TüRKİye büYÜk millet mecliSİ fethullahçi teröR ÖRGÜTÜNÜN (fetö/pdy) 15 temmuz 2016 tariHLİ darbe giRİŞİMİ İle bu teröR ÖRGÜTÜNÜn faaliyetleriNİn tüm yönleriyle



Yüklə 5,1 Mb.
səhifə163/263
tarix04.01.2022
ölçüsü5,1 Mb.
#59750
1   ...   159   160   161   162   163   164   165   166   ...   263
Yayınevi ve Dağıtım Kanalları

Altın Burç Yayınları, Burak Basın Yayın Dağıtım, Define Yayınları Dolunay Eğitim Yayın Dağıtım, Giresun Basın Yayın Dağıtım, Gonca, Gülyurdu, GYV, Işık Akademi, Işık Özel Eğitim Yayınları, İklim Basın Yayın Pazarlama, Kaydırak Yayınları, Kaynak Yayınları, Kervan Basın Yayıncılık, Kuşak Yayınları, Muştu Yayıncılık, Nil Yayınları, Rehber Yayınları, Sürat Basın Yayın Reklamcılık ve Eğitim Araçları, Sütün Yayınları Şahdamar Yayınları, Ufuk Basın Yayın Haber Ajans Pazarlama, Ufuk Yayınları, Waşanxaneya Nil, Yay Basın Dağıtım, Yeni Akademi, Yitik Hazine, Zambak Basın Yayım.



      1. FETÖ’nün Yurtdışındaki Gücünün Azaltılması ve Faaliyetlerinin Engellenmesine Yönelik Olarak Alınan Tedbirler

FETÖ eşine evvelce rastlanmamış genişlikte küresel bağlantıları bulunan bir örgüttür. Örgütün küresel bağlantıları ve yurtdışı faaliyetlerinin etkisiz kılınması örgütün çökertilmesinde büyük önem taşımaktadır. FETÖ’nün yurtdışındaki etkinliğinin azaltılması ve yok edilmesi amacına matuf olarak ilgili kurumlarca 15 Temmuz Darbe Girişimi öncesinde başlayan çalışma ve girişimler kalkışmanın akabinde de sürmüştür.

        1. FETÖ’nün Yurtdışındaki Dernek, Vakıf, Şirket, Lobi vb. Adı Altında Yürüttüğü Faaliyetlere Karşı Yürütülen Mücadele

Dışişleri Bakanlığının Komisyonumuza sunduğu 29.11.2016 tarih ve 48193831-951.03-2016/11660778 sayılı yazı ekinde yer verilen bilgiler;

FETÖ’nün 160’a yakın ülkede mevcut olduğunu, 800’e yakın okul ve üniversite, 100’e yakın öğrenci yurdu, 1000’den fazla STK/vakıf/dernek, 200’den fazla yazılı ve görsel medya, 500’den fazla şirketten oluşan devasa bir ağ üzerinden faaliyet yürüttüğünü,

Bu küresel ağ içerisinde sadece yönetici konumunda bulunan şahıslar dikkate alındığında örgüt üyelerinin sayılarının 3.000’i geçtiğini, FETÖ okullarındaki öğretmenler ve aileleri, FETÖ iltisaklı diğer oluşumlarda görev alanlar, aileleri, FETÖ okullarından mezun olmuş öğrenciler hesaba katıldığında, yurtdışında FETÖ’yle iltisaklı olup sayıları onbinlerle ifade edilebilecek bir grubun mevcudiyetinden bahsedilebileceğini,

Göstermektedir.



        1. Dışişleri Bakanlığı ve Dış Temsilciliklerimiz Tarafından Gerçekleştirilen Bilgilendirme Çalışmaları

Dışişleri Bakanlığının Komisyonumuza sunduğu 29.11.2016 tarih ve 48193831-951.03-2016/11660778 sayılı yazıda belirtildiği üzere; 15 Temmuz gecesinden itibaren, uluslararası kamuoyu nezdinde Cumhuriyet tarihimizin en yoğun bilgilendirme çabalarından biri sürdürülmüş; 15 Temmuz sonrası yurtdışında ve ülkemizde gerçekleşen tüm üst düzey ziyaretlerde, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı düzeyindeki muhataplarımızla yapılan görüşmelerin ana gündemini 15 Temmuz darbe teşebbüsü ve FETÖ oluşturmuştur.

Yurtdışındaki temsilciliklerimiz 24 Kasım 2016 tarihi itibariyle Cumhurbaşkanı düzeyinde 70, Başbakan seviyesinde 92, Bakan seviyesinde 682, Milletvekili düzeyine 1522, diğer üst düzey yetkililerle 6362 adet olmak üzere, toplam 8728 resmi girişimde bulunmuşlardır. Bu dönem zarfında dış temsilciliklerimizin yazılı ve görsel basınla gerçekleştirdiği mülakat sayısı 2.318; basın toplantısı sayısı 241; yayınlanan makale ya da mektup sayısı ise 500’dür.

Dışişleri Bakanı Sayın Çavuşoğlu, 120’yi aşkın mevkidaşıyla ağırlıklı olarak FETÖ konusunda yüz yüze veya telefon görüşmeleri yapmıştır. FETÖ ile mücadele, yurtdışında dış temsilciliklerimizce yürütüldüğü gibi, ülkemizdeki yabancı muhataplar da bu konuda düzenli olarak bilgilendirilmektedir. Bu çerçevede, Dışişleri Bakanlığı merkez teşkilatınca Ankara’daki yabancı temsilciliklere yönelik 3 ayrı brifing düzenlenmiştir. Ayrıca, FETÖ ile mücadele kapsamında “www.15.07.gov.tr” adresli web sayfası temsilciliklerimizin önerileri doğrultusunda açılmıştır.


        1. Yurtdışında FETÖ İle Mücadele Bağlamında Yürütülen Faaliyetler ve Alınmaya Başlanan Sonuçlar

Dışişleri Bakanlığının Komisyonumuza sunduğu 29.11.2016 tarih ve 48193831-951.03-2016/11660778 sayılı yazıda belirtildiği üzere; yurtdışındaki FETÖ yapılanmasıyla mücadele bağlamında Dışişleri Bakanlığının önceliklerinden biri FETÖ’nün yurtdışındaki yapılanmasının sağlıklı bir haritasının oluşturulması ve bu haritanın süreç içerisinde güncellenmesidir.

Diğer taraftan Dışişleri Bakanlığının çalışmaları, FETÖ bağlantılı okulların kapatılması veya devredilmesi, vakıf ve derneklerin faaliyetlerine izin verilmemesi, iltisaklı şahısların yurtdışında hareket alanı bulmalarının ve adaletten kaçmalarının engellenmesi, finans kaynaklarının kurutulması alanlarında yoğunlaşmaktadır.

Türkiye’nin girişimleri sonucunda, İslam İşbirliği Teşkilatı 19 Ekim 2016’da tarihi bir karar alarak FETÖ’yü terör örgütü ilan etmiştir. Üye devletler FETÖ’ye karşı gerekli her türlü tedbiri almaya ve bu yönde ülkemizle işbirliği yapmaya davet edilmiştir. Ayrıca, 12-13 Ekim tarihlerinde Riyad'da düzenlenen Körfez İşbirliği Teşkilatı Bakanlar Toplantısının ardından yayımlanan ortak bildiride, Türkiye'nin çabalarıyla gündeme alınan FETÖ gibi yapılardan kaynaklanan terörizmin yeni biçimlerine karşı koyma konusundaki kararlılık teyit edilerek bu örgütün terörist niteliği ortaya konulmuştur.

Son olarak, 28 Kasım-1 Aralık 2016 tarihlerinde Kamboçya'nın Siem Reap şehrinde düzenlenen Asya Parlamenterler Asamblesi (APA) Toplantısı Bildirisine, FETÖ'nün bir terör örgütü olduğunu, söz konusu terör örgütüyle mücadelesinde ülkemizle tam dayanışma içerisinde bulunulduğunu vurgulayan ve APA üyesi ülkelerin söz konusu terör örgütüne karşı gereken önlemleri almaları yönünde çağrıda bulunan bir paragraf eklenmiştir.



