Türkiye Günlüğü Yaz 2004


Önümüzdeki yıllarda dünya gündeminin temel meselesi: Amerikan devlet sisteminin fiili küresel sorumluluğu ile olgunluğu arasındaki simetrisizlik



Yüklə 345,12 Kb.
səhifə5/5
tarix26.08.2018
ölçüsü345,12 Kb.
#75114
1   2   3   4   5

Önümüzdeki yıllarda dünya gündeminin temel meselesi: Amerikan devlet sisteminin fiili küresel sorumluluğu ile olgunluğu arasındaki simetrisizlik

Amerikan devlet sistemi, dünyada bir anlamda “fazla” diyebileceğimiz bir ağırlık kazanmış bulunmaktadır. Buradaki fazlalığı, bu kadar ağırlığı olmazsa daha iyi olurdu anlamında bir öznel tercih ifadesi olarak kullanmıyorum. Amerikan siyasi kültürünün, daha açık söylemek gerekirse Amerikan toplumu ve kültürünün bugün sergilediği gerçeklik ile, bugünkü dünya gerçekliğinde Amerikan siyaseti ve ekonomisinin bir anlamda omuzlarına yığılmış olan sorumluluk arasındaki ilişkiyi düşündüğümde, Amerikan sisteminin sırtında “fazla” yük var demek için söylüyorum.


Bu yazının son satırlarının sınırları içinde Amerikan federal siyasi sisteminin bir olgunluk eksikliği sıkıntısı içinde olduğu önermemi sadece öne sürmekle yetineceğim. Ama bu önermemin inandırıcı bulunacağından bir hayli emin olduğum için bunu fazla rahatsızlık duymadan yapacağım.
Amerikan federal devlet sistemi, hem küresel siyasi ilişkiler sahnesinde hem küresel iktisadi ilişkiler sahnesinde “Ponzi Oyun”lar oynamaktadır.
Küresel siyaset sahnesindeki Amerikan devlet sisteminin oynadığı en tehlikeli “Ponzi Oyun”, bir tarafta İsrailliler ve İsrail yanlısı Yahudiler ile öte tarafta Filistinliler ve Filistinliler yanlısı Müslümanlar arasındaki küresel ihtilaf karşısında Amerikan siyasetindeki “Ponzi Oyun”dur. Amerikan dış politikasının dümenini İsrail yanlısı dünya Yahudiliği kontrol ettiği sürece, on beş yirmi milyon Yahudiyi rahatlatmak için bir milyar üç yüz milyon Müslümana parya muamelesi çekme yaklaşımı sürdürülemez. Daha önceki bir çok yazımda açıkça ifade ettiğim gibi, bütün insanların kardeşliğine inanan bir Aydınlanmacı liberal olarak Yahudilerle ırkçı, dinci bir sorunumun olması söz konusu değildir. Dünyada Müslümanlıklarını yaşarken, şiddete baş vurmayı ibadet gibi dini bir vecibe gibi gören Müslümanların varlığının yol açtığı sorunların da farkındayım. Ama, Amerikan dış politikası üstündeki İsrailci Yahudi etkisinin, Amerikan devlet sistemini, bütün dünyayı yaşanmaz hale getirebilecek bir siyasi “Ponzi Oyun”a angaje ettiğini de vurgulamak istiyorum.
Amerikan devlet sistemindeki zaafların, Amerikan ekonomisinin küresel ağırlığının sağladığı fırsatların “kötüye kullanıldığı” bir iktisadi “Ponzi Oyun”a yol açtığını, bu “Ponzi Oyun”un sürdürülmeğe çalışılması halinde, bunun dünya ekonomisinin gündemine, daha önce rüyamızda dahi görmediğimiz türden sıkıntılar getireceğini de vurgulamak istiyorum.
Bu yazımda bir meseleyi de özellikle işaret etmek çalıştım. Amerikan ekonomisinin küresel cüssesi, dünyanın geri kalan kısmı üstünde büyütülmüş etkilere yol açan bir ölçektedir. Amerikan para sistemi, hoşlansak da hoşlanmasak da adeta küresel para sistemi rolü oynamaktadır. Amerika’daki politikacıların, uluslararası para sistemini sarsacak, büyük iktisadi kararsızlıklara yol açabilecek siyasi ve iktisadi politikalardan uzak durmaları gerekmektedir. ABD devlet sisteminin dünya ekonomisinde fiilen üstlendiği yükü ve rolü, basiretli, tedbirli, akıllı tacir gibi taşıması ve oynamasını sağlayacak bir kurumsal çerçeve ise, bugün için Amerika’da da, dünyada da yoktur.
Amerikan siyasetinde bugün gördüğümüz sürdürülemez politikaları sürdürmeyi zorlama eğilimine karşısında, kaotik olmayan düzeltici tepkiler güç kazanır ve sonunda Amerikan siyasetçilerini de tedbirli tacir gibi davranacakları bir basiret çizgisine çekebilir mi? Bu düzeltici çıkışı en çok Avrupa’dan beklemek anlamı olacak gibi geliyor bana. Avrupa’nın yaşlı diye alay ettiğimiz siyasi kültürü belki de Amerikan siyasi kültürünün yeniden olgunlaşma şansını yakalamasında ferahlatıcı bir katkı sağlayacak. Rusya’nın, Çin’in, Japonya’nın, Amerika üstünde düzeltici bir karşı ağırlık koyacak eti ve budu yok. Ekonomileri nispi olarak küçük ve “parasız”. Avrupa’nın ciddi bir üretim ölçeği ve her şeyden öte Euro’su var. Euro, sadece zaman dilimleri arası varlık transferine imkan veren tek öteki küresel para değil. Belki de, Amerika dahil bütün dünyayı geçmişten geleceğe, daha iyi bir kurumsal küresel matrise taşıyabilecek bir Avrupa geleneğinin simgesi. Yunus’un, “hamdım piştim el-hamd ul Lah” dediği gibi, Avrupalılar, yana yana pişmiş bir siyasi uygarlık geleneğinin insanları. Amerikalılar ise hala ham.

1 Cohen, E. A. (2004) “History and hyperpower”, Foreign Affairs, July/August 2004, s.52.

2 Cohen, E. A. (2004) “History and hyperpower”, Foreign Affairs, July/August 2004, s.49-63.

3 Görüşleri bize ters gelse ve bu nedenle sevmesek de, Amerika’nın en etkili siyaset bilimcilerinden biri olduğunu kabul etmemiz gereken Samuel P. Huntington’un, bir “Amerikan ulusu”diye bir varlığın kalmayabileceği savını irdelediği kitabı için bak. (2004) Who are we: America’s great debate (London: Free Press).

4 Kuzey Kore’yi insanlığın kurtuluşunun son ümidi gören fakültemdeki “siyasal”(!) bilimci meslektaşlarımın kulakları çınlasın.

5 Dünyanın kurgusu anlamında belirli bir düzen, nizam-ı alem taşıyan bir çağ dilimi.

6 Her sabah farklı bir dünya, farklı bir fiziki, beşeri, toplumsal çevre, farklı bir ‘nomos’a uyanacak olsaydık, ‘öyle bir dünya’da yaşayamazdık. ‘Bir dünya’da yaşayabiliyorsak, bunu mümkün kılan, ‘bu dünya’nın, dünün sabahını yarının sabahına taşıyan asgari bir kararlılığa sahip olmasıdır. En azından biz böyle düşünebildiğimiz, ‘böyle bir dünya’yı var sayabildiğimiz ölçüde ‘bu dünya’da yaşamayı başarabilmekteyiz.



7 ‘Çok uzak’lık ufku, on kilometre ötede Akçabat’ta biten Trabzon’da, giden(!) Rumların arkada bıraktığı, elektriği olmayan bir taş binada ilkokula başlayıp doktorasını İngiltere’de bitiren ve şimdi kimya mühendisliği doktoru oğlu Kaliforniya’ya, iktisat doktoru kızı Hollanda’ya yerleşmiş olan ben gibi.

8 Hume’un convention dediği ve Kant’ın ‘synthetic apriori’lerinin ilişkili olduğu alışkanlığımız.

9North, C. Douglass (1990) Institutions, institutional change and economic performance (political economy of institutions and decisions) Cambridge University Press. Türkçesi için bak. (2002) Kurumlar, kurumsal değişim ve ekonomik performans (İstanbul: Sabancı Üniversitesi yayınları).


10 John R. Hicks (1973) A theory of economic history, Oxford University Press.

11 Yani ‘liberty’ler, ki pozitif var olma ve eyleme hakları içeriği taşıyan ‘bireysel hak ve hürriyetler’den yana.

12 Angus Maddison (2003).

13 1980-2002 arasında, Çin’den yapılan ihracatın ABD’nin toplam ithalatı içindeki payı 0.5’ten % 11.1’e, Japonya’nın toplam ithalatı içindeki payı % 3.1’den 18.3’e, AB’nin toplam ithalatı içindeki payı 0.7’den 7.5’e yükseldi. (IMF, World Economic Outlook, April 2004, s.84). Çin’in bu dönemdeki iktisadi gelişmesinin ve dünya ekonomisi açısından ima ettiği açılımların özet ama yoğun bir anlatımı ve değerlendirmesi için bak, ibid. s.82-99.

14 Ülkelere girmiş olan (inflow) Yabancı Doğrudan Yatırımların yıl sonlarındaki birikimli stok değeri.

15 (IMF, Global Financial Stability Report, September 2003, s. 91).



16 Türkiye’de 1970’li yıllarda Brezhnev’in Sovyetler Birliği’ni yeterince devrimci bulmadıkları için, Türkiye’nin Mao’nun Çin Halk Cumhuriyetini izlemesini savunmuş, Bülent ve Rahşan Ecevit nezdindeki, akrabalık ilişkilerinin de pekiştirdiği nüfuzları nedeni ile, 1976 CHP programının hazırlanmasını, 1977 seçimlerinde CHP platformunun ve 1978 CHP hükümeti programının belirlenmesini önemli ölçüde etkilemiş olan Marksist arkadaşların kulakları çınlasın. Hayatta en çok merak ettiğim şeylerden biri, ve Özal sonrası “liberalleşme” (!) dönemimizde Mesut Yılmaz’ın da Merkez Bankası Hissedarlar kuruluna atayarak ödüllendirdiği bu kişilerin, Allah geçinden versin, ölmeden önce, dünyanın nereye gideceğini göremedik ve hem kendimiz hata yaptık, hem de 1978-1979 CHP hükümeti aracılığıyla Türkiye’ye zaman kaybettirdik, özür dileriz” deyip demeyecekleridir. Türkiye’nin, bunamaya başlayanlarda olduğu gibi, çok eski dönemleri belki çok iyi hatırlayan, ama çok önemli olaylarda bile yakın dönem belleği boş bir garip insanlar ülkesi haline gelmemesi için, yakın tarihimizi bütün ayrıntılarıyla hatırlatmamız kamusal bir görevdir.

17 Heredotos, Tarih (İstanbul: Remzi Kitabevi, 1973, Türkçeye çeviri Ökmen, Müntekim, çeviri editörü Erhat, Azra).

18 Nassi, G. (1991) “Osmanlı sarayında bir Avrupa asilzadesi: Yusuf Nasi, Tarih ve Toplum, Haziran 1991.

19 İtalya’dan ABD’ye göçen Charles Ponzi’nin, 1919 ve 1920 yıllarında, uluslararası posta pulu kuponları ticareti ile başlattığı bir “saadet zinciri” oyunu. Günümüzde “Ponzi Oyunu”, ifadesi, sürdürülmesi imkansız, gerçeklik zemini olmayan, aritmetik mantığı tutmayan, özellikle borç alma verme işlemlerini işaret etmek için kullanılmaktadır.

20 IMF, Global Financial Stability Report, September 2004, s. 186.

21 Adı geçen eser, s. 187.

22 Raporun kendi vurgusu, YST]

23 IMF, World Economic Outlook, September 2004, s. 5, 6, 12-13.

24 IMF, World Economic Outlook, April 2004, s, 66-70.

25 Reel faiz hadleri gelişmiş ekonomilerde düşük. 9/11’den sonra tarihi olarak en düşük düzeylerini gördü. ABD’de 10 yıl vadeli enflasyon bağlantılı hazine bonolarının yıllık getiri haddi 2002 başlarında % 3.5’tan, 2003 başlarında % 1.5’e, İngiltere’de, 2002 başlarında % 2.5’ten 2003 başlarında % 1.5’e düştü. IMF, Global Financial Stability Report, September 2003, s.8.

26 The Economist, October 23rd, 2004, s. 100.

27 IMF, World Economic Outlook, September 2004, s. 236.

28 Bank for International Settlements Monetary and Economic Department, Triennial Central Bank survey of foreign exchange and derivatives market activity in April 2004, preliminary global results, September 2004, s. 12.

Yüklə 345,12 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin