Râhatoğlu ve vakfiyesi Doç. Dr. İsmet kayaoğlu I- rükneddin hattâb ve râhatoğullari ailesi



Yüklə 3,19 Mb.
səhifə41/44
tarix04.01.2019
ölçüsü3,19 Mb.
#90074
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   44

YARARLANILAN KAYNAKLAR

ACUN, H. : «Yozgat'ta Kurtarılması Gereken Bir önemli Kalıntı : Çapanoğlu Sarayı», Milliyet Sanat Dergisi, Sayı, 229, (1 Nisan 1977), s., 15.

ACUN, H. : .«Yerköy - Saray Köyü Çapanoğlu Camii», Türkiyemiz, sayı, 26 (Ekim 1978), s., 34-36, (İng. özet, 47-48).

AREL, A. : Onsekizinci Yüzyıl İstanbul Mimarisinde Batılılaşma Süreci, İstanbul : İ.T.Ü. Mim. Fak. Yay. 1975.

ARIK, M. O. : «Erken Devir Anadolu Türk Mimarisinde Türbe Biçimleri», Anatolia (Anadolu), XI, (1967), s., 57-100

ARIK, R. : «Yozgat Çapanoğlu Camii» Önasya Mecmuası, 7/74 (Ekim 1971), s., 8-9, 22

ARIK, R. : Bazı Örnekleriyle Anadolu'da 'Barok Denen Camiler', (Basılmamış Doçentlik Tezi), Ankara, 1972

ARIK, R. : Batılılaşma Dönemi Anadolu Türk Mimarisi Örneklerinden Anadolu'da Üç Ahşap Cami, Ankara : A.Ü.D.T.C. Fak. Yay. No: 238, 1973

ARIK, R. : «Resimli Türk Evlerinden İki örnek», Sanat Dünyamız, 4, (1974), s., 12-18.

ARIK, R. : Batılılaşma Dönemi Anadolu Tasvir Sanatı, Ankara : T. İş Bankası Yay., 1976

ARSEVEN, C. E. : Türk Sanatı, İstanbul: Cem Yayınevi, 1970

ARU, K. A. : Türk Hamamlar Etüdü, İstanbul: İ.T.Ü. Yay., 1949

ASLANAPA, O. : Türk Sanatı II, İstanbul: M. E. Basımevi, 1973

wwww


ASLANAPA, O. : Yüzyıllar Boyunca Türk Sanatı (14. yy.), İstanbul: M. E. Basımevi, 1977

AYVERDİ, E. H. : Osmanlı Mimarisinde Çelebi ve II. Sultan Murad Devri, 806 - 855 (1403 -1451), II. C., İstanbul: Fet. Cem. yay., 1972

BİNAN, M. : Tabii Taş Duvar, İstanbul: İ.T.Ü. Yay., 1961

ÇULPAN, C. : Türk Taş Köprüleri, Ankara : T.T.K. Yay., 1974

DUYGU, S. : Yozgat Tarihi ve Çapanoğulları, İstanbul: Saray Mat., 1953

DUYGU, S. : «Çapanoğulları İle İlgili Bazı Mülâhaza ve Mehmet Celalettin Paşa», (Yayınlanmamış bir Makale), Ank., 1975

ELDEM, S. H. : Türk Evi Plan Tipleri, İst : İ.T.Ü. Mim. Fak. Yay., (İkinci Baskı), 1968

ERDMANN, K. : Das Anatolısche Karavansaray Des 13. janrhunderts, C. I., Berlin, 1961

ERKEN, S. : Türkiye’de Vakıf Abideler ve Eski Eserler, I, Ankara : Vak. Gen. Müd. Yay, 1972

EYİCE, S. : «İznik'de Büyük Hamam ve Osmanlı Devri Hamamları Hakkında Bir Deneme», Tarih Dergisi, XI/15 (1960), s. 99-120

GOODWİN, G. : A History Of Ottomann Architecture, London : Thames And Hudson, 1971.

HAFİD, K. M. (İ. Parmaksızoğlıu) : Sefinetü’l -Vüzera, İstanbul, 1952

İLTER, İ. : Tarihi Türk Hanları, Ankara : Karayol. Gen. Müd. Yay. 1969

KIZILTAN, A. : Anadolu Beyliklerinde Cami ve Mescitler, İstanbul : Güven Basımevi, 1958

KINNIER, J. M : Voyage dans L'Asie Mineur, L'Armani et Le Kurdistan dans Les Annéé 1813 et 1814, Paris, 1818

KUBAN, D. : Türk Barok Mimarisi Hakkında Bir Deneme, İstanbul: Pulhan Matbaası, 1954

MERCANGİL, M. : Ebced Hesabı, Ankara, 1960

OCAK, A. Y. : «Milli Mücadelede Çapanoğlu İsyanı», Türk Kültürü Araştırmaları, yıl, VII - VIII - IX - X (1970-1978) den, ayrı basım, 1973

OCAK, A. Y. : «Emirci Sultan ve Zaviyesi», Tarih Enstitüsü Dergisi, sayı, 9, (1978), s., 129-208

ÖGEL, S. : Anadolu Selçukluları'nın Taş Tezyinatı, Ankara : T. T. Kurumu Basımevi, 1966

ÖNEY, G. : Ankara'da Türk Devri Dini ve Sosyal Yapıları, The Turkısh Period Buildings in Ankara, Ankara : A.Ü. Basımevi, 1971

ÖZ, T. : İstanbul Camileri, Ankara : T.T.K. Basımevi, I. Cilt, 1962; II. Cilt, 1965

ÖZERGİN, M. K. : «Selçuklu Kervansarayları», Tarih Dergisi, XV/20 (1965), s., 141-170

ÖZKAYA, Y. : Osmanlı İmparatorluğunda Ayanlık, Ankara : A. Ü. Bas., 1977

RENDA, G. : «Öncelikle Tanıtılması ve Korunması Gereken Sanat Eserleri, 'Resimli ve Nakışlı Türk Evleri'», Milliyet Sanat Dergisi (12 Aralık 1975), Sayı, 162

RENDA, G. : Batılılaşma Döneminde Türk Resim Sanatı, 1700 - 1850, Ankara : T.T. Kurumu Basımevi, 1977

SEVGEN, N. : Anadolu Kaleleri, I., Ankara : Doğuş Matbaası, 1959

SÖZEN, M. - TAPAN, M. : 50 Yılın Türk Mimarisi, İstanbul : Kral Mat., 1973

SÖZEN, M. ve GRUBU : Türk Mimarisinin Gelişimi ve Mimar Sinan, İstanbul : T. İş Bankası Kültür Yayını, 1975

SÜMER, F. : «Bozok Tarihine Dair Araştırmalar», Cumhuriyetin 50. Yıl Dönümünü Anma Kitabı, Ankara : D.T.C.F. Yay. 1973, s., 309 - 381

TEXİER, C. (Çer. Ali Suat) : Küçük Asya, Cilt, II, İstanbul : Matbayı Amire, 1339

TEXİER, C. : Asie Mineure, Paris, 1862

TUNCER, O. C. : «13. Yüzyıla Ait Üç Kümbet», Sanat Tarihi Yıllığı, VI, (1974), s., 88-100

ULUÇAY, Ç. - GÖKÇEN, İ. : Manisa Tarihi, İstanbul: Resimli Ay Mat. 1939

UZUNÇARŞILI, İ. H. : «Çapanoğulları», Belleten, 38/150, (1974), s., 215-262

ÜLGEN, A. S. : «İznik'de Türk Eserleri», Vakıflar Dergisi, I. (İkinci Basım 1969), s., 53-71

WİTTEK, P. (Çer. M. Eren) : «Bizanslılardan Türklere Geçen Yer Adları», Selçuklu Araştırmaları Dergisi, (I. den Ayrı Basım 1970), s.,

YOZGAT İL YILLIĞI 1973, Ankara : Ayyıldız Matbaası,1973

wwww

Resim 1: Yozgat Osmanpaşa Köyü Camii'nin Doğudan Görünüşü.

Resim 2: Osman Paşa Köyü Camii Kitâbesi.

wwww


Resim 3: Osman Paşa Köyü Cami Kitâbesi.

Resim 4: Çandır Şah Ruh Beğ Mescidi Kitâbesi.

wwww


Resim 5: Çandır Şah Ruh Beğ Mescidi.

Resim 6: Çandır Şah Ruh Beğ Mescidi Mihrap Alınlığı.

wwww


Resim 7: Yozgat, Divanlı Köyü Camii'nin Kitâbesi.

Resim 8: Divanlı Köyü Camii'nin Kuzeyden Görünüşü.

wwww


Resim 9: Yozgat Divanlı Köyü Camii Batıdan Görünüşü.

Resim 10: Yozgat Divanlı Köyü Camii Harimi.

wwww


Resim 11: Yozgat Divanlı Köyü Cami Tavanı.

Resim 12: Yozgat Divanlı Köyü Camii Tavan Detayı.

wwww


Resim 13: Boğazlıyan Hacı Ahmet Ağa Camii Dış Görünüşü.

Resim 14: Boğazlıyan Hacı Ahmet Ağa Camii Harimi.

wwww


Resim 15: Yerköy Sarayköyü Çapanoğlu Camii.

Resim 16: Yerköy Sarayköyü Çapanoğlu Camii Harimi.

wwww


Resim 17: Yerköy Sarayköyü Çapanoğlu Camii Mihrabı.

Resim 18: Yozgat, Çapanoğlu Camii Dış Görünüşü.

wwww


Resim 19: Yozgat Çapanoğlu Camii Kitâbesi.

Resim 20: Yozgat Çapanoğlu Camii Kitâbesi.

wwww


Resim 21: Yozgat Çapanoğlu Dış Camii Harimi.

Resim 22: Yozgat Çapanoğlu Camii Sundurma İçindeki Manzaralarından Biri.

wwww


Resim 23: Yozgat Çapanoğlu İç Camii Mahfil Altı Kemer Kenarındaki Süslemelerden Biri.

Resim 24: Yozgat Çapanoğlu Camii Mahfelinin Orta Kubbe Kasnağındaki Manzaralarından Biri.

wwww


Resim 25: Yozgat Çapanoğlu Camii Mihrap ve Minberin Görünüşü.

Resim 26: Akdağmağdeni Çalışkanlar Köyü Ali Şir Zaviyesi.

wwww


Resim 27: Yozgat Türkmen Sarıları Köyü Çapanoğlu Camii.

Resim 28: Türkmen Sarıları Köyü Çapanoğlu Camii Kitâbesi.

wwww


Resim 29: Yozgat Cevahir Ali Efendi Camii.

Resim 30: Yozgat Cevahir Ali Camii Kitâbesi.

wwww


Resim 31: Yozgat Cevahir Ali Efendi Camii Mahfil Kemeri.

Resim 32: Yozgat Köseyusuflu Köyü Abdullah Ağa Camii.

wwww


Resim 33: Yozgat Köseyusuflu Köyü Abdullah Ağa Camii Kitâbesi.

Resim 34: Yozgat Başçavuşoğlu Camii.

wwww


Resim 35: Yozgat Başçavuşoğlu Camii Kitâbesi.

Resim 36: Yozgat Başçavuşoğlu Camii Mahfili Galerisi.

wwww


Resim 37: Yozgat Başçavuşoğlu Camii Tavanı.

Resim 38: Yozgat Başçavuşoğlu Camii Mahfil Altı Manzaralarından.

wwww


Resim 39: Yozgat Başçavuşoğlu Camii Mahfil Altı Manzaralarından.

Resim 40: Yozgat Kayyumzade Camii.

wwww


Resim 41: Yozgat Kayyumzade Camii Kitâbesi.

Resim 42: Sorgun Salih Paşa Camii.

wwww


Resim 43: Sorgun Salih Paşa Camii Kitâbesi.

Resim 44: Yozgat Kızıltepe Köyü Camii.

wwww


Resim 45: Yozgat Kızıltepe Köyü Camii Kitâbesi.

Resim 46: Akdağmadeni Çalışkan Köyü Ali Çelebi Türbesi.

wwww


Resim 47: Akdağmadeni Çalışkan Köyü Türbelerinin Kaleden Görünüşü.

Resim 48: Akdağmadeni Çalışkan Köyü Mahmut Çelebi Türbesi.

wwww


Resim 49: Çandır Şah Sultan Hatun Türbesi Eyvanından Görünüşü.

Resim 50: Çandır Şah Sultan Hatun Türbesi.

wwww


Resim 51: Çandır Şah Sultan Türbesi Eyvanının İç Görünüşü.

Resim 52: Çayıralan Çerkes Bey Türbesi.

wwww


Resim 53: Yozgat Çapanoğlu Camii Sundurma İçindeki Manzaralar.

Resim 54: Yozgat Çapanoğlu Sarayının Yeri.

wwww


Resim 55: Sarayözü Çinçinli Sultan Han.

Resim 56: Kesikköprü Çekereksu Han.

wwww


Resim 57: Akdağmadeni Çalışkan Köyü Muşallim (Beramşah Kalesi).

Resim 58: Yozgat Çapanoğlu Hamamı.

wwww


Resim 59: Akdağmadeni Hacı Hamamı.

Resim 60: Yozgat Karabıyık Köprüsü.

wwww


Resim 61: Yozgat Şefaatli Yolu Üzerinde Bir Köprü.

Resim 62: Yozgat Taşköprü Mahallesinde Bir Köprü.

wwww


Resim 63: Yozgat Çapanoğlu Camii Çeşmesi.

Resim 64: Yozgat Şeker Pınarı.

wwww


Resim 65: Yozgat Nizamoğlu Konağı.

Resim 66: Yozgat Nizamoğlu Konağı Güneydoğu Oda Tavanı.

wwww


Resim 67: Yozgat Nizamoğlu Konağı Güneydoğu Odası Manzaralarından.

Resim 68: Yozgat Nizamoğlu Konağı Güneybatı Odası Manzaralarından.

wwww


Resim 69: Yozgat Nurettin Bacanlı Evi Salon Tavanı.

Resim 70: Yozgat İhsan İpek Evi Bahçesi Havuz Çeşmesi.

wwww


Resim 71: Yozgat Kâzım Dönmez Evi.

Resim 72: Yozgat Yarar Karslıoğlu Evi.

wwww


Resim 73: Yozgat Askerlik Şubesi.

Resim 74: Yozgat Saat Kulesi.

wwww


Yozgat Haritası.

wwww


Plan 1: Yozgat - Osman Paşa Köyü Camii Planı.

Plan 2: Çayıralan – Çandır Şahruh Bey Mescidi Planı.

wwww


Plan 3: Yozgat - Şivanlı Köyü Camii Planı.

Plan 4: Yozgat - Saray Köyü Çapanoğlu Camii Planı.

wwww


Plan 5: Yozgat - Boğazlıyan Hacı Ahmet Ağa Camii Planı.

Plan 6: Yozgat Çapanoğlu Camii Planı.

wwww


Plan 7: Yozgat - Türkmensarılar Köyü Camii Planı.

Plan 9: Yozgat - Köseyusuflu Köyü Camii Planı.

wwww


Plan 8: Yozgat Cevahir Ali Efendi Camii Planı (R.Arık’dan).

wwww


Plan 10: Yozgat Başçavuşoğlu Camii Planı (R.Arık’dan).

wwww


Plan 11: Yozgat Kayyumzade Camii Planı.

Plan 12: Yozgat - Kızıltepe Köyü Camii Planı.

wwww


Plan 13: Yozgat – Akdağmadeni, Çalışkan Köyü Muşâllim Ailesine Ait Türbeler.

wwww


wwww

TOPKAPI SARAYI MÜZESİ KÜTÜPHANESİ VE KÜTÜPHANE KOLEKSİYONLARI İLE İSTANBUL KÜTÜPHANELERİ HAKKINDA YERLİ - YABANCI KAYNAKLAR BİBLİYOGRAFYASI

İsmet BİNARK

Müze kütüphanelerinden olan İstanbul'daki Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, saray dahilinde ayrı ayrı binalarda bulunan Yeni Kütüphane (Ağalar Camii ve III. Ahmet (Enderûn Kütüphanesi) adlı iki kütüphaneden meydana gelmiştir.

Yeni Kütüphane, 1925 yılında Ağalar Camii içerisinde, binanın restore edilmesinden sonra, sarayın muhtelif köşk ve odalarından buraya nakledilen dağınık kitaplıklardan teşekkül etmiştir.

Yeni Kütüphane'ye nakledilen kitaplıklar; Revan Köşkü, Hazine Kitaplığı, Bağdat Köşkü, Sultan Mehmed Reşad (V. Mehmed) ve Tiryal Hanım Kitaplığı, Emanet Hazinesi Kitaplığı, Medine Kitaplığı ve Koğuşlar Kitaplığı'dır. Buna kütüphanenin kurulmasından sonra, satın alma ve bağış yoluyla gelen kitaplardan kurulan Yeniler -Yeni Gelen Yazmalar - Kitaplığı'nı da ilâve etmek gerekir.

Yeni Kütüphane'ye bağlı olan III. Ahmed Kütüphanesi ise, H. 1131 (M. 1719) tarihinde kurulmuştur.

Yaklaşık on sekiz bine yakın, bir yazma koleksiyonunun yer aldığı Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, koleksiyonlarındaki eserlerin muhteva, sanat değeri ve paha biçilmez kıymeti yönünden, Türkiye'nin en zengin yazmalar koleksiyonuna sahip bir ihtisas kütüphanesidir.

Bu koleksiyona, bugün Yeniler -Yeni Gelen Yazmalar - Kitaplığı'na bağlı olan Güzel Yazılar Bölümü ile; müze personelinin, yerli ve yabancı araştırmaları sırasında başvurdukları, aşağı-yukarı dört bine yakın eser ihtiva eden Yeni Gelen Basmalar Kitaplığı'nı da ilâve edersek, şüphesiz bu koleksiyonun değeri daha da artacaktır.

Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi koleksiyonlarında yer alan eserler, muhtevaların yanı sıra, sahip olduk-

wwww


ları tezhib, minyatür, cilt ve diğer kitap sanatları yönünden de eşsiz bir sanat hazinesidirler.

Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'ni tanıtmağa geçmeden önce, kısaca Topkapı Sarayı'nın kendisinden söz etmek istiyoruz.

Topkapı Sarayı İstanbul'un en güzel yerinde, Karadeniz Boğazı'nın karşısında ve liman girişinde inşa edilmiştir. Bir yarımada üzerinde ihtişamla yükselen sarayın kurulduğu toprak parçası, Osmanlı Padişahlarının beşyüz yıllık tarihî ikametgâhlarına nispetle Sarayburnu adını taşımaktadır.

Önceleri Sarây-ı Cedid-i Âmire adı ile anılan saraya, daha sonra Yeni Saray ve son olarak da, Topkapı Sarayı adı verilmiştir. Bunun sebebi, sarayın deniz tarafında bulunan bir kapısının Topkapı diye adlandırılmış olmasıdır.



Yeni Saray'ın inşaatına H. 870 (M. 1465)'de başlanmış, H. 883 (M. 1478)'de tamamlanmıştır. Millî mimarîmizde âbide eser olarak yer alan sarayın temeli, Fâtih Sultan Mehmed tarafından atılmıştır. Sarayın Bâb-ı Hümâyûn adı verilen ve şehre açılan büyük merasim kapısı üzerindeki kitabede bulunan tarih de, H. 883 Ramazan ayını göstermektedir.

Topkapı Sarayı'na son bina XIX. yüzyıl ortalarında Abdülmecid tarafından ilâve ettirilmiştir. Saray muhtelif devirlerin, devrine mahsus zevk ve özellikleri ile adetâ bir mimarî mozayik görünümündedir.

Topkapı Sarayı'nın temelinin İstanbul Fâtihi tarafından atıldığını ifade etmiştik. Bir Türk beldesi olarak azîz İstanbul'u bizlere hediye eden, bir tarih devresini kapayarak, insanlığa aydınlık bir devrin müjdesini getiren Fâtih Sultan Mehmed Han Hazretleri'ni, sadece sefer ve zafer hikâyeleri ile değil, bu hikâyelerin derunî sebepleri, bu sebeplerde saklı millî ve manevî sırlar ve hareket noktaları ile değerlendirmek gerekmektedir.

İstanbul'un büyük Fâtih'i Sultan Mehmed Han, bir kumandan, bir devlet adamı olduğu kadar, ilim ve sanat meydanlarında da at koşturmuş, adâlet, ilim, irfan ve doğruluk gibi en değerli kıymet hükümlerini başına taç etmiş, kitleye fazilet örneği olmuş ve şahsiyet binası bu temeller üzerine inşa edilmiş bir fikir, sanat ve gönül adamıdır.

Fâtih'i sadece ruhundaki üstün cihangirlik ihtirası ile değerlendirmek, O'nu tek bir cepheden tahlile kalkışmak şüphesiz hem eksik, hem de yanlış olur. Fâtih'in şahsiyetinin muvazeneli olgunluğunu şekillendiren, ecdadından ve yetiştiği muhitten tevarüs ettiği millî ve manevî sırlarla bezenmiş üstün meziyetler, yapıcılık kudret ve kuvveti, teşkilâtçılık istidadı gibi hasletlerdir.

Yerli - yabancı tarihçilerin ortaya koyduğu gibi, dünya tarihinin en büyük hâdiseleri arasında yer alan İstanbul'un fethi, hâdise olarak azametli olduğu gibi, özellikle neticeleri ve devam eden tesirleri itibariyle çok büyüktür. İstanbul'un fethi, İslâm âleminin sekiz yüz, Anadolu Türklüğünün ise dört yüz yıllık emeli, yüksek arzusu olmuştur. Bu emel ve arzunun tek bir irade halinde sembolleştirme şerefi ise Fâtih Hazretlerine nasip olmuştur.

İstanbul'un fethi hâdisesi, sadece bir şehrin zaptı değil, kaybolmuş, sükût etmiş bir nizam ve medeniyet yerine; üstün bir nizam, kültür ve medeniyet iradesinin hâkim kılınmasıdır.

İstanbul'un fethinden sonra, ilim, irfan ve sanat yolunda ileri hamleler yapan Fâtih, ilim ve kültürü tahtının himayesi altına almıştır. İstanbul'un fethini müteakip, parlak kültürlerden birine beşik teşkil etmiş XI yüzyıllık Bizans şehrini, İslâm âleminin en muhteşem bir ilim ve sanat merkezi haline getirmek için büyük gayretler sarf etmiş; mimarî, hat, tezhib, cild ve diğer bütün güzel sanat kolları ile, kendine has hususiyetlere sahip bir devrin açılmasına ve devamına sebep olmuştur.

wwww

Resim 1: Bab-ı Selam (Topkapı Sarayı Müzesi)

wwww


Fâtih'in mimarî sahada, İstanbul'da inşa ettirdiği ilk saray, Saray-ı atik-ı mâmure'de denilen, Eski Saray'dır. Bu ve benzeri eserler, çekiç seslerinin, gaza tekbirleri ve zafer naraları, kılıç ve nal şakırtılarıyla yarıştığı bir devrin açılmasına ve devamına sebep olmuştur.

Yeni Saray'ın inşaasının müteakip, Eski Saray bir önceki harem mensuplarının çıkarıldığı yer; Yeni Saray ise, padişahların devamlı oturduğu bir ikâmetgâh olmuştur.

Padişahların hareme kapandığı devirlerde başlayan an'aneye göre; bir padişah ölünce veya yerine kardeşi geçince, eski padişahın haremi Eski Saray'a nakledilir ve orada itina ile mahfuz tutulurdu. Aynı günlerde, yeni padişahın Eski Saray'da mahfuz olarak yaşayan validesi, parlak bir alayla oradan çıkarılır, Yeni Saray'a getirilir, vaktiyle kocası zamanında gördüğü ikbâle bu defa oğul devrinde tekrar kavuşurdu. Her cülusta1 bu an'anenin hükmü iki yüz yıldan fazla devam etmiştir. Bu an'ane ancak 1826'da, Vak'a-i Hayriyye'de2 sona ermiş ve Eski Saray, Seraskerlik3 makamına tahsis edilmiştir. Abdülâziz devrinde, Müşir Namık Paşa bu binaları tamamen ortadan kaldırarak Bâb-ı Seraskerî'yi inşa ettirilmiştir. Bu değişiklikler yüzünden Fâtih'in İstanbul'da inşa ettirdiği bu ilk saraydan, kitaplarda okuduğumuz tasvirlerinin dışında başka bir şey kalmamıştır.

Bu arada, Bayramlarda bayramın üçüncü günü, padişahların Eski Saray'a gelerek oradaki kadın ve ağaların tebriklerini kabul ile bayramlaşmalarının da âdet olduğunu belirtelim.

Topkapı Sarayı’nı, şehirden bir kale duvarı ayırmaktadır. Söz konusu duvarın deniz kenarındaki kısmı, Bizans surlarının bir parçasıdır. Bunun dışında kalan kısım ise, Fâtih tarafından yaptırılmıştır. Bundan dolayı adı tarihî kaynaklarda Sûru Hâkaanî diye geçer.

Şehirden kale duvarı ile ayrılmış olan saray, üç büyük kısımdan ibarettir. Bunlar, bugün Dış Saray diye bilinen Birûn, İç Saray (Enderûn) ve Harem (Harem-i Hûmâyûn)'dur.



Dış Saray (Birûn), sarayın yayıldığı alanda en geniş sahayı işgal etmektedir. Saray hizmetkârları ile, padişahın emrindeki saray muhafız kıt'alarının işgal ettikleri yerdir. Saray hastahanesi, mutfak, ahırlar, kayıkhaneler, erzak ve odun ambarları bu kısım içerisinde yer almıştır.

İç Saray (Enderûn-ı Hümâyûn), padişahların sarayda harem dışında günlük hayatlarını geçirdikleri yerdir.

Harem (Harem-i Hümâyûn) ise; adından da anlaşılacağı üzere, sarayın harem kısımdır. Sayısız daire, salon ve iç avlulardan ibarettir.

Cumhuriyetin ilânından sonra, Topkapı Sarayı, sanat değeri ve kıymeti paha biçilmez millî sanat hazinelerimizin teşhir edildiği bir müze haline getirilmiştir. Topkapı Sarayı, bugün beş asırlık Osmanlı - Türk tarihinin adetâ canlı bir panoramasıdır.

Yahya Kemal, «Bazı yerler vardır ki rûh eser derler ...» diyor. Ve devam ediyor «.. Topkapı Sarayı'nda bir gün geçiren insan, bu sözün kuvvetini derinde derine duyar.»4

*

Yeni Kütüphane (Ağalar Camii):

İç Saray (Enderûn)'da üçüncü avluda, III. Ahmed Kütüphanesi'nin yanı başında yer alan bina, XV. yüzyılda Fâtih Sultan Mehmed tarafından Enderûn Ağalanı'nın5 ve Küçük Oda

____________________________________________________________________________



1 Bir şehzâdenin tahta geçmesidir ki; «Cülûs-ı hümâyûn-ı hazret-i pâdşâhî» tâbir olunur.

2 Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması münasebetiyle kullanılmış bir tâbirdir.

3 Millî Savunma Bakanlığı.

4 Yahya Kemal: Aziz İstanbul. İstanbul, 1964. 49. s.

5 Enderûn, Osmanlı Sarayı'nın iç teşkilâtına verilen addır. «Enderûn-ı Hümâyûn» da denir. Enderûn Ağaları ise, padişah hizmetinde bulunanlardır. Kendileri için «İç Ağaları» tâbiri de kullanılmıştır. Ancak sarayda padişah hizmetinde bulunan «Saray Ağaları» da vardır. Enderûn Ağaları, devşirilen Hıristiyan çocukları arasından terbiye edilerek yetiştirilen saraylılardır.

wwww


Resim 2: Bab-ı Hümâyun (Topkapı Sarayı Müzesi)

Resim 3: Bab-ı Saâde (Akağalar - Topkapı Sarayı Müzesi)

wwww


Mektebi'ne mensup ağaların namaz kılmaları için yapılmıştır. Bunun için Ağalar Camii ve Küçük Oda Mescidi diye de anılır. Sarayın müze haline getirilmesinden sonra, namaz kılacak cemaatin kalmaması üzerine, 1925 yılında restore edilerek, kütüphane haline getirilmiştir.

Bina ilk tamiri XVII. yüzyılda görmüş ve Türk çiniciliğinin en güzel örnekleriyle tezyin edilmiştir.

Sarayın müze haline getirilmesinden sonra, III. Ahmed Kütüphanesi hariç, Topkapı Sarayı'nın çeşitli köşk ve dairelerinde bulunan kitaplar ve yazı levhaları Yeni Kütüphane'de toplanmıştır.

Binanın (Camiin) sağ tarafında, Kuşhane6 Meydanı'na bakan ufak giriş yeri, bugün yazı levhalarının teşhir edildiği yer olarak kullanılmaktadır. Okuma salonu olarak kullanılan ufak mescid, XVIII. yüzyılda ilâve edilmiştir.

Yeni Kütüphane'ye nakledilmiş kitaplıklar şunlardır:

Revan Köşkü Kitaplığı:

IV. Sultan Murad tarafından yaptırılmış olan bu köşk, adını Sultan Murad'ın Revan Seferi'nden almıştır. Revan Odası ve Has Oda Kitaplığı adları ile de anılır. I. Sultan Mahmud'un H. 1146 (M. 1733) da kurduğu kitaplığa, daha sonra III. Osman ve III. Mustafa tarafından da kitap konmuştur. Bu kitaplıktaki eserlerde üç padişahın vakıf mühürlerinin bulunduğu 2083 adet eserin çoğunluğunu din, edebiyat ve tarih konulu kitaplar teşkil etmektedir. Koleksiyonun bir diğer özelliği de, tezhib, hat ve minyatür sanatları yönünden dikkat çekici olmasıdır.

Tarihî hâdiselerle beraber, padişahların şemâilinden (huy, tabiat, ahlâk) bahseden ve onların resimlerini de ihtiva eden Seyyid Lokman7ın Kıyafet ül-İnsaniyye fi Şemâil il-Osmaniyye adlı eseri ile, Mükerrer 738 No. da kayıtlı Türk tezhib sanatının en güzel örneklerinden Muhibbî Divanı bu koleksiyon içerisindedir.

Yazıcıoğlu Ali'nin Târih-i Âl-i Selçuk8 adlı tarih kitabı ile, Gelibolulu Mustafa Âli9 nin on iki eseri de yine bu kitaplıktadır.

Nev'i-zade Atayî'nin10 minyatürlü Hamse'si, Şeyhi'nin11 Hüsrev ü Şirin’i ve şuera tezkirelerinin12 başlıcaları olan Lâtifî Tezkiresi13, Ahdî'nin Gülşen-i Şuera'sı14, Aşık Çelebi'nin

____________________________________________________________________________



6 Kuşhane; Kuşhane Matbahı : Sarayda padişahların şahsına mahsus yemeklerin piştiği mutfaktır. «Matbah-ı Âmire», «Matbah-ı Hümâyûn» da denmiştir.

7 Seyyid Lokman (ö. 1601): III. Murad devri tarihçilerinden ve ressamlarındandır. Sarayda hoca ve şehnâmeci idi. Öteki eserleri; «Hünernâme», «Selimşahnâme», «Şehinşahnâme», «Zafernâme» ve «Tomar» dır. Şâir olduğundan eserlerinin bir kısmı manzumdur.

8 «Târih-i Âl-i Selçuk». 288 yk. 18x27 cm. satır sayısı 23, yazı nesih, XVI. yüzyıl zeytunî, şemseli deri cild. «Târih-i Âl-i Selçuk». İstinsah tarihi : H. 951 - M. 1544. 455 yk. 22,5x33,5 cm. satır sayısı 17, yazı nesih, şemseli siyah deri cild.

Târih-i Al-i Selçuk» un Revan No : 1392'de de bir nüshası vardır. Ayrıca, Bibliothèque Nationale M. T. 737'de de bir nüshası bulunmaktadır.]

«Tevârih-i Âl-i Selçuk». 455 yk. 33x23 cm.

[XVII. yüzyılda istinsah edildiği tahmin edilmektedir. bk.: Blochet: Cat. Bibliothèque Nationale, II, 48. s.]



9 Gelibolulu Âli (ö. 1541 - 6. 1599): Yaradılıştan. II. Selim devrine kadar olan bölümleri içerisine alan «Künhü'l-Ahbar» adlı eseri ile meşhurdur. Eser 5 cild olarak basılmıştır (İstanbul, 1277, Takvimhane-i Âmire). Ancak bu baskıda cildler gelişigüzel ayrılmış, rükünler ve rükünlerin başlangıçları ve sonları birbirine karışmıştır. Bu baskıda Fâtih'in İstanbul'u almasına kadar olan bölümler yer almıştır. «Menakıb-ı Hünerverân» adlı eseri, İbnülemin Mahmud Kemal İnal haşiyesi ile basılmıştır.

10 Nev-i-zade Atayî (d. H. 991 - M. 1538/ö. H. 1045-M. 1635/36): İstanbul'da doğmuştur. Şâir Nev'î'nin oğludur. Öğrenimini müteakip müderrislik ve kadılıklarda bulunmuş, son görevi olan Üsküp kadılığından azledilmesi üzerine İstanbul'a gelmiş ve orada ölmüştür. Şeyh Vefa Camii avlusunda, babasının kabri yanında gömülüdür.

«Eş Şakaiku'n-Nu'maniyye Zeyli» den başka, «Divan»: vs «Hamse» siyle tanınır, bk.: Abdülkadir Karahan: Nev'i-zade Atayî. İslâm Ansiklopedisi, 92. Cüz, 226 - 228. ss.



11 Şeyhi (ö. H. 832 - M. 1428) bk.: Faruk Kadri Timurtaş : Şeyhî’nin Husrev u Şirin'i. İnceleme - Metin. İstanbul, 1963.

12 Şâirler tezkireleri; bunlar umumiyetle sairleri meslek, mezhep ve bölge ayırımı gözetmeden toplarlar.

13 «Lâtifi Tezkiresi», yazıldığı tarih H. 953 (M. 1546)

14 Ahdî (ö. H. 1002 - M. 1593) : «Gülşen-i Şuera», yazıldığı tarih H. 971 (M. 1563).

wwww


Resim 4: III. Ahmet Kitaplığı dış görünüş (Topkapı Sarayı Müzesi)

Resim 5: III. Ahmet Kitaplığı iç görünüş (Topkapı Sarayı Müzesi)

wwww


Meşâirüs-Şuera'sı15, Safâyî'nin Safâyî Tezkiresi16 Râmiz'in Âdâb-ı Zurafa'sı17, Salim Tezkiresi18 ve Şakaiku'n Nu'mâniyye19 ile, tercüme ve zeylleri ve Nevaî'nin20 Külliyatı'nın en kıymetli nüshaları bu kitaplıkta bulunmaktadır.

Yüklə 3,19 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   44




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin