Özür Kampanyası üzerine tanışıyorlar
Buluşmayı sağlayıp kitaplaştıran Fransız gazeteci Ariane Bonzon giriş yazısında diyor ki, 1996’da İstanbul’da muhabirlik yapmaya başlayınca hemen anladım ki bu konu Türkiye’de büyük tabu. Devam ediyor: Ama başka bir tabunun varlığını anlamam için biraz daha zaman geçmesi gerekti. Bu ikincisi, Ermenilerin tarafındaydı. Türklerin kendilerine önerdikleri diyalogu, maruz kaldıkları çok büyük haksızlığın önemini azaltmaya yönelik yeni bir taktik olarak görüyorlardı.
Birinci tabuyu en tutarlı biçimde sarstığı için katledilen Hrant, kimi ülkelerde (mesela, Almanya’da) aşağılamaya varan tatsızlıklarla karşılaşma pahasına diasporayı dolaşıp ikincisini de çatlatmıştı. Bu mirasın üzerine, Aralık 2008’de yayınlanan “Ermenilerden Özür” biniyor; dört kişiden biri de Ahmet İnsel. Metni okuyup etkilenen, bir ay sonra da Liberation gazetesinde “Türkiye yurttaşlarına teşekkür ederiz” diye yanıtsız bırakmayanlar arasında Michel Marian da var (Her iki metin de kitabın ekinde).
Bonzon ikisini buluşturacak. Ama randevuya İnsel ve Marian yalnız gelmiyorlar. Yanlarında bir sürü ölmüş insanla geliyorlar. Konuşma (ve kitap) onların hikayesiyle başlıyor. İkisi de sırayla ailelerini, kökenlerini anlatıyorlar. Önce Marian başlıyor. Büyük ninesi Hripsime’nin nasıl İstanbul’da okuyan oğullarını özleyip, kocasına baskı yaparak tatilde Erzurum’a getirttiğini, o sırada patlayan Tehcir’e ikisini de nasıl gözlerinin önünde kurban verdiğini, nasıl hayatının sonuna kadar kendi affetmediğini… Yolda, at nallarının oyuklarından su içerek yaşadıklarını…
İnsel alıyor, anne tarafının Serez macerasından sonra, Taşkent yöresi kökenli baba tarafından dedesinin millicilere erzak yardımı toplamaktan (yani, bugünkü tabirle, “terör örgütüne yardım ve yataklık”tan) Yunan ordusu tarafından Girit’e sürüldüğünü…
Dostları ilə paylaş: |