5. İsrâ ve Mîrâç gecesini, hicreti kutlamak gibi, dînî münâ-sebetleri kutlamak.Bu münâsebetlerle kutlamalar yapmanın dînde hiçbir aslı yoktur.
6. Receb ayında, bu aya has olmak üzere Recebiye umresi, nâfile namaz ve oruç gibi ibâdetleri yerine getirmek.Umre yapmak, oruç tutmak, namaz kılmak, ibâdet amacıyla kurban kesmek veya başka yönlerden bu ayın diğer aylardan hiçbir ayrı özelliği yoktur.
7. Tasavvufçuların yaptıkları duâ ve zikirlerin her türlüsü, bid’at ve dîne sonradan sokulan yeniliklerdir. Bu duâ ve zikirler, câiz olan duâ ve zikirlerden, yapılış olarak, görünüş ve yapıldığı vakitler olarak tamamen farklıdır.
8. Şaban ayının 15. gecesini ibâdet etmeye, gündüzünü ise oruç tutmaya has kılmak. Halbuki Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’den bu konuda ona has olan herhangi bir şey sâbit olmamıştır.
9. Kabirlerin üzerine kubbe gibi şeyler yapmak ve buraları namaz kılınan mescitler hale getirmek, bereket ummak için buraları ziyâret etmek,kabirlerde yatan ölülerle Allah Teâlâ'ya tevessülde bulunmak ve şirk amaçlı başka şeyler ve kadınların kabirleri ziyâret etmeleridir.Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kabirleri ziyâret eden kadınlara, kabirleri namaz kılınan mescitler edinen ve kabirlerin üzerinde kandiller yakan kimselere lânet etmiştir.
SONUÇ:
Sonuç olarak diyebiliriz ki bid’atlar, küfre götüren ve Allah Teâlâ ile Rasûlü Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’in meşrû kılmadığı fazla bir dîndir.
Bid’at, büyük günahtan daha şerlidir. Çünkü şeytan, bid’at işlenmesine, büyük günah işlenmesinden daha çok sevinir.Zirâ günah işleyen kimse, günah işlerken onun günah olduğunu bilir ve o günahı işledikten sonra tevbe edebilir.Ancak bid’at işleyen kimse, işlediği bid’atın dîn olduğuna ve yaptığı şeyin kendisini Allah Teâlâ'ya yaklaştırdığına inandığı için o işten tevbe etmez. Bid’atlar, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’in sünnetlerini ortadan kaldırır ve sünnetleri yaşamayı ve Ehl-i sünneti bid’atçılara çirkin gösterir.
Bid’atlar, bir mü’mini Allah Teâlâ'dan uzaklaştırır, O’nun gazabını ve acıklı azabını gerekli kılar ve kalplerin haktan saparak bozulmasına sebep olur.