Ünden bugüN



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə768/877
tarix09.01.2022
ölçüsü8,87 Mb.
#93648
1   ...   764   765   766   767   768   769   770   771   ...   877
KAVAK SARAYI

Üsküdar'da, bugünkü Harem ve Salacak iskeleleri arasında bulunuyordu. Eski Sa-ray(->) ve Topkapı Sarayı'ndan(->) sonra istanbul'daki üçüncü büyük hanedan sarayı idi. Üsküdar Sarayı olarak da tanınan bu saray kompleksi 16. yy'da inşa edilmiş ve 18. yy'ın sonlannda Nizam-ı Cedid kışlalarının yapımı sırasında ortadan kalkmıştır. Sarayla ilgili bilgi kaynakları olarak bir dizi münferit arşiv belgesi, Osmanlı tarihlerinde bazı kayıtlar, kısa seyyah notları ve



Kavafyan Konağı

Banu Kutun/ Obscura, 1994

birkaç tasvir bulunuyorsa da bunları değerlendirecek sağlıklı araştırma henüz yapılmamıştır. Sarayın adı, yeri, ilk banisi ve kaynaklarda adı geçen Üsküdar Sarayı ile aynı yapı olup olmadığı uzun süre tartışma konusu olmuştur. Tarihi kaynaklar değerlendirilmeden bu konularda kesin bir tanımlama yapılamayacağından görsel ve yazılı tasvirlerinden kalkarak saray hakkında bilinenleri şöylece özetleyebiliriz.

Kavak Sarayı'nm ilk yapılarının L Süleyman (Kanuni) döneminin (1520-1566) erken yıllarında inşa edilmiş olduğu düşünülmektedir. Mimar Sinan'ın burada II. Selim (hd 1566-1574) ve III. Murad (hd 1574-1595) için birer köşk ve üç hamam yaptığı, L Ahmed döneminde de (1603-1617) Kavak Sarayı'nda bir mescit inşa e-dildiğine dair bilgiler bulunmaktadır. Kavak Sarayı IV. Murad döneminde (1623-1640) gerçekleştirilen onarım ve eklemelerle padişahların daha uzun süre burada kalmalarına imkân vermeye başlamıştı. Bu devirde Topkapı Sarayı'nda olduğu gibi burada da bir revan köşkü yapılması, ahırlar inşası ve burada sürekli nöbetçi o-larak kalan teberdaran dairelerinin onarımı 17. yy'da sarayın önemsendiğine ve sık kullanıldığına işaret etmektedir.

1704'te III. Ahmed (hd 1703-1730) tarafından yaptırılan onarımlar öncesinde hazırlanan bir keşif defterinden burada Mehmed Paşa Kasrı, deryaya nazır ve de-

niz kenarında bulunan münhedim kasırlar, haremde hasoda, büyük şadırvanlı, dehliz-li ve direkhaneli bir divanhane, camekânlı bir hamam, Revan Köşkü, bir bülbül kasrı, Sultan Ahmed Odası, valide sultana a-it bir kış odası ve kaşili bir oda, dehlizli bir soba odası, denize karşı çinili bir şahnişin odası ve efendilere, horendelere ve darüssaade ağasına ait çeşitli odalar ile, kafesli bir köşk ve yakınında bir havuz, bahçe kenarında da bir hasoda bulunduğu anlaşılmaktadır. Adı geçen mahallerden mekân organizasyonu tam olarak anlaşılamasa da Kavak Sarayı'nm tam teşkilatlı bir Osmanlı sarayı olduğu görülmektedir. 1732'de Kavak Sarayı bahçesinde düzenlenen bir arz merasimi, buranın istanbul sarayları içinde ne ölçekte kullanılmış olduğuna dair son bir ipucu olmaktadır. 18. yy boyunca sarayın çeşitli bölümlerinde onarımlar sürdürülmüşse de, bu dönemde saray genel olarak ihmal e-dilmiş, bazı köşkler tamamen bakımsız bırakılmıştı. 18. yy'da Osmanlı padişahları, hanedan ve devlet ricali Boğaziçi'nin Rumeli sahiline ilgi göstermiş, burada hızla yeni sahilsaraylar, köşkler ve biniş kasırları inşa edilirken Anadolu sahilindeki has-bahçeler ve köşkler bir ölçüde terk edilmişti.

III. Selim (hd 1789-1807) burada bir bostancı kışlasının inşasına izin vermiş; 1794 sonrasında saray yıkılarak bazı mermer parçalar kısmen Topkapı Sarayı'na nakledilmiş, bir kısmı da Selimiye Kışlası'mn inşasında kullanılmıştı. 1803 tarihli bir belgeye göre kısa sürede Kavak Sarayı arazisinin büyük bir kısmını askeri yapılar işgal etmişti. Bu yapılar arasında hamamlar, hastane ve subay konakları da bulunuyordu. III. Selim'in tahtan indirilmesinden sonra bu kışla yıkılmış, yerine 1825-1828'de bugünkü Selimiye Kışlası ile çevre binaları inşa edilmişti.

Kavak Sarayı'nı gösteren en önemli görsel kaynaklardan bir tanesi l680'de yayımlanmış olan G.-J. Grelot'nun(->) Rela-tion nouvette d'un voyage â Constantinop-le adlı eserindeki iki gravürdür. Burada saray Üsküdar Sarayı olarak isimlendirilmiştir. 1753 tarihli Üsküdar suyolları haritasında ise Kavak Sarayı resmedilmiştir. Grelot' nün "La ville et le port de Constantinople" adlı gravüründe görülen saray ile bu suyolu haritasındaki tasvir arasındaki benzerlik dikkat çekicidir. Ancak gene Grelot'nun "Veue du grand serrail de Constantinople" adlı gravüründe görülen Üsküdar Sarayı ile hiçbir benzerlik kurmak mümkün olamamaktadır. Fransa Elçisi Choiseul-Gouf-fier'in(->) hazırlattığı Voyage pittoresque de la Grece adlı, 1782-1822'de yayımlanmış albümde yer alan bir gravür ile gene Fransa Elçisi Aubert-Dubayet maiyetinde çalışan mimar Jean-Baptist Lepere'nin 1796-1798 arasında yapmış olduğu kurşunkalem çalışmaları, saray yapısının anlaşılmasında yardımcı olmaktadır. Diğer Osmanlı sarayları gibi birbirinden bağımsız bir dizi tek ya da iki katlı yapının bir araya gelmesinden oluşan sarayın özellikle sahildeki bölümü, görsel kaynaklar aracılığıyla


Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   764   765   766   767   768   769   770   771   ...   877




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin