1 “tbmm’de kabul edilen anayasa degisiklik paketi bir ‘tepki anayasasi’dir”

Danistay baskani: InsanBaskin Oran

Danistay’in 142. yildönümünde Baskan Mustafa Birden çok önemli seyler söyledi. Ama dogru seyler söylediginden emin degilim.

1) “TBMM’de kabul edilen anayasa degisiklik paketi bir ‘tepki anayasasi’dir”. Yani, tepkiyle yazilmistir, makbul degildir, diyor. Peki, degistirilmek istenen 82 anayasasi neydi? Anayasalar, Insan’i devlet baskisindan korumak için yazilirlar. Devleti Insan’dan korumak için yazilmis 12 Eylül darbe anayasasini degistirmek kötü bir sey, öyle mi?

2) “Yargi bagimsizliginin tehlikeye düsmesi halinde, demokrasiyle ilgili sorunlar çikabilir”. Sakin, tarafsiz olmayan bir Yüksek Yarginin, 82 Anayasasina dayanarak basina buyruk olmasindan çikiyor olmasin demokrasi sorunlari?

Azinlik Raporu çikinca “Babasinin kim oldugunu ögrenmek istiyorsa anasina sorsun” diyerek küfür eden Allahin adamini Yargitay 4. Hukuk Dairesi “ifade özgürlügüdür” diye kurtardi. Ayni Daire, Anayasa Mahkemesi üyeleri için “Hukuk bilmiyorlar” diyen Prof. M. Erdogan’i üye basina bes bin TL + faizler+masraflara mahkum etti. Günahim kadar sevmedigim (ama ne fark eder?) Vakit gazetesi “Onbasi bile olamayacaklarin general oldugu ülke” yazisi yüzünden faiziyle birlikte 1.3 milyon TL tazminata mahkum oldu; simdi 308 general paylasacaklar. Bana “Asistan bile olamayacak profesör” deseler dava açabilir miyim? Estagfurullah; general kiiiim profesör kim.

Bakiniz, küfürcü düsmanlarimi sevindirecek bir açiklamada bulunayim yeri gelmisken: Artik bana hakaret edenlere dava açmiyorum, bol bol edebilirler. Çünkü Ermeni gazetesi Agos yazari’yim. Ben söylemiyorum, Mustafa Balbay’in TV’de bana “Yabanci ülkelerce maddi-manevi satin alinmistir” dedigi davada Yargitay 4. Hukuk söylüyor (bkz. “Yargitay 4. Hukuk Dairesini Takdimimdir” yazim). Yüksek yargimiza tesekkür ederim.

Bu mudur Yüksek Yargi tarafsizligi? Tarafsiz olmayan bir yargiya bagimsizlik verilmesini bekliyor mu Baskan Birden, gerçekten? Bekliyorsa, bunun nasil bir hukuk cinayeti ve toplum kaosu yaratacagini, sonuçta devletin mesruiyetini nasil asindiracagini da hesapliyor mu?

Vah ki vah

Bitmedi. Yargitay 4. Ceza, göreve gelmedigi halde kendini görev basindaymis gibi gösterdigi için “görevi kötüye kullanmak”tan yargilanan Sincan Yargici Osman Kaçmaz’i, “Bundan dolayi bir kamu zarari olusmamistir” gerekçesiyle oybirligiyle akladi. Çikarken, Yargiç Kaçmaz’in demeci: “Atlantik ötesi güçleri arkasina alanlar bize diz çöktüremezler”. Vah koca antiemperyalizm kavrami vah. Davayi izleyen Ö. F. Eminagaoglu’nun demeci: “6 Mayislar bosuna yasanmadi” (M. H. Benli, Radikal, 07.05.10). Deniz Gezmislerin asildigi günü kastediyor. Vah Deniz vah; iyi ki bu günleri görmediniz.

3) “Yargi yetkisini kullanan bizler hukuk icat etmiyoruz”. Bizzat Yargitay, “tas atan çocuklar” konusunu artik bir vicdan yarasi haline getiren çok kötü bir hukuk icat etmedi mi? Bakin hatirlatayim:

Diyarbakir 4. Agir Ceza, cenaze törenine katilmaktan F.Ö. adli çocuga sadece “propaganda” ve “Toplanti ve Gösteri Yürüyüsleri Kanununa muhalefet”ten ceza verdi. Bunun disinda bir de, AKP’li C. Çiçek’in adalet bakanligi sirasinda çikarilan, “Örgüte üye olmamakla birlikte, örgüt adina suç isleyen kisi ayrica örgüte üye olmak suçundan dolayi cezalandirilir” diyen TCK 220/6’dan ceza vermedi. Yargitay 9. Ceza bunu bozdu ve bir de örgüt üyesiymis gibi cezalandirma istedi. Diyarbakir mahkemesi direnince Yargitay Ceza Genel Kurulu Mart 2008’de içtihat yaratti: “Ayrica TCK 220/6’dan da ceza verilecektir”. Oysa, Anayasa Mahkemesinin bu düzenlemeyle ilgili 1992/20 sayili yorumu var: “Örgütle irtibat yoksa örgüt üyesi sayilmaz” (G. Tahincioglu, Milliyet, 29.03.10) .

Ogün Samast “iyi hal indirimi” falan derken en fazla 10 yil yatip çikacak; panzere tas atti diye 15 yasindaki Berivan kiza 7 yil 9 ay kesildi. Sanatçi Çiçek Tekdemir’e tef çalarak kalabaligi costurdu diye, Sirnak’taki insanlara termik santrali protesto ettiler diye yine 220/6’dan dava açildi (G. Tahincioglu, Milliyet, 29.03.10). Yine Yargitay 9. Daire kararina göre, valilik izniyle yapilan yürüyüste slogan atilirken alkislarsaniz, slogan atmasaniz bile ceza aliyorsunuz. Geçen hafta çikan “Türkiye Kürtleri Üzerine Yazilar” kitabimda da var: DGM’nin ünlü savcilarindan Talat Salk 1995’te “Zilgit çekmek terör suçudur” (Cumhuriyet, 31.07.95) demisti. Ondan bu yana acaba Yüksek Yargi kaç arpa boyu yol aldi? Sadece 2008-09 yillarinda bile, “Davut ile Calût” oyunu oynayan üç bin çocuk hakkinda yargisal islem yapilmasi, Yargitay’in 2008’de bu “hukuk icadi”ndan degil de nereden kaynaklandi diyorsunuz?

Yanlis anlasilmasin; yargiç yorumla hukuk yaratabilir. Ama, Insan’i insa için. Imha için degil. Fakat bu, medeni ülkelerde böyledir. Çünkü o ülkelerde önde gelmenin formülü sudur: Insan>Millet>Devlet. Oysa Türkiye gibi ülkelerde isaretin yönü degisir: Insan. Devlet dedigin de, su anda TSK ve Yüksek Yargi degil mi? “L’Etat, c’est moi!” Ama 17. Yüzyilda degiliz, oradan kurtariyoruz.

4) “Haberlesme özgürlügü ve özel hayatin gizliligi dinlemelerle ihlal edilmektedir”. Özel hayat bilgileri ortaliga dökülüyorsa çok dogru. Ama degilse? Mesela bir avukat, geçen hafta, iki savcisinin yetkileri HSYK tarafindan kaldirilan davada bir suç duyurusu yapti: “Bir kisinin telefonunu dinleyecegiz diye komutanlik santralini dinleme karari çikartilip 300 kisi magdur edilmistir”. Bahsettigi “bir kisi”, Erzincan eski Il Jandarma Komutani Albay Ali Tapan. Erzincan Ergenekon davasinin 3 numarali sanigi. (1 numara: Ifade vermeye gitmeyen Üçüncü Ordu Komutani Org. Saldiray Berk). Yurt disi yasagi var. Dava Erzurum’a nakledilince, tayini oraya yapildi. Avukat masraflari Jandarma Gn. K. tarafindan ödeniyor. Savcilik verdigim dersle ilgili bir dava açsa, masraflarimi Rektörlügüm öder mi acaba?

Davayi çikaramadiysaniz, 05 Mayis’taki son durusmasi sirasinda adliye binasi üzerinden iki F-16 savas uçaginin uçtugu, Hava K.K’nin da “rutin bir egitim uçusudur” dedigi, Irticayla Mücadele Eylem Plani davasi (Radikal, 06.05.10). Ama durun, bitmedi. Mahkeme, bu dinleme kararini veren kendi üyesi Yargiç Ismail Sahin hakkinda suç duyurusu yapilmasina karar verdi (Milliyet, 08.05.10).

“Yüzde 90’la kabul edildi”

Baskan Birden, her konuda konustu da, kendi kurumunu ilgilendiren konuda konusmadi: “Islamci” tarafindan yapildigi ilan edilmis, kamera görüntüleri silinmis Danistay saldirisi. “Yargilama süreci devam etmektedir, konusamam” dedi. Ergenekon davasindan bahsediyordu…

Baskan Birden’in bir konuda söyledigi bana çok koydu: “1982 Anayasasinin, yüzde 90’in üzerinde bir oyla kabul edildigi gerçegi gözlerden uzak tutulmamalidir” dedi. Kötü oldum. Bunca skandaldan sonra TSK’nin artik konusamayacak hale gelmesinin yarattigi “iktidar boslugu”nu mu doldurmaya çalisti Danistay baskani?

(Son haber: Cenevre’deki BM insan haklari toplantisinda Cemil Çiçek söyle dedi: “Ülkemizin kimi bölgelerinde nüfus kayitlarinin fiili durumu yansitmayabildigini, kayitlara göre çocuk görünen bazi kisilerin esasen eriskin olduklarinin dikkate alinmasi yararli olacaktir”).