İSMAİL EFENDİ (Dellalzade)
(l 797, İstanbul - 1869, istanbul) Besteci, hanende.
Fatih'te Sangüzel'de doğdu. Küçük yaşta musiki yeteneği ve sesinin güzelliğiyle dikkati çekti, ilköğrenimini tamamladıktan sonra uzun bir süre Hammamîzade ismail Dede'nin meşklerine katıldı, onun en yetenekli öğrencilerinden biri olarak sivrildi. Dede Efendi'nin aracılığıyla, 19 yaşında saray fasıl heyetine kabul edildi. 10 yıla yakın bir süre Enderun'da musiki bilgilerini geliştirdi; önce ağa, daha sonra da çavuş unvanlarını alarak saray müezzinleri arasına girdi. 1825'te kişisel bir sorun yüzünden saraydan uzaklaşmak zorunda kaldı. Ertesi yıl Yeniçeri Ocağı'run kaldırılması sırasındaki olaylarda halkı ve başkaldı-ranları padişahtan yana olmaya çağırdığı için Musahib-i Şehriyari unvanıyla yeniden saraya alındı. Enderun müezzinliği, hanendeliği ve Muzıka-i Hümayun'daki meşk hocalığı, Abdülmecid döneminde de (1839-1861) devam etti. Çilingirzade Ahmed Ağa'nın ölümü üzerine, 1862'de saray baş-müezzinliğine getirildi. Ölümünden sonra Yahya Efendi Dergâhı haziresine gömüldü.
Dellalzade klasik Türk musikisinin son büyük bestecilerindendir. Dede Efendi' nin en güçlü izleyicisi sayılır. Eserleri, o-nun ezgi yapısında bulunan birçok özelliği yansıtır. Ancak, ondan aldıklarına, kendi sanatının ürünü olan kişisel deyiş ve
anlatını özelliklerim eklemekten de geri kalmamıştır, izleyicisi olduğu üslubu taklitçiliğe düşmeden işleyip zenginleştirerek sürdüren Dellalzade'nin, ezgilerin a-kışmı dinleyiciyi şaşırtacak biçimde geliştirmesi, alışılmadık makam geçkileri kullanması, musikisinin dikkati çeken bir yanıdır. Özellikle eserlerinin "miyan" bölümlerindeki ezgi buluşlarında ulaştığı özgünlük, besteciliğinin ayırt edici yönlerindedir. Bütün bu özellikleriyle, eserleri klasik üslubun en olgun örnekleri arasındadır.
Çoğu bestecinin eserine yansıyan dini ve mistik etkiler onun musikisinde görülmez. Birkaç ilahi dışında dini eser de bes-telememiştir. Daha çok bir saray musiki-cisiolan Dellalzade'nin özellikle kâr, beste ve semaileri genellikle saray çevresinde, istanbul'un seçkin musiki meclislerinde ve ciddi konserlerde okunmuştur. Şarkıları daha geniş bir dinleyici kesimine ulaşmıştır. "Etmedin bir lahza ihya..." ile "A benim gözüm nuru cilveli yârim" güfteli şehnaz ve yegâh sarkılan, günümüze kadar fasıl musikisi repertuvarının sık o-kunan eserleri arasında yer almıştır. Güftelerini hece vezniyle kendisinin yazdığı "Gönül adlı bülbülüm var" ve "Dedim, ey gönül sultanı" mısralarıyla başlayan mahur ve suzinak şarkıları da geniş bir dinleyici kesimine ulaşmış, sevilen eserlerdir. Bestelediği iki "tavşanca" ile güftesinde Göksu'da, Küçüksu'da ve Çubuklu'daki Boğaz sefalarının anlatıldığı Al yanına bir dil-nüvâz / Gönlünce gez, zevk et bu yaz mısralarıyla başlayan mahur aksak şarkı da istanbul'un eğlence hayatına olan ilgisini yansıtır.
BlbL Hızır llyas Efendi, Letâif-i Enderun, ist., 1859; Ezgi, Türk Musikisi, I; R. Kam, "Dellalzade ismail Efendi", Radyo, S. 59 (1946); inal, Hoş Şada; H. Yenigün, "Dellalzade ismail Efendi", Musiki Mecmuası, S. 148 (1960); H. Can, "Dellalzade Hacı ismail Efendi", ae, S. 223 (1960; E. Üngör, Güfteler Antolojisi, I-II, ist., 1981; N. Özalp, Türk Musikisi Tarihi, I, Ankara, 1986; Özruna, BTMA, I; S. Aksüt, Türk Musikisinin 100Bestekârı, ist., 1992.
BÜLENT AKSOY
Dostları ilə paylaş: |