72Metinde “futiha” fiili yerine “ifteteha” fiili kullanılmıştır.
73[Aslında da böyle geçmektedir. Doğrusu “bunu onlara ne /kim bildirebilir ki?” şeklinde olmasıdır. /HI]
74[Asıl metinde geçen “yekûnu” sözcüğünün düşürülmesi daha doğru olur diye umuyorum. /HI]
75[Aslında da böyledir. Hz. Osman'ı öldürmeye gelen Mısırlılar içinde İmran bin Sevdan'ın da olduğuna dair bir haber bulamadım. Onların arasında olan kişi ancak Sûdan bin Hamran es-Sükûnî idi.
Kanbere ise: Hatalı yazılmıştır. Doğrusu: Kuteyre olmalıdır. O, Kuteyre bin Fulan es-Sükûnî'dir. Abdurrahman bin Gadir 'e gelince babasının adının Udeys olması gerekiyor. Bkz. Tarihut-Taberî 4: 384; Tarihu Medineti Dimeşk, İbni Asakir, Osman bin Affan cildi, Sayfa: 315 /HI]
76Asıl metinde “Muhacirîdir, evvelîdir, sâbikîdir” diye geçmektedir.
77[Asıl metinde burada siyakı bozacak şekilde “Muaviye....” ismi geçmektedir. Belki de b u isim sonradan araya sıkıştırılmıştır. /HI]
78Metinde “işlediği” sözcüğü “işnediği” şeklinde yanlış yazılmıştır.
79Metinde “illâ” olması gereken edat “ilâ” şeklinde hatalı yazılmıştır.
80Metinde “iftira ve haff” şeklinde geçmektedir.
81Metinde “Bu haber nedir?” mânâsına gelen ibare mükerrer olarak gelmiştir.
82[Aslında da böyledir. Vecih: “Yükselmesine karşı uyarmak” yönündedir. /HI]
83[Asıl metinde “Garbın ve ehlinin” şeklinde geçmektedir. Belki de ehil, ehli gibi sözcüklere butaya sornadan ilave edilmiştir.
84Ana metinde, u kelimenin Atapçası'nın son harfi çıkmamıştır.
85[Aslında da böyledir. Anlam “aşmamaktadır, geçmemektedir” cihetindedri. /HI]
86[Asıl metinde burada tesniye zamiri kullanılmıştır. Belki de doğrusu “tekil zanirin” kullanılmış olmasıdır. /HI]
87[Asıl metinde “açıklamak isterken kapalılaştırmak” mânâsına bir fiade kullanılmıştır. Buradaki sözün istikameti “isterken yıkmak” cihetindedir.
88Bu dipnot boş bırakılmıştır.
89Metinde “harflerinin haklarının verilerek tilaveti” şeklinde geçmektedir.
90Belki de ibare, muhakkikin eklediği bu ifadenin lafzının iskat edilmesidir. Böyle bir iskat, doğruya daha yakın olacaktır. /HI]
91[Asıl metinde muhakkik burada parantez içi bir ifade kullanmıştır. Ama biz bu ilaveyi zaruri olarak görmemekteyiz. /HI]
92Metinde “uyumadı mı” sözcüğü yanlış olarak yazılmıştır.
93[Aslında da bu ifade geçmektedir. Orijinal ifade olan “aşvâ-i nefis” hakkında beni tatmin eden bir anlam zahir olmadı. Belki de bu “mide bulantısı yaşamak/göz kararması” gibi bir şeydir. /HI]
94[Asıl metinde “6 küsur 3'te 2” gibi bir ifade geçmektedir. Burada daha önce kendisinin de bahsettiği gib, her gün ve gece (yani 1 tam günde) hatim indirme esasına göre hesap edilecek olursa çıkan sonuç “6 tam 3'te 2'dir”. Ana metinde 3'te 2 ifadesinin kullanımı siyaka tam uymayan bir biçimde gelmiştir.
95[Aslında da böyle geçmektedir. Doğrusu “onları tenizh etmiştir” şeklinde gelmesidir. /HI]
96[Aslında da böyle geçmektedir. Belki de doğrusu şudur: “Başkalarının nezdinde mevcut olan...” /HI]
97[Asıl metinde “Hanîfîler“ şeklinde geçmektedir ama burada kast edilen “Hanefîler”dir. /HI]
98Metinde bu rakam 76 olarak geçmektedir.
99Metinde “olması ile” şeklinde geçmektedir.
100[Aslında da böyle geçmektedir ama doğrusu el-Cevbârî'dir. Ona Cobar'a veya Coveybar'a nisbetle “Coybârî” de denir. Orası Herat'ın köyleridnen biridir. Bkz. Ahmed bin Abdullah'ın bu “Yaralılar, Zayıflar ve Terk Edilenler” Kitabında mevcut olan biyografisi, İbni Hibban 1: 142; el-Kamil, İbni Udeyy 1: 181-183; el-Ensab 3: 374-375 (el-Cobârî) 3: 433-434 (el-Coybârî); el-Lübab 1: 202 (el-Cobârî) 1: 313 (el-Coybârî); Mu'cemu-l Buldan (Cobar); Mizanu-l İtidal 1: 106-108; Lisanu-l Mizan 1: 193-194; Me'mun bin Ahmed de keza aynıdır -Bkz. “Yaralılar, Zayıflar ve Terk Edilenler” Kitabındaki biyografisi 2:45-46; Mizanu-l İtidal, 3: 429-430; Lisanu-l Mzian, 5:7-8; Yine aynı şekilde bkz. İbni Cevzi'nin el-Mevzûatı, 2: 47-48 /HI]
101Metinde “Ebâ” diye geçmektedir.
102 [Asıl metinde edat “femâ” şeklinde geçmiştir. Doğrusu bizim takdir ettiğimiz gibi “lemâ” olarak alınmasıdır. Çünkü bu edat, “levlâ” edatına cevaben gelmiştir. /HI]
103 Metinde “bunlar” diye geçmektedir.
104 Metinde “hakkan” fiye bir kelime geçmektedir ama doğrusunun “Bak nerelere kadar ulaşıyor...” şeklinde olmasını umuyorum.
105 Metinde “ve öyle ki” şeklinde ismi mevsul kullanılmıştır.
106 [Belki burada bir düşme olabilir. /HI]
107 [Belki de doğrusu şudur: “Bu ...ndandır...” /HI]
108 [Metinde sadece “Ahmed” şeklinde geçse de doğrusunun “Ahmed'in evinin önünde veya benzer bir kelime...” olmasını umuyorum. /HI]
109 [Aslında da böyle geçmektedir ama belki de doğrusu “Kadılar (Kuzat) kazası” şeklinde bir yer ismidir. /HI]
110 [Zehebî, Siyeri A'lâmi-n Nübelâ'daki (16/77-78) biyografisinde Ebu Nasr'ın bu konuşmasını anlatmıştır. /HI]
111 [Burada kelime “Kuran” şeklinde kesme işareti olmaksızın yazılmıştır. O, Kur'andır. Harekesi kendinden önce gelen sakin ra harfine nakledildikten sonra hemzenin hazfi ile tahfif edilmiştir. Ehli Mekke'nin okuyucusu/karîsi İbni Kesir onu Kur'an'da geçtiği yerde böyle okuyordu. Bkz. Et-Teysîr ,Sayfa: 29; en-Neşr 1: 407; el-İthaf, 61; İbni Muhaysın da onu böyle okumuştur. /HI]
112 Ana metinde kadı sözcüğü hatalı bir biçimde yazılmıştır.
113 [Asıl metinde: el-Bişrî şeklinde geçmektedir ama bu hatalı yazımdır. Doğrusu bizim yazdığımız gibidir. Bkz. Hüsn el-Muhâdara 1: 592 /HI]
114 [Asıl metinde Rebîa bin İsa diye geçmektedir ama doğrusu bizim yazdığımız gibidir. Bkz. Valiler ve Kadılar, el-Kindî, Sayfa: 217, 421-426; Hüsn el-Muhâdara 2: 142-143 /HI]
115 Metinde “Bağdat'ta emredenler” şeklinde geçmektedir.
116 [Ana metinde İsmail oğlu gibi bir ifade geçse de doğrusu: “İsmail'den/İsmail'e karşı” şeklindedir. /HI]
117 [Asıl metinde “muhalefet” sizcüğü yanlışlıkla “mehafet” olarak yazılmıştır. /HI]
118 Metinde “hüküm/fetva” sözcüğü yanlışlıkla “fetâ” olarak yazılmıştır.
119 Merinde “ahaden” şeklinde gelmesi gereken sözcük “ahadun” şeklinde yazılmıştır.
120 Metinde “esâe” şeklinde gelmesi gereken sözcük “sâe” şeklinde yazılmıştır.
121 [Aslında da böyle geçmektedir. Belki de doğrusu şudur: “...den rivayet (etmek)ten...” /Hı]
122 Metinde “kimselerden” diye geçmektedir.
123 [Belki de ana metinde “imtirak” olan geçen kelimenin “işrâfen/gözeterek/gözetici” olması daha doğrudur. /HI]
124 [Ana metinde tam burada “delil ile” lafzı geçmektedir ki bu lafız büyük olasılıkla sonradan eklenmiştir. /HI]
125 [Ana metinde burada “fe” takibiye edatı kullanılmıştır. Belki de “vav” atıf harfinin kullanılması daha güzel olurdu.
126 Metinde “el-Leysî” olarak geçmektedir ama bu hatadır.
127 [Aslında da böyle geçmektedir. /HI]
128 [Aslında da böyledir. Belki de doğrusu “dininden taviz vererek” gibi bir ifadedir. /HI]
129 [Asıl metinde “İşte Ahmed” şeklinde geçmektedir. Belki de doğrusu şudur: “Ahmed ... de böyledir..” veya “Ahmed ... de bu şekildedir” biçiminde gelmesidir. /HI]
130 [Asıl metinde “kimseden” şeklinde geçmektedir ama belki de doğrusu “kimselerden” şeklinde gelmesidir. /HI]
131 [Aslında da böyledir. Orijinal metinde burada geçen “fa” harfi mezid olabilir. /HI]
132 [Aslında da böyledir. Belki de doğrusu “... ve vacip olması” veya “vacip olması konusunda” şeklindedir. /HI]
133 Metinde “mecnun” diye geçmektedir.
134 Metinde “ellezî” ismi mevsulü yerine hatalı olarak “fer-re'yu” şeklinde bir sözcük geçmektedir.
135 Metinde “şeriatını” yerine siyaka uymayan başka bir szöcük geçmektedir.
136 Metinde “Allah'ın kendilerinden razı olduğu...” şeklinde geçmektedir.
137 [Aslında da böyledir. Belki de doğrusu “Onu sonradan gelenlerden alan kişilerden...” anlamına gelen bir ifadenin kullanılmasııdr. /HI]
138 [Asıl metinde burada “gaybının sıhhati” şeklinde bir ifade geçmektedir ama doğrusunun “naklinin sıhhati” şeklinde olmasını umuyorum. Çünkü sözünün akışı da bu anlama delâlet etmektedir. /HI]
139 [Aslında da böyle geçmektedir. /HI]
140 [Zehebî, (Siyeri A'lâmin-Nubelâ 14: 40)'da Muhammed bin Nasr'ın biyografisi bölümünde İbni Hazm'ın bu makalesini zikretmiştir. Bölüme de “Ebu Muhammed bin Hazm, bazı teliflerinde şöyle demiştir:...” şeklinde bir giriş yapmıştır. Sanki burada kast edilen risâle odur. Sonra da sözlerini şöyle sürdürmüştür:
“Derim ki: İbni Hazm ancak İbni Nasr'ın tasnif edilmiş bir grup eserine göz attıktan sonra Onun bu denli kapasite ve ihata sahibi olduğunu iddia etmiştir. Böyle bir iddia, Ahmed bin Hanbel ve Onun sınıfındaki zatlar için de ortaya atılabilir. Allahu a'lem. /HI]
141 [Asıl metinde “tahakküm” ifadesi kullanılmıştır ama bu kelime söz siyakına tam olarak uymamaktadır.
142 [Asıl metinde burada “sıfatına” sözcüğü kullanılmıştır ama doğrusunun “enginliğine, genişiliğine, kapasitesine” şeklinde olmasını umuyorum.
143 [Asıl metinde “gayabet” şeklinde bir kelime geçmiştir. Doğrusunun “orman” manasına gelen “gâbe” sözcüğü olmasını umuyorum. Zaten sonradan gelen kısımda “orman” anlamı veren başka bir sözcüğün kullanılmaı da bunu desteklemektedir. /HI]
144 Metinde “iddia eden” şeklinde geçmektedir.
145 [Belkide doğrusu, asıl metinde burada mevcut olan “ilâ” harfi cerrinin düşürülmesidir. /HI]
146 Metinde “bununla” şeklinde geçmektedir.
147 [Asıl metinde burada “tekarrüb” kelimesi geçmiştir ama sözün siyakına uymamaktadır. Belki de doğrusu “sükûb” lafzıdır ve “fikrinin, aklının keskinliği, kudreti” vb. Bir mânâ kast edilmiştir.
148 Metinde “güzel he” harfi “hemze” şekinde yanlış yazılmıştır.
149 Metinde burada “bi” harfi cerri kullanılmıştır.
150 [Metinde buraya köşeli parantez içerisinde “[enne]” edatı eklenmiştir. Bu edat olmazsa mânâ tam olarak zahir olmamaktadır. /HI]
151 [Aslında da böyledir. Belki de doğrusu şu meyanda bir ifadedir: “Ondan sual edenlerin her bir sualinin, orada beyanı ve beraberinde diğer bir şeye ihtiyaç duyulmayacak bir nassı ile hükmü vardır.... /HI]
152 [Metinde biraz değişik bir ifade geçmesine rağmen doğrusunun şu meyanda bir ifade olduğunu umuyorum: “Bunların her biri Onun adı ile nass olunmuştur, Onun hükmü ile hükm olunmuştur, nakıs değildir ve mahzuful beyan değildir... /HI]
153 [Asıl metinde burada “fî” harfi cerri geçmektedir ama bu harfi cerrin sonradan ilave edilmiş olduğu anlaşılıyor. /HI]
154 [Aslında da böyle geçmektedir. Belki de doğrusu şudur: “Allah'ın tahsis ettiği bir hazine...” /HI]
155 [Asıl metinde “esere” şeklinde bir sözcük geçmektedir. Ama doğrusu “eberra” fiilinin kullanılmış olmasıdır. /HI]
156 [Metinde buraya köşeli parantez içerisinde bir edat eklenmiştir. Bu edat olmazsa mânâ tam olarak zahir olmamaktadır. /HI]
157 Metinde burada “fî” harfi cerri kullanılmıştır.
158 [Asıl metinde burada “istevkâ” şeklinde bir kelime kullanılmıştır ama doğrusu bizim yazdığımızdır. /HI]
159 Metinde bu ismi işaret “bizalike” şeklinde kullanılmıuştır.
160 Metinde Şafiî sözcüğünün başına herhangi bir harfi cerr getirilmemiştir.
161 [Burada “Tirmizî” isminin nasih tarafından eklenmiş olmasından korkuyorum. Çünkü İbni Hazm, Tirmizî'nin el-Câmi' adlı eserini görmemiştir. El-Hafiz ez-Zehebî'nin ifadesine göre İbni Hazm, İbni Mace'nin Sünen'ini de görmemiştir. Bu eserler Endülüs'e, İbni Hazm'ın vefatından sonra gelmiştir. Bkz. Siyeri Nubelâ 18: 202 /Hı]
162 [Metinde bu isim “Afra” şeklinde yazılmıştır ama bu yazım hatasıdır. Doğrusu “İbni Ukde”dir.
163 Metinde bu rakam “yirmi üçüncü” şeklinde yazı ile yazılmıştır.
164 Metinde “üç” sözcüğü, kapalı te ile yazılmıştır.