        1. 15 Temmuz Darbe Girişimi Sonrasında FETÖ’nün Yurtdışındaki Faaliyetlerinde İzlenen Değişim, Nispeten Güçlü Olduğu ve Etkinliğinin Azaldığı Bölgeler

FETÖ’nün yurtdışı yapılanması, esasen 17/25 Aralık yargı darbesi teşebbüsünden sonra ısrarla sürdürülen girişimlerin etkisiyle etkinliğini kaybetmeye başlamıştır. 15 Temmuz sonrasında ise, örgütün yurtdışı yapılanmasının ciddi bir darbe aldığını söylemek mümkündür. Bu çerçevede, isimleri açığa çıkan FETÖ unsurları Türkiye’nin ve ilgili ülke makamlarının takibinden kurtulmak için yer değiştirmekte, bir kısmı Türkiye’ye sınır dışı edilmekte, okullar ve dernekler kapanmakta veya devredilmektedir. FETÖ iltisaklı şirketlerin iş yapabilme kapasiteleri ciddi oranda azalmış durumdadır. FETÖ iltisaklı olma keyfiyetinin, bu unsurlar bakımından ciddi bir yük oluşturduğu bir döneme girilmiştir. Dolayısıyla, evvelce bu bağlantılarını ortaya koymaktan çekinmeyen FETÖ unsurları, şimdi bu bağlantılarını gizlemeye çalışmaktadırlar. Böylece okul, dernek vs. isimleri değiştirilmekte, FETÖ şirketlerinin yönetim kurullarında değişikliğe gidilmekte, web siteleri kapatılmakta veya FETÖ/Gülen bağlantılı olduklarını ortaya koyan unsurlardan arındırmaya çalışılmaktadır.

Diğer taraftan, FETÖ unsurlarının, başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere yerleştikleri tüm ülkelerde etkin PR/lobi/nüfuz mekanizmaları oluşturdukları, siyasi elitlere ve medyaya ulaşabildikleri ve bu araçları etkileri giderek azalmakla birlikte halen kullanabildikleri de bir vakıadır.384



      1. FETÖ’nün Eğitim Kurumları ve Faaliyetlerinin Tasfiyesi

Milli Eğitim Bakanlığınca örgüte karşı alınan tedbirlerin önemli bir kısmı 15 Temmuz Darbe Girişiminden önce hayata geçirilmiş olmakla birlikte darbe girişiminden sonra da somut tedbirler alınarak örgütün etkisinin ortadan kaldırılması hedeflenmiştir. Öncelikle örgütle bağlantısı, irtibatı ve iltisakı olan kişiler hem merkez hem de taşra teşkilatlarında görevlerinden uzaklaştırılmıştır. Yine FETÖ yapısıyla ilişkili olduğu tespit edilen tüm personel devlet memurluğundan çıkarılmıştır. Örgüte ait özel öğretim kurumlarında çalışan personelin çalışma izinleri iptal edilerek, bu kişilerin başka eğitim kurumlarında faaliyette bulunması engellenmiştir. 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri doğrultusunda 4 Ocak 2017 tarihi itibariyle 29.787 personel görevinden ihraç edilmiş, 7.515 personel ise tedbiren görevden uzaklaştırılmıştır.

Darbe girişimi sonrasında örgüte ait tüm eğitim kurumları ve öğrenci yurtları Devlet kurumlarının ortak çalışmaları neticesinde tespit edilmiş, örgüte ait 2257 kurum kapatılmıştır. Kapatılan bu kurumlardan 1.060’ı okul, 846’sı ise öğrenci yurdudur. Kapatılan diğer kurumlar arsında muhtelif kurslar, özel öğretim kursları, öğrenci etüt eğitim merkezleri ve motorlu taşıt sürücü kursları yer almaktadır. Örgüte ait dershanelerin faaliyetleri ise, yapılan mevzuat düzenlemeleri doğrultusunda 15 Temmuz Darbe Girişiminden önceki süreçte sona ermiştir.

Örgütün eğitim kurumlarındaki çalışmaları yakın bir şekilde takibe alan Bakanlık, 15 Temmuz Darbe Girişiminden önce gerekli mevzuat düzenlemelerini gerçekleştirmiştir. Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğine eklenen; “..hakkında 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun veyahut Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosunun yetki alanına giren suç veya suçlardan dolayı adli veyahut idari soruşturma bulunması halinde bu soruşturmalar sonuçlandıktan sonra…” hükmü ile bu madde hükümlerine göre soruşturma geçiren kurumların dönüşüm ve devir işlemlerinin soruşturmanın sonuçlanmasından sonra yapılabileceği hükme bağlanmıştır. Yine özel kurumlarının ruhsat işlemlerinin doğrudan Bakanlıkça kontrol edilmesi ve düzenlemesine yönelik tedbirler alınmıştır.

Yapılan yasal düzenlemelerle kurulan ve faaliyetine başlayan ‘Türkiye Maarif Vakfı’ da özellikle yurt dışı çalışmalarında önemli bir yer tutacaktır. Vakıf sayesinde Devletin, yurt dışında eğitim faaliyetlerinde doğrudan öncü olabilecek, örgütten devralınan kurumlar da bu Vakıf eliyle faaliyetine devam edecektir. Yine bu vakıf sayesinde, FETÖ diasporasının yurt dışındaki özellikle eğitim üzerindeki etkilerinin azaltılması mümkün olacaktır. Vakfın kuruluş amacı da; “Yurt dışında insanlığın ortak birikim ve değerlerini esas alarak örgün ve yaygın eğitim hizmetleri vermek ve geliştirmek amacıyla okul öncesi eğitimden üniversite eğitimine kadar tüm eğitim süreçlerinde burslar vermek, okullar, eğitim kurumları ve yurtlar gibi tesisler açmak, yurt içi de dâhil olmak üzere bu kurumlarda görev alabilecek eğitmenleri yetiştirmek, bilimsel araştırmalar ve araştırma-geliştirme çalışmaları yapmak, yayınlar yapmak ve metotlar geliştirmek ve faaliyet gösterdiği ülkenin mevzuatına uygun diğer eğitim faaliyetlerini yürütmek.” şeklinde açıklanarak, bu amaca göre de bir yapılanmaya gidilmiştir. Azerbaycan, Kazakistan, Somali, Gine ve Sudan gibi bazı ülkeler vakfın kurulması ile birlikte ülkelerindeki FETÖ okullarını bu vakfa devretmiştir.385 Öte yandan Özbekistan 2000, Rusya Federasyonu ise 2008 yılında okulların tamamına yakınını kapatmıştır. Türkmenistan 2011’de, Tacikistan da 17-25.12.2013 olaylarının yaşanmasının akabinde FETÖ/PDY’ye ait okulları devletleştirmiştir.386

Yine 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununa; “Bu Kanun kapsamındaki eğitim-öğretim faaliyetlerini yapan ancak bu Kanuna uygun olarak kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenmeyen yerleri kuran veya işletenlere brüt asgari ücretin 20 katı idari para cezası uygulanır ve bu yerler valiliklerce kapatılır.”hükmü eklenerek yasal olmayan yollardan eğitim yapmak isteyenlerin çalışmalarının engellenmesi hedeflenmiştir.

Aynı Kanuna“…özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiler tarafından açılan özel öğretim kurumlarının kurucularında yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin ortaklığının tespit edilmesi hâlinde söz konusu kurumlara brüt asgari ücretin 20 katı idari para cezası uygulanır ve bu kurumlara yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin ortaklığının sona erdirilmesine ilişkin 30 iş günü süre verilir. Söz konusu süreye rağmen yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin ortaklığının sona erdirilmemesi veya aynı kurumda ikinci kez yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin ortaklığının tespiti hâlinde söz konusu kurumun kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı iptal edilir.”Hükmü eklenerek eğitim sistemimize muhtemel dış kaynaklı bir etkinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.

Maddi imkanı yetersiz öğrencilerin de özel okullarda öğrenim görmesine olanak tanıyan düzenlemeler yapılmış 5580 sayılı Özel Öğretim Kanununa eklenen;“Eğitim ve öğretim desteği, Bakanlıkça eğitim kademelerine göre her bir derslik için belirlenen asgari öğrenci sayısının üzerinde ve her hâlükârda derslik başına belirlenen azami öğrenci sayısını geçmemek üzere verilebilir. Eğitim ve öğretim desteği; yörenin kalkınmada öncelik derecesi ve gelişmişlik durumu, öğrencinin ailesinin gelir düzeyi, eğitim bölgesinin öğrenci sayısı, desteklenen öğrenci ve öğrencinin gideceği okulun başarı seviyeleri ile öncelikli öğrenciler gibi ölçütler ayrı ayrı veya birlikte dikkate alınarak verilebilir.”hükmü ile öğrencilere eğitim öğretim desteği hakkı tanınmıştır. Halen 2016-2017 eğitim öğretim yılında özel okullarda öğrenim gören yaklaşık 320 bin öğrenci eğitim öğretim desteğinden yararlanmaktadır. Bu öğrencilerin yaklaşık yüzde doksan dokuzunun ailesinin gelir düzeyi 5.000 TL’nin altındadır. Bu destek sayesinde özel okullarda öğrenim görme imkanı olmayan orta ve alt gelir düzeyine sahip ailelerin çocuklarının da özel okul imkanlarından yararlanmasına olanak sağlanmıştır. Eğitim ve öğretim desteği uygulaması özel mesleki ve teknik eğitim okullarında öğrenim gören öğrencileri de kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Bu şekilde hem ülkenin kalifiye eleman ihtiyacını çözmeye yönelik bir katkı sağlanmakta, hem de erken yaşta çocukların mesleki bir alana yönlenmesi sağlanarak çocukların FETÖ benzeri yapıların etkisine girmeleri engellenmektedir.

Öğrencilerin ders saatleri dışında desteklenmeleri için Milli Eğitim Bakanlığınca ‘Destekleme ve Yetiştirme Kursları’ açılmıştır. Bu uygulama ile bir taraftan öğrencilerin ders saatleri dışındaki zamanlarının yararlı bir şekilde değerlendirilmesi sağlanmış, diğer taraftan da öğrencilerin ders dışı destek ihtiyaçlarına çözüm üretilmiştir. Böylece öğrencilerin eğitim ihtiyaçları doğrudan Bakanlıkça ve Devlet imkanlarıyla karşılanmaktadır. Bu uygulama ile eğitimde ‘fırsat ve imkân eşitliğinin’ sağlanmasına da önemli bir katkı sağlanmıştır. Sadece parası olanların gidebildiği dershanelerin yerine sosyal devleti harekete geçiren Milli Eğitim Bakanlığının uygulaması halkımızın bir dönem mahkum edildiği dershane uygulamasından kurtulmuştur.

Milli Eğitim Bakanlığınca, özel yurtların yapılandırılması ile ilgili önemli çalışmalar yapılmıştır. 02/12/2016 tarihli ve 6764 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’de yapılan düzenleme ile özel öğrenci barınma hizmetleri veren kurumların kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verme iş ve işlemleri Bakanlığa devredilmiştir. Yine yapılan Kanun düzenlemelerine bağlı olarak Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği ve Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Standartlar Yönergesinde önemli değişiklikler yapılmıştır. Buna göre; öğrenci barınma hizmetleri “yurt” ve “pansiyon” adı altında hizmet verirken, bu Yönetmelikle birlikte öğrenci barınma hizmeti verecek yerler kurum tanımı altında, “öğrenci apartı”, “stüdyo öğrenci dairesi”, “öğrenci pansiyonu” ve “öğrenci yurdu” adları ile tasnif edilmiştir. Böylece öğrencilere barınma hizmeti veren tüm kurumların denetlenmesi amaçlanmıştır. Yine öğrenci barınma hizmetleriyle ilgili bütün işlemlerin oluşturulan e-yurt modülü üzerinden yapılması hüküm altına alınmıştır.Bu kurumları işletenlerin ve kurumda görev alacak personelde ise; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, millî savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık ve aynı Kanunun Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenen maddelerde yer alan suçlardan mahkûm edilmemiş olması şartı ile terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı bulunmaması şartı aranacaktır. Ayrıca izinsiz faaliyet gösteren yerlerin açılamayacağı, açılması halinde valilikçe kapatılacağı hüküm altına alınmıştır. Kanunda yer alan bu hükümler sayesinde FETÖ ve benzeri yapıların oluşumu, bu oluşumlarla irtibatı olanların eğitim kurumu açıp işletmesi ve bu yapıların kontrolündeki kişilerin eğitim kurumlarında görev alması engellenmiş olacaktır.

FETÖ’nün eğitim alanındaki faaliyetlerini tam anlamıyla tasfiye edebilmek sadece Örgüt’ün yurt içindeki kurumlarını ve faaliyetlerini tasfiye etmekle mümkün olmayacaktır. Örgütün yurtdışındaki kurum ve faaliyetlerine yönelik de adımların atılması gerekmektedir. Nitekim Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı, bir soru önergesine vermiş olduğu cevapta, FETÖ’Yle irtibatı ve iltisağı bulunan yurt dışı yükseköğretim kurumlarının tanınırlıklarının kaldırıldığını ve halihazırda devam eden denklik işlemlerine son verildiğini belirtmiştir.



      1. FETÖ İle Mücadele Kapsamında TÜBİTAK Tarafından Yürütülen Faaliyetler ve Alınan Önlemler

Fethullahçı Terör Örgütünün kumpas ve manipülasyon girişimlerini kolaylaştırmak ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine etkili faaliyetler yürütmek üzere yerleştiği ve teknik imkan ve kabiliyetlerinden yararlandığı kritik kurumlardan biri de TÜBİTAK olmuştur.

Komisyonun 16.11.2016 tarihli toplantısında Komisyona bilgi veren YÖK Üyesi Abdullah Çavuşoğlu;

2014 Şubat ayında Sayın Fikri Işık’ın önerisiyle TÜBİTAK’a Başkan Yardımcısı olarak atandığını, 2011’de göreve getirilen eski TÜBİTAK Başkanı Yücel Altunbaşak’ın stratejik pozisyonlarda görev yapan 600 kişinin görevine son verdiğini, bunların yerine 379’u Açık Öğretim Fakültesi mezunu, 180’i fizik bölümü mezunu olmak üzere TÜBİTAK gibi kritik bir kurumda yapacağı bir iş olmayan 559 kişiyi işe aldığını, örgüte himmet sağlamak için böyle bir mekanizma kurulduğunu, kendisinin Başkan Yardımcısı olarak atanmasından sonra 1000 kişinin görevine son verdiğini, yerlerine aralarında daha önce gönderilmiş olanların da bulunduğu kalifiye elemanlar aldıklarını,

TÜBİTAK’a yerleşen örgüt mensuplarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın değişik telefon konuşmalarından aldıkları kısımları bir araya getirip yapıştırarak düzmece ses kayıtları oluşturduklarını,

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TÜBİTAK’taki örgüt mensuplarınca kriptolu telefonlar üzerinden dinlendiğini, Fikri Işık’a kriptolu telefonları toplamayı teklif ettiğini ve bu teklifin kabul edilmesi üzerine kurumlardaki tüm kriptolu telefonların toplandığını,

2010 KPSS sorularının çalınması ile ilgili soruşturmada TÜBİTAK’ın siber güvenlik birimlerinde yerleşmiş örgüt mensuplarının soruların çalınması gerçeğini örtbas etmeye yönelik güdümlü bir bilirkişilik yaptıklarını,

Başbakanlığa böcek yerleştirilmesi hadisesine bazı polislerin karışmış olduğunu, bu olay ile ilgili olarak, TÜBİTAK’ta görevli örgüt mensubu H.P. ve başka bir elektrik mühendisinin böceği yerleştirdiği video görüntüleriyle sabit polis memurlarını savunmak için Savcılık Makamına gerçeğe aykırı bilgi verdiğini,


Yüklə 5,1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   159   160   161   162   163   164   165   166   ...   263




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin