TEMEL YILAN
TEMEL VE IDRIS FIKRA ICABI YILAN OLMUSLAR.
TEMEL:"ULA IDRUS, HAKKINI HELAL ET DAA!"
IDRIS:"NIYE ULA?"
TEMEL:"DILUMU ISIRDUM DA".
FIKRA
TEMEL OTOBANDA GIDIYOMUS...BI LEVHA GORMUS ---YAVASLA 60--- TEMEL GAYET DOGAL BI SEKILDE YAVASLAMIS. BI SURE SONUNDA BI LEVHA DAHA GORMUS ----YAVASLA 40--- . TEMEL SASIRMIS ''ALLAH ALLAH ETRAFTA BI SORUN DA YOK AMA NE OLUR NOLMAZ DIYE YAVASLAMIS..40 ILE GIDERKEN BI BAKMIS BI LEVHA DAHA ---YAVASLA 10---. HOST BEAH DEMIS AMA TIPIS TIPIS 10 ILE GITMEYE BASLAMIS .UZUN BI SURE GITTIKTEN SONRA SON LEVHAYI GORMUS...----YAVASLA'YA HOSGELDINIZ----
FIKRA
Bir Amerikali, bir Italyan, bir de bizim Karadenizli Temel, hep birlikte bir insaatta calisiyormus. Hergun yemek torbalarini aciyorlar; Amerikalininkinden Hamburger, Italyalininkinden spagetti, bizim Temelinkinden de hamsi cikiyormus. Bir gun, iki gun derken bunlar dayanamamis, yarin da ayni yemekler cikarsa hep birlikte intihar edelim diyerek, karar almislar. Ertesi gun torbalarini acmislar ki ne görsunler; gene ayni yemekler. Hep birlikte intihar etmisler. Bunlarin hanimlari cenaze toreninde bir araya gelmis. Amerikalının esi;
"Söyleseydi yemegi degistirirdim. İntihar etmesine gerek yoktu" diyerek agliyormus. İtalyalinin esi de;
"Bu kadar basit bir konu icin intihar mi edilir. Söylese degistirirdim" diyerek agliyormus. Temelin karisi ise;
"Aaaah, aaahhh, hergun yemegini kendi hazirlardı..." diyerek agliyormus.
FIKRA
Öğretmeni kutaya sordu. Bebek banyosunda suyun sıcaklığını nasıl ölçersin. Kutay : Önce bebeği suya koyarım .Bebek kırmızı renk aldıysa su sıcak eğer mor renk aldıysa su soğuk beyaz bir renk alırsa bebğin bir daha banyo yaplasına gerek yoktur.
FIKRA
Salamon bir yıl önce ölen karısının kabrini ziyaret ediyordu. "Ah Rebeka!.. Ne olur, Cenabı Hak bir mucize gösterse de seni tekrardan bana geri verse!" Tam bu sırada, bir tarla faresinin zoruyla toprak hafif hafif kıpırdamaya başlayınca Salamon: "Sakın ha!.." diye bağırdı. "Ben şaka söyledim be! İnandın mı?"
FIKRA
Eve geç saatte zilzurna sarhoş gelen Temel, yatmadan önce tuvalete gider. Daha sonra yatak odasının ışığını yakar kapıya dayanır. Gözleri kamaşarak uyanan Fadime'ye: -Ula kari der, sana helal olsun. Sen Trabizonun en iyu karisusun. İltifata alışık olmayan Fadime: -Ne oldi herif nereden icab etti bu laflar? -Daha ne olsun. Biraz önce tuvalete su dökmeye gittum. Tuvaletin kapisuni ne güzel yapmissun öyle, kapiyi açınca elekturuk kendiliğinden yanayi, deyince; Fadime yataktan fırlar; -Ula herif sen buzdolabına işedun ya!
FIKRA
Kulakları duymayan bir adam hastanede yatan bir arkadaşını ziyarete gitmek istemiş. Düşünmüş ben ne sorarım, o ne cevap verir, diye. klasik cevaplara göre konuşmayı tasarlamış, cümlelerini zihninde hazırlamış. "Nasılsın derim, o da "İyiyim" der. Bende "Ooh ne güzel" der, devam ederim. Hastahaneye gidip arkadaşının başucuna varmış. -Nasılsın, iyi misin? -Ölüyorum. -Ooh, ooh ne iyi. Ne ilaç veriyorlar? -Zehir. -O ilaç çok iyidir. Doktorun kim? -Azrail. -Ondan iyi doktor yoktur.
FIKRA
Bronson gecenlerde aile doktoruna giderek: - Doktor baba oldum, demis, peki 77 yasinda baba olunur mu? - Olunur, demis doktor.. - Nasil olunur? - Bunu size bir av oykusuyle izah edeyim. Ava gittiniz. Karsiniza bir ayi cikti. Tetigi bastiniz. Ates almadi. Cunku namluya fisek koymayi unutmussunuz. Fakat ayni anda ayi kanlar icinde yere serildi. Bu nasil olur? - Demek bir baskasi fisekledi doktor... - Iyi bildiniz...
FIKRA
ADAMIN BIRI AV ICIN ORMANA GITMIS GIDIS O GIDIS
FIKRA
İKİ ADAM KÖŞEDE KARŞILAŞMIŞ BİRİSİ ÇOK ŞİŞMAN ÖBÜRÜDE ÇOK ZAYIFMIŞ. ŞİŞMAN ADAM ZAYIFA DÖNEREK: SENİ GÖRENDE KITLIK VAR SANIR DEMİŞ. ZAYIF ADAM DA : SENİ GÖRENDE KITLIĞIN SEBEBİNİ ANLAR DEMİŞ
FIKRA
Amerikada neslinin son örnegi olan bır maymun kalmis. Bilim adamlari toplanm is ve ne yapsak ta bu maymunun neslini devam ettirsek diye bir toplanti yapmislar. ve su sonuca varmislar . Bu maymunu bir insanla ciftlestirirsek neslini devam ettiririz. Ve amerikada bir kampanya baslatmislar.Kampanya ya gorev bu maymunla ciftlesecek insana tam 40.000 $ verilcekmis. Bu kampanya ya hic kimse yanasmamis ,ama ora dan birisi cikip ben bu maymunla beraber olabşlecek birini biliyorum demis. Bilim adam lari sormuslar KIM? diye . adamda -turkiye trabzon temel demis. Hemen ucaga atlayip maymunu da yanlarina alaraktan temelin yolunu tutmuslar.ve temelı bulmuslar. Temele hemen tekliflerini soylemisler. Temelin yaniti su sekilde olmus. uc tane sartim var birincisi: 40.000$ cok para bunu 4 taksit te oderim. ikincisi: cocugumuz erkek olursa dedemin adini koyarim. ucuncusu:kesinlikle dudaktan opusmem demis.
FIKRA
Temel Ufak bir cocukmus bir apartmanın zılıne basmaya calısıyormus oradan gecen yaslı bır amca temele yardım etmek ıstemıs hangı zıle basmak ıstıyorsun evladım dıye sormus.Temel ıkıncı zıle amca demıs.Amca zıle bastıktan sonra temele şimdi ne yapacaksın diye sormus.Temelde sımdı kacalım amca demıs.
FIKRA
cocuk okuldan gelmis ve annesine-anne ben alman oldum demis. Annesi:oglum sen nediyorzun delirdinmi demis. cocuk:arkadaslarla karar verdik ben artik almanim demis.iceriden babasi hisla gelerel cocuga tokat atmis. cocukda demiski:ise bak ya alman oldum hemen Türklerle basim belaya girdi demis. HA`HA`HA`HA`HA`HA`HA`HA
FIKRA
Bitkisel hayata girdim maksat yeşillik olsun!
FIKRA
birgün okulda çetininin öğretmeni yazılı yapıyormuş çetin cevaplarını bilmediği için öğretmene karşı ayıp olacağını düşünerek bir şiir yazar yürü boşkağıt yürü öğretmeni görde gel zayıf birtaneydi ikitaneydi sordagel
FIKRA
Temel istanbuldaki akrabalarını ziyarete gelir. Elindeki adresle sora sora bir apartmana gelir. Kapıdan girince içerde bir asansör görür. Tabi olarak ne olduğunu bilmez. Çünkü ilk defa görmüştür. Önünde bekler adresi soracak birisi gelir diye. Biraz sonra yaşlı ve suratı asık bir bayan gelir. Temel soramaz, çekinir. Önünde durduğuğu asansör kutusunun içine biner. Biraz sonra kutudan bir ışık yanar ve yaşlı bayan kaybolur. Az sonra kutuda aniden bir ışık yanar ve içinden güzel ve neşeli bir bayan iner. Temel; Uyyyy akılsız kafan zamane teknolojisi nelşer yapıyorda haberimiz yok. Keşke Fadimeyide bu kutuya soksaydım...
FIKRA
Geçen gün bir taksi çevirdim hayla dönüyormuş.
FIKRA
Bir gun karadenizde bir yere UFO indi diye soylentiler cikmis.Temelin yasadığı koydeki ve bazı insanlar buna inanmışlar. Televizyonlarda filan hep UFO'lular hakkinda konusuyorlarmış.Korku filmleri ve belgeseller gösteriyorlarmış.Herkes korkudan evden cıkmiyormuş.Temel: -Ulaa ben çikaceyimde bakacahim daa. demiş. Evden cıkmış ve yola koyulmuş.Etrafına dikkatli dikkatli bakına gidiyormuş.Sonrada: -Ben bu kadar geldim bundan sonra bir şey olmaz.Ama biraz daha gideyüm. demiş. Azıcık daha gitmiş bir bakmış çalıların oradan bir hışırtı geliyor.Sonra hemencik kaçayim derken aklina T.V de izlediği filmler gelmiş.Temel uzaylıyla andlaşmak istemiş ve burnunu eliylen tikayip Hece hece: U - la sen kim - sün ne ya - pa - yi - yor - sun o - ra - da daa. DEMİŞ O da: U - la ben dur - sin - um s(i) - çey - rum daaa. Demiş!!(Hahaha çok komik)Di mi?
FIKRA
Fransız,İngiliz ve Temel Birlikte uçağa binmişler.
Pilot hiddetle bağırmış..Ulan yinemi siz.
FIKRA
ADAMIN BIRI ÖYLE ZAYIF MISKI. PIJAMASI TEK CIZGILIYMIS.
FIKRA
Amerikada jiletci lakabinda biri hapisten kaçmış.TV'ler ve radyolar Jiletçi hapisten kaçti diye her beş dakikada bir anons ediyorlarmıs.Bu anonsları duyan halk telaş içine kapılmış.Halk evlerini boşaltarak otellere yerleşmeye başlamışlar.Halkın korkusundan caddeler ve sokaklar bomboş kalmıştı ancak inler ve cinler top oynuyorlardı.Otelde kalan insanlar bir şeyler almak için otelin kantinine indiklerinde hep o kötü anonsları duyuyorlardı ve korkudan titreye titreye bir şeyler almaya iniyorlardi. Kadinın biri kocasına susadığını söylemiş ve kantinden bana bir bardak portakal suyu alabilirmisin demiş adam ancak korkudan aşagıya inmemiş sen kendin in demiş. kadin korka korka portakal suyunu almiş ve odasina kaçmis.başka birisi ise korkarak kantinciye sessizce bir bardak limonata vere bilirmisin der ve kantinci ona limonatasini verir Güzel bir bayanda yerde sürünerek kantine iner ve titreyerek bir bardak portakal suyu verirmisin der ve kantini portakal suyunu verir. Bu fıkrada anlatılmak istenen fikir Amerikada 3 insandan birisi limonata içiyormuş ikikside portakal su.:-))))))))))
FIKRA
Yamyamin biri restoranta gitmis. Garsonu cagirmis, yemis
FIKRA
Adamın biri arkadaşına "Armut kaç kaloridir ?"demiş.Arkadaşı bilememiş.O da "Tamam bende başka bir ayıya sorim"demiş
FIKRA
TEMEL BIR GÜN TUVALETE GITMIS,TEMEL ISERKEN YANINDAKI ADAMA SORMUS:YAHU SENI AHMET USTAMI SÜNNET ETTI DEMIS, ADAM EVET NEDEN SORDUN KI DEMIS TEMEL DE: ULAN IKI SAATTAN BERI AYAGIMA ISIYON DA DEMIS. ha ha ha
FIKRA
temel,bir meydanda arabasıyla 220. turunu atmaktaykan sormuşlar:niye aynı yerde dönüp duruyorsun. temel:istiyerek olmayi,"arabanun sinyali takildi da".
FIKRA
Bitkisel hayata girdim , maksat yeşillik olsun... :-))) :-)))
FIKRA
adamın biri check up yaptımak için hastaneye gitmiş doktor yeni bir check-up makinasının geldiğini sadece idrar tahlili ile tüm hastalıklarının öğrenebileceklerini söylemiş adama idrar tüpünü vermiş. adam doldurp getirmiş . bilgisayarın haznesine boşaltmış. bir az sonra makina gürültüler çıkartarak sonucu vermiş. doktor uzun uzun inceledikten sonra --sağ kolunuzun bilek kemiklerinden biri tenis oynamaktan1 santim sagğa kaymış demiş adam -- nasıl olur! ben tenis oynamamki demiş doktorda sonuçta bir hata olmasının mümkün olmadığını eğer tatmin olmadı ise tüpü alıp evde tekrar doldurarak getire bileceğini söylemiş adam --doktoru ve makinayı şaşırtmak için eve dönerken tüpe biraz motor yağı damlatmış. biraz kendi idrarı biraz, kızının idrarı, biraz akvaryum suyu koymuş daha sonrada tuvalete gidip malum şeyi yapmış ve içine koymuş ertesi sabah hastaneye gidip sırıtarak -buyrun doktor bey idrarım hazır. demiş makinaya dökmüşler idrarı...! bir süre sonra makina gürültü çıkartarak uzun bir liste vermiş doktor gene vakur bir tavırla uzun uzun incelemiş sonra -bileğinizde bir kayma var -arabanızın yağı eksilmiş -kızınız üç aylık hamile -balıklarınızın da mantarı var --bu arada tuvaleti kötü emellere alet etmeyelim lütfen demiş.....................
FIKRA
Temel bara girmiş. Elinde kocaman bir tezek tutuyormuş. Bağırarak demiş ki "Hey millet! Bakın. Az kalsın buna basıyordum"
FIKRA
Adam küçük oğlunu Büyükada'ya götürmüş. Çocuk ilk defa eşek görmüş ve sormuş. "Baba bu ne" demiş. Adam "eşek oğlum" demiş. Çocuk bu sefer diğer bir eşeği göstererek "baba peki bu ne" demiş. Babası da "o eşeğin hanımı" demiş. Çocuk şaşırmış ve merakla tekrar soracak olmuş. "Aaa. Baba. Eşekler evlenir mi?" Babası cevaplamış. "Oğlum esas eşşekler evlenir!!!"
FIKRA
Adamın biri bir gün; lokanta'ya gitmis.Garsonu çağırmış. Garsono demiş ki: ---Bana az pilav üstüne et demiş.Yanındaki adamda demiş ki: ---Bana da az pilav ama üstünü etme.....DEMİŞ ............EMİR GEDİK...........
FIKRA
TEMEL VEJETERYAN OLMUS KURBANDA AGAC KESMIS.
FIKRA
Günün birinde temel doktora gitmiş. Doktor'a:
Doktor bey her tarafım ağrıyor, demiş.Nereme dokunsam ağrıyor. Ve her tarafına dokunmaya başlamış. Sonrada doktora bi dokundurtmuş ve
Aaaa! Doktor bey siz de ağrıyorsunuz, demiş.
FIKRA
Fatih Terim Juventus'un hocasına sorar: takımınız niye bu kadar güzel oynuyor?Juventusun
hocası da oyuncularının çok zeki olduğunu söyler. Zidane yi yanına çağırır ve ona sorar:"Öz
anne ve öz babanın bir çocuğunu söyle ki kardeşin abin ablan olmasın". Zidane cevap verir:"Benim"
der.Juventuslu hoca cevabın doğru olduğunu söyler.
Fatih Terim Türkiye'ye döner ve aynı soruyu kendi oyuncularına sormayı dener.Hakan'a bu soruyu
sorar.Hakan ilk başta cevabı bilemez ve hocasına terlediğini su içip cevap vereceğini söyler.Aslında
düşünüp zaman kazanmak ister.Ama cevabı bulamaz.Yolda Hagi yi görür aynı soruyu ona sorar.
Hagi "Ne var bunu bilemeyecek benim" der.Hakan koşa koşa Terim'in yanına gelir ve "buldum"
"Hagi mi?" der. Fatih hocada:"Bilemedin Zidane!!!" der...
FIKRA
BİR DELİ ÇOK GÜZEL AYAKKABILAR YAPMAYA BAŞLAMIŞ.DOKTOR BUNU TABURCU ETMEYE KARAR VERMİŞ.DELİ DE HEDİYE OLARAK DOKTORA AYAKKABI YAPMAK İSTEMİŞ.DELİ: ---DOKTOR BEY,SİZE HEDİYE OLARAK BİR ÇİFT AYAKKABI YAPMAK İSTİYORUM.FAKAT KARAR VEREMEDİĞİM BİR ŞEY VAR. AYAKKABININ BURNU ÖNDE Mİ OLSUN ARKA DA MI?
FIKRA KÖŞESİ
BEKTAŞİ FIKRALARI
ALLAH'IN KEMALİ
Bir mecliste Kuranı Kerim'den söz açılmıştı .Kuran'ın eşsizliğinden ve olağanüstü bir eser olduğundan bahsedilirken, odanın bir köşesinde kendi halinde çubuğunu içmekte olan bir Bektaşi söze karışarak :
-Evet, Allah'ın kelamı cidden eşsizdir. Ama, yazısı biraz karışıktır!,...der.
Dinleyenlerden biri hayret ve biraz da hiddetle sorar :
-Karışık mıdır, nereden biliyorsun?
Bektaşi acınacak bir tavırla cevap verir :
-Alnımın yazısından!
ALLAH ŞİMDİ NE YAPIYOR?
Bir gün yolda yaya giden bir Bektaşi'nin önüne bir atlı çıktı :
-Baba, dedi, bir müşkülüm var. Beni aydınlatır mısın?
Bektaşi yanıt verdi :
-Elimden gelen bir şeyse, hay hay, oğlum.
-Şunu öğrenmek istiyorum : Şu anda Allah ne yapıyor?
Sualin münasebetsizliğine içerliyen derviş, hic belli etmemiş :
-Yanıt veririm ama, bir şartla, sen o attan in, ben bineyim.
-Neden?
-Böyle yüksek bir suale yüksekten yanıt vermek gerekir de ondan!
Adam attan inmiş, Bektaşi binmiş.
Adam:
-Hadi, demiş söyle bakalım. Allah şimdi ne yapıyor?
Bektaşi :
-Ne yapacak, demiş, atı senin gibi budalanın elinden alıp, benim gibi akıllıya veriyor, deyip atla uzaklaşmış.
BAYRAMDAN BAYRAMA
Bektaşiye sormuşlar :
-Rakı içer misin?
-Akşamdaaaan akşaaaama...
-Namaz kılar mısın?
-Bayramdan bayrama, bayramdan bayrama...
BEKLİYORUM
Canlardan birine, Ramazanda sormuşlar :
-Erenler kaç tane oruç tuttun?
-Henüz nasip olmadı.Tuzak kurdum bekliyorum.
BEKTAŞİ BU YA...
Müthiş bir fırtına patlamıştı.Yolcuların hepsi perişan durumdaydı.Bunların arasında bir de Bektaşi vardı.
Baktılar, Bektaşi, Allah'a yalvarıp yakarmaya başlamıştı :
-Adını bilmediğim bir evliyaya bir koç adıyorum.Yeter ki fırtına dinsin...
Bektaşi'nin yakarması kaptanın tuhafına gitmişti :
-Hayret! Hiç adını bildiğin bir evliya yok mu?
-Yok olur mu, elbette var! diye cevap verdi Bektaşi.Var da, hepsini birer kez aldattım...
BEKTAŞİ VE SOFU
Koyu sofu bir adamcağızla Bektaşi, bir başka kente gitmek üzere bir kervana katıldılar. Sofu, ikindi üzeri namaz kılacağını söyledi. Bektaşi :
-Geç kalırsan kervanı kaçırırsın ; onun için sünneti bırak da yalnız farzı kılıver, diye öğüt verdi.
Bektaşi'nin sözüne uydu adam. O gece bir yerde konakladılar. Ertesi sabah sofu, Bektaşi'ye sitem etti.
-Dün bana sünneti kıldırmadın, gece rüyama Peygamber Efendimiz girdi.
Bektaşi adamın sözünü ağzına tıkadı :
-Daha ne istiyorsun! Farzı da bırak rüyana bu kez Tanrı girsin!
BİRBİRİNE KARIŞTIRDIN
Bektaşi'nin bir uyuz eşeği ile besili bir ineği varmış...İnekten süt sağıp satıyor, kazandığı paranın yarısıyla uyuz eşeğe arpa alıyormuş.Eşek bir işe yaramıyormuş.Bir gün dayanamayıp dua etmiş :
-Ey yüce Allahım, beni şu eşekten kurtar!
Ertesi sabah ahırın kapısını açmış ki ne görsün?İnek ölmüş eşek kalmış...
Bektaşi o hırsla sokağa fırlayıp milleti başına toplamış :
-Ey ahali şu yerde yatan nedir?
-İnektir!
-Ya şu ayakta duran uyuz?
-Eşektir!
Bektaşi açmış ellerini yukarıya :
-Ey ulu Allahım, sana kırk yılda bir ricada bulunduk, onda da eşekle, ineği birbirine karıştırdın!
BİR GÜN FAZLA TUTMUŞ
Adama sormuşlar :
-Kaç gün oruç tuttun?
-Hastalığım nedeniyle, ancak bir gün tutabildim!
Aynı soruyu, orada bulunan Bektaşiye sorunca, hiç istifini bozmadan yanıt vermiş :
-Bu arkadaş benden bir gün fazla tutmuş!
BİTSİN BU DAVA
Bektaşi'nin birine konuk gelecekmiş. Bektasi konuğu nasıl ağırlar..Elde yok, ayakta yok.. Mahçup olmak da istemiyor...Komşusu Yahudi'nin bir sürü keçisi varmış...Onlardan birini çaktırmadan alıp kesiyor...Ama çaktırmadığını sanan kendisi...Yahudi, ağacın arkasından gözlermiş durumu...Diyor ki kendi kendine, "Kadıya gitsem.. Kadı Müslüman, o Müslüman, ben Yahudi.. Davayı kazanamam. Hadi kazandim, Bektaşi'nin nesi var ki, ondan alıp bana versin...Biz artık Allah'ın huzurunda hesaplaşırız...Yillar geçiyor.Yahudi, Allah'ın huzurunda davacı oluyor, Bektaşi'den... Mahkeme kuruluyor..
Allah :
-Sen Yahudi kulumun keçisini kesmişsin, diyor Bektasi'ye...
-Kesmedim, diyor Bektaşi...
-Ben gözlerimle gördum diyor, Yahudi..
-Allahim, diyor Bektaşi... Bir mahkemede bir adam hem şahit, hem davacı olamaz.
-Haklısın ama, diyor, Allah Ben her şeyi görürüm. Ben de gördüm, kestiğini...
-Allahım, diyor Bektaşi...Aynı mahkemede, hem şahit, hem hakim olunmaz...
-Gene haklısın, diyor Allah... O zaman getirin keçiyi ona soralım...
-Ne!... diyor Bektaşi... Keçi burada mı?...Ver onu o zaman bu Yahudi'ye...Bitsin bu dava..
DAMIZLIK BEKTAŞİ
İkinci Mahmut, Yeniçeri ocağını kaldırdıktan sonra, Alevi-Bektaşi kesimi üzerinde terör estirmiş, kimilerini öldürmüş, kimilerini ise sürdürmüştü.İstanbul'da hiçbir Bektaşi ortaya çıkamaz olmuştu.Padişah bir gün Bahçekapı'dan geçerken korkmadan, göğsünü gere gere dolaşan bir Bektaşi babası görküş.Adamın rahat tavırları padişahı etkilemiş.Çağırtılmasını buyurmuş.Baba gelince şöyle demiş :
-Sizinkilerin tümü bir kıyıya kaçtı, gizlendi.Sen burada yalnız başına ne dolaşıyorsun?
Baba çekinmeden yanıtlamış :
-Sultanım, onlar gitti, beni damızlık bıraktılar!
DOMUZUN SOFTASI
Bir Ramazan günü köyün mescidine bir yaban domuzu dadandığını haber vermişler.
Bektaşi hayret içinde sakalını sıvazlayarak :
-Garip şey...Softanın domuzunu çok görmüştüm, ama domuzun softasını ilk defa işitiyorum, demiş.
DÜNYAYA GÖMLEK YIKAMAYA MI GELDİK?
Şeker bayramında herkes yeni ve temiz elbiselerini giyip, birbirleriyle bayramlaştıkları gün, bir fakir Bektaşi dedesi, üstü başı pis halde Beyazid Cami'nin önünden geçerken, bembeyaz sarığı, tertemiz cübbe ve latası ile bir hoca karşısına çıkıp :
-Be adam, mübarek bayram günü bu pis gömlekle dolaşılır mı?Gömleğini yıka! deyince Bektaşi aldırmayarak :
-Be hocam, yıkayayım ama kirlenir, demiş.
Hoca :
-Yine yıka, demiş.
Bektaşi :
-Yine de kirlenir, diye diretmiş.
Hoca inatla :
-Yine yıka, deyince Bektaşi'nin tepesi atmış ve şu cevabı vermiş :
-Behey imanım.Biz bu dünyaya gömlek yıkamaya mı geldik? demiş.
EŞEKLİĞİNDEN
Dostlarının baskılarıına dayanamayan Baba Erenler, camiye gitmiş, hocanın vaazını dinliyordu.Hoca, içkinin kötülüğünü anlatmak için aklına ne geliyorsa söylüyordu.Bir ara şöyle dedi :
-Bir eşeğin önüne, bir kova su ile bir kova şarap koysanız, hangisin içer?Elbette ki su içer.Peki eşek niçin şarabı içmez?
Bektaşi dayanamayıp seslendi :
-Neden olacak, eşekliğinden...
HAK
Nasıl ayin yaptıklarını soran bir Bektaşi'ye Mevlevi :
-Hak, deyip döneriz!, demiş.
Bektaşi su cevabı vermiş :
-Yok azizim, biz Hak denilince dururuz!
HAMURUMUZ TOPRAKLA YOĞRULMUŞ
Softaların arasına düşen Bektaşi'yi neredeyse zorla camiye sokmuşlar.
Herkes abdesini almış.Namaza durmuşlar.Softalardan birisi Bektaşi'ye çıkışmış :
-Erenler, abdest almadınız!
Bektaşinin yanıtı şöyledir :
-İmanım, bizim hamurumuz toprakla yoğrulmuştur, pek su ile oynamaya gelmez.
HANGİ PEZEVENGİ KULLANDI?
Bir Bektaşi, her ne olursa "Allahtan" dermiş.Bir gün külhanbeyin biri, bu Bektaşinin ensesine sultani bir sille aşketmiş.Bektaşi arkasına dönünce külhanbeyi ;
-Baba efendi, ne bakıyorsun, Allah'tan, demiş.
Bektaşi hiç düşünmeden şöyle seslenmiş :
-Doğru be imanım!Ben de Allah'tan olduğunu biliyorum ama, hangi pezevengin eliyle yaptırdığını merak ettim de, ona bakıyorum.
HARAM
Bektaşinin birini ramazanda içki içtiği için yakapaca kadıya götürürler.Çakırkeyif Bektaşi'yi görür görmez kadı :
-Behey kafir!Bu yaşta hala içiyorsun bu zıkkımı.Utanmıyor musun? Bilmiyor musun haram olduğunu?, der.
-Sırtınızdaki ipek kaftan da haramdır, diye karşılık verir Bektaşi.
Kadı :
-Bunun içine pamuk katarlar.
Bektaşi :
-Dünyada doğru adam mı kaldı, şaraba da yarı yarıya su katıyorlar...
İŞİMİZ İŞ
Hocanın biri Ramazanda ;
-Ey ümmeti Muhammed!Şarap içmek kesinlikle haramdır.Sakın içmeyiniz!İçenlerin boyunlarına yarın ahirette, içtikleri şarap şişeleri asılarak, mahşer halkına haftalarca teşhir edileceklerdir, diye vaaz veriyormuş.
Dinleyenlerin arasında bulunan Bektaşi sormuş :
-Hoca efendi!Şişeler dolu mu asılacak, boş mu?
Hoca "Boş" dese, cezanın hafifleyeceğini düşünerek :
-Hayır! Hiç boş olur mu? Dolu olacak, demiş.
Bektaşi, gülerek şöyle bağırmış :
-Desene hocam!Cennette de ya hey!
İYİ DEĞİLİM!
Bektaşi'ye sormuşlar :
-Nasılsın?
-Şükür edecek kadar iyi değilim! demiş...
İYİ RÜYALAR
Mevlevi, Bektaşi ve Softa yemekten sonra ikram edilen bir tepsi baklava için rüyaya yatarlar.En hayırlı düşü gören baklavayı alacak. Öneri kabul edilir. Yatar, uyurlar. Sabah olunca Sofu :
-Ne düş gördünüz anlatın bakalım?, der.
Mevlevi sikkesini başına geçirerek :
-Hayırdır inşallah göklere çıktım, der.
Hoca da :
-Ben ise düşümde cennete gittim, der.
Bektaşi :
-Erenler, ben de gece birinizin göklere uçtuğunu, diğerinizin de cennette gezdiğini görünce, artık bunlar fani dünyaya dönmezler diyerek kalkıp baklavayı temizledim!, der.
KABAHAT SENDE DEĞİL!
Bir köyde yağmur duasına çıkarlar.Bektaşi de istemeye istemeye bunlara uyar, cemaatin arkası sıra giderken, eline geçirdiği bir ağaç dalını, kendi tarlasının bir köşesine saplayarak, başını yukarı kaldırıp, söylenir :
-Bizim tarla da işte burası...
Rastlantı bu ya, yağmur duası yapılır yapılmaz, bulutlar kendini gösterir.
Kara bir bulutun kendi tarlası üzerine gittiğini gören Bektaşi sevinçle koşar.Bir de ne görsün, ceviz büyüklüğünde dolu, bütün ürünü berbat etmemiş mi?O vakit başını yukarı kaldırır; şöyle söyler ;
-Kabahat sende değil, sana tarlayı gösteren pezevenkte!...
Dostları ilə paylaş: |