Tükd şubeler arasi toplanti genel merkez faaliyet raporu 27-28-29/EKİM 2017 sariyer şubesi
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği’nin bağlı olduğu uluslararası kuruluşlar şöyledir
Yüklə 318,38 Kb.
|
- Bu səhifədəki naviqasiya:
- TKDF - Türk Kadın Dernekleri Federasyonu
- 5. MAYIS- EKİM/2017 ÇALIŞMA DÖNEMİ TÜKD GENEL MERKEZ FAALİYETLERİ
- 5.2. GENEL BAŞKAN ve GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULUNUN FAALİYETLERİ
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği’nin bağlı olduğu uluslararası kuruluşlar şöyledir:
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği’nin Türkiye’de birlikte çalıştığı ve katkıda bulunduğu önemli ağlar şöyledir:
|
|
Sıra NO |
ADI SOYADI |
OKUDUĞU ÜNİVERSİTE |
FAKÜLTE |
BÖLÜM |
SINIF |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
......... |
|
|
|
|
|
Form:2 TUKD ŞUBELER MEZUN ÖĞRENCİ LİSTESİ
TÜRK ÜNİVERSİTELİ KADINLAR DERNEĞİ......................ŞUBESİ
2017-2018 (Ekim-Haziran)
TOPLAM:.........adet ögrenci ( toplam ögrenci sayısının okudukları üniversitelere göre dağılımı alttaki şekilde kırılımlı olarak belirtilecektir)
1-.......Üniversitesinden adet ögrenci
2-.......Üniversitesinden adet ögrenci
-
Sıra NO
ADI SOYADI
OKUDUĞU ÜNİVERSİTE
FAKÜLTE
BÖLÜM
SINIF
.........
Form-3: TUKD ŞUBELER BURSİYER ve MEZUN ÖĞRENCİLER VERİ TABLOSU
2016-2017(Ekim-Haziran: yeni sayıların şubeler tarafından güncellemesi sürmektedir)
-
SIRA NO
ŞUBE ADI
BURSİYER
MEZUN
1
ADANA
20
5
2
ANKARA
70
14
3
ANKARA ÜMİTKÖY
15
4
ANKARA YILDIZ
9
5
ANTALYA
53
10
6
ANTALYA KONYAALTI
16
5
7
ESKİŞEHİR
12
6
8
BURSA
15
9
BOLU
Bur siyeri yok
10
EDİRNE
23
9
11
GAZİANTEP
80
12
ISPARTA
9
13
İSTANBUL
262
62
14
İSTANBUL KADIKÖY
9
7
15
İSTANBUL ATAŞEHİR
8
16
İSTANBUL SARIYER
7
17
İSTANBUL BAKIRKÖY
Bur siyeri yok
18
İZMİR
123
26
19
KASTAMONU
Bur siyeri yok
20
KOCAELİ
9
1
21
KONYA
15
9
22
SAMSUN
19
23
UZUNKÖPRÜ
12
1
24
YALOVA
13
TOPLAM
799
155
7. TÜKD GENEL MERKEZ PROJELERİMİZ
7.1. SİVİL DÜŞÜN AB PROGRAMI İLETİŞİM DESTEĞİ FONU PROJESİ
Projenin Amacı: Türk Üniversiteli Kadınlar Derneğinin tanınırlığını ve görünürlüğünü arttırmak.
Sivil Düşün Proje No: 5424
Bu proje kapsamında Derneğimizin tanıtımını ve görünürlülüğünü artırmak üzere ; aşağıda örneklerini göreceğiniz; Genel Merkez, Şubeler ve Önder Kadın Ödülleri Posterleri yaptırılmıştır. Ayrıca Derneğimiz çalışmalarını anlatan Türkçe ve İngilizce broşürler bastırılmıştır. Ayrıca “Aktif Kadın Yurttaş Kitabı” ve Dernek Tüzüğümüzde bu projenin fon desteği ile bastırılmıştır. İlgili dökümanların şubelerimize sevk ve dağıtımı yapılmıştır. Ayrıca web sitemizde bu proje kapsamında desteklenmektedir.
Bu proje kapsamında bastırılan posterlerimiz Şubelerimizin çalışma ofislerine asılacak, eğitim seminerlerimizde ve toplantılarımızda kullanılacak ve derneğimizi ziyaretçilere ve katılımcılara doğrudan anlatacaktır. Dağıtılacak broşürlerle de daha geniş kitlelere ulaşılacaktır . İçeriği Genel Merkez Yönetim Kurulunca yazılan Aktif Kadın Yurttaş Eğitimi kitabımız ise bu eğitimin yaygın şekilde uygulanmasına katkı sağlayacak önemli bir kılavuz kitaptır.
POSTER ÖRNEKLERİMİZ
BROŞÜR ÖRNEKLERİMİZ
KİTAP:Aktif Kadın Yurttaş Eğitimi (İngilizce özetli)
7.2. SİVİL DÜŞÜN AB PROGRAMI AĞ KURMA VE HAREKETLİLİK DESTEĞİ (İSVİÇRE PROJESİ)
Genel Merkez olarak kazandığımız bu proje kapsamında 20-25 Haziran /2017 tarihlerinde, Zürih kentinde İsviçre Üniversiteli Kadınlar Derneği ile ortak bir çalışma yürütülmüştür.
Projenin Amacı: “YURTTAŞLIK HAKLARININ KARŞILIKLI İNCELENMESİ VE İYİ ÖRNEKLERİN MODELLENMESİ” dir.
Sivil Düşün Proje No: 5746
PROJE ÇALIŞMA PROGRAMI
Meeting TAUW–SVA in Zürich
Program 20.–25.06.2017
20.06.2017 Evening Welcome reception
21.06.2017
-
10-11h Introduction to the Swiss democracy by the State Chancellery of
Zurich (Staatskanzlei Zürich)
-
11-12h Visit of the Office for Gender Equality of the Canton of Zurich
(Fachstelle für Gleichstellung Kanton Zürich)
-
17-18h Visit/observation of a session of the Parliament of the City of Zurich
(Gemeinderat, Zürich)
22.06. 2017
-
10-13h Visit of the Office for Gender Equality of the University of Zurich,
Lunch at the University
23.06.2017
17h-22h Meeting with members of the Zurich branch and other branches of
the Swiss NFA; including food and drinks
-
Talk by Susan A. Peter, manager of the foundation of the
Zurich Women’s Shelter (Violetta Haus)
http://www.frauenhaus-zhv.ch/index.php?read_group=8)
“A day in the life of the Zurich Violetta women’s refuge”
-
Introduction to work and functioning of TAUW -
Introduction to work and functioning of SVA
24.06.2017 Morning Visit of a primary school
Afternoon Guided tour of Zurich by historian/expert on women's history
(Verena Müller)
Evening Final dinner
25.06. Departure Meeting TAUW–SVA in Zürich
KATILIMCILAR:
ZÜRİCH ÜNİVERSİTELİ KADINLAR DERNEĞİ
1-KATHARİNA STRUB
2-SHEİLA BUEMİ
3-ANDREA LİNSMAYER
4-LİSA HİERLİMAN
5-URSULA BOLLİ
6-ANGELİKA SPANKE
7-VERENA MÜLLER
8-ELSBETH VON NAVARİNİ
9-DORİS BOSCARDİN
10-DORİS EDEL
11-MARİA BÜHLER
12 LJUDMİLA SCHMİD
13-ANA CELİA MOTA
TÜRK ÜNİVERSİTELİ KADINLAR DERNEĞİ
1-PROF.DR.GAYE ERBATUR
2-GÜLEN ÇETİN
3-PERİHAN TÜLÜCE
4-DR.SERAP MAKTAV
5-PROF.DR.GÖNÜL BALKIR
PROJE ÇALIŞMASININ SONUÇLARINA İLİŞKİN RAPOR
“YURTTAŞLIK HAKLARININ KARŞILIKLI İNCELENMESİ VE İYİ ÖRNEKLERİN MODELLENMESİ” projesi kapsamında, İsviçre’nin Zürih kantonunda 20-24 / Haziran 2017 tarihlerinde; TÜKD ve İsviçre Üniversiteli Kadınlar Derneği (SVA) ile ortak çalışma yapılmıştır. Çalışmada ; İsviçrede uygulanan doğrudan demokrasi, toplumsal cinsiyet eşitliği , Zürih Üniversitesindeki uygulama ile bir ilkokuldaki uygulama saha ziyaretleri ve yapılan sunumlar ile anlatıldı. Ayrıca kadın sıgınma evi yöneticileride konuyla ilgili bir sunum yaparak bilgi paylaştılar. Proje çalışmasına ilişkin tüm sunumlar, paylaşımlar, edinilen bilgiler ve detaylı sonuç raporunun, TÜKD Genel Merkez Yönetim Kurulu tarafından kitapçık haline getirilmesi çalışmaları sürmektedir. Burada proje çalışmasının sonuç ve değerlendirmesine ilişkin özet bilgiyi sizlerle paylaşıyoruz.
Proje çalışmasının ilk toplantısında , Zurih Kantonu’nun ilgili devlet kuruluşu "Zürih Kantonu ve Isviçre'de Demokrasi" konusunda bir sunum yaparak İsviçrede uygulanan direkt demokrasi (dogrudan demokrasi) uygulamasını anlattı. Uygulama temelde; her bir bireyin görüşlerinin alınarak toplum, Kanton ve Federasyon çapında karar alma sistemine dayanıyor. Çok fazla toplantı ve görüş alış verişi gerektiren bu sistem ; herkesin görüşlerine göre karar verilmesi faydasını saglamasına ragmen, işleyişte çok zaman kaybedilmesine de neden olabiliyormuş. Her ne kadar gerçek bir dogrudan demokrasi örnegi oluştursa da, bu sistemin ancak İsviçre gibi , karar verici nüfusun azlıgı sayesinde sürdürülebilir olduğu izlenimini edindik. Dogrudan demokrasi uygulamasının yanısıra devlet yapısının aynı zamanda Federal sistem olması, ancak halk tarafından seçilen ve 4 yıl süreyle hizmet veren bir Cumhurbaşkanı/Başkan olmamasının avantajları yanında dezavantajları oldugunu ifade ettiler. İsviçrede kadınlar seçme hakkına ancak 1971 yılında erişebilmişler, ancak Konsey düzeyinde temsiliyetleri 4 erkege 3 kadın, Parlementoda ise 3e 1 oranında.
Burada paylaşılan bilgiler ışıgında, İsviçredeki dogrudan demokrasi uygulamasının bizim toplumumuzda nasıl geliştirilebileceği, ya da neler yapılabileceği konusunda oluşan ilk fikirlerimiz: Bizim gibi STK’ların toplumun değişik katmanlarında (Belediye Meclisleri, il, ilçe yerel yönetimleri ve TBMM...gibi ) vatandaşların karar verme süreçlerine katılımının nasıl arttırılabileceğine yönelik görüşler ve projeler geliştirmeleri gerektiğidir. Dernek olarak buna önce aileden başlayarak ( önce aile içi demokrasi anlayışıyla, çocuklar anne ve baba ile başlayarak )dogrudan demokrasi fikir ve uygulamasını mahalle/site,vb., gibi küçük topluluklara ögreterek yayılmasına katkı sağlayabiliriz. Bunun için aktif kadın yurttaş eğitimlerimiz uygun bir uygun bir platform oluşturacaktır. Toplumun tüm katmanlarında İsviçrenin başardıgı dogrudan demokrasiyi başaramasak da, insanlarımızın dogrudan demokrasiyi kendi yaşantılarında uygulamalarını saglayarak, seçimlerde ve diger karar verme süreçlerinde dogru davranmalarına da katkı sağlanabilir.
Bizim açımızdan bu sunumun özelligi, bizde herhangi bir kamu kurumunun bu tür bilgi veremedigidir. KSGM henüz kadın haklarına ilişkin tam çalışma yapmadıgı gibi, okullarda çocuklar çok küçük yaşlarda toplumsal cinsiyet eşitligini ögrenmek yerine kadın/erkek olmaya yönlendiriliyorlar. Liselerde, ve hatta daha erken okul dönemlerinde çocuklara bu tür eşitligi ögretmede ne denli girişimlerde bulunabiliriz? Bu konu düşünmeye deger.
İkinci gün gittigimiz Zürih Üniversitesindeki sunumda benzer bir yaklaşımın Üniversitede toplumsal cinsiyet eşitligi alanında yapıldıgını, akademik kariyer gelişimi ve kariyer, ev yaşantısı dengesinin (iş yaşam dengesinin) saglanmaya çalışıldıgını gördük. "Toplumsal Cinsiyet Eşitligi" Departmanında yapılan sunumda yasal çerçevenin Federal Anayasaya, toplumsal cinsiyet eşitligi yasasına ve toplumsal cinsiyet politikasının davranış yönetmeligine dayandırıldığı anlatıldı. Üniversite bu tür yasal temelleri üniversite ögrencilerine uygulamakta ve akademik yaşam ev yaşamı dengesini saglamaya çalışmakta. İstatistiksel verilere göre, akademik düzeylerde Doktora'ya kadar kızlar ile erkekler arasında bir denge gözleniyor: %57 kızlara oranla %44 erkekler. Ancak Prof.'luk düzeyine dogru bu denge tersine dönüp kadınlar %20 lere düşerken, erkekler % artış olarak seyrediyor. Toplam 650 Profesörden 503 ü erkek olmak üzere. Kadınların Üniversiteden ayrılmaları nedeniyle Üniversite bu egilime göz kulak olmaya calışıyor ve bazı hizmetler sunuyor: Akademik kariyerin gelişmesi için burslar ve mali destek saglıyor. Kız ögrenciler icin Doktora sonrası çalıştaylar düzenliyor.
Yaşam dengesi için: çocuk bakımı, annelik ve babalık izni, danışma, tartışma grupları, emzirme odaları, alt degiştirme masaları ve egitimi sürdürmeleri için farkındalık yaratma uygulaması yapıyorlar. Akademik ortamda bile önyargi, kültürel beklentiler, aile ve çocuk bakımında kadın/erkek rolleri görüldüğü için bu departman bunları değiştirmeye çalışmakta. Bu tür departmanlar tüm İsviçre Universitelerinde yer almakta ve aralarında toplantılar yapmaktalar. Aynı şekilde Federal düzeydeki toplumsal cinsiyet eşitligi ofisi yıllık toplantılarla Üniversite ve kamu sektörü düzeyindeki toplumsal cinsiyet eşitligi ofislerini bir araya getiriyor.
Gaye hanım burada Turkiye’deki Kadın arastırmaları merkezlerinin güzel bir sunumunu yaparak kadına yönelik şiddete karşı nasıl çalıştıklarını belirtti.
Departman Başkanının yaptıgı sunum bir önceki sunuma paraleldi, yeni olarak bölümün nasıl, kaç kişiyle çalışarak neler yaptığına biraz daha degindi. Eşitligin saglanması için belirlenen hedefleri (2016 ya kadar kadın prof'larin %25 çıkması gibi) ve 2017-20 faaliyet raporlarını oluşturduklarını belirtti.
İzlenimlerimiz: Üniversitenin bu görevi daha çok akademik olarak cinsiyet eşitligini arttırmaya çabaladığı, toplumsal çalışmalar, araştırmalar yapmaya pek girişmedigi (yıllık toplantılar dışında) yönünde. Türkiyedeki Üniversitelerin Kadın Araştırma Merkezlerine pek benzer çalışmalar degil gibi geldi bize. Ama Üniversite içinde kadın akademisyenlerin ayrılmasını önleme açısından ve kariyerlerini sürdürme alanında yaptıkları çalışmalar örnek alınması gereken konular. Zira Türkiye'de de kadınların mezun olduktan sonra akademik yaşamdan uzaklaşmaya başlama oranları yavaş yavaş artıyor. Kadın Araştırma Merkezleri ile bu konularda işbirligi yapabiliriz.
Zurih Kadın Sıgınma Kurumu (STK) Violetta: Başkan Susan Peter, güvenlik nedeniyle sıgınma evini ziyaret edemeyişimiz için özür diledi ve kapsamlı bir sunum yaptı. İsvicre'deki 27 Kantonda 15 sıgınma evi bulunmakta ve yalnızca STK destegi ile yürütülmekte. Devlet destekli sıgınma evi bulunmamakta. Sıgınma evleri kadınların özgürlüğü hareketi ile baslamiş, henüz bir devlet politikası da yok. Yasal boyutun uygun olmasına karsın maddi sorunlar yaşanmakta.
Her ne kadar 2007'den beri Zurih Kantonunun şiddete karşı korumaya iliskin yasaları varsa da, Mayıs 2017'de imzalanan İstanbul Anlaşmasini takdir ediyorlar, denetim ve izleme saglayacagı için. İsvicre ve Zurih Kantonunun şiddeti önlemeye yönelik çeşitli yasaları mevcut: 1996 Federal/Ulusal magdur destek yasası; Sosyal yardım yasaları; Yetişkin ve çocukları koruma yasaları; Şiddete karşı koruma yasası, 2007; medeni yasa, ceza yasası; İnsan Hakları ve uluslararası yasa ve son olarak Avrupa Konseyi Anlaşması, dünya çapındaki kadına yönelik şiddete karşı imzalanan ilk araç.
Bu genel girişin ardından Violetta adındaki dernegin sorumlu oldugu sıgınma evini tanıttı Başkan. 12 odalı, 24 yataklı olan sıgınma evinden 1 yönetici, gündüz 11, gece ve hafta sonları 11 calışan, bakım ve yemek için 2 görevli, 2 üniversite ögrencisi ve tatil ile egitim için gelen katılımcılar sorumlu. 24 saat süresince acil hatları hizmet vermekte, tümüyle kadın olan calışanlar psiko-sosyal destek, yasal danışmanlık vermekte, çocuklar icin sosyo pedagojik destek saglamakta. Sıgınma evlerine olan ihtiyaç kadına yönelik şiddetin artması; saldırganın tutuklanmaması; başkalarının da şiddete yönelebilecegi tehtidi; yasalarn korumada etkin olamaması; kadınların daha kapsamlı destege ihtiyacının olması ve zorla evlilik, insan ticareti nedeniyle ortaya çıkmış.
Sıgınma evine kabul için önce telefon görüsmesi ile kadının sıgınma evine ihtiyaci olup olmadıgı belirleniyor, yer olması koşulunda magdura sıgınma evi, yaşama koşulları, kültürler ve güvenlik konularında bilgi verilerek alınıyor. Eger yer yoksa başka bir çözüm aranıyor. Üç aşamalı bir kaliş söz konusu: ilk aşama 1-3 gün için magdura saglanan yer, sakinleştirme ve anlatmasını saglama; 2. aşama 4-14 günler arasında rehberlik/danışmanlık seansları ve bilgilendirme, olgular arası ilişki kurma; 3. aşamada 15-21 gün arası giderilmesi gereken ihtiyaçları ve sıgınma evinden sonra yaşamını nasıl sürdürecegi, kalıcı etkileri saglama.
2013'te yapılan bir araştırmaya göre sıgınma evlerinin Isviçreye yıllık maliyeti 200 milyon Isviçre Frangı (polis, sosyal destek, yasal işlemler, çalışma hayatı, vb.). Ülke çapında toplanan istatistiklere göre yaklaşık 6000 kalış var, en az bir gece olmak üzere; her 5 anneden 3'ü çocuguyla gelmekte; cocukların yaş ortalaması 2-5; kadınlarin %35'i Isviçreli, %65 ise digerleri; erkeklerin %50'si Isviçreli; sıgınma evinde ortalama kalış süresi 21 gün; yaklaşık 1/3'u tekrar sıgınma evlerine geri dönüyor. 21 gün sonrasında yaklasık 1.5 yıl süreyle izleme yardımı saglanmakta (VistaNova girişimi ile). VistaNova 5er odalı iki möbleli daireden oluşmakta, 2 görevli çalışmakta. En cok 6 kadın ve 8 cocuk kalabilmekte. Bunlar ikamet destegi vermekte, ancak belirgin bir güvenligi olmayan yerler. Kadınların psikolojik durumunun dengelenmesi, kendine güveninin artması, anne-cocuk ilişkilerinin güçlendirilmesi, oturma izninin saglanması ve şiddetten arınmış bagımsız bir yaşam kurmaları için verilen hizmet.
Devlet tarafından yönetilmese de, devlet sıgınma evlerine maddi katkıda bulunuyor. Toplam 2 milyon CHF olan bütçeye: Kanton düzeyinde magdura destek merkezine günde kadın ya da çocuga 240 CHF ödenmekte. 21 günün sonunda belediye ev saglama konusunda sosyal yardım sunmakta, günlüğü 185 CHF cocuk ya da kadın için. Zurih kantonunun devlet destegi (%15), 350,000 CHF; Bagışlar (%20) 350,000 CHF.
Son olarak ziyaret ettigimiz yer bir ilkokul idi. Bu Devlet okulunda çocuklar ana sınıfından başlayarak 6.sınıf sonuna kadar okuyorlar. İlk ögretimde ülkemizden farklı olmayarak kadın ögretmen erkeklerden fazla. Bu okulda 30 kadın ögretmene karşılık 3 erkek ögretmen bulunmaktaydı. Ortaögrenimde bu oran biraz tersine dönse de müdür düzeyinde kadın erkek %50'lere yakınmış.
Sınıf düzeninde sıra kullanılmadıgı, cocukların daire şekilde yerleştirilen tabure/puflara istedikleri gibi oturduklari belirtildi (sınıf gezisi sırasında bunun çok daha sıcak, etkileşimi saglayıcı ve rahat bir ortam oluşturuldugu gözlendi). Her ne kadar ögretmenler kız ve erkek çocukların yan yana oturmaları konusunda onları etkilemiyorsa da cocukların 3 ila 6. sınıflar arasında birlikte oturmak istemediklerini söylediler. Yani kendi cinsiyetindeki çocukların yanina oturmayı tercih etmektelermiş.
Okuma yazma ögretiminde ögretmenler standart bir yöntem uygulamamakta, farklı yöntemleri kullanma seçenekleri var. Sınıflar kalabalık degil, anasınıfında 20-25, ilk okul sınıflarında ise 15-20 ögrenci bulunmakta. Engelli ögrenciler de sınıflarda diger ögrencilerle birlikte okuyor ancak daha az ders görüp, engelli konusunda egitim almış ögretmenlerce egitiliyorlar. Ana sorunlarından biri rahatsız edici davranışları olan, telaşlı, kaygılı/sinirli çocuklar, özellikle ailelerden onlara ilişkin görüşmelerde destek alamadıkları durumlar var.
Egitim yasalarına göre kız ve erkek çocukların cinsiyet ayrımı olmadan egitilmeleri gerekiyor. Aynı durum dinler için de söz konusu. Degişik sınıfların ders kitaplarını inceledigimizde toplumsal cinsiyet ayrımcılıgı yapıldıgına tanık olmadık. Örnek olarak konan resimlerde eşit oranda kız ve erkek çocuk resmi vardı, her hangi bir iş, konu kız ya da erkek çocukların daha iyi yapabilecegine ilişkin yargı taşımıyordu.
Zaten sınıfları ve çok geniş olan, her alanın degişik etkinlikler için kullanıldıgı bahçeyi gezerken çocukların çok özgür bir egitim ortamında oldugunu açıkca gözlemledik. Bizlerin sınıflarına girmesi onların ve ögretmenin dersi kesmesine, vakitlerini almamıza neden olmadı. Tüm dikkatleri ile derslerini sürdürdüler.
Toplumsal cinsiyet eşitliginin saglanmasında, ögrenilmesinde ailenin ardından okulun çok önemli rol oynadıgı herkes tarafından bilinen bir gerçek. Nitekim çocuklara saglanan bu özgür, kendilerini ifade etme ortamı hem kız ve erkek çocukların daha özgüvenli olmalarını hem de yaratıcı olmalarını saglamakta. Uygulamaları; İlerinin yurttaşları olarak fikirlerini ifade etmeyi ögrenme ve karar verme sürecinde etkili olmalarını saglıyor.
Hazırlayan: Serap Maktav
TUKD GMYK Üyesi ve CIR
İSVİÇRE PROJE ÇALIŞMASINDAN KARELER
- Yüklə 318,38 Kb.
Dostları ilə paylaş: