HASEKİ DARÜŞŞİFASI VE HASTANESİ
Haseki Külliyesi içinde yer alan Haseki Darüşşifası'mn inşaatı 1550'de tamamlanmıştır. Zaman içinde değişen fonksiyonuna göre; Haseki Sultan Darüşşifası, Haseki Zindanı, Haseki Sultan Kadın Darüşşifası, Haseki Bimarhanesi ve Haseki Nisa Hastanesi, Haseki Sultan Nisa Hastanesi, Ha-midiye Nisa Hastanesi, Haseki Kadınlar Hastanesi, Haseki Şifahanesi, Acezehane, Haseki Mecanin Müşahedehanesi, Haseki Mahpesi, Darülcünûn Bimarhanesi ve Haseki Hastanesi gibi isimler almıştır.
Darüşşifaya ait en eski bilgileri, 9587 1551 tarihli vakfiyeden öğrenmekteyiz. Burada darüşşifanın genel bir tedavi kurumu olduğu açıkça belirtilmekte ve sağlık personeli olarak 2 hekim, 2 kehhal (göz hekimi), 2 cerrah, 2 eczacı, 4 hastabakıcı ile idrar şişelerine bakan 2 kişi öngörülmektedir. Vakıf koşullarına göre, idari ve yardımcı görevliler ile birlikte darüşşifada çalışanların sayısı 28'dir. Bu sayı zamanla artmıştır. 965/1558'de görevlilerin ücretleriyle birlikte darüşşifanın masrafı, 114.550 akçeydi. Haseki Külliyesi Il6l/1748'de e-saslı bir onarım görmüştür. Vakıf amirleri babüssaade ağaları olduğundan darüşşifa bu amirler tarafından atanan mütevelliler eliyle yönetilmekteydi.
Darüşşifa 1843'te, kadınlara tahsis edilmişti. Bu nedenle memurlar kısmı ayrıydı. Asıl darüşşifa bölümü ise fahişelere ayrılmış bir zindandı. 1848'de, bir süreden beri boş olan darüşşifanın, eczane ve mutfak ilavesiyle genişletilip onarılarak kadın hastalara tahsis edilmesi için irade çıkmış ve burası kimsesiz, bakıma muhtaç, evsiz barksız hasta ve çaresiz kadınların tedavi edildiği bir kadın hastanesi olmuştur.
1869'da Zaptiye Müşiriyeti'ne geçmiş ve adı da Nisa Tevkifhanesi olmuştur. Halk a-rasında ise Haseki Zindanı adıyla bilinmekteydi. Bir ara tevkifhanenin iki koğuşu boşaltılarak 30 yataklı bir hastane haline getirilmiş ve tutuklu olan hasta kadınlara ayrılmıştı. 1873'te yatak sayısının 80'e çıkarılması önerilmiş ve resmi yazışmalarda, Haseki Tevkifhanesi'nde Bulunan Nisa Hastanesi adı kullanılmıştır. Zaptiye Müşiriyeti'ne bağlı olduğu 11 yıl içinde, yatan hastalar, zaptiye hekimleri tarafından tedavi edilmiş, zaman zaman da dışandan başvuran kadın hastalara poliklinik hizmeti verilmiştir. Bir odada aceze kadınlar barınmakta, diğer bir oda ise kadın tutukevi olarak kullanılmaktaydı. Bu dönemde, hekimler başka görevleri nedeniyle hastaneye 10-15 günde bir gelebiliyorlar, bu da tedavinin düzenli yapılamamasına sebep oluyordu. 1871'de ilk olarak bir eczacı, kısa bir süre sonra Dr. Kiryako, 1872'de ise ikinci bir hekim, daimi statüde görevlendirilmiştir.
Mart 1880'de, hastanenin yönetimi şeh-remanetine geçince hasta ve mahkûm kadınlar, Sultanahmet'te yeni yapılmış olan Nisa Tevkifhanesi'ne nakledilmiştir. Bundan sonra harap bir halde olan darüşşifa-ya düşkünler kabul edilmeye başlanmıştır. Dr. Kiryako'nun binanın yetersiz ve harap durumunu ileri sürerek çevredeki bazı binaların istimlakini teklif etmesi üzerine, şehremaneti 1884'te Morali Ali Şefik Bey'in konağım satın alıp onararak 1885' te hizmete sokmuştur. Bu şekilde yatak kapasitesi 100'e yükselmiştir. Ancak bir süre sonra eski bir bina olan bu konak da ihtiyacı karşılayamadığından 1889'da yıktırılmış ve yanındaki Salih Paşa Konağı'mn bahçesinden de bir bölüm istimlak edilmiştir. Bu arsa üzerinde, Mimar Patrocle Kompanaki'nin planına göre, o yıllarda Avrupa'da çok revaçta olan pavyon sisteminde modern bir hastanenin inşaatına başlanmıştır. Bu plana göre hastanede 12 ahşap koğuş, ameliyathane, sterilizasyon o-dası, iki katlı bir memurlar dairesi ile bir aceze pavyonu yer alacaktı. Ocak 1891'de, dahiliye ve hariciye pavyonlarıyla, ame-
liyathane, memurlar dairesi ve bazı müştemilat hizmete girmiştir. Son derece modern ameliyathanesi sterilizasyona çok uygun bir şekilde, tavam kubbeli olarak inşa edilmiş ve yağlıboya ile boyanmış, duvarları da camla kaplanmıştı. Türkiye'de a-sepsi ve antisepsi ilk kez burada uygulanmıştır. Pavyonlara, 1893'te hasta kabulüne başlanmasıyla yatak sayısı 200'e çıkmıştır. Ancak 10 Temmuz 1894'te meydana gelen depremde darüşşifa binası kullanılamaz hale gelerek boşaltılmıştır.
Darüşşifa, 1908'de, II. Meşrutiyet'in ilanından sonra kurulan Müessesat-ı Hayriye Sıhhiye Müdüriyeti'ne bağlanmıştır. Hastalardan düşkün ve sakat olanlar Da-rülaceze'ye nakledilmiş, böylece yatak sayısı 250'ye yükseltilmiştir. Sulu Konak arsası hastaneye dahil edilerek cadde üzerindeki mutfak poliklinik haline getirilmiş, arka tarafta da büyük bir mutfak ve müstahdem lojmanı yapılmıştır.
1910'da ahşap pavyonlar onarılmış, boş olan darüşşifanın onarımına 1911'de başlanmış ve 1913'te bitirilmiştir. Bu tarihten sonra, Haseki Mecanin Müşahedehanesi adıyla, akıl hastalarının gözlem ve tecri-ti için kullanılmıştır.
19H'de temeli atılan Nurettin Bey Pavyonu araya giren Balkan ve I. Dünya savaşları nedeniyle ancak 1924'te hizmete girmiştir. 50 yataklı bu pavyon ile yatak sayısı 300'e yükselmiştir. 1918 yangım darüşşifa binasını yeniden harabeye çevirmiş, Vali ve Belediye Başkanı Lütfi Kırdar'ın gayretiyle 1946'da onarıma alınarak 1948' de yeniden faaliyete geçirilmiştir. Halen poliklinik binası olarak kullanılmaktadır.
Cumhuriyet'in ilk yıllarında hastanenin adı Şehremaneti Haseki Nisa Hastanesi, 1930'larda ise Haseki Kadınlar Hastane-si'ydi. 1925'te Haydarpaşa'daki tıp fakültesi İstanbul'a taşınınca, fakültenin dahiliye, nisaiye (kadın-doğum) ile tedavi ve farmakoloji klinikleri Haseki Hastanesi'ne yerleştirilmiş, ancak 6 ay sonra klinikler tekrar Haydarpaşa'ya dönmüştür.
1933 üniversite reformunda tıp fakültesi yeniden İstanbul yakasına nakledilince bu kez de kadın-doğum, tedavi ve farmakoloji ile II. hariciye klinikleri Haseki Hastanesi'ne yerleştirilmiştir. Bu sırada müstahdem lojmanı yıkılarak yerine 200 kişilik bir amfi yapılmış, kısa süre sonra üstte bir kat eklenerek 1935'te 35 yataklı bir septik doğum servisi açılmıştır. Kadın-doğum kliniğinin 1967'de Cerrahpaşa'ya taşınıncaya kadar yaptığı çalışmalar hastaneye bir doğum hastanesi görünümü kazandırmıştır.
30 Ekim 1939'da tedavi ve farmakoloji kliniğinin yeni yapılan binasında hizmete girmesiyle hastanenin yatak sayısı 340'a yükselmiştir. Zamanla eski ahşap pavyonlar kullanılamaz hale gelince boşaltılmış, 1942'de de II. hariciye kliniğinin Yukarı Gureba'da yeni binasına taşınmasıyla Nurettin Bey Pavyonu da boşalmıştır. Bu pavyonun üst katı tıp fakültesinin ortopedi ve travmatoloji kliniğine verilmiş, ancak 1955' te bu klinik de Çapa'ya taşınmıştır. 1948'
Haseki
Darüşşifası ve
Hastanesinde
iç hastalıklar
koğuşundan
bir görünüm.
TETTV Arşivi
de ahşap pavyonlar yıktırılmış ve aynı yıl 20 Mayıs'ta çocuk hastalıkları kliniği hizmete girmiştir. 1950'de buraya Şişli Çocuk Hastanesi'nde bulunan fakültenin çocuk hastalıkları kliniği yerleştirilmiş ve 1965'te Cerrahpaşa'ya taşınıncaya kadar faaliyetini sürdürmüştür.
istanbul'da 1951'de uygulamaya konulan klakson yasağının anlaşılması için, 1952'de, hastane bahçesinde yapımına başlanan bir binaya, sembolik olarak Klakson Yasağı Pavyonu adı verilmiştir. Belediyeden sağlanan ödeneğe eklenen bağışlarla inşaat kısa sürede tamamlanmış ve 23 Kasım 1953'te törenle hizmete girmiştir. 1962'de bu pavyonun üzerine 60 yataklı ikinci bir kat çıkılmış ve burada tıp fakültesi kadın-doğum kliniğinin 1967'de CerL rahpaşa'ya taşınmasından sonra çevre halkına hizmet veren yeni bir kadın-doğum kliniği açılmıştır. Hastane bünyesinde, 1965' te fizik tedavi ve rehabilitasyon, elektro-ansefelografi ve miyelografi merkezleri, 1968'de psikoloji laboratuvarı kurulmuştur. 1972'de yeni Nurettin Bey Pavyonu faaliyete geçmiştir. Hastane, 1963'te Haseki Tıp Bülteni adında bir yayın organı çıkarmaya başlamıştır.
Darüşşifa 1946'da onarılarak poliklinik olarak kullanılmaya başlanmış, 1963-1974 arasında bütün külliyeyi içine alan restorasyon çalışmasından sonra hastane bünyesinden çıkarak Vakıflar Idaresi'nce Diyanet İşleri Başkanlığı'na kiralanmıştır. Haseki Hastanesi, bugün Sağlık Bakanlığı'na bağlı tam teşekküllü bir hastanedir. 645 yatakla hizmetini sürdürmektedir.
Bibi Peştemalcıyan: "l'Hopital deş Femmes de Haseki", Revue Medico Pharmaceutique, 1891; Besim Ömer, Nevsâl-i Afiyet, ist., 1315, s. 90-92; Müessesât-ı Hayriye-i Sıhhiye Müdüriyeti, ist., 1327/1911, s. 35-36, 51-52, 110; (Ergin) Mecelle, II, 361-362; S. Ünver, 1539-1939 400'üncü Yıl Dönümü Dolayısıyla Haseki Hastanesi, ist., 1939; O. Bolak, Hastanelerimiz, ist., 1950, s. 44-46; N. Taşkıran, Hasekinin Kitabı, ist., 1972; B. N. Şehsuvaroğlu-A. E. Demirhan-G. C. Güreşsever, Türk Tıp Tarihi, Bursa, 1984, s. 71-78; G. Cantay, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı Darüşşifalan, Ankara, 1992, s. 92-95; Z. Özaydın, "Haseki Darüşşifası ve Bugünkü Durumu". /. Türk Tıp Tarihi Kongresi. Bildiriler, Ankara, 1992, s. 183-187.
NURAN YILDIRIM
Dostları ilə paylaş: |