Zayıf Hadisin Dereceleri:
Makbul (Sahih-Hasen) hadis şartlarından herhangi biri noksan olursa hadis zayıf hadistir. Bu şartlardan birden fazla noksan olursa, zayıflık daha şiddetli olur. Böylece Zayıf Hadisin dereceleri de farklılık arzeder. Bu sebeptendir ki Zayıf Hadisin çeşitleri 49200’dan 510201’a kadar değişen rakamlarla ifade edilmiştir. Ancak bunların çoğu nazaridir.
Zayıf hadis çeşitlerinden 15 tanesi, öteden beri, özel terimlerle anlatıla gelmektedir. Bunlar da: Muallak, Mürsel, Mu’dal, Munkatı’, Müdelles, Muallel, Şâz, Münker, Mevzu’, Metruk, Müdrec, Maklub, Muztarib, Musahhaf ve Muharref’tir.202
Zayıf hadisler, sahih veya hasen hadislerde bulunması gerekli özelliklerden birinin veyahut birkaçının bulunmama durumuna göre çeşitli derecelere ayrılırlar. Bunlardan her birine değişik isimler verilmiştir. Sayıları konusunda verilen rakamlar ise değişiktir. İbnu’s-Salah 49; el-Iraki 42; Abdurrauf el-Münavi ise 81 çeşit zayıf hadis bulunduğunu söylemişlerdir. Ancak bu sayı kabarıklığı bir zayıf hadise değişik isimler verilmesi yüzündendir.
Zayıf hadislerin 10-15 kadarı hususi isimler almıştır. Hadis Usulü alimlerinin tarifinde birlik gösterdikleri bu zayıf hadis çeşitleri gerek isnadda kopukluk bulunması, gerekse ravide adalet ve zabt şartlarının olmaması gibi sebeplerle meydana gelmiştir. Söz gelişi isnadında kopukluk olması yüzünden zayıf olan hadisler, mürsel, munkatı, mu’dal, müdelles çeşitlerine; ravilerinin adalet yahut zabt kusuru sebebiyle zayıf olanlar ise metruk, münker, mu’allel, müdrec, maklub, muztarib, şâz gibi kısımlara ayrılırlar. 203
Hadiste Zayıflık Sebepleri:
Hadiste Zayıflık genelde iki sebepten kaynaklanır: 1) Senette inkıta’ (kopukluk) bulunması 2) Ravide cerhi gerektiren bir halin bulunması.
1) Seneddeki İnkıta Sebebiyle Zayıf Hadis Çeşitleri:
İnkıta’ (kopukluk), senedden en azından bir ravinin düşmesi demektir. Böyle bir inkıta’ varsa, senetteki bütün şahıslar sika olsalar bile, sırf bu inkıta’, metnin reddini gerektirir.
İnkıta’ yüzünden zayıf kabul edilen hadisler, Muallak, Mürsel, Mu’dal, Munkatı’ ve Müdelles isimleriyle anılırlar.204
A) Mürsel Hadîs:
Mürsel, lügat olarak irsâl kökünden gelir, bu da göndermek mânâsındadır. Böyle olunca, ıstılahta, "asıl kaynağını görmeden yapılan rivâyet" mânâsına gelir. 205
Muhaddislerin genel tarifine göre mürsel hadis, isnâdında sahabî râvisi düşmüş olan hadistir. Tabiun neslinden birisinin hadis aldığı sahabî ravînin adını anmadan, onu atlayarak doğrudan doğruya "Rasûlullah (s.a.s.) buyurdu ki..." diyerek rivâyet ettikleri hadislere "mürsel" denilmiştir. Usul alimleri kelimenin sözlük anlamını ele alarak, onunla "munkatı", hattâ "mu'dal" arasında hiç bir ayırım yapmazlar.206
Hadis âlimlerinden Hatîb el-Bağdâdî de mürsel hadisin tarifinde usul alimlerinin görüşünü paylaşmaktadır.207
Muhaddisler "mürsel" lafzını Tabiun'un Hz. Peygamber(s.a.s.)'den rivayet ettikleri hadislere tahsis etmişlerdir. Fukaha ve usulcüler ise, bunu daha genel anlamda kullanarak munkatı hadisleri de bu kapsama almışlardır.208
Mürsel hadisin zayıf sayılmasının sebebi, senedinin muttasıl olmayışıdır.
"Mürsel" adını alışının sebebi de, ravisinin onu Rasul-i Ekrem(s.a.s.)'den dinlemiş olan sahabîyi söylemeden doğrudan doğruya Rasulullah (s.a.s.)'a bağlamasıdır.209
Mürsel’in çoğulu, merasil’dir. Mürsel Hadis rivayet eden tabiiye de Mürsil denir.210
Hatîbu'l-Bağdâdî, Kîfâye'de, munkatı olarak yapılan bütün rivâyetleri irsâl'le ifâde eder. Onun açıklamasına göre inkıta mânâsındaki irsâl üç sûrette vukua gelmektedir.
1- Râvînin, muasırı olmadığı kimseden, rivâyette bulunması. Arada zaman bakımından fark olduğu için buradaki inkıta ve irsâli anlamak, görmek zor değildir.
2- Râvi, muâsırı olmakla beraber, hiç karşılaşmadığı kimseden rivayet yapacak olursa bu da bir irsâl'dir.
3- Râvi, bazan, karşılaştığı bir kimseden işitmediği hadîsi rivâyet edebilir. Bu da bir irsâl olur ve irsâl'in en kötüsüdür. Çünkü önceki iki durumda irsâl'i görüp, inkita'ya ve dolayısıyla hadîsin zayıflığına hükmetmek zor olmaz. 211
Mürsel hadisin zayıf olması, isnaddan sahabinin atlanması sonucu, raviler zincirinde kopukluk meydana gelmesi yüzündendir. Tabiinin sahabiyi atlayıp hadisi Hz. Peygamber’den rivayet etmesine irsal denir.
Mesela: Said b. Müseyyeb’den “Rasulullah’ın (s.a.v.) canlı hayvan karşılığı et satışını yasakladığı” rivayet edilmiştir.
Hadisin isnadına dikkat edilirse derhal göze çarpar. Said b. el-Müseyyib tabii olduğu ve Hz. Peygamber’i görmediği halde bu hadisi kendisi doğrudan doğruya Hz. Peygamber’den rivayet etmişcesine nakletmiştir. Dolayısıyla hadis almış olduğu sahabiyi atlamış, başka deyişle irsal yapmıştır. Hadisi de bu yüzden mürsel olmuştur.
“Ata b. Yesar’dan rivayet edilmiştir. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Bir kul hastalandığında Allah ona iki melek gönderir, “Bakın ziyaretçilerine ne diyor?” buyurur. (Onlar bakarlar) ziyaretçileri geldiğinde Allah’a hamd ve sena ediyor; -Allah en iyi bilen olduğu halde- hemen O’na ulaştırırlar. O zaman Cenab-ı Hak şöyle buyurur: “Kulumun ölmesini takdir etmişsem Cennet’e koymam onun üzerindeki hakkıdır. Eğer sağlığına yeniden kavuşturursam beden ve kanını daha hayırlı bir beden ve kanla değiştirmem ve günahlarını bağışlamam o kulumun üzerindeki hakkıdır.”
İmam Malik’in rivayet ettiği bu hadis Hz. Peygamber’den bir sahabi değil; doğrudan doğruya tabiin olan Ata b. Yesar tarafından rivayet edilmiştir. Dolayısıyla mürseldir. 212
İrsalin Çeşitleri:
1) İrsâl-i Celî:
Hadisteki irsâl, hemen görülüp anlaşılabilecek durumda ise buna irsal-i celî denir. Kişinin muâsırı olmayandan veya karşılaşmadığı kimseden yaptığı rivâyet gibi. 213
Dostları ilə paylaş: |