İnsan hakları, genel olarak kişinin insanca yaşaması için gerekli olan, vazgeçilmez ve dokunulmaz temel haklarını ifade eder.
İnsan hakları, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmıştır. AB Hukukunda da üye devletlerin imzaladıkları uluslararası sözleşmeler dolayısıyla insan hakları korunmuştur. Son olarak 1992 yılında imzalanan AB antlaşmasıyla AİHS’nin birliğin genel hukuk ilkesi olduğu kabul edilmiştir.
AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ (AİHS)
AİHS, 1950 yılında Avrupa Konseyine üye devletler tarafından kabul edilerek yürürlüğe girmiştir.
Avrupa Konseyi, 44 Avrupa ülkesinin üye olduğu ve insan hakları ve demokrasiye bağlı kalarak hükümetler arası işbirliğini sağlamayı amaçlamaktadır. AB’nin bir organı değildir. AB’den bağımsız nitelik taşır. Ancak, AB’nin tüm üyeleri aynı zamanda Avrupa Konseyinin de bir üyesidir.
Avrupa Konseyi, 1949 yılında Türkiye’nin de dahil olduğu 10 devlet tarafından kurulmuştur. Organları, Bakanlar Komitesi (üye devletlerin dışişleri bakanları), Parlamenterler Meclisi (üye devletlerin parlamento temsilcileri) ve Genel Sekreterlik’ten oluşmaktadır.
AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ (AİHM)
AİHS ile üye olsun olmasın devletlerin insan hakları ihlallerinden dolayı iç hukuk yollarının tüketilmesine rağmen ihlalin devam etmesi halinde AİHM’ne bireysel başvuru hakkı tanınmaktadır.
AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ (AİHM)
AİHM’de görev yapacak hakimler, altı yıl süreyle sözleşmeye katılan devletlerin gösterdiği üçer aday arasından PM tarafından seçilir.
AİHM, insan hakları ihlallerini kendiliğinden incelemez. Bireylerin veya devletlerin başvurusuna bağlı olarak, 3 üyeli Komite (öninceleme), 7 üyeli Daire (esas incelemesi) ve 17 üyeli Büyük Daire (temyiz incelemesi) şeklinde toplanıp karar alır.
AİHM kararları, üye devletler açısından bağlayıcı olup, kararların uygulanıp uygulanmadığı Bakanlar Komitesi’nce denetlenir.
AİHM kararlarını uygulamayan devletlerin üyelikten çıkarılması mümkündür.
Aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı
Eşler arasında eşitlik
AB’DE İNSAN HAKLARININ GELİŞİMİ
Avrupa Birliğinde insan haklarının gelişimi iki aşamada gerçekleşmiştir:
İlk olarak 1985 yılına kadar içe dönük (üye devletler uygulamalarıyla sınırlı) bir yaklaşım sergilenmiştir.
1997 tarihli Amsterdam antlaşmasıyla Avrupa Birliğinin özgürlük, demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti ilkeleri üzerine inşa edildiği vurgulanmıştır.
Bu çerçevede, bir üye devletin, insan haklarını ciddi ve sürekli olarak ihlal etmesi durumunda, o devletin antlaşmadan kaynaklanan bazı hakları kullanması askıya alınabilir.
Ancak, hangi hakların insan hakları kapsamında koruma altına alındığı hususunda herhangi açıklık mevcut değildir. Bu amaçla 2000 yılındaki Nice Zirvesi sonucunda “Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı” hazırlanmıştır. Temel Haklar Şartı, 2003 yılında toplanan Selanik Zirvesiyle Anayasa kapsamına aynen alınmıştır.
AB’DE İNSAN HAKLARININ GELİŞİMİ
1986 yılından sonra ise dışa dönük (üye olmayan devletleri de kapsayan) yaklaşım egemen olmuştur.
Özellikle 1993 yılında yapılan Kopenhag Zirvesi sonucunda kabul edilen “Kopenhag Kriterleri” ile aday ülkelerin demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, azınlıkların korunması ve piyasa ekonomisini uygulamaları şartı getirilmiştir.
- Sağlık hizmetlerinden bireylerin yararlandırılması
- Sosyal güvenliğin sağlanması
Vatandaşlık haklarının korunması
- Seçme hakkı
- Seçilme hakkı
Adalet
- Herkese etkili hak arama yollarına başvurma hakkının tanınması
- Adil yargılanma hakkı (kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkemede, makul süre içinde, adil ve aleni yargılama yapılması, herkese savunma ve hukuki yardım alma olanağı sağlanması)
- Masumiyet (herkesin hukuka uygun olarak suçluluğu kanıtlanana kadar masum sayılması)
- Aynı suçtan dolayı birden fazla yargılama yapılamaması ve ceza verilememesi
TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİNDE İNSAN HAKLARI
Türkiye-AB ilişkilerinde en önemli noktalardan biri insan haklarıdır.
Adaylık Öncesi Dönem (1957-1987)
- 1980’li yıllara kadar AB’nin Türkiye’ye yaklaşımı iki yönlü olmuştur. Avrupa Parlamentosu insan hakları ihlallerinde oldukça sert tavır gösterdiği halde, Komisyon ve Konsey daha yumuşak tavır sergilenmiştir.
- 1985 yılında AP, Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesi için beş koşul (idam cezasının kaldırılması, işkencenin önlenmesi, toplu yargılamalara son verilmesi, AİHM’e bireysel başvuru hakkı tanınması ve düşünce özgürlüğünün sağlanması) ileri sürmüştür.
- Ocak 1987’de Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuru hakkını kabul etmiştir.
TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİNDE İNSAN HAKLARI
Adaylık Sonrası Dönem (1987-2004)
- 1988 yılında BM’nin “İşkence ve Başka Zalimane, İnsanlık Dışı ve Onur Kırıcı Davranış ya da Cezaya Karşı Sözleşme” ile “İşkencenin Önlenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi” onaylanmıştır.
- 1990 yılında AİHM’nin zorunlu yargılama yetkisi kabul edilmiştir.
- 1991 yılında insan haklarından sorumlu devlet bakanlığı kurulmuştur.
- 1991 yılında TCK.m.141-141 ve 163.maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.
- 1994 yılında Terörle Mücadele Kanununun 8.maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
- 1997 yılında memurlara siyasal haklar tanınması, ifade özgürlüğü ve tutukluluk sürelerinin kısaltılması yönünde düzenleme yapılmıştır.
TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİNDE İNSAN HAKLARI
- 2001 yılında Anayasanın temel haklarla ilgili 32 maddesi değiştirilmiştir.
- 2002 yılında idam cezası, anadilde öğrenim ve anadilde yayın yapılması, azınlık vakıflarının taşınmaz edinebilmesi, yabancı vakıfların Türkiye’de faaliyet göstermeleri, AİHM kararlarına bağlı olarak yeniden yargılanma hakkı tanınması, işkence ve kötü muamele suçlarına ilişkin cezaların ertelenmeyeceği, siyasi partilerin kapatılmasının zorlaştırılması, basın suçlarından dolayı verilen cezaların para cezasına çevrilmesi hususunda düzenleme yapılmıştır.
- 2003 yılındaki düzenlemelerle MGK’nın sivilleştirilmesi sağlanmıştır.
- 2004 yılında hazırlanan kanun ile DGM’lerin kaldırılması, uluslar arası antlaşmaların uygulanması, YÖK’ten asker üyenin çıkarılması ve ölüm cezasının tamamen kaldırılması yönünde düzenlemeler ile Ceza Kanunu, CMUK gibi temel kanunlarda değişiklikler yapılmıştır.