5. Aile Bireyleri ve Öğretmen
Kelime servetinin artmasında veya artmamasında zihinsel gelişim ve çevre en önemli iki etken olarak kabul edilmektedir. Çocuğun öğrendiği ilk kelimeler, en yakın çevresi (aile ortamı)nde konuşulan kelimelerdir. Çocuğun kişisel kelime servetinin temelini bu ortamda işittiği kelimeler oluşturmaktadır. Şu hâlde aile bireyleri, özellikle de anne, kullandığı her kelimeyi bilinçli olarak seçmelidir.
“Anlama ve anlatma becerileri çocuğun okul öncesi çevresinde başlamakla beraber, sağlıklı bir şekilde gelişimi okullarda devam etmektedir. Okullarda bu becerilerin geliştirilmesi için de nitelikli öğretmenlere ihtiyaç vardır.” (Özbay, 2004, 2806 - 2810). Okul, çocuk için ikinci bir aile ortamıdır. Çocuk okula başladığı zaman onun kelime servetini besleyen kaynaklar, aile ortamından okula ve sokağa doğru genişlemiş olur. Bu ortamda ana babanın yerini öğretmen, diğer aile bireylerinin yerini arkadaşları doldurur. Bu kaynaklar hangi kelimeleri kullanıyorsa çocuk bu defa onları öğrenir. “Konuşma yeteneği doğuştan getirilen bir potansiyel olmakla birlikte; konuşma, eğitimle kazandırılabilecek bir beceridir. Bu nedenle başta Türkçe öğretmenleri olmak üzere bütün öğretmenlerimize önemli görevler düşmektedir. Çünkü çocuğun ana babasından sonra en çok model aldığı şahsiyet öğretmenidir.” (Temizyürek, 2004, 2770). Bu bakımdan öğretmenler, bilinçli olarak çocuğa öretmeyi planladığı her yeni kelimeyi önce kendisi en güzel biçimde kullanmalı ve güzel Türkçesiyle öğrencisine model olmalıdır.
İlköğretimin birinci basamağındaki çocuğun karşılaştığı ilk ve ciddî sorun sosyalleşme ve buna bağlı olarak iletişim sorunudur. Kendini ifade etme ve özgüven kazanma konusunda en yakın yardımcısı yine öğretmenidir.
Bu bakımdan öğretmen, öğrencisinin dil gelişimini de takip ederek gerekli tedbirleri almalıdır.
Dostları ilə paylaş: |