Faaliyet 5.1
Hayat Boyu Öğrenme Rehberlik Sistemleri ve E-Öğrenme Uluslararası Konferansı
Konferans Raporu
Date: 15th January 2017
Türkiye’de Hayat Boyu Öğrenmenin Geliştirilmesi Teknik Destek Projesi II
(HBÖ-II)
TRH3.1.LLLII/P-01
08
Fall
Hayat Boyu Öğrenme II Projesi
Hayat Boyu Rehberlik ve E-Öğrenme Uluslararası Konferansı
Konferans Raporu
Giriş
Türkiye’de Hayat Boyu Öğrenmenin Geliştirilmesi Teknik Destek Projesi-II kapsamında, İstanbul’da 1-2 Aralık tarihleri arasında bir Uluslararası Konferans gerçekleştirildi. Konferansın ilk gününde Hayat Boyu Rehberlik ve E-Öğrenme temaları işlendi, ikinci gününde ise Proje açılışı gerçekleştirildi. Bu raporda konferansın 1.günü özetlenmiştir. Konuşmacıların kullandıkları sunumlara bu adresten ulaşabilirsiniz: http://hayatboyu.meb.gov.tr/en/training-materials/
1.Oturum – Açılış Konuşmaları
Ali Rıza ALTUNEL, Genel Müdür
Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü
Saygıdeğer katılımcılar, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Hayat Boyu Öğrenme GM bünyesinde ikinci Hayat Boyu Öğrenme projesi yürütülmektedir. Projeye katkı sağlayan herkese, özellikle AB Delegasyonundan Profesör Mustafa Balcı’ya, Bakanlığın tüm genel müdürlüklerine, il müdürlerine ve personele katkıları için teşekkür ederim. Herkesin bu konferansta temsil ediliyor olması çok önemli.
GM olarak, hayat boyu öğrenmenin beşikten mezara olduğuna inanıyoruz. Herkes, hayat boyu öğrenmeye katılmalıdır. Bu konudaki sorumluluğun yalnızca HBÖ GM’de olması beklenmemelidir. Hükümetin diğer unsurlarının da desteğine ihtiyacımız var. Konferans için İstanbul’un seçilmesinin de ayrıca bir önemi var çünkü İstanbul hayat boyu öğrenme konusunda büyük bir başarı kat etti. İstanbul İl Müdürünün, Halk Eğitim Merkezlerinin ve belediyelerin bu başarıya katkısı çok büyüktür.
Türkiye’deki hayat boyu öğrenmeye katılım istatistiklerini AB Üye Devletleriyle kıyasladığımızda, Türkiye’nin hak ettiği yerde olmadığını görüyoruz. Bu konudaki öncelikli sorumluluk GM olarak bizdedir. Toplum olarak, bu konuda büyük bir çaba göstermemize rağmen bunun göstergelere yansımadığını görüyoruz. Katılım oranı hızla artmaktadır. Türkiye şu anda katılım oranını geliştirme bakımından Avrupa’da ikinci olmasına rağmen gerçek katılım oranlarına baktığımızda sondan ikinci.
HBÖ’ye katılan kişilerin sayısını artırmaya çalışıyoruz. Türkiye’deki hayat boyu öğrenme faaliyetleri bir bütün olarak ve eşgüdüm içerisinde görülmelidir – ancak mevcut durum bu şekilde değil. Etkili bir eşgüdümle, Türkiye’nin istatistikleri AB düzeyindeki istatistiklere erişecektir.
Ben de, Daire Başkanlarımız da birçok ili ziyaret etmeye çalışıyoruz. Katılım oranı ortalaması aslında %10 – TURKSTAT verileri bu gerçekliği ve bizim değerlerimizi yansıtmıyor. Camilerde ve diger yaygın kurumlarda gerçekleşen öğrenmeler dikkate alınmıyor. Eğer bu öğrenmeler dikkate alınsaydı, Türkiiye’nin başarısı uluslararası olarak tanınırdı.
Desteğiniz bizim için çok önemli. Bu sorumluluk yalnızca öğretmenlerin değil. Yalnızca daha dinamik bir yaklaşımla başarıya ulaşabiliriz. Bu konferans, gelecekteki vizyonumuz için çok önemli. Hazırlık ve katkıları için hem Türkiye’dekilere hem de Avrupa’dan gelenlere tekrar teşekkür ediyorum. Verimli bir konferans geçirmemizi temenni ediyorum.
Milli Eğitim Bakanı, İsmet Yılmaz’ın Telgrafı
Sayın Ali Rıza Altunel Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü, Türkiye’de Hayat Boyu Öğrenmenin Geliştirilmesi Projesinin Açılışı ve Hayat Boyu Rehberlik Sistemleri ve E-Öğrenme Uluslararası Konferansınıza nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Programın başarılı geçmesini temin eder, bütün konuklarınızı saygı ve sevgiyle selamlarım.
Hülya TEKİN, Daire Başkan Vekili
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
AB ve Mali Yardımlar Dairesi
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı adına hepinize hoş geldiniz demek istiyorum. Bakanlığımız, Türkiye’de çalışma hayatının düzenlenmesinden sorumludur. Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı kapsamındaki Projelerden Bakanlığımız sorumludur. Bakanlığımız IPA II’nin (2014-2020) Uygulama Otoritesidir (veya Sözleşme Makamı). AB fonlarının sağlanmasından, proje tekliflerinin alınmasından, değerlendirilmesinden, sözleşmelerin imzalanmasında, yürütülmelelerinin desteklenmesinden ve nihayetinde izleme ve değerlendirmelerinin yapılmasından biz sorumluyuz.
AB, 2020 yılı için %15’lik bir hedef belirlemiştir. IPA I’in (2007-13) 510 milyon avroluk bütçesi olan bir İKG bileşeni vardı (İstihdam, Eğitim, Hayat Boyu Öğrenme ve Toplumsal Kapsayıcılık). IPA II’nin (İstihdam, Eğitim ve Sosyal Politika) 512 milyon avroluk bir bütçesi var. Bu kapsamda, yaklaşık 850 projeye destek verilmiş, 700.000 vatandaşa ulaşılmıştır. Bunların kamu kurumları, ajanslar, üniversiteler ve sivil toplum üzerindeki etkileri hissedilmiştir. Hayat Boyu Öğrenmenin Geliştirlmesi –II Projesi, öğrenme kültürünü, hayat boyu öğrenmeye katılımı ve erişimi geliştirmeyi hedeflemektedir.
Dünya bir sürü karmaşık sorunla karşı karşya. Kurumların birlikte hareket etmesi gerekiyor. Biz pojelerimizle işbirliğini geliştirmeye ve çalışma hayatıyla bağlantılar oluşturmaya çalışıyoruz. Tüm projeler birbirini tamamlamalı ve sürdürülebilir olmalıdır. Bu vatandaşlarımıza sunulan hizmetlerin kalitesini iyileştirecektir. Eğitim ile istihdamı bir araya getirmesi bakımında hayat boyu öğrenme en önemli hedefler arasındadır. Konferansın başarılı geçmesini temenni ediyoruz.
Virve VIMPARI, Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Bölümü Başkan Yardımcısı
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu
Bugün burada Hayat Boyu Öğrenme Projesinin açılışında bulunmaktan memnuniyet duyuyorum. HBÖ GM’ye bu nazik davetleri için çok teşekkür ediyor ve tüm katılımcılara saygılarımı sunuyorum.
Mesleki Yeterlilik Kurumu, iş dünyasının temsilcileri ve sivil toplum eş güdüm içerisinde çalışmalıdır. Hayat boyu öğrenmeden yalnızca hükümet değil sendikalar, odalar ve sivil toplum kuruluşları dahil olmak üzere tüm paydaşlar da sorumlu olmalıdır.
Rehberlik ve danışmanlık sistemleri çok önemlidir ve bunlara öncelik verilmelidir. Bugün burada bulunan uzmanlar bizimle önemli ve faydalı fikirlerini paylaşacaklar.
2010 yılında, Türkiye’nin hayat boyu öğrenmeye katılım oranı %2.9 iken 2015 yılında bu yüzde %5.5’e yükselmiştir. Bu oranın 2020 yılında %15 olması hedeflenmektedir. Türkiye hayat boyu öğrenme faaliyetlerini etkili ve verimli rehberlik ve danışmanlık sistemleri ile desteklerse bu hedefe ulaşılabilir.
Araştırmalar gösteriyor ki iyi rehberlik ve danışmanlık sistemleri eğitim kurumlarından mezun olan kişilerin istihdam edilmesi ve geçişleri, örneğin iş değişikliklerini veya işyerine uyumu desteklemesi bakımından çok önemlidir.
Bu önemli konferansı düzenledikleri için MEB HBÖ GM’ye ve konferansa katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum. Biz AB Delegasyonu, MEB’i önemli çalışmalarında desteklemeye devam edeceğiz.
Muammer YILDIZ, Müsteşar Yardımcısı
Son konuşmacı olmanın dezavantajı birçok şeyin sizden önce söylenmiş olması. Benden önce çıkan konuşmacıya güzel Türkçesi için teşekkür ediyorum – hepiniz konferansa hoş geldiniz.
Hepimizin bir vizyonun ve bakış açısının olması gerekiyor. Açılış konuşmaları aslında yalnızca kısa açıklamalardır. Şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 62 Kanun Maddesi görüşülüyor, Sayın Bakanımızın ve diğer değerli meslektaşlarımın aramızda olmamasının sebebi de bu. Ben Bakanımız adına size saygılarımı sunuyorum. Kendisi konferansın hayırlara vesile olmasını temenni ediyor.
Bugün hepimiz Adana’daki elim kazanın derin üzüntüsü içindeyiz. Adana’da birkaç öğrenci bu elim kaza sonucu hakkın rahmetine kavuştu. Bir evladı kaybetmenin nasıl büyük bir acı olduğunu tahayyül dahi edemiyoruz – 12 öğrencimiz hayatını kaybetti, diğerleri şu anda tedavi görüyor. Bu öğrenciler günahsız öldüler ve şimdi cennettedirler. Yaralanan çocuklarımıza şifa diliyorum. İnşallah, gelecekte bu tür kaza ve ölümleri önleyebilirz. Bu durumu dile getirmenin çok zor olduğunu biliyorum ancak hepimizi bu olayın acısını yüreklerimizde duyuyoruz.
Bizim kültürümüzde hayat boyu öğrenme felsefesi ‘beşikten mezaradır’ – yani gözlerimizi açtığımız andan kapadığımız ana kadar. Hayat boyu öğrenme logosunun sonsuzluk şeklinde olduğunu görüyorsunuz – hayat boyu öğrenme de sonsuzdur. Bir karikatür var; üç nokta, sonra parantez, sonra üç tane daha nokta olan. Bu karikatür bizim hayatlarımızın sonsuz olmadığını, yalnızca parantezler arasında yaşadığımızı betimliyor.
Kendimizi ülkemizin kalkınmasına adadık. Bütçelerin etkili bir şekilde harcanması bizim sorumluluğumuzdadır. Projenin çıktılarından nasıl faydalanabileceğimizi öğrenmemiz gerekiyor. Şunu da söylemeliyim ki, bu tür projeler sürdürülebilir olmalıdır ve bu tür projelerin sayısı artırılmalıdır. Bu projenin belirli bir kapsamı ve bir bitiş tarihi var. Daha sonrasında devam edebilmek için kapasite geliştirmemiz gerekmektedir. Projenin başardıkları proje bittikten sonra rafa konulamaz. Lütfen bu konua özellikle önem gösteriniz.
İyi uygulamalardan, iller, halk eğitim merkezleri, mesleki eğitim merkezleri ve yerel STKların hepsi faydalanmaktadır. Şimdi, geleceğimiz için yeni fikirler göreceğiz.
II.Oturum – Hayat Boyu Rehberlik
Açılış Konuşması: Avrupa’da Hayat Boyu Rehberlik Sistemleri
Helmut ZELLOTH, Kıdemli MTE Politika ve Sistemleri Uzmanı, , ETF (Avrupa Eğitim Vakfı)
Bakanlık, AB Delegasyonu ve paydaşlarla çalışmak için bugün burada olmaktan büyük onur duyuyorum. AB kıstaslarından bahsedildi. Ne yazık ki, halihazırda Hayat Boyu Rehberliğe (HBR) ilişkin kıstaslar yok ancak ben biraz öz-eleştiri yaparak başlamak istiyorum. AB vatandaşlarının yalnızca %30’unun HBR’ye erişimi var. Avrupa’nın önünde halen kat etmesi gereken uzun bir yol var. Avrupa ve Türkiye birbirlerinden bir şeyler öğrenerek karşılıklı fayda sağlayabilir.
HBR oldukça yeni bir terim. Bu ifadeyi tüm AB Üye Devletleri kullanmıyor, ör; BK (Birleşik Krallık) ‘meslek bilgisi, tavsiye ve rehberlik’ ifadesini kullanırken Almanya ‘eğitsel ve mesleki rehberlik’ifadesini kullanıyor. HBR, hayat boyu öğrenme perspektifinde eğitim ve istihdama ilişkin rehberlik konseptlerini bir araya getiren mesleki rehberliktir.
Amaç, hayat boyu rehberliğin hayat boyu öğrenmeye entegrasyonunu sağlamaktır. HBR, eğitim ve iş gücü piyasası sistemlerinin ‘motoru’ için bir çeşit ‘yağ’ olarak düşünülebilir. It cannot be confined to Europe. We must think globally. Bu yalnızca Avrupa ile sınırlandırılamaz. Küresel olarak düşünmek zorundayız.
Gelecek bilimci Alvin Toffler’den bir alıntı yapmak istiyorum:
21. yüzyılın cahilleri okuma yazma bilmeyenler değil, öğrenemeyen, yanlış öğrendiklerini unutumayan ve değişim ve dönüşüme açık olmayanlar olacaktır’
Öncelikle şunu vurgulamak istiyorum, temel beceriler hala çok önemli. Ancak Alvin Toffler burada yalnızca öğrenmenin değil aynı zamanda ‘yanlış öğrediklerini unutmanın’ ve ‘değişim ve dönüşeme açık olmanın’ da önemli olduğunu dile getiriyor. Burada temel prensip ‘öğrenmeyi öğrenmek’tir. Hayat boyu öğrenmenin temelinde bu vardır.
A 2013 survey of 9 countries by the McKinsey Enstitüsü tarafından 2013 yılında 9 ülkede yapılan bir anketin sonuçlarına göre:
-
Her 10 işverenin 4’ü iş açıklarının başlıca sebeplerinden birinin yeni mezunların doğru becerilere sahip olmaması olduğunu söylüyor.
-
Çalışan gençlerin yalnızca %55’i eğitim aldıkları alandaki bir işte çalışıyor
-
Gençlerin % 50’si lise sonrası eğitimlerinin iş bulma şanslarını artırdığından emin değil
-
Gençler eğitimleriyle ilgili tercihler yaparken iyi bilgilendirilmiyor.
HBR’de karşılaşan küresel zorlukların bazıları şunlardır:
-
Toplumlardaki akademik yığılma – bireyin ve iş gücü piyasasının zararına
-
Becerilerin uyumsuzluğu– çok fazla eğitim almış olsalar da becerilerinin zayıf olması; doğru becerilere ve kritik iş becerilerine sahip olan kişilerin azlığı
-
Genç İşsizliği– gençlerin her zamankinden daha iyi eğitimli olmasına rağmen (eğitimli işsizler paradoksu)
-
İnsan kaynaklarının kullanılmaması - ilgi/beceri/yeteneklerin çoğu kez günümüzdeki /gelecekteki işlerle uyuşmaması; güvencesiz çalışma biçimi.
Mesleki rehberlik her derde deva mı yoksa çözümün bir parçası mı? Eğer yanlış bir paradigma ve yaklaşım kullanılırsa sorunun bir parçası olabilir. If there is no critical mass of specialists, professional and semi-professionals, then there can be problems
Uluslararası değerlendirmelerin (AB, OECD, ILO, Dünya Bankası) başlıca sonuçlarına göre mesleki rehberlik bireyler için önemlidir. Aynı zamanda eğitim ve öğretim (verimlilik, insan kaynaklarının seviye ve kalitesi, beceri eksiklillikleri sorununa eğilmek, kayıt sildirme), iş gücü piyasası (daha iyi uyum, taşınırlık, iş gücü arzının iyileştirilmesi, iş gücünün hazırlığı, uyum sağlayabilirlik), sosyal dayanışma ve eşitlik (sosyal bütünlük, toplumsal cinsiyet, vatandaşlık) alanlarındaki kamu politikalarının hedeflerine de katkı sağlamaktadır. Ancak bu sonuçlar yalnızca iyi bir mesleki rehberliğin yürütüldüğü yerler için geçerlidir.
Sizinle bazı ‘evrensel gerçekleri’ paylaşmak istiyorum.
-
Kariyer seçimleri bir bireyin hayatındaki en önemli kararlardan birisidir
-
Yanlış seçimlerden ötürü beşeri yeteneklerin israfı çok fazladır ancak engellenebilir
-
Bir bireyin ilgi, beceri ve değerlerine uygun bir kariyerin seçimi hayatta başarı ve mutluluk oranını çok büyük ölçüde artırır
-
Bireylerin kapasiteleri önemli ölçüde değişkenlik gösterir (kendileriyle, çevreleriyle, kariyer konusunda karar verme ve değişiklik yapmakla ilgili bilgi toplama / yorumlama kapasitesi)
-
Bazı bireylerin biraz, bazılarının biraz daha ve bazılarının da çok fazla yardıma ihtiyacı vardır
-
Ailelerin ve toplumların kapasiteleri değişkenlik göstermektedir (iş dünyasıyla, iş dünyasının önünü açacak öğrenme yollarıyla ilgili bilgi edinme kapasitesi) ve bunların yardıma ihtiyacı vardır.
-
Ailelerin ve toplumların kapasiteleri değişkenlik göstermektedir (iş dünyasıyla, iş dünyasının önünü açacak öğrenme yollarıyla ilgili bilgi edinme kapasitesi) ve bunların yardıma ihtiyacı vardır
Gençlik, belirleyici özellikleri olmayan bir grup olarak düşünülemez. McKinsey tarafından yapılan bir çalışmayla genç nüfusun farklı kesimleri faydalı bir şekilde sınıflara bölünmüştür:
-
İyi bir konuma sahip olan (Odaklandım ve hazırım)
-
Ümidini kaybetmiş (Umursamayacak kadar biliyorum)
-
Hırslı (Motivasyonum iyi çünkü eğitimin önemli olduğunu biliyorum)
-
Serbest (Çok fazla bilmek benim için önemli değil)
-
Çabalayan (Daha çok bilmek istiyorum)
-
Aşırı havalı (Lise sonrası eğitim almaya ilgi duymuyorum)
-
Aşırı yoksul (Lise sonrası eğitim almak isterim ancak maliyetini karşılayamam)
Arap AKdneiz ülkelerinde ETF tarafından yapılan bir çalışmayla farklı şekilde yardım edilmesi gereken üç hedef grup belirlenmiştir:
-
Eğitime erişimi iyi olan ancak işsizlik seviyesi yüksek olan
-
Yüksek sosyoekonomik arka plan
-
Mevcut işlerden birini seçebilir veya işsiz kalmayı seçebilir
-
Kadın işsizliği üç kat daha fazla
-
Beceriksiz ve az becerikli geçici işçiler
-
Çalışmaya erken başlamaya eğilimli, çoğu zaman toplumsal baskıdan dolayı (erken yetişkinlik), okuldan erken ayrılanlar
-
İstikrarsız pozisyonlarda çalışan, kısa süreli güvencesiz işler arasında geçiş yapanlar
-
İşsiz olmayı mali açıdan kaldıramayan, en kötü kayıt dışı işleri kabul edenler
-
Ne eğitim ve öğretime ne de iş gücü piyasasına dahil olan (NEET)
-
Toplumsal dışlanmaya en çok maruz kalabilecek, belki de okuma yazma bilmeyen, eğitimsiz olanlar
-
Genç nüfusun 1/3 ü bu durumdadır
‘Kariyer’ kelimesinin ne anlama geldiğini düşünmekte yarar vardır. Kariyer bir ‘işten’ daha fazlasıdır. Kariyer yalnızca düşey ilerlemeden ibaret değildir (‘kariyer merdiveni’) aynı zamanda yatay çizgide gelişmeyle ve (iş) hayatındaki memnuniyetle ilgilidir. Hem istihdam ve öz-istihdam hem de girişimcilikle ilgilidir. Barack Obama, seçimde Başkan olarak, yükseköğretime devam etmeyen ancak bir çıraklık programına girip daha sonra kendi şirketini kuran bir okul arkadaşının tebriklerini kabul etmiştir. Arkadaşının da hayatından eşit derecede memnun olduğunu fark etmiştir.
AB’de ve OECD ülkelerinde bir paradigma değişikliği gerçekleşmiştir:
-
hayattaki kilit noktalara dahil olmaktan hayat boyu bakış açısına
-
psikolojik denemeden ‘iş dünyasını tatmaya’
-
dış uzman desteğinden kariyer (öz)- yönetimi becerilerine
-
bireysel rehberlikten grup ve öz-yardım yaklaşımlarına
Altta yattan ilke, bir kariyer seçmekten bir kariyer inşa etmeye geçmektir.
AB HBR politikasına ilişkin dört kilit öncelik şunlardır:
-
tüm vatandaşlarca erişim
-
kariyer yönetimi becerileri
-
verilen hizmetin kalite güvencesi
-
eşgüdüm ve işbirliği
Az önce de söylediğim gibi, erişim konusunda henüz kat etmemiz gereken uzun bir yol var. 20 AB Üye devletinde kariyer yönetimi becerileri müfredatlarına katmıştır. Muhtemelen en zorlu olan kısım işbirliği ve eşgüdümdür – küçük ülkeler bile hususlarda zorlanmaktadır.
Hayat boyu rehberlik her yaştan bireylere hayatlarının herhangi bir aşamasında eğitim-öğretimle, meslekleriyle ilgili seçimler yapmaları ve kariyerlerini yönetmeleri için destek sunmak amacıyla verilen hizmetleri kapsamaktadır. Çeşitli geçiş aşamalarında bireylere destek sağlayabilir, örneğin;
-
Temel eğitimden genel eğitime veya MTE’ye geçiş
-
Eğitimden veya MTE’den çalışma hayatına geçiş
-
Eğitim veya MTE içinde uzmanlığa geçiş
-
Eğitim veya MTE’den yükseköğrenime geçiş
-
İşsizlik / pasiflikten eğitime / MTE’ye / istihdama geçiş
Hayat boyu rehberlik aşağıdaki üç rolü üstlenebilir: dönüm noktası rolü (öğrenim yolu, yüksek öğrenim veya istihdam hakkında karar verme zamanı geldiğinde); destekleyici rolü (öğrenim veya geçiş sürecinin kritik aşamalarında, örneğin okulu bırakmayı engellemek, ilave eğitimi teşvik etmek veya hedeflerin yükseltilmesi konusunda) veya güçlendirici rolü (bireyin ‘hayatboyu öğrenici’ olması için güçlendirilmesi, hayatı boyunca istihdam edilebilir olması, KYB (Kariyer Yönetim Becerileri) aracılığıyla çeşitli geçiş aşamalarını kendi kendine yönetebilme kapasitesinin geliştirilmesi).
İnsanlar, hayat boyu rehberliğe okullar, MTE/HBÖ merkezleri, rehberlik merkezleri (okul dışındaki); yüksek öğretim merkezleri, kamu istihtam hizmetlerinin merkezleri, telefon yardım hatları, çevrimiçi hizmetler ve rehberlik hizmeti sağlayan ağlar dahil olmak üzere çeşitli yollar veya çeşitli yerler aracılığıyla erişim sağlayabilir.
İdeal olan ile mevcut gerçeklik – ‘gerçek’ arasında hala büyük bir uçurum vardır.
İDEAL OLAN
|
GERÇEKTE OLAN
|
TÜM öğrenciler için
|
BAZI öğrenciler için
|
MÜFREDAT içinde bulunur
|
Çok az resmi KARİYER EĞİTİMİ
|
KALİTELİ BİLGİYE erişim var
|
Mesleki BİLGİYE ilişkin HİÇ veya eksik kalitede bilgi
|
Kariyer Yönetimi BECERİLERİ öğreniliyor
|
‘DENE VE SÖYLE’ yaklaşımı baskın
|
PEDAGOJİK yaklaşım
|
Ağırlıklı olarak PSİKOLOJİK yaklaşım
|
Tecrübeye dayalı öğrenim/çalışma
|
Kısıtlı kaynaklar
|
Gerektiğinde bireysel mesleki REHBERLİĞE erişim
|
Rehberlik işi için okul personeline genellikle EĞİTİM VERİLMEZ
|
TÜM YETİŞKİNLER için erişim (işsiz ve işyerinde çalışan) + belirli yetişkin gruplarını hedefleyen (az becerili, daha yaşlı işçiler, göçmenler)
|
Yetişkin Rehberlik hizmetleri ZAYIF ve daha yeni ortaya çıkıyor – ana sağlayıcı işsizlere odaklanan Kamu İstihdam Hizmetleri
|
Diğerleriyle ORTAKLIK içerisinde istihdam hizmetleri
|
Ortaklıklara ilişkin ÇOK AZ KANIT, özel sektörle ortaklık çok kısıtlı
|
Hayat boyu öğrenme ihtiyaçlarının karşılanmasında karşılaşılan birçok engel vardır. Ör; büyük bir kayıtdışı ekonomi; güçlü ebeveyn rehberliği geleneği veya diper gayriresmi rehberlikler; öğrencilerin eğitim olanaklarına hiç esnek davranmayan bir sistemle yönlendirilmesi; akademik oryatasyon ve mesleki bir alandaki kariyerlere ve MTE’ye; istihdamda kayıt dışı yerleştirme mekanizmalarının varlığı.
Politika için çıkarabileceğimiz derslere bizim şunları yapmamız gerektiğidir:
-
Kariyer rehberlik hizmetlerine daha iyi erişim ve hizmetin sunulma şeklinin değişmesi
-
Serbest işgücü piyasası ve serbest rehberliğin sunulması düşünülmelidir
-
Ulusal diyalogun desteklenmesi + rehberlik alanındaki kilit aktörler ve paydaşların arasında uluslararası ağ kurma
-
Eğitim, öğrenim ve işgücü piyasasında daha geniş reformlara kariyer rehberliğini eklemek
-
Yerel ve taleple yürütülen kariyer rehberlik servislerinin oluşturulması
Özetlemek gerekirse, hayat boyu rehberliğin işlevsel olması için Tutku + Vizyon + Eylem şarttır.
Vizyonunuz ve eylem var ancak tutkunuz yoksa ortalama olursunuz
Tutkunuz ve vizyonunuz var ancak eylem yoksa hayallere kapılırsınız
ITutkunuz ve eylem var ancak vizyonunuz yoksa yanlış hedefe ulaşırsınız
Türkiye’de Hayat Boyu Rehberlikle İlgili Zorluklar: Neredeyiz ve Nereye Gitmek İstiyoruz
Prof.Dr. Füsun AKKÖK, ODTÜ
Bu toplantı benim için çok önemli ve heyecan verici. Davetiniz için çok teşekkür ederim – Burada bulunmaktan onur duyuyorum.
Hepimizin kendisini geliştirmesi, yenilemesi ve bilgiye dayalı seçimler yapması gerekiyor. Hayat boyu rehberlik, istihdam edilebilirliği artırmak bakımından önemli bir destek mekanizmasıdır.
Sunumumda şu konulara değineceğim:
-
HBR kavramı ve süreci
-
Ülkemizde neredeyiz?
-
Nereye doğru gitmeliyiz?
-
Zorlu ve fırsatlarla dolu işler ve öneriler
Hayat boyu rehberlik her yaştan bireylere hayatlarının herhangi bir aşamasında eğitim-öğretimle, meslekleriyle ilgili seçimler yapmaları ve kariyerlerini yönetmeleri için destek sunmak amacıyla verilen hizmetleri kapsamaktadır. (OECD,2004).
Hayat boyu rehberlik, hayat boyu öğrenmeye dahil olan tüm hedef gruplar içindir. Vatandaşların iş piyasası çıktılarında ve eğitimlerinde etkisi olan, önemli bir aktif iş piyasası aracıdır. Hayat boyu öğrenme, hayat boyu rehberlik ve istihdam birbirileriyle yakından bağlantılıdır.
Hayat boyu rehberlik hem ahlaki bir prensip meselesi hem de ekonomik bir sorundur. Hayat boyu rehberlik, bireylere hayatlarıyla ilgili en iyi kararları almalarında en iyi şekilde destek sağlamakla birlikte yanlış yerlerde yanlış şeyleri yapan çok sayıda insan olduğu ve bu insanların iş piyasasına katkı sağlamadığı gerçeğini de ele alıyor.
Hazır hayat boyu rehberliğin genel prensiplerini ele alıyorken, her ülkenin alt yapısı, kaynakalrı ve hizmetleri sunuş biçimi bakımından kendine özgü olduğunu göz önünde bulundurmalıyız. Ancak, bütün ülkeler hayat boyu rehberlikte bütüncül bir yaklaşımı hedeflemelidir. Ör; hayat boyu rehberlik politikalarının eğitimin, istihdamın, gençlik ve sosyal politikalarının ayrılmaz bir parçası olması sağlanmalıdır.
Türkiye’ye dönecek olursak, şu soruyu sormamız gerekiyor: Türkiye'nin eğitim sistemi küresel düzeyde rekabetçi bir İşgücü üretmek için tasarlanmış mıdır? Uluslararası çalışmalar bize ne söylüyor?
PISA tarafından ölçülen beceriler matematik, fen, okuma, problem çözme ve finans okuryazarlığıdır. PİSA 15 yaş öğrencilerin sadece bildiklerini değil, aynı zamanda bildiklerini kullanma, yeni durumlara uygulama yaratıcılıklarını ölçmektedir. Bu çerçevede öğrencilerin eleştirel düşünce, analiz, sentez ve muhakeme becerileri ölçülmektedir.
Yakın zamandaki bir rapora göre, Türkiye 64 ülke arasında matematikte 45'inci, okumada 37'nci, bilim dalında ise 41'inci sırada yer aldı. Türkiye, tüm alanlarda OECD ortalaması altında kalsa da, değerlendirmelere ilk kez katıldığı 2003'den bu yana sıralamadaki yükselişleriyle başarılı ülkeler arasında gösterildi.
Yine önemli bir araştırmaya değineceğim: An Analysis of the Career Development Items in PISA 2012 and of their Relationship to the Characteristics of Countries, Schools, Students and Families (Richard Sweet, Kari Nissinen, Raimo Vuorinen; ELGPN Research Paper 1, 2014). Bu araştırma bireysel özelliklerin, aile yapısının, okulların yapısal özeliklerinin ve okul sistemlerinin mesleki gelişim becerilerinin gelişimini etkilediğine vurgu yapmaktadır. Analizlerin bir önemli bulgusu da, mesleki gelişim yeterliliklerinin, öğrencilerin sosyo-ekonomik ya da başarı düzeyinden çok, kişilik özelliklerine ve tutumlarına bağlı olduğu yönündedir.
PIAAC’a da bakmakta yarar var – PIAAC, PISA’nın devamı niteliğinde sayılabilecek ve OECD tarafından 21. Yy’da daha nitelikli iş gücüne sahip olmak, bu hususta karşılaşılan zorlukları yenmek ve ankete katılan ülkelerdeki mevcut çerçeveyi tespit etmek amacıyla yürütülen uluslararası bir programdır. 16-65 yaş yetişkin nüfusunun yaşam becerilerini test eder. 40 ülkede yüz yüze görüşme yoluyla gerçekleştirilen araştırmada ölçülen beceriler Okuryazarlık (anlama-anlatım, anladığını uygulama), matematik ve teknoloji kullanım becerisidir.
OECD tarafından yayınlanan raporlara göre, Ülkemizdeki yetişkinlerin yeterliliklerinin istenilen düzeyde olmadığı görülmekle birlikte, bu yeterliliklerde kayda değer bir gelişme sağlandığı da gözlemlenmektedir. Okuryazarlık becerisinde ortalama puan 268 iken Türkiye’nin puanı 227 dir.
Şimdi, sevgili meslektaşım Helmut’un altını çizdiği 4 AB önceliği dahil olmak üzere 9 temel ilkeye değinmek istiyorum.
Dostları ilə paylaş: |