Aynı zamanda THY Yönetim Kurulu’nun da bir üyesisiniz. THY’nin yeni destinasyonları ihracat pazarlarını nasıl etkiliyor? Ortak bir çalışma yürütüyor musunuz?
Türk Hava Yolları’nın son yıllarda açtığı yeni hatlar, ihracatçıların yeni pazarlara ulaşmasında ve bu pazarlarda ihracatımızın geliştirilmesinde büyük rol oynuyor.
İhracatçılar olarak her zaman THY’nin güçlü, agresif ve sürekli büyüme politikasını destekliyoruz. Türk Hava Yolları şu an itibariyle tek bir merkezden, yani İstanbul’dan dünyanın en fazla ülkesine uçuş düzenleyen havayolu unvanını ele geçirmiş durumda. Avrupa’nın en iyi havayolu statüsünü artık tescilledi, Business Class’ta da dünyanın en iyi ikram hizmetini sunan havayolu oldu.
Özellikle Afrika’da Türk Hava Yolları’nın açtığı hatlar ihracatımıza çok olumlu yansıyor. THY; Afrika’da bugün itibariyle 24 ülkede, 33 şehre, haftada 160’tan fazla frekansla uçuyor. Yine THY’nin 2012’de Afrika’ya taşıdığı yolcu sayısı 1,7 milyonu aştı. THY’nin Afrika’ya düzenlediği uçuşların ihracata çok önemli katkıları oldu. Birkaç somut örnek vermek istiyorum: Nairobi’ye uçuşlarımız 20 Şubat 2009’da başladı. 2009 itibariyle Kenya’ya 70 milyon dolar olan ihracatımız, 2012 sonu itibariyle yüzde 97 artarak 138 milyon dolara yükseldi.
Akra - Gana’ya 2010 yılında uçmaya başladık, ihracatımız yüzde 132 artarak 224 milyon dolara yükseldi. Entebbe - Uganda ve Darusselam - Tanzanya’ya 2010 yılında uçmaya başladık ve bu ülkelere ihracatımız sırasıyla yüzde 66 ve yüzde 46 arttı.
TİM olarak THY ile ortak çalışmalar yürütüyoruz. THY ile yaptığımız protokol ile birlikte, yeni açılan hatlarda, belirli sayıda ihracatçıya ilk uçuşlarda sadece vergileri ödeyerek uçma imkânı sağlıyoruz. Diğer taraftan THY ile birlikte çıkardığımız The Turkish Perspective dergisi de tüm business class yolcularına ulaşıyor.
Önümüzdeki dönemde demiryolları taşımacılığı ile ilgili gelişmeler kaydedilmesi bekleniyor. Demiryollarının önem kazanması, ihracatçının en büyük giderlerinden bir tanesi olan ulaştırma maliyetleri açısından ne gibi avantajlar getirecek?
Dış ticarette ve iç pazarda demiryolları, gelişmiş ülkeler tarafından büyük bir başarıyla kullanılan alternatif bir lojistik sistemidir. Fakat ne yazık ki Türkiye, demiryolları açısından biraz geride kaldı. Son yıllarda demiryollarının gelişimi için büyük atılımlar yapılıyor. Bunları memnuniyetle karşılıyoruz. Çünkü ihracatçılarımızın lojistik maliyetlerinin düşürülmesi, daha aktif ve verimli bir şekilde mal taşımasının önünün açılması, ihracatçılarımızın rekabet gücünün artırılması için büyük önem taşıyor. Demiryollarının yaygınlaşması ve verimliliğin artırılması ile birlikte ulaştırma-lojistik maliyetlerinin gerilemesini ve bunun da ihracatçılarımıza önemli bir maliyet avantajı sağlamasını bekliyoruz. Ulaşım ve enerji, sanayinin büyümesindeki en büyük girdi maliyeti kalemlerini oluşturuyor. Buradaki her türlü gelişimi destekliyoruz. Zaten TİM bünyesindeki Lojistik Konseyi ile de 2011-2012 dönemindeki yoğun çalışmalar ve çalıştaylar neticesinde ihracatın büyümesine yönelik bir Lojistik Strateji Çalışması hazırlamış ve belgesini raporlamıştık.
Dostları ilə paylaş: |