Yilmazgurol1947. com İçindekiler: Özet/Summary



Yüklə 1,16 Mb.
səhifə23/23
tarix28.10.2017
ölçüsü1,16 Mb.
#19027
növüYazı
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   23

*******************

(13 Aralık 2012   :) BALIKESİR'de ER, İZMİR'e gelmiş izinli. M.O.Y. (22), otomobiliyle, yol verme meselesi yüzünden, KARŞIYAKA, 1738 sokak'ta, saat 23.30 sıralarında, DOĞUKAN BOZKUŞ'un (20) kullandığı otomobille çarpışma tehlikesi atlatmış. Ardından tartışma sonucu, DOĞUKAN'ı, ve yanındaki SEMİH KÜLEKÇİOĞLU'nu (21), bıçaklamış. DOĞUKAN hastanede ölmüş. SEMİH'in durumu ağır. Kovalamaca sonucu, M.O.Y. polis tarafından yakalanmış. Haber, trthaber.com'dan.

DOĞUKAN-BATIKAN, BARIŞ MANÇO'nun iki oğlunun adları.

14 Aralık 2012 tarihli Hürriyet Gazetesinden bir haber: "Aniden yola yığılan genç öldü" başlığıyla: İZMİR, KARŞIYAKA, ŞEMİKLER'de 13 Aralık saat 01.00 sıralarında DOĞUŞ EKİN ŞENKAL (18) bir yakını ile yürürken aniden fenalaşarak yere yığılmış, Karşıyaka devlet hastanesinde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamış.

DOĞUKAN/DOĞUŞ 13 Aralık, İzmir, Karşıyaka.  Ve, DOĞUkanbozkuŞ.



*******************

(14 Aralık 2013   :) 07.07 girişli bir trthaber.com haberi: "TİTAN'da, NİL'e benzeyen bir nehir bulundu". İlk yorumu ben yaptım, yilmazgurol1947 adımla,08.30'da: Uzayın derinliklerini görebilme imkanımız ne kadar artarsa artsın, trilyonda birini görebildik, diyebilirmiyiz. Hayır. Evrensel Nihai Realite'yi asla bilemiyeceğiz. Dünya, Güneş'ten koptu, eminiz. Bu bizi "big bang" e götürüyor. Öncesi, gene meçhul. Ama hep, bilmeye çalışacağız "herşeyi", bilim yoluyla." Haberi, facebook sayfama da aktardım.

Felsefemiz: BİLİNEMEZCİ (Agnostic), ama "bizim tanımladığımız" biçimde. Herşeyin üstünde Felsefe, onun altında Bilim.

Saat 19.00'da tekrar baktım, başka yorum var mı, diye. Evet var. 3 tane daha üçüde benimle ilgili: 1) 09.58'de Erdal Baggal,"Yılmaz sen ne söylediğinin farkındamısın" diye başlıyor.  2) 13.13'de Yılmaz, "Adaş sen harbiden saçmalamışsın" diye başlıyor. 3) 13.35'de Selçuk, Erdal bey, her fikre saygı duyulması gerkiyorsa Yılmaz beyinkine de duyulması lazım" diye başlıyor. İsimlerini yazarak, "Yorumumla ilgili yorumlara teşekkür ediyorum" yazacaktım. Vazgeçtim. Uymayacak duruma.

Facebook sayfamdan da baktım. Yorumlar orda da mevcut. "Yakındaki beğeniler" bölümünden eski "beğeniler" kalkıyor. Ama tarih sırasında aşağılarda yer alıyor. Bu tür "ilk" beğenim "Putin Geliyor" yok. Ama hareketler'de var. Metni ve yorumlarıyla. Demek ki onu "paylaş" komutuyla, aktarmamışım.

19.50'de CNNint.i açtım, "breaking news". Hep o haber, bir saat sonra kapattığımda da. Okulda Katliam. CONNECTICUT eyaleti (New York eyaletine komşu), NEWTOWN kenti.  "SANDY HOOK elementary school". Kesin resmi rakam verilmedi. 20 kadar ölü. yarısı çocuk. Saldırgan 20 yaşında, ve ölü. 2 tabanca bulunmuş. 100 kadar mermi sıkılmış. Yerel saat 09.30 sıraları. (TSİ 16.30) (Dikkatimi çeken, Okulun adı, SANDY... Bir ay önceki SANDY kasırgası ardından) ( Ve türkçe kullandığım kelime "bağıntı", ingilizcesi CONNECTION. Eyaletin adıyla ne kadar benzer değilmi. Ortak harfleri çıkarırsak CUT ve ON artıyor). (CUT özellikle dikkat çekiyor. "dick cut") ABD'den bir haber de bu sabah trthaber.com'da vardı. DEPREM. Internet USGS'den baktım şimdi: 6.3 Şiddetinde, BAJA California açıkları (250 km. kadar açıkta) yerel saat 02.36 da (ABD'de Doğu saati, Batı Saati var.)

15 Aralık sabahı, trthaber.com "Okulda katliam" haberiyle ilgili, 20'si çocuk (5-10 yaşlar arasında) öğrenci, toplam 28 ölü" diyor. Ölenler arasında, saldırganın okulda öğretmenlik yapan annesi de var. Saldırgan'nın çocuğu da aynı okulda öğrenci. Okul Müdürün hedef aldığı söyleniyor. Rasgele ateş açmış. Güvenlik güçlerince öldürülmüş.

16 Aralık günü, Gazetelerden, ve TV'den, "Okulda katliam" la ilgili bilgiler: Adamın adı ADAM. Soyadı LANZA. Otistik olduğu söyleniyor. Ailesi zengin. Baba ve anne ayrılmışlar. Baba PETER, General Electric'te Başkan Yardımcısı. Anne NANCY, o okulda öğretmen. Abisi RYAN, başka yerde mukim, epeydir kardeşiyle konuşmuyormuş. ADAM, önce evde annesini öldürüyor. Sonra, okula gidiyor katliam yapmak üzere. Sonunda intihar ediyor. Kendisiyle birlikte 27 kişiyi öldürerek. 20 si (küçük) çocuk, öğrenci. Okulda önce Müdüre DAWN (=şafak) HOCHSPRUNG'u ardından psikolog kadın MARCH (=Mart,Marş) SHERLACH'ı öldürüyor. Kullandığı silahlar, annesi üzerine kayıtlı. İki isim: Silah seslerini duyan öğretmen, 1.ci sınıf öğretmeni VİCTORİA SOTO, öğrencilerini sınıfta bir köşeye toplayıp, onlara siper olarak can veriyor. Müzik öğretmeni MARY KRİSTOPİK, 20 çocuğu tuvalete kilitleyerek kurtarmış. (Müzik, Musiki, Tuvalet, KriStopİK,Krist, Christ). 27.000 nüfuslu NEWtown, NEWyork'a 100 km. mesafede. (LANZA, RANZA'nın LAN'lısı. Çanakkale, 1985 Ranza'da "ha ha ha" diye tempo tutan...) (ADAM=Adem...)

(15 Aralık 2012   :)

15 Aralık sabahı, önce Powerball'a baktım, vardı yeni haber. 12 Aralık 2012 tarihi altına ekledim.

15 Aralık sabahı, trthaber.com'a baktıktan sonra, üçüncü olarak Facebook sayfama baktım. Fatoş'tan bildirim: "beğenmiş" benim "YAŞı 11miş KIZın" diye  onun koyduğu Fotoğrafa yeni ilavemi de. Danke, meine Fatosch...

Şimdi, Facebook'a tekrar girip, TİTAN haberine yaptığım yorumu, ön sayfaya da tekrarlıyacağım. (Saat şimdi 10.10, sonra sabah gezintisi, bugün Cumartesi, BOSTANLI günü.)

ÖFKELİ de bir yorum yapmış, dün 22.41'de: "BİLİM ile DİN tarihler boyunca hep BİLİM ADAMLARI tarafından TABİRİ CAİZSE DÜŞMAN olarak gösterilmiştir." sözleriyle başlayan. (Şimdi saat 10.30).

*******************__(18_Aralık_2012_:)'>*******************__(17_Aralık_2012_:)'>*******************__(16_Aralık_2012_:)'>*******************

(16 Aralık 2012   :) Bugün, FATOŞ'un Facebook'a katılışının, 4.cü yıldönümü. "Kutladım". 4 Aralık 2008'de katılmış, ve aynı gün Hicran Yasmin ile "Facebook arkadaşı" olmuş.

Bu sabah, TV haberlerinde, İran Genel Kurmay Başkanı'nın o sözlerini duyunca, trthaber.com'da, öncelikle o haberi aradım. "Firuzabadi'nin 'Dünya Savaşı planları' sözleri doğrudur. Niyet 'Gizli Dünya Devleti' yerine, Dünya'da 'aleni' Tek bir devlet" yorumunu yaptım, "yilmazgurol1947" adımla. Ardından, "beğeni" yoluyla facebook sayfama aktardım. Aynı yorumu, orda ön sayfama da aktardım. 08.30'da 16.cı sırada çıkmış yorumum. İlginç "tesadüf": iki gün önceki TİTAN yorumum da 08.30 saatiyle çıkmıştı. 12.30'da baktığımda, benden sonra iki yorum daha yapılmıştı: Adanali, ve Turkiye adlarıyla. Turkiye'ninkinde "bu iranlı dogru soyluyor" sözleri de var.

Saat 14.33 girişiyle, trthaber.com'da bir haber: Çin uydusunun Asteorit'in fotoğraflarını çektiğine dair. Hemen yorum yazdım: "Asteorit'in 12/12/12 tarihinde dünyanın en yakınından geçeceği açıklanmıştı. Çin uydusu, ertesi gün Asteorit'in en yakınından geçmiş. Bu tür asteoritlerin yörüngelerini değiştirmek mümkün. Birkaç küçük roket ekleyip kumanda ederek." Ve "beğeni" komutuyla, facebook sayfama aktardım, haberi. Orda ön sayfaya da yazdım, aynı yorumu. Yorumum 14.33 saatiyle, 1.ci yorum. 21.30'da tekrar baktım. Toplam 5 yorum daha yapılmış. ilk üçünde "benziyor" kelimesi kullanılmış.

Yani son üç günde üç habere üç yorum, farklı konularda. Sırayla, 1. Felsefi (Titan), 2. Siyasi (İran), 3. Bilimsel (Göktaşı). Misyonkoyucunun, Göktaşının geçişini 12/12/12'ye "koymasının" ardından bir gün sonra, Çin uydusunu göktaşının yakınından geçirmesi, o bilimsel yorumu yapmamı kolaylaştırdı (ve teşvik etti).



*******************

(17 Aralık 2012   :)  MEVLANA'nın vefatının yıldönümü (1273). Demişler ki, Talihli'nin annesinin vefat yılı, MEVLANA'nın 800.cü doğum yılı içinde (2007'de) olsun...

Bugün, trthaber.com'dan, Kamçatka'da, 36 yıl aradan sonra ilk kez tekrar "LAV" püskürtmeye başlayan volkan haberini, internetten ek bilgiyle, facebook sayfama aktardım.



*******************

(18 Aralık 2012   :) Bugün, Facebook sayfamda, Metin Erkoç'un beğenilerinden ikisini, "yazı" da ekleyerek, Facebook sayfama aktardım. Biri, Funda Avcı fotoğrafı, Metin'in bir "gösteri" deki görüntüsü. FATOŞ'un, bugün çokça koyduğu "beğenilerden" bir kaçına, ben de "yorum" ekledim. Birine, "Fatoooş!..."

Bugün Facebook sayfama son olarak şunu yazdım:

 "Bugün 12.00'de açamadım bilgisayarımı. Virüs girmiş. Deli Dana virüsü, ay pardon yanlış oldu, TRUVA virüsü. Neyseki, temizledi, servisteki arkadaş bilgisayarımı,"çabukça". 16.00'da getirdim eve. Bilgisayarı eve bıraktım hemen çıktım. Bugün Salı, Basmane günü. 18.30'da döndüm eve.

Gizli Dünya Devleti Merkezi'nin (Misyonkoyucu niteliği ile), Gizli Dünya Devleti ("Global Çete") üyeleri arasına soktuğu TRUVA ATI pozisyonondayım, aslında"



*******************

(19 Aralık 2012   :) Bugün, Hürriyet Gazetesi 23333 .ncü sayısını yayınladı. Bugün, 7 Pelikan olayının 3 .ncü yıldönümü. İHSANALYANAK gemisi, ben ön güvertede tek başıma. Karşıyaka iskelesine yaklaşırken, önüm(üz)den "birerle kolda", suyun az üzaerinden uçarak körfeze giriş yapan YEDİ (Seven/Zieben) PELİKAN. O gemi sonra MENDİREK'e çarptı, döndü, yolcuları boşalttı, ve hemen ardından battı, Konak iskelesinde. Bu yılın 333 .ncü günü, Hürriyette, 3333 .ncü Akıl oyunları günü, 28 Kasım 2012'de ne olmuştu?. ABD'de tarihin ikinci büyük loto çekilişinde 2 talihli kazanmıştı, büyük ikramiyeyi. ARİZONA ve MİSSOURİ'den. Biri, Mark & Cindy çifti, ikramiyesini aldı. Biri hala almadı.

Bu sabah, saat 09.00 sıraları, Facebook sayfamda mevcut, FATOŞ'un ve 14.000 küsur kişinin "beğendi" komutuyla, önemsediği bir fotoğrafa, yazı ekleyerek, "paylaş" komutuyla, kendi Zaman tünelime aktardım. Fotoğraf, ABD'deki okul katliamı ile ilgili. Yükleyen kişi (ler): Elizabeth Berry Cockrell & Celina MJ Davilo. Yazdığım yazı şu:

"SANDY HOOK elementary school, Dec.14th,2012-local time 09.30 aproximately. Afterwards, Secretary of State Hillary CLINTON had a concussion, and fainted, probably on the same day, about 4 hours later than the "massacre". Her Brain activities are watched, and if necessary guided, by means of the "instrument" Stella. (The concussion, injury to the brain, by remote control)"

14.00 şimdi saat. Azönce son olarak, Facebook'u açtım. ilkhaber, FATOŞ'tan. Tek kelime yazmış: "KRANK", ve altında, "2 dakika önce" yazılı. Anlamını biliyorum. Hangi amaçla yazdığını bilmememe rağmen hemen cevapladım "Krankenhaus" kelimesiyle. Ve daha fazla oyalanmadan, hemen çıktım, ve web sayfamı açtım, "yazacaklarım" vardı:



FATOŞ'cuğum, "bu" gece bir rüya. Sonunda, bir ses: "KALFA" tek kelime, bunu rüyamda senin adınla bütünleştirerek "KALFATMA" dedim, ve (çiş/gaz) için uyandım. Saat 02.00 sıraları. Daha önce bu kelimeyle bu tür "işlem" yapmadığım için, Rüyanın Misyonkoyucu'dan Stella marifetiyle yüklendiğinden emin, ama niye diye düşünmeden, tekrar yattım ve uyudum. Gene bir rüya. Sonları şöyle: uzakta 3 kişi gidiyor arkaları görünüyor. Sağdaki, bana yakın olan kişilerin aradıkları adam. Farkedince, tabancalarla ateşe başlıyorlar, ve o üç kişide dönüp tabancalarla karşılık veriyorlar. Bu sırada, bir "kadın sesi" duydum. o "sağdaki" kişiye seslendi. ilk cümlesi iki kelime, birincisini unuttum, ikicisi "ölürsün". Sonraki cümle "sonra da mutlu olursun", ve ardından gene (çiş/gaz) için uyandım. Saat 04.00 sıraları. E tabi bu da Misyonkoyucu'dandı, ne demek istemişti acaba, yatınca uyumadan, ilk hatırıma gelen "sağlık sorunlarım" oldu."HASTA"(=Krank) yım belli, ama idare ediyorum. Özetle söyleyeyim. Ötedenberi devam eden, barsak problemi, dışkılama ve gaz çıkarma zorluğu, Tuvalet işi adeta işkence."Parmaklama". Mecburen aşırı "ıkınma", bunun Beyine olan olumsuz etkisini biliyorum. Ve buna ek olarak, Kurban Bayramı sırasında başlayan bel ağrısı. İlk bel ağrısı 1975'de. Bunun kaynağı da o, ama Barsak sorunuyla da karşılıklı bağıntılı. Kesin olarak şimdi nasıl başladı hatırlamıyorum. Sabaha doğru artıyor. Gündüz zorluk vermiyor. Rahatça yürüyebiliyorum. Ama zafiyet de yaşadım, bağıntılı. Metro'nun merdivenlerini çıkamıyacak kadar. Dizlerimin bağı çözüldü, derler ya, aynen öyle. Daha önce hiç olmayan yeni durum, sol bacağımda uyuşukluk. Sabah Zor, sonra etkisi geçiyor. Ama Kurban Bayramı öncesi gibi, 250 mekik çekme imkanım, mecalim yok, şu sıralar. Yürüyüşlerle idare ediyorum, "hareket ihtiyacımı". Gaz problemi, Besin programımla da ilgili tabi. Ama değiştirmeye de yanaşmıyorum. Tabi, Stella marifetiyle, sağlık durumumu biliyor, Misyon koyucu. Ve bu son rüya da onunla ilgili. "Yeniden doğmak" (rebirth) 'ü işaret etti, dedim. Sonra hatırma Hillary Clinton geldi. CNNint. "Breaking News" olarak "Okul katliamı" haberi devam ederken, bir alt yazı, gene "Breaking News", Clinton'un, "Beyin sarsıntısı" geçirip bayıldığına dair haber. Önemsemedim, "pas geçtim". Ama bu gece önemli olduğunu farkettim. Beyin faaliyetleri izlenip yönlendirilmiyormuydu. Evet gerektikçe yönlendiriliyordu. Bağıntı vardı, Katliam'la ilgili. Ama tam hatırlayamadım, Cuma akşamı mıydı, Cumartesi akşamımıydı. Peki mesajı neydi, Beyin sarsıntısı. Türkücü Kamil SÖNMEZ'i hatırladım, Beyin kanaması ardından "felç", hastanede yoğun bakımda. İnternetten öğrendim tarihini 4 Aralık. Ve 17 Aralık akşamı TALABANİ'nin benzer durumu. Bütün bunları, "Yılmaz, bedeninin durumu, beynine fazla zorlama yapıyor" mesajı olarak algıladım. "Beden eskidi..." mesajı kısaca. Hillary Clinton'un hangi gün Beyin Sarsıntısı geçirdiğini ararken, Doğum tarihini buldum: 26 Ekim 1947. İşyerinde, TUNÇ YILMAZER'inkiyle aynı. Bu da çok özel bir dolaylı kanıt bana. 27 Ekim 1998'de, İzmir'de, 3.ncü dalga ezme başlamıştı, işyeri ağırlıklı. Dün, Duvar takvimine yazdıklarıma bakarken, 31 Mart 2012'de, 4.cü dalga'nın 12.ci yıldönümünde, Hillary Cilinton'un, Suriye konusuyla ilgili, İSTANBUL'a gelmiş olduğunu da görmüştüm. Zaten, Hillary Clinton adı (daha önce anlattığım gibi) Edmund Hillary ile de bağıntılı. 1453+500= 1953, 29 Mayıs, EVEREST'in fethi.

"Yeniden Doğuş" u, Apandisit ameliyatına giriyormuşum gibi, tercih ederim. Evet, idare edebiliyorum şu andaki "sağlık sorunlarımla", ve beklemeye, misyonun şu anda benden beklediklerini yapmaya devam ederek. Bir söz var: "Yarın ölecekmiş gibi ibadet et, hiç ölmeyecekmiş gibi işine devam et. İbadet'e ve iş'e devam, yani Fatoş'cuğum. "KRANK" kelimesine ne dersin. Gülüyorum, şu an yazarken. Saat 15.00 oldu.

Saat şimdi 21.00. Hâlâ gülüyormusun Yılmaz? Evet, ama bu sefer, acaba benden başka bir kişi daha çıkabilirmi, "krank" kelimesiyle FATOŞ'un "hastayım" demek istediğini anlamayan. 19.00 sıralarında tekrar açınca, anladım hasta olduğunu, görerek "geçmiş olsun" dileklerini. Ve ben de hemen "Geçmiş olsun Fatoşcuğum" dedim. Benim "Krankenhaus" yazışıma, hemen cevap vermiş: "Hastanede değil evde hasta yatıyorum" demiş ama, ben web sayfama geçtiğimden okuyamadım tabi. Saat 20.00'ye yaklaşırken, 17.ci sıra itibariyle, bir yazı daha yazdım: "... Hastalık konusunda web sayfama yazmaya başlamadan önce, facebook'ta tek kelime 'krank' görünce, üstelik 2 dakika önce girilmiş, düşünmeden hemen 'krankenhaus' yazdım ve web sayfama geçtim. Düşüncesizlik ettim yani... Stella'yı vurgulamayı, 'Fatoş ne demek istedi' konusunun önüne aldım, yani... Sorry!..."

Fatoş'cuğum,burda tekrar "Geçmiş olsun" diyorum sana öncelikle. Bugün, Sustanon iğnemi oldum. 6 ay önce, Basmane'deki GÖLDELİ eczanesi, 2 tane vermişti, onlardan sonra, ne iğne, ne hap "testesteron" almam mümkün olmamıştı. Malum, beden "hiç" testesteron ürretmiyor. Testesteron erkek için, sadece cinsellikle ilgili değil. Yokluğu, başka genel sağlık sorunlarına yol açıyor, mesela "ateş basması" gibi. Hem yaşadığım için hem de okuduklarımdan hatırmda kaldığı için biliyorum. Eczanelerde, hiç aramadım, Sustanon var mı diye. MİT'in güdümünde, "Yok" dediklerini bildiğim için. Birkaç yıl önce, Karşıyaka Çarşı'da, Ferah eczanesininin önünden geçerken, Kapının önünde oturan eczacıya, "Sustanon 250 var mı" dedim, "yok" dedi. Ardından "Ecopirin 100" dedim. Ona da "yok" dedi. Kanı sulandırıcı aspirin türü. Ona da "yok" demesiyle,MİT'in güdümünde "Yok" demiş olduğu kanıtlandı, anında. Yürüdüm, tepkisiz. Bir süre sonra, ordan geçerken, bir ses, "İlacın geldi, gel al". Başımı arkaya doğru çevirip bağırdım. "Geleceğim, sonra", dedim yetmedi hemen ekledim "Canını almaya". Dün, Basmane dönüşü, Kemeraltı Polis karakolu'nu geçince Sıhhat eczanesi. Sorayım şuraya dedim. Sordum. "Yok" dedi,"Muadili iğne veya hap varmı" dedim. Gene "Yok" dedi, ama  "Hap da var, iğne de var, yazayım isimlerini, doktoruna danış" dedi. "Kalsın, doktora danışma imkanım yok" dedim çıktım. GÖLDELİ eczanesi, bir ara hap vermişti, onla idare etmiştim, bir süre. Bugün, onun kutusunu götürdüm, Sıhhat eczanesine, "Sustanon yerine bu varmı" dedim. "O yok ama, Sustanon var" dedi."Dün yoktu, yeni mi geldi" dedim. "Dün de vardı, ama vermedik" dedi. Yani, Karaborsa iması yaptı. "Kaç tane" diye sordu "Çok" dedim. "Çok olmaz" deyince,"5 tane", dedim 6 tane verdi. Ve hemen Bostanlı'da Tayfun Kent'e yaptırdım ilk iğnemi, bu akşam.



*******************

(20 Aralık 2012   :) Bu sabah, öncelikle, FATOŞ'un Facebook sayfasında, onun dün " KRANK:-((( " yazısıyla açtığı bölüme, dünkü 17.ci sıradaki yazımın altına 18.ci olarak şunları yazdım:

" I hope you are better today, Fatoş! One of the shields of the mission-maker to "protect" me from the people for some of my doings (and writings) is the word "sick" (mentally sick). I am used to hearing it, directly or indirectly, from the people during the oppression. So, I first thought "Krank" was for me. But I instantaneously STOPPED the thinking, not to be negatively affected. I wrote "Krankenhous" to show I know this german word. And I passed to my web-site, to write "yes I am sick, but this way", and to show that while  I intend to write about my sickness, your writing of "Krank" was done by STELLA. My laughter was for it. In short, my not understanding the real meaning of your word "Krank" is because I CARE for you, Fatoş! " 



Sonra Powerball'a baktım: Dünkü (Çarşamba) çekilişinde, 1 kişi tam bilmiş, KANSAS eyaleti'nden. Kim henüz belli değil. Ardından, trthaber.com'a baktım. "Son Dakika" yazısıyla, KAMİL SÖNMEZ'in hastanede vefat ettiğine dair haber. 09.05 saat girişli. Anlaşılan, bugün vefat etmiş. Ve iki haber daha ordan: 1) MANİSA'da yalnız yaşayan ERTAN ÇETİNKAYA 'nın işe gelmemesi üzerine, MUTLU mahallesindeki evine gidildiğinde, boğazı kesilmiş olarak ölü bulunmuş. 00.27 saat girişli. Belli,dün olmuş olay. 2) VAN BAŞKALE ERENLER köyü, amca çocukları arasında silahlı kavga. 3 ölü. Kadir DELİ olay yerinde, Abdülkerim DELİ ve Cengiz DELİ hastanede ölmüşler. Jandarma köyde önlem almış. 21.05 saat girişli. Belli, dün olmuş olay. Bu haberlere bakarken, sağda "kaymakta olan" yorumlardan, birine ama sadece birine gözüm ilişti. YILMAZ DEMİR adıyla girmiş "Genel af istiyoruz. Biz artık islah olduk" yazılı. Bekledim, tekrar çıkmasını, çıkınca tıkladım. "Mahkumlara eş ve Hastalık izni" haberi altında, 04.44 saatte, 18.ci sırada yapılmış son yorum. Sonra, Dünkü Haberturk gazetesindeki haberi, "bulup" getirdim. Kesmişim, işlem yapmadan bırakmışım, iyiki kıvırıp çöpe atmamışım. Haber özetle şöyle: "Öldükleri 3 gün sonra ortaya çıktı" başlığı altında. BURSA, Osmangazi ilçesi, soba zehirlenmesi. ÇETİNKAYA ailesi. CEMİL (60)-CEVRİYE(49) çifti, ve Çocukları İBRAHİM (11), Cuma gecesi, Sobanın yandığı odada uykuya daldılar. 3 gün sonra Cevriye Çetinkaya'nın kardeşleri Osman ve Metin BOSTAN tarafından bulundu cesetleri. Ailenin büyük oğlu NEDİM, Cuma akşamı geç gelince, eve girmeyip, terastaki odada yatmış, ve de Cumartesi Pazar eve gelmemiş. Ölüm haberlerini, Pazartesi akşam iş çıkışında öğrenmiş. ("işe gitti kurtuldu" diyor onun için, gazete.)

*******************
Yüklə 1,16 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   23




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin