Seısmıc Behavıor of Buıldıngs Wıth a Common Isolatıon Basemat
The seismic isolation technology is being used in commonly as an earthquake resistant design technique all over the world and also in Turkey. While a building has its own isolation system, buildings horizontally exceeding a certain length must be separated with expansion joints. As a result, dynamically independent buildings on a common seismic isolation basemat come into scene. A smilar case may be appear when the attached buildings are wanted to reinforce with common seicmic isolation system. Expansion joints are so small that they do not allow each building to have its own seismic isolation base. One of the approaches in the analysis of these systems could be that by ignoring dynamic interaction of buildings above the isolation floor, these buildings can be analyzed independently. On the other hand, the effects of aforementioned dynamic interaction on seismic behavior could be at such a high level that it cannot be ignored. Moreover, it is necessary to investigate the performences of seismic isolation system that has multiple superstructures as correlative fixed base buildings. In this study, modeling of structural systems which include several buildings with a common seismic isolation basemat is described and a parametric study is conducted by taking the effects of dynamic interaction on the seismic behavior of the buildings into consideration. Seismic behaviors of the prototype structural systems are examined under the 1989 Loma Prieta-LGPC, the 1994 Northridge-Sylmar and the 1995 Kobe-KJMA earthquakes, and also the findings are presented comparatively. In the study, superstructure eccentricity, plan layout of the superstructures, total number of floors and the isolation system periods are taken into consideration as different parameters.
MADEN MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
TURAN Selman
Tez Adı : Çağlayan Regülatörü ve HES Projesi İletim Tünelinde Uygulanan Kazı ve Destek Sistemlerinin Değerlendirilmesi
Danışman : Doç. Dr. İbrahim OCAK
Anabilim Dalı : Maden Mühendisliği
Programı : -
Mezuniyet Yılı : 2013
Tez Savunma Jürisi : Doç. Dr. İbrahim OCAK
Prof. Dr. Ataç BAŞÇETİN
Prof. Dr. Alaettin KILIÇ
Prof. Dr. Nuh BİLGİN
Prof. Dr. Hanifi ÇOPUR
Çağlayan Regülatörü ve HES Projesi İletim Tünelinde Uygulanan Kazı ve Destek Sistemlerinin Değerlendirilmesi
Çağlayan Regülatörü ve HES Projesi, Diyarbakır ili Çüngüş ilçesi sınırları içerisinde, Ulu Dere (Çağlayan I Regülatörü) ve Erikli Deresi (Çağlayan II Regülatörü) üzerinde yer almaktadır. Proje mansabında Karakaya Barajı bulunmaktadır. Proje yaklaşık 2 yıl gibi bir inşaat süresine sahiptir. Çağlayan I Regülatör’ünden geçen sular iletim kanalına ulaşacaktır. Kanalın uzunluğu 873,58 m’dir. İletim kanalı I’i geçen sular iletim tüneline ulaşacaktır. Tünelin kesiti at nalı şeklindedir. Tünelin uzunluğu 1.967,09 m, kazı çapı 4,00 m ve iç çapı 3,80 m’dir. Bu tezde, Çağlayan Regülatörü ve HES projesinde inşa edilecek olan 1.967,09 m uzunluğundaki iletim tünelinde uygulanacak kazı ve destekleme yöntemlerinin uygulama ve maliyet açısından incelenmesi, zemin cinsine göre seçilecek kazı ve destekleme sistemi uygulamalarının incelenmesi, elde edilen verilerin istatistiksel olarak değerlendirilmesi, emniyetli çalışma için uygulama sırasında alınacak önlemlerin gözden geçirilmesi amaçlanmıştır.
Evaluation of Excavation and Support Systems of Çağlayan Regülatör and
HEC Project Tunnel
Çağlayan Regulator and HEC Project, located in the district of Çüngüş, Diyarbakır and located on Ulu River (Çağlayan I Regulator) and Erikli River (Çağlayan II Regulator). Karakaya Dam stands at the river mouth of the project. The Project is supposed to be completed within two years. Water from Çağlayan I Regulator will get through the conveyance channel. The length of the channel is 873,58 m. Water following Conveyance Channel I will reach to the conveyance tunnel. The section of the tunnel is shaped like a horseshoe. The length of the tunnel is 1.967,09 m and the diameter of the excavation of 4,00 m and finally the inner diameter is 3,80 m. This thesis aims the examination of excavation and support methods that will be conducted in the tunnel that has lenght 1.967,09 m, for the Çağlayan I Regulator and HEC Project in terms of implementation and cost; the implementation of excavation and support methods in accordence with the chosen ground, the evaluation of datum statistically, and ultimately the rehersal of precautions taken during the implementation to ensure a safe operation.
ENKHTAİVAN Naranbaatar
Tez Adı : Termik Santral Küllerinin İz Element İçeriklerinin Araştırılması
Danışman : Doç.Dr. İlgin KURŞUN
Anabilim Dalı : Maden Mühendisliği
Programı : -
Mezuniyet Yılı : 2013
Tez Savunma Jürisi : Doç.Dr. İlgin KURŞUN
Prof. Dr. Alaettin KILIÇ
Prof. Dr. Şafak ÖZKAN
Prof. Dr. Ataç BAŞÇETİN
Yard. Doç. Dr. Nurullah HANİLÇİ
Termik Santral Küllerinin İz Element İçeriklerinin Araştırılması
İnsanoğlunun yaşamını refah içerisinde sürdürmek istemesi sosyal ve teknolojik gelişimi beraberinde getirmiştir. Sosyal ve teknolojik açıdan gelişmişliğin tüketilen enerji miktarıyla doğru orantılı olduğu gözükmektedir. Dünya nüfusunun hızlı artışı tüketilecek enerjinin de artması anlamına gelmektedir. Özellikle Türkiye’de dünya ortalamasının üzerinde bir nüfus artışı olması her geçen gün enerjiye olan ihtiyacın daha da artacağını göstermektedir. Günümüzde kömür en önemli enerji kaynaklarından biridir. Türkiye’de enerji ihtiyacını karşılamak üzere kurulan büyük kapasiteli kömür yakan termik santrallerde, düşük kalorili, kül oranı yüksek linyitler kullanılmaktadır. Kömürün yanması sonucunda uçucu kül, cüruf ve baca gazı gibi atıklar oluşur. Türkiye'de bir yılda yaklaşık 45 milyon ton kömür yakılmakta ve ortalama 20 milyon ton uçucu kül üretilmektedir. Büyük miktardaki bu küller toplum ve çevre açısından büyük sorun teşkil etmektedir.
Bu tez çalışması kapsamında, Dünya ve Türkiye’deki kömür yakan termik santraller ve bu santrallerden çıkan küllerin özellikleri üzerinde önce ayrıntılı literatür çalışması yapılmıştır. Sonraki aşamada ise Türkiye’de çalışmakta olan iki termik santral seçilerek bu santrallerden kül numuneleri alınmıştır. Alınan numuneler üzerinde bir dizi karakterizasyon, cevher hazırlama ve zenginleştirme deneyleri ve son olarak liç deneyleri gerçekleştirilmiştir. Karakterizasyon çalışmaları kapsamında tane boyut analizi, nem analizi, yoğunluk tayini, pH profili ölçümleri, zeta potansiyeli ölçümleri, kimyasal analizler, mineralojik analizler ve iz element içeriği analizleri gerçekleştirilmiştir. Cevher hazırlama ve zenginleştirme çalışmaları kapsamında ise laboratuvar ölçekli kimyasal çözündürme deneyleri yapılmıştır. Kimyasal ve mineralojik çalışmaların ışığında, küllerin iz element içerikleri ayrıntılı olarak incelenmiştir. Küllerin değerlendirilebilmesi için sülfürik (H2SO4), hidroklorik (HCl) ve asetik (CH3COOH) asit ile liçi incelenmiş ve en uygun liç parametreleri araştırılarak küller içindeki uranyum ve toryum metallerinin kazanım imkanları irdelenmiştir.
Uçucu küllerinin mineralojik yapılarının ortaya konulabilmesi amacıyla XRD analizleri gerçekleştirilmiştir. XRD analizleri sonucunda Yatağan Termik Santrali uçucu kül numunesinin yüksek oranda kuvars-SiO2 ve nispeten daha düşük miktarlarda albit-Na(AlSi3O8) ve kalsit CaCO3 minerallerini içerdiği, Soma Termik Santrali uçucu kül numunelerinin ise kireç, kuvars-SiO2, albit-Na(AlSi3O8), kalsit CaCO3 , klorit, serpantin, pirit, montmorillonit minerallerini içerdiği belirlenmiştir. Uçucu küllerdeki silisin bir kısmı kuvars kristalleri halinde, diğer bir kısmı ise alüminyumla birleşerek mullite (2SiO2, 3Al2O3) dönüşmüş halde, geri kalanın ise camsı yapıda olduğu belirlenmiştir. Demir ise kısmen manyetit (Fe2O4) ve hematit (Fe2O3) geri kalanın da camsı yapıda olduğu saptanmıştır. Mineralojik incelemeler Soma TS külünde uranyumun uranitit (UO2), toryumun ise torit (Th(SiO4)) formunda olduğunu, Yatağan TS külünde ise uranyumun uranitit (UO2), toryumun ise monazit ((Ce, La, Nd)[PO4]) ve torit (Th(SiO4)) formunda olduğunu göstermiştir.
Termik santral uçucu kül numunlerinin kimyasal içeriklerinin belirlenmesi amacıyla ICP yöntemiyle komple kimyasal analizler gerçekleştirilmiştir. Analizler sonucunda her iki kül numunesinin majör oksit ve iz element içerikleri ortaya konmuştur. Her iki numunenin de V, Zr, Sr, U, Th ve Ba içeriklerinin yüksek olduğu görülmüştür.
ASTM C618 standardına göre Yatağan termik santral uçucu kül numunesi; SiO2 , Al2O3 ve Fe2O3 içerikleri toplamının % 72.38 oluşu ile F uçucu kül sınıfında, Soma termik santral uçucu kül numunesi ise SiO2, Al2O3 ve Fe2O3 içerikleri toplamının % 64.54 oluşu ile C uçucu kül sınıfında yer aldığı görülmüştür. Aynı zamanda bu küller CaO yüzdeleri % 10’un üstünde olduğu için yüksek kireçli kül sınıfında yer almaktadırlar.
Liç deneylerinde; üç farklı asit kullanımı ve bu asitlerde denenen tüm parametreler sonucunda, en iyi sonuç sülfürik asit (H2SO4) kullanımında ve %30 PKO, 120 g/ton H2SO4 miktarı, 240 dakika liç süresi ve 60 oC liç sıcaklığı koşullarında elde edilmiş olup Yatağan termik santrali kül numunesi için %97,12 uranyum çözünme verimi ve %91,21 toryum çözünme verimi, Soma termik santrali kül numunesi için de %94,71 uranyum çözünme verimi ve %93,21 toryum çözünme verimi elde edilmiştir.
ÖZYURT Meriç Can
Tez Adı :Patlayıcı Madde Kullanılarak Yapıların Kontrollü Yıkılması Ve Verimliliğinin İncelenmesi
Danışman : Doç. Dr. Ümit ÖZER
Yard. Doç. Dr. Abdulkadir KARADOĞAN
Anabilim Dalı : Maden Mühendisliği
Programı : -
Mezuniyet Yılı : 2013
Tez Savunma Jürisi : Doç. Dr. Ümit ÖZER
Prof. Dr. Şafak Gökhan ÖZKAN
Prof. Dr. Alaettin KILIÇ
Doç. Dr. Nuray TOKGÖZ
Doç. Dr. Cenk ALHAN
Patlayıcı Madde Kullanılarak Yapıların Kontrollü
Yıkılması Ve Verimliliğinin İncelenmesi
Patlayıcı ile kontrollü yapı yıkımı, hızlı uygulama, düşük maliyet, daha emniyetli olmasından ötürü diğer yıkım tekniklerine göre gün geçtikçe daha ilgi çekici hale gelmektedir.
Ülkemizde kentsel dönüşüm kapsamında yıkılacak birçok eski veya hasar görmüş yapı olması, yeni yıkım tekniklerinin arayışına girilmesine sebep olmuştur. Yurt dışında yıllardır başarılı bir şekilde uygulanan patlayıcı ile kontrollü yapı yıkımı, avantajları hesaba katıldığında dikkate değer bir tekniktir.
Bu çalışma kapsamında, patlayıcı kullanılarak yapı yıkımı ve verimliliği incelenmiştir. Delme-patlatma hakkında genel bilgiler verilmiş olup patlayıcı kullanılarak yapı yıkımı hakkında detaylı literatür çalışması yapılmıştır. Patlayıcı kullanılarak yapı yıkımının diğer metodlar kullanılarak yapı yıkımına nazaran avantaj ve dezavantajları irdelenmiştir.
Tez kapsamında Edirne Kapıkule Gümrük Lojmanları’nın patlayıcı kullanılarak ve makine ile yıkımı gerçekleştirilmiştir. Patlayıcı kullanılarak yıkım tasarımı yapılırken binanın yapı statiği, planı ve konumu dikkate alınmıştır. İmkanların kısıtlı olmasından ötürü en uygun tasarım için çalışmalar yapılmıştır.
Binadan alınan numuneler laboratuvar ortamında incelenmiş, bilgisayar ortamında analizler yapılmış, deneme atımları gerçekleştirilmiştir. Bu sonuçlar ışığında uygun yıkım tasarımı belirlenmiştir.
Bu iki yıkım metodu maliyet, uygulama kolaylığı ve sonuç açısından karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırma sonucu gümrük binalarının patlayıcı kullanılarak yıkım verimliliği hakkında yorumlar yapılmıştır.
Ülkemizde henüz patlayıcı ile kontrollü yapı yıkımına ait bir yönetmelik bulunmadığından ötürü bu tekniği yerleşim yerinde kullanmak için gerekli izinleri almak çok zordur. Bu yüzden patlayıcı özellik gösterip tam olarak patlayıcı madde sınıfına girmeyen piroteknik malzeme gündeme gelmiştir. Piroteknik malzemenin yapı yıkımında kullanılabilirliğinin test edilmesi için deneme yıkım gerçekleştirilmiş ve sonuçlar gözlemlenmiştir.
Controlled Demolıtıon of Structures by Usıng
Explosıves and Examınatıon of Its Effıcıency
Controlled building demolition with explosives is becoming more attractive day by day cause of it's rapid implementation, low cost and safety.
New techniques are seeked in the concept of urban transformation in our country cause there are many of the old or damaged buildings that are needed to be demolished.Considering the advantages, controlled structure destruction by explosives is a remarkable technique that is applied successfully in abroad countries for years.
In this study, the destruction with explosives and efficiency of destruction are investigated. General information about drilling and blasting are given and a detailed literature about the destruction of the building is worked. The advantages and disadvantages of explosive demolition instead of other methods are discussed.
Edirne Kapıkule customs lodgings are destructed by explosives and machines in the scope of this thesis. When designing the explosive demolition of the building, the static structure, the plan and the location of the building is taken into consideration. Due to limited conditions, studies have been conducted to design the most suitable facilities.
The samples taken from the building are examined in the lab, analyzed in computers analysis, the trial pulses are realized. From these results appropriate demolition designs are determined.
These two demolition methods are compared in terms of costs and ease of implementation.In the result of this comparison, the efficiency of demolition using explosives is discussed.
In our country, there is not yet a regulation of explosives for a controlled demolition so it is very difficult to get the necessary permissions to use this technique. So there is need occured, pyrotechnic material, that is not in the in the class of explosive materials. In order pyrotechnic material to be observed in building demolition experiments are done.
ENKHTAİVAN Naranbaatar
Tez Adı : Termik Santral Küllerinin İz Element İçeriklerinin Araştırılması
Danışman : Doç.Dr. İlgin KURŞUN
Anabilim Dalı : Maden Mühendisliği
Programı : -
Mezuniyet Yılı : 2013
Tez Savunma Jürisi : Doç.Dr. İlgin KURŞUN
Prof. Dr. Alaettin KILIÇ
Prof. Dr. Şafak ÖZKAN
Prof. Dr. Ataç BAŞÇETİN
Yard. Doç. Dr. Nurullah HANİLÇİ
Termik Santral Küllerinin İz Element İçeriklerinin Araştırılması
İnsanoğlunun yaşamını refah içerisinde sürdürmek istemesi sosyal ve teknolojik gelişimi beraberinde getirmiştir. Sosyal ve teknolojik açıdan gelişmişliğin tüketilen enerji miktarıyla doğru orantılı olduğu gözükmektedir. Dünya nüfusunun hızlı artışı tüketilecek enerjinin de artması anlamına gelmektedir. Özellikle Türkiye’de dünya ortalamasının üzerinde bir nüfus artışı olması her geçen gün enerjiye olan ihtiyacın daha da artacağını göstermektedir. Günümüzde kömür en önemli enerji kaynaklarından biridir. Türkiye’de enerji ihtiyacını karşılamak üzere kurulan büyük kapasiteli kömür yakan termik santrallerde, düşük kalorili, kül oranı yüksek linyitler kullanılmaktadır. Kömürün yanması sonucunda uçucu kül, cüruf ve baca gazı gibi atıklar oluşur. Türkiye'de bir yılda yaklaşık 45 milyon ton kömür yakılmakta ve ortalama 20 milyon ton uçucu kül üretilmektedir. Büyük miktardaki bu küller toplum ve çevre açısından büyük sorun teşkil etmektedir.
Bu tez çalışması kapsamında, Dünya ve Türkiye’deki kömür yakan termik santraller ve bu santrallerden çıkan küllerin özellikleri üzerinde önce ayrıntılı literatür çalışması yapılmıştır. Sonraki aşamada ise Türkiye’de çalışmakta olan iki termik santral seçilerek bu santrallerden kül numuneleri alınmıştır. Alınan numuneler üzerinde bir dizi karakterizasyon, cevher hazırlama ve zenginleştirme deneyleri ve son olarak liç deneyleri gerçekleştirilmiştir. Karakterizasyon çalışmaları kapsamında tane boyut analizi, nem analizi, yoğunluk tayini, pH profili ölçümleri, zeta potansiyeli ölçümleri, kimyasal analizler, mineralojik analizler ve iz element içeriği analizleri gerçekleştirilmiştir. Cevher hazırlama ve zenginleştirme çalışmaları kapsamında ise laboratuvar ölçekli kimyasal çözündürme deneyleri yapılmıştır. Kimyasal ve mineralojik çalışmaların ışığında, küllerin iz element içerikleri ayrıntılı olarak incelenmiştir. Küllerin değerlendirilebilmesi için sülfürik (H2SO4), hidroklorik (HCl) ve asetik (CH3COOH) asit ile liçi incelenmiş ve en uygun liç parametreleri araştırılarak küller içindeki uranyum ve toryum metallerinin kazanım imkanları irdelenmiştir.
Uçucu küllerinin mineralojik yapılarının ortaya konulabilmesi amacıyla XRD analizleri gerçekleştirilmiştir. XRD analizleri sonucunda Yatağan Termik Santrali uçucu kül numunesinin yüksek oranda kuvars-SiO2 ve nispeten daha düşük miktarlarda albit-Na(AlSi3O8) ve kalsit CaCO3 minerallerini içerdiği, Soma Termik Santrali uçucu kül numunelerinin ise kireç, kuvars-SiO2, albit-Na(AlSi3O8), kalsit CaCO3 , klorit, serpantin, pirit, montmorillonit minerallerini içerdiği belirlenmiştir. Uçucu küllerdeki silisin bir kısmı kuvars kristalleri halinde, diğer bir kısmı ise alüminyumla birleşerek mullite (2SiO2, 3Al2O3) dönüşmüş halde, geri kalanın ise camsı yapıda olduğu belirlenmiştir. Demir ise kısmen manyetit (Fe2O4) ve hematit (Fe2O3) geri kalanın da camsı yapıda olduğu saptanmıştır. Mineralojik incelemeler Soma TS külünde uranyumun uranitit (UO2), toryumun ise torit (Th(SiO4)) formunda olduğunu, Yatağan TS külünde ise uranyumun uranitit (UO2), toryumun ise monazit ((Ce, La, Nd)[PO4]) ve torit (Th(SiO4)) formunda olduğunu göstermiştir.
Termik santral uçucu kül numunlerinin kimyasal içeriklerinin belirlenmesi amacıyla ICP yöntemiyle komple kimyasal analizler gerçekleştirilmiştir. Analizler sonucunda her iki kül numunesinin majör oksit ve iz element içerikleri ortaya konmuştur. Her iki numunenin de V, Zr, Sr, U, Th ve Ba içeriklerinin yüksek olduğu görülmüştür.
ASTM C618 standardına göre Yatağan termik santral uçucu kül numunesi; SiO2 , Al2O3 ve Fe2O3 içerikleri toplamının % 72.38 oluşu ile F uçucu kül sınıfında, Soma termik santral uçucu kül numunesi ise SiO2, Al2O3 ve Fe2O3 içerikleri toplamının % 64.54 oluşu ile C uçucu kül sınıfında yer aldığı görülmüştür. Aynı zamanda bu küller CaO yüzdeleri % 10’un üstünde olduğu için yüksek kireçli kül sınıfında yer almaktadırlar.
Liç deneylerinde; üç farklı asit kullanımı ve bu asitlerde denenen tüm parametreler sonucunda, en iyi sonuç sülfürik asit (H2SO4) kullanımında ve %30 PKO, 120 g/ton H2SO4 miktarı, 240 dakika liç süresi ve 60 oC liç sıcaklığı koşullarında elde edilmiş olup Yatağan termik santrali kül numunesi için %97,12 uranyum çözünme verimi ve %91,21 toryum çözünme verimi, Soma termik santrali kül numunesi için de %94,71 uranyum çözünme verimi ve %93,21 toryum çözünme verimi elde edilmiştir.
Investigation of Trace Elements Content of Thermal Power Plant Ashes
The desire of mankind live within welfare has brought social and technologic developments. From social and technologic view, the development seemed to be proportional to the energy is consumed. As the growing world population, it should mean that the energy will increase as so. Especially in Turkey, where there is an increasing population with over average world population growing rate shows that the need for energy will increase. Nowadays coal is one of the most important sources of energy. Lignites that has low calorific value and high-ash are used in coal-burning thermal power plants with large capacity which were built to meet the needs of Turkey`s energy consume. In the result of burning of coal, it produces wastes like volatile ash, slag and chimney gases. In Turkey, about 45 million tons of coal is burned and average of 20 million tons of volatile ash is produced in one year. This large quantity of ashes constitutes problems for society and environment.
Within the context of this thesis studies a detailed literature review has been made on coal-fired power plants in the world and in Turkey and the properties of fly ash from the power plants. In the next phase two thermal power plants which are currently running in Turkey are chosen and ash samples had taken from those power plants. Over the taken ash samples a series of characterization, ore enrichment and leaching experiments were performed. On the ashes, particle size analysis, moisture content analysis, ore preperation, enrichment, hydrometallurgical and chemical testing, mineralogical analysis and trace element analysis’ were made. In the context of mineral processing studies laboratorty scale leaching experiments were carried out. In the light of the chemical and mineralogical studies, trace element contents of ashes were examined in detail. To evaluate the ashes, sulfuric (H2SO4), hydrochloric (HCl) and acetic (CH3COOH) acids with leaching method was applied and opportunities of recovery of precious metals in the ash by optimum leaching parameters were investigated.
XRD analysis was performed to determine mineralogical structure of fly ashes. As a result of the XRD analysis; the sample of Yatagan Thermal Power Plant fly ash includes high percentage of quartz- SiO2 and relatively low amounts of albite-Na (AlSi3O8) and calcite CaCO3 minerals. But the sample of Soma Thermal Power Plant fly ash includes limestone, quartz-SiO2, albite-Na (AlSi3O8), calcite CaCO3, chlorite, serpentine, pyrite and montmorillonite minerals. It is determined that some part of the fly ash silica is crystalline quartz, while another part is converted into mullite (2SiO2, 3Al2O3) because of the combination with aluminum and the rest has glassy structure. The structure of iron were found to be partially magnetite (Fe2O4) and hematite (Fe2O3) and the rest has glassy structure. Mineralogical studies have indicated that the uranium found as uranitite (UO2) and thorium found as thorite (Th(SiO4)) forms in Soma fly ashes. In Yatagan fly ashes the uranium found as uranitite (UO2) and thorium found as monazite ((Ce, La, Nd)[PO4]) and thorite (Th(SiO4)) forms.
In order to determine the chemical content of a thermal power plant fly ash samples, complete chemical analysis’ were performed with ICP method. As a result of analysis, major oxides and trace element contents of both ashes have been revealed. Both samples’ V, Zr, Sr, U, Th and Ba were found to be high.
According to ASTM C618 standard, sample of Yatagan thermal power plant fly ash is in F fly ash class, because of sum of contents of SiO2, Al2O3 and Fe2O3 is 72.38%. But the sample of Soma thermal power plant fly ash is classified at C fly ash class, because of being 64.54% of SiO2, Al2O3 and Fe2O3 contents’ sum. These ashes are also located in high-lime ash class. Because they have above 10% CaO rate.
The result of leaching experiments using three different acid; the best result was obtained with usage of sulfuric acid (H2SO4) and under the condition of 30% solids, 120 g/t H2SO4 amount, 240 minutes leaching time and the 60°C leaching temperature. Also for the Yatagan thermal power plant fly ash sample; 97.12% of uranium dissolution yield, 91.21% of thorium dissolution yield, for the Soma thermal power plant fly ash sample; 94.71% of uranium dissolution yield, 93.21% of thorium dissolution yield was obtained.
Dostları ilə paylaş: |