Kız Çocuklarının Eğitimi
Ülkemizde kız ve erkek çocukları ilköğretim okullarına devam etmek zorundadırlar. Bu aşamadan sonra kız çocuklarının orta ve yüksek eğitim kurumlarına gönderilmeleri pek çok sorunu beraberinde getirmektedir. Kızların aleyhine gelişen eğitim seviyesi farklılığı aileler tarafından ahlaki kurallara ve ekonomik duruma bağlanmaktadır. Yıldırak’a göre (Tarihsiz), önceleri kızlar için geçerli olan, “kızların okumaya ihtiyacı yoktur, onlar öncelikle evlenmelidirler” düşünce şekli giderek değişmeye başlamıştır.
Araştırma grubundaki kadınların hemen hemen tamamı( %98’i) kız çocuklarının okumasını kesinlikle istemekte, %25’i kızların yükseköğrenim görmesini istediklerini belirtmektedirler.
Eğitim düzeyinde görülen kadınlar aleyhindeki eşitsizliğe karşın, “kadınlar okumamalı” şeklinde eğitime karşı olumsuz değerlerin bulunmadığı anlaşılmakta, aksine kadınların çoğunluğu (%62.5) kız çocuklarının okuyabildiği oranda okutulması gerektiğini savunmaktadırlar.
Kız çocuğunun eğitimiyle ilgili olumlu düşüncelerin bu derece yaygın olması, egemen olan “kızların okumaya ihtiyacı yoktur” düşünce biçiminin değişmeye başladığını göstermekte, Toprak ve Kalaycıoğlu’nun araştırmasına da uygun düşmektedir(Toprak ve Kalaycıoğlu,2003). Aynı zamanda kızların okumalarıyla ilgili yargının geleneksel tavırdan kaynaklanmadığı, varolan eğitim sisteminin şartlarından ileri gelebileceği açıkça görülmektedir. Ayrıca bu sonuçlar gelecekte cinsler arası eğitim düzeyi farklılığının daha da azalacağına ilişkin ipuçları vermektedir.
Kadınların eğitime ilişkin tavırları belirlendikten sonra, kız çocuklarını okutmadaki beklentilerini tespit amacıyla, niçin kız çocuğunun okumasını istersiniz? sorusu yöneltilmiştir. Kız çocuğunun okumasına taraftar olmayan 4 kişi dışında, soruya kadınlardan alınan cevaplar ve dağılımları şöyledir : Örneklem grubunu oluşturan kadınların %39’u, kız çocuklarının meslek sahibi olabilmesi, %32’si de bilgili olabilmesi için okuması gerektiğine inanmaktadırlar. Bu sonuçlar kadının mevcut durumundan farklı bir rol beklentisini ortaya koymaktadır. Aynı zamanda kadının dışarıda çalışmasından yana sergilenen tutum ile de uyum halindedir. Cevaplayıcıların ancak %13’ü daha iyi bir evlilik ve iyi çocuk yetiştirmek için kadınlara eğitim gerektiği düşüncesini savunmuşlardır. Tüm seçenekler kızların eğitilmeleri gerektiği doğrultusundadır.
Bununla birlikte Vanlı kadınlar, kızlarının okutulmasına yönelik destekleyici ve olumlu görüşler bildirirken, aynı zamanda onların dinî konularda da eğitim görmelerini istemektedirler (%68.5). Araştırma grubundaki kadınların büyük bir çoğunluğu (%84.5) dini bilgilerini ailesinden almıştır. Fakat, kadınların yalnızca %29’u çocuklarının İslam dinini ailede daha iyi öğrenebileceğine inanmaktadır.
Kadınların %21’i çocuklarının Kur’an Kursunda %15’i ise okulda din öğretimi görmelerini istemektedirler. Kadınların yalnızca %2’si çocuklarının radyo ve televizyon ile dini açıdan eğitilebileceklerini düşünmektedir. Cevaplarda dinî eğitim ve öğretimin zarureti belirtilmekte, bu toplumsal olguya ilişkin gereken önemin verilmediği anlaşılmaktadır.
Eğitimin Kadınlar Üzerine Etkisi
Eğitim imkanlarından yararlanma konusunda Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde cinsiyet farkı olduğu ve kadınların eğitim düzeyinin oldukça düşük olduğu gözlenmektedir. Eğitim düzeyinde görülen bu geri kalmışlık, büyük ölçüde ekonomik düzeyi düşük ailelerde kadının ikinci planda kalmasından ve ailelerin kızlarını okutma konusunda dinî ve ahlakî yönden kuşkulu davranmalarından kaynaklanmaktadır. Bölgeye ve bölge insanına eğilim gösterilmediği konusu da göz ardı edilmemelidir.
Eğitimin yasal amaçlarına baktığımızda, kadının toplumdaki yerini iyileştirici ve yükseltici bir işleve sahip olduğu ifade edilmektedir. Bu bölümde, eğitimin kadın üzerindeki etkisi, evlilik ve aile kurumları açısından incelenecektir. (Eğitimin kadınlar üzerine etkisi incelenirken yalnızca formal eğitim diye adlandırılan, okul eğitimi ele alınmaktadır).
Eğitim ve İlk Evlenme Yaşı
Türk Medeni Kanununa göre, 2003 yılında yapılan bir değişiklik ile evlenme yaşı erkekler için 17, kadınlar için 15 olarak kabul edilmiştir. Fakat Türkiye’de yasal evlenme yaşının altında erken evlenmelere rastlanmaktadır. Buna neden olarak tarımsal işletmelerde insan gücüne duyulan ihtiyaç nedeniyle kadının önemli görevinin aile işletmelerinde çalışacak çocukları yetiştirmek olduğu gösterilmektedir (Özgen, 1984).
Özellikle devlet açısından nüfus planlaması konusunda son derece önemli kabul edilen ilk evlenme yaşı, Van ilinde araştırıldığında, kadınların beşte birini 15 ve daha alt yaşlarda evlenenlerin oluşturduğu görülmüştür.
Tablo 2. İlk Evlenme yaşı
Yaş Grupları
|
F
|
%
|
10-15
|
39
|
20
|
16-20
|
101
|
50
|
21-25
|
46
|
23
|
26-30
|
9
|
4
|
30 +
|
5
|
3
|
TOPLAM
|
200
|
100
|
Dostları ilə paylaş: |