e yakın eseri vardır.
Bütün amacı halkı eğitmek olan Ahmet Mithat, hemen her türde eser vermiştir.
Ahmet Mithat, geçimini sağlamak ve halkı eğitmek amacında olduğu için eserleri teknik bakımdan kusurludur.
Romantizmin etkisinde kalan sanatçı, eserlerinde olayın akışını keserek okuyucuya bilgi verir.
Ahmet Mithat, sade ve anlaşılır bir dille bildiği her şeyi okuyucuya aktarmıştır.
Roman ve hikayelerinde meddah tekniğinden yararlanan sanatçı, edebiyatın konusunu ve temasını genişletmiştir.
Sanatçı 1878 yılında Tercüman-ı Hakikat gazetesini tek başına çıkarmıştır.
Edebiyatımızda ilk hikaye örnekleri olan “Letâif-i Rivâyet” eserini oluşturmuştur.
Romanlar:
Felâtun Bey’le Râkım Efendi, Henüz 17 Yaşında Hasan Mellah, Dünyaya İkinci Geliş,Hüseyin Fellah,
Dürdâne Hanım, Jön Türk,Paris’te Bir Türk
Hikayeleri :
Letaif-i Rivayat, Kıssadan Hisse,
Tiyatro:
Eyvah, Açıkbaş, Ahz-ı Sar, Çerkes Özdenler
Gezi:
Avrupa’da Bir Cevelan
ŞEMSETTİN SAMİ (1850-1905)
Edebiyatımızda sözlük çalışmalarıyla öne çıkan sanatçı, dil alanında önemli yapıtlar vermiştir.
Sanatçı hem Doğu hem Batı dillerini iyi bilmektedir.
Orhun Kitabeleri’ni ve Kutadgu Bilig’i Türkiye Türkçesine çevirerek açıklaşmıştır.
Türk dilinin sadeleşmesinde büyük çabalar veren sanatçı, Kâmus-i Türkî adlı ilk sözlüğü oluşturmuştur.
Edebiyatımızda ilk yerli roman olan “Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat” adlı eseri yazmıştır.
Makber , Sahra, Hacle, Ölü, Bunlar Odur, Garam , Validem, Tayfalar Geçidi, İlham-ı Vatan .
MUALLİM NACİ (1850-1893)
2. Dönem Tanzimat edebiyatında eski edebiyatı savunan sanatçılarından olan Naci; öğretmenlik, memurluk , gazetecilik yapmıştır.
Fransızcayı iyi bilen sanatçı, dönemindeki sanatçılara göre daha sade bir dil kullanmıştır.
Recaizâde Mahmut Ekrem ile girdiği kafiye tartışmasında “göz için kafiye” görüşünü savunmuş ve Recaizâde Mahmut Ekrem ‘i sürekli eleştirmiştir.
Medrese eğitimi alan ve Doğu kültürüyle yetişen sanatçı divan edebiyatı anlayışının yeniden canlanmasını sağlamıştır.
Muallim Naci’nin dil ve edebiyat bilimi alanında yapmış olduğu birçok çalışma vardır.
“Köylü Kızların Şarkısı” adlı şiiri ile köyden söz eden ilk şairdir.
Eserleri
Şiir : Demdeme (eleştirel şiir) , Ateşpare, Şerore , Füruzan , Sümbüle, Terkib-i Bent
Sözlük : Lugat-ı Naci
Anı : Ömer’in Çoçukluğu
Tiyatro:
Heder, Ebul Gazan, Hamiyet yahut Musa
Istılahat-ı Edebi (edebiyat bilgileri)
SAMİPAŞAZÂDE SEZAİ (1860-1936)
Tanzimat’ın 2. Döneminin diğer önemli sanatçısı olan Sezai büyükelçilik yapmıştır.
Değişik türlerde yazmasına rağmen realist çizgide yazdığı roman ve hikâyeleriyle tanınmıştır.
Edebiyatta ilk realist hikâye olan “Küçük Şeyler “i yazmıştır.
Sanat için sanat anlayışında olan sanatçı Namık Kemal’den etkilenmiştir.
Fransız ve İngiliz edebiyatından etkilenen sanatçının dili ağırdır.
Eserleri
Sergüzeşt (roman),
Küçük Şeyler(hikâye),
Sir (tiyatro),
Rumuzul Edebiyat (makale),
İclâl (mensur hikaye)
NABİZADE NAZIM (1862-1893)
2. Dönem Tanzimat edebiyatı gerçekçi yazarlarından olan sanatçı subaylık görevi yapmıştır.
Edebiyatın ilk köy romanı olan “Karabibik “i yazmıştır.
Öykü ve romanın konusunu İstanbul dışına taşıyan sanatçıdır.
Sanatçı, daha çok romantizm ve naturalizmden etkilenmiştir.
Sanatçı realist çizgiye uygun olarak eserlerinde kişiliğini gizlemiştir.
“Zehra” adlı roman psikolojik özellikleri ağır basan naturalist (tezli) bir eserdir.
Eserleri
Karabibik , Zehra
EDEBİYATIMIZDAKİ “İLK” LER
Batılı anlamda ilk tiyatro eseri,
Şinasi’nin tek perdelik töre komedyası şeklindeki “Şair Evlenmesi” adlı eseridir.
İlk hikaye örnekleri, Ahmet Mithat Efendi’nin “Letaif-i Rivâyet” adlı hikayesidir.
İlk hikaye örnekleri, Ahmet Mithat Efendi’nin “Letaif-i Rivâyet” adlı hikayesidir.
Çeviri ilk roman,
Çeviri ilk roman,
Yusuf Kamil Paşa’nın Fenelon’dan çevirdiği “Telemak” adlı eserdir
Tarihi ilk roman,
Tarihi ilk roman,
Namık Kemal’in “Cezmi” eseridir.
.
Realist ilk roman,
Realist ilk roman,
Recaizâde Mahmut Ekrem’in “Araba Sevdası”.
Psikolojik ilk roman,
Psikolojik ilk roman,
Mehmet Rauf’un “Eylül” romanı.
İlk Türkçe sözlük,
İlk Türkçe sözlük,
Şemsettin Sami’nin “Kamus-i Türki”.
İlk kadın tiyatrocu,
İlk kadın tiyatrocu,
Afife JALE.
İlk mensur şiirleri yazan,
İlk mensur şiirleri yazan,
Halit Ziya Uşaklıgil.
Mizahi anlamda ilk dergi,
Teodor Kasap’ın “Diyojen”.
İlk antoloji,
Ziya Paşa’nın “Harabat” adlı eseri.
İlk makale ,
Şinâsi’nin “Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi”.
Batılı anlamda ilk eleştiri,
Namık Kemal’in Ziya Paşa’nın “Harabat”ına karşı yazdığı “Tahrib-i Harabat”
İlk resmi gazete
“Takvim-i Vakâyi”
İlk yarı resmi gazete
“Ceride-i Havâdis”
İlk özel gazete,
Şinasi’nin Agah Efendi’yle birlikte çıkardığı Tercüman-ı Ahvâl.
A) Tanzimat Dönemi Romanları
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat: Şemsettin Sami’nin eseridir. İlk yerli romandır. Romantik bir romandır. Konusu bir evlilik dramıdır.
İntibah: Namık Kemal’in eseridir. İlk edebî roman olarak kabul edilir. Ali Bey, Mahpeyker’e âşık olur. Bu kötü kadından Dilaşup ismindeki cariye sayesinde uzaklaşır. Bunun üzerine Mahpeyker Ali Bey’i öldürtmek ister. Dilaşup, Ali Bey’i ölümden kurtarsa da kendisi ölür. Daha sonra Ali Bey, Mahpeyker’i öldürür, hapse girer ve orada hastalanarak ölür.
Cezmi:
Cezmi:
Namık Kemal’in romanıdır. İlk tarihi romandır. Cezmi, 16. yüzyılda İstanbul’da yaşamış bir Türk sipahisidir. İranlılara esir düşen Adil Giray’a yardım etmek için İran’a gider. Romanın ikinci cildi yazılmamıştır.
Felatun Bey ile Rakım Efendi:
Ahmet Mithat Efendi’nin yanlış batılılaşma temasını işlediği romanıdır. Romantizm etkisindedir. Felatun Bey alafranga hayata özenen mirasyedi bir züppedir. Buna karşın Rakım Bey, ağırbaşlı ve dengeli bir tiptir.
Sergüzeşt:
Sergüzeşt:
Samipaşazade Sezai’nin romanıdır. Romantizmden realizme geçişte köprü rolü oynayan bu eser, Dilber adındaki esir bir kızın, satıldığı zengin konaklardaki acıklı yaşamını anlatır. Dilber, bu konaklardan birinde geç ressam Celal Bey’e aşık olur; romanın sonunda, götürüldüğü Mısır’da kendini Nil nehrine atarak intihar eder.
Araba Sevdası:
Araba Sevdası:
Recaizade Mahmut Ekrem’in realist bir anlayışla yazdığı romandır.
Romanda, yanlış batılılaşma teması işlenir. Bihruz Bey adındaki alafranga züppe tipin gülünçlükleri ve hayali aşkları anlatılır.
Zehra:
Nabizade Nazım’ın natüralizmin etkisinde yazdığı romanıdır. Ana çizgileri Ahmet Mithat’ın Müşahedat adlı romanına benzeyen eserde kahramanların ruh durumları fizyolojik ve toplumsal etkilerle açıklanmıştır.