Ünden bugüN



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə643/877
tarix09.01.2022
ölçüsü8,87 Mb.
#93648
1   ...   639   640   641   642   643   644   645   646   ...   877
KANLI PAZAR

16 Şubat 1969. ABD 6. Filosu'na bağlı gemilerin İstanbul'a gelişini protesto etme yürüyüşüne katılanlara karşı Taksim'de düzenlenen saldırıda ölümle sonuçlanan o-

laylar "Kanlı Pazar" adıyla anılmaktadır. Temmuz 1968'de ABD Deniz Kuvvetleri' ne bağlı Akdeniz Filosu'na (kısaca 6. Filo) ait bazı gemiler İstanbul Limam'na geldiklerinde çıkan olaylar sonucunda İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğrenci Yurdu' nün penceresinden bk polis memuru tarafından atılan Vedat Demircioğlu isimli İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisinin ölümü gerginliğin bir hayli tırmanmasına yol açmış ve bu ölümü, bk dizi olay daha izlemişti (bak. Altıncı Filo'yu protesto olayları).

Aynı filoya ait birtakım başka gemiler İstanbul Limanı'nı, 6 ay sonra, Şubat 1969' da ziyaret ettiler. Gemilerin bu gelişi de gerek İstanbul'da, gerek Ankara'da 10-13 Şubat arasındaki günlerde protesto gösterilerine yol açtı. 7 ay önceki "6. Filo olayla-n"mn izleri sürerken yapılan bu yeni ziyaret, özellikle İstanbul'da gerginliği bk kez daha tırmandırdı. 6. Filo'nun gelişini protesto etme eylemleri 16 Şubat 1969'da yapılacak büyük bk yürüyüş ve mitingle sona erecekti. Hafta içinde yapılan gösterilerin önemli ölçüde öğrenci ağırlıklı olmalarına karşılık, 16 Şubat yürüyüşünü sendika ve diğer bazı meslek kuruluşları da destekledikleri için, gösteriye öğrenci olmayan çok sayıda, her yaştan yurttaş ve pek çok işçi katılmış, ayrıca Kocaeli'den, Sakarya'dan, Bursa'dan gelen işçi gruplarının yanısıra, Ankara'dan da yürüyüş için gruplar gelmişlerdi. O zamanki Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Prof. Sa-dun Aren ve Kocaeli Senatörü Fatma Hikmet İşçen ile aynı partinin diğer bazı milletvekilleri, öğretini üyeleri, yazarlar, sanatçılar, sendikacılar kortejin başında yürümekteydiler. Beyazıt Hürriyet Meydam'n-dan toplanan 50.000'i aşkın bir kitleden oluşan ve Divanyolu, Sultanahmet, Gülha-ne, Sirkeci, Eminönü, Karaköy, Tophane, Kabataş, Dolmabahçe, Gümüşsüyü güzergâhını izleyerek Taksim'e ulaşan yürüyüş kolu, alana girmeye başladıktan kısa bir süre sonra, Taksim Gezisi bölümünde toplanmış bir kalabalık, ellerinde sopalar, bıçaklar olduğu halde, taşlar fırlatarak, savaş alanlarına özgü geleneksel "Allah Allah Allah" nidalarını haykırarak ve "Bağımsız Türkiye" sloganlarına karşı "Müslüman Türkiye" diye bağırarak, Taksim Gezisi tarafından şimdiki The Marmara Ote-li'nin bulunduğu yere doğru, yani kortejin alana girmiş ön kısmındaki insanlara saldırdılar. Olayı izleyen günlerdeki gazete yayınlarına göre, ortada, idari makamlar tarafından göz yumulmuş organize bir saldırı vardı. Kentin bazı semtlerinde iki gün önceki cuma namazlarından başlayarak hazırlıklar yapılmış, oralarda oluşturulan gruplar olay günü Dolmabahçe'de bk araya gelip topluca öğle namazını kılmışlar ve Taşkışla'nın (o zamanki İTÜ İnşaat Fakültesi binası) yanından Taksim Parkı'na ve Gezisi'ne gelmişlerdi. Yetkililer yasal olmayan bütün bu hazırlıklara seykci kalmış, taşlı sopalı kalabalığın Taksim Meyda-nı'nda gezinin merdivenlerinin önünde birikmesine göz yummuşlardı. Kolluk güçleri yürüyüş kolu miting alanına gkince, sö-

zü edilen toplu saldırıya izin verdikleri gibi, o sırada Gümüşsuyu'ndan gelmekte cilan kortejin devamını Ayaspaşa'da geri püskürtmüşler, sonra da yolu kesip alana girmiş olanları tecrit ederek saldırganlarla karşı karşıya bırakmışlardı. Gazetelerde yayımlanan, olaylar sırasında çekilmiş olan ve yere düşmüş birini bıçaklayan çember sakallı bir saldırganı seyreden üniformalı bir polis memurunu gösteren fotoğraf, daha sonra yılın başarılı gazete fotoğraflarından sayılacaktı. Olaylarda birtakım karanlık güçlerin tertibi ve teşviki olduğu genel bir kanıydı. Saldırı eyleminden dolayı yakalanan, gözaltına alınan kişiler saldıranlar değil, yasal yürüyüşe katılanlar ve saldırıya uğrayanlar olmuşlardı.

Kanlı Pazar olayında bk mühendis bıçaklanarak öldürüldü, bir işçi de muhtemelen o zamanki Pamuk Eczanesi'nin yanından Kazancı Yokuşu'na inen dik yokuşta (bugün Osmanlı Sokağı), izdihamda ezilerek yaşamını yitirdi.

Olaylardan sonra muhalefet sert bir dille hükümeti sorumlu tuttu, bazı milletvekili ve senatörler olayların tertip olduğunu söyleyerek meclis soruşturması açılmasını istediler, ayrıca olaylarla ilgili filmlerin televizyonda yayımlanmasını yasaklayan zamanın başbakanı Süleyman Demi-rel'i sansüre başvurmakla suçladılar. Demi-rel ise kamu güvenliği gereği bu yola başvurduğunu söyledi. Bu tartışmalar içinde,

olay kapandı.

İSTANBUL

KANLICA

Boğaziçi'nin Anadolu yakasında aynı adla anılan koyun gerisinde ve kuzeyinde yer alan semt. Bugün Beykoz İlçesi'ne bağlı bk mahalledir. Kuzeyinde Çubuklu, güneyinde Anadoluhisarı, doğusunda Kava-cık mahalleleri vardır.

ü

Antik çağda Kanlıca Koyu çevresine "Friksulimen" dendiğini Bizantionlu Dio-nisios(->) kaydeder. R. Janin(->) de Friksu-limen'in Kanlıca olduğunu yazar. Bizans döneminde Fiale adı verilen yerin Kanlıca Koyu ve çevresi olduğu genel kabul görmekle birlikte, S. Eyice(-0 bunun tam kanıtlanmamış ve tartışmalı bir konu olduğunu belirtk.Janin "Fiale"nin çanak, yalak anlamına geldiğini ve "körfez" olarak da anılan Kanlıca Koyu'nun şekli yüzünden bu a-dın verildiğini yazar. Janin, .Fiale'de Make-donius Manastırı ve bir fakirler yurdu bulunduğunu yazar. Yine Janin "Boradion" bölgesinin de Kanlıca civarında bulunduğu kanısındadır. Bu adın I. İustinianos'un yeğeni Boraides'ten geldiği iddia edilir.



Bizans döneminde Kanlıca'da, Friksuli-men'e hâkim tepelerde adı Il66'da geçen Batalas ve 843'te kurulduğu sanılan Ayios Trias manastırları vardı. Yörenin Bizans dönemi tarihi iyi bilinmemekle birlikte, kimi kalıntılar burada bir Bizans saray veya kilisesi bulunabileceğini düşündürmektedir.

Kanlıca Koyu Osmanlı döneminde, zaman içinde Manoli Körfezi, IV. Murad (1623-1640) ve IV. Mehmed (1648-1687) dönemlerinde şeyhülislamlık yapmış olan Bahaeddin Efendi'ye ihsan edildiği için Bahai Körfezi ya da Çay Körfezi adlarıyla anılır. Körfezin güneyindeki çıkıntı, burna benzediğinden Lembos Burnu, Moltke haritalarında Kıbrıs Muhassılı Burnu (muhtemelen 1830'lardaki sahibinden dolayı), Şeytan Burnu, Küçük Akıntı Burnu adlarıyla anılır.

"Kanlıca" adının nereden geldiği hakkında birkaç söylenti vardır. Fetihten önce bu yöreye Anadolu'dan kağmlarıyla gelip yerleşen ve kağnı yapıp satarak geçinen kimselerden dolayı (ufak araba anlamındaki) "kanglı" denildiği, kelimenin zaman-


Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   639   640   641   642   643   644   645   646   ...   877




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin