Attila adı ise Türkçe Etil (İdil=Volga) ile ilgili görülmektedir. Kelime sonundaki a Macarca küçültme ekidir. "Türk ad verme geleneğine göre bu nehir (Etil/İdil) kıyısında doğan cihangire Etil adı verilmiştir." (Rasonyi 1988: 70).
Dengizik adındaki z, Nemeth ve Caferoğlu'na göre Avrupa Hunlarının, Bulgarlarınki gibi r-1 Türkçesi değil, z-ş Türkçesi konuştuklarını gösterir (Caferoğlu 1958: 71.)
TÜRK DİLİ TARİHİ 75
Avrupa Hunlarının, Çin kaynaklarında Hyung-nu olarak geçen asya Hunlarıyla ilişkisi de tartışılmıştır. Oysa Çin kaynaklarında Hyung-nu olarak belirtilen Orta Asya halklarının, milât sıralarındaki coğrafyacı Strabon, 125'te ölen tarihçi Plinius, 1. asır sonlarındaki Orosius ve 2. asrın ünlü coğrafyacısı Batlamyus gibi Grek yazarlarınca Hun olarak adlandırılması bu konuda şüpheye yer bırakmamaktadır (Kafesoğlu 1996: 68). Güney Kazakistan bozkırlarındaki Hunların 355-365 yıllarında Aral-Hazar arasındaki Alan ülkesini işgal edişleri hem Çin kaynağı Wei-şu'da, hem de Lâtin yazarı A. Marcellinus'ta geçmektedir. Alan ülkesini işgal edenler Çin kayanağında Hyung-nu, Marcellinus'ta Hun olarak geçmiştir. Ünlü Sinolog Hirth'in tespit ettiği bu ayniyet bütün şüpheleri ortadan kaldırmaktadır (Kafesoğlu 1996: 68). Benzer bir delil 311'deki bir olay vesilesiyle yazılan bir Soğdak mektubunda da vardır. 311'de Hyung-nu'lar Lo-yang şehrini aldılar. Lo-yang'ı alanlar Çin kaynaklarında Hyung-nu, Soğdak mektubunda ise Khun olarak geçmektedir. Henning'in bulduğu Soğdak mektubuyla da Hyung-nu -Hun ayniyeti bir kere daha ispatlanmıştır (Rasonyi 1988: 68). Böylece Avrupa Hunları, Asya Hunlarına bağlanmış olmaktadır. Avrupa Hunlarının hükümdarları da geriye doğru Asya Hun yabgularına ve dolayısıyla Motun'a, ileriye doğru Bulgar hanlarına bağlanmaktadır. 765 yılına kadarki kronolojiyi içine alan ve Slav vak'anüvislerince tespit edilen yazmalar arasında bulunan (Caferoğlu 1958: 86) Bulgar Hanları Şeceresine göre Attila'nın oğlu İrnek, Bulgar hanlarının atasıdır. Büyük Bulgar devletinin kurucusu Kurt, Dulo sülâlesindendi ve O. Pritsak'a göre Dulo sülâlesi, Asya Hun yabgulan sülâlesi Tuko ile aynıydı (Kafesoğlu 1996: 191). Şecerede İrnek'ten 300 yıl önce hüküm sürdüğü belirtilen Avitokhol, Kafesoğlu'na göre Siyenpilerin ortadan kaldırdığı Kuzey Hunlarının son yabgusudur (Kafesoğlu 1996: 65, 191). Bulgar Hanları Şeceresinde r-1 Türkçesiyle geçmesi tabiî olan bu Asya Hun yabgusunun adı Apa Tokuş olarak açıklanabilir. Öte yandan Macarların Arpad sülâlesi de kendisini Attila'ya bağlamaktadır (Rasonyi 1988: 72).
SEKİZİNCİ BÖLÜM
KÖK TÜRKLERDEN ÖNCE KUZEY ÇİN VE ORTA ASYA
Asya Hunlarının M.S. 48'de Kuzey ve Güney olmak üzere ikiye bölünmelerinden sonra gittikçe güçlenen Doğu Moğolistan'daki Siyenpiler 89-91 yıllan arasında Kuzey Hunlarını ağır yenilgilere uğrattılar; 155'te tamamen ortadan kaldırdılar. Moğol asıllı oldukları tahmin edilen Siyenpiler, 147-156 yılları arasındaki hükümdarları Tan şi-huay zamanında Kuzey Moğolistan'dan başka Güney Sibirya ve Yarış ovasına da hâkim olmuşlardı (Grousset 1980: 69; Kafesoğlu 1996: 65). Bölgedeki Türk boylarının da Siyenpi hâkimiyeti altında bulunduğu muhakkaktır.
Çin himayesinde yaşayan Güney Hunları da 216'da Çin tarafından tamamen ortadan kaldırıldı. Çin'in güçlü Han hanedanı da dört yıl sonra, 220'de son buldu. Hem Güney Hunlarının, hem de Han hanedanının aynı yıllarda yıkılışı, şimdiki Kuzey Çin'de büyük bir boşluk doğurdu. Çin, On Altı Devlet Dönemine girmiş oldu. Kuzeyde Siyenpi baskıları devam ediyordu. 3. yüzyılın 2. yarısında birçok Hun boyu, Siyenpi baskısından kaçıp Kuzey Çin'e girmişti (Onat 1987: 30). Böylece daha da kalabalıklaşan Hunlar 4. ve 5. yüzyıllarda Kuzey Çin ve Kansu'da kısa süreli devletçikler kurdular. On altı devletten dördü aşağıdaki Hun devletleri idi (Onat 1987: 31):
-
Ön Cao veya Han (304-329),
-
Arka Cao (319-351),
-
Kuzey Liang (401-439),
-
Hsia (407-431).
Kuzey Çin'deki Türklerin kurduğu en güçlü devlet ise Çinlilerin Topa dediği Tabgaç devletidir. 3. yüzyıldan beri Şansi'nin kuzeyinde yerleşmiş bulunan Tabgaçlar (Grousset 1980: 76) bu bölgede 338-376 arasında Tay devletçiğini oluşturmuşlardı (Golden 2002: 59). 386'da, Çin hanedan adı olan Wei ismini benimseyen Tabgaçlar, en büyük hükümdarları Tay-wu (424-452) zamanında bütün Kuzey Çin'i birleştirdiler. İç Moğolistan, Kansu ve Doğu Türkistan da Tabgaç topraklarına katıldı (Kafesoğlu 1996: 86-87; Golden 2002: 60).
78 Ahmet B. ERCİLASUN
Kuzey Moğolistan'da 400'lerin başında Siyenpilerin yerini Juan-juanlar almıştı (Rasonyi 1988: 76). Tabgaç hükümdarı Tay-wu, 429'da Juan-juanları da yenmiş ve İç Moğolistan'a hâkim olmuştu (Golden 2002: 60). Budizm'i baskı altında tutan Tay-wu'dan sonra Budizm üzerindeki baskı kalktı ve hatta bu din teşvik edildi. Budist rahibi olmak için tahttan feragat eden Tabgaç hükümdarları bile olmuştur. Tabgaç dönemi Budist heykeltraşlığı da çok ileri gitmiş ve o dönemden birçok heykel kalmıştır (Grousset 1980: 78-79).
Tabgaçlar kısa zamanda Çin dil ve kültürünü benimseyerek Çinlileşti-ler. Bu konuda o kadar ileri gidildi ki 5. yüzyılın son çeyreğinde Tabgaç dili, isimleri ve millî giyimi dahi yasaklandı (Golden 2002: 60). "Bozkır İmpara-torluğu"nun yazarı Rene Grousset, "başlangıçta ilk Tabgaç krallarında son derece keskin olan Türk kudretinin Çin kütlesi içinde gevşediği, eridiği ve boğulduğu"ndan hayıflanarak bahseder (Grousset 1980: 80). "Tamamen Çin kültürünü ve Buda dinini benimseyen Tabgaçlar Türk atalarının kudretli askerî hasletlerini" ve "Türk eneŋisini" gittikçe kaybederek 534 yılında ikiye bölünmüşler ve 550'lerde yıkılmışlardır (Grousset 1980: 79-80).
DOKUZUNCU BÖLÜM
Dostları ilə paylaş: |