Faiz Yeme:
Allah'dan korkan mü'minlerin, evlerinde haram yemekten sakınmaları gerekir. Bunun başı da faizdir ki, bereketi yok eder ve kalpler arasında kini yayar. Faiz haksızlık çeşitlerinin en büyüğü ve sömürü çeşitlerinin de en çirkinidir. Faiz büyük günahların en büyüğüdür. Onunla meşgul olan isyankardır. Allah ve Rasûlüne harp açan kimsedir.
Allah Teala şöyle buyurur: "Faiz yiyenler mahşerde ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu onların "zaten abş-veriş de faiz gibidir" demelerindendîr. Oysa Allah alış-verişi helal, faizi haram kıldı. Kime Rabbinden bîr öğüt gelir de faizcilikten geri durursa geçmişi kendisinedir. Onun işi Allah'a aittir. Kim faizciliğe dönerse işte onlar cehennemliktir. Onlar orada temelli kalacaklardır. Allah faizi eksiltir, sadakaları bereketlendirir. Allah pek nankör olan hiç bir günahkârı sevmez."129[129]
Rasûlüllah (s.a.v.) bizi faize dayalı kötü hareketlerden ve faizcilere yansıyan olumsuz etkilerden sakındırıyor. Abdullah b. Mes'ud Rasûlüllah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet eder:
"Faiz yiyen ve yediren, yazan, ona şahidük yapan, güzelleşmek için dövme yapan veya yaptıran, riya için sadaka veren, müslüman olduktan sonra dinden dönen kıyamet günü Muhammed'in diliyle melundur."130[130]
Zulüm, rüşvet, zorla elde edilen her türlü yiyecek haramdır. Annelerinin sütünü emen çocuklara yedirilen helal yiyecek tesirini gösterir. Onlar hayır ehli ve iyilik .sahibidirler. Allah onları şeytandan ve hastalıklardan korur ve onları şefkatiyle gözetler.131[131]
En Hayırlı Yiyecek
Müslüman baba, aile ferdlerinden sorumludur. Hatta 0 kadar ki, onların yiyeceklerinin kaynağından, nereden kazandığından da mesuldür. Çünkü onların hesabını baba vereçektir. Baba Allah huzurunda mesuldür.
Helal rızık Allah'dan istenilir. Allah Teala şöyle buyurur: "Namaz bitince yeryüzüne yayılın. Allah'ın lütfundan rızık isteyin.”132[132]
Abdullah b. Zübeyr'den Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurur: "Sizden birinizin ipini alıp dağa çıkması ve oradan sırtında bir bağ odun getirmesi ve sonra onu satması, böylece onun yüzünü Allah'ın ateşten koruması, (versinler veya vermesinler) insanların dilenmesinden hayırlıdır."133[133]
Yiyeceğinin kaynağı iyi olan, helal yoldan kazanç elde edilen müslüman evi, sağlam temel ve kuvvetli sütunlar üzerine kurulmuş takva evidir.
Rasûlüllah (s.a.v.) insanın kendi eliyle elde ettiği kazancı methederek şöyle buyurur: "Dâvud (a.s.) sadece elinin emeğini yerdi."134[134]
Mikdad b. Ma'dikerb'den (r.a.), Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurur:
"Bir kimse elinin emeği olan yiyecekten daha hayırlısını yememiştir. Allah'ın nebisi Davud (a.s,) elinin emeğini yerdi."135[135]
Bütün bunlardan sonra şeytanın, takvanın hakim olduğu evlere girecek pencere bulması mümkün değildir.136[136]
SILA-İ RAHMİN YAPILDIĞI EVLER
Bu evler, sevgi, rahmet, afv ve hoşgörü ilişkileri üzere kurulan evlerdir. Bu prensiblerin hepsi şeytanı kahreden, Rahman'ı razı eden prensiblerdir.
Alimler şu konuda ittifak halindedirler. Sıla-i rahm vaciptir. Onun kesilmesi haramdır. Bu hükmün gerekliliği ihtiyaç ve duruma göredir. Mesela bir kimsenin kardeşi ve amcası olsa ve kardeşi zengin, amcası ise fakir ve yoksul olsa, kardeşin sıla-i rahm'i, konuşmak, görüşmek ve karşılıklı normal davranışlarla yeterlidir. Fakat amcasının sıla-i rahm'i, ziyaretle yeterli olmaz, gücünün yettiği kadar malından ona vermekle sıla-i rahm'i yerine getirmiş olur.
Yine aynı şekilde sıla-i rahm mal ile ve başka şeylerle yerine getirilir. Hasta ziyareti ile davete icabet etmekle, sevindirici haber verip tebrik etmekle, musibetlere karşı taziyede bulunmakla, borcun ödenmesi veya onun ödemesine yardımcı olmak ve imdada koşmak da sıla-i rahm'dir.137[137]
Kadı Iyaz der ki: "Şüphesiz sıla-i rahm herkes için vaciptir. Sıla-i rahm'i yapmamak ise, büyük günahdır."138[138]
Her hal û kârda sıla-i rahm gereklidir. Fakat özel olan sıla-i rahm anne ve baba tarafından yakınlığı olan akrabaya yapılandır. Bu durumda onlara karşı genelde görevleri yerine getirmekle beraber daha fazlasını yapmak lazımdır. Mesela; onların nafakalarını temin etmek ve durumlarını araştırmak gibi.
Sıla-i rahm yapanları Allah övmüş, güzel sevap ve büyük ecir hazırlamış ve şöyle buyurmuştur: "Onlar,
Allah'ın birleştirilmesini emrettiği şeyi birleştirirler, Rablerinden korkarlar. Kötü hesaptan ürkerler."139[139]
Yine Allah Teala şöyle buyurur; "Yakınına, düşküne ve yolcuya hakkını ver."140[140]
Enes (r.a.) Rasülüllah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Bir kimse rızkının genişlemesini ve ömrünün uzamasını isterse sıla-i rahm yapsın."141[141]
Ebu Musa el-Eşarî'den rivayet edilen hadiste Rasûlüllah (s.a.v,) şöyle buyurur:
"Üç kişi cennete giremez. İçki yapan, sıla-i rahm'i kesen ve siniri tasdik edendir."142[142]
Sıla-i rahm sadece sahibine has olmayan bir nimettir. Aksine sıla-i rahm'in hayrı bütün müslüman toplumunadır. Ferdler arasında sevgi ve merhametin tavsiye edildiği ve karşılıklı sıla-i rahm yapıldığı toplum, ne büyük toplumdur. Allah Teala şöyle buyurur: "Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridir. İyiliği emreder, kötülükten alakorlar. Namaz kılarlar, zekat verirler, Allah'a ve Peygamberine itaat ederler, İşte Allah bunlara rahmet edecektir. Allah şüphesiz güçlüdür, hakimdir."143[143]
Sıla-i rahm yapan evin Allah yanında büyük bir mevki ve değeri vardır. Çünkü rahm Allah'ın Rahman sıfatından türemiştir.
Hz. Aişe (r.a.) Rasûlüllah'dan (s.a.v.) şöyle rivayet eder: "Rahm, arşa asılı vaziyette şöyle der: Kim bana ulaşırsa Allah'a ulaşmış olur. Kim benden uzak durursa Allah ile ilişkisini kesmiş olur."144[144]
Allah sıla-i rahm'i yerine getiren evlerin, sıla-i rahm'i terkedenlere vereceği ceza kadarıyla mükafat vermekle değerini artırmıştır. Çünkü sıla-i rahmi terkedenler kötü yürekli, zayıf imanlı, hasta ruhlu kişilerdir.
Allah Teala şöyle buyurur: "Sağlam söz verdikten sonra Allah'ın ahdini bozanlar ve Allah'ın birleştirilmesini emrettiğini ayıranlar ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlar, işte lanet onlara ve kötü yurt, cehennem onlaradır."145[145]
Allah'ın sıla-i rahm'i imandan bir cüz sayması sıla-i rahm'e işaret için kâfi değil midir?
Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurur: "Allah'a ve ahiret gününe inanan misafire ikram etsin, Allah'a ve ahiret gününe inanan sıla-i rahm yapsın. Allah'a ve ahiret gününe iman eden ya hayır söylesin veya sussun."146[146]
ANNE BABAYA İYİLİK YAPILAN EVLER
Allah'a inanan, peygamberlerinin sünnet adabına sarılarak inançlarını koruyan mü'minlerin evleri, Allah'a ve Rasulüne itaat ve anne babaya iyilik üzere kurulmuş olan evlerdir. Allah, kendisine inanıp ibadet edilmekle, ana babaya iyilik edilmesini birarada zikretmiştir. Ana-babaya itaatsizlikle ibadet doğru olmaz. Bilakis ana babaya iyilik ibadetlerin en değerlisi ve ahlâkın en faziletlisidir.
Allah Teala şöyle buyurur: "Rabbin yalnız kendisine tapmanızı ve ana babaya iyilik etmenizi buyurmuştur. Eğer ikisinden biri veya her ikisi, senin yanında iken ihtiyarlayacak olursa onlara karşı "öf" bile demeyesin. Onları azarlamayasın. İkisine de hep tatlı söz söyleyesin. Onlara acıyarak alçak gönüllülük kanatlarını ger ve: "Rabbim! Küçükken beni yetiştirdikleri gibi sen de onlara merhamet et" de. İçinizde olanı en iyi Rabbiniz bilir. İyi kimseler seniz bilin ki, O şüphesiz kendine başvuranları bağışlar."147[147]
İbn Ömer, Rasulüllah'tan şöyle rivayet etmiştir:
"Babalarınıza iyilikte bulunun ki, çocuklarınız da size iyilikte bulunsun. İffetli olunuz ki, kadınlarınız da itfetli olsunlar."148[148]
Ebu Hüreyre'den; Rasulüllah, üç defa: - "Zelil ve perişan olsun" dedi. Denildi ki:
“Kim ya Rasulallah? Cevaben:
"Yaşlılık anında ana-babasına veya onlardan birisine yetişip de cennete giremeyen kimse" buyurdu.149[149]
Ana-Babaya Nasıl İyilik Edeceksin?
Ana babaya iyilik: Onlara ihsanda bulunmak, onların haklarını yerine getirmek, itaatten ayrılmamak, onlara kötülükten sakınmak, memnun olacakları şeyi yapmaktır. İyilik, helali haram yapan, haramı da helal yapan şeyin dışında devamlı olan bir haktır. Çünkü yaratıcıya isyan konusunda, yaratılana itaat yoktur.
Buradan anlıyoruz ki, ana-babaya itaat görevlerin en önemlisi ve ibadetlerin en faziletlisidir. Onlara itaatsizlik günahların en büyüğüdür. Kafi delille sabittir ki, akrabalık ve sıia-i rahm hakkı, sıla-i rahmi ve onların haklarını yerine getirmek, onlarla küs üşmem ektir. En başta gelen akraban ana-babandır. Çünkü onlar senin meydana gelişinin sebebidir. Senin gelişmenin, eğitiminin, terbiyenin aslı onlardır. Şüphesiz o ikisinin hakkı kat kat fazla ve sorumlulukları büyük, görüşleri hürmete layıktır.
Anne ve babaya çocuktan daha çok iyilik yapacak kim vardır?150[150]
Rasulüllah (s.a.v.) şöyle buyurur:
"Çocuk babasının hakkını ödeyemez. Ta ki, onun için bir köle bulur, onu satın alır sonra da onu âzâd ederse o zaman öder."151[151]
Abdullah b. Mes'ud'dan: Rasulüllah'a (s.a.v.) sordum:
“Allah yanında en sevimli amel hangisidir? Bir başka rivayette: "Hangi amel daha faziletlidir?"
Rasulüllah (s.a.v.):
"Vaktinde kılınan namazdır" buyurdu. Ben tekrar sordum:
“Sonra hangi amel? Rasulüllah (s.a.v.):
"Ana-babaya iyilik yapmaktır" dedi. Ben yine sordum:
“Sonra hangi amel? Rasulüllah (s.a.v.):
"Allah yolunda cihad yapmaktır" buyurdu.152[152]
Ana-Babaya Karşı Çocuğun Edebi
Ana-babaya iyilik, itaatkâr mü'minlerin evlerinin alâmeti olduğuna göre bu iyilik çocuğun ana-babasma karşı yapmakla mükellef olduğu edeblerdir. Onlar şunlardır:
"Sözlerini dinlemek, onların ayakta kalmalarını sağlamak, emirlerine itaat etmek, davetlerine icabet etmek, onlara acıyarak alçak gönüllülükle kanatlarını germek, ısrar ile onların canını sıkmamak, yaptığı işleri onların basma kakmamak, emirlerine karşı çıkmamak, sıkıntı ve bıkkınlık içinde küçümseyerek bakmamak, emirlerine isyanda bulunmamak153[153], öldükten sonra dua etmek, onların dostlarına ikramda bulunmak ve onlar adına sadaka vermek."154[154]
Ana-Babaya Karşı Gelmekten Sakınmak
Ebubekir (r.a.), Rasulüllah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet eder:
"Dikkat edin. Size en büyük üç günahı haber vereyim mi?" Biz:
“Evet, ya Rasulallah (s.a.v.)! dedik. O da buyurdu ki:
"Allah'a şirk koşmak ve ana-babaya karşı gelmektir."
Rasulüllah (s.a.v.) bir yere dayalı idi. Oturumuna geldi ve ilave etti:"Dikkat edin! Yalan söz ve yalan şahitliktir." Rasulüllah (s.a.v.) bunu o kadar çok tekrar etti ki, biz keşke sussa dedik.155[155]
Abdullah b. Amr b. el-As'tan, Rasulüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Büyük günah Allah'a şirk koşmak, ana-babaya karşı gelmek, adam öldürmek ve yalan yere yapılan yemindir."156[156]
Hz. Ali Rasulüllah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Ana-babaya karşı gelmekten sakınınız Çünkü cennetin kokusu 1000 yıllık yoldan gelir. Onun kokusunu isyankâr evlat, sıla-i rahmi kesen, zina eden ihtiyar, kibirden dolayı eteğini yerde sürükleyen alamaz. îşte bu Allah'a karşı kibirdir."157[157]
Abdullah b. Amr b. el-As'dan: Rasûlüllah (s.a.v.) buyurdu ki:
"Kişinin ana-babasma sövmesi büyük günahlardandır." Dediler ki;
"Ey Allah'ın Rasûlü! Hiç adam ana-babasma söver mi?" Rasûlüllah (s.a.v.):
"Evet, bir kimse birisinin babasına söverse, kendi babasına, birisinin annesine söverse kendi annesine sövmüş olur."158[158]
O halde müslüman kardeşim, ana-babaya, karşı gelmekten sakın ki, ahiretini perişan eden, dünyadaki bedbahtlardan olmayasm.159[159]
İyi Söz ve Nasihat
Ey haklarının en sağlamını yitiren, ana-babaya iyilik yerine kötülük eden, görevini unutan, içinde bulunduğu durumdan gafil olan, ana-babaya iyilik, üzerine borçtur. Sen ayıp bir işin peşine düşerek onu elde etmeye çalışıyor, kendine göre cenneti elde etmek istiyorsun. Cennet annenin ayağı altındadır. O seni sanki dokuz sene gibi dokuz ay karnında taşıdı. Doğururken ölümle burun buruna geldi. Göğüslerindeki sütle seni emzirdi. Senin için uykularını kaçırdı. Senin pisliklerini eliyle yıkadı. Yemek konusunda seni kendisine tercih etti, yemedi, yedirdi. Kucağı senin için beşik oldu. Sana iyilik ve yardımda bulundu. Sen hastalandığın veya sızlandığında sana çok üzüldü. Malını senin iyileşmen için harcadı.
Annen, senin hayatınla kendisinin ölümü arasında muhayyer bırakılsaydı, haykırarak senin hayatını isterdi. Hal böyleyken sen, ne kadar çok ona kötü davrandm. Fakat O, gizli veya açıkça senin için dua etti. Onun yaşlılıkta sana ihtiyacı olduğunda sen onu basit bir eşya haline getirdin. Nitekim O, aç olduğu halde sen karnım doyurursun veya o, halinden memnunken kana kana su içtin. Eşini ve çocuklarını iyilik etmede ona tercih ettin. Onun ellerine unutarak karşılık verdin. Onun işi kolay olmasına rağmen sana zor gelir. Ömrü kısa olduğu halde sana uzun gelir. Senden başka yardımcısı olmadığı halde onu terkettin.160[160]
Ana-Baba'ya İyilik Etme Konusunda Rahmet Bulutları:
Enes, Rasûlüllah'm (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Kim ömrünün uzamasını ve rızkının artmasını isterse, ana-babasma iyilik yapsın ve sıla-i rahm'i yerine getirsin."161[161]
Sevban'dan, Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Kişi yaptığı günahı ile rızıktan mahrum olur. Kaderi dua ile değiştirir, ömrü de ancak iyilikle artırır."162[162]
İbn Ömer b. Hattab, Rasûlüllah'm (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Babalarınıza iyilik yapınız ki, çocuklarınız da size iyilikte bulunsunlar. İffetli olunuz ki, kadınlarınız da iffetli olsunlar."163[163]
Şu hadiste rivayet edilmiştir: "Cennet kapısı ana-babaya iyilik yapanlar için açıktır. Kim onlara iyilikte bulunursa, ona cennet kapısı açılır. Kim onlara karşı gelirse bu kapı yüzüne kapanır."164[164]
Ana-babaya iyilik yapılan evler, huzura kavuşur ve melekler onu kanatlarıyla kuşatırlar ve şeytanların vesveselerinden korunurlar, işte şeytanların girmediği evler...165[165]
SALİHA EŞLERİN BULUNDUĞU EVLER
Salâh, dünyada takvaya dayalıdır. İman mü'minin silahı ise takva da azığı olur. Bu sıfatları taşıyan evleri Allah şeytanlardan korur.
Dünya tehlikelerle çevrili, mesafesi bilinmeyen ama sonu olan bir yolculuktur. Orada yürüyen ne zaman yolculuğunun sona ereceğini bilmez. O korkarak yürür. Ecelinin sona ereceği saati bilmez. Yolcu için yolculuğunda azığa ve arkadaşa ihtiyaç vardır. Bunun en güzeli ve en lezzetlisi Allah'ın iyiliklerden mubah kıldığı ve şehvete izin verdiği şeydir. Onun da en güzel ve değerli olanı saliha kadındır. Saliha kadın en hayırlı dost ve en faziletli arkadaştır. Bu kadın yolculuğun zorluklarına karşı yardımcı olur ve kul bir çok tehlikelerden emin olur. Nasıl olmasın. Bu sıfatlara haiz olan itaatkâr saliha kadın kocası emrettiğinde itaat eden, baktığı zaman gülen, yanında olsun veya olmasın kendisini koruyan kadındır."166[166]
Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Dünya faydalanma yeridir. Dünya metamın en hayırlısı saliha kadındır."167[167]
Müslümanın evinde saadet varsa şeytan oraya girmekten vazgeçer. Çünkü bu ev, iman esasları ve islam temelleri üzere kurulmuştur.
Allah Rasûlü şöyle buyurur: "Saadet dört şeydedir: Saliha kadın, geniş ev, iyi komşu ve uysal binit. Bedbahtlık da dört şeydedir. Kötü komşu, kötü kadın, dar ev, kötü binittir."168[168]
Bundan dolayı Allah (Azze ve Celle) saliha kadınları şu ayetiyle övmektedir: "İyi kadınlar, gönülden boyun eğerken ve Allah'ın korumasını emrettiği şeyi kocasının bulunmadığı zamanda koruyanlardır."169[169]
Saliha Eşin Sıfatları:
İbn Cerir der ki: "Nefislerini kocaları olmadığında koruyan kadınlar, hem namuslarını hem de eşlerinin mallarım korurlar. Bu kadınlar bu ve diğer konularda Allah'ın hukukuna uygun hareket ederler."170[170]
Rasûlüllah (s.a.v.) saliha kadını methederek şöyle buyurur:
"Kadın beş vakit namaz kılar, bir ay oruç tutar, namusunu korur, kocasına itaat ederse, cennetin kapılarından hangisinden isterse oradan cennete girsin."171[171]
Rasûlüllah'a (s.a.v.) kadınların' hangisi daha hayırlıdır diye sorulduğunda şöyle buyurmuştur: "Baktığı zaman kocasını sevindiren, emrettiğinde kocasına itaat eden, kocasının hoşlanmadığı hususlarda karşı çıkmayan kadındır.
Rasûlüllah'ın şöyle buyurduğu rivayet edilir: "Kadınlarınız cennet ehlindendir. Bunlar kocasına karşı sevgi besleyen, çocuk dünyaya getiren, ona yardım eden, kadınlardır. Bu kadınlar kocası öfkelendiği zaman gelip elini kocasının eli üzerine koyarak şöyle derler: "Sen razı oluncaya kadar uyumayacağım."172[172]
Müslüman aileyi kuran ve ümmetin medeniyetini meydana getiren saliha eşin imar ettiği ev ne güzel evdir. Terbiye eden, düzene koyan, hayra ve cömertliğe alıştıran, çocuklarını namaza uyandıran, Rabbine itaat için kocasına yardımcı olan anne ne iyi annedir.
Ey müslüman kızkardeşim! Sözüm sanadır. Bu dünyada ve ahirette kendi nefsin ve kocan için, mesud bir hayatı temin etmek için şu vasıfları kendine örnek al ve ona uy:173[173]
1- Hayırlı amel işlemek ve kocalara karşı iyi davranmak suretiyle iyi olan hanımlar.
2- Allah'ın öfkelenmediği konularda kocalarına itaatkâr olan hanımlar.
3- Kocaları olmadığında da namuslarım koruyanlar.
4- Kocasının kendisine bıraktığı malını koruyanlar.
5- Mümkün olduğu kadar güleryüz gösteren ve kocalarının hoşuna giden şeyi yapan kadınlar.174[174]
Şeytandan Sakının
Ey saliha anne ve itaatkâr eş! Kadının yapması gereken işin erkek tarafından yapıldığı bu zamanın kadınlarının halinden sakın. Çünkü ailenin düzeni dağıldı. Kocanın kontrolü kayboldu. Eşler karşılaştıkları bu bozuk ortam içinde yalpaladılar ve ahlâkın bozulmasından dolayı batının ileri sürdüğü şeylerin peşinden koşan köpekler gibi oldular.
Allah'ın seni murakabe ettiğini ve onun kalplerin bütün sırlarını bildiğini, unutmaktan sakın. İyi kalpli ol. Şeytanın adımlarına tabi olma. Çünkü şeytan seni helake götürür ve Allah'ın koyduğu sınırlardan seni çıkarır. Bu durumda aile üzerine belâ ve ev üzerine musibetler yağar. Ey saliha kadın! Bu durumda eşini ve çocuklarını Allah'a itaat olan şeylere teşvik et. Her türlü ibadeti yerine getir. Belaya karşı sabret. Allah'a yemin olsun ki, bu iyi özelliklere sahip ev, evlerin en temizidir. Hangi şeytanın bu evin etrafında dolaşmaya veya ona girecek bir delik aramaya gücü yeter. Hayır. Bin defa hayır.175[175]
HAKLARIN VE GÖREVLERİN YERİNE GETİRİLDİĞİ EVLER
Daha önceki geçen evlerde ana-babaya iyilik hukukunu anlattık. Yine saliha kadınların Özelliklerini ve kocasının onun üzerindeki haklarını ele aldık. Müslüman evin ahlâkî mükemmellik ve dinî güzellik ile şöhret bulması için şimdi de müslüman evlerin üzerlerine kurulduğu ve şeytanî hücumlardan korunduğu diğer hak ve görevleri ele alacağız.176[176]
Kadının Kocasına Karşı Görevleri
Kötü kadın, kocasına karşı olan hakkı tanımaz, çocuklarına karşı görevini yerine getirmez. Kötü kadından Allah'a sığınırız. Bu konuda Hz. Davud şöyle buyurur:177[177] "Kötü kadın, av tuzağı gibidir. Avcı ondan kurtulamaz. Ondan ancak Allah'ın kendisinden hoşnut olduğu kişi kurtulur. Hz. Davud'un şöyle dua ettiği rivayet edilmiştir: "Allah'ım senden dört şey ister, dört şeyden de sana sığınırım. Senden-loğru söyleyen dil, Allah'dan korkan kalp, sabreden vücud, lünya ve ahiret işlerinde yardımcı olan eş isterim. Başıma
I efendi olacak çocuktan, yaşlanmadan beni ihtiyarlatan eşten, ölümümden sonra başkalarım doyuracak ve benim kabirde hesabını Ödeyeceğim maldan, iyiyi görüp gizleyen, kötüyü gördüğünde yayıp ifşa eden kötü komşudan sana sığınırım."
Şair kötü eşi şu şiiriyle anlatmıştır:
Eşimin ölümünü ne kadar istiyorum.
Ama kötü arkadaşın ömrü uzun olur.
Keşke o bir an önce ölseydi de
Orada ona Münker ve Nekir azab etseydi.
Şimdi de salih eşten, kocanın kadına karşı haklarından bahsedelim:178[178]
Birinci Hak: İyi Davranmak
Rasûlüllah (s.a.v.) kadınlara iyi davranmayı tavsiye etmiştir. Veda haccmdaki son sözlerinden birisi de şudur: "Dikkat edin. Kadınlara iyi davranın. Çünkü onlar sizin yardımcılarınızdır. Kendileri için birşeye malik değildir."179[179]
Kur'an-ı Kerim eşler arasında iyi geçinmeyi gerçekleştiren esasları bildirmiştir:
a- Allah Teala şöyle buyurur: "Onlarla güzellikle geçinin."180[180]
Kurtubî tefsirinde şöyle der; Allah'ın emrettiği şekilde güzel geçinin. Buradaki hitap herkesedir. Yani erkeklerin hepsi eş olsunlar veya olmasınlar aynıdır."181[181]
b- Allah Teala yine şöyle buyurur: 'Ta iyilikle tutma, ya da iyilik yaparak bırakmadır."182[182]
Nafaka ve mehir olarak onların hakkını ödemek buna örnektir. Suçsuz yere onlara asık suratlı olmamak, kaba sözlerle değil, hoş ve nazik konuşmak ve başka kadınlara meyli olmadığını göstermek. Ayetteki, "el-îşratü" kelimesi, karışmak, şakalaşmak anlamındadır.
Ibn Abbas şöyle der: "Ben karım için süslenmeyi severim. Aynı şekilde karımın benim için süslenmesini arzu ederim."183[183]
c- Allah Teala şöyle buyurur: "Kadınların hakları örfe uygun bir şekilde görevlerine denktir. Erkeklerin onlardan bir üstün derecesi vardır."184[184]
İbn Abbas tefsirinde der ki, kadınların kocalarına Allah'ın emrettiği şekilde itaat ederek kocaların da kadınlarına karşı iyi davranmaları ve güzel geçinmeleri gereklidir.
Ebu Hüreyre'den (r.a.) Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurur: "Mü'minlerin iman yönünden en mütekamili ahlâkı en güzel olanıdır. Sizin en hayırlınız kadınlarına karşı hayırlı olandır."185[185]
Bir adam karısına şaka ve latife yapsa karısının yaptıklarına mukabil teşekkür etse, kalbindeki derin sevgisini eşine bildirse, onunla beraber yaptığı herşey hasenat olur ve mizanına konulur. Çünkü Rasûlüllah (s.a.v.) Sa'd b. Ebî Vakkas'a şöyle demişti:
"Sen Allah'ın rızasını umduğun her bir nafaka (yiyecek)den hanımının ağzına koyacağın her bir lokmaya kadar sevap alırsın."186[186]
İkinci Hak: Dinî Konularda Gerekli Bilgiyi Ona Öğretmek:
Her idareci, Allah katında tebasından sorumlu olunca kişi de karısından sorumludur ve Rahmanın huzurunda onun yüzünden hesaba çekilecektir.
Kocanın karısına öğretmesi gerekli olan abdest, hayız, nifas ve istihazanın hükümleri gibi taharete ait bilmediği şeyler, yıkanmanın keyfiyeti, namazla ilgili emirler, oruç, Kur1 an kıraati, Allah'ı zikr, ehline, komşularına ve akrabalarına ait görevler, nasıl giyineceği, yabancı erkekle başbaşa bulunmaktan nasıl sakınacağı, erkeklerle konuşmak mecburiyetinde kalırsa onlara nasıl hitap edeceği ve onlarla nasıl konuşacağını öğretir."187[187]
Dostları ilə paylaş: |