ZâDU'l-meâd muhtasari


İki Hicret (Habeşistan ve Medine'ye Hicret)



Yüklə 2,3 Mb.
səhifə21/143
tarix05.01.2022
ölçüsü2,3 Mb.
#72174
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   143

9. İki Hicret (Habeşistan ve Medine'ye Hicret)


Müslümanlar çoğalıp kâfirler onlardan korkmaya başlayınca Hz. Peygamber'e ve müslümanlara yönelik işkencelerinin şiddetini artırdılar. Bunun üzerine Allah Resûlü, müslümanların Habeşistan'a hicret etmelerine izin verdi ve şöyle buyurdu: "Orada, yanında insanlara zulüm edilmeyen bir hükümdar vardır." On iki erkek ve dört kadın hicret etti. Aralarında Hz. Osman da vardı.

Hz. Peygamber'in kızı olan hanımı Rukiyye de beraberinde ilk hicret eden idi. Müslümanlar Habeşistan'da en iyi yerlerde ikamet ettiler. Kureyş'in müslüman olduğuna dair yalan haber kendilerine ulaşınca Mekke'ye geri döndüler. Durumun öncekinden daha şiddetli bir hal aldığı haberi yolda onlara ulaşınca, bir kısmı geri döndü, diğer bir kısmı ise Mekke'ye girdi; Kureyş'in çok şiddetli eziyetiyle karşılaştılar. Mekke'ye girenler arasında Abdullah b. Mes'ûd da vardı.

Daha sonra Hz. Peygamber, müslümanların Habeşistan'a ikinci kez hicret etmelerine izin verdi. Seksen üç erkek ve on sekiz kadından oluşan bir topluluk oraya hicret ettiler ve Necâşî'nin yanında en güzel şekilde ikamet ettiler. Bu durum Kureyş'e ulaşınca, Necâşî'nin nazarında müslümanları tuzağa düşürmek amacıyla derhal Amr b. el-Âs ve Abdullah b. Zübeyr el-Mahzûmî'yi bir heyet ile gönderdiler. Allah heveslerini kursaklarında koydu. Bunun üzerine Resûlullah'a eziyetleri daha arttı; onu ve ailesini Ebû Tâlib mahallesinde üç sene -bir başka görüşe göre iki sene- kuşatma altına aldılar/tecrit ettiler. Hz. Peygamber bu kuşatmadan çıktığında kırk dokuz -bir başka görüşe göre kırk sekiz- yaşındaydı.

Bundan birkaç ay sonra amcası Ebû Talib, ardından da eşi Hz. Hatice vefat etti. Kafirlerin eziyet ve işkenceleri artarak devam etti. Bunun üzerine Allah'a davet etmek üzere Zeyd b. Hârise ile birlikte Taif'e gitti. Orada günlerce kaldı. Davetine olumlu cevap vermedikleri gibi ona eziyet ettiler ve onu beldelerinden çıkardılar, yol kenarlarına iki sıra olup onu taşladılar,73 topuklarını kana bulattılar. Hz. Peygamber, oradan ayrılıp tekrar Mekke'ye geri döndü. Yolda Hıristiyan Addâs ile karşılaştı ve Hz. Peygamber'e iman etti. Yine yolda iken Nahle denilen yerde Nusaybinlilerden yedi kişilik bir cin grubu gönderildi ve Kur'an dinlediler. Yine bu yolda Allah "dağların meleği"ni gönderip, kendisine itaat etmesini ve şayet isterse Mekke'nin iki büyük dağını kavminin üzerine geçireceğini söyledi. O ise, "Hayır, aksine onlara zaman tanınmasını istiyorum. Belki Allah, onların nesillerinden O'na hiçbir şeyi ortak koşmadan ibadet edecek kişiler yaratır."74 demişti. Yolda iken şu duayı yapmıştı: "Allah'ım! Gücümün zayıflığından ve çaresizliğimden Sana yakınıyorum." Sonra Mut'ım b. Adiy'in himayesinde Mekke'ye girdi.

Daha sonra ruhu ve bedeniyle Mescid-i Aksâ'ya gece götürüldü. Oradan göklerin ötesine bedeni ve ruhuyla yüce Allah'ın huzuruna çıkarıldı. Allah onunla konuştu ve ona beş vakit namazı farz kıldı. Bu durum bir kere oldu. Görüşlerin en doğrusu budur. Bu hâdisenin uykuda meydana geldiği de söylenmektedir.75 Hz. Peygamber Mekke'de kaldığı sürece kabileleri Allah'a davet ediyor ve Rabbinin elçiliğini onlara tebliğ etmek için her (hac) mevsiminde onlara kendisini arzedip barındırmalarını, isteğini yerine getirmeleri durumunda cennete gireceklerini söylüyordu. Fakat hiçbir kabile onun bu çağrısına olumlu cevap vermedi!!

Yüce Allah, dinini açığa çıkarmak, va'dini yerine getirmek, peygamberine yardım etmek, kelimesini yüceltmek ve düşmanlarından intikam almak isteyince -kendilerine bir şeref bahşetmek istemiyle- ensârı Hz. Peygamber'e gönderdi. Onlardan altı kişilik -sekiz kişi oldukları da söylenmektedir- bir grubun hac mevsiminde Mina'da Akabe mevkiinde başlarını tıraş ederlerken yanlarına vardı ve oturdu; onları Allah'a davet etti ve onlara Kur'an okudu. Bunun üzerine Allah ve Elçisi'nin davetini kabul edip Medine'ye döndüler. Toplumlarını İslâm'a davet ettiler ve İslâm aralarında yayıldı. Resûlullah'dan bahsedilmeyen hiçbir ensâr evi kalmadı. Medine'de içinde Kur'an okunan ilk mescid Züreykoğulları mescididir.

Ertesi sene aralarında önceki altı kişiden beşinin de bulunduğu on iki erkekten oluşan bir ensâr topluluğu Mekke'ye gelip Akabe'de Hz. Peygamber'e kadınlarla da biat etmek üzere biat ettiler; sonra Medine'ye geri döndüler. Bir sonraki yıl yetmiş üç erkek ve iki kadın -son Akabe ehli olarak- Hz. Peygamber'e gelip kadınlarını, çocuklarını ve kendilerini korudukları gibi onu da koruyacaklarına dair biat ettiler. Bunun üzerine Hz. Muhammed ve ashabı onların yanına hicret ettiler. Allah Resûlü onlardan on iki temsilci (nakîb) seçti. Ashabının Medine'ye hicretine izin verdi. Bunun üzerine birbirini takiben topluluklar halinde yola çıktılar. Ensârın evinde konuk oldular, muhacirleri evlerinde barındırdılar, onlara ikramda bulundular ve böylece İslâm Medine'de yayıldı.

Sonra Allah, Elçisi'ne hicret izni verdi. Hz. Muhammed Rebîülevvel ayının -bir görüşe göre bu ay Safer idi - bir pazartesi günü Mekke'den yola çıktı. Resûlullah o zaman elli üç yaşında idi. Beraberinde Hz. Ebû Bekir ve onun kölesi Âmir b. Füheyre de vardı. Kılavuzları Abdullah b. Uraykıt el-Leysî idi. Hz. Peygamber ve Hz. Ebû Bekir76 Sevr mağarasına girip orada üç gün kaldılar. Sonra sahil yolunu tutular. Medine'ye ulaşınca -o gün Rebîülevvel ayının on ikinci gecesi olan Pazartesi idi-, Medine'nin üst taraflarında Kuba denilen yerde Amr b. Avfoğulları'nın konuğu oldu. -Bir görüşe göre Gülsüm b. el-Herem'in, bir diğer görüşe göre ise Sa'd b. Hayseme'nin konuğu olduğu söylense de- birinci görüş daha meşhurdur. Hz. Peygamber, Amr b. Avfoğulları'nın yanında on dört gün kaldı ve Kuba Mescidi'ni inşa etti.

Sonra cuma günü yola koyuldu. Cuma vaktinde Sâlim­oğul­ları'nın bulunduğu yere vardı. Beraberinde bulunan yaklaşık yüz müslümana cuma namazı kıldırdı, sonra devesine binip yola koyuldu. İnsanlar kendilerinin yanında konuk olması için onunla konuşmaya ve devesinin yularını tutmaya başladılar. Bunun üzerine o şöyle diyordu: "Devenin yolunu açın! Zira o nerede duracağına dair gerekli emri almıştır." Deve bugünkü Mescid-i Nebevî'nin bulunduğu yerin yakınına çöktü. -Burası Neccâroğulları'ndan Sehl ve Süheyl adında iki çocuğun hurma kuruttukları bir yerdi.- Allah Resûlü deveden inip Ebû Eyyub el-Ensârî'nin evine konuk oldu. Daha sonra hurma kurutulan bu yerde arkadaşlarıyla beraber hurma dalları ve kerpiçten kendi eliyle mescidini (Mescid-i Nebevî'yi) inşa etti. Sonra da mescidin yanına kendisinin ve hanımlarının odalarını yaptı. Kendisininkine en yakın olanı Hz. Aişe'nin odası idi. Ebû Eyyub'un evinde yedi ay kaldıktan sonra kendi evine taşındı.

Habeşistan'daki arkadaşlarına Hz. Muhammed'in Medine'ye hicret ettiği haberi ulaşınca, onlardan otuz üç kişi geri döndü. İçlerinden yedisi Mekke'de alıkonuldu/hapsedildi. Diğerleri Medine'de Allah Resûlü'ne ulaştılar.



Yüklə 2,3 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   143




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin