marşla, iki adım ileri bir adım geri gidilen Mehter Marşında
olduğu gibi, destan havasının dışına çıkıldığını ifade etti.
Selim, Alman militarizmini zaten hiçbir zaman anlayama-
mıştı. Hıristiyanlığın, bütün barışçı niteliklerine rağmen,
kan ve ateşe hiçbir çağda engel olamaması gerçeğini bir tür-
lü kabul edemiyordu.
Büyük İtalyan Rönesans ve Barok sanatı tenkitçisi Luigi
Cordova (doğumu Madrit) De İncentes’i, işte tam bu sırada
okudu. Hıristiyanlığın resmî bir kurum kişiliğine bürünme-
sinin güzel sanatların gelişmesi bakımından zorunlu oldu-
ğunu, resim, heykel ve mimarlık sanatlarının, gelişmelerini,
Aziz Peter’in temelini attığı ve Aziz Paulus’un da -İsa’ya
rağmen- sınıflarını kurduğu kiliseye borçlu olduklarını öğ-
renince, gene aynı kilisenin Alman militarizmine engel ol-
mamasını bir dereceye kadar bağışladı. Türklerin Viyana
kapılarına kadar dayanmalarının Mehter Marşına değil de
ulufe dağıtım sistemine bağlı olduğunu öğrenince (Bak:
Prof. Sancak Eltutar,
Dostları ilə paylaş: