Ticari uyuşmazliklarda arabuluculuk ve arabuluculukta avukatin rolü



Yüklə 202,96 Kb.
səhifə3/4
tarix27.01.2018
ölçüsü202,96 Kb.
#41031
1   2   3   4

Üçüncü Oturum

ARABULUCULUKTA AVUKATIN ROLÜ”





  1. Arabulucu John Thomas PORTER (ABD)




  • Arabulucu sürecinde, tarafları temsil edecek avukatların neler yapması gerektiğine değinmek istiyorum. Arabuluculuk sürecine katılan uyuşmazlık taraflarının uzmanlar tarafından temsili önemlidir. ABD’ de de bu görüşmelerde taraflar genellikle bir avukat tarafından temsil ediliyor; ama bu avukatların arabuluculuk konusunda yeterli bilgisi, eğitimi, tecrübesi olmayabiliyor.

Mahkemede her avukat müvekkilinin kazanması için elinden geleni yapıyor; ama arabuluculuk sürecinde avukatın rolü, müvekkilinin karşı tarafla anlaşmasını sağlamaktır. Yani bu süreçte avukatın, müvekkiline destek verme ve karşı tarafla anlaşmayı kolaylaştırma görevi vardır. Mahkemede karşı taraf suçlanır; ama arabuluculukta karşı tarafla birlikte anlaşma sağlanmaya çalışılır. Bu nedenle, avukatın arabuluculuk sürecinde mahkemedekilerden daha farklı becerilere sahip olması gerekir. Öncelikle arabuluculuk bir pazarlık süreci olduğundan pazarlık yeteneğine sahip olmanız gerekir. Bunun için de avukatın bu yönde eğitim alması gerekiyor; ama ABD’ de avukatlar ve arabulucular az bir eğitim alıyor.





  • Arabuluculuk sürecinde yoğun bir hazırlık gerekir. Mahkemedeki hazırlıktan daha az bir hazırlık gerekiyor denemez; çünkü avukat ne kadar detaylı ve sağlam bir hazırlık yaparsa, bu süreçte müvekkili için daha fazla avantaj elde edebilir.



  • Hazırlık aşamasında ne yapmanız gerekiyor?

  • Müvekkilinizin güçlü ve zayıf yönlerini çok iyi tespit etmelisiniz.

  • Beklentilerinin ve ihtiyaçlarının ne olduğunu çok iyi tespit etmelisiniz.

  • Durumu çok iyi bir şekilde analiz edip anlamalı ve temsil ettiğiniz tarafın gerçekçi bir beklentisinin olmasını sağlamalısınız. Bunu da analizleriniz neticesinde en iyi ve en kötü sonuçları tespit edip bilgilendirmekle sağlayabilirsiniz. Aksi halde arabuluculuk oturumlarda müvekkillerinizin teklifleri ile şaşkınlığa uğrayabilirsiniz.

  • Hazırlık aşamasında, avukat olarak arabuluculuk sürecine dahil olmanızın yararlı ve gerekli olup olmadığını da değerlendirmelisiniz. Belki müvekkiliniz yalnız başına katılıp bu süreçte daha başarılı olabilecektir. Belki 2 kasap veya 2 işadamı kendi sorunlarını bir avukata ihtiyaç duymadan çözebilirler ve avukatın süreçte söz sahibi olması belki süreci zorlaştıracaktır. Belki taraflar birebir iletişim kurup daha kolay anlaşacaklardır; çünkü sorununun ne olduğunu gerçekte sadece onlar biliyor. Böyle bir durumda avukat şayet sürece katılmışsa geri planda kalmalıdır.

  • Arabuluculuk anlaşamama ile sonlandırıldığında, bazen taraflar daha sonra bir araya gelip anlaşmaya varabiliyor. Dolayısıyla siz arabulucu olarak bir süreci başlatmış oluyorsunuz.


ÖRNEK: Yaklaşık 70 yaşlarında kovboy bir müvekkilim vardı. ABD’de geniş bir arazisi vardı ve burada çiftçilik yapıp ailesiyle yaşıyordu. Hayvanları da vardı. Bana ödemeyi bazen yarım inek vererek yapardı. Müvekkilim her gün yanında tüfeği ile ata binip, ineklerine zarar verebilecek kurtları ve diğer vahşi hayvanlar avlardı; yani sert bir adamdı. Tıpkı western filmlerindeki kovboylar gibiydi. Arazisinden bir petrol şirketinin boruları geçiyordu ve bu petrol şirketinin arazinin sınırına yakın depoları vardı. ABD’ de yer altı kaynakları toprak sahibine ait olmuyor. O yüzden müvekkilin bu petrol üzerinde herhangi bir hakkı yoktu. Bunun yanı sıra müvekkilin toprağına petrol sızıyordu ve birkaç ineği otlarken petrol yüzünden zehirlenerek öldü. Müvekkilime bu sorunu arabuluculuğa taşımayı teklif ettim ve o da kabul etti. Emekli bir hakim arabulucu bulduk. Petrol şirketi de kabul etti arabuluculuğu; fakat ilk oturum tam anlamıyla felaketti. Şirket ve şirket avukatı, müvekkilimin parası olmadığını düşündü ve dava açamayacağını tahmin ediyorlardı. Neticede arabuluculuk görüşmeleri olumsuz bir şekilde sonuçlandı. Son görüşme üzerinden 2-3 gün geçtikten sonra şirketinin avukatı beni aradı: “Son teklifiniz geçerliyse biz kabul ediyoruz.” dedi. Ben doğru bir iş yaptığımı, sürecin benim sayemde bu noktaya geldiğini düşünüp mutlu oldum ve müvekkilime bu teklifi sordum. Bu teklifi müvekkilim kabul etti ve petrol şirketinden aldığım çeki kendisine teslim ederken: “Ne oldu biliyor musun?” diye sordu. Şirketin 500 deposunun birkaç gün önce yandığını söyledi. Nasıl olduğunu sorduğumda benim müvekkilim: “Büyük ihtimalle yıldırım düştü.” dedi. Meğer bizim kovboy, arabuluculuk toplantısından sonra, atına binmiş ve tanktaki sızıntının yanında yakmış sigarasını ve kibritini yere atmış. Ondan sonra da birden şimşek çakmış ve bizim kovboy aynı filmlerdeki gibi atına binip gün batımına doğru ilerlemiş. Herhangi bir iz de bırakmamış. Başarı ve başarısızlıktan her zaman sorumlu değiliz; ama tarafları hafife almamalıyız.



  1. Arabulucu Aşiyan SÜLEYMANOĞLU




  • Gaziantep’ te katıldığımız arabuluculuk sempozyumu sonrası, 90 yaşında ustasının hala işinin başında olduğu, meşhur bir işletmeye gittik ve işletmenin duvarında yazan, başarının şartlarına ilişkin formül dikkatimi çekti. Bu formülde: “Kuvvetli inanç, daimi ahlak, üstün sabır, metotlu çalışma, zamanı ilaç gibi kullanma.” yazıyordu. Bu kurallar arabuluculuk sürecinin başarısı için de geçerli diye düşünüyorum.




  • Öncelikle sürece avukat olarak da katılsak, arabulucu da katılsak, bu sistemin başarılı olması için önce kendimizin bu sürece inanıyor olması gerekir. İnanmazsak, tarafları da bu sürecin başarısı konusunda ikna etmemiz ve sonuç alabilmemiz mümkün olmayacaktır.

  • Arabuluculuk görüşmelerinde bizi denetleyen bir mekanizma yok. Bu nedenle, etik değerler ve kurallar ışığında, öz denetimimizi sağlayabiliyor olmamız lazım. Bu sisteme güven duyulmasını sağlamak için etik kuralların çok önemli olduğunu düşünüyorum.

  • Bu süreçte sabırlı olmalı ve taraflara acele ettirmemelisiniz. “Hemen anlaşın!” diye baskı yapmamalısınız ki; sizin de uyuşmazlığı çözmek için çaba gösterdiğinizi hissetmeliler. Taraflar sizin de efor sarf ettiğinizi görmek istiyor. Onların menfaatlerine uygun çözümler üretebilmeleri için fırsat tanımalısınız.

  • Metotlu çalışarak süreci doğru yönetmeli ve başarılı bir şekilde sonuç alınmasını sağlamalısınız.

  • Zamanı etkili ve yerinde kullanmalısınız ki taraflar zaman geçtikçe sürece olan inançlarını ve size olan güvenlerini kaybetmemeli.




  • Herkesin düşündüğü fikri söylemeye hakkı vardır. Herkesin de bu fikri yıkmaya.” Ben daha çok aile uyuşmazlıklarında arabuluculuk yapıyorum ve özellikle çocuk kaçırma gibi vakaların olduğu olaylarda yani işin çetrefilli olduğu durumlarda taraflar dilediğini söylemek istiyor. Örneğin: “İki taraf da çocuğun velayetini ısrarla istiyor; ama taraflardan birinin tam zamanlı bir işi var ve çocuğa bakmaya zamanı yok. ‘Nasıl bakacaksınız?’ diye sorduğunuzda, “Annem bakar, kız kardeşim bakar.” diyor ve onların haberleri veya vakitleri olup olmadıklarını sorduğumuzda, haberlerinin olmadığını görüyoruz.

Yani bu süreçte herkes her şeyi söyleyebilir; ama gerçeklik testi ile süreci kontrol etmelisiniz. Sizin söyledikleriniz hoşlarına gitmeyebiliyor tabi; ama süreç içinde doğruluk payını gördüklerinde, bunun olağan bir şey olduğunu da kabul ediyorlar. Dolayısıyla sürecin başarısı için arabulucunun, tarafların doğru bildiği şeyi, gerçeklik testi ile yıkmaya hakkı vardır. ”




  • Söz altındır gönül levhinde derc et. Teraziye vur ondan sonra sarf et.” Burada geçen “derc etmek”, yazmak demektir. Taraflar arabuluculuk sürecinde hassas olduğundan, empati yapabiliyor olmalıyız ve özel görüşmeler sonrası bir taraftan diğer tarafa aktarmamız gereken bilgileri, önce süzgeçten geçirmemiz gerekir. Bu süreçte duygular yoğun olduğundan, sert sözler hatta bazen küfürlü sözler söylenebilir ve biz bunu diğer tarafa aktarırken doğru bir şekilde aktarmalıyız. Yeri geldiğinde sözcüklerle oynamalıyız; ama aynı zamanda aynı anlamı verecek yani konunun anlaşılacağı şekilde, doğru cümlelerle aktarmalıyız.



  • Arabulucu: “Çok bilmeli, az konuşmalı, her suale cevap vermemeli.” Genellikle arabulucunun yorum yapmasının gerekli olup olmadığı akla takılır. Örneğin bu süreçte taraflardan biri bizzat size: “Ben haklı değil miyim?” ya da “Siz benim yerimde olsanız ne yapardınız? gibi sorular sorabilir. Ben bu sorulara: “Şanslıyım ki sizin yerinizde değilim.” diyorum. Arabuluculuk sürecinde, karar vermek için değil; onlara yardımcı olmak için bulunduğumu ifade ediyorum. Kaldı ki bizim deneyimlerimiz farklı, uyuşmazlık taraflarının deneyimleri çok daha farklıdır. Bu durumda olaylara bakış açımızın aynı olması mümkün değil. Yorum yaparsak, onları yanlış yönlendirebiliriz.

 Sonuç olarak; arabuluculuk sürecinde önemli olan bizim değerlendirmelerimiz değil; tarafların bu sorunla ilgili anlatacaklarıdır. Onları konuşturmamız gerekir.

  • Cesaret insanı zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık ise ölüme götürür.” Burada ölümü farazi olarak alıp, başarısızlık olarak değerlendirebiliriz. Arabuluculuk sürecine girmeye cesaret edemezsek, süreç baştan ölüdür. Aynı zamanda kararsız kalmamalıyız. Eğer bu süreçte kendinden emin, net kararlar alamıyorsanız, taraflar tedirgin, huzursuz olacaktır.

Bunun yanında, kendinize inanıp yönetebileceğiniz süreçlere dahil olmalısınız. “Her işi yapamayacağına göre; yapabileceğin şeyleri iste.” Yani her iş, her arabulucu için uygun olmayabilir. Aynı zamanda, herkes arabulucu olamayabilir. Bu süreç, eğer tüm kurallara uyarak yani hakkıyla yürütürseniz çok vaktinizi alan bir süreç. Tarafların her biriyle özel ilgilenmeniz gerekir. O yüzden arabuluculuk yapmak için iyi düşünmeniz gerekir; çünkü başka işlerle uğraşmanıza engel olabiliyor. Dünyanın en iyi arabulucuları sadece arabuluculuk yapmaktadır.

  • Ekmeğe muhtaç olmayan insan kafi derecede zengin sayılabilir.”, “İnsanlar paraya hiç dayanamazlar.”, “Hiçbir zaman, gittikçe artan zenginliklerine: ‘artık dur’ yeter diyemezler.” Arabuluculukta zenginlik, işin manevi yönündedir. Her şeyden önce her vaka size deneyim olarak döner ve bu parayla satın alabilecek bir değer değil.



  • San Francisco’ da çalışan deneyimli bir arabulucu ile çalışma imkanım oldu. Kendisi aynı zamanda hakimdi. Bir makalesinde seçkin bir arabulucu ile taraf vekilinde bulunması gereken 9 niteliği: “Güvenilir, iyi bir dinleyici, hazırlıklı, empatik, yaratıcı, kendinin farkında, müzakerelerde esnek, kendine güvenen; ama kendini beğenmiş değil, sabırlı ve fiziken de ruhen de dayanıklı.” olarak tanımlamıştı. Bu niteliklerin, konuşmamın başında bahsettiğim ustanın başarı formülü ile aynı olduğunu görüyoruz.



  1. Arabulucu Hayrullah DEMİR (Antalya Arabulucular Derneği Başkanı )




  • Yargılama faaliyetinde yer alan usuller ve teamüller, avukatı belli bir standartta çalışmaya hapseder ve yaratıcılığınızı kullanamazsınız. Bu nedenle de yargılama sürecinde avukat, dava konusu olaya kendi potansiyelini yansıtamaz. Örneğin, avukat olarak takip ettiğiniz bir uyuşmazlıkla ilgili duruşmaya gittiğinizde, tarafların düşmanca tutum ve yaklaşımları nedeniyle, karşı tarafın avukatı ile selamlaşmanız bile sorun yaratabilir. Müvekkiliniz buna bile tepkiliyken, müvekkilinize “gel karşı tarafla sulh olalım” gibi teklifler sunmanız ve onu bu çözüm yöntemlerine ikna etmeniz çok zordur; ancak arabuluculuk sürecinin esnek olması sayesinde, herhangi bir kalıp içinde hareket etmek zorunda kalmazsınız ve yaratıcı fikirler geliştirerek uyuşmazlığın çözümünü kolaylaştırabilirsiniz. Müvekkillerimize bu sistemi anlatmalıyız.




  • Sanılanın ya da yanlış bilinenin aksine, arabulucu müzakereler öncesinde ya da sürecin devamında oldukça aktif rol alır. Ben uygulama yaptıkça, bu gerçeği fark ettim ve bu süreçte aktif rol oynayarak; tam bitti denilen yerde, yaptığım küçük ama akılcı dokunuşlarımla, tarafların anlaşma sağlamalarına yardımcı oldum. Tarafların benim yardımımla anlaşma sağlayıp süreçten mutlu ayrılması; avukatlık mesleğinde sağlayamadığım mesleki tatmini sağladı.




  • Arabuluculuğun, henüz geniş kesimler tarafından tanınmaması, sürece şüpheyle yaklaşılması, bizim için önemli bir zorluk; ancak işçi-işveren uyuşmazlıklarından başlamak üzere, arabuluculuğun dava ön şartı hale gelmesi ile: “arabuluculuk sayesinde hızlı çözümler üretilecek ve arabuluculuk kendiliğinden geniş kesimler tarafından tanınacak ve bilinecektir”. Çözülen uyuşmazlık sayısının artmasıyla insanların sürece inancı pekişecek ve zamanla uyuşmazlıkta tarafların ilk başvurdukları yöntem haline gelecektir.




  • Başlangıçta bazı avukatlar ve bazı barolar daha az kazanacakları korkusu ile arabuluculuğa karşı direnç gösterdiler. Oysaki burada dikkat edilmesi gereken konu “avukatın yüksek yararı değil; müvekkilin yüksek yararı” olmalıdır. Avukat olarak sizin sayenizde uyuşmazlık, mahkeme kapısında zaman kaybetmeden, kısa sürede çözülecek. Bu durumda da insanlar yine sizi tercih edecek ve yine siz kazançlı çıkacaksınız.




  • Avukatın müvekkilini bilgilendirme yükümlülüğü ve görevini özenle yerine getirme yükümlüğü kapsamında; hukuki sorununu “en kısa zamanda ve en az masrafla” nasıl çözüleceği konusunda müvekkili aydınlatması oldukça önemlidir. Neticede arabuluculuk süreci, dava sürecine göre daha hızlı işleyen-daha az masraflı ve çabuk sonuç alınan bir çözüm sürecidir. Ayrıca bu süreçte: “duruşmayı-icra takibini takip etmek söz konusu olmadığından, cevap- itiraz-ıslah-istinaf gibi belli süreye tabi işler söz konusu olmadığından”; dava veya icra takibi sürecinde, avukatın yaşayabileceği mesleki hatalar, ihmalden, unutmaktan, bilgi eksikliğinden kaynaklı cezai ve disiplin hukuku yönünden sorunlar arabuluculukta karşınıza çıkmayacaktır. Müvekkilinizin bu yöndeki şikayetlerine maruz kalmayacağınız gibi; “Davayı kaybettin.”, “Az kazandın.”, “Zaten kazanacaktım.” gibi söylemleri ile de karşılaşmayacaksınız. Arabuluculukta kazan-kazan prensibi geçerli olduğundan, müvekkiliniz ihtiyacı ve imkanlarına göre kendisi karar verecektir ve avukat da bu sistemde müvekkiliyle birlikte kazanacaktır.

  • Bütün bunların yanında, avukat olarak uzun yargılama sürecinden kurtulup, arabuluculuk sürecinin kısa sürede sonuçlanmasıyla zamandan tasarruf edebileceğiz ve mesleki tatmin açısından bakıldığında da duruşmalarda birkaç dakika konuşabilirken, arabuluculuk sürecinde sözünüz kesilmeden gerektiği kadar konuşup süreci müvekkilinizin ihtiyaç ve menfaatlerini gözeterek onun lehine, onunla birlikte yönetebilme imkanına kavuşacağız.




  • Arabuluculuk uygulamalarından en fazla iş dünyasının fayda sağlayacağına inanıyorum. İş dünyası açısından hayat, limitli kaynaklarla maksimum faydayı elde etme üzerine kuruludur. “Zaman ve masraftan kar ederek, kontrolün kendinde olduğu, sürprizlere kapalı, emsal oluşturmayan, gizli ve esnek bir süreçte uzlaşmayı kısa sürede ve az maliyetle sona erdirmek”, her zaman işadamlarının önceliğidir.




  • Aynı şekilde iş dünyasının diğer bileşenleri olan işçiler, tedarikçiler, bankalar gibi grup ve sektörler bakımından da “kısa sürede, düşük maliyetle, menfaatleri buluşturan çözüm yolu ile uyuşmazlığın sonlanması”nın cazip olduğu açıktır. *İş mahkemeleri kanunundaki değişiklikten sonra, arabuluculuğu uygulamadan, sadece dava ön şartını şeklen yerine getirmeye yönelik tutum ve davranışlardan kaçınmak gerekir. Bu bağlamda etik kurallar arabulucular açısından bir kez daha önem kazanmaktadır. Bu kurallara sahip çıkmak ve uygulamak bizim mesleki onurumuzdur.




  • Antalya Arabulucular Derneğini, 2015 yılında kurduk ve arabuluculuğu Antalya kamuoyuna tanıtmaya çalışıyoruz. Bunun yanında, etik kuralların oluşturulması ve uygulanması ile ilgili çalışmalarla beraber; arabulucu meslektaşlarımızın: “müzakereleri yönetme, taktik, beceri ve deneyimlerini” paylaşmalarını sağlıyoruz. *Arabulucuların kendilerini geliştirmesi amacıyla yapılan yenileme eğitimlerinin, “dernekler tarafından oluşturulacak arabulucu eğitmenler” tarafından verilmesinin gerektiğini düşünüyorum.




  • Arabuluculuğun gelişmesi, geniş kesimlere ulaşır olması ve herkesin de arabulucuya rahatça ulaşabilmesi açısından, özel arabuluculuk merkezlerinin özendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.




  • Arabuluculuğa soğuk bakan pek çok baronun aksine, Antalya Barosu arabuluculuğa destek olmuştur. Hemen her konuda olduğu gibi Antalya Barosu bu konuda da farklılığını ortaya koymuş ve ilklerin barosu olmuştur. Türkiye’ de ilk kez bir baro kendi bünyesinde Arabuluculuk Kurulu kurdu ve Türkiye’ de ilk kez bir baro “müvekkil – avukat” ihtilaflarını arabuluculuk yöntemiyle çözmektedir.




  • Anadolu uygarlığında zaten yüzyıllardır var olan barış kültürünün tarihsel temelini oluşturan arabuluculuk; doğru kullanıldığında, etik değerlere bağlı kalındığında, bütün vatandaşlarımız tarafından kabul görecek ve başarıya ulaşacaktır.




  • Doğduğu gün olan 2 Ekim Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Şiddete Hayır Günü" olarak ilan edilen, yüzyılın barış adamlarından Mahatma GANDHI diyor ki: “Sıkılmış yumruklarla el sıkışamazsınız.” Bu bağlamda, arabuluculuk uyuşmazlıkları çözmenin yanı sıra toplumsal barış ve uzlaşmaya katkı sağlayacak önemli bir uygulamadır. Zira; “El ele tutuşarak kavga etmemiz asla mümkün değildir.”



  1. Arabulucu Mehmet KAYA (Antalya Barosu, Arb. Kurulu Koordinatör Yönetim Kurulu Üyesi)




  • Türkiye'de ve bilindiği kadarıyla dünyada ilk kez bir baro; “Avukatlık hizmet sunumundan doğan yakınma ve tazmin isteklerinin, arabuluculuk yoluyla çözümlenmesi için 'pilot uygulama' kararı” almıştır. Bu karar neticesinde öncelikle Antalya Barosu ile Antalya Arabulucular Derneği arasında işbirliği protokolü düzenlendi ve meslekte 15 yıllık kıdeme sahip 6 arabulucu görevlendirildi. Proje, 29.11.2016 tarihinde uygulamaya geçirildi ve şu ana kadar 12 başvurunun 8’ i anlaşma ile, 2’si olumsuz sonuçlandı. Bu başvurulardan 2 tanesinin de arabuluculuk süreci hala devam etmektedir.




  • Dolayısıyla ilk defa bir meslek örgütü, kendi üyeleri ile bu üyelerin verdiği hizmeti alanlar arasında bir bağ kurup, barış tesis edilmesine yönelik ve toplum barışına hizmet etmek amacıyla adım atmış oldu.




  • Antalya Barosu ve AAD tarafından bu çalışma yapılırken, avukatlar hakkındaki şikayetlerin çokluğu ve şikayetlerin içerikleri dikkate alındı. Şikayet nedenlerine birkaç örnek verecek olursak;

  • Davaların uzun sürmesi nedeniyle, tarafların stres ve gerginlikle hareket etmesi neticesinde ortaya çıkan uyuşmazlıklar,

  • Avukatlık ücretinin talebi neticesinde: “Avukat ne yaptı ki?” düşüncesi ile gerçekleşen uyuşmazlıklar,

  • İnternetten veya çevreden edinilen eksik bilgiler sebebiyle yapılan şikayetler,

  • Avukatların, Avukatlık Kanununun 53. maddesi gereği düzenlemesi gereken görüşme tutanağını, düzenlenmemesinden kaynaklı uyuşmazlıklar (Avukatların %99’u görüşme tutanağı düzenlemiyor.),

  • Avukatın ihmalinden, unutmasından kaynaklı uyuşmazlıklar (Duruşmayı kaçırma, dosyayı düşürme, süreleri kaçırma vb. sebepler.),

  • Dosyadan tahsil edilen paranın müvekkile eksik ödenmesi veya ödemenin geciktirilmesi gibi sebeplerden kaynaklanan uyuşmazlıklar…




  • Her ne kadar bu gibi sebeplerle birçok başvuru olsa da şikayetlerin çoğunun iletişim eksikliğinden kaynaklanabildiğini gördük. Yanlış bilgilerle avukatı suçlama eğiliminin olması ve böylelikle haklı/haksız birçok başvuru söz konusu olmasıyla disiplin soruşturmaların sonuçlanması bir seneyi bulabiliyor. Arabuluculuk uygulaması sayesinde;

  • Taraflar arasındaki iletişimsizlik neticesinde ortaya çıkan: “bilgilendirmeden kaynaklı sorunları” kısa sürede giderilebiliyoruz. Bazen taraflar birbirlerinin içinde bulunduğu şartları ve temeldeki ihtiyaçlarını öğrenince problemlerini kolaylıkla çözebiliyorlar.

  • Şikayetlerin çoğunluğunun vekalet ücreti alacaklarından kaynaklı olduğu söylenebilir. Müzakereler neticesinde; “avukatın sarf ettiği emek” ve “hak ettiği ücret” arasındaki denge, taraflarca değerlendiriliyor ve tarafların sağlıklı bir iletişim kurması neticesinde, kısa sürede anlaşmaya varılabiliyor.

  • Avukat-müvekkil arasındaki uyuşmazlıkların arabuluculuğa taşınmasıyla taraflara arasındaki husumet gideriliyor ve böylelikle müvekkil-avukat ilişkisinin devamı sağlanabiliyor. Bu durum, tarafların prestijinin sarsılmasını da engelliyor. (“Avukat azleden müvekkil” etiketi ile “Azledilmiş avukat” etiketinin yaratacağı itibar kaybı aşikardır.)

  • Bu uyuşmazlıkların arabuluculuğa taşınması ile hem müvekkillerin hem de avukatların sırları korunur ve her iki tarafın da zarar görmesi engellenir.

  • Uyuşmazlığın arabuluculukla çözülmesi halinde dava masraflarından ve disiplin soruşturmasının olumsuz etkilerinden kurtulmuş olur taraflar. Disiplin soruşturmasının olumsuz etkisi sadece avukat için değil; şikayet eden taraf için de söz konusudur. Zira şikayet için baroya başvuran taraf, belli bir masraf yapmak zorunda kalacağı gibi bu süreci takip etmek psikolojisini de olumsuz etkileyecektir. Bunun yanında, avukat hakkında bir ceza davası söz konusu ise; “şikayetten vazgeçme”, savcının veya hakimin takdirini etkileyecektir.




  • *Avukatlık Kanunu Madde 95 - Baro Yönetim Kurulunun Görevleri -5.bent-(Değişik : 2/5/2001 - 4667/55 md.): “Levhaya yazılı avukatlar arasında, avukatlarla avukatlık ortaklıkları, avukatlık ortaklığının ortakları arasında ve bunlarla iş sahipleri arasında çıkan anlaşmazlıklarda istek üzerine aracılık etmek ve arabulmak, ücret uyuşmazlıklarında sulha davet etmek,”


*TBB Meslek Kuralları – Madde 15-Mesleki çalışmasından ötürü aleyhine açılan dava layihasının bir örneğini, avukat barosuna verir. Baronun ‘hukuki anlaşmazlıklardaki arabuluculuk teklifini’ kabul etmek zorundadır.”
Dolayısıyla bu yasal düzenlemeleri de dikkate alarak başlattığımız proje kapsamında, normalde disiplin soruşturması için başvuran taraftan 210,00-TL almamız gerekirken, kendisine arabuluculuğu anlatıyoruz ve 210,00-TL masraf yapmak yerine sistemin olası faydalarını öğrenen şikayetçi arabuluculuk yolunu tercih ediyor. Böylelikle şikayetçinin başvurusunu arabuluculuk başvurusu olarak kayda alıp kendisini bu proje kapsamında yetkilendirdiğimiz arabulucu meslektaşlardan birine yönlendiriyoruz. Süreç herhangi bir nedenle olumsuz sonuçlandığında da şikayetçinin ilgili avukatı baroya şikayet etme hakkı devam ediyor.


  • Projemiz diğer barolar tarafından da ilgi çekici bulunuyor. Talep eden barolarla iletişim kurup deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Bu projeden yeni haberdar olan barolarla da projemizi ve bilgilerimizi paylaşmaya, işbirliğine hazırız.



  1. Yüklə 202,96 Kb.

    Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin