Prens Kalyanamkara ve Papamkara Hikâyesi adıyla meşhur olan Edgü Ögli Tigin ile Ayıg Ögli Tigin (İyi Düşünceli Şehzade ile Kötü Düşünceli Şehzade) en tanınmış çatiklerden biridir. Kansu vilâyetindeki Bin Buda mabetlerinde bulunan bu eserde, iyi yürekli bir şehzadenin bütün canlılara yardım etmek ve canlıların birbirlerini öldürmelerine engel olmak üzere çok değerli bir mücevheri ele geçirmek için çıktığı maceralı yolculuk anlatılır. Gemilerle yapılan yolculukta bin bir türlü tehlike vardır. İyi yürekli şehzadenin zorlu bir yolculuktan sonra sahip olduğu mücevher, kötü yürekli kardeş tarafından gözleri oyularak çalınır. Fakat sonunda hak yerini bulur ve iyi yürekli şehzade Buda olur. Aslı Çince olan ve 10. yüzyılda Uygurcaya çevrildiği tahmin edilen eserde çok canlı bir tahkiye üslûbu vardır. Olaylar
250 Ahmet B. ERCİLASUN
çok akıcı bir dille anlatılmakta, yer yer görülen canlı tasvirler çok kısa tutulmakta, yine yer yer rastlanan karşılıklı konuşmalar üslûbun akıcılığını bir kat daha artırmaktadır.
Altun Yaruk içinde bazı çatikler de vardır. Bunların en meşhurlarından biri Şehzade ile Aç Pars Hikâyesi'dir. Çatikte açlıktan ölmek üzere olan bir parsı kurtarmak isteyen fedakâr şehzade anlatılır. Parsın ölmemesi için şehzade kendisini ona yem eder. Çatiğin sonunda Buda, şehzadenin, kendisi olduğunu ifade eder. Bu hikâye de çok canlı ve akıcı bir üslûba sahiptir. Şehzadenin ölümü üzerine söylenen şiirlerde ise tam bir ağıt havası vardır.
Dantipali Beğ hikâyesinde ise kendini feda eden bir geyiktir. Geyikler beyi emrindeki geyikleri kurtarmak için kendini öne atar. Geyiği öldüren Dantipali Beği ise korkunç alevler yutar. Tahkiye üslûbunun hâkim olduğu bu çatikte de çok canlı tasvirler yer almaktadır.
Çaştani Beğ hikâyesinde Çaştani Beğ'in, ülkesinde yaşayan insanlara hastalık ve belâlar getiren şeytanlarla mücadelesi anlatılır. Şeytanların tasviri son derece canlıdır. Eseri Şilazin adlı bir mütercim Toharcadan Türkçeye çevirmiştir.
Toharcadan çevrilen bir başka eser de Maytrisimit'tir. Prajnâraksita adlı İl-Balık'lı (Bugünkü Kulca yakınlarında) bir Türk tarafından tercüme edilen eserde Maitreya Burkan'ın menkıbevî hayatı anlatılır. Maitreya, müslümanların Mehdisi gibi, istikbalde gökten yere inip insanları nirvânaya ulaştıracak olan bir Burkan'dır. "Ülüş" adı verilen bölümlerden meydana gelen Maytrisimit dramatik özelliği ile dikkati çeker. Her "ülüş", "bu hâdiseyi falan yerde tasavvur etmek lâzımdır" sözleriyle başlar. Bu bir nevi sahne tasviridir. Gerek Gabain, gerek eseri ilmî olarak neşreden Şinasi Tekin, Maytrisimit'in bir tiyatro eserine benzediğini ve muhtemelen sahnelendiğini belirtmektedirler. Esasen eser, "körünç (görülecek şey, piyes?)" olarak adlandırılmıştır.
Burkancı Uygur edebiyatında daha pek çok çatik vardır. Bunların bir kısmı Almanlar tarafından Uigurica ve Türkische Turfantexte gibi dizi yayınlar içinde neşredilmiştir. Bir kısmı ise hiç yayınlanmamıştır.
2.1. 2. 2. 4. Abidarmalar
Abidarmalar, Burkancılığın metafizik yönünü işleyen eserlerdir. "Kuru, sıkıcı, ağır bir ifade"ye sahip olan abidarmalar, "Türkçenin ilim ve felsefe dili olarak da kullanıldığını ve dilin imkânlarının zenginliğini gözler önüne sermektedir." (Özönder 1998: 9). Abidarim Kıınlig Koşavarti Şastir adlı abidarma Çinceden tercüme edilmiş hacimli bir eserdir. Eserin birinci bölü-
TÜRK DİLİ TARİHİ 251
münün Üç İtigsizler kısmı Sema Barutçu Özönder tarafından işlenmiştir. Vapşı Bakşı adlı bir Uygur tarafından yazılan ve Tun huang'da bulunmuş bir şiir mecmuasında yer alan 30 sahifelik abidarma ise "cümlelerinin kısalığı ve kullanılan teşbihlerinin bolluğu ile dikkati çekmektedir." (Ş.Tekin 1965: 38). Uygur Türkçesine çevrilmiş daha başka abidarma parçaları da vardır.
Dostları ilə paylaş: |