"إحداها: أن يسأله حاجته مثل أن يسأله أن يزيل مرضه، أو مرض دوابه، أو يقضي دينه، أو ينتقم له من عدوه، أو يعافي نفسه وأهله ودوابه، ونحو ذلك مما لا يقدر عليه إلا الله عز وجل: فهذا شرك صريح، يجب أن يستتاب صاحبه فإن تاب وإلا قتل"
“Birincisi: Bu kabirde bulunan kimseden ihtiyacının giderilmesini talep etmektir. Kabirde bulunan kimseden kendisinde veya hayvanındaki hastalığı gidermesini, borcunu ödemesi hususunda yardım etmesini, düşmanından kendisi için intikam almasını, kendisine, ehline ve hayvanına afiyet vermesini ve bunlara benzer yalnız Allah Azze ve Celle’nin kadir olabileceği şeyleri istemesi gibi… Bu sahibinden tevbe talep edilmesini, şayet tevbe etmez ise öldürülmesini gerektiren açık bir şirktir.” (İbnu Teymiyye, Ziyaret’ul Kubur, 18, Daru Taybe)
Görüldüğü gibi hüccet ikamesine vs. gerek duymadan kabir ehlinden yardım isteyenin tekfir edileceğini ve tevbe etmezse öldürüleceğini söylemektedir. Çünkü bu söz ve fiillerin şirk olduğu açıktır. O ve diğer âlimler hüccet ikamesini ancak açık olmayan ihtimalli meselelerde zikrederler. Bekri kitabında geçen söz de bu tarz meselelerle alakalıdır. Aksi takdirde İbnu Teymiyye’nin birbiriyle çelişen sözler söylediği iddia edilmiş olur. Zira İbnu Teymiyye eğer ki istigasenin mahiyeti ne olursa olsun cehaleti mazeret görüyorsa yukardaki fetvasında “tevbe etmezse öldürülür” demek yerine “hüccet ikame edilir ve tekfir edilmez” demesi gerekirdi. Şu halde Bekri’nin kitabında, büyük şirk olduğu açık olmayan ihtimalli bir meseleden bahsettiği ortaya çıkmaktadır. Bu sözü görüldüğü üzere Eba Butayn en-Necdi, el-İntisar’da almış ve onun haricindeki birçok âlim de şeyhin Bekri kitabında geçen bu kavlini zikretmiş ve benzer şekilde açıklamışlardır. Misal olarak Abdullatif bin Abdirrahman, Misbah’uz Zalam, sf 496- 501; Abdurrahman bin Hasen, ed-Durar’us Seniyye fi’l Ecvibet’in Necdiyye, 2/211 ve diğerlerine bakılabilir. Vallahu A’lem.