Türk dünyasi iŞletme fakültesi uluslararasi iLİŞKİler böLÜMÜ YÜksek lisans biTİrme tezi



Yüklə 234,5 Kb.
səhifə6/73
tarix01.01.2022
ölçüsü234,5 Kb.
#104026
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   73
KISALTMALAR

AB: Avrupa Birliği

ABD: Amerika Birleşik Devletleri

AEB: Avrasya Ekonomik Birliği

AGİK: Avrupa Güvenlik ve Işbirliği Konferansı

AGİT: Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı

AHC: Azerbaycan Halk Cephesi

AHC: Azerbaycan Halk Cumhuriyeti

BDT: Bağımsız Devletler Topluluğu

BM: Birleşmiş Milletler

BMGK: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi

DKC”: “Dağlık Karabağ Cumhuriyeti”



DKÖR: Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi

FSA: Freedom Support Act

GSYİH: Gayri Safi Yurtiçi Hasılasının

İİT: İslam İşbirliği Teşkilatı

İKT GF: İslam Konferansı Teşkilatı Gençlik Forumu

İKT: İslam Konferansı Teşkilatı

KGAÖ: Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü

M.Ö.: Milattan Önce

M.S.: Milattan Sonra

MC: Milletler Cemiyeti

RF: Rusya Federasyonu

SSC: Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti

SSCB: Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği

UAD: Uluslararası Adalet Divanı
GİRİŞ

Savaşın çok farklı ve çeşitli sebepleri olmasına rağmen küreselleşme olgusundan ayrılmazdır. Ve bu yalnızca güç siyasetinin küreselleşmesi ile değil, aynı zamanda bu siyasete karşı dirençle ilgilidir. Münakaşaların artmasının esas sebepleri uluslararası kuralların bozlumasıdır ki, bu da bütün ülkeleri güç karşısında savunmasız bırakmıştır. Nitekim, dünya İmmanuel Kant’dan Thomas Hobbes’e geri dönüyor: “Devletler arasındaki ilişkileri hukuk değil, güç çözüyor”. Dünya normlarına ihtiyaç hiçbir zaman bugünkü kadar önemli olmamıştır.

Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve Sovyetler Birliği’nin dağılması, iki kutuplu dünya düzeninin de son bulmasına neden olmuş ve buna paralel olarak dünyada etnik çatışmaların sayı artmıştır. Özellikle, eski SSCB ve eski Yugoslavya’daki etnik münakaşalar 1980’lerin ikinci yarısından itibaren dünya gündemini meşgul etmiş ve bu bölgelerde temel insan haklarının bozulmasına, ekonomik sorunların artmasına neden olduğu gibi, bölgesel ve uluslararası güvenliği ve istikrarı da tehdit etmiştir.1

XX yüzyılın sonlarında eski SSCB bölgesinde başlamış çatışmalardan biride Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ münakaşasıdır. Sorun Ermenistan tarafının Azerbaycan’a tecavüzü ile başlamış ve münakaşanın ciddi boyutlara ulaşması bölgesel istikrar ve güvenliğin sağlanması açısından büyük engele dönüşmüştür. SSCB’nin çöküşü ile daha gergin hale dönüşen bu sorunun uluslararası düzeyde çözümü zorlaşmıştır. ABD’nin Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Zbigniew Brzezinski  kendisinin “Satranç tahtası” kitabında yazıyordu: Kafkasya’da devam eden çatışmalar SSCB'nin dağılmasını hızlandırdığı için bu sorunların alevlenmesi Amerika’nın çıkarlarına uygun idi.

Eğer Avrupa’da yaşanmış etnik çatışmalara bakarsak onların ortaya çıkmasındaki nedenlerin farklı olduğunu görürüz. Bu sorunların tarafları olan devletlerin esas talebi egemenlik olmuştur. Olayın asıl mahiyetine vardıkta burada açıkça görülmektedir ki, Avrupa’da olan egemenlik ve bağımsızlık talepleri uluslararası hukuk ilkeleri açısından farklı niteliktedir. Örneğin, Kosova’nın Sırbistan’dan ayrılıp bağımsız devlet olması hiçbir uluslararası hukuk normlarına aykırı değildir. Fakat, eski Sovyet ülkelerinde tanınmamış ve sözde cumhuriyetler için bu geçerli değildir. Çünkü, bu bölgedeki cumhuriyetlerde ya bir devlet diğer devletin arazisini zor gücüne ele geçirerek sözde cumhuriyet kurmuş, ya da bir devletin bünyesinde ikinci yasadışı devlet kurulmuştur. Bunlar ise temelde bölücülük eylemleridir. Bölücülük ise hem devletin anayasasına, hem de uluslararası hukuk normlara aykırıdır. Dağlık Karabağ sorununda Ermenilerin ileri sürdüğü halkların kendi kaderini tayin etme ilkesi, uluslararası pratikte hem tartışmalı, hem de potansiyel tehlikeye neden ola bilen meselelerden biridir. Hukuki anlamda bu ulusal ve uluslararası sorunların çözümü için ne kadar elverişli ve etkiliyse, bir o kadar da parçalanmalara ve konfliktlere sebep oluyor. İkinci Dünya Savaşı sonrasında dünyada oluşan göreceli istikrar ve sorunların çözümünün uluslararası hukuki düzleme geçmesi bu ilkeyi daha da teşvik etmiştir. Bugün dünyadaki çatışmalarda bölücü gruplar ulusların kendi kaderini tayin etme ilkesine atıfta bulunuyorlar.  Dikkate alırsak ki, dünyada yaşanan terör eylemlerinin arkasında da bölücülük dayanıyor, o zaman tehlikenin ne kadar büyük olduğu açıkça görülmektedir.

Diğer bir taraftan, Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorunu iki devlet arasında mevcut olduğu için uluslararası özellik taşıyor ve bu sorunun çözümünde bir takım uluslararası kurumlar çaba gösteriyor. Karabağ sorununun adil ve uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde çözümü, bir milyona yakın Azerbaycanlı mülteci ve göçmenlerin kendi yurt-yuvalarına dönmesi, Ermeni askeri birlikleri tarafından işgal edilmiş Azerbaycan topraklarının boşaltılması, öncelikle Azerbaycan halkının haklı talebidir ve uluslararası kamuoyu uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde mevcut uluslararası örgütler aracılığıyla bu sorunun çözümüne çalışmalıdır. Bu doğrultuda, çatışma tarafları olan Azerbaycan ve Ermenistan’a aynı münasebetle yanaşılmaması, çifte standartların mevcut olması, aynı zamanda işgalci, saldırgan devletle tecavüze kurban olmuş devlet arasında tam siyasi ve hukuksal açıdan gereken farkın koyulmamasına rağmen, yine de Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ çatışmasının barışçıl çözümü için çeşitli uluslararası kuruluşlar bir takım girişimlerde bulunmuş ve bunun için hala çaba göstermektedir.

1991 yılının 18 Ekim tarihinde kendi bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Cumhuriyeti’nin iç ve dış, aynı zamanda güvenlik politikasını belirleyen jeopolitik faktörler aşağıdaki gibi belirlenmiştir:

1. Dağlık Karabağ sorununun uluslararası hukuk çerçevesinde çözüme kavuşturulması;

2. Azerbaycan’ın enerji kaynaklarının güvenli bir şekilde dünya pazarlarına ulaşımı;

3. Avrupa ile yakın ilişki kurmak ve Avrupa-Atlantik yapısına entegre olmaya yönelik istek.

Bilindiği üzere, uluslararası örgütler kurulurken esas amaçları arasında öncelikli yeri devletler arasında ilişkileri düzenlemek, ilişkilerin gelişmesine yardım etmek olmuştur. Bu anlamda uluslararası örgütlerin esas vazifelerinden biri barış ve güvenliğin korunması, ortaya çıkmış ve yaranmakta olan askeri münakaşaların çözümlenmesinde devletlere yardım etmektir. Azerbaycan Dağlık Karbağ sorununun çözümlenmesinde uluslararası hukuk ve uluslararası örgütlerin kuralları doğrultusunda haraket etmektedir.

Bu tez çalışmasının esas amacı da Azerbaycan’ın karşısına koyduğu en öncelikli hedef olan ve yirmi yılı aşkın bir süredir devam eden Dağlık Karabağ sorununun çözümlenmesinde uluslararası örgütlerin rolünü değerlendirmek ve onların başarısızlık nedenlerine ulaşmaktır. Dağlık Karabağ sorunu “dondurulmuş” bir sorun değildir ve çözüme kovuşturulmayanadek bu konu kendi güncelliğini kaybetmeyecektir.

Tez çalışması giriş, 3 esas bölüm ve sonuçtan ibarettir.

Birinci bölümde Ermenistan-Azerbaycan, Karabağ çatışması tarihsel açıdan ele alınarak, sorunun nedenleri ve ortaya çıktığı ortam incelenmiştir. Burada Ermenistan tarafının arazi iddialarına hedef olmuş Karabağ bölgesinin tarihi, bu bölgede Ermenilerin yerleştirilmesi, “Büyük Ermenistan” hülyasının ortaya çıkmasındaki etkenler ve esas sebeplere yer verilmiştir. Sonra, SSCB’nin mevcut olduğu dönemde Dağlık Karabağ etrafında olayların nasıl şekillendiği, bu bölgeye yönelik arazi iddialarının baş kaldırması ve Azerbaycanlıların göçürülmesi ile paralel bir şekilde irdelenmiştir. Daha sonra, bağımsızlık döneminde Dağlık Karabağ sorununa yer verilmiş, Azerbaycan arazilerinin- Dağlık Karabağ ve çevresindeki 7 ilçenin işgal edilmesi ve cumhurbaşkanlarının Dağlık Karabağ politikası incelenmiştir.

İkinci bölümde uluslararası hukuk isimli birinci başlık altında, öncelikle Karabağ Ermenilerinin ileri sürdüğü self determinasyon, yani kendi kaderini belirleme ilkesi çerçevesinde uluslararası hukuk açısından sorun değerlendirilmiş, buna cevap olarak Azerbaycan tarafının uluslararası hukukun Uti Possidetis ve ülkesel bütünlük ilkeleri doğrultusundaki argümanlarına yer verilmiş ve değerlendirmeler yapılmıştır. Sonda, Azerbaycan tarafının meşru müdafaa hakkı doğrultusunda kuvvete başvurma hakkına sahip olması kanaatine varılmıştır. İkinci bölümün uluslararası siyaset başlıklı ikinci kısmında bu münakaşada ilgili olan devletler, Rusya, Türkiye, İran ve ABD’nin tutumlarına yer verilmiş, sorunun çözüme kavuşturulmasında bu devletlerin müdahalesinin olumlu ve olumsuz yönleri irdelenmiştir.

Üçüncü bölümde birinci ve ikinci bölümdeki olgulara da dayanarak Dağlık Karabağ sorununda Birleşmiş Milletler, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Avrupa Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası kuruluşların rolü incelenmiştir. Bu örgütlerin bugüne kadarki ve son dönemlerdeki girişimleri ve onların başarısızlık nedenleri irdelenmiştir. Böylelikle, sorunun arabuluculuk faaliyetlerini üstlenen örgütlerin karşısındaki esas engeller doğrultusunda Ermenistan-Azerbaycan çatışmasının bugünkü durumunun temel nedenleri yer almıştır.

Tez çalışmasının sonuç kısmında ise hem tüm bölümlerle hem de konu ile ilgili genel değerlendirmelere yer verilmiştir.



Yüklə 234,5 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   73




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin