İshak Ağa Çeşmesi
Enis Karakaya, 1994
bilinenlerin çok yetersiz oluşundan dolayı bu konuda basit bir tahminden ileri gidemiyoruz. Bu çeşmenin yerinde eskiden birkaç lülesi bulunan, kubbeli fakat daha mütevazı bir çeşmenin bulunduğu bilinmektedir. Bu ilk çeşmenin inşa tarihi bilinmemektedir. Saadi Nirven bu çeşmenin banisinin I. Süleyman (Kanuni) (hd 1520-1566) ve II. Selim'in (hd 1566-1574) ha-sodabaşısı olan Behuruz Ağa olduğunu söyler. 1. Hakkı Konyalı, bu çeşmeye mimar olarak Sinan'ı yakıştırmış, ama hiçbir sağlam dayanağı olmadığım belirtmiştir. Beh-ruz Ağa'nın Şehremini'de Sinan'ın eseri o-lan bir camii vardır. Evliya Çelebi 17. yy Beykoz'unu anlatırken bu çeşmeden söz etmez. Eremya Çelebi ise iskelenin yanında yerden fışkıran su ile üzerinde haç işaretleri bulunan Rumca kitabeli eski bir su haznesi gördüğünü kaydeder. Tarif ettiği yer büyük bir olasılıkla bu çeşmenin bulunduğu yerdir. Zamanla harap olan bu ilk çeşme, halkın talebi üzerine, Beykoz yakınındaki Tokat Kasrı'nm yenilenmesi sırasında I. Mahmud (hd 1730-1754) tarafından ihya ettirilmiştir. Padişah, sadrazamı Seyyid Hasan Paşa'ya (ö. 1748) bu konuda emir vermiş, Hasan Paşa ise bu iş i-çin îshak Ağa'yi görevlendirmiştir. Çeşmenin yapımının 1159/1746 sonlarına doğru bitmiş olması gerekir. Nefis bir celi sülüs hatla yazılmış olan tek satırlık kitabesi Edirneli Mehmed Emin Efendi'nin hattıdır, îshak Ağa'dan himaye görmüş olan bu zat, onun yaptırmış olduğu bütün çeşmelerin kitabelerim yazmıştır.
8x6 m'lik dikdörtgen bir sahayı kaplayan bu anıtsal çeşmenin yüksekliği 4 m kadardır. Haznesine toplanan su, 10 tane bronzdan yapılma lüle vasıtasıyla sürekli olarak akmaktadır. Bu on lüleden dolayı bu çeşme "Onçeşmeler" diye anılmaktadır. Lülelerden ortada yer alan iki tanesinin çapı, iki yanında yer alan dörder lüleden daha büyüktür. Lülelerin yer aldığı bu muhteşem cephe oldukça kaliteli, geniş mermer plakalarla kaplanmış, ortadaki iki lüle, dilimli bir kemere sahip o-lan sağır bir niş içine alınmıştır. Su sığ bir tekneye akmakta, buradan mermer zemine oyulmuş "T" şeklindeki dar bir kanalla dışarıya gönderilmektedir. Çeşme bu-
günkü toprak seviyesinden aşağıda kalmış olduğundan, asıl zemine, çeşmenin ön ve yan cephelerini "U" şeklinde saran merdivenler vasıtasıyla inilmektedir.
Ön cephede taşıyıcı eleman olarak ince akantus yapraklarından oluşan dilimli başlıklan olan 8 tane ince sütun kullanılmıştır. Bu sütunlar sivri kemerlerle bağlanmaktadır. Lülelerin bulunduğu kısmın üzerini yayvan bir çapraz tonoz örtmektedir. Bunun önünde geniş ahşap bir saçak yer alır. Çeşme ve haznesi hafif eğimli bir çatı ile örtülmüştür. Haznesi kesme taş ve tuğla ile inşa edilmiş ve zeminine altıgen tuğlalar döşenmiştir.
îshak Ağa Çeşmesi'nin tavan, kemer ve duvarları kalem işleriyle bezelidir. Kemik renginde bir fon üzerine, gayet ince çizgilerle, kırmızı ve yeşilin hâkim olduğu natürel kompozisyonlar yerleştirilmiş, panolar kırmızı renkte dar bordürlerle çerçeve içine alınmıştır. Bunlar çeşmenin orijinal bezemeleri olup, önceleri bunun üzerinde, gördüğü bir onarım sırasında yapılmış olan Batı tarzı ağır bir süsleme bulunuyordu. Mimar Ekrem Hakkı Ayverdi denetiminde, Sular idaresi tarafından yapılan onarım sırasında eski kalem işleri ortaya çıkartılarak, bunlar restore edilmiştir. Gördüğü son tamir 1986'da Beykoz Belediyesi tarafından gerçekleştirilendir. Fakat şu gün için, özellikle kalem işlerinin yeni bir restorasyona ihtiyacı olduğu görülmektedir.
istanbul'da bir eşi bulunmayan ve mimari yapısıyla antik devrin anıtsal çeşmeleri (nimfeum) havasında olan bir çeşmedir.
Bibi. Raif, Mi'rat, 231; Evliya, Seyahatname, I, 463; Tanışık, istanbul Çeşmeleri, II, 349-350; Nirven, istanbul Sulan, 235; A. Oğan, "Beykoz'da îshak Ağa Çeşmesi ve Boğaziçi Eski Su Tesisleri", TTOKBelleteni, S. 158 (1955), s. 8-9; î. H. Konyalı, "Beykoz îshak Ağa Çeşme-i Kebîri", ISTA, V, 2652-2655; R. E. Koçu, "Çeşme-Çeşmeler", İSTA, VII, 3853-3863; Eyi-ce, Boğaziçi, 65; înciciyan, istanbul Tarihi, 126-127; M. O. Bayrak, Türkiye Tarihi Yerler Kılavuzu, ist., 1982, s. 306; Çeçen, Su Tesisleri, 179; Kömürciyan, istanbul Tarihi, 46; Eyi-ce, "Çeşme", DlA, VIII, 280-281; M. Belge, istanbul Gezi Rehberi, ist., 1993, s. 243.
ENİS KARAKAYA
Dostları ilə paylaş: |