Tüm Detaylarıyla Namaz


NAMAZDA MEKRUH OLAN ŞEYLER



Yüklə 1,61 Mb.
səhifə10/31
tarix12.08.2018
ölçüsü1,61 Mb.
#69713
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   31

NAMAZDA MEKRUH OLAN ŞEYLER
Namaz kulun Allah'a yakınlaşmasıdır. Kul, namazda yüce Rabbine seslenir. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem bize şunu haber vermektedir: "Sizden herhangi bir kimse namazında ayakta durdu mu (bilsin ki) Rabbine seslenmekte, yahutta Rabbi onun ile kıble arasındadır."296

Allah'ın huzuruna çıkmak huşû’ duymayı, ondan korkmayı, şevk ve istek duymayı gerektirir. Bundan dolayı böyle bir konumda gerekli edebi takınmak ve bu huzura varmanın azameti ile bağdaşmayan hususlardan uzak kalmak gerekir.

Namazda yapılması mekrûh olan şeylerden ötürü namaz bozulmaz; fakat mükemmel bir edeb takınmak aşağıdaki hususlardan uzak kalmayı gerektirmektedir:

1. GEREKSİZ YERE SA⁄A VE SOLA BAKMAK. Çünkü insan namaz kılmak üzere ayağa kalktığı vakit şanı yüce Allah da onun yüzünün baktığı kıble tarafındadır. Başka yere dönüp bakmak ise şanı yüce Allah'tan yüz çevirmek anlamına geldiğinden edebe aykırıdır. Âişe Radıyallahu anha'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Ben Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'e namazda başka tarafa dönüp bakmaya dair soru sordum da şöyle buyurdu: "Bu şeytanın kulun namazından gizlice çaldığı bir şeydir."297

Ancak ihtiyaç duyulacak olursa mekrûh olmaz. Çünkü İbn Abbas'tan rivâyet edildiğine göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem namazda sağa ve sola bakar, arkasına doğru boynunu bükerdi."298

Ayrıca Sehl b. el-Hanzaliyye şöyle demiştir: "...Peygamber -ona ve aile halkına salât ve selam olsun- namaz kılarken, yola doğru bakıyordu..."299 Çünkü Enes b. Ebi Mersed el-⁄anevî'yi gözcü olarak göndermişti. Ve onun yolunu gözlüyordu.

İltifât (başka tarafa dönüp bakmak) birisi beden ile olan maddî, diğeri ise kalb ile olan manevi olmak üzere iki türlüdür. Müslüman namaz sırasında bedenine hakim olabilir. Manevi olanın tedavisi için de Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'in öğrettiği gibi sol tarafına üç defa tükürür gibi yaparak koğulmuş şeytandan Allah'a sığınmak (eûzu billahi mine'ş-şeytani'r-racim demek) ile olur.

2. İster kıraat, ister rukû’, ister rükûdan kalkarken ya da namazdaki herhangi bir halde SEMAYA BAŞINI KALDIRIP BAKMAK. Çünkü Enes b. Malik Radıyallahu anh'ın rivâyetine göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Bir takım kimselere ne oluyor ki, namaz kıldıklarında başlarını semaya kaldırıp bakıyorlar?” Sonra sözleri bu hususta o kadar ağırlaştı ki, sonunda şöyle buyurdu: "Bunlar ya bu işi yapmaktan vazgeçerler yahutta gözleri kör edilecek."300

Başı kaldırıp bakmanın Allah'a karşı bir saygısızlık olduğu, buna karşılık namaz kılanın hudû’ içinde (mütevazi ve saygılı) olması gerektiği açıktır.



3. ZORUNLULUK OLMAKSIZIN GÖZLERİ KAPAMAK. Çünkü İbn Abbas şöyle demektedir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "Sizden herhangi bir kimse namaz kıldığında gözlerini yummasın."301 Bu mecusilerin ateşe taptıkları sırada yaptıkları işe benzer. Çünkü onlar da gözlerini yumarlar. Bunun yahudilerin namazda yaptıkları bir uygulama olduğu da söylenmiştir. İslâm ise kendisinden önceki bütün dinleri ve bu dinlerin ibadet şekillerini neshetmiştir. Yahudi veya başka dine mensub bütün kâfirlere benzemek ise bize yasaktır. Özellikle dinî ibadetlerinde. İmamın önünde kendisini meşgul edecek ve huşû’unu bozacak -kıbledeki süsler ve boyalı şeyler gibi- bulunacak olursa, sadece ihtiyaç kadarı gözlerin yumulması müstehabtır, fakat bu -mekrûh oluşundan ötürü- sürekli bir adet haline getirilmemelidir.

4. OYALAYICI ŞEYLERE BAKMAK. Çünkü Âişe Radıyallahu anha'dan rivâyete göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem nakışlı, üzerinde birtakım alâmetler bulunan yünlü bir elbisede namaz kıldı da şöyle buyurdu: "Bu elbisenin nakışları beni meşgul etti. Bunu alıp Ebu Cehm'e götürün de onun yerine bana üzerinde nakış bulunmayan deve tüyünden bir elbise getirin."302

5. NAMAZ KILANIN ÖNÜNDE OYALAYICI BİRŞEY BULUNURKEN NAMAZ KILMAK. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem Âişe Radıyallahu anha'ya şöyle demiştir: "Sen bizim önümüzden şu renkli örtünü al. Çünkü benim namazımda birtakım suretler gözümün önüne gelip duruyor."303

Bundan dolayı namaz kılan kimsenin namaz kıldığı yerde kendisini meşgul edip şaşırtacak herbir şeyi kaldırması gerekir.



6. SECDE HALİNDE İKEN İK’A (KÖPEK OTURUŞU) İLE KOLLARIN YERE YAPIŞTIRILMASI. Çünkü Âişe Radıyallahu anha Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'in namazını anlatırken şöyle demektedir: "...O şeytanın arkası üzerine (makadı) oturmasını ve adamın kollarını yırtıcı hayvanlar gibi yere yapıştırmasını yasaklardı..."304

Enes b. Malik Radıyallahu anh Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'den şöyle buyurduğunu rivâyet etmektedir: "Secde halinde azalarınız itidalli olsun. Sizden herhangi bir kimse kollarını köpek gibi yere yaymasın."305

İk'a (köpek oturuşu)nun birkaç şekli vardır. Bunlardan bazıları şöyledir: Ayaklarının üst taraflarını yere doğru yapıştırması, sonra topukları üzerine ya da topuklarının arasına oturması. Bu köpeğin ik'asına benzer. İnsan bu şekilde oturduğu vakit sağlam oturamaz. Bir diğer şekil şöyledir: Uyluklarını ve bacaklarını dikerken topukları üzerine oturması şeklidir. Hele ellerini de yere dayamışsa Köpek oturuşuna en çok uyan şekil budur. Bir diğer şekil ise ayaklarını dikip, kabaları üzerinde oturma şeklidir.

Ali Radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "İki secde arasında ik'a yapma"306

İnsanın hayvana benzememesi için, kolların yere yapıştırılması mekrûhtur. Onları uzaklaştırmak ve yerden kaldırmak müstehabtır. Elverirki uzun secde yaptığından ötürü bu hal ona zor gelmesin. Şâyet bu durum ona ağır gelirse, dirseklerini dizlerine dayar.

7. NAMAZ KILAN KİMSENİN ELBİSESİYLE, BEDENİYLE YAHUT BULUNDU⁄U YERLE; İHTİYAÇ DUYMAKSIZIN AZALARIYLA U⁄RAŞMASI. Çünkü Ebu Zerr Radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "Sizden herhangi bir kimse namaza durdu mu şüphesiz ki rahmet onun karşısındadır. Bundan ötürü secdeden sonra sakın alnına yapışan taşları eliyle silmeye yeltenmesin."307

Oynayarak beden hareket eder, böylelikle kalb karşısındaki rahmete yönelmekten başka bir işle meşgul olur ve bu rahmetten payını elde edemez. Ayrıca bu namaz esnasında istenen ciddiyete de aykırıdır. Üstelik bu şekilde hareket ettiği vakit namazın içine namazdan olmayan hareketleri de sokmuş olur.



8. ELLERİ BELİNİN ÜZERİNE KOYMAK SURETİYLE NAMAZDA TEHASUR YAPMAK. Çünkü Ebu Hureyre Radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Adamın tehassur halinde (ellerini belinin üzerinde bağlayarak) namaz kılması yasaklandı."308

el-Hâsira, kalçanın üst tarafındaki karnın ince yerine (bel) denir. Bu yasağın illeti de Âişe Radıyallahu anha'ın rivâyet ettiği hadiste belirtildiği üzere, bu işin yahudilerin yaptıkları işlerden oluşundan ötürüdür.



9. YELİN KENDİSİNE DO⁄RU GELMESİNİ SA⁄LAMAK AMACIYLA NAMAZ KILANIN ELİNDE TUTTU⁄U BİR YELPAZE İLE NAMAZ ESNASINDA RÜZGAR YAPMASI. Çünkü böyle bir davranış çokça hareket etmeyi ve namazdan başka işlerle meşgul olmayı gerektirir. Eğer ihtiyaç bunu gerektirirse, bunda mekrûhluk kalmaz. Çünkü mekrûh olan bir iş, ihtiyaç halinde mübah olur.

10. NAMAZDA PARMAKLARI BİRBİRİNE KENETLEMEK VE ONLARI ÇITLATMAK. Çünkü Ka’b b. Ucre'den rivâyete göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem namazda iken parmaklarını birbirine geçirmiş bir adam gördü, Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem parmaklarını birbirinden ayırdı.309 Diğer taraftan Ali b. Ebi Talib Radıyallahu anh'ın rivâyetine göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Namazda iken parmaklarını çıtlatma."310

Parmakları birbirine kenetlemek (teşbiku'l-esabi’); onları birbirine geçirmek demektir. Çıtlatmak (ka'kaa) ise ses çıkartıncaya kadar parmakları çekmekle olur. Bu da çevresindeki cemaati şaşırtır ve abes bir iştir. Bu işin mekrûh olduğu yer namazdır. Hatta namaza çıkarken ve mescidde namazı beklerken de parmakları birbirine geçirmek mekrûhtur. Namazda mekrûh olması ise öncelikle sözkonusudur. Çünkü Ka’b b. Ucre'den rivâyete göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Sizden bir kimse güzel bir şekilde abdest alır, sonra mescide gitmek üzere dışarı çıkarsa sakın parmaklarını birbirine kenetlemesin. Çünkü bu kimse (bu haliyle) namazdadır."311



11. YEMEK HAZIRKEN NAMAZ KILMAK. Çünkü Âişe Radıyallahu anha'dan rivâyete göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Yemek konulmuş ve namaz için kamet getirilmiş ise önce yemeğinizi yiyiniz."312 Yine ondan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Ben Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyururken dinledim: "Yemek hazırken de, kişi küçük ve büyük abdestini zorla tutmaya çalışırken de namaz kılınamaz."313

Ancak bu yasak için üç şart aranır:

1- Yemek hazır olmalıdır.

2- Namaz kılanın canının o yemeği çekmesi gerekir.

3- Namaz kılacak olan kimsenin hem maddi bakımdan, hem şer'î bakımdan o yemeği yiyebilecek durumda olması gerekir.

Aç olmakla birlikte yemek hazır değilse, namazı geciktirmez. Eğer yemek hazır olup ona aldırış etmeyecek şekilde tok ise namazını herhangi bir mekrûhluk sözkonusu olmaksızın kılar. Yine yemek hazır olmakla, canı da çekmekle birlikte, ikindi namazı esnasında iftarda yiyecekleri hazırlanan oruçlu kimsenin durumunda olduğu gibi o an şer'an onu yemekten men edilmişse, kerahet sözkonusu olmaksızın namazını kılar. Çünkü bu şekilde namazı bekletmenin hiçbir faydası yoktur.

Yiyemeyecek kadar sıcak bir yemek önüne getirilen kimsenin durumu da böyledir. Böyle bir kimse kerahet sözkonusu olmaksızın namazını kılar. Çünkü (namazı) bekletmenin bir faydası olmaz. Yine bir kimsenin yanında başkasına ait bir yemek hazırlanır, onun da canı o yemeği çekiyorsa aynı şekilde kerahet sözkonusu olmaksızın namazını kılar. Çünkü şer'an böyle bir yemeği yiyemez. Eğer kendisinin sahib olduğu yemek hazırlanır fakat, bir zalim o yemeği yemesine engel teşkil ediyorsa, yine kerahet sözkonusu olmaksızın namazını kılar. Zira namaz kılmamasının bir faydası yoktur, çünkü maddi olarak o yemeği yemesi engellenmektedir.

12. NAMAZ HALİNDE KÜÇÜK, BÜYÜK ABDESTİNİ ZORLA TUTMAK. Çünkü Âişe Radıyallahu anha'dan rivâyete göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Yemeğin hazır olması halinde de kişi küçük büyük abdestini tutmaya çalışması halinde de namaz olmaz."314

Bunda pek büyük bir hikmet vardır. Çünkü böyle bir sıkışıklığı gidermekle bedeni bir zarar önlendiği gibi, namaz ile ilgili bir zarar da önlenmiş olur. Küçük ya da büyük abdesti yahutta gazı tutmak sağlık bakımından sindirim cihazlarını olumsuz etkiler. Ayrıca kişi bu halde iken küçük ya da büyük abdestini yahut gazını tutmakla meşgul olacağından huzurlu bir kalb ile, rahat bir gönül ile namaz kılmasına imkân bulunmaz.

Bundan dolayı insanın namaza yüce Allah'ın huzurunda durmanın azametine yakışan bir şekilde hazırlanması gerekir. Hatta yanında su yok, teyemmüm yapmak zorunda kalacak olsa dahi bu böyledir. Çünkü teyemmüm ile namaz kılmak, icma ile mekrûh değildir. Halbuki küçük ve büyük abdestini zorlayarak namaz kılması mekrûhtur ve böyle bir şekilde namaz nehyedilmiştir.

Cemaati kaçıracak olsa dahi ihtiyacını görmesi ve abdest alması gerekir. Çünkü bu bir mazerettir. Hatta namaz esnasında bile böyle bir hal zuhur edecek olursa imamdan ayrılabilir.

Eğer ihtiyacını karşılamak ve abdest almak halinde vaktin çıkacağından korkarsa, bu halde namaz ya öğle ve akşam gibi cem’ edilebilen bir vakit namazıdır, o takdirde gider ihtiyacını görür ve namazları cem’ ile kılmayı niyet eder. Çünkü böyle bir durumda cem etmek caizdir. Yahutta ikindi, yatsı veya sabah namazı olabilir. Bu halde de ilim ehlinin iki görüşü vardır:

1- Abdestini zorla tutmakta olsa dahi, vakti kaçırmamak için namaz kılar.

2- Vakit çıkacak olsa dahi ihtiyacını giderir ve öyle namaz kılar. İhtiva ettiği kolaylık zararı gidermesi, namazda kalb huzurunu sağlaması bakımından bu görüşün doğru olma ihtimali daha güzeldir.

13. UYKU BASTIRMASI HALİNDE NAMAZ KILMAK. Çünkü Âişe Radıyallahu anha'dan rivâyete göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Sizden herhangi bir kimsenin uyuklaması gelirse, uykusu gidinceye kadar yatıversin. Çünkü sizden bir kimse uyuklamakta iken namaz kılacak olursa, muhtemeldir ki mağfiret dilemek isterken bu sefer kendisine beddua eder."315

Hemmam b. Münebbih'den şöyle dediği nakledilmiştir: Bu Ebu Hureyre'nin bize Rasûlullah Muhammed Sallallahu aleyhi vesellem'den naklettiği hadislerdir deyip, birtakım hadisler zikretti. Bunlardan birisi de şudur: Ve Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "Eğer Kur'ân diline dolanır da ne söylediğini anlayamıyor ise yatıversin."316



14. İMAM DIŞINDAKİ KİMSELER İÇİN MESCİDİN MUAYYEN BİR YERİNİ ORADA NAMAZ KILMAK İÇİN TAHSİS ETMEK. Çünkü Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'den gelen rivâyete göre o; karganın gagalaması(gibi süratli namaz kılınması)nı, yırtıcı hayvanın oturuşu(gibi oturulmasını)nu ve kişinin namazda devenin yerini hazırlaması gibi bir yer edinip bellemesini yasaklamıştır.317

15. FATİHA’YI NAMAZDA İKİ YA DA DAHA FAZLA TEKRARLAMAK. Çünkü bu Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'den nakledilmemiştir. Zira bu bir hayır olsaydı, elbetteki o bunu yapardı. Bundan dolayı (aynı rekâtte) tekrar -kaçırdığı meşru bir işi telafi etmek için olması hali dışında- bid'atlerden sayılır. Telafi için olursa sakıncası yoktur. Mesela bir kimse unutarak açıktan okuması gerekirken, gizlice okursa Fatiha'yı tekrar okumasında bir sakınca yoktur. Çünkü meşru olan sesli okumayı kaçırmış bulunmaktadır. Aynı şekilde kalbi gafil iken Fatiha'yı okuyan kimse de kalbinin uyanması için tekrarlaması da böyledir. Çünkü bu şer'î bir maksad için bir tekrardır.

16. NAMAZDA A⁄ZI ÖRTMEK VE ELBİSEYİ YERE SALMAK (SEDL). Çünkü Ebu Hureyre Radıyallahu anh'dan rivâyete göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem namazda elbiseyi sarkıtmayı (sedli)318 ve kişinin ağzını örtmesini yasaklamıştır.319

17. NAMAZ ESNASINDA ARKADA SAÇI TOPLAMAK VE ELBİSENİN KOLLARINI KIVIRMAK. Çünkü İbn Abbas Radıyallahu anh'ın rivâyetine göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Ben yedi aza üzerinde secde etmekle ve ne saçı ne de elbiseyi toplamamakla emrolundum."320

18. KİŞİNİN SAÇLARINI BAŞINDA TOPUZ (AT KUYRU⁄U) YAPMIŞ BİR HALDE YAHUTTA KOLLARI BA⁄LI OLARAK NAMAZ KILMASI. Çünkü Abdullah b. Abbas'tan rivâyetine göre o Abdullah b. el-Hâris'i saçları başının arkasında toplanmış olarak namaz kılarken görmüş, kalkıp saçlarını çözmeye başlamış, Abdullah namazını bitirince İbn Abbas'a yönelerek: Başımdan sana ne? diye sorunca İbn Abbas şu cevabı vermiş: Ben Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'i şöyle buyururken dinledim: "Şüphesiz bunun misali tıpkı elleri bağlı iken namaz kılan kimsenin haline benzer."321

19. OTURUŞTA ELE DAYANMAK. Çünkü İbn Ömer Radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem kişinin namazda iken eline dayanarak oturmasını nehyetti..."322

20. ALNI ÇOKÇA SİLMEK. Çünkü Ebu Hureyre'nin rivâyetine göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Kişinin namazını bitirmeden önce alnını çokça silmesi bedbahtlıktandır."323

21. SA⁄A SOLA ÇOKÇA MEYLETMEK. Çünkü Atâ şöyle demiştir: Ben namazda az hareket etmeyi ve ayakları üzerinde mutedil bir şekilde durmayı severim. Ancak buna güç yetiremeyen yaşlı bir kişi olması müstesnâ. Nafile namaz uzayabilir. Bu durumda kimi zaman bu tarafa, kimi zaman öbür tarafa dayanmak kaçınılmaz olur. İbn Ömer ayaklarının arasını fazla açmaz, fakat biri de diğerine yapışmazdı. İkisi arasında bir şekilde dururdu.

22. ÇÖPLÜK, MEZBAHA, YOL A⁄IZI, HAMAM, DEVE A⁄ILLARI VE KABRİSTANLARDA NAMAZ KILMAK. Çünkü İbn Ömer Radıyallahu anh'dan rivâyete göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem yedi yerde namaz kılınmasını yasaklamıştır: "Çöplükte, mezbahada, kabristanda, yol ağzında, hamamda, develerin ağıllarında ve Beytullah'ın damı üzerinde."324

23. NAMAZDA ESNEMEK. Çünkü Ebû Said el-Hudrî'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "Namazda birinizin esnemesi gelirse, gücü yettiğince onu önlesin. Çünkü şeytan (ağzından) içeri girer."325 Esneme halinde elin ağıza konulması mendubtur. Çünkü Ebû Said el-Hudrî'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "Sizden herhangi bir kimse esnediği takdirde eliyle ağzını kapatsın. Çünkü şeytan (ağzından) içeri girer."326

İnsanların alıştıkları, esneme halinde şeytandan Allah'a sığınmanın ise aslı yoktur.



24. ÖNDEKİ SAFTA BOŞLUK VARKEN ARKA SAFTA NAMAZ KILMAK. Çünkü Ebu Bekre Radıyallahu anh; Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem rükûda iken namaza yetişti de safa ulaşmadan önce rükûya vardı. Durumu Nebi Sallallahu aleyhi vesellem'e anlatınca, Peygamber: "Allah gayretini arttırsın, fakat bir daha yapma." diye buyurdu.327

25. NAMAZDA KIRAAT ESNASINDA KUR’AN’IN SÛRE VE ÂYETLERİNİN SIRALAMASINA RİVAYET ETMEMEK. Bu işe "tenkîs (altüst etme)" denilir. Çünkü ashab-ı kiram (Allah onlardan razı olsun) mü'minlerin emiri Osman b. Affan döneminde hemen hemen icmâ denilebilecek şekilde imam mushafı tertib ettiler ve onu bu şekilde tertiplediler. Dolayısıyla onların icmâının yahutta onlardan icmâ gibi olan bir halin dışına çıkmamak gerekir. Çünkü onlar bizim selefimiz ve bizim uyduğumuz önderlerimizdir. Namaz ise başından sonuna kadar bir tek ibadettir. Bundan dolayı tertibe muhalefet mekrûhtur.

26. ÜZERİNE SECDE YAPMAK İÇİN ALNINA HAS BİRŞEY EDİNMEK. Çünkü bu fiil Râfizî'lerin davranışına benzer. Onlar bu işi dine bağlılık kabul ediyorlar ve seramik gibi bir parça üzerinde (secde ederek) namaz kılarlar, bunu Necef-i Eşref dedikleri yerde imal ederler.

27. İHTİYAÇ OLMADAN GÖZLE, KAŞI YA DA ELİ HAREKET ETTİRMEKLİ YA DA BENZER BİR ŞEKİLDE İŞARETTE BULUNMAK. Eğer selamı almak gibi bir ihtiyaç sebebiyle olursa, bunda kerâhet olmaz.


NAMAZDA MÜBAH OLAN ŞEYLER
1. Namaz kılan kimsenin Fatiha ile birlikte iki ya da daha fazla sure okuması mübahtır. Çünkü Huzeyfe Radıyallahu anh şöyle demiştir: Bir gece Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem ile birlikte namaz kıldım. Bakara suresini okumaya başladı. Ben yüz âyeti bitirince rükûya varacak dedim, sonra devam etti. Ben Bakara sûresini bir rekâtte bitirecek dedim, devam etti. Ben sureyi bitirince rükû edecek derken, Nisa suresine başladı, onu okudu. Sonra Al-i İmran suresine başladı, onu okudu..."328

2. Namaz kılan kimsenin okuduğu âyetleri sayması mübahtır. Fatiha'yı bilmeyip, onun âyetleri sayısınca Kur'ân'dan okumak isteyen kimse gibi yahut tesbihleri saymak, yahut çokça unutmak sebebiyle özellikle rekâtleri saymak gibi. Çünkü bu bir ihtiyaçtır. Ancak sayarken telaffuz etmez ki, konuşmak dolayısıyla namazı bâtıl olmasın. Aksine bunları parmakları ya da kalbiyle sayar. Kalbin ameli dolayısıyla namaz batıl olmadığı gibi, zaruret bulunmadan çok olmadıkça yahut arka arkaya yapılmadıkça azaların ameli ile de batıl olmaz.

3. İmama uyan kimsenin mükemmel halin kaçırılması ihtimali dolayısıyla imama hatırlatması da mübahtır. Mesela, imam Fatiha suresi ile birlikte bir zamm-ı sure okumayı unutursa onu uyarmak. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Ben ancak sizin gibi bir beşerim, sizin unuttuğunuz gibi ben de unuturum. O halde unutacak olursam bana hatırlatınız..."329 Bu buyruğuyla kendisine hatırlatılmasını emretmektedir. Kasten yapılması halinde namazın batıl olduğu durumlarda imama hatırlatmak vacib dahi olabilir. Fazladan bir rekât kılmak yahut manayı değiştirecek şekilde Fatiha'da lahn ile okumak buna örnektir.

4. Namaz esnasında ihtiyaç dolayısıyla elbise giymek mubahtır. Namaz kılan kimsenin namaza başladıktan sonra üşüdüğünü hissederken elbisenin de yakınında duvarda asılı durma hali gibi. Bu durumda bu elbiseyi alıp, giyinebilir. Eğer elbiseyi giymek namazında onu daha bir huzura kavuşturuyor ve rahatlatıyorsa meşru dahi olur.

Bazan elbiseyi giyinmek vâcib de olabilir. Elbise bulamadığı için çıplak namaz kılan kimsenin namaza başladıktan sonra ona bir elbise getirilmesi halinde o elbiseyi giymesi onun için vacibtir. Cebrail, Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'e ayakkabılarında eza (necaset) bulunduğunu haber verince, onları çıkarmış ve namazına devam etmişti.



5. Namazda sarığı sarmak, başındaki tülbentin yan tarafını arkaya itmek yahut boyun etrafına sarıp diğerini sarkıtmak da mübahtır. Çünkü bunlar ihtiyad haline gelmiş giyeceklerdendir. Vâil b. Hucr'un hadisi de bunu göstermektedir. O Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'i namaz kılarken gördü. Namaza başlayınca ellerini kaldırıp, tekbir getirdi -(hadisin ravilerinden) Hemmam kulaklarının hizasına diye söyledi- sonra elbisesine büründü, sonra sağ elini sol elinin üzerine koydu. Rükûya varmak isteyince, ellerini elbisesinin içinden çıkarttı, sonra ellerini kaldırdı..."330

6. Namazda bir yılan ya da bir akreb öldürmek mübahtır. Çünkü Ebu Hureyre Radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem namaz esnasında iki siyahı (yani) yılanı ve akrebi öldürmeyi emretti."331

7. Namazda surelerin sonlarından, ortalarından, başlarından okumak mübahtır. Çünkü yüce Allah'ın: "Artık Kur'ân'dan (size) kolay geleni okuyun." (el-Müzzemmil, 73/20) buyruğu geneldir. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem de şöyle buyurmuştur: "Namaz kılmak üzere kalktığında iyice abdest al, sonra kıbleye yönel, tekbir getir ve Kur'ân'dan ezbere bildiğinden kolayına geleni oku..."332

Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem de nafile namazlarında sûrelerin ortalarından okumuştur. Daha faziletli ve kâmil olan ise insanın herbir rekâtte tam bir sûre okumasıdır. Çünkü asıl olan budur.



8. Namazla alakalı bir husus sebebiyle erkeklerin (subhanallah) diyerek tesbih getirmeleri, kadınların da el çırpmaları mübahtır. Hata ettiği zaman imamı uyarmak gibi. İçeri girmek isteyene izin vermek ve buna benzer namaz ile ilgili olmayan bir husus için de böyledir. Bu durumda erkek: "Subhanallah" der. Bu da bir sebeb dolayısıyla meşru olan bir zikirdir. Sebebin ortadan kalkmasıyla meşruiyeti de kalkar. Eğer bununla uyanmayacak olursa, uyanıncaya kadar tekrarlar. Kadın da el çırpar. Hükümde bir farklılık olduğu dikkat çekicidir. Çünkü kadının erkeklerin önünde özellikle onlar namazda iken sesini çıkarmaması gerekir. Ebu Hureyre Radıyallahu anh'dan dedi ki: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: "Tesbih (subhanallah) demek erkekler için, el çırpmak kadınlar içindir."333

İnsanın namazda söylediği şeylerle sesini yükselterek dikkat çekmek caiz olduğu gibi, öksürür gibi yapmakla da dikkat çekmesi caizdir. Fakat en faziletlisi tesbih getirmektir. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem onu emretmiştir.



9. Kişi namazda iken mescidde olmayıp tükürmek ihtiyacını duyarsa, sol tarafına ya da ayağının altına tükürmesi mübahtır. Şâyet mescidde ise elbisesine (mendiline) tükürür, sonra onu birbirine sürter. Çünkü Ebu Hureyre Radıyallahu anh'dan rivâyet edildiğine göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem mescidin kıble tarafında bir balgam gördü. İnsanlara yönelerek şöyle buyurdu: "Sizden herhangi bir kimseye ne oluyor ki Rabbine doğru yönelmişken önünde balgam tükürüyor? Sizden herhangi bir kimse kendisine dönülerek yüzüne balgam çıkartılmasını kabul eder mi? Sizden herhangi bir kimse eğer balgam çıkaracak olursa, sol tarafına ayağının altına çıkarsın. Eğer buna imkânı olmazsa şöylece tükürsün." (Ravilerden) el-Kasım bunu şöylece anlattı: Elbisesine tükürdü, sonra onu birbirine sürttü."334

Yüklə 1,61 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   31




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin