Üst Akıl İngiliz Derin Devletinin İçyüzü Cilt


Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlara bir öğüttür. (Hud Suresi, 114)



Yüklə 2,09 Mb.
səhifə90/215
tarix09.01.2022
ölçüsü2,09 Mb.
#94361
1   ...   86   87   88   89   90   91   92   93   ...   215
...Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlara bir öğüttür. (Hud Suresi, 114)

BÖLÜM IV
Düşünce Kuruluşları Üzerinden
Dünya Düzeni


İngiliz Derin Devleti Himayesindeki
Düşünce Kuruluşları

Günümüz dünyasında "düşünce kuruluşları" diye bir kavram doğmuştur. Bu kavram, siyasi veya hukuki anlamda hükümetlere bağımlı olmayan, fakat hükümetleri yönlendirecek fikirler üreten kurumlar için kullanılır. Söz konusu kuruluşlar arasında gerçekten hükümetlere faydalı fikirler üretmek adına çaba gösteren samimi yapılanmalar olsa da, dünya çapında hükümetlerden daha fazla söz sahibi haline gelmiş olan bir kısım düşünce kuruluşlarına dikkat vermek gerekmektedir.

Çünkü İngiliz derin devleti, sinsi politikalarını temelde söz konusu düşünce kuruluşlarını kullanarak yaygınlaştırmakta, dünya siyasetini, çeşitli yollarla bu kuruluşlar üzerinden yönlendirmektedir. Bugün, iktidardaki liderlerden, potansiyel lider adaylarına kadar birçok siyasetçi, mutlaka söz konusu kurumlardaki gizli toplantılara katılıp, kendilerini ispat etmek zorundadırlar. Bu, İngiliz derin devletinin, söz konusu siyasetçilerin kendi tarafında olup olmadığını tespit etme stratejisidir. Kendi tarafında olmayan siyasetçiler de, bu kurumların kapalı kapıları ardında ikna edilmektedir.

Söz konusu düşünce kuruluşlarında görev alan ve İngiliz derin devletinin sinsi stratejilerinden habersiz olan gerçek vatanseverler kuşkusuz vardır. Burada kesinlikle hedef kitlemiz bu kişiler ve dürüstçe görev yapan kurumlar değildir. Ayrıca söz konusu düşünce kuruluşlarının bazı konularda faydalı görüşleri de bulunmaktadır. Meşru, makul ve din ve inanç ittifakını destekleyen bu tip görüşler her zaman tarafımızdan destek görmektedir ve görecektir. Burada dikkat çekmek istediğimiz konu, İngiliz derin devletinin sinsi planlarını bir kısım düşünce kuruluşları yoluyla uygulamaya koymak isteyen derin devlet elemanları ve derin devletin etkisinde kalmış kişilerdir. Söz konusu kurumların İngiliz derin devleti etkisinde kalarak gerçekleştirdiği uygulamaların deşifre edilmesi önemlidir. Çünkü bir kısım düşünce kuruluşlarında gerçekleşen onların deyimiyle "verimli görüşmeler", aslında bir kısım ülkeler hakkında alınan derin kararlardır.

İngiliz dış politikasının, düşünce kuruluşu Chatham House'da şekillendiği artık bir sır değildir. Detayları pek bilinmeyen bir diğer önemli gerçek ise, Chatham House'da sadece İngiliz dış politikasının değil, neredeyse tüm ülkelerin dış ve iç politikalarının şekillendirildiğidir. ABD'li siyasetçiler karar verirken, adı kısaca CFR olarak da anılan Council on Foreign Relations'a, Washington Institute'a ya da Brookings Instute'a bakarlar. NATO'nun askeri planları Atlantic Council'in elinden çıkar. CIA'in arkasında "gölge CIA"ler olarak da bilinen RAND Corporation veya Stratfor gibi düşünce kuruluşları vardır. Heritage Foundation, yeni muhafazakarların (neo-con) yönetimlerin hareket alanlarını belirler. Demokrat başkanların dış politikaları, Center for American Progress tarafından belirlenir. Bunların tümü çeşitli düşünce kuruluşlarıdır. Anayasal yetkisi olmayan ve kimseye hesap verme yükümlülüğü bulunmayan söz konusu kurumlar, hükümetler üstü bir güç odağı haline gelmiştir.

Bu düşünce kuruluşları, kağıt üzerinde fikir üretmek gayesiyle bir araya gelmiş, tarafsız ve kar amacı gütmeyen fikir kurumları olarak nitelendirilirler. Oysa gerçekte, bunların bir kısmının altyapısı İngiliz derin devleti tarafından şekillendirilmiştir. Burada on binlerce akademisyen, yazar, asker ve siyasetçi –bilerek veya bilmeyerek– İngiliz derin devletine hizmet ederler. Bu, birbirine bağlı hiyerarşik bir sistemdir. En tepede şekillenen planlar, düşünce kuruluşları tarafından dillendirilir. Kamuoyuna anlatılır. Düşünce kuruluşları, bir kısım ana akım medyayla da bağlantılı olduklarından kamuoyu oluşturmakta en kullanışlı araçlardır.

Fikirler veya planlar düşünce kuruluşlarına empoze edilir. Örneğin hiçbir insani, vicdani ve sosyal altyapısı olmayan "medeniyetler çatışması" fikri, Hristiyanlar ve Müslümanlar, Müslümanlarla Müslümanlar ve kardeşçe yaşayan etnik gruplar arasında gitgide korkunçlaşan bir savaşın alt yapısını oluşturmuştur. Bu tezi ortaya atan, söz konusu sahte savaştan menfaat bekleyen İngiliz derin devletidir. Düşünce kuruluşlarının etkisi burada devreye girecektir; fikir beyan edilecek ve söz konusu kuruluşlar tarafından bu fikre alabildiğine destek gelecektir. Söz konusu düşünce kuruluşları altyapıyı etkili kullandıklarından, herhangi bir mantıksız tez, propagandayla topluma dayatılarak kabul görmeye başlamaktadır. Gazeteler, televizyonlar, sosyal medya, ön plana çıkarılan popüler isimler ve her şekilde kullanılabilen kitle psikolojisi bu konuda etkili şekilde devrededir. Bu, tıpkı I. ve II. Dünya Savaşları'nda gördüğümüz gibi bir "propaganda" savaşıdır. Çeşitli düşünce kuruluşlarında şekillendirilen bu propaganda yöntemleri, Ortadoğu işgallerinin, çeşitli katliamların, terör eylemleriyle oluşturulan korku ve kargaşanın alt yapısını oluşturmuş olur. Bu öylesine alışılmış hale getirilir ki, on binlerce kilometre ötedeki pahalı bir savaşı kimse sorgulamaya dahi gerek duymaz.

Burada üzerinde durduğumuz düşünce kuruluşlarının hiçbiri, kendinden fikir üretiyor değildir. Onlar, İngiliz derin devletinin etkisindeki diğer tüm kurumlar, hükümetler ve istihbarat birimleri gibi, önlerine konulan bilgi ve uygulamaları tasdik müesseseleridir. Yönlendirilecek bir siyasetçi, uygulanacak bir dış politika veya desteklenecek bir terör örgütü, daima İngiliz derin devleti tarafından bu kurumlara servis edilir. Bu düşünce kuruluşlarının edindiği gizli istihbarat, İngiliz derin devleti kaynaklıdır. Bu düşünce kuruluşlarının bu istihbarata dayanarak izleyecekleri politika da, yine, İngiliz derin devleti kaynaklıdır. Sonuç olarak bu kurumlar, İngiliz derin devletinden gelen direktiflere itiraz edecek bir güce ve yetkiye sahip değildirler. Her biri mecburi şekilde İngiliz derin devletinin himayesinde hareket etmektedir.

Yazar Banu Avar, bu kurumları şöyle tarif etmektedir:

Batılı düşünce kuruluşlarını, bilimsel analizler yapan ünlü uzmanları, çatısı altında birleştirmiş tarafsız/bağımsız kuruluşlar sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. Hayli taraflı ve hayli bağımlıdırlar. Onlar karma savaşların en önde gelen aktörlerinden biri. Uluslararası Kriz Grubu, Brüksel, Londra, New York ve Washington merkezli bir "düşünce" kuruluşu. Mali destekçilerini kendi sitelerinde, "hükümetler, vakıflar, kişi ve şirketler" olarak bildiriyorlar. Oysa aynı sitede kendilerini, hükümetler dışı örgüt olarak tanımlıyorlar. Paralarını hükümetler veriyor ama hükümetlerden bağımsızlar!338

Bütün bunlardan anlaşılabileceği gibi akış, "İngiliz derin devletinden düşünce kuruluşlarına, onlardan da hükümetlere" şeklinde olmaktadır. Düşünce kuruluşu ve hükümetlerin, İngiliz derin devletinin taleplerini uygulamama gibi bir seçeneği yoktur. Tarihten bir örnek vermek gerekirse I. Dünya Savaşı'nı sonlandıran dört büyük anlaşma metni –Versailles, Sevr, Trianon ve Saint Germain– 1919 Paris Konferansı'nda toplanan delegeler tarafından hazırlanmıştır. Bu delegeler daha sonra İngiltere'de Chatham House'u ve Amerika'da CFR'ı kuracaklardır.

Söz konusu düşünce kuruluşları, temelinde İngiliz derin devletine hizmet eden çeşitli isimler barındırmak mecburiyetindedirler. Bu kişiler, olayları, kişileri ve ülkeleri istedikleri gibi yönlendirirken, bunu farklı eller kanalıyla gerçekleştirmek isterler. Düşünce kuruluşlarının birçoğunda genç, hırslı, fakat tecrübesiz "analistlere" geniş imkanlar verilmesinin temel sebebi budur. Bu analistler, önlerine hazır olarak konulan fikirleri dile getirmekle yükümlüdürler. Kendilerine sunulan küçük menfaatlere aldanmaya çoktan hazırdırlar. İşte bu nedenle İngiliz derin devleti tarafından rahatlıkla kullanılan birer propaganda aracı olurlar. Bu kişiler için CFR üyesi olmak veya bir CFR üyesini tanımak, Chatham House'de birkaç cümlelik de olsa konuşma yapmak, sosyal medyada söz konusu düşünce kuruluşlarının temsilcileri tarafından ön plana çıkarılmak olağanüstü bir prestij meselesidir. Bu kişiler toplantılar yoluyla, medya desteği ile tanıtılır, düşünce kuruluşunun kadroları olarak lanse edilirler. Özellikle farklı milletlere mensupsalar, o ülkenin İngiliz derin devletinin menfaatlerine uymayan politikalarının eleştirilmesi konusunda birinci dereceden görevli olurlar. Hazır fikri kullanan hazır asker konumundadırlar. Böylelikle İngiliz derin devletinin himayesindeki söz konusu düşünce kuruluşları, hem siyasetçilere ve hükümetlere doğrudan etkileri, hem de devşirdiği isimleri istihbarat ve propaganda amaçlı kullanmaları bakımından etki gücüne sahip olurlar.

Buna verilecek en önemli örnek kuşkusuz Türkiye'de gerçekleşen 15 Temmuz darbe girişiminin, iki düşünce kuruluşunun temsilcileri –PKK ve FETÖ ile iyi ilişkileri ile bilinen– Eric S. Edelman, Morton Abramowitz, Henri J. Barkey ve Ed Husain tarafından, 2014 yılında Bipartisan Policy Center isimli bir düşünce kuruluşu için hazırlanan raporda detaylı anlatılmış olmasıdır.

Daha sonra detaylı olarak tanıtacağımız Ed Husain, özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sırasında ve sonrasında abartılı şekilde Türkiye yanlısı bir görünüm vermeye çalışarak bu aleni durumu örtbas etme çabasına girişmiştir. Oysa 2014 tarihli rapor, Türkiye'de 2016 yılı yaz ayında gerçekleşecek ve İngiliz derin devleti tarafından "başarılı olacağı umulan" bu hain darbe girişiminin detaylarını kapsamlı şekilde anlatmaktadır. 15 Temmuz darbe girişiminin, bir "üst aklın" girişimi olduğu, daha olayların başladığı andan itibaren herkes tarafından dile getirilmiş bir gerçektir. Pek bilinmeyen gerçek ise, bu üst aklın İngiliz derin devleti olduğu ve pratikte, düşünce kuruluşlarından bazı isimleri kullandığıdır.


Yüklə 2,09 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   86   87   88   89   90   91   92   93   ...   215




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin