Sembolistler dünyayı bir semboller yığını(tasavvurlar) olarak görmüşlerdir. Onlara göre görünenler değil, görünmeyenler önemlidir. Bu yüzden parnas şiirin aksine onlar gerçeği olduğu gibi anlatmamışlar, hayale, lirizme, öznelliğe ve sezgiye önem vermişlerdir.
Sembolistler dış dünyayı olduğu gibi değil, algıladıkları gibi anlatmışlardır. Algı(izlenim) ise kişiden kişiye göre değişir.(öznellik). Bu yüzden semboller aynı olsa da ifade edilen şey kapalıdır. Şiirde anlam kapalı olmalıdır. Anlamı gölgelemek, silikleştirmek, açıklığını bozmak bu şiirin önemli yanıdır. Sembolistlere göre tabiatla insan ruhu arasında gizli bağlar vardır.
Sembolistler şiirde musikiye önem vermişlerdir. Onlara göre şiirin açık sözden çok müzikal olması gerekir. Kişisel algı, tabiattan insana müzikal olarak gelmektedir.
Sembolistler, bir şeyler anlatmak için değil, sezdirmek için yazmışlardır. Bunu da ancak anlamı sembolün ardına gizleyerek yapmışlardır.
Sembolistler, serbest şiire düşkündürler. Çünkü sembollerle gelen müzikal yapı kendi bestesini kendi istediği gibi ancak serbest şiirde verebilir.
Sembolistler; öznellik, hayale önem verme, gün batımları, ay ışığı, sararmış yapraklar, lirizm, sessizlik, alaca karanlık, serbest şiir, toplumdan uzak yaşama gibi özelliklerle tanınırlar.
Türk Edebiyatında en çok Cenap Şahabettin ve Ahmet Haşim bu akımdan etkilenmiştir.
Dostları ilə paylaş: |