Tck tanitim semineri notlari


Resmî belge hükmünde belgeler



Yüklə 4,78 Mb.
səhifə73/127
tarix02.11.2017
ölçüsü4,78 Mb.
#27177
1   ...   69   70   71   72   73   74   75   76   ...   127

Resmî belge hükmünde belgeler


MADDE 210. - (1) Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetname olması hâlinde, resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

(2) Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması hâlinde, resmî belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunur.176



GEREKÇE :

Madde, ticarî hayatta büyük yer tutan ve basit bir ciro ile veya buna bile gerek görülmeksizin tedavül eden bazı evrakı daha ciddî bir şekilde korumak maksadına yöneliktir. Madde ile sayılan özel belge­lerde sahtecilik yapılması hâlinde, resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin hü­kümlerin uygulanacağı kabul edilmiştir. Burada söz konusu olan, sadece resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin cezanın uygulanması değildir. Sayı­lan belgelerde sahtecilik yapılması durumunda, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler bütün olarak uygulanır.

Kambiyo senedi veya emtiayı temsil eden evrak, imzalı ve boş olarak faile tevdi edilmiş olup da, fail, bunu tevdi maksadından farklı bir şekilde doldurmuşsa, o takdirde açığa atılan imzanın, kötüye kullanılmasına ilişkin yaptırım uygulanacaktır. Çünkü, bu durumda, tevdi edilen kağıt, imzalı ve fakat boş olarak verildiği için, henüz belge niteliğini kazanmamıştır.

Maddede, son zamanlarda tahvillerde de sahtecilik fiillerinin geniş öl­çüde gerçekleştirilmesi ve bu nedenle güvenliğin çok zarara uğraması nedeni ile “her türlü tahviller”de özel himaye altına alınmıştır; ayrıca el yazılı vasi­yetnamelerde gerçekleştirilen sahtecilik dolayısıyla, resmî belgede sahtecilik hükümlerinin uygulanacağı açıklanmıştır. Burada söz konusu olan vasiyet­name, noter huzurunda yapılmamış olanlardır. Noterin, talep üzerine düzen­lediği vasiyetname bir resmî belge olduğundan bu madde kapsamında zikre­dilmesine gerek yoktur. Burada geçen vasiyetname, ölen kişinin meydana getirdiği el yazısı ile yapılmış veya onun beyanı üzerine özel kişilerce sap­tanmış vasiyetnamelerdir.

Maddenin ikinci fıkrasında, kamu görevlisi sıfatıyla çalışmasalar bile, tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu kişilerin, görevlerinin gereği olarak gerçeğe aykırı belge düzenlemesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Ancak, düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğu­rucu nitelik taşıması hâlinde, resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunacaktır. Böylece, belirtilen kişilerin görevlerinin ifası bağ­lamında düzenledikleri belgelerin önemi vurgulanmış ve bunlara duyulan güvenin özellikle korunması amaçlanmıştır.

Daha az cezayı gerektiren hâl

MADDE 211. - (1) Bir hukukî ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun işlenmesi hâlinde, verilecek ceza, yarısı oranında indirilir. 177

İçtima


MADDE 212. - (1) Sahte resmî veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması hâlinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur.

& 32. Kamu Güvenine Karşı Suçlar
Kamunun güveni kavramı:Kamunun güveni; hukuk düzeninin, herhangi bir hukuksal olayı kanıtlama yeteneği tanıdığı şeylerle doğruluk ve gerçekliğine herkesçe güvenilmesini öngördüğü şekil ve alametler; belirti, iz, işaret,nişan, simgenin sahtecilikten korunmalarını görmek ve bilmek biçiminde oluşmuş genel, sürekli,toplumsal bir hak ve yaradır. Diğer bir anlatımla kamunun güveni; özel veya kamu hukukunun kanıtlama gücü tanıdığı şey, şekil ve alametlere karşı olan genel güvendir. Toplumun inanma ve bireyin aldatılmama hakkı kamu güvenini oluşturur.

Kamunun güvenine karşı suçlar, geniş anlamda sahtecilik suçlarıdır.

1. Kamusal değerler üzerinde sahtecilik (kalpazanlık) : paralarda, kamu değeri kağıtlarında (paraya eşit sayılan değerlerde), değerli damgalarda sahtecilik,

2. Mühürlerde sahtecilik,

3. Belgelerde sahtecilik, olmak üzere üç ana bölüme ayrılmaktadır.

Bu suçların ortak özelikleri : Aldatma yeteneği, Zarar olanak ve olasılığı, ve Kasıttır.



I. 5237 sayılı Kanun ile 765 sayılı Kanunda yer alan hükümlerin karşılaştırması

1. Parada sahtecilik suçları açısından :
A. Yeni T.C.K. madde 197/1( 765 sayılı T.C. K. madde 316/1)

a. Her iki madde de “para” nın ulusal veya yabancı ülke parası olması arasında fark gözetilmemiştir. Ancak, “parada sahtecilik” diğer deyimiyle “kalpazanlık” suçunun işlenebilmesi için ulusal paranın Ülkemizde ve yabancı paranın ülkesinde yasal olarak dolaşımda (tedavülde) bulunması gereklidir.

b. 5237 sayılı Kanunun 197/1. maddesi, madeni veya kağıt para ayrımı yapmaksızın, bu iki para türünü de içermektedir. 765 sayılı Kanunun 316/1. maddesi bakımından ise para, yalnızca madeni paradır. Kağıt para, aynı Kanunun 331. maddesinde tanımlanan kamu değeri kağıtları kapsamında yer almaktaydı ve sözü edilen maddenin yollamasıyla “para” olarak hüküm ifade ediyordu.

c. 765 sayılı Kanun “kandırıcılık yeteneği” ile “sürüm yeteneği”ni birbirinden farklı kavramlar olarak benimsediği halde, 5237 sayılı Kanun “Kandırıcılık yeteneği “ ile “sürüm yeteneği” ayırımına yer vermemiştir.

Kandırıcılık ve sürüm yetenekleri aynı anlamda kullanılmakta olup eşdeğerdir. Bu nedenledir ki 5237 sayılı Kanunda 765 sayılı Kanunun 321. maddesinin karşılığı bir hüküm yoktur.



d. 5237 sayılı Kanunun 197/1. maddesinin maddi öğesi; yasal olarak dolaşımda bulunan ulusal veya yabancı ülke parasını sahte olarak üretmek, sürmek amacıyla nakletmek, muhafaza etmek veya dolaşıma sürmek (tedavüle koymak)tır. Üretmek sözcüğünün, taklit ve tağyiri kapsadığında kuşku yoktur.

765 sayılı Kanunun 316/1. maddesinin bir ve ikinci bentlerindeki taklit, tağyir yerine 5237 sayılı Kanunun 197/1. maddesinde üretmek sözcüğü kullanılmıştır.

765 sayılı Kanunun 316/1. maddesinin üçüncü ve dördüncü bentlerindeki; sahte paraları ülkeye sokmak, saklamak, dolaşıma sürmek , almak eylemlerinin “taklit veya tağyir eden kişi veya aracısıyla anlaşarak” işlenmesi koşuluna, 5237 sayılı Kanunda yer verilmemiştir. Anılan Kanunun 197/1. maddesindeki suçun oluşması için, fıkra metninde sayılan seçimlik hareketlerden birisinin yapılması yeterlidir. Üreten kişi veya aracısıyla anlaşma durumunda sorun 5237 sayılı Kanunun “suça katılmayı” düzenleyen 37- 40. maddeleri ışığında çözümlenmeli ve üreten ile üretenin aracısı veya bunlarla anlaşanlar hakkında hakim, aynı Kanunun 61. maddesindeki ölçütlere göre gerekçesini açıklayıp temel cezaları belirlemelidir.

e. 5237 sayılı Kanunun 197/1. maddesindeki suçun manevi öğesi;

Maddede tanımlanın suçun gerçekleşebilmesi için genel kastın bulunması gereklidir.

Dolaşımdaki paranın sahte olarak üretilmesi, sahte olduğunu bilerek ülkeye sokmak, nakletmek, muhafaza etmek veya dolaşıma sürmek bilinç ve iradesidir.

B. Yeni T.C.K. madde 197/2: 765 sayılı T.C.K. madde 318

İki madde arasındaki tek ortak nokta; sanığın sahte parayı, bu niteliğini bilerek almasıdır.

765 sayılı Kanunun 318. maddesinin uygulanabilmesi için sanığın, sahte parayı üretme suçuna katılmamış ve üreten veya aracısıyla anlaşmamış bulunması ve sahte parayı dolaşıma koymak üzere ülkeye sokması, satın alması, kabul etmesi, saklaması veya herhangi bir biçimde dolaşıma sürmesi gerekir.

5237 sayılı Kanunun 197/2. maddesinde bu koşullar yoktur. Sahte paranın üretenden, aracıdan veya bunlar dışında bir kişiden alınması arasında fark gözetilmemiştir. Sahte parayı veren yönünden eylem dolaşıma sürmektir. Madde bu düzenlemeyle; sahte paranın dolaşıma sürülmesini önlemek istemiş, yalnızca “sahteliğini bilerek kabul etmeyi” yaptırıma bağlamıştır.

Sahte parayı üretenin eylemine ortak olmak, üreten veya aracısıyla anlaşmak; (maddenin birinci fıkrasıyla ilgili açıklamada belirtildiği gibi) 5237 sayılı Kanunun 37-40. maddelerine göre çözümlenmelidir.

Sahte parayı, dolaşıma koymak için ülkeye sokmak, almak, kabul etmek, sürmek; 197. maddenin 1. fıkrasındaki suçu oluşturur.

5237 sayılı Kanunun 197/2. maddesindeki suçun maddi öğesi; sahte parayı, bu durumunu bilerek kabul etmektir.

Manevi öğe; Sahte parayı, sahte olduğunu bilerek alma, kabul etme bilinç ve iradesidir.

C. Yeni T.C.K. madde 197/3 ; 765 sayılı T.C.K. madde 320

Her iki madde tam olarak birbirinin aynıdır. Maddi ve manevi öğeleri aynıdır.



Maddi öğe: Sahte olduğu bilinmeden kabul edilen paranın (sonradan, bu niteliği öğrenildiği halde) bilerek dolaşıma konulmasıdır.

Manevi öğe: Sahteliğini sonradan öğrendiği parayı, dolaşıma sürmek suretiyle elden çıkarmak bilinç ve iradesidir.

D. Paraya eşit sayılan değerler

Yeni T.C.K. madde 198: Paraya eşit sayılan değerlerin belirtildiği bir tanım maddesidir. 765 sayılı T.C.K. 331. madde paraya eşit sayılan değerler olan kamu değeri kağıtları açıklanmakta, 316/2(son) madde de ise, ulusal ziynet altınlarının da “para” hükmünde olduğu belirtilmektedir.

765 sayılı T.C.K.nun 331. maddesi (ikinci cümlesi) uyarınca “kağıt para” kamu değeri kağıtlarındandır ve kamu değeri kağıtları para gibidir. Bunlar; Yasa gereği madeni paralar gibi dolaşıma konulmuş kağıt paralar , Devletçe çıkarılan taşıyana yazılı senet ve kuponlar ve kurumlarca yetkileri doğrultusunda izne dayalı olarak çıkarılan (ve para gibi dolaşıma konulabilen) belge ve senetlerdir.

5237 sayılı T.C.K.nun 197/1. maddesiyle kağıt paralar, madeni paralara eş tutuldukları için 198. maddede ayrıca belirtilmemiştir.

765 sayılı Kanunun 331. maddesi Devletçe çıkarılan belgeyi, taşıyana yazılı senet ve kupon olarak belirtirken, 5237 sayılı Kanunun 198. maddesi “senet” yerine “bono” sözcüğünü kullanmış, belgeler kapsamına “hisse senetleri” ve “tahvilleri” de eklemiştir. Tahvillere, yetkili kurumlar tarafından çıkarılan belgeler kapsamında da yer verilmiştir.

765 sayılı Kanun bu belgeleri; kamu değeri kağıtları (itibarı amme kağıtları) olarak adlandırırken, 5237 sayılı Kanun, paraya eşit sayılan değerler başlığını kullanmıştır.

Bunlar dışında gerek Devlet tarafından, gerekse yetkili kurumlarca çıkarılan ve maddelerde açıklanan belgelerin özellik ve nitelikleri bakımından iki Kanun arasında fark bulunmamaktadır.

Milli ziynet altınları üzerindeki sahtecilik hakkında, paralarda sahteciliğe ilişkin hükümlerin uygulanabilmesi bakımından; 765 sayılı Kanunun 316/2 (son) fıkrasının karşılığı, 5237 sayılı Kanunun 198. maddesiyle (son cümlede) düzenlenmiştir.

2. Kıymetli damgada sahtecilik

A. Yeni T.C.K. madde 199/1 ; 765 sayılı T.C.K. madde 322/1ve 329/1

Her iki Kanun da değerli damgaların ulusal ve yabancı ülkeye ait olması arasında ayırım gözetmemiştir. Değerli damga üzerinde sahtecilik suçunun işlenebilmesi için, bunların yasal olarak dolaşımda bulunması gereklidir.

5237 sayılı Kanunun 199/1. maddesinde tanımlanan suçun maddi öğesi: yasal olarak dolaşımda bulunan ulusal veya yabancı ülkeye ait değerli damgayı sahte olarak üretmek, (sürmek amacıyla) ülkeye sokmak, nakletmek, muhafaza etmek veya dolaşıma (tedavüle) koymaktır.

765 sayılı Kanunun 329/1. maddesinde belirtilen; gerçek bir değerli damganın, üzerindeki kullanıldığını gösteren işaret silinerek, yok edilerek yeniden kullanılması sahte değerli damgayı dolaşıma sürmek niteliğindedir ve 5237 sayılı Kanunun 199/1.maddesine uygun suçu oluşturur.

Maddede tanımlanan suçun manevi öğesi: dolaşımdaki değerli damganın sahte olarak üretilmesi, sahte olduğunu bilerek; ülkeye sokulması, nakil veya muhafaza edilmesi, dolaşıma konulması bilinç ve iradesidir.

765 sayılı Kanunun 322/1. maddesi, aynı Kanunun 316, 318, 320. maddelerine yollama yaptığından, anılan maddelerle ilgili olarak yukarıdaki açıklamalar bu konuda da geçerlidir.



B. 5237 sayılı (Yeni ) T.C.K. madde 199/2: 3 aydan 1 yıla kadar hapis ve (5 günden 730 güne kadar) adli para cezası.

765 sayılı T.C.K. madde 327/1: 1 aydan 3 yıla kadar hapis ve 50 liradan 400 liraya kadar ağır para cezası ( 19. madde ile 3506 ve 4421 sayılı Kanunlardaki artış oranları uygulanır).

765 sayılı Kanunun 327/1. maddesinin uygulanabilmesi için, sanığın; sahte olarak üretmek (taklit veya tağyir) eylemine katılmamış olması ve sahte değerli damgayı kullanması gerekmektedir.

Oysa, 5237 sayılı Kanunun 199/2. maddesi bu koşulları öngörmemiştir. Kişinin, sahte değerli damgayı üretenden veya bir başkasından alması arasında fark bulunmadığı gibi kullanması da zorunlu değildir.

Yalnızca “almak” maddedeki suçun oluşması için yeterlidir. Sahte olarak üretmek (taklit ve tağyir) eylemine katılma, 37-40. maddeler uyarınca; sahte damganın kullanması da dolaşıma sürmek niteliğinde olup 199/1. madde kapsamında; değerlendirilir.

5237 sayılı Kanunun 199/2. maddesindeki suçun maddi öğesi: sahte olarak üretilmiş değerli damgayı, sahteliğini bilerek kabul etmektir.

Suçun manevi öğesi: değerli damgayı sahte olduğunu bilerek almak, kabul etmek bilinç ve iradesidir.

C. 5237 sayılı T.C.K. madde 199/3. maddesi 1 aydan 6 aya kadar hapis cezası öngörürken, 765 sayılı T.C.K. madde 327/2; 320. maddedeki cezanın üçte biri oranında indirilerek hükmedileceğini öngörmüştür.

Bu iki madde, öğe ve koşulları yönünden birbiriyle uyumludur.

Suçun maddi öğesi: sahte olduğu bilinmeden kabul edilen değerli damganın,sahteliği sonradan öğrenilmesine karşın kullanılması, elden çıkarılması gibi yollarla dolaşıma konulmasıdır.

Manevi öğe ise; sonradan sahteliği öğrenilen sahte değerli damganın, bilerek dolaşıma konulması bilinç ve iradesidir.

D. (a) 5237 sayılı (Yeni) T.C.K. madde: 199/4 ve (b) 765 sayılı T.C.K. madde: 322/2’ de değerli damga sayılan damgalı kağıt ve pullar belirtilmiştir.

Değerli damgalar: (a) damgalı kağıtlar, (b) damga pulları, (c) posta pulları, (d) belli bir vergi veya harcın ödendiğini belgeleyen pullar, (e) pul dengi diğer değerli kağıtlardır.

Sahtecilik suçuna konu olabilmesi için, değerli damganın özel bir yasayla çıkarılmış ve yasa uyarınca kullanılmakta, dolaşımda olması, iptal işareti taşımaması gerekir.

3. Para ve kıymetli damgaları yapmaya yarayan araçlar

5237 sayılı (Yeni) T.C.K. madde 200: 1 yıldan 4 yıla kadar hapis ve (5 günden 730 güne kadar) adli para cezası ;765 sayılı T.C.K. madde 323: 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 200 liradan 1000 liraya kadar ağır para cezası; madde 324: 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 100 liradan 500 liraya kadar ağır para cezası öngörmektedir.

765 sayılı Kanunun 323. maddesi, kağıt parayı da kapsayan kamu değeri kağıtları (paraya eşit sayılan değerler) ile değerli damgaların üretiminde kullanılan özel filigranlı kağıtların; 324. maddesi, filigran, filigranlı kağıt, madeni para, değerli damga sahteciliğinde kullanılacak araç (alet) ve gereç (malzeme)nin; yapımını, alım ve satımını, devrini, saklanmasını yasaklamıştır.

5237 sayılı Kanunun 200. maddesi bulların tümünü kapsayacak biçimde; paraların (ve paraya eşit sayılan değerlerin), değerli damgaların yapımında kullanılan araç ve gerecin izinsiz olarak üretilmesini, ülkeye sokulmasını, satılmasını, devredilmesini, satın alınmasını, kabul ve muhafaza edilmesini yaptırıma bağlamıştır.

Böylece hazırlık hareketleri düzeyindeki eylemler, belirtilen konulardaki sahteciliklerin baştan önlenebilmesi için cezalandırılmaktadır.

Suçun maddi öğesi: paralar, paraya eşit sayılan değerler ve değerli damgaların yapımında kullanılan araç ve gereçleri üretmek,ülkeye sokmak, satmak, devretmek, satın almak, kabul veya muhafaza etmek seçimlik eylemleridir.

Suçun manevi öğesini: Açıklanan seçimlik eylemlerle para, paraya eşit değer veya değerli damgalarda sahtecilik yapmak amacı, bu doğrultudaki bilinç ve irade oluşturmaktadır.

4. Etkin pişmanlık

5237 sayılı T.C.K. madde 201: 197, 198, 199 ve 200. maddelerde tanımlanan suçlarla ilgili olarak cezadan kurtulmaya olanak veren etkin pişmanlık durum ve koşulları açıklanmıştır. 765 sayılı T.C.K. madde 326: 316-325. maddelerde belirtilen suçlarda cezadan bağışıklık durum ve koşulları gösterilmiştir.

765 sayıl Kanunun 326. maddesine göre; soruşturma ve kovuşturma makamlarınca haber alınmadan önce, kendi istek ve iradesiyle 316-325. maddelerdeki suçlardan bir veya birkaçının sonuç doğurmasını engelleyen ve bunun fiilen gerçekleşmesini sağlayan sanığa ceza verilmez.Suçun doğmasını engellemek yeterli olup suç ortaklarını ele vermek zorunlu değildir.

Buna karşılık 5237 sayılı Kanunun 201. maddesinin birinci fıkrası gereğince: Kanunun 197, 198 ve 199 maddelerinde belirtilen suçlarla ilgili seçimlik hareketlerden bir veya birkaçını gerçekleştiren kişiye; sahte para veya değerli damgaları dolaşıma koymadan ve resmi makamlarca haber alınmadan önce ; diğer suç ortaklarını ve sahte olarak üretilen para veya değerli damgaların üretildiği veya sakladığı yerleri bildirmesi ; verilen bilginin; suç ortaklarının yakalanmasını ve sahte olarak üretilen para ve değerli damgaların ele geçirilmesini sağlaması durumunda cezaya hükmolunmaz.

201. maddenin ikinci fıkrası ;aynı koşullarla; suç ortaklarıyla sahte para veya değerli damga üretiminde kullanılan araç ve gerecin ele geçirilmesini sağlamayı zorunlu kabul etmiştir.

5- Mühürlerde sahtecilik
A. 5237 sayılı T.C.K. madde 202/1: 2 yıldan 8 yıla kadar hapis ; 765 sayılı T.C.K. madde 332: 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 50 liradan 500 liraya kadar ağır para cezası öngörmüştür.

765 sayılı Kanunun 332. maddesiyle hükümet makamlarının emir ve kararlarına konulan mühürler korunmaktadır. Bunların emir ve kararları belgelemek, diğer kağıtların doğruluğunu ve gerçeğe uygunluğunu onaylamak için kullanılması gerekir.

5237 sayılı Kanunun 202/l. maddesinde; bu mühürlerin Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Başbakanlık mühürleri olduğu belirtilerek, duraksama ve yanılgıya yer bırakılmamıştır.

Suçun maddi öğesi: anılan mühürleri sahte olarak üretmek veya (sahteliğini bilerek) kullanmaktır.



Manevi öğesi: maddede sayılan yönetim katlarına ait mührü sahte olarak üretmek veya sahte mührü kullanmak, bunları bilerek ve isteyerek gerçekleştirmek bilinç ve iradesidir.

Gerçek bir emir veya karar üzerine sahte mühür basılırsa bu maddedeki suç, emir ve karar da sahteyse hem mühürde ve hem de resmi belgede sahtecilik suçları oluşur.



B. 5237 sayılı T.C.K. madde 202/2: 1 yıldan 6 yıla kadar hapis; 765 sayılı T.C.K. madde 333: 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 20 liradan 200 liraya kadar ağır para cezası öngörmektedir.

765 sayılı Kanunun 333. maddesinin birinci fıkrası; resmi daire ve kamu kurumlarının mühürlerinin sahte olarak üretilmesini (taklit olunmasını) veya sahteliği bilinerek kullanılmasını, ikinci fıkrası ise; kamuya güven vermek için kullanılan onay ve belgelendirmeye özgü diğer alet, aracın üretilmesini (taklidini) veya kullanılmasını yaptırıma bağlamıştır.

5237 sayılı Kanunun 202/2. maddesi; kamu kurum ve kuruluşları yanında kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları tarafından kullanılan onaylayıcı veya belgeleyici mührü sahte olarak üretmeyi ve bilerek kullanmayı suç olarak nitelendirmiştir.

765 sayılı Kanunun 333/2. maddesindeki “kamuya güven vermek için kullanılan onay ve belgelendirmeye özgü diğer alet ve araçlar la ilgili düzenlemeye 5237 sayıl Kanunun 202. maddesinde değinilmemiştir. Bunlar, maddenin 2. fıkrasındaki tanım ve niteliğe uygunsa, anılan fıkra uygulanır.Uygun değilse, öğe ve koşulları oluştuğu takdirde sahtecilik ve/veya dolandırıcılık suçlarına vücut verip vermediği değerlendirilmelidir.

5237 sayılı Kanunun 202/2. maddesindeki suçun maddi öğesi: maddede açıklanan kurum veya kuruluşlarca belgelemek veya onaylamak için kullanılan mührü sahte olarak üretmek veya sahteliğini bilerek kullanmaktır.

Manevi öğe: bu mühürleri sahte olarak üretmek veya sahteliğini bilerek kullanmak bilinç ve iradesidir.

Sahte mührün uygulandığı belge de sahteyse, hem mühür ve hem de belge sahteciliği söz konusu olur.



6. Mühür bozma : 5237 sayılı T.C.K. madde 203 cezası: 6 aydan 3 yıla kadar hapis veya 52. maddenin yollamasıyla) 5 günden 730 güne kadar adli para cezası ;765 sayılı T.C.K. madde 274/1: 3 aydan 2 yıla kadar hapis ve 40 liraya kadar ağır para cezasıdır.

Her iki madde arasında düzenlenme amacı ve öğeleri bakımından bir fark yoktur.

Suçun maddi öğesi: bir şeyin saklanması veya varlığının aynen korunmasını sağlamak için, kanun veya yetkili makam emriyle konulmuş mührün kaldırılması, mühür kaldırılmasa da konuluş amacına aykırı hareket edilmesidir.

Manevi öğe: kanun veya yetkili makam emriyle konulan mührü, konulma neden ve amacına aykırı olarak kaldırma veya aynı sonucu doğuracak davranışı bilerek ve isteyerek yapmak bilinç ve iradesidir.

765 sayılı Kanunun 274. maddesinin 2. ve 3. fıkralarındaki eylemler, 5237 sayılı Kanunun 257. maddesi kapsamında suç oluşturduğundan, bu bölümde ayrıca düzenlenmemiştir.



II. 765 sayılı Kanunun “kamusal değerler üzerinde sahtecilik” ve “ mühürlerde sahtecilik” bölümlerinde yer aldığı halde, 5237 sayılı Kanunda bulunmayan veya ayrıca düzenlenmemiş olan hükümler:

(1) 765 sayılı Kanun madde 317: para değerini indirmek suretiyle sahtecilik (tağyir) yalnızca madeni paralarda olanaklıdır. Bunun yanında genellikle değer yükseltme veya değeri yüksek para sahteciliği yapıldığından etki alanı çok dardır.

5237 sayılı Kanun temelde, paralardaki sahtecikler arasında bir ayırım benimsemediğinden bu düzenlemeye yer vermemiştir.

Para değerini indirmek suretiyle sahtecilik de 5237 sayılı Kanunun 197. maddesi kapsamında değerlendirilir.

(2) 765 sayılı Kanun madde 319: bu maddede öngörülen cezayı artırıcı nedenler, hakimin temel cezayı belirlerken 5237 sayılı Kanunun 61. maddesi ışığında gözetmesi ve değerlendirmesi gereken ölçütler kapsamında bulunduğundan, ayrıca düzenlenmesine gerek görülmemiştir.

(3)765 sayılı Kanun madde 321: 5237 sayılı Kanun, 197/1. maddeyle ilgili açıklamada da belirtildiği üzere tüm sahteciliklerde olduğu gibi, bir kandırıcılık (aldatma) yeteneği kabul etmiştir.

5237 sayılı Kanuna göre “kandırıcılık yeteneği” ile “sürüm yeteneği” ayrı değil, eş anlamdaki terimlerdir. Bu nedenle, 765 sayılı Kanunun 321.maddesinin benzeri bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

(4) 765 sayılı Kanunun 325,328 ve 329.maddeleri: demiryolu veya diğer kamu (yolcu, mal) taşıma işletmeleri biletlerinde sahtecilik (sahte olarak üretmek, sürmek için almak, korumak, bilerek sürmek veya önceden kullanılmış olduklarına ilişkin işareti yok ederek kullanmak) suçu, 5237 sayılı Kanun tarafından ayrıca düzenlenmemiştir.

765 sayılı Kanunun 329/1. maddesindeki “değerli damgalar” üzerindeki önceden kullanıldığına ilişkin İptal) işaretinin silinip kullanılması (dolaşıma sürülmesi), yukarıda açıklandığı üzere 5237 sayılı Kanunun 199/1. maddesi kapsamındaki suçu oluşturur. Bunun dışında 765 sayılı Kanunun 325, 328 ve 329/1. maddelerinde sayılan eylemler; 5237 sayılı Kanunun belgelerde sahtecilik suçları kapsamında yer almaktadır.

Demiryolu, diğer kamu taşıma işletmelerinin biletleri; kamu kurumu, kuruluşu veya özel hukuk tüzelkişisi biçimindeki konumuna göre resmi belge ise 5237 sayılı Kanunun 204. ve özel belge ise 207. maddesindeki suçu oluşturur.

765 sayılı Kanunun 329/2. maddesinde tanımlanan eylem, diğer yasal öğelerinin de gerçekleşmesi durumunda 5237 sayılı Kanun uyarınca ancak, dolandırıcılık suçuna vücut verebilir.

(5) 765 sayılı Kanunun 334, 335 ve 336. maddeleri: anılan maddelerin, 5237 sayılı Kanunda doğrudan karşılığı düzenlemeler yoktur. Bunların iz, işaret ve eserlerinin sahte olarak veya gerçeğinin ele geçirilerek hukuka aykırı biçimde kullanılmasıyla oluşturulması; konuldukları şeyin özelliğine göre (örneğin 5237 sayılı Kanunun 204. maddesinin gerekçesinde açıklandığı üzere araç plakası üzerinde sahte mühür izi oluşturulması gibi) belgelerde sahtecilik suçu olarak değerlendirilmek gerekir.

(6) 765 sayılı Kanunun 337 ve 338. maddeleri: anılan maddelerdeki ölçü ve tartı aletlerinin tanımı, suç ve yaptırımları; 3516 sayılı Ölçüler ve Ayarlar Kanunu ile düzenlenmiş olduğundan, 5237 sayılı Kanunda yer verilmemiştir.

III. Belgelerde sahtecilik

1. Genel olarak sahtecilik

Bir hile (dolan) suçu olan sahtecilik; yazıda, sözde ve eylemde sahtecilik olarak sınıflandırılabilmektedir. Gerçeğin herhangi bir biçimde değiştirilmesi, gerçeğe aykırı yazı, söz veya eylemin doğru diye ileri sürülmesi sahteciliktir.

Genel olarak sahtecilik, başkasını aldatmak için kullanılan her türlü hile ve yöntemlerdir. Her hile (dolan), aldatmaya elverişle şey sahtedir. Kanıtlama araçlarında, gerçekliğine inanılması gereken biçim ve alametler; belirti, iz, işaret, nişan, simgede gerçeğin bozulması, değiştirilmesi sahteciliktir.

Hile, sahteciliğin ayrılmaz bir öğesidir. Sahtecilik amaç değil, amacı gerçekleştiren; haksız çıkar elde etmek, amaçlanan bir başka suça ulaşmak için kullanılan araçtır.

Belge; hukuken hüküm ifade eden ve bir hakkın doğmasına, hukuksal ilişkinin veya bir olayın, olgunun kanıtlanmasına yarayan yazıdır. Belgeden söz edebilmek, öncelikle “yazılılık” koşulunun gerçekleşmesine bağlıdır.

Bir yazının belge niteliğini elde edebilmesi için taşınır bir şey (kağıt, bez, levha, plaka ve benzeri) şeyler üzerine yazılmış olması; yazının bireyselliği ve kimliği (yazıdaki irade açıklamasının belli bir kişi veya kuruma ait) ve içeriğinin bulunması; kanıt aracı (hukuksal bir olgu veya bir hakkı kanıtlamaya elverişli) olabilmesi; hukuksal bir değer taşıması, gerekir. İrade bildiriminde bulunan veya gerçeği onaylayan kişinin belirlenebilir olması yeterlidir.

Belgede (yazıda) sahteciliğin konu edilebilmesi,gerçeğin tahrif/tağyir veya taklit edilmiş olmasını gerektirir.

Tahrif/tağyir; gerçeğin kanıtı olan belgenin kapsadığı fiili ve hukuki durumunda değişiklik yapmak, taklit; bir belgenin kısmen veya tamamen tıpkısını oluşturmaktır.

Bu suç; gerçek belgeyi değiştirme, başkalaştırma,bozma veya tamamen veya kısmen sahte belge düzenleme, şeklinde gerçekleştirilebilir.

Tahrif/tağyir (değiştirme, başkalaştırma, bozma) suretiyle sahtecilik; çıkarma veya ekleme yöntemiyle, taklit suretiyle sahtecilik de imza ve metin taklidi, sahte metin düzenlemek biçiminde yapılmaktadır.

Diğer bir açıklamayla;belgede sahtecilikte gerçek iki türlü değiştirilebilir:

(1) Maddi sahtecilik;yazıda fiziksel değişikliktir ve maddi izler bırakır.

(2) Fikri sahtecilik; öze, içeriğe ilişkindir.

Biçimlere ve merasime uyarak,görünüşte gerçek bir belge düzenlenmekte olup içeriği ve özü gerçek ve doğru değildir. Bu nedenle maddi iz bırakmaz.

Maddi sahtecilikte, önceden gerçek bir belge vardır. Suç sonra işlenir. Fikri sahtecilikte, önceden gerçek bir belge yoktur. Sahtecilik belgenin düzenlenmesiyle ortaya çıkar.

Bunların ışığında belgelerde sahteciliği; bir hakkın veya hukuksal sonuç doğuran bir eylemin kanıtlanmasına özgülenmiş yazıda, zarar verme bilinciyle gerçeğin taklit veya tahrifidir biçiminde tanımlamak olanaklıdır.

2. Belgelerde sahteciliğin ortak öğeleri:

Belgelerde sahteciliğin, diğer anlatımla gerçeğin taklit veya tahrifinin aldatma yeteneği olması, zarar olanak veya olasılığı bulunması, kasten (zarar verme bilinciyle) yapılması gerekir.

Eylemin belge niteliğindeki yazı üzerinde gerçekleştirilmiş olması, sahtecilik suçunun ön koşuludur.

A. Aldatma yeteneği; belgedeki sahteciliğin ilk bakışta anlaşılamaması, başkalarını aldatabilecek biçim ve içerikte olmasıdır. Aldatma yeteneğini, suçun maddi öğesine göre hakim takdir eder. Aldatma yeteneğinin bulunmadığı kaba taklit veya tahrif halinde kamu güveni sarsılmayacağından işlenmez sahtecilik suçu vardır.

B. Zarar olanak ve olasılığı; belgenin doğruluğuna inanılmasında kamu yararı vardır. Bu nedenledir ki sahtecilik kamu güvenine karşı suçlardandır. Zararın doğması zorunlu değildir. Zarar olanak ve olasılığı belgede sahteciliğin gerçekleşmesi için yeterlidir.

Kandırıcılık yeteneği bulunan belgede sahtecilikte; belgeye duyulan inanç sarsılacağından ve bunun sonucunda da toplumun inanma, bireyin aldatılmama hakkı ihlal edilmiş olacağından, zarar olasılığı her zaman vardır. Belgede sahtecilik gerçekleştiğinde kamu güveni hemen ve kaçınılmaz biçimde sarsılır ve kamu zararı doğar. Ayrıca bireysel zarar, genel zarara eşlik edebilir. Sahtecilikte bireysel zarar genellikle ve kamusal zarar mutlaka vardır.



Zarar; hukukça korunan bir hak ve çıkarın bozulması anlamındadır.

Sahtecilik, soyut tehlike suçudur. Sahtecilik eylemi işlendiğinde zarar veya zarar tehlikesi doğacağından suç oluşur.



Yüklə 4,78 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   69   70   71   72   73   74   75   76   ...   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin