Ünden bugüN



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə653/877
tarix09.01.2022
ölçüsü8,87 Mb.
#93648
1   ...   649   650   651   652   653   654   655   656   ...   877
Yapılış Aşamaları

Bu kubbeli binalar ve kiremitle örtülü tonozlu caddeler, 250 yıllık bir zaman dilimi boyunca oluşmuş bir bütünlük halindedir. Çarşının nüvesi, II. Mehmed (Fatih) (hd 1451-1481) tarafından -camiye çevirdiği Ayasofya'ya bir gelir kaynağı olmak ü-zere- yaptırılan yan yana 2 taş bedesten ile kurulmuş, onları zamanla çevreleyen a-çık pazarlar, yine zamanla üstleri kiremitli tonozlu çatılarla örtülerek, bir yollar ve galeriler manzumesi haline gelmiştir.

Anılan binalardan Cevahir Bedesteni adını taşıyanının kapısı üstündeki taştan bir kartal figürü, özellikle Hammer(->) gibi yabancı yazarlarda, binanın Bizans eseri olduğu kanısını uyandırmış, onlardan yayılan bu inanç, Osman Ergin, Celâl Esad Arseven ve M. Z. Pakalın gibi yerli yazarlara geçmiştir. Bir kuştan daha ciddi olan belgeler ise, çarşının ilk çekirdeğini oluşturan iki bedestenin, II. Mehmed'in eseri olduğunu yeter kesinlikle kanıtlamaktadır.

Önce, II. Mehmed'in kurduğu vakfın ana senedinin Arapça nüshasında, "Darü'l Bezzâziyeti Cedîdeti'l-mârifeti" ibaresi, binanın yeni bir yapı olduğunun açık kanıtıdır. II. Mehmed dönemi tarihçisi Tursun Bey, "515 Bezzâzistan ve çarşular ve bazar-gâhlar yaptılar" ifadesini kullanır. Bizanslı Kritovulos, "Sarayın kurbünde haricen surlarla takviye ve tahkim ve dahilen güzel ve şeffaf taşlarla tezyin edilmiş bir çar-şû-i kebîr vücuda getirildi" der. Evliya Çe-lebi'nin yazdığı ise hem kesindir, hem de biraz daha ayrıntılıdır:

"Esnâf-ı Bedestân-ı Atik, İstanbul'un izdiham ve güzide yerinde, Âl-i Osman ha-zîne-i azîmi bir bezzâzistândır ki, güya Kal'a-i Kahkaha'dır. Cemî erbâb-ı seferin, vüzerâ ve ayanın mallan buradadır ki, zemininde nice yüz demir kapılı mahzenleri vardır. Sene 857/1453 tarihinde Ebü'l-feth Sultan Mehmed Gazi' nin binasıdır ki, şeddadî binadır. Cânib-i erbaası taşrasında..."

İki bedesteni, bir Osmanlı (ve II. Mehmed dönemi) eseri olarak görme dikkati, önce Alman sanat tarihçisi Gurlitt'e(-»), sonra Ekrem Hakkı Ayverdi'ye(->) aittir. Ay-verdi ayrıca, daha eski bir yapı olan Edirne Bedesteni ile mimari niteliklerin paralelliğini de ortaya koymuştur. Böylece kesinleşen bilgiler, belki Bizans'ın üstü açık bir pazarının yerine veya daha zayıf ihtimalle kapalı bir çarşısının harabesi üstüne, II. Mehmed'in kendi döneminin üslubunda ve birkaç yıl ara ile 2 adet çarşı binası inşa ettirdiği, ayrıca yine bir dizi yanılgının aksine, bu iki yapının baştan be-

Barttlet'in

deseninden bir

gravürde

19. yy'm


başlarında

Kapalıçarşı.

Pardoe, Bosphorus

Nazım Timuroğlu

fotoğraf arşivi

ri taştan yapılmış olduğudur. Cevahir ve Sandal bedestenleri adlarım taşıyan bu iki ana yapının çevresini daha ilk yıllardan itibaren, sergi ve tezgâh türünden bir ticaret dokusu çevrelemiştir. 15. ve 16. yy'da bunların miktarının, günümüz Kapalıçar-şı'smm üçte biri oranında olduğu, verilen dükkân sayılarından anlaşılmaktadır.

Günümüzde 30,7 hektar yüzölçümüne oturmuş ve 61 sokaktan oluşan çarşı, başlangıcından bu yana geçen 400 küsur yıl boyunca şu bellibaşlı değişimleri geçirmiştir:

1546 yangını, çarşıya epeyce zarar verdi. Bu olayı, bir görgü tanığı olarak Pierre Gilles(-0 ayrıntılı olarak kaydetmiştir. Yangınlar, başlıca risk faktörü halindeydi. Çünkü çarşı kagir olmakla beraber, tahtadan bir evler dünyası ile çevrili bulunuyordu. 1589 kışında bütün şehir alevler içinde yanarken, ateş çarşı içine atlamamışsa da, çevresini küle çevirmişti. 1618 ve 1652 yangınlarından sonra 1660 afeti, tanık yazar Mehmed Halife'nin ifadesi ile "geceleri a-levlerden dolayı nur gibi gündüze, gündüzleri de dumanlardan dolayı geceye çevirirken", bedestenlere de büyük zarar verdi. Bu yazar, o zamana kadar ahşap çatı ve kiremitle kaplı olan üstlerinin, yangından sonra kagir tonozla örtüldüğünü de kaydetmektedir. 1695 ve 1701 yangınları, Eski Bedesten'den çıktı. Lale Devri'ndeki yangından sonra Sadrazam Damat ibrahim Paşa, Sandal Bedesteni'ni büyük ölçüde onarttı. 1750'de Mercan'dan çıkıp çarşı içine de giren yangın, büyük hasara sebep olduğu gibi, tarihte ilk kez yeniçerilerin yağmasına da yol açtı. O zamana kadar her açıdan, güvenliğin bir sembolü sayılan bedestenler, imparatorluğun ilk batış işaretlerinden biri olarak -hem de devlet

güçlerince girişilen- yağma ve çapula uğradılar. 1766 depreminden l yıl sonra Hassa Başmiman Ahmed Ağa eliyle onarım yapıldı. 1791'de Uzun Çarşı Caddesi'nde çıkan yangın, binaların o tarafa bakan han kısımlarını yaktı. 1826 Hocapaşa yangını, çarşı içine de sıçradı. 1894 büyük depremi büyük yıkıma yol açtı. II. Mehmed döneminden bu yana şehir 12 kez büyük ölçüde sallanmışken, o depremlerin çarşının masif bünyesini fazla etkilediği tarihte yazılı değildir. 1894 sarsıntısı ise birçok kubbe ve tonozu yere indirdi. Bu olay hakkında, yakın bir tarih olduğu için, daha fazla bilgi sahibiyiz.

Nafıa Nazırı Mahmud Celaleddin Paşa' nın yönetiminde ve kısım kısım yapılan onarım çalışmaları sırasında, çarşının sınırları daraltıldı; Çadırcılar, Kürkçüler kapıları kaldırıldı, Çadırcılar Caddesi'nin üstü açılarak çarşı dışında bırakıldı. Daha önceleri iç kapı durumunda olan Dua Pazarı, Bat Pazarı (halk dilinde Bitpazarı), Yorgancılar ve Koltukçular kapıları, dışa açılan kapılar durumuna sokuldu, Lütfullan Sokağı yıktırıldı, kapısı örüldü, çarşı içinde kalan Sarnıçlı Han, Paçavracı Hanı, Ali Paşa Hanı tamamen, Yolgeçen Hanı da kısmen çarşının dışında bırakıldı. Beyazıt ile Nuruosmaniye arasını birleştiren anacad-denin (Kalpakçılar) iki ucuna, birer kapı yaptırıldı. Nuruosmaniye Kapısı Türk neo-klasiği stilinde, saçağı stalaktitlerle süslü, sivri kemerli taş bir cepheye sahiptir. Alınlığına da Abdülmecid'den (hd 1839-1861) bu yana yerleşen bir zevkle, silahlı, kitaplı, bayraklı bir Osmanlı arması yerleştirilmiştir. Altında bu onarımı belirleyen kitabesi vardır. Beyazıt Kapısı üstüne ise, II. Ab-dülhamid'in (hd 1876-1909) kendi tuğrası konulmuştur. Altında da bir satır okunur:

"el-kâsibu habîbullah" (Tanrı ticaret yapanı sever).

Yeni duvarlann yapımı sırasında içlerine demir putreller konulması usulü de bu restorasyonda uygulandı. Duvarlara ve tonozlara kalem işi süslemeler yaptırıldı.

2 yıl süren tamirat binayı kurtarmakla beraber, klasik hüviyetini ve dükkân düzenini değiştirmişti. Çarşıdaki ilk yozlaşma ve Batı etkisi ile yapılan ilk değişiklikler bu restorasyonun sonucudur.

1954 yangınından sonraki tamirler 5 yıl sürmüş, son kısmın bitirilme töreni 28 Temmuz 1959'da yapılmış, 10.000.000 TL'ye (o zamanki kurla 3.000.000 dolar) çıkan restorasyonun 6,000.000 TL'sini devlet; 4.000.000 TL'sini belediye karşılamıştı. 1894-1898'de olduğu gibi, restorasyon harcamalarının tutarı, çarşı içinde hepsi ö-zel mülkiyet niteliğinde bulunan dükkânlara, yüzölçümleri oranında bölüştürülmüş ve sahiplerinden, 10-15 yıl kadar bir süre içinde taksitlerle tahsil edilmişti.

1979 başında gazeteler, çarşının onarımı için bir kanunla 15.000.000 TL'lik (yaklaşık 1.000.000 dolar) ödenek verildiğini haber veriyorlardı. Eski restorasyonlardaki harcamaya göre bu yetersiz bir fondu, e-ğer çarşı sakinlerinden kaynak toplamak yoluna gidilseydi, yeterli bir onarım yapılabilecekti.

1960'lı ve 1970'li yıllarda çarşı, istanbul' un geçirdiği büyük ekonomik değişim ve sosyal sarsıntılardan kendi payını aldı: Dükkânlar, italyan butikleri başta olmak üzere Batı çarşılarının özentisi olan zevksiz ve kalitesiz kopyalarla donatıldılar, yabancı isimler takındılar, yollar sade dükkân cephelerine değil, tonozlu kubbeler boyunca yol üstlerine konulan içi ışıklı pleksiglas reklam panolan ile silme dolduruldu. Boy-




Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   649   650   651   652   653   654   655   656   ...   877




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin