MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Yani mefhumu muhalifinden o çıkıyor.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Çıkmaz.
FARUK BAL (Konya) – Çıkmaz, çünkü…
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Ya, tamam paranteze alalım anlaşamıyorsak.
FARUK BAL (Konya) – Hiçbir şey yazmaya gerek yok ki, onların hepsi yasada belli olacak yani. Biz anayasaya evliliğin şartlarını, ehliyetlerini yazabilir miyiz?
DR. DEMİRHAN BULAK ÇELİK - Hayır, “Yazalım” demiyorum ama en azından o koşulları taşıyan herkes falan gibi bir ibareyle…
RIZA TÜRMEN (İzmir) - “Evlenme koşullarını taşıyan herkes.” öyle bir şey mi yapalım? Yani böyle çıplak bırakırsak “Her kadın ve her erkek.” dersek, o zaman tabii…
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Eğer son fıkrada hepimiz hem fikirsek, bizim önerimiz…
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Onu koyacağız tabii…
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ - Orada “Erken yaşta ve zorla evlendirmeleri önlemek için gerekli tedbirler alınır.” diyor ya, hani çok geniş bir yorumla kapsar. Kanuna bırakmış oluruz.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Bunu bir politika olarak öneriyor devlete, bu başka bir şey.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Başka bir şey de ama uzlaşma sağlamak adına…
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Uzlaşma sağlamışız. Yeşil niye yaptık onu?
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Zaten yeşil.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Rıza Bey bozdu şeyi, yeşille ilgili…
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Özcan geldi söyledi bana…
KOMİSYON UZMANI ÖZCAN ALTAY – “Kanunen evlenme çağı” demek istedim.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Kalsın.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Kalsın mı? Böyle kalsın, peki.
FARUK BAL (Konya) – Bizim ona karşı olduğumuzu bir not ediver de