*******************
(26 Eylül 2017 :) "Spiralli Kitapta" olmayan buraya kadarki son bölümlerin "Çıktısını" aldırararak ekletttim, ve "çıktıların" bir kopya setini de Demir'lere postaladım, bugün.
Bugün, Genel Kurmay Başkanı Org.Necdet Özel "soruları" cevaplamış. Bir soruya cevabı da şöyle: 1 Ocak 2012'den 24 Ocak 2012'ye kadar, "terörle mücadelede" 110 şehit, 427 terörist Ölü.
Bir soru da benden: "Devlet, PKK'yı niye kurdu?
*******************
(28 Eylül 2017 :) Bugünkü GÜNEŞ gazetesinden bir haber: "Ölümünü oynamış" başlığı altında, 26 Eylül 2017'de İzmir KARAbağlar'da, bir ilköğretim okulunda, sınıfta, 16 yaşındaki (8.ci sınıf) erkek öğrencisi (H.K.) tarafından ekmek bıçağı ile bıçaklanarak öldürülen 40 yaşındaki öğretmen RABİA SEVİLAY DURUKAN geçen yıl 8 Mart Dünya Kadınlar gününde, "kadına şiddete hayır" temalı bir OYUN'da, "karnından bıçaklanarak öldürülen bir kadını" canlandırmış. Yaşadıkları "reel", ama Misyon koyucunun eseri, Yılmaz'ın işleri ile ilgili. 26 Eylül, Doğum günüm (ARTI BİR olarak). 40 yaşıma girerken geldim İzmir'e (1987 sonbaharında). RABİA (RAB/ABİ), Sevilay (Tülay-Sevilay ikizler bağıntısı), DURUKAN (UR KAN). Kocası başka bir okulda MATEMATİK öğretmeni Hüseyin Durukan. Dünkü Sabah gazetesindeki habere göre, olaydan bir gün önce, "çocuk" alenen tehdit etmiş öldürmekle, öğretmeni. (Buna rağmen) Ertesi gün, sınıfta, öğretmen "kulağını çekmiş", çocuğun. O da, ilk teneffüste, evine gidip, ekmek bıçağı ile (koşarak) dönmüş, ve öğretmeni (bıçaklıyarak) öldürmüş. 1987'de İstanbul'da, İstanbul Hava Yolları adlı (Türkiye'nin ilk) özel Hava yolu Şirketinde, "Harekat Memuru" olmak için kursta iken, "Öğretmenin", "Kulağını çekerim senin" denesi üzerine, terketmiştim hemen şirketi, Havaalanı Özel Giriş kartlarını da Taahhütlü mektupla iade etmiştim. 1963-64 Dersyılı başlarında, Yani 1963 sonlarına doğru, Ben 16 Yaşımda, ve Lise Son sınıf öğrencisi iken, Denizli'de, MATEMATİK öğretmeni genç kız, adı KAYHAN (soyadını bilmiyorum), beni sınıfta, "tahtada" SEBEPSİZ YERE, kıyasıya dövmüştü, yüzüme tokatlarla. O olaydan sonra uzun süra, onun derslerine girmedim. öteki derslerim de asıl o yüzden aksadı. 4 (DÖRT) dersten ikmale kaldım. İkmalde geçtim sınıfı. Tüm notlarım 5 olarak, bir tanesi 10'du,ingilizce. Lise-1'de iken karnemde MATEMATİK notum 10'du. (Öğretmenim Seyfi DEDA'ydı). Ben uzun süre anlıyamadım, niye dövdüğünü. Son zamanlarda, şu konu hatırıma geldi: Lise-2 bitmek üzereydi, Belediye otobüsü, öğrencilerle tıklım tıklım dolu. Önümde bir kız, aynı okulda Ortaokul kısmında. "Yapıştım" ona iyice (FORTçulukmuş, "tabir" sonradan öğrendim.) Sonra Okul açılınca, baktım ki o kız benimle ilgileniyor, "bağlanmış bana aşk duygusuyla". Ama ben "karşılık" vermedim. (Zaten, istesemde, psikolojik sorunlarımdan dolayı karşılık veremezdim.) Bir de ablası vardı, Lise sonda, başka sınıfta. Sanırım, Kayhan'la ilişkileri varmış, ve beni dövdürdüler ona. Tabi, olay, Misyon-koyucunun eseri, aslında. Dayak ve Yılmaz. Üstelik Genç kız tarafından. Olay zamanı, J.F.Kennedy'ye (sahte) SUİKAST yapıldığı zamanlarda. (KENNEDY: Kendisini Kendisine HAdım ettirmek var. EZME var, DAYAK var...) MATE MATE İKİ, herkese iki eş var.... FAHRİ KAYAHAN'ın şarkısı var: AYRILIK ATEŞTEN BİR OK... Yılmaz'a söyleyecek annesi, Veda Şarkısı olarak, "evinde" son gecede...
26 EYLÜL 2012'de, Antalya, KAŞ açıklarında, 150 km. mesafede, 4.7 şiddetinde deprem oldu, sabah saatlerinde. (KAŞ/AŞK). 26 EYLÜL 2012'de, SAKARYA'da, Basın ilan Kurumu ekibi usulsüzlük gerekçesiyle gittikleri ANAdolu Gazetesi'nin sahibi AdNAn uyuMAZ tarafından kurşun yağmuruna tutuldu. İki kişi ağır yaralandı, DEVRİM ERSEN ÖZERGİN öldü. (Devrim/Dünya Devrimi) (ER-sen)(ÖZ-ERgin). Zanlı aynı gün akşamleyin yakalanmış, ARİFiyE'de. (ARİFE de ezildi oğlu Yılmaz'la birlikte, ANA.)
ADnan/ADana benzerliği. ADNAN-ANADOLU-ARİFİYE üçlüsü, adANA-ANAtoli-ANAkonda üçlüsü ile bağıntılı. Adnan, Adapazarı'nda, 28 Kurşunu, bunu hatırlatmak için sıkmış. 31 Mart 2000'de, bana İzmir'de 4.cü dalga "ezme" başlatılınca, annem için de Mahsur hayat başladı, kendi deyimiyle "asri hapishane" hayatı. Bilmiyordu bana ezme uygulandığını, anlatsamda inanması imkansızdı. 7 yıl böyle yaşadı. Bu 7 yıl içinde 3 kez "hastaneye kaldırıldı". Birincisi, 31 Aralık 2012'de, Gece yarısına doğru. Ben 112'ye telefon ederek. Karşıyaka Devlet hastanesi. Tek kişilik oda, Ben de yanında (Sandalyede uyuyarak) refakatçi. 15 gün kadar. İyileşerek döndü eve. Orda iken, Hastanenin kendi eczanesinde, Eczacı kadın, ilaçla ilgili beni başka bir büroya yönlendirirken, aynen "BAK bakalım KUYRUK VARmı" demişti. Ogün (8 Ocak 2003), gece yarısına doğru, THY yolcu uçağı, diyarBAKır'da inişe geçerken düşmüş, 74 kişi ölmüştü, 3 yaralı kurtulmuştu sadece. Oda'da TV vardı. Gördüm görüntüleri. Uçaktan geriye "parçalanmamış" sadece KUYRUK kalmıştı. Ertesi sabah, özellikle gittim, eczaneye, "Gördünüz mü, uçaktan sadece KUYRUK kalmış" dedim. Bu da yetmedi. Bir gün sonra, bu kez (9 Ocak 2003'de) Malatya-ERhaç yakınlarında, 2 askeri keşif uçağı (RF-84) çarpışarak düştü. 4 pilot Şehit. (aRiFe). (Malatya-44.) İkincisi, 29 Aralık 2005'de, Gece yarısına doğru. Ben 112'ye telefon ederek. Önce Karşıyaka Devlet Hastanesi, ve hemen ordan Buca seyfi DEMİRsoy hastanesi. 18 Ocak 2006'ya kadar. Orda refakatçi, para ile, bir kadın. iyileşerek döndü eve. Ama, artık hiç ayağa kalkamıyacak durumda. Kendi deyimiyle "dikelemeden", hep salondaki Çekyat koltukta, yatarak, veya oturarak. Son bir yılı böyle. İhtiyaçları için bana bağımlı. Tuvalet, hamam, Etek traşı (onun yöntemiyle "ağda") dahil. Hemen 2 cep telefonu aldım. NOKIA. biri ona biri bana. Ama kullanamadı. Bunun üzerine, daha kolay, Ev telefonuna bağlı, seyyar telefon aldım ona. Onu rahat kullandı, beni "çağırmak" için. Gece-Gündüz. Gerektikçe. Gece kendi odamda yatıyorum. Telefon çalınca koşuyorum, salona. Dışarda, gEZinti'de, veya kahve'de "GAZETE" ile meşgulken, çağırırsa, hemen "koşup" gidiyorum eve. Annem, Buca'da hastaneye kaldırıldıktan 4 (dört) gün sonra, 4 Ocak 2006'da İsrail Başbakanı ARİEL ŞARON beyin kanaması geçirerek, "komaya" girdi. Ogünden beri, hala "komada" (bitkisel hayatta). DÖRT O(la)CAK yeni aile'de eşler sayısı. ARİel şaROn/ARİfe güROl benzerliğine dikkat. (Az önce, internet'ten baktım, 4 Ocak yanlış olmasın diye. Evet doğru. Bu arada doğum tarihini de öğrendim, 26 Şubat 1928. (Tayyip Erdoğan'ın doğum günü, 26 Şubat 1954). Annem, 3.ncü kez "hastanelik" olduğunda, Takvim 6 Ocak Cumartesi'ni gösteriyordu. Annem artık telefonla beni çağıramaz hale gelmişti. Ama ben de, artık 112'ye telefon edemez hale gelmiştim. Mecburen, Ankara'ya DEMİR'e telefon açtım. "Pazartesi" izin alıp geleyim, dedi. Demir Gelinceye kadar, hem annem, hem benim için zaman "çok zor" geçti. Evden uzun süre, ayrılamadım. Kısa çıkışlar, sadece. Migros Girne'ye gitmek için gibi. Annemin "bilinci" bulanıklaştı. Beklerken Demir'i, "Demir evin yolunu biliyormu" diye bile sormuştu. Demir, 9 Ocak 2007 Salı sabahı, Ankara'dan otobüsle yola çıktı. 9 Ocak 2007 Salı sabahı, adANA'dan kalkan özel bir yolcu uçağı, Irak'ta, ANAkonda askeri üs hava alanına iniş sırasında düştü. Irak'ta çalışan Türk işçilerini taşıyordu. Uçaktaki toplam 35 kişiden sadece bir işçi yaralı kurtuldu.Ölen 3 pilot arasında birinin adı ANAtoli'ydi. (9 Ocak 2003/9 Ocak 2006 bağıntısına da dikkat). Geceye doğru, Demir geldi. 112'ye telefon etti. Ve Annem Tepecik hastanesine "yoğun bakıma" Kondu, Gece yarısından önce. ANAkonda/ANAkondu. Ben de Demir'in yanındaydım, tabi. Demir gitmeden, Bakıcı kadın da buldu. Mürvet hanım. "Yoğun bakımdan çıktıktan sonra, 2 kişilik oda'da, orda Mürvet hanım baktı anneme. Taburcu, olacağında gene telefon ettim, Demir'e. Geldi. Annemi eve getirdi, 20 Ocak 2007'de. Ben de Demir'in yanındaydım, tabi. Demir gitti. (...) 8 gün sonra da, annem vefat etti, Şirinyer'de, Sevgi ŞEŞEN'in "bakımevinde" ilk gecesinin ardından sabahleyin, 28 Ocak 2007'de. Sevgili anneciğim.......
26 Şubat 1928'de Ariel Şaron doğdu. 26 yıl sonra, 26 Şubat 1958'de Tayyip Erdoğan doğdu. 26'da ne var. eSKİşehir. Sünnetlidir, Ariel de, Tayyip de. Yılmaz da sünnetlidir, çünkü müslüman olarak doğdu, Sünni mezhebinden.
25 şubat 1954'de İstanbul Boğazı dondu. Ertesi gün, İstanbul'da Recep Tayyip erDOĞAN doğdu. (Bakınız, 26 Şubat 1954 tarihli Hürriyet Gazetesinin manşetine: "Dün Boğazı yaya geçmek kabil oldu!" diyor). Sanırım, sonra bir daha donmadı. Ama Tayyip İstanbul'a, Belediye Başkanı oldu.
Gayrikabilirücu Akreditif(=Irrevocable Letter of credit) (eXport/import işleri). Bir türkü: GAYRİ dayanamam ben bu hasrete... (Burda, gayri, "artık" anlamında) ARTIK KABİL, Habil ile Kabil gibi eş sahibi olmak, ama kavgasız. Dörtlü aile, öz kardeşler birbirine eş, doğumdan. 2 erkek, 2 dişi. Erkekler büyük. Aralarında sırayla birer yaş farkla. Dolayısıyla, Büyük çift-Küçük çift ayrımı var. Primary eş belli, öteki secondary. Ama Yılmaz, Kabil'de Kavga hala devam etmekte. Evet, haklısın. Aralık 1979'da Sovyetler, AFganistan'ı "işgal" edince ne kadar sevinmiştim.... (Bu paragrafı, bu sabah, 30 Eylül'de yazmıştım. Bu akşam, CNN int.den duydum, Bugünkü ölümle, AFganistan'da ölen Amerikan Asker sayısı 2000 olmuş. 1 Amerikan askeri, bir sivil Amerikalı ve 3 Afgan Askeri toplam 5 kişinin ölümü ile sonuçlanan saldırı ile. "2000 sınırını aştı" dedi.) (Bugün, Mevlana'nın Doğum Günüymüş, takvim yaprağından bilgi. Demişlerki, "Mevla" rolü oynayacak Talihli'nin ANA'sı, mevlANA'nın 800.cü doğum yılı içinde vefat etsin, 2007'de. Gün-ay ne olsun. Talihli'nin "Tanrısal Gününden" yarımyıl önce, yani 28 Ocak. Babamın Cenaze namazı, "eve" en yakın Mevlana camisinde kılındı. Geyve'de, Mevlana Çavdar, karısıyla annem "ahretlik" olmuşlardı, yani birbirlerine "ahretlik" diye hitap ediyorlardı. 1959 du galiba Geyve'ye gittiğimiz yıl.)
Aralık 79 da, başka ne oldu Yılmaz, AFgan işgalinden önce? Evet, Kardeşim Demir (ve Kuzenim Turgut) da, MİT tarafından alenen kulanılmaktaymış, "bana karşı", benimle ilgili işler dolayısıyla. Onu öğrenmiştim.
Başka ne olmuştu, Aralık 79'da? Ecevit, 2 yıl kadar, terörü azdırdıktan (2.ci terör'de, ölü sayısı 5000'e yaklaştıktan) sonra, 5 boş milletvekili için yapılan ara seçimlerde, "milletvekili çıkaramadım, millet gitmemi istiyor" bahanesiyle, hükümeti bırakıp gitmişti. Ve Demirel'e Azınlık hükümetini kur, desteklerim, demişti. Mecburen kurdu DEMİRel "Azınlık hükümetini", ve kurar kurmaz da, Ay biterken, Ordudan "Uyarı" mektubu aldı, Anarşi ve Terör hakkında. Sonrası malum... 12 Eylül 1980.
*******************__(3_Ekim_2012_:)'>*******************__(1_EKİM_2012_:)_(eKİM_/oKİM/KİMo/ESKİMO...)'>*******************
(1 EKİM 2012 :) (eKİM /oKİM/KİMo/ESKİMO...) 12.30 Önce trthaber.com'a baktım. BERKANT vefat etmiş. 12.09 yazılı. ilk "yorum" benden oldu. yilmazgurol1947 adıyla: ("Bir şarkısın sen, ömür boyu sürecek..." Sevenlerinin, "hepimizin" başı sağolsun...) Vefatı bu sabah, İstanbul'da, tedavi gördüğü hastanede, akciğer kanseri. "son günlerinde tedaviye cevap veremez hale" gelmiş. 1938 doğumlu. Soyadı, akGÜRgen'de benim (bizim) soyad'daki GÜR kelimesi var. SAMANYOLU şarkısı 1967'de, sözleri TEOman alpay, bestesi Metin Bükey. 50 gündür hastanedeymiş. Eşi Engin Akgürgen, "39 senelik eşimi kaybettim. Hayat arkadaşımı kaybettim. Hiç yanından ayrılmadım. Hep beraberdik. Son lafı 'seni seviyorum' oldu. Onu da o kadar zor kurdu ki, o cümleyi..." demiş. Sevgili annemin, evde son gecesinde, o veda şarkısını çok zorlukla, söylediği gibi, "AYRILIK ateşten bir ok, Benim derdim herkesten çok" Bu kadar söyleyebilmişti.
Takvim yaprağından: Bugün, Dünya Yaşlılar Günü'ymüş. Misyonkoyucunun, START için beni 65 (+?) yaşıma kadar bekletmeyi kararlaştırmasının, astronomik olanlar dahil "çok" faktörü var. Ama en önemli ikisi şu. Yaşlı olmanın ne demek olduğunu bilmemi istemiş, Start'tan önce. orSON WELLes ("Yurttaş Kane" filmi), "benim için" söylemiş o şiiri, şarkıyı: I know what it is to be young, but you don't know what it is to be old... So my friend let's make music together..." İkinci önemli faktör, insanların beni "kabullenmesini" kolaylaştırmak için. Start ve sonrasında, ben tüm insanları, büyük çoğunluğundan, yaşça büyük olacağım. Babaları yaşında, hatta dedeleri yaşında. Tabi, Misyon koyucu "emin"di bu kararı verirken, benim "misyonu gerçekleştirebilecek kadar " uzun yaşayacağımdan, "Azrail bozmasın" dileğiyle. Bozarsa, eğer, herhangi bir aşamada, B-C... planlarını "hazırda" tutarak. (Internet'ten baktım: Orson Welles, Doğum 6 Mayıs 1915, vefat "meslekdaşı" YUL BRYNNER ile aynı günde 10 Ekim 1985'de, diyor. (Brynner, brAYNIr diye söylenir, AYNI kelimesi saklı soyadında yani.) Christopher Reeve (Superman) de bir 10 Ekim'de vefat etmişti. Yani, Superman'ın doğum günayı'nın benimkinle aynı olması, beni o ikiliye, ve dolayısıyla, o şarkıya bağlıyor. İzmir Karşıyaka 1751 Sokak başı, Park Taxi karşısı 1 No.lu apartman adı BERKANT. Giriş kapısının üstünde 1x2 metre kadar boyutta, bir beton "çıkma" vardı, Raf gibi. Başka desteği yok. İzmir'de 1.c. dalga ezme sırasında, yani ben Gümüşpala'da iken veya, Nergiz'e yeni gelmiş iken (1988 veya 89), o betonun üzerine bir "mektup" atmıştım, "ömür boyu" işleriyle ilgili. Sonra, o beton çıkma'yı kökünden kestiler. (RUS asıllıymış YUL BRYNNER.)
İnsanın "doğasında" vardır, gerektiğinde "sevilen" için canını feda etmek. Evladını kurtarmak isteyen ana veya baba. (Ama olmasın değil mi, babası veya anası yerine, evladın "sevgiden dolayı" canını feda etmesi. Baba veya ana istemez bunu.) Eş için canını feda etmek, gerekirse. Aile dışında, içinde yaşanılan topluluk için, daha geniş anlamda toplum için, ve en geniş anlamda insanlık için de gerekebiliyor, gerekebilecek, kişinin, kişilerin canlarını feda etmeleri, "insan sevgisinden" dolayı, insan olmanın gereğinden dolayı. Yeni Dünya'da, Aynı Yuva'da, Zincir Aile biçiminde yaşayacağız. Tüm nesiller, bir arada. Ve orda, sağlıklı iken, belli bir yaşa gelince (115 artı eksi bir ve iki diyorum), bir nesil,torunlarının torunlarını (15 artı eksi bir ve iki yaşlarda olzcaklar) göördükten sonra, "yenilere yer açmak için", veda edecek hayata, hep birlikte 2 erkek-2 kadın, Sevilenleri için. Bilimin (Tıpbın) yardımıyla, acısız. Fiziksel ve ruhsal acı duymadan "huzur" içinde veda edecekler hayata, bırakarak "dünyayı" sevdiklerine.
"Yaşlanmayı durdurmak", hep sağlıklı olmak durumunu tam olarak hayata geçirmeyi başarana kadar, şimdi 7 milyar olan nüfusumuzla, tabiki hastalıklar, yaşlanmalar olacak. Devletin tıbbi yardımı da. "Çaresiz" durumlarda, şimdiki gibi "ölüme yaklaşırken kişi" gerektiğinde "uyutmak", fiziksel acı hissetmeden ölmesini sağlamak. Daha da ötesinde, "Çaresiz ve dayanılmaz" durumlarda, bilinci yerinde ise, kendisinin isteğiyle, kararıyla, bilinci yerinde değilse yakınlarının isteğiyle,kararıyla ÖTANAZİ (bilimsel yolla "tatlı ölüm") de insanın haklarından biri.
Yeni Dünya'da, Ev'de Zincir Aile. Aile yönetimi Meslekleri, ebeveynlerinden devralan nesil tarafından yürütülecek. Ebeveynlere (ve daha yaşlılara) Sevginin saygının devam ettiği koşullarda. Yeni Dünya'da, Yaş, rütbenin üzerinde olacak hep. Toplum içinde de, Aile içindekine benzer uygulama. Kentte, yeni Vali Ailesi yönetimi ebeveynlerinden devraldıklaında, Kent halkının "yarısının" yaşları onlarınkinden büyük olacak. İlin yönetimi, Ailenin yönetimine benzer biçimde olacak yani. Ama, özellikle orduda, (en geniş anlamda Güvenlik kurumunda) tabiki Subaylar, yaşça büyük olacaklar, "erler"den. Çünkü Subaylar, askerliklerini yaptıktan sonra, Meslek okulu olarak, "Subaylık okulunu" da bitirmiş olacaklar. Öteki toplumsal kurumlarda da, kurum içi yapılanma, ordudakine benzer olacak. Rütbeliler, Kıdemliler, yaşça daha büyük.
"Sorunları", Sevgi Toplumu'nun gereklerine göre "çözeceğiz"....
Berkant Akgüren, 74 yaşında, "Dünya Yaşlılar Gününde" vefat etti. ("ömür boyu..."). Neşet Ertaş da, 74 yaşında, "Benim Doğum Günümde" vefat etti. ("seveni olmasaydı...") Berkant, Neşet'ten 6 (altı) gün sonra. Demekki BM, 1 eKİM'i seçmiş "ihtiyarlar günü" olarak, ALTI Six diye. ("İhtiyarlık...perde çekti dideye, geçti Bor'un pazarı sür eşeği Niğde'ye - Ne çıkar öğrenmişsin Mesaha'yı PİY diye, Geçti Bor'un pazarı sür eşeği Niğde'ye") Pi, 22/7 Geometri, Aritmetik... Bilim... Uygarlık. How do you PEE, Yılmaz? 26'da ne var. eSKİşehir. Eskişehir'de ne var. Lületaşı PİPO var. Yılmaz BüyükERşen bile var (Mayor).
Bu sabah (2 Ekim) trthaber.com'a baktım. İzmir, GÜRçeşme'de OGÜN balcı (33) yönetimindeki (İZBAN) Banliyo treni, İslam Çelik'e (16) çarparak ölümüne sebep olmuş, belli ki dün. Berkant ak GÜR en'in öldüğü gün. OGÜN yani dün, ilk kez Konak'tan, 16.00 vapuru yerine, metro-izban yoluyla döndüm eve. Konak İskele'ye vardığımda, 15.40 dı saat. Hava da çok sıcak. İZBAN kliması hatırıma geldi. 60 yaş kartı. 16.00 ya kadar geçerli. 16.00 dan önce aktarma HALKApınar'da girebilirim İzbana, ve doğruca Nergize, düşüncesiyle. İslam'ın işaretiymiş meğer. İSLAM....
2 Ekim tarihli Sabah Gazetesinden: Denizli Lisesini yatılı bitirmiş 1956'da, Berkant. Biz de (Ben ve kardeşim) "yatılı" okuduk, Denizli Lisesi'nde. 2 yıl yatılı. Bir yıl ÜZerlik'ten TREN'le gelip giderek. ("bERKANt" da ER&KAN saklı). Berkant'ın ilk eşi Serpil Örümcer. Görümce'yi hatırlatıyor, soyadı (Fatoşcuğum). 1 Ekim'de vefat eden bir önemli kişi daha var: Eski (1981-84) TRT Genel Müdürü, Macit akMAN. MANisa doğumlu, 1922'de (yani yıl olarak 90 yaşında vefat), emekli Tümgeneral. (Her ikisinin de soyadları AK'la başlıyor: AKgürgen, AKman).
Ve (Sabah Gazetesi hatırlattı) Tabi bir de "çok önemli" Yıldönümü vardı dün 1 Ekim 1949, "kızıl" Çin'in kuruluşu. 63.ncü Yıldönümü, Demir'in 63.cü Doğum gününden, 48 gün önce.
Ve, bugünkü (2 Ekim tarihli) Hürriyet'ten ilginç bir haber: AMANDA CLAYTON, geçen Cumartesi, Detroit-MİCHİGAN'daki evinde, "uyuşturucudan" ölü bulunmuş. Geçen yıl Michigan Lottery'den 1 milyon dolar kazanmış. Çekin fotoğrafı var: tarih 11 Eylül 2011, yani süper Terör'ün 10.cu Yıldönümü. 10 üzeri 5 eşittir 1 milyon.
*******************
(3 Ekim 2012 :) Dünya-Almanak -94'den: ***14 Haziran (1993) Kanada da Türkiye ile aynı gün parti kongresiyle başbakanını değiştirdi ve hanım bir başbakanı seçti...Kim Campbell Kanada'nın ilk kadın başbakanı oldu.*** Yani her iki ülkenin ilk kadın başbakanları aynı günde. Türkiye'de TANsu Çiller, Kanada'da KİM Campbell. Her iki ülkenin bayraklarındaki renkler de aynı, kırmızı ve beyaz. Salihli ilkokul, 1. yada 2.sınıftayken, ilk tiyatro ROL'üm TANju'ydu. Okul Tiyatrosunda. Ama oynadığımı hatırlamıyorum. Belki "oyun" sırasında hastaydım. Annem herzaman söylerdi. Rolümü ezberlemeye çalışırken, Demir benden önce ezberlermiş.
Dün, ölümü "şüpheli" diye, Turgut Özal'ın mezarı açıldı, ve dün Tansu Çiller "28 Şubat soruşturması" kapsamında, Ankara Savcılığına ifade verdi.
17 Nisan 1993'de, Süleyman Demirel'i aktif politikadan uzaklaştırıp, ülkeyi Tansu Çiller'e teslim etmek için, sözde öldü TURGUT Özal. Ve 16 Mayıs 1993'de Demirel Cumhurbaşkanı seçildi. Bir röportajda Demirel, Yener Süsoy'a, "Biliyormusun Yener, beni zorla Cumhurbaşkanı yaptılar" demişti. Bilseydi DEMİRel, Özal'ın ölümünün sahte olduğunu, bu mümkün olurmuydu. Yener Süsoy, vefat etti sonra, yılların birinde, yılın son gününde (31 Aralık'ta.) Bugünkü Hürriyet Gazetesinde de bir vefat ilanı var, süSOY SOYadıyla. 25 Haziran 1993'de kurulan 1.ci Tansu çİLLEr hükümeti, Türkiye'ni 50.ci hükümetiydi. ELLİ önemli sayı BELLİ. Tersten TANsu'nun SOYadında gizli.
*******************
(5 Ekim 2012 :) Bugün, Zirve Fırın Dayağı'nın 4.cü Yıldönümü. Bugün, 007 James Bond filmlerinin ilkinin vizyona girişinin 50.ci yıldönümü. Bugün Çeçenistan lideri Ramzan Kadirov'un 36.ncı yaşgünü. Bugün, Dünya Öğretmenler günü,(BM,1994 den beri). Bugün İzmir'de "8.ci BALKAN lılar Halk Dansları Festivali" Başladı (5-10 Ekim 2012). Saat 16'ya yaklaşırken, KONAK'ta gördüm Dans gösterilerinden birini. Konak'tan, bugün Bostanlı'ya gittim, gemiyle, çünkü Bugün, Migros Bostanlı'nın, "YenilENEN HALİyle" ilk günüydü. Bugün, Türkiye'de "Kentsel Dönüşüm" için, ilk etapta, 35 ilde 6500 konutun yıkımına, İstanbul, ESENler'de törenle başlandı, ("patlatma" yöntemiyle).
6 Ekim tarihli Hürriyet'te, Şule bESEN'in, 5 Ekim 2012'de vefatının ilanı var.
7 Ekim tarihli Hürriyet'te, ŞEN balkaner'in eşi AYŞE tuna balkaner'in, 5 Ekim 2012'de vefatının ilanı var. (İzmir'de Balkanlılar Dans Festivali'nin başladığı gün.)
5 Ekim 2012'de, "ZİRVE fırın olayı" ile bağıntılı 2 "kaza" haberi, trthaber.com'dan: 1) RİZE, atmeydanı mahallesi. İnşaatta, dış sıva (gazeteye göre boya) yaparken, İSKELE'nin halatı koptu. 3 işçi yere çakıldı. Hastaneye kaldırıldılar. İkisi, Fatih Mercan ve Ömer Öztürk öldü. İslam Aygün'ün hayati tehlikesi devam ediyor. KANITLAR: ZİRVE=RİZEv (vurgu ez), İSKELE=SİKELE ("Adam" SİKE.LE.SENİ demişti), MERCAN=WERCAN, ayGÜN=aynıGÜN (aYGün/YılmazGürol), ömER/mERcan, FATih=FATma-FA. 2) Manisa, Alaşehir, okul yolunda, Minibüs'ten düşüp başını KALDIRIM'a vuran, Lise son sınıf öğrencisi, FADİME AKDUMAN, 112 tarafından SALİHLİ Devlet hastanesine kaldırıldı, ama Beyin Kanaması dolayısıyla öldü. KANITLAR: Manisa deyince, Tımarhaneler (2 kez). SALİHLİ deyince, doğum yerim. Doğuranı, annemi de çağrıştırır. (Ben de "adama", beni si.erlerken anamı da si.tiler, demiştim.) FAdime (Gazete FAtma demiş.) Akduman/Karaduman. FAtihmercAN/FAdimeakdumAN = KAplAN/KAradumAN, KALDIrıM...
(6 Ekim, saat 14.13 girişli) trthaber.com haberi: SALİHLİ'de, Gümüşçayı durağındaki hemzemin geçitte, Mavi Tren Motosi.lete çarptı. Sürücü Mustafa Ali kURt öldü. 6 Ekim 1923, istanBUL'un kURt uluş günü yıldönümünde. 6 Ekim 1981, Enver Sedat'ın, (Müslüman kardeşler tarafından) "tören sırasında" sözde öldürülmesi. Ben, İstanbul'dan Ankaraya gitmekteydim o gün, Soma yakınlarında, Mototrende öğrendim. Ankara'da, amcamların evinde, TV'den izledik "haberi". Ertesi gün, Kırıkkale'ye Demir'lere gittim. "Politik" amaçlıydı gezim. Ve, bir "müslüman kardeş", Mısır Cumhurbaşkanı oldu, nihayet.
(6 Ekim, saat 22.50 girişli) trthaber.com haberi: ÇORLU'da, hızını alamıyan motosi.let KALDIrıM'a çarptı. Kasksız sürücü nURal YILMAZ olay yerinde öldü.
(6 Ekim, saat 15.23 girişli) trthaber.com haberi: (5 Ekim'de Rize'deki olayın benzeri.) Siirt'te. Bahçelievler Mahallesi. İnşaat. 2 Sıvacı. İSKELE HALATI'nın kopmasıyla yere düştüler. Selahattin NAS hastanede öldü. Beşir NAS tedavide.
Ve 6 Ekim 2012'de bir önemli olay da, İzmir Beydağı ilçesi Çomaklar köyü yakınlarında, KESTANE ağaçları arasına, 12.30 sıralarında BURNU üstüne çakılarak düşen Türk Hava Kurumu'na ait Eğitim uçağı. Öğretmen pilot, Hv.Kuvvetlerinden emekli Ahmet Can Damarsarar (Gazete Damarsardı diyor) öldü. Öğrenci Volkan Umudum yaralandı (Çenesi kırılmış.) Olayı gören köylüler, çıkarmışlar Volkan'ı enkazdan. İzmir Selçuk ilçesi Efes havaalanından kalkış. (DAMAR & KAN)
8 Ekim 2012 tarihli MİLLİYET'ten:"NURseli idiz, ROL aldığı HAREM dizisi yapımcısı GANİ MÜJDE'nin önceki gün kendisi için düzenlediği DOĞUM GÜNÜ partisiyle büyük mutluluk yaşadı. 52 yaşına basan İDİZ..." (Ben de mutluluk dilerim. Baktım İnternetten, evet 6 EKİM 1960, İstanbul doğumlu.) (GANİ GANİ=çok çok)
*******************
(8 Ekim 2012 :) MİT'le karşılıklı dolaylı mesajlaşma, Aralık 79'dan sonra başladı. Önce MİT'den. İnsanlar aracılığıyla, dolaylı söz ve davranışlarla. Sonra, gerektikçe, benden, dolaylı söz ve davranışlarımla. "iş" için banka soyacağım, uygunmudur, mesajıma karşılık, uygundur mesajı üzerine, 1983 Banka soygunu. Ama hapishaneler başladı, üstelik "ezme" ile. Mesaj MİT'den, "iş" için yapıyoruz, affet. Ve MİT'den Cumhurbaşkanı EVREN'e "Sayın Cumhurbaşkanım, Manisa Valisinin adında AF ET var, Manisa'yı ziyaretinizde, "şöyle şöyle davranmanız, konuşmanız, Yılmaz'a AF ricamıza uygun olur". RAFET ÜÇELLİ. Soyadı ilginç, hatırmda kaldı, o ziyaretten sonra. Ama Çanakkale hapishanede 1986'da, "iş" için doğumdan seçildiğimi bulduktan sonra durum değişti. Benim "iş" için, doğumdan seçilmiş başka kişilerde vardı. Hatta, adları soyadları bile "iş" için seçilmişti. Onun için, ÜÇELLİ kelimesi önem kazandı. Acaba mesajı neydi. Çünkü, 1966-68 Hv.H.O'nda ben 1145, Mehmet TUNÇELLİ 1148'di, ve iki soyad arasında bağıntı vardı. Acaba mesajı neydi. Üç, bir sayı. TUNÇ'da da TU var ingilzce iki (two) demek. Aşklar zamanı, TOrlak TOpkaya ikilisine de uygundu. TO-TO/two-two. Yıl 1993 ve sonrası. İşyerinde patron TUNÇ yılmazer, Apartmanda komşu hüseyin TUNÇ. O iki soyaddan TUNÇelli öne çıkmıştı. Bu kez "elli" önem kazandı. Elli (50) önemli sayı Belli. Acaba mesajı neydi. Bu gece 00.30 sıralarında, (yani bugün) uyku arasında Tuvalete kalkıp yatağa dönünce biraz daha düşündüm. Camilla, benden 100 gün önce doğmuş. Yüz, iki elli demek. Ama ben de Charles'dan bir yıl 50 gün önce doğmuşum. 2 elli ARTI 1 elli, eder 3 elli. Rafet Üçelli'ye uygun. Charles-Camilla evliliği, Demir-Gül evliliği'nin 1 gün eksiğiyle, 30.cu yıldönümünde. Otuz, üç on demek. elli/evli. TRT-1 sabah haberlerini, epeydir, TUNÇ TUNCel sunuyor, malum. Tabi, "yaşadıkça", gördüğüm önemli 50'ler... En önemlisi, Oba'da 50 aile olacağı. Kendimi essahtan Tanrı sanırken, 1987 sonunda ve ya 1988 başlarında, burda İzmir'de iken, kendim uygun görmüştüm, OBA'da 50 aileyi. Meğer, 200 yıl kadar önce, Misyon koyucu, uygun görmüş, önce. Bugün, 8 Ekim 2012, Milliyet 23456'ncı sayısını yayınlayacak. İnterneti kullanmaya başladım ya. 6 Ekim 2012 sabahı, Türk Dil Kurumu'na ikinci kez tekrar baktım. Önce SAKINDIRAK'la ilgili arama yaptım gene. Yoktu." Sonra, "KONDU" aradım. Var. Daha sonra da "öylesine" YILMAZ aradım. Anlamı için bildiğimizden başka bir şey yazmadı. Ama ekranı biraz "kurcalayınca", ilk kez bir yazı gördüm altta. "26 Eylül 2006 tarihinden itibaren 77771235 kez söz arandı" yazıyor. Yılmaz'ı arama sayım buydu yani. dört tane yedi (seven/zieben) ardından sırayla 1,2,3,5 (1234'den 1 fazla.) 1234'lüyüde bir önce muhtemelen ben aramıştım yani "KONDU" ile (ANAKONDU dolayısıyla). Ve en önemlisi, 59.ncu Doğum günümden 1 gün sonra başla(tıl)mış "sayma" işi. Ve Yılmaz'da, o sayı. 77.771.235, Türkiye Nüfusu'na aşağı yukarı çok yakın sayı. İnternet'i kullanmaya başladım ya. 6 eKİM 2012 saat 23.37'de 4.7 şiddetindeki Deprem için, "yer" sadece Ege Denizi, denmişti. Acaba neresi diye, "Kandilli"ye baktım. Çoğunda yer yazmasına rağmen, bununkini "ege denizi" diye geçmiş. Enlem-Boylam var. Haritada baktım. Yaklaşık (galiba) LİMNİ adası yakınlarında. (4.7 Doğum yılım bağıntılı bir sayıdır.) rafETüÇELLİ/mehmETtunÇELLİ. 1148/1948 Bağıntı, Ç arls'ın doğum yılı. Üç elli ile Camilla ile Demir'lere bağıntı yapmışlar... MİLLİYET (Nationality)...
CAMİ duvarından atlarken eline DEMİR parmaklık saplandı, başlığıyla "ilginç" bir haber trthaber.com'da, 8 Ekim 2012'de saat 08.41'de girilmiş. Bülent GÜL, hamal, Bursa Orhangazi, Elmasbahçeler Merkez Camisi, gece Cami bahçesindeki banklarda uyumak amacıyla atlarken olmuş. Çığlık... İtfaiye demiri kesmiş. Sağ eline saplı Demir parçası ile hastaneye. Ameliyatla demir çıkarılmış.
23456 sayılı 8 eKİM 2012 tarihli Milliyet'te "Gani Müjde"den başka ne buldun Yılmaz? MİLLİYET kimlik bilgisine bitişik, ve onunla aynı boyda bir haber, Neşet Ertaş'ın Sazı sevgilisinde çıktı, başlığıyla. Evine Hırsız girdi, iddiası yanlışmış. Son yıllarını birlikte yaşadığı SEYHAN büyükVARdar şöyle demiş: "Ertaş'ın vefatından (yani 65.nci doğum günüm 25 Eylül 2012'den) İKİ YAKLAŞIK AY önce (gazetede aynen böyle yazılı) herKESe bağlamalarından veriyorsun ama kendi evinde YOK dedim, o da al kıymetini bil, dedi. Muhtemelen, İKİ YAKLAŞIK AY sözleri aynen Seyhan'a ait. Vurgu: iki AŞK, herkese (dörtlü Aile).
8 eKİM 2012 tarih, saat 23.39 girişli trthaber.com'dan bir haber: TRABZON OF ilçesi KIYICIK beldesi. Yol kenarında arabasını taMİR eden BARIŞ BALA (27) bir otomoBİL'in çarpması sonucu (hastaneye kaldırıldıktan sonra) öldü. (BALA, çocok demek, BALABAN da Ayı yavrusu).
Burda, şimdi "onu" da yazmamda yarar var. Hapishanelerin ilerleyen zamanlarında, Bir yandan "ezme" bir yandan alay eder gibi "af" teranesi devam ederken, "yeni bir AFrodit heykeli bulundu" haberiyle bir vesile yaratılıp, Cumhurbaşkanı EVREN'e "Bu kaçıncı AF rodit" sözleri de söyletildi. Görünüşte, "hislerime tercüman" olarak sözde bana moral. DAYAN YILMAZ, dayanılmaz koşullara... -Yılmaz, Evren, o sözleri söylerken sana yönelik olduğunu bilmiyordu belki, ne dersin? -Realite'ye uymaz derim. Şimdi, Tayyip Erdoğan'ın, Yılmaz'dan, Yılmaz ile ilgil işlerden, "iş"den haberdar olmadığı sonucu çıkar... (Yılmaz, MİT'in elinde "esir", 1966 yılında 18 yaşında, MİT tarafından "iş" için seçilip, Hv.H.O'na "transfer" edilişinden beri...)
Dost'a uyarı: Yılmaz'ın düşmanını bil. Ona göre davran. Düşmanın oynadığı oyuna ortak olma...
Dostları ilə paylaş: |