8. KOMİTE: ORTAÖĞRETİM VE İLKÖĞRETİM ÖĞRETMENLERİNİN ANADİLİ DUYARLILIĞI İLE YETİŞTİRİLMESİNİN YARINLARIMIZ İÇİN ÖNEMİ
Komite Başkanı : Nazlı ERTUNA-İstek Atanur Oğuz Lisesi
Komite Üyeleri:
Seda MALKOÇ-İstek Atanur Oğuz Lisesi
Selin PEHLİVAN-İstek Uluğbey Lisesi
Seren ERDOĞAN-İstek Atanur Oğuz Lisesi
A) Yeni neslin anadili doğru kavrayamaması göz önünde bulundurularak;
B) Öğretmen seçiminde titiz davranılması gerektiği düşünülerek;
C) Bireylerin yeterli kelime hazinesine sahip olamamasının altı çizilerek;
D) Türk kültürünün korunmasında, gelecek nesillere aktarımında ve millet olma bilincinin sağlanmasında öğretmenin büyük rolü olduğu düşünülerek;
E) "Öğrencilere bir şeyi nasıl yapacaklarını anlatmayın, gösterin. Anlatırsanız yalnızca dudaklarınızı izlerler; ama gösterirseniz kendileri de yapmak isterler." sözün önemi belirtilerek;
F) Öğretmenin öğrenci ile iletişiminde kullandığı dil dikkate alınarak;
G) Öğretmenlere verilen eğitimin daha kapsamlı olması gerektiği farkına varılarak;
Anadilin, özellikle ilköğretim öğrencilerine sadece "Türkçe dersi" olarak tanıtılmaması gerekmektedir. Eğitim, hayata hazırlık değil; hayatın ta kendisidir.
-
Türkçenin hayatlarının her alanında düzgün olarak kullanmaları gereken, kimliklerini, kişiliklerini ortaya koymalarındaki en önemli araç olduğu bilinci aşılanmalıdır.
-
Öğretmen adaylarının, öğretmen liselerine, eğitim fakültelerine ve daha sonra çalışacakları kuruma alınırlarken ÖSYM ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan genel sınavdaki başarılarının yanında akademik başarı notu, kişilik özellikleri, iletişim becerileri gibi konular da dikkate alınmalıdır. Bu amaçla, öğretmen yetiştirme programlarına aday seçiminde kullanılacak bilişsel ölçütler genişletilerek, bu ölçütlere duyuşsal boyutlar eklenmeli, bununla ilgili objektif , geçerli ve güvenilir ölçme araçları geliştirilmelidir.
-
Program ne kadar iyi olursa olsun , yönetici ne kadar iyi yönlendirirse yönlendirsin , araç gereç ne kadar çağdaş olursa olsun öğrenci ile karşı karşıya olan öğretmenin , öğretmenlik sevdası yoksa bu olumluluklar hiçbir işe yaramaz..Sevgi dolu dürüst bir insan ruhunun bir başkası üzerindeki etkisi de kutsal olduğundan öğretmenin ;öğretmenliği sadece bir meslek olarak görmemesi , çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkabilmek için gerekli olan en önemli adım olduğunu benimsemesi gerekir.
-
Öğrencilere kitap okuma alışkanlığının kazandırılması gerekmektedir.
-
Öğrencilere milli birlik ve bütünlüğün vazgeçilmez temel unsurlarının başında gelen Türkçe, özelliklerini bozmadan ve aşırıya kaçmadan, edebiyatımızın seçkin eserleri okutularak öğretilmelidir.
-
Edebiyat, Türk Dili ve Kompozisyon derslerinin öğretimleri ayrı olduğu halde bu dersler için hedefler ortak yazılmıştır. Diğer üç beceri ile birlikte sözlü anlatım becerilerinin verildiği hedeflere baktığımız zaman hedefler; öğretmenin yapacaklarına işaret ederek; öğretmek, kavratmak , geliştirmek , kazandırmak , benimsetmek şeklinde ifade edilmiştir. Birey kazandığı nitelikleri, içinde bulunduğu çağın gereklerine göre değiştirebilmeli ve değişen koşullara uyum sağlayabilmelidir. Bu anlamda bireye kazandırılacak nitelikler kendi kişisel gelişimi, çağın gelişimi , çevresel gelişim ve toplumsal gelişime paralel olmalı ve birey bu gelişimlere katkıda bulunmalıdır.Dolayısıyla hedeflerin oluşturulmasında öğretmen öğrenci iş birliğine önem verilmeli ve hedefleri temsil edebilecek yeterli performans örneklerine yer verilmelidir.Böyle olunca hedefler öğrencinin ilgi ve ihtiyacına cevap verecektir.Bu da öğrencinin güdülenmesini arttıracak ve kalıcı öğrenmeyi sağlayacaktır.
-
Milleti millet yapan en önemli unsur dildir. Bunu göz önünde bulundurarak öğrencilere vatan ve millet kavramlarının dille bütünleştirilerek anlatılması gerekir.
-
Öğretmenler; büyük önder Atatürk'ün "Türk demek, dil demektir. Milletin çok belirgin niteliklerinden biri dildir. Türk Milleti'ndenim; diyen insan her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır" sözünü ilke olarak benimsemeli ve benimsetmelidir.
-
Dil bir milletin kültürel değerlerinin başında gelir. Aynı dili konuşan insanlar millet denilen sosyal varlığın temelini oluşturur. Dil, duygu ve düşünceyi insana aktaran bir vasıta olduğu için , insan topluluklarını bir yığın veya kitle olmaktan kurtararak , aralarında duygu ve düşünce birliği olan bir toplum haline getirir. Dolayısıyla dil ferde toplumunun bağışladığı en büyük miras ve donanımdır. Bu donanımı öğrencilere sağlayacak olanlar da şüphesiz ki öğretmenlerimizdir.
-
Öğretmen, her şeyden önce kendi anlatım gücünü davranışlarıyla bir bütün halinde sunmalıdır.
-
Yerel ağız ve argo söyleyişlere yer vermemelidir.
-
Kelimeleri doğru ve anlaşılır biçimde söylemelidir.
-
Yabancı kelime kullanımından kaçınmalıdır.
-
Sesleri yutmamalı ve doğru boğumlamalıdır.
-
Gereksiz ayrıntılara yer vermemelidir.
-
Mantıkça çelişen cümleler kullanmamalıdır.
-
Gençlere her zaman iyi bir gelecek hazırlayamayabiliriz; ama geleceğe iyi bir gençlik hazırlayabiliriz. Bunu dikkate alarak öğretmenlerin bu oyunda büyük bir role sahip olduğu bilincine varmaları gerekmektedir.
Her şeyden önce, en büyük görev bizlere düşüyor. Daha fazla geç olmadan, dilimize sahip çıkalım; gelecek nesilleri kendi kültürlerinin bilinciyle ve anadilimizi öğreterek yetiştirelim. Aksi halde, anadilimiz sonsuza kadar toprak altına gömülecektir.
TÜRKÇEM BENİM DİL BAYRAĞIM
Dostları ilə paylaş: |