Uyuşmazlik mahkemesi kararlari



Yüklə 5,59 Mb.
səhifə65/148
tarix07.04.2018
ölçüsü5,59 Mb.
#47478
1   ...   61   62   63   64   65   66   67   68   ...   148

K A R A R

Davacı : Ümit Şarküteri Gıda Mad. Tur. Taş. İnş. Malz. Müh. Akar. Hub. Bak. Zir. Hayv. Tar.

Kağ. Metal ve Plas. Amb. Tıbbi Malz. Day. Tük. Mal. Taah. Oto. Tem. ve İth. Mad.

İmal. Haz. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.

Vekilleri : Av. E. I., Av. M. H.

Davalı : Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı

Vekili : Av. M. Ö.

O L A Y : Davacı vekili, müvekkili şirketin, ZARA markasını bal ve çeşitli emtia için kullanılmak üzere 11/5/1999 tarihinde 99 005548 tescil numarası ile 10 yıl süre ile Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı'na tescil ettirmiş bulunduğunu, müvekkilinin ZARA markası ile üretim ve ticaret yapma hakkına sahip olan tek şirket olduğunu; Zara Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği’nin 27.06.2003 tarihinde ZARA BALI ibareli coğrafi işaret tescil başvurusunda bulunduğunu; Müvekkilinin, 03.05.2004 tarihli itiraz dilekçesi ile Enstitü kayıtlarında C2003/019 kod numarası ile işlem görmekte olan ve 9.12.2003 tarihli Resmi Gazete'de ilan edilen ZARA BALI ibareli coğrafi işaret tescil başvurusuna itiraz ettiğini, Türk Patent Enstitüsü Markalar Daire Başkanlığı’nın 23.05.2005 tarih ve B.l 4.1.TPE.0.06.01./C2003/019/296 sayılı kararı ile itirazı reddettiğini; [Başkanlığımızca sorulması üzerine, Türk Patent Enstitüsü kararının iptaline ilişkin açılan davanın, Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2006/105 Esas sayılı dosyasında görüldüğü, Mahkemenin davanın kabulüne ve kararın iptaline yönelik verdiği 13.3.2008 günlü ve K:2008/62 sayılı kararının temyiz edildiği ve 16.6.2008 tarihi itibariyle kesinleşmediği bildirilmiştir.] Zara Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği'nin 27.06.2003 günlü C 2003/019 kod numarası verilen bal ürünü için davalı TPE' ne yaptığı Zara Balı ibareli Coğrafi İşaret tescil başvurusuna, Resmî Gazetede ilânı üzerine "esaslı ve tüm özelliklerini Zara ilçesindeki şartlardan alan bir bal emtiası bulunmadığı, kaldı ki zara ibareli bal emtiasını da içeren markası bulunduğundan başvurunun reddi" amacıyla gerçekleştirdiği itirazlarının, Markalar Dairesi tarafından hukuka aykırı biçimde kasıtlı olarak, işleme yapılan müdahale ile halk deyimi ile torpil ve adam kayırmacılık mantığı ile reddedildiğini gözleyip değerlendirdiklerini, anılan karara karşı 5000 sayılı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun’un 10. maddesi uyarınca gerçekleştirdikleri taleplerinin, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından incelenmesi istemini içeren aynı mahiyetteki itirazlarının ise incelenmeksizin ve süreç de tamamlanmadan anılan Coğrafi İşaret tescil başvurusunun kesinleştirilerek tescil belgesinin başvurucuya verildiğini, rakiplerinin TPE ile iş birliğine girerek bu yönde karar verilmesini sağladıklarını, bu işlemle şirketin telafisi imkansız zararlara uğradığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin talep, dava ve faiz hakları saklı tutulmak kaydıyla 400.000.- YTL manevî ve 400.000.- YTL maddî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle, adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ; 29.6.2006 gün ve E:2006/362, K:2006/421 sayı ile, dava dilekçesinin özeti yapıldıktan sonra; işlem evrakı ile marka tescil belgelerinin getirtildiği, davacının 11.05.1999/5548 sayılı Zara ibareli bal emtiasını içeren markanın sahibi olduğu, Zara Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği'nin 27.06.2003 günlü C 2003/019 kod numarası verilen bal ürünü için davalı TPE' ne yaptığı Zara Balı ibareli Coğrafi İşaret tescil başvurusuna, Resmî Gazetede ilânı üzerine davacının itirazda bulunduğu itirazın “coğrafi işaret tescil başvurularını yürüten” markalar dairesi tarafından reddedildiği, sürecin bu aşamada tamamlandığı kanısına varılarak tescil başvuru sürecinin tamamlandığı ve tescil belgesinin başvurucuya gönderildiği, davacının ikinci kez gerçekleştirdiği ve itirazlarının 5000 sayılı Kanun' un 10. maddesi uyarınca TPE Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından incelenmesi istemleri hususunda bir karar tesis olunmadığı beyan, tevsik ve müşahede olunduğu; Davacının, anılan başvuru sürecindeki kararların kasıtlı olarak, işleme yapılan müdahale ile halk deyimi ile torpil ve adam kayırmacılık mantığı ile hukuka aykırı olarak reddedildiğini gözleyip değerlendirdiklerini, rakiplerinin TPE ile iş birliğine girerek bu yönde karar verilmesini sağladıklarını iddia ederek maddî ve manevî tazminat talep etmekte olduğu; 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 30. maddesinde, Enstitünün bu KHK hükümlerine göre aldığı bütün kararlara karşı açılacak davalarla Enstitünün kararlarından zarar gören üçüncü kişilerin Enstitü aleyhine açacakları davalarda görevli ve yetkili mahkemenin Ankara İhtisas Mahkemeleri olduğunun belirtildiği; anılan hükümde bulunan "Enstitünün bu KHK hükümlerine göre aldığı bütün kararlara karşı açılacak davalar" cümlesinden anlaşılması gerekenin, bir coğrafî işaret tescil başvurusu ile ilgili olarak;


  • başvurunun reddi,

  • başvurunun reddi kararına (yine başvurucunun yaptığı) itirazın reddi,

- başvurunun ilânı üzerine üçüncü kişilerin başvurunun reddi amacıyla gerçekleştirdikleri itirazlarının reddi,

- başvurunun ilânı üzerine üçüncü kişilerin itirazlarının kabulü (ve başvurunun reddi kararı üzerine anılan kararın ortadan kaldırılması için) başvurucunun itirazın kabulüne dair kararın kaldırılması amacıyla gerçekleştirdiği itirazın reddi, gibi kararların iptali için açılan davalar olduğunun müşahede olunduğu, dolayısıyla ancak bu tür davaların Ankara ihtisas Mahkemeleri'nin görevi içerisinde bulunduğunun kabulünün zorunluluk taşıdığı, Davacının açmış olduğu iş bu davanın yukarıdaki hükmün kapsamına girmediğinin açık olduğu, çünkü hiçbir kararın iptalini istemediği; işlem evrakı ile dava ve cevap dilekçelerinin kapsamından da anlaşıldığı üzere davacının, zaten C 2003/019 kod numarası verilen bal ürünü için dava dışı Zara Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği'nin Coğrafi İşaret tescil başvurusunun tesciline dair kararının iptali için mahkemelerinin 2005/686 esas sayılı dosyası ile yargılaması TPE'ne karşı sürdürülen davayı açmış olduğu; yukarıda belirtilen KHK'nin 30. maddesinde yer alan "Enstitünün kararlarından zarar gören üçüncü kişilerin Enstitü aleyhine açacakları davalar" cümlesinde bulunan zarar ibaresiyle kastedilenin ise;



  • davacının iş bu yargılamada dayandığı gibi kasıtlı olarak, işleme yapılan müdahaleyle halk deyimi ile torpil ve adam kayırmacılık mantığı ile karar alınması gibi vakıalar nedeniyle doğan maddî ve manevî zararlar değil,

  • böyle bir coğrafi işaret tescil başvurusu nedeniyle herhangi bir sınaî hakkı (iltibas ve benzeri sebeplerle) etkilenecek veya tescilli bir hakkı bulunmasa bile daha önceden anılan işaretle ürün imâli ve ticaretinde bulunurken, bu tescilin yapılması ile artık anılan başvuru konusu işareti ticaret alanında başvuru konusu ürünler için kullanamamak tehlikesinde yahut durumunda kalacakların uğradıkları (itiraz ve dava açabilmenin ön şartı durumundaki) hukukî yarar anlamında zararlar olduğunun, müşahede olunduğu; dolayısıyla anılan hükmün ifade olunan bu son cümlesindeki anlatımdan yola çıkılarak, Enstitü'nün davacının dayandığı kasıt, torpil ve adam kayırmacılık gibi vakıalarla bir karar alınmasından doğan zararların tazminine dayalı davaların da Ankara İhtisas Mahkemelerinde görüleceği sonucuna varılmasının imkansız olduğu; davacının dava dışı Zara Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği'nin coğrafi işaret tescil başvurusuna, Zara ibareli markasına (ve diğer hukukî sebeplere dayanarak) yaptığı itirazın reddi kararının kasıt, torpil ve adam kayırmacılık gibi eylemlerle alındığı ve hukukî olarak hizmet kusuru biçiminde vasıflandırılabilecek vakıalara dayalı olarak bundan doğan zararların tazminine dayalı iş bu davanın, bir tam yargı davası olduğunun anlaşıldığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu'nun 2/b maddesi uyarınca idarî eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarına bakma görevinin idari yargı kolunun yetki alanı içerisinde bulunduğu gerekçesiyle, idari yargı kolundaki idare mahkemelerinin görevinde bulunan iş bu dava için görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar vermiş; davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 23.10.2007 tarih, 2006/10319 esas, 2007/13245 sayılı kararı ile bu karar onanmış, onama kararı taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca süresi içinde tashihi karar talep edilmediğinden Mahkeme kararı kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, davalı idarenin hizmet kusurundan doğan 500.000.00 YTL maddi ve 300.000.00 YTL manevi olmak üzere toplam 800.000.00 YTL tazminata hükmedilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 15. İDARE MAHKEMESİ; 22.2.2008 gün ve E: 2008/90 sayı ile, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi'nin Kuruluş ve işleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi hükmüne yer verdikten sonra;555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 30.maddesinde; "Bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen davalarda, görevli mahkeme ihtisas mahkemeleridir. Bu mahkemeler tek hakimli olarak görev yaparlar. Asliye hukuk ve asliye ceza mahkemelerinden hangilerinin ihtisas mahkemesi olarak görevlendirileceği ve bu mahkemelerin yargı çevresini, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu belirler. Enstitünün bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre aldığı bütün kararlara karşı açılacak davalarda ve Enstitünün kararlarından zarar gören üçüncü kişilerin Enstitü aleyhine açacakları davalarda görevli ve yetkili mahkeme, bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen mahkemelerden Ankara ihtisas mahkemeleridir." kuralına yer verilmiş olduğu; dava dosyasının incelenmesinden, "Zara" ibareli bal emtiasını içeren markanın sahibi olan davacı şirket tarafından, Zara Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği'nin 27.06.2003 günlü C 2003/019 kod numarası verilen bal ürünü için Türk Patent Enstitüsü'ne yaptığı "Zara Balı" ibareli coğrafi işaret tescil başvurusunun kabul edilerek Resmi Gazete'de ilan edilmesi üzerine, Zara ibareli bal emtiasını içeren markası bulunduğundan bahisle başvurunun reddi istemiyle yapılan itirazın Türk Patent Enstitüsü tarafından hukuka aykırı biçimde kasıtlı olarak, işleme yapılan müdahale, torpil ve adam kayırmacılık mantığı ile reddedildiği ve bu karara karşı yapılan itirazın Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından incelenmediği ileri sürülerek anılan coğrafi işaret tescil başvurusunun kesinleştirilerek tescil belgesinin başvurucuya verilmesi nedeniyle 400.000,00 YTL maddi ve 400.000,00 YTL manevi tazminatın tahsili amacıyla Türk Patent Enstitüsü'ne karşı Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'ne açılan davada, anılan Mahkeme'nin E.2006/362, K:2006/421 sayılı kararıyla, davanın görev yönünden reddine karar verildiği, bu kararın Yargıtay 11.Hukuk Dairesi tarafından 23.10.2007 tarihinde onanması üzerine Mahkemeleri nezdinde bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı; bu durumda, 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 30.maddesi hükmünün değerlendirilmesinden, Enstitünün kararlarından zarar gören üçüncü kişilerin Enstitü aleyhine açacakları davalarda görevli ve yetkili mahkemenin Ankara ihtisas mahkemeleri olduğu, açılan davaların nedenleri ile bağlı kalınarak adli yargı yerleri ile idari yargı yerleri arasında bir görev ayrımına gidilmediği, torpil ve adam kayırmacılık mantığı ile karar alınması durumu söz konusu olsa dahi davacı şirketin sınai bir hakkının ihlal edilmesi sonucunun ortaya çıkacağı anlaşılmakla davalı idarenin "Zara balı" ibareli coğrafi işaret tescil başvurusunu kabul etmesi nedeniyle davacı şirketin zarara uğradığından bahisle açılan davada, Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu, Mahkemelerinin görevli bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçisiyle; Mahkemelerinin görevsizliğine, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine, karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Turan KARAKAYA, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 07.12.2009 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı şirketin bal ve çeşitli emtia için kullanılmak üzere 11/5/1999 tarihinde 99 005548 tescil numarası ile tescil ettirmiş olduğu "Zara" ticari markasının, davalı idarece haksız ve hukuka aykırı davranılarak Zara Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği adına coğrafi işaret olarak tescil edilmesi nedeniyle zarara uğranıldığından bahisle toplam 800.000,00 YTL maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

