Ticari uyuşmazliklarda arabuluculuk ve arabuluculukta avukatin rolü


Arabulucu Spyros ANTONELOS (YUNANİSTAN)



Yüklə 202,96 Kb.
səhifə4/4
tarix27.01.2018
ölçüsü202,96 Kb.
#41031
1   2   3   4

Arabulucu Spyros ANTONELOS (YUNANİSTAN)




  • Bir önceki konuşmacı Mehmet KAYA’ yı dinleyince çok mutlu oldum ve Antalya Barosunu, müvekkil-avukat uyuşmazlıklarında arabuluculuk uygulamasını kullanma yolunda attıkları adımdan ötürü kutluyorum.


Arabuluculuk Sürecinde,

Zor İnsanlarla Nasıl Başa Çıkabiliriz?” - “Düğüm Noktalarını Nasıl Aşabiliriz?”




  • Büyük ihtimalle hepimiz, bazı durumlarda zor kişiler olabiliriz; hepimizde bu kapasite var. Bizim için önemli olan bir konuda baskı altına alındığımızda duygusal davranabiliyoruz ve bu tarz zor koşullar söz konusu olduğunda işbirliği yapmıyoruz. Örneğin, ben de pazarlıkta zor insan olabiliyorum. Arabuluculuk bir pazarlık sürecidir ve duygular aşıldıktan sonra, yani arabuluculuk süreci doğru bir şekilde uygulandıktan sonra, insanların bu sürece daha fazla inanıp daha normal davrandıklarını ve anlaşmaya yakın durduklarını gördüm.



  • Zor insanlar yerine, aslında bence zor koşullardan bahsetmek gerekir. Biz duygusal insanlar olduğumuz için; bir konuda ilerleme kaydedemediğimizde, inat eden veya mantıksızca hareket eden kişilerle karşı karşıya kaldığımızda duygularımızı bir kenara bırakamıyoruz. Arabulucu olarak da insanları “zor” diye yaftalamaktansa; “zor durumlarda verilen tepkiler”e odaklanmanın daha yapıcı olduğunu düşünüyorum.



  • Peki zor durumlar neler olabilir?




  • Örneğin, temel değerlerimiz ve inançlarımız söz konusu olduğunda ve sorgulandığında zorlanabiliriz.

  • Bir kişinin kendisine verdiği öz değer zarar gördüyse, çok duygusal davranabilir. Mesela, çalışma arkadaşları tarafından yeterince verimli bulunmuyorsa veya kararları yanlış bulunuyorsa, bu kişi zor koşullar altındadır ve zor davranışlar sergileyecektir.

  • Birisinin özgürlüğü sınırlanıyorsa, o kişi de zor davranışlar sergileyebilecektir. Örneğin, bir çiftçi ürünlerini üretim maliyetinin altında satmaya zorlanıyor olabilir. Belki karşısında büyük bir süper market vardır ve ürünlerini çok düşük fiyatlarda satın almak istiyordur. Aslında bu kişinin içinde bulunduğu koşullar zor. Bu nedenle arabuluculuk sürecinde zor insan davranışı gösteriyor olabilir.

  • Belki mahkeme veya arabuluculuk salonunda firma yetkilisi, şirketin görev ve sorumlulukları veya hesapları konusunda yanlış bilgi vermeye zorlanıyordur. Bu durumdaki kişi, kendi değerlerini sorgulamak zorunda kaldığından, zor insan davranışları sergiliyor olabilir.




  • Biz avukatlar, bu işin psikolojik tarafını çok iyi bilmiyoruz. Öte yandan, zor insanlar dediğimizde aslında biz onların, gerçekten insan gibi davrandığını, bulundukları koşullar gereği aslında normal tepkiler verdiğini biliyoruz.

Bizler önce hissediyoruz, sonra düşünüyoruz. Yapılan araştırmalarla da artık biliyoruz ki insanların duygusal tepkileri, mantıksal tepkilerinden çok daha çabuk ortaya çıkıyor. Harvard psikoloji bölümünde McLean deneyi yapıldı ve bu deney 10 yılda bir tekrarlanıyor. Her seferinde aynı sonucu veriyor. Bu deneye göre; “Sıkıntılı bir ortamda olan ve kendisini baskı altında hisseden kişiler, rasyonel kararları kolayca veremiyor.” Bunun nedeni, beynin korteks kısmının, aynı anda hem duygusal bilgiliyi işleyip hem de mantıklı kararlar veremiyor olması. Bu bize şunu gösteriyor: “Çok yoğun duygular içindeysek, rasyonel kararları verebilmek için daha fazla zamana ihtiyacımız var.” Bu araştırmada bir de yaş, meslek, kadın ve erkek açısından bakıldığında, rasyonel kararların aşağı-yukarı aynı seviyede verildiği görülmüş. Bunun yanında doktorların, avukatların, özellikle de cerrahların, güçlü duygularla başa çıkma konusunda, rasyonel kararlar alırken daha başarılı olabildikleri görülmüş.  Sonuç olarak bu çalışma, zor koşullar altındaki insanların rasyonel kararlar vermekte zorlandığını gösteriyor.




  • Arabuluculuk sürecinde zor davranış sergileyen kişi, bizim müvekkilimiz de olabilir, karşı taraf da olabilir. Biz köşeye sıkıştırıldığımızda, yani kendi duygularımız da işin içine girdiğinde ne yapmalıyız?




  • Öncelikle insanların kendilerini ortaya koymalarını ve hissettiklerini ifade etmelerini öneriyorum. Bu duygular yaşanıp paylaşıldıktan sonra rasyonel düşünce geri gelir.

  • Bunun yanı sıra, böyle bir durumda sakinliğimizi de korumalıyız. Bulunduğumuz ortamda birinin gergin ve agresif hareket ettiğini gördüğümüzde ona tepki veririz; arabuluculukta ise bunu yapmamalıyız. Agresif yaklaşıma karşı agresif hareket ederek denge kurmaya çalışırsak; arabuluculuk sürecinin ilerlemesi açısından bakıldığında, bu işe yarar bir seçenek değildir. Ne kadar sakin kalırsak o kadar rasyonel hareket edebiliriz ve sakinliğimizi korursak karşı taraf, onu anladığımızı ve empati kurabildiğimizi hissedecektir. Dolayısıyla gerginlik çıkaran kişi sakinleşecektir ve sakinleştiğinde tekrar pazarlığa başlayabilirsiniz.

  • Ortamda duygular çok fazla ön plandaysa bir ara verip sakinleşmelerini bekleyebiliriz. Arabuluculukta psikoloji önemlidir. Bu süreçte duygular açığa vurulup yaşandıktan sonra çok daha mantıklı kararlar verilebilir. Şayet gergin sözcükler sarf ediliyorsa, böyle bir durumda 5 dakikalık bir ara verilerek bu ortam toparlanabilir.




  • Diyelim ki arabuluculuk sürecinde bir düğüm noktasına geldiniz. İki taraf da birbiriyle hiçbir şey paylaşmıyor, bilgi akışı yok, teklifte bulunulmuyor ve süreç tıkandı, ilerlemiyor. Bu durumda suçlamadan vazgeçmek gerek. Yani: “Bize bilgi vermiyorsunuz.”, “Bize herhangi bir teklifte bulunmuyorsunuz dememelisiniz.”; çünkü bu yaklaşım sürecin verimliliğini azaltır. Bunun yerine daha farklı yöntemler izleyebilirsiniz. Örneğin;



  • Beş dakikalık bir ara verelim.” diyebilirsiniz ve kahve molasında onlarla konuşmayı deneyebilirsiniz. Bu yöntemlerden biridir ve bu kahve molasında, ‘insanların belki de kendilerini rahat hissetmedikleri bir ortamda olduklarını yani buzun henüz kırılmadığını’ hatırlamamız gerekebilir.

  • Böyle bir durumda pazarlığın çok küçük bir bölümüne yönelik teklifte bulunup karşı tarafın tepkisini ölçebilirsiniz. Küçücük bir şey verin. Bakalım ne oluyor?

  • Genellikle pazarlık masasına, daha önceden uzun süre birlikte çalışmış kişiler oturur. Onlara geçmişte yaşadıkları güzel günleri hatırlatın ve karşı tarafla ilgili iyi duygu ve düşüncelerini hatırlatın.

  • Eğer bu düğüm, sürecin ilerleyen aşamalarında ortaya çıktıysa, süreç içerisinde anlaştıkları konuları gündeme getirin.

  • Beş dakika ara verdikten sonra da bir sonuç bulunamıyorsa, görüşmeyi başka bir güne ertelemeyi önerin.



*Düzenleyen Av.Arb. Mine DEMİREZEN
ANTALYA BAROSU

ARABULUCULUK KURULU

MAYIS 2017


Yüklə 202,96 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin