Yedinci Bölüm
Avrupa Konseyi
Ders: Uluslararası Sosyal Politika Yrd. Doç.Dr. Cihan SELEK ÖZ
Hedefler
Bu ünitenin sonunda;
-
Avrupa Konseyi’nin kuruluşu ve tarihsel gelişimi
-
Avrupa Konseyi’nin hedefleri,
-
Avrupa Konseyi’nin organları
-
Avrupa Konseyi’nin denetim mekanizmaları
-
Avrupa Konseyi’nin temel belgeleri,
-
Avrupa Konseyi-Türkiye ilişkileri hakkında bilgi sahibi olacaksınız.
Öneriler
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için;
-
Ünitenin sonunda verilen kaynaklar listesinden de yararlanarak ünitede ele alınan konularla ilgili daha geniş okumalar yapabilirsiniz.
-
Avrupa Konseyine ilişkin güncel gelişmeleri takip edebilirsiniz.
-
Ünitenin sonunda yer alan soruları cevaplandırmaya çalışabilirsiniz.
Anahtar Kavramlar
İçindekiler
1. Avrupa Konseyi’nin Kuruluşu ve Gelişi
1.1. Tarihi Gelişimi
1.2. Avrupa Konseyi’nin Amaçları
1.3. Yapısı ve Organları
1.3.1. Bakanlar Komitesi
1.3.2. Parlamenterler Meclisi
1.3.3. Genel Sekreterlik
1.3.4.Uzmanlaşmış Kurumlar
1.4.Avrupa Konseyi’nin Denetim Mekanizmaları
2. Temel Belgeleri
2.1. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
2.2. Avrupa Sosyal Şartı
2.3. İşkence ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele ve Cezayı Önleme Avrupa Sözleşmesi
2.4.Ulusal Azınlıkları Koruma Çerçeve Sözleşmesi
3.Türkiye-Avrupa Konseyi İlişkileri
-
AVRUPA KONSEYİ’NİN KURULUŞU VE GELİŞİMİ
Hedef: Avrupa Konseyi’nin kuruluşu ve tarihsel gelişimi hakkında bilgi sahibi olmak
1949’da kurulan ve merkezi Strasbourg’da (Fransa) bulunan Avrupa Konseyi’nin başlıca hedefi, Avrupa’da ortak bir demokratik ortamın ve yasal düzenin oluşturulmasını sağlamaktır.
1949’da kurulan ve merkezi Strasbourg’da (Fransa) bulunan Avrupa Konseyi’nin başlıca hedefi, Avrupa’da ortak bir demokratik ortamın ve yasal düzenin oluşturulmasını sağlamaktır. Kuruluşundan bugüne 47 devletin üye olduğu Konsey, çocuk hakları, uyuşturucu bağımlılığı, hoşgörüsüzlük, azınlıkların korunması, biyo-etik ve gençlere daha geniş eğitim fırsatı sağlanması alanlarında çalışmalar yürütmektedir (www.coe.int).
Avrupa Konseyi (Council of Europe) sıklıkla Avrupa Birliği Konseyi (European Council) ile karıştırılmaktadır. Ancak Avrupa Birliği Konseyi, AB’nin Birliğe üye 28 devletin devlet ve hükümet başkanlarından oluşan en üst düzeydeki yetkili ve siyasi organıdır.
-
Tarihî Gelişimi
İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa önemli ölçüde tahrip olmuş ve dünya güç dengeleri içinde SSCB ile ABD iki süper güç olarak ortaya çıkmıştır. Avrupa’nın dünya güç dengeleri üzerinde tekrar önemli bir aktör olarak yer alabilmesi için ise birlik içinde hareket edilerek tek bir ses olarak ortaya çıkılması gerektiği inancı ortaya çıkmıştır (Şişman, 2004: 123). Dönemin İngiltere Başbakanı Winston Churchill 1946’da Zürih’te verdiği bir konferansta bir “Avrupa Birleşik Devletleri’nden bahsetmiş ve bir ilk adım olarak “Avrupa Konseyi”ni önermiştir. 3 yıl sonra pek çok konferanslar neticesinde, 5 Mayıs 1949’da 10 ülke - Belçika, Danimarka, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, İsveç ve İngiltere - Avrupa Konseyi’ni kuran antlaşmayı imzalamışlardır (www.coe.int).Günümüz itibariyle 47 üyesi olan Avrupa Konseyi’ne Türkiye 13 Nisan 1950 tarihinde üye olmuştur.
-
Amaçları
Hedef: Avrupa Konseyi’nin amaçları hakkında bilgi sahibi olmak
Avrupa Konseyi’nin amacı, ortak mirasları olan ilkeleri korumak ve gerçekleştirmek ve ekonomik ve sosyal ilerlemelerini kolaylaştırarak üyeleri arasında daha güçlü bir birliğe ulaşmaktır.
Avrupa Konseyi’nin amaçları 5 Mayıs 1949 tarihinde imzaya açılan ve 3 Ağustos 1949 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Konseyi’nin Statüsü ’ne Dair Sözleşme’nin 1. maddesinde belirtilmiştir.
Buna göre Avrupa Konseyi’nin amacı, ortak mirasları olan ülkü ve ilkeleri korumak ve gerçekleştirmek ve ekonomik ve sosyal ilerlemelerini kolaylaştırmak üzere üyeleri arasında daha güçlü bir birliğe ulaşmaktır.
Sözleşmede bu amacın ortak ilgi konusu olan sorunların görüşülmesi, ekonomik, sosyal kültürel, bilimsel, hukuksal ve yönetsel konularla insan hakları ve temel özgürlüklerin korunması ve daha ileri düzeyde gerçekleşmesi konusunda sözleşmeler ve ortak eylemler yoluyla Konsey organları eliyle izleneceği hükme bağlanmıştır. Bunun dışında aynı maddede, üyelerin Avrupa Konseyi’ne katılmalarının Birleşmiş Milletlerin ve taraf oldukları öteki uluslararası örgüt veya birliklerin etkinliklerine katılmalarını etkilemeyeceği ve ulusal savunmaya ilişkin konuların Avrupa Konseyi’nin alanı dışında olduğuna yer verilmiştir.
Avrupa Konseyi’nin hedefleri temel olarak dört ana çerçeve çatısı altında şekillenmektedir:
-
İnsan haklarını, çoğulcu demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü korumak;
-
Avrupa’nın kültürel kimliği ve çeşitliliğini geliştirmeyi desteklemek ve bilinçlenmeyi artırmak;
-
Avrupa toplumunun karşılaştığı sorunlara ortak çözümler bulmak;
-
Siyasi, anayasal ve yasamaya ilişkin reformları destekleyerek Avrupa’da demokratik istikrarı güçlendirmek (www.coe.int)
-
Yapısı ve Organları
Hedef: Avrupa Konseyi’nin yapısı ve organları hakkında bilgi sahibi olmak
Avrupa Konseyi’nin iki temel organı bulunmaktadır. Bunlardan ilki Bakanlar Komitesi, diğeri ise Parlamenterler Meclisidir.
Avrupa Konseyi’nin kurucu antlaşması olan 1949 tarihli Avrupa Konseyi’nin Statüsü ’ne Dair Sözleşme’nin 10. maddesine göre Avrupa Konseyi’nin iki temel organı bulunmaktadır. Bunlardan ilki Bakanlar Komitesi, diğeri ise Parlamenterler Meclisidir. Bu iki temel organa ek olarak Genel Sekreterlik ile çeşitli Uzmanlaşmış Kurumlar da bulunmaktadır.
-
Bakanlar Komitesi
Bakanlar Komitesi, kendi başına davranma ve karar alma yetkisi olan, Konsey’in en üst hükümetler arası organıdır.
Komite’de üye hükümetler, Avrupa’nın sorunları üzerinde ülkelerinin görüşlerini seslendirmek ve beraberce çalışarak bunlara ortak çözümler bulmak konusunda, eşit haklara sahip olarak görüşürler. Komite, ortak karar almaya fırsat tanırken, Konsey’in sorumlu olduğu bütün sorunlarda üye devletler arasındaki işbirliğini teşvik eder. Son olarak, Meclis ile beraber, Konsey'in kuruluş değerlerine bekçilik eder (Benoit-Rohmer ve Klebes, 2005: 52.).
Bakanlar Komitesi üye ülkelerin dış işleri bakanları ya da temsilcileri ile birlikte yılda iki kez, mayıs ve kasım aylarında toplanmaktadırlar.
Bakanlar Komitesi’nde genellikle güncel siyasi konular ele alınmakta ve Avrupa Konseyi’nin izlemesi gereken yol belirlenmektedir. Bakanlar Komitesi’nin kararları üye devletleri bağlayıcı bir nitelik taşımamakta, sadece onaylayan ülkeler için bağlayıcı olmaktadır. Bakanlar Komitesi, üye devletler arasındaki sözleşme ve anlaşmalarında uygulanmasını sağlar. İnsan hakları ile ilgili metinler için bu çok önemlidir. Komite aynı zamanda güncel politik konularda beyannameler ve önergeler kabul eder (Şişman, 2004: 125).
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin görevlerini şu şekilde sıralamak mümkündür (Benoit-Rohmer ve Klebes, 2005: 55-59):
-
Avrupa Konseyi’nin amaçlarını gerçekleştirmek
-
İç işlerini düzenlemek
-
Bütçeyi oylamak
-
Avrupa sözleşmeleri veya antlaşmalarının nihai metinlerini uyarlamak
-
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen kararları uygulanmak
-
Üye devletlere tavsiyelerde bulunmak
-
Yeni üye devletleri kabul etmek
-
Üye devletlerin yükümlülüklere uyumunu izlemek
-
Parlamenterler Meclisi
Parlamenterler Meclisi Avrupa toplumunun karşılaştığı veya gelecekte karşılaşabileceği sorunları görüşmekte ve kamuoyunun sözcülüğü işlevini görmektedir.
Parlamenterler Meclisi bir danışma organıdır ve devletlere yönelik bağlayıcı kararlar alma yetkisi bulunmamaktadır. Ancak Parlamenterler Meclisi kendi işleyişine yönelik bağlayıcı kararlar alabilmektedir. Meclis tarafından onaylanan belgeler Bakanlar Komitesi, ulusal hükümetler, parlamentolar ve siyasi partiler için yol gösterici niteliktedir.
Parlamenterler Meclisi üye devletlerin parlamentolarından seçtikleri 306 asil, 306 yedek üyeden oluşmaktadır. Üye devletlerin Parlamenterler Meclisi’ne gönderdikleri temsilci sayısı devletlerin nüfusuna göre değişmektedir.
Meclis üç ayda bir, birer hafta süreyle, Strasbourg’daki Avrupa Sarayı’nda genel kurul olarak toplanır. Meclis kendi gündemini seçmekte özgürdür; uluslararası politikaları tartışır. Parlamenterler Meclisi’nde 2/3 çoğunlukla onaylanan tavsiye kararları Bakanlar Komitesi’ne gönderilmekte, Bakanlar Komitesi tavsiye edilen konuda bir sözleşme veya anlaşma yapılmasını gerekli görmesi durumunda Parlamenterler Meclisi’ne başvurmaktadır.
Parlamenterler Meclisi Avrupa toplumunun karşılaştığı veya gelecekte karşılaşabileceği sorunları görüşmekte ve kamuoyunun sözcülüğü işlevini görmektedir.
Parlamenterler Meclisi, Bakanlar Komitesi tarafından gösterilen adaylar arasından bir Genel Sekreter ve bir Genel Sekreter Yardımcısı seçmekle birlikte (Şişman, 2004: 126-127), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıçlarının seçiminden de sorumludur (Benoit-Rohmer ve Klebes, 2005:73).
-
Genel Sekreterlik
Avrupa Konseyi’nin Statüsü’ne Dair Sözleşme Sekreteryayı (Genel Sekreterliği) Konsey’in tüzüksel bir organı olarak görmeyip işlevi hakkında çok az şey söylemektedir. Sadece 10. maddede Bakanlar Komitesi ve Meclise “Avrupa Konseyi Sekreteryası tarafından hizmet edileceği” belirtilmektedir.
Başlangıçta Genel Sekreterlerin görevi basit bir şekilde Bakanlar Komitesi ve Meclise yardımcı olmaktı. Ancak günümüzde Konsey’in çalışmalarını koordine etmesi ve yön vermesi de istenmektedir. Genel Sekreterlerin, Statü ve Bakanlar Komitesi ve Meclis İç Tüzüklerinde hemen tamamı belirlenmiş geniş bir sorumluluk alanları vardır. Mali yönden, Mali Tüzükte belirlenen koşullar çerçevesinde, Konsey’in bütçesini hazırlar ve onay için Bakanlar Komitesine sunarlar. İdari yönden, Konsey’in etkin bir şekilde işlemesini temin etme ve bütün faaliyetlerini kontrol etme görevleri vardır. Aksine karar alınmadıkça, Bakanlar Komitesi, Ortak Komite ve Meclis’in bütün toplantılarına danışman olarak katılırlar. Konsey’de akdedilen sayısız antlaşma da Genel Sekreterlere muhafaza için tevdi edilir (Benoit-Rohmer ve Klebes, 2005: 79, 80).
-
Uzmanlaşmış Kurumlar
Konsey’in belirli alanlardaki çalışmalarını geliştirmek için çeşitli uzmanlaşmış kurumlar oluşturulmuştur. Bunlardan bazıları bütün üye devletlerce bir araya getirilmiş veya desteklenen kurumlardır. Bu kurumlara örnek olarak Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, İnsan Hakları Komiseri ve Irkçılık ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu verilebilir. Bazı uzmanlaşmış kurumlar ise anlaşmaların bölümlerini esas alarak sadece bazı üye devletleri ilgilendirmektedir. Kısmi anlaşmalara dayanan uzmanlaşmış kurumlara ise örnek olarak Venedik Komisyonu, Kalkınma Bankası, Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu, Avrupa Görsel, İşitsel Gözlemevi, Küresel Bağımsızlık ve Dayanışma Avrupa Merkezi örnek olarak gösterilebilmektedir.
-
Avrupa Konseyi’nde Denetim Mekanizmaları
Hedef: Avrupa Konseyi’nin denetim mekanizmaları hakkında bilgi sahibi olmak
Avrupa Konseyi’nde denetim; hükümetler kanadını oluşturan Bakanlar Komitesi’nin gerçekleştirdiği siyasi denetim, parlamenterler kanadını oluşturan Parlamenterler Meclisi’nin gerçekleştirdiği üye devletlerin taahhüt ve yükümlülüklerine uyup uymadıklarının incelenmesine yönelik denetim ve yerel yönetimlerin faaliyet gösterdiği uzmanlaşmış bir kurum olan Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi tarafından gerçekleştirilen üye ülkelerde yerel ve bölgesel demokrasinin işleyişine ilişkin denetim şeklindedir. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa Sosyal Şartı, Avrupa İşkenceyi Önleme Sözleşmesi bağlamında özel denetim mekanizmaları da bulunmaktadır (Şişman, 2004. 128).
-
TEMEL BELGELERİ
Hedef: Avrupa Konseyi’nin temel belgeleri hakkında bilgi sahibi olmak
2.1. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi” 4 Kasım 1950 tarihinde aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 15 ülke tarafından Roma’da imzalanmıştır.
Resmi adı “İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme” olan, ancak “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi” olarak anılan sözleşme, 4 Kasım 1950 tarihinde aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 15 ülke tarafından Roma’da imzalanmış, 3 Eylül 1952 tarihinde yürürlüğe girmiş, Türkiye tarafından da 1954 tarihinde 6366 sayılı yasayla onaylanmıştır.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 10 Aralık 1948’de ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nden esinlenen sözleşme 59 maddeden oluşmakta ve aşağıdaki hak ve özgürlükleri güvence altına almaktadır (md. 1-md. 14):
-
İnsan haklarına saygı yükümlülüğü
-
Yaşama hakkı
-
İşkence yasağı
-
Kölelik ve zorla çalıştırma yasağı
-
Özgürlük ve güvenlik hakkı
-
Adil yargılanma hakkı
-
Cezaların yasal olması hakkı
-
Özel hayatın ve aile hayatının korunması
-
Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü
-
İfade özgürlüğü
-
Dernek kurma ve toplantı özgürlüğü
-
Evlenme hakkı
-
Ayırımcılık yasağı
Görüldüğü gibi AİHS klasik kişisel ve siyasal hakları güvence altına almakta, ekonomik ve sosyal haklara ise değinmemektedir. 1974 yılından itibaren Avrupa Konseyi’ne üye olacak ülkeler için, Konseye giriş yaptıkları gün AİHS’yi imzalama ve bir yıl içinde de onaylama zorunluluğu bulunmaktadır.
Bu Sözleşmenin ve protokollerinin getirdiği yükümlülüklere sözleşmeyi imzalayan devletlerce uyulmasını sağlamak amacıyla “Mahkeme” olarak anılacak ve devamlı olarak görev yapacak bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kurulması hükme bağlanmıştır (md. 19).
Sözleşme çerçevesindeki denetim mekanizması uzunca bir süre, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ve Avrupa İnsan Hakları Komisyonu (AİHK) ile bunun bir üst organı olan Avrupa İnsan Hakları Divanı (AİHD) tarafından yürütülmüştür. Ancak, üye ülkelerin sayısındaki artışa paralel olarak, Sözleşme’deki denetim mekanizmasının günün koşullarına uygun hale getirilmesi gerekmiş ve önemli yapısal değişiklikler içeren AİHS’ye Ek 11 No’lu Protokol 1 Kasım 1998 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Protokol uyarınca, AİHK ve AİHD kaldırılmış, yerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) adıyla tek bir mahkeme oluşturulmuştur.
AİHM’ye gerçek kişiler (AİHS’ye taraf olmayan ya da Avrupa Konseyi’ne dahi üye bulunmayan ülkelerin vatandaşları hatta uyruksuz kimseler bile), sivil toplum kuruluşları, ihlalin bizzat mağduru olma koşuluyla tüm dernekler, sendikalar, ticaret şirketleri, siyasi partiler ve kamu tüzel kişisi sayılmayan tüm örgütler, bireyler grubu (aynı çıkarlar› paylaşıp ihlal nedeniyle mağdur olan kimselerin oluşturdukları tüm fiili gruplar) tüm iç hukuk yolları tükendikten sonra ve kesin ulusal kararın alındığı tarihten başlayarak 6 ay içinde kişisel ya da bireysel olarak başvuruda bulunabilirler (Şişman, 2004: 139).
2.2. Avrupa Sosyal Şartı
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi temelde sivil ve siyasal haklara yer verirken, Avrupa Sosyal Şartı ekonomik ve sosyal haklara yer vermektedir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi temelde sivil ve siyasal haklara yer verirken, Avrupa Sosyal Şartı ekonomik ve sosyal haklara yer vermektedir. 1961 yılında Torino’da imzalanıp 1965 yılında yürürlüğe giren Avrupa Sosyal Şartı başlangıçta 19 sosyal hakkı güvence altına almıştır:
-
Çalışma hakkı
-
Adil çalışma koşulları
-
Güvenli ve sağlıklı çalışma koşulları hakkı
-
Adil ücret hakkı (kendisi ve ailesi için)
-
Örgütlenme (sendikalaşma) hakkı
-
Toplu pazarlık hakkı (grev hakkı dahil)
-
Çocuklar ve gençlerin korunması hakkı
-
Çalışan kadınların analık halinde korunma hakkı
-
Mesleğe yöneltilme hakkı
-
Mesleki eğitim hakkı
-
Sağlığın korunması hakkı
-
Sosyal güvenlik hakkı
-
Sosyal ve tıbbi yardım hakkı
-
Sosyal refah hizmetlerinden yararlanma hakkı
-
Özürlülerin toplumsal yaşamda bağımsız olma, sosyal bütünleşme ve katılma hakkı
-
Ailenin sosyal, yasal ve ekonomik olarak korunma hakkı
-
Çocukların ve gençlerin sosyal, yasal ve ekonomik korunma hakkı
-
Diğer akit tarafların ülkelerinde gelir getirici bir işte çalışma hakkı
-
Çalışan göçmenlerin ve ailelerinin korunması ve yardım hakkı
1988 yılında imzalanan bir protokolle Şart’a Dört yeni hak eklenmiştir:
-
İstihdam ve meslek konularında fırsat eşitliği ve eşit işlem hakkı (cinsiyete dayalı ayrımcılık yapılmaması)
-
Bilgilendirilme ve danışılma hakkı
-
Çalışma koşullarının ve çalışma ortamının düzenlenmesine katılma hakkı
-
Yaşlıların sosyal korunma hakkı
1990’lı yıllarda Avrupa Sosyal Şartı’nın güncellenmesi tartışmaları başlamış ve 1996 yılında Şart’a sekiz yeni madde daha eklenerek Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı olarak yeniden imzaya sunulmuştur. Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı, 30 yıllık uygulama sonucunda 1961 tarihli Şart’ın eksikliklerini gideren ve sosyal hakları oldukça kapsamlı bir şekilde güvence altına alan bir belgedir (Çelik, 2008: 153-155).
-
İş sözleşmelerinin sona erdirildiği durumlarda korunma hakkı (iş güvencesi)
-
İşverenlerin iflası halinde çalışanların haklarının korunması hakkı
-
Onurlu çalışma hakkı (cinsel taciz ve diğer olumsuz ve kınanacak eylemler)
-
Ailevi sorumlulukları olan çalışanların fırsat eşitliği ve eşit işlem görme hakkı
-
Çalışanların temsilcilerinin işletmede korunma ve kolaylıklarından yararlanma hakkı
-
Çalışanların toplu işten çıkarılma sürecinde bilgilendirilme ve danışma hakkı
-
Toplumsal dışlanma ve yoksulluğa karşı korunma hakkı
-
Konut hakkı
1990’lı yıllarda Avrupa Sosyal Şartı’nın güncellenmesi tartışmaları başlamış ve 1996 yılında Şart’a sekiz yeni madde daha eklenerek Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı olarak yeniden imzaya sunulmuştur. Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı, 30 yıllık uygulama sonucunda 1961 tarihli Şart’ın eksikliklerini gideren ve sosyal hakları oldukça kapsamlı bir şekilde güvence altına alan bir belgedir (Çelik, 2008: 153-155).
Avrupa Sosyal Şartının, 1, 5, 6, 7, 12, 13, 16, 19 ve 20. maddeleri temel maddeler olarak kabul edilmektedir.
Avrupa Sosyal Şartı uluslararası sözleşme niteliği taşıyan ve bu nedenle onaylayan ülkeler açısından bağlayıcı nitelik taşıyan, uyulması zorunlu kurallardan oluşan bir belgedir. Şart üye ülkelere belirli maddeleri seçmeli onaylama ya da başka bir ifadeyle belirli maddelere çekince koyma imkanı tanımaktadır. Şartın, 1, 5, 6, 7, 12, 13, 16, 19 ve 20. maddeleri temel maddeler olarak kabul edilmektedir. Şartı onaylayan ülkeler en az altı tanesi bu dokuz temel zorunlu maddeler arasından olmak şartıyla toplamda en az on altı madde onaylamak zorundadır. Kuşkusuz isteyen ülkeler Şart’ın tamamını onaylayabilmektedirler (Çelik, 2008:159).
Uluslararası Azınlıkları Koruma Çerçeve Sözleşmesi, ulusal azınlıkların haklarını koruyan ve yasal olarak bağlayıcılığı olan çok taraflı ilk belgedir.
1996 tarihli Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’nı Türkiye 27 Eylül 2006 tarihinde onaylamıştır. 2. maddenin 3. bendine, 4. maddenin 1. bendine, 5 ve 6. maddelerin ise tümüne çekince koymuştur. 2. maddenin 3. bendi çalışanlara en az 4 hafta yıllık ücretli izin hakkı verilmesini düzenlemektedir. Fakat bizim hukuk sitemimizde çalışanlara en fazla 4 hafta yıllık ücretli izin hakkı verildiği görülmektedir. Türkiye’nin çekince koyduğu 4. maddenin 1. bendinde ise çalışanlara kendilerine ve ailelerine iyi bir yaşam seviyesi sağlayacak ücret verilmesi emredilmektedir.
Ülkemizde asgari ücretin tek kişi baz alınarak tespit edildiği ve çalışan kesimin önemli bir kısmının asgari ücretle sadece kendilerini değil, ailelerini de geçindirdiği düşünülürse bu maddeye çekince konma nedeni kolaylıkla anlaşılabilecektir. Tümüne birden çekince konulan 5. ve 6. maddeler ise sendikalaşma, toplu pazarlık ve grev haklarını ayrıntılı bir biçimde düzenlemektedir. Türkiye’de sendikalaşma, toplu pazarlık ve grev hakları konusu maalesef uluslararası sosyal kurumlar tarafından sürekli eleştirildiğimiz alanlardan başında gelmektedir.
2.3. İşkence ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele ve Cezayı Önleme Avrupa Sözleşmesi
Sözleşme, işkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleye maruz kalabilecek mahkûmlar ve gözaltına alınan şahıslar için ilave bir koruma sağlamaktadır. Bu amaçla kurulacak bir komite, kamu makamları tarafından şahısları gözaltında bulundurulduğu hapishane, gençler için ıslahhane, polis karakolları, askeri kışlalar, psikiyatri hastaneleri gibi yerleri ziyaret etme yetkisine sahiptir. Komite, tutuklulara nasıl muamele edildiğini değerlendirmek ve onların korumalarını sağlamak amacıyla uygun yollan araştırmaktadır.
2.4. Ulusal Azınlıkları Koruma Çerçeve Sözleşmesi
Sözleşme, ulusal azınlıkların haklarını koruyan ve yasal olarak bağlayıcılığı olan çok taraflı ilk belgedir. Ulusal kurumlar ve politikalar yoluyla uygulanmakla birlikte imzacı devletlerin saygı göstermeleri gereken prensipleri belirlemektedir. Kanun önünde eşitlik, kültür, dil, din, gelenek ve kimliklerini koruma ve geliştirmek için uygun koşulların teşvik edilmesi, medyaya ulaşmalarını sağlamak, diğer ülkelerde meşru olarak ikamet edenlerle sınır ötesi serbest ve barışçı temasın kurulması alınan prensipler arasındadır. Sözleşme’nin denetim mekanizması ise; uzmanlardan oluşan bir danışma komitesi ile desteklenen Bakanlar Komitesi, sözleşmenin uygulanmasını değerlendirme yetkisine sahiptir.
-
TÜRKİYE - AVRUPA KONSEYİ İLİŞKİLERİ
Hedef: Türkiye-Avrupa Konseyi ilişkileri hakkında bilgi sahibi olmak
Türkiye, Avrupa Konseyi’ne 1950 yılında üye olmuştur. Türkiye adına, 12 asil, 12 yedek üye milletvekilimizden oluşan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Heyetimiz, Genel Kurul oturumlarına ve AKPM komisyonlarının toplantılarına düzenli olarak katılmakta, Türkiye’yi ilgilendiren konularda katkıda bulunmakta, gerektiğinde ülkemize yönelik eleştirileri cevaplandırmaktadır.
Türkiye, 174 Avrupa Konseyi Sözleşmesinden 76 adedine taraf bulunmaktadır. Ülkemiz, 33 Sözleşmeyi de imzalamış, ancak henüz onaylamamıştır.
Türkiye, 174 Avrupa Konseyi Sözleşmesinden 76 adedine taraf bulunmaktadır. Ülkemiz, 33 Sözleşmeyi de imzalamış, ancak henüz onaylamamıştır.
Türkiye’nin Konsey ile ilişkilerinde özellikle 1971 muhtırasıyla başlayan ve 1980 darbesiyle doruğa ulaşan bunalım, ilişkileri kopma noktasına getirmiş ve bu dönemde örgütsel baskı ve denetim alabildiğine işlerken, sözleşmelerle getirilen denetim mekanizmaları da çalıştırılmıştır.
Türkiye 1987 yılında vatandaşlarına Konsey bünyesindeki AİHK’ye bireysel başvuru yolunu açmış, 1990 yılında AİHD’nin zorunlu yargı yetkisini tanımıştır. AİHK ve AİHD 1998 yılında kaldırılarak AİHM adıyla tek bir mahkeme oluşturulunca Türkiye, buna ilişkin 11 No’lu Protokol’e taraf olarak daha önceki iki mahkemeye tanımış olduğu bütün yetkileri yeni mahkemeye devretmiştir. Mahkemenin verdiği kararlar Türk hukuk uygulamasını ve mevzuatını önemli ölçüde etkilemektedir.
2000 yılı itibariyle mahkemenin iş yükünün büyük bir bölümünü, yaklaşık beşte biri, Türkiye aleyhine açılmış davalar oluşturmaktadır. 2001 yılında Türkiye’den yapılan yeni başvuru sayısı ise 1059’dur. Türkiye aleyhine Mahkemeye yapılan başvurular, gözaltına alınanlara kötü muamele yapılması, siyasi partilerin kapatılması, ifade özgürlüğü ihlalleri gibi alanlarda yoğunlaşmaktadır. Avrupa Konseyi bünyesinde 1995 yılında oluşturulan AKPM çerçevesindeki denetim mekanizması ise, 1996 yılından başlayarak insan hakları, demokrasi ve hukuk devleti alanında Türkiye’yi yakın izlemeye alınmış ve bu konularda denetime tabi tutulması gereken ülkelerden biri olarak kabul etmiştir. Türkiye’nin kaydettiği ilerlemeler yeterli görülmediği için ülkemizin denetimi halen sürmektedir. Ancak 26 Şubat 2004’te, AKPM üyelerince hazırlanan raporda Türkiye’nin artık denetim mekanizmalarına tabi tutulmasının gerekli olmadığı savunulmuştur (Şişman, 2004: 144-145).
-
|
Bu ünitede;
-
Avrupa Konseyi’nin kuruluşu ve tarihsel gelişimi
-
Avrupa Konseyi’nin hedefleri,
-
Avrupa Konseyi’nin organları
-
Avrupa Konseyi’nin denetim mekanizmaları
-
Avrupa Konseyi’nin temel belgeleri,
-
Avrupa Konseyi-Türkiye ilişkileri hakkında bilgi sahibi olacaksınız.
|
|
DEĞERLENDİRME SORULARI
-
Avrupa Konseyi’nin başlıca hedefleri nelerdir?
-
Avrupa Konseyi’nin yapısı ve organları hakkında bilgi veriniz.
-
Avrupa Sosyal Şartını açıklayınız?
-
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini açıklayınız.
-
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hakkında bilgi veriniz.
-
Türkiye-Avrupa Konseyi ilişkileri hakkında bilgi veriniz.
KAYNAKÇA
BENOIT-ROHMER Florence ve HeinrichKlebes (2005), Avrupa Konseyi Hukuku Pan-Avrupa Hukuk Alanına Doğru, Avrupa Konseyi Yayını, Türkçesi: Dış Politika Enstitüsü-Bilkent Üniversitesi, Ankara.
ÇELİK, Aziz (2008), AB Sosyal Politikası Uyum Sürecinin Uyumsuz Alanı,Gözden geçirilmiş ikinci basım, Kitap Yayınevi.
http://www.coe.int
ŞİŞMAN, Yener (2004), “Avrupa Konseyi’nin Tarihsel Gelişimi, Kurumsal Yapısı ve Faaliyet Alanları”, Uluslararası Çalışma Normları içinde, Editör: Yener Şişman, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayını No: 1566, Açıköğretim Fakültesi Yayını No: 823, Eskişehir, s. 121-134.
ŞİŞMAN, Yener (2004), “Avrupa Konseyi Belgeleri ve Avrupa Konseyi-Türkiye İlişkileri”, Uluslararası Çalışma Normları içinde, Editör: Yener Şişman, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayını No: 1566, Açıköğretim Fakültesi Yayını No: 823, Eskişehir, s. 135-150.
Dostları ilə paylaş: |