06/11/2003 tarih ve 5000 sayılı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un “Yeniden İnceleme Ve Değerlendirme Kurulu” başlıklı 10.maddesinde, “Sınai mülkiyet haklarının tescil işlemleri ile ilgili Enstitünün almış olduğu kararlara karşı başvuru sahipleri veya üçüncü kişiler tarafından yapılacak itirazların incelenmesi ve değerlendirilmesi işlemleri Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunca yürütülür.

Yeniden incelenmesi ve değerlendirilmesi talep edilen konuda kararlar, Enstitü Başkanı veya görevlendireceği Başkan Yardımcılarından biri başkanlığında, Başkanın Enstitü içinden seçeceği, yeniden incelenip değerlendirme yapılacak konuda uzman olan ve itiraz ile ilgili olarak alınmış olan kararlarda görevli bulunmayan en az iki uzman üyeden oluşan Kurul tarafından alınır.

Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararları Enstitünün nihai kararıdır. Bu kararlara karşı ilgili mahkemede dava açılabilir.

Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun çalışma esasları ve işleyişi Enstitü tarafından hazırlanıp Bakanlığın onayı ile çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” hükmü yer almış; 24/06/1995 tarih ve 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 1. maddesinde, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin, doğal ürünler, tarım, maden ve el sanatları ürünleri ile sanayi ürünlerinden bu Kanun Hükmünde Kararnamede yer alan tanımlara ve koşullara uygun her türlü ürünün coğrafi işaretlerle korunmasına ilişkin kuralları ve şartları kapsadığı belirtilmiş; “Tanımlar” başlıklı 3.maddesinde, “ Bu Kanun Hükmünde Kararname anlamında coğrafi işaret, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri itibariyle kökenin bulunduğu bir yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş bir ürünü gösteren işaretlerdir.

Bu Kanun Hükmünde Kararname anlamında coğrafi işaretler, menşe adı ve mahreç işareti olarak ikiye ayrılmıştır.

Bir ürünün menşei olan yöre, alan veya bölge adı, aşağıdaki şartların birlikte karşılanması durumunda "menşe adını" belirtir:

a) Coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, alan, bölge veya çok özel durumlarda ülkeden kaynaklanan bir ürün olması;

b) Tüm veya esas nitelik veya özellikleri bu yöre, alan veya bölgeye özgü doğa ve beşeri unsurlardan kaynaklanan bir ürün olması;

c) Üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerinin tümüyle bu yöre, alan veya bölge sınırları içinde yapılan bir ürün olması.

Üçüncü fıkrada belirtilen koşulları karşılayan ve belirli bir yöre, alan veya bölgeden kaynaklanan bir ürünü belirtmek için geleneksel olarak kullanılan güncel dilde yerleşmiş coğrafi veya coğrafi olmayan adlar da menşe adları olarak kullanılabilir.

Bir ürünün menşei olan yöre, alan veya bölge adı, aşağıdaki şartların karşılanması durumunda "mahreç işareti" göstergesini belirtir:

a) Coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, alan veya bölgeden kaynaklanan bir ürün olması;

b) Belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri itibariyle bu yöre, alan veya bölge ile özdeşleşmiş bir ürün olması;

c) Üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerinden en az birinin belirlenmiş yöre, alan veya bölge sınırları içinde yapılan bir ürün olması.

Ayrıca bu Kanun Hükmünde Kararnamede geçen deyimlerden;

a) "Enstitü", bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerini uygulamak ve yürütmekle görevli Türk Patent Enstitüsü'nü, (…)

d) "Üretici", tarım ürünleri, el sanatları ve sanayi ürünlerini üretenler veya doğal ürünleri kullanıma hazır hale getirenler veya yukarıda sayılanların ticaretini yapanları,

 ifade eder.” denilmiş; 4-6. maddelerinde, Korumanın Tescil ile Sağlanması, Genel Şartlar, Tescil Mercii; 7. ve 8. maddelerinde, Başvuru Koşulları; 9-13. maddelerinde, İnceleme, Eksiklerin Giderilmesi, İtiraz ve İnceleme, Tescil ve Yayın,   Ücretler, Ödenme Süreleri ve Sonuçları; 15. ve 16. maddelerinde,  Korumanın Kapsamı ve Koruma Kapsamı Dışı Durumlar; 17 ila 20. maddelerinde, Tescilli Coğrafi İşaretin Kullanımı, Ticari Markalarla İlişki, İyi Niyetli Kullanım, Kullanımın Denetimi; 21 ila 23. maddelerinde, Coğrafi İşaretin Hükümsüzlüğü ve Korumanın Sona Ermesi; 24. maddesinde, Coğrafi İşaret Hakkına Tecavüz Sayılan Fiiller, hususlarına; “Coğrafi İşaret Sahibinin Talepleri ve Hukuk Davalarında Yetkili Mahkeme” başlıklı 25. maddesinde; “Coğrafi işaretten doğan hakları tecavüze uğrayan coğrafi işaret hakkı sahibi, mahkemeden özellikle aşağıdaki taleplerde bulunabilir:

a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tesbiti talebi;

b) Coğrafi işaretten doğan haklara tecavüz fiillerinin durdurulması ve önlenmesi talebi; c) Tecavüzün giderilmesi ve maddi zararın tazmini talebi;

d) Coğrafi işaretten doğan haklara tecavüz suretiyle üretilen veya pazarlanan ürünlere, bunların üretiminde doğrudan doğruya kullanılan araçlara el konulması talebi;

e) Coğrafi işaretten doğan haklara tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle bu maddenin (c) bendine göre el konulan ürünlerin ve araçların şekillerinin değiştirilmesi veya coğrafi işaretten doğan haklara tecavüzün önlenmesi için, kaçınılmaz ise, imhası talebi;

f) Coğrafi işaretten doğan haklara tecavüz eden kişi aleyhine verilen mahkeme kararının, masrafları tecavüz eden tarafından karşılanarak, ilgililere tebliğ edilmesi ve kamuya ilan yoluyla duyurulması talebi.

Tedbirler konusunda mahkeme, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun ihtiyati tedbirler hakkındaki hükümlerine göre karar verir.

Coğrafi işaret hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkeme, coğrafi işaretin ilgili olduğu yer mahkemeleri veya davacının ikametgahının olduğu veya suçun işlendiği veya tecavüz fiilinin etkilerinin görüldüğü yerdeki mahkemedir.

Davacının Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda olmaması halinde, yetkili mahkeme, sicilde kayıtlı vekilin iş yerinin bulunduğu yerdeki ve eğer vekillik kaydı silinmiş ise, Enstitü merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemedir.

Üçüncü kişiler tarafından coğrafi işaret başvurusu veya coğrafi işaret belgesi sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalının ikametgahının bulunduğu yerdeki mahkemedir. Coğrafi işaret başvurusu veya coğrafi işaret hakkı sahibinin Türkiye'de ikamet etmemesi halinde, bu maddenin üçüncü fıkrası hükmü uygulanır.

Birden fazla mahkemenin yetkili olduğu durumda, yetkili mahkeme, ilk davanın açıldığı mahkemedir.”; “Görevli ve Yetkili Mahkeme” başlıklı 30. maddesinde ise, (Değişik madde: 22/06/2004 - 5194 S.K./11. md.) “Bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen davalarda, görevli mahkeme ihtisas mahkemeleridir. Bu mahkemeler tek hakimli olarak görev yaparlar. Asliye hukuk ve asliye ceza mahkemelerinden hangilerinin ihtisas mahkemesi olarak görevlendirileceği ve bu mahkemelerin yargı çevresini, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu belirler.

Enstitünün bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre aldığı bütün kararlara karşı açılacak davalarda ve Enstitünün kararlarından zarar gören üçüncü kişilerin Enstitü aleyhine açacakları davalarda görevli ve yetkili mahkeme, bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen mahkemelerden Ankara ihtisas mahkemeleridir.” hükmüne yer verilmiştir.

Olayda, "Zara" ibareli bal emtiasını da içeren markanın sahibi olan davacı şirket tarafından; Zara Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği'nce Türk Patent Enstitüsü'ne yapılan "Zara Balı" ibareli coğrafi işaret tescil başvurusunun kabul edilerek Resmi Gazete'de ilan edilmesi üzerine, Zara ibareli bal emtiasını içeren markası bulunduğunu, bu nedenle başvurunun reddedilmesi gerektiğinden bahisle yapılan itirazın, Türk Patent Enstitüsü tarafından reddedildiği; bu karara karşı yapılan itirazın Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından incelenmediği, sonuçta anılan coğrafi işaret tescil başvurusunun kesinleştirilerek tescil belgesinin başvurucuya verilmesi nedeniyle zarara uğranıldığı ileri sürülerek maddi ve manevi tazminat istemli davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin; koşullara uygun her türlü ürünün coğrafi işaretlerle korunmasına ilişkin kuralları ve şartları kapsadığı; Kararname'nin 30.maddesinde, Enstitünün bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre aldığı bütün kararlara karşı açılacak davalarda ve Enstitünün kararlarından zarar gören üçüncü kişilerin Enstitü aleyhine açacakları davalarda görevli ve yetkili mahkemenin Ankara ihtisas mahkemeleri olduğunun belirtildiği açık olduğundan; dava konusu işlemden dolayı uğranılan zararların tazmini istemine ilişkin davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Ankara 15.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.


SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 15. İdare Mahkemesince yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29.6.2006 gün ve E:2006/362, K:2006/421 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 07.12.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
* * *
Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:
ESAS NO : 2008/192

KARAR NO : 2009/276

KARAR TR : 07.12.2009

(Hukuk Bölümü)
Ö Z E T : Davalı mevkiinde bulunan özel hukuk tüzel kişisine karşı açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.


Yüklə 5,59 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   61   62   63   64   65   66   67   68   ...   148




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin