Tefsir ekolleri I. Cİlt ilk Müfessirler, Rivayet Ekolü, Rivayet Tefsirleri



Yüklə 7,5 Mb.
səhifə135/168
tarix07.01.2022
ölçüsü7,5 Mb.
#86767
1   ...   131   132   133   134   135   136   137   138   ...   168
Rical-i Necaşi, Rical-i Keşşi, Fihrist ve Rical-i Tusi, Rical-i Allame gibi temel rical kitaplarında adı geçmemektedir. Fakat Tefsir-i Kummi’de ondan rivayet edilmiştir.1437 Ali b. İbrahim’in, tefsirin mukaddimesinde onun güvenilirliğinden genel olarak bahsetmesinden mevsuk biri olduğu sonuçu çıkartılabilir. Ancak, birincisi Kummi tefsirinin Ali b. İbrahim’e isnadında tereddüt edilmiştir. Gerçi Tefsir-i Kummi’yi incelerken tefsirin ona isnadını destekleyeceğiz. İkincisi, mukaddimedeki cümlenin bu kitabın tüm ravilerinin güvenilir olduğuna delaleti eksiktir. En azından tartışmaya açıktır. Bunu Tefsir-i Kummi’yi incelerken izah edeceğiz.

Üçüncüsü, Tefsir-i Kummi’de Furat’tan rivayet nakledilmesi makbul değildir. Çünkü Tefsir-i Kummi’nin bazı nüshalarında böyle bir rivayet nakledilmemiştir.1438

Allame Meclisi, Furat’ı mevsuk bulduğunu şöyle açıklamaktadır: “Her ne kadar ashap kitabın müellifinin medhedilmesi veya takbih edilmesine itiraz etmemişlerse de rivayet ettiği haberlerin elimize ulaşmış muteber haberlere muvafakatı ve kitaptaki hadislerin dakik kaydı, müellife itimat ve hüsnü zanna sebep olmaktadır.”1439

Merhum Mamekani, onun tefsirini Tefsir-i Ayyaşi ve Tefsir-i Kummi ile aynı hizada saymış; Meclisi, Şeyh Hürr Amuli ve diğerlerinin itimadını, ona duyulan hüsnü zannın sebebi ve onun hakkındaki iyimserliğin en yüksek derecede olmasının nedeni kabul etmiştir.1440

Bu büyük şahsiyetlerin sözleri onun güvenilirliğini ispatlamak için kafi değilse de bu tefsirin çoğu rivayetlerinin mürsel olduğu ve senedli birçok rivayetinin de sahih senedi bulunmadığı dikkate alınırsa müellifin mevsuk oluşunun makbul bulunması o kadar da etkili değildir. Çünkü her halükarda rivayetlerdeki senedin sıhhati ispatlanabilir değildir. Rivayetleri ispatlamanın yolu, karinelerin mülahazasıyla sâdır olduklarına güven duyulmasıyla sınırlıdır. Elbette ki müellifin mevsuk veya hüsn oluşu da güven oluşmasında etkili karinelerden biridir.

Değerlendirme

Kitapta Masumlardan (selamullahi aleyhim), kimisi Burhan ve Nuru’s-Sakaleyn tefsirleri gibi kapsayıcı rivayet tefsirlerinde bile görülmeyen1441 580 civarında hadis nakledilmesi nedeniyle ve yine müellifin, başta Hz. Emirulmüminin (selamullahi aleyhi) olmak üzere Ehl-i Beyt’in (a.s) velayet ve fazilet hadislerini kaydetmeye özel bir önem göstermiş olması bakımından1442 bu kitap özel bir öneme sahiptir ve diğer rivayet tefsirleri ona ihtiyacı ortadan kaldırmaz. Fakat aşağıda değindiğimiz bazı eksiklikleri de yok değildir:

1. Hadislerinin ekserisi mürseldir ve senedlerinin sıhhatini bu kitap tarikiyle ispatlamak mümkün değildir. Tabii ki dipnotları aracılığıyla bu tefsirin rivayetlerini içeren diğer kitaplara müracaat edilebilir ve senedlerinin durumu ortaya çıkarılabilir. Kitabın senedli rivayetleri de çoğunlukla durumu meçhul ricali kapsamaktadır ve rivayetlerin bir bölümü mevkuftur. Yani sahabe ve tabiinden nakledilmiştir ve Masumlara (a.s) varmamaktadır.

2. Az sayıda tefsir rivayeti vardır, çünkü yalnızca ayetlerin onda birinden azı hususundaki rivayetlere, üstelik de bu ayetlerle ilgili rivayetlerin bir kısmına yer vermiştir. Hatta ayetlerle ilgili velayet rivayetlerinin tümünü zikretmemiştir.1443

3. Rivayetleri muhteva açısından üç gruptur:

a) Kitaba ve kesin sünnete uygunluk kabilinden karineler gözönünde bulundurulduğunda muhtevalarının sâdır olup olmadığı ve sıhhati bilinen rivayetler. Mesela “يَا أَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّغْ1444 ayetinin zeylinde İmam Bakır’dan (a.s) nakledilmiş rivayet gibi:

Çok sıcak bir günde Allah tarafından Peygamber-i Ekrem’e (s.a.a) kesin talimat geldiğinde insanlara seslenildi. Bunun üzerine [ahali] toplandılar. Hazret’in emriyle ağaçların altındaki çerçöp ve dikenler süpürüldü. Sonra şöyle buyurdu: “Ey insanlar! Sizin veliniz kimdir? Sizden hanginiz size en yakışanınızdır?”

Dediler ki: “Allah ve Rasülü.” Sonra şöyle buyurdu: “Ben kimin mevlasıysam Ali de onun mevlasıdır. Allahım onun dostuna dost, düşmanına düşman ol. Kim ona yardım ederse ona yardım et, kim onu terkederse sen de onu terket.”1445

b) Ne sâdır olup olmadığı ve sıhhati bilinen, ne de bâtıllığı kesin olan ve kabul edilmeleri sâdır olmalarının onaylanmasına bağlı rivayetler. Mesela “لَهُ مُعَقِّبَاتٌ مِّن بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِ يَحْفَظُونَهُ مِنْ أَمْرِ اللّهِ1446 ayetinin zeylinde Ebi el-Cevaze’den bu ayetin Peygamber-i Ekrem’e (s.a.a) mahsus olduğu nakledilmiştir.1447 Oysa bu ayet-i kerimenin Hazret’le sınırlı olmayabilir ve diğer enbiya ve evliyayı da (a.s) kapsayabilir. Sâdır olup olmadıkları ve sıhhatlerini kesin olarak bilmenin yolu bulunmadığı için bu grup rivayetlerden sadece teyit edici seviyede yararlanılabilir.

c) Kur’an’a veya kesin sünnete ya da din ve mezhepte inanılması zaruri ilkelere aykırılık sonucunda muhtevasının bâtıllığı malum olan veya en azından zâhiri kabul edilemez görünen, tevil ve izaha muhtaç rivayetler. Mesela

- İbn Abbas’ın şöyle dediği hadis: Cebrail, Peygamber’in (s.a.a) sinesini açtı ve bir kova zemzem suyuyla masiyetlerden yıkadı. Sonra ilim ve imanla doldurulmuş bir leğen altını Hazret’in kalbine koydu ve Allah, Hazret’in kalbini yumuşattı.1448

Bu rivayet, zâhirinin kabul edilemezliğine ilaveten, üstelik Hazret’in günahlardan ismetine de aykırılık taşımaktadır.

- Peygamber’e (s.a.a) büyü yapıldığını bildiren hadis.1449 Halbuki Kur’an’da, müşrikler tarafından Peygamber’in (s.a.a) büyülenmekle ilişkilendirilmesi nakledilmiş ve bu takbih edilmiştir.1450

- Peygamber’in (s.a.a), eğer oğlu İbrahim yaşasaydı peygamber olacağını söylediğini nakleden hadis.1451 Bu da peygamberlik ilkesiyle çelişmektedir.

- İsmeti1452 ve itaatin farz olmasını1453 Hamse-i Tayyibe (selamullahi aleyhim ecmain) ile sınırlayan ve bunların dışındakileri reddeden hadisler. Bu, Şia’nın, On Dört Masumun (selamullahi aleyhim ecmain) ismeti ve onlara itaatin farz olduğu inancına aykırıdır.

- Hz. Emirulmüminin’in (a.s) velayetini inkarı Hz. Yunus’a nispet eden hadis.1454

- Ebubekir’in Beraet suresini ilan etmekten ve okumaktan azledilmesinden ve bu görevin Hz. Emirulmüminin’e (a.s) verilmesinden sonra Peygamber’in (s.a.a) Ebubekir’i teselli için mağarada kendisine arkadaşlık etmesini bir fazilet olarak ona hatırlattığını anlatan hadis.1455 Halbuki Şii rivayetlerde böyle bir şey nakledilmemiştir.

- Kur’an’ın bazı kelimelerinin tahrif edildiğine işaret eden rivayetler.1456

- Hz. Emirulmüminin’in (a.s) Hz. Zehra’ya (s) öfkelendiğini bildiren hadis. Rivayette şöyle geçmektedir: Hz. Fatıma ona şöyle buyurdu: “Bir günah mı işledim ki hışm ve gazabına maruz kalıyorum?” Şöyle cevap verdi: “Bundan daha büyük hangi günah var? Dün, iki gündür yemek yemediğine yemin etmemiş miydin?”1457 Bu, bu iki büyük Masumun (selamullahi aleyhima) azametli makamına ve birbirleriyle ilgili marifete aykırıdır.

- İbn Abbas’tan nakledilmiş ve yeryüzünün balık üzerinde, balığın öküzün üzerinde, öküzün bir kayanın üzerinde olduğunu anlatan hadis.1458

Bu tür rivayetlerin zâhirini kabul etmenin doğru olmadığı ve dayanak yapılamayacağı gayet açıktır. Ya onlar için sahih bir tevil ve yorum benimsenmeli ya da en azından susulmalıdır.


Yüklə 7,5 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   131   132   133   134   135   136   137   138   ...   168




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin