Tefsir ekolleri I. Cİlt ilk Müfessirler, Rivayet Ekolü, Rivayet Tefsirleri



Yüklə 7,5 Mb.
səhifə48/168
tarix07.01.2022
ölçüsü7,5 Mb.
#86767
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   ...   168
Sahabe Asrı ve Kur’an Tefsiri

Allah Rasülü (s.a.a) ile iman etmiş haldeyken görüşen ve Müslüman olarak dünyadan göçen kimselere “sahabe” denmektedir.421 Sahabe asrından maksat, Allah Rasülü’nün (s.a.a) dünyadan göçtüğü, ama sahabesinin hayatta olduğu zamandır. Allah Rasülü’nün (s.a.a) son sahabisi Ebu’t-Tufeyl Amir b. Vasile’nin hicri yüz on senesinde bu dünyadan ayrıldığı422 dikkate alınırsa sahabe asrının hicri on birinci yılda -Allah Rasülü’nün (s.a.a) rıhlet zamanından- başlayıp hicri yüz on senesine kadar sürdüğü söylenebilir.

Sahabe asrında Kur’an’ın nüzul zamanına yakın olunması nedeniyle pek çok bakımdan tefsire ihtiyaç azdı ve Kur’an’daki manaları ilk bakışta anlamak tefsire muhtaç değildi. Ama o zamanda da çoğu kişinin ayetlerin maarifindeki özü anlayabilmek için tefsire ihtiyaç duyduğuna tereddüt yoktur. Ehl-i Sünnet rivayet ettiği aşağıdaki haberler bunu teyit etmektedir:

İbn Abbas şöyle demiştir:

“Fâtıru’s-semâvât”ın423 manasını bilmiyordum. Ta ki iki Arap bir kuyu hakkında tartışıp yanıma gelene dek. Onlardan biri dedi ki: “Onu ben varettim”424, diğeri dedi ki: “Onu ben başlattım425426

“Kelale”nin427 manasını Ebubekir’e sordular. Şöyle dedi: “Kendi görüşüme göre manasını söyleyeceğim. Eğer doğruysa yegâne ve şeriksiz Allah’tan, eğer hatalı ise benden ve şeytandandır, Allah o manadan uzaktır. Kelimenin anlamını evlat ve babanın gayrısı biliyorum.”428

Ömer minberde “Yoksa onları korkutarak yakalayıvermesinden...”429 ayetini okudu. Sonra ayette geçen “tehavvuf”430 kelimesinin manasını sordu. Huzeyl kabilesinden biri “Tehavvuf bize göre tenakkus431 demektir” dedi ve (delil olarak) bir şiir söyledi.432

Kur’an-ı Kerim en son ve en kâmil semavi kitap ve Müslümanların en üstün dinî kaynağıdır. Kur’an ayetlerinde onun üzerinde düşünmek teşvik edilmiş, ona kafa yormamak kınanmıştır. Peygamber-i Ekrem de (s.a.a) defalarca Kur’an’a sarılmayı tavsiye etmiştir. Kur’an’a sarılmak, onun mana ve muhtevasını anlamaya istinat etmektedir. Birçok konuda Kur’an’ın mana ve muhtevasını anlamak tefsire muhtaçtır. Bunlar gözönünde bulundurulduğunda sahabe asrında Kur’an’ın mana ve maarifine vakıf sahabe tarafından Kur’an’ın tefsir edilmiş olması doğaldır. Nitekim bu kişiler “müfessir sahabeler” olarak zikredilmektedir. Bunlara örnek olarak Ebu Vail’den şöyle nakledilmiştir:

Bir arkadaşımla hacca gitmiştim. İbn Abbas da hacca gelmişti. Nur suresini okuyup tefsir ediyordu. Dostum şaşkınlık içinde geldi ve şöyle dedi: “Subhanallah, bu adamın ağzından neler çıkıyor! Türk bunu işitseydi Müslüman olurdu”433

İbn Mesud’dan şöyle nakledilmiştir: İçimizden birisi on ayet öğrendiğinde onun manasını bilmeden ve amel etmeden onu geçmezdi.434


Yüklə 7,5 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   ...   168




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin