[]



Yüklə 1,29 Mb.
səhifə10/10
tarix06.09.2018
ölçüsü1,29 Mb.
#77955
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10
§

3 &:§

7? ^r er 3



.Q ö C 03


>3


3


S" o


e..o 3-






3


o; 2t o. 3 cg<


3 cT

3


2* 3

3 05

03 ■*-


05

£2 3




3 O"

3 ^


Cî *■*

oo D.

05 Ct~

- *-%

n 3'


-B S2.N






E% t^ §


^TJ C K-ı I. <.D iÜ P«J « H

£L 5" £i cl^ 3 3 " 05




3 Ct) O


3 Ct f

S iTo-


g â ^ 8*8 3


<-♦■

O)


3- a


























































2 oT oj




































f


îfîfî


f

ff


f


İ

Mİ


İf


î


Siffiaf



İ


İ

i:9 f


lHffiBff


B


IS

ISlH


Sl


İ


IS

|


lH

l


llîîfjî S


îîfjî


M

M


S


ll




















I ?

S- 2?.


ffiBffllîîfjî SİM

3


e-




3 O 3




S'2. S.


05


g 3 £f

05 ee


3 a-

C Jyı 05 Qj 3

£** CD C/. ft *"

3 vr^0


pj S F


05


05


3- t- i-3 CL

03 2 -. 03


fC


O"


3 ?V


05 ^-*>


05 Ct


O)

03


05


n, t?


S-vŞ"


rt O

fi> er.



05


03


03


3.P


a>


w -.- 3 3

k- 03 05 a


o ct


0> J=.


imleyenin, gerçeğin bırakılacağı gibi, bırakılması gereken bir kavramdır ve eski modern paradigmaya aittir10.

Eski paradigma derken süreklilik söz konusudur sanıl-mamalıdır, çünkü post (sonra) avant (önce) gibi zamansal eklerin zamandan çok mekansal bir anlamı vardır. Postmodernizm tarihten çok coğrafya ile iş görmektedir: Burada zamansal hiyerarşi ortadan kalkar. Sıfır noktası öncesi ve sonrası veya Aziz Augustinus'un yarattığı bir İsa'dan önce ve İsa'dan sonra düşüncesi yoktur. Jean François Lyotard ön ve sonrası terimleriyle kültürel tarihin dönemselleştirilmesi-ni çok boş bir şey olarak niteler, çünkü önce ve sonra "şimdikin konumunu anlamsızlaştırmaktadır. "Bu" şimdiki zamandan itibaren kronolojik bir süreklilik yerine meşru bir perspektif edinmeyi öngörür11. Lyotard'a göre, postmodern modernin içindedir. Kuruluşunda modernlik postmodernli-ğe gebedir. Postmpdernlik yeni bir çağ değildir, modernliğin yüklendiği bazı çizgilerin yeniden yazılmasıdır ve teknik ve bilim tarafından tüm insanlığın özgürlüğe kavuşma projesinin meşruluğu üzerine kurulmuştur. Postmodernizm teriminin kurucularından olan Lyotard bu şekilde birçok postmodern düşünürden ayrılır, örneğin görüntülerin (simulac-res) büyük bir şebekeleşmesi üzerine kurulu bir süreçmiş gibi algılanan Baudriliard'cı bir postmodernite'ye karşı çıkar. Lyotard için yeni ve önemli olan haberleşme biriminin rolüdür. Postmodernliğin içindeki yazı programlayanın denetiminde toplanan "olanaklılıklar sistemi" dilin tüm düzeylerinde tanımlanabilen bilgisayarın ve haberleşmenin birimleridir. Bunun bir sözdizimi, retoriği vardır. Lyotardjbu yazıya karşı dayanışma mücadelesi vermenin modernliği yeniden yazmak olduğunu söyler12. Kronolojik zamanlama tam olarak bir anamnezdir. Bir kökün tasavvur edilip, varsayılması üzerine unutulan bu kökü yeniden canlandırmak. Bu anm> sama aslında şimdiki zamanın anımsanmasından başka bir şey değildir. Bellek Proust'da olduğu gibi, blok halinde gelir. Bellek içinde bir önce bir sonra söz konusu değildir; tıpkı cinayet romanlarında olduğu gibi modernliğin suçlarının

154

cinayetlerinin (Auschwitz, Gulak, soykırımları, atom bombası vb.) yeniden anımsanması yapılır, dedektif suçlunun suç delillerini buldukça katilin suçluluğu ortaya çıkar (Kruşçev raporu vb.) Halbuki katil cinayeti başından beri işleyen biri olarak zaten katil olandır. Sessizlik, katilin başını öne eğmesi suçluluğunun kabulü anlamındadır. Tıpkı yazıda cümleler arası boşlukların, verilen sessizliğin (Lacan konuşurken dakikalarca susup yeniden sözüne devam edermiş) anlamı, Yves Klein'in Paris'te havayı sergilemesi gibidir bu. Evet, bir eserin modern olabilmesi için önce postmodern olması lazımdır13. Thierry de Düve, bu önermeden yola çıkarak şu sonuca varır: Picasso 1907'de postmoderndi, 1930'a doğru modern oldu. Bugün artık klasik olduğu söylenecektir14.



Tüm tartışmaların ortaya çıkardığı şudur: Gerek Ha-bermas gerek Baudrillard, iki karşıt düşünür de Aufklarung (Aydınlık) düşüncesinin iflas ettiğini belirtmektedirler. Bunlardan Habermas'a göre, Aydınlık düşüncesinin iflası,-mo-dernite denilenin yok olduğunu içermemelidir, bunun için Habermas genç Hegel döneminden yeniden güncelleşecek pasajlar çıkarmaya çalışır; halbuki Baudrillard'a göre, mo-dernizm bitmiştir. Beraberinde Tarih denilen şey de yok olmuştur, çünkü postmodernizm zaman fikrini yok etmiştir. Habermas, Frankfurt ekolünün tüm modernliği harcamadığını söylerken, Baudrillard artık zaman üzerine kurulu bir düşüncenin yerine her şeyin tavlama (seduction) vesimulati-on (benzeşim)/simulacre (görüntü) dünyası haline geldiğini söylemektedir. Dolayısıyla Aydınlık çağ düşüncesi o kadar başarılı olmuştur ki, bu nedenle artık sönmekten başka bir şey yapamaz. Postmodernizm bir bakıma tarihsizliktir, bir başka deyişle posttarihtir. (Bu sözcük bile Hegel kokuyor, çünkü Marx'm dediği gibi tarih yeni başlamaktadır: Proletar-yanınki). Deleuze'ü zikredersek postmodernizm bize "nekahet devresinde olmak" gibi görünür15; "... embriyon, evrim bunlar güzel şeyler değildir. Gelecek onlardan geçmemektedir, gelecekte ne geçmiş, ne gelecek ne de şimdiki zaman vardır, tarih de yoktur. Gelecekte önemli olan nekahet devre-

155
müdürt

u ' ne üerlemektir". Bu

ane bır Şeküde bulduğu "beklemek" sözcüğü


Jefn p^mbrichvSanatın Öyküsü, Remzi kitabevi, İstanbul, 1980.
^0 diti d, Les Editi-

ve

de


Ali


Ve,D0ğu ayrimı yamaktadır, o bu metinde "geliş- af\bahseder' ama bümin söz ve ylemle ^«n- ^ t0PTluml3nnda (bir başka deyişle gelişmiş ? 3rdir dfmek' eskiden USüncü Dünya adıdtmda: İ n §U 3nkl durumu^ es geçmek olacaktır. ■ Xm^ ğeİnJktİdanndan yönetimin iktidarına doğ-

™ (Toplum ve Bilim, 48/49, Kış Bahar makaIesinde b^en fazla paradigmanın gerekli oldu-mektedir °^a bu eski ideolojüerin ve° söylemlerin





ritic as Innovater.






9 rSîm

ıo Jasques Derrida, a.g.e., s.84-85.

1980 ' ^ d'sposit'fs Putsîonnels, Christian Bourgois Yay.



1

İenhüoS ff l' "R*eCrire la modernite» in "Les cahiers

12 \IZ I? Phie' IUcbahar> 1988 sayısı, s.193.



13 Lyotard, a.g.e,, s.203.

Sm?dapnrn° r-L;Otard' "R*ponse a la q«estion:c,u'est ce que le

14 Poştmoderne? Crıtıque no 419, s.365.

it,19e8r9!s.67 DUV6' AU n°m de 1Jart' Les Editions de



15 ?^^ Dlyaloglar'BağIam Yayınları'


156


KONU-M-LAR

ALİ AKAY































İÜİMEÜI

llllllllllülll

ijüiüiliüil!


ıınııı..

ım î m ı




iıın

Hazcı kapitalizm döneminde tekillikler ve ihtiras, bütünselliklerin ve aşkın yerini almıştır.

Konu-m-lar; toplumumuzda ve Batı toplumlarında oluşan mikro-iktidarların (küçük şefler, aile babaları, grup başkanları vb.) ve iktidarın mikro fiziğinin (bedenlerin denetlenip düzenlemeye sokulması) karşısında moleküler mücadelelerin direnme mekanizmalarını, disiplin toplumundan denetim toplum biçimine (biyo-politika) geçişimizi, Batı'da yeni fakirlerin ortaya çıkış süreçleri ve 'çevreleşmelerini'; yani eğlence toplumunun içine giremeyenlerin dramını konu eder. Toplumumuzda ise 'arabesk'-sorununun modernlik ile kurulan bağını, toplumun 'baroklaşmasını' ele alır.

Yeni ekolojik dayanışma biçimleri, bürotik, telematik ve 'dini arkaizmleri', otoriter kapitalizmden liberalliğe geçiş dönemini incelerken, post-modem söylem içinde toplumsal ve düşünsel alanda tarihsellikten çıkış sürecini diyagnostik bir bakışla inceler.



ONU-M-LHR fi

BAĞLAM

i

Yüklə 1,29 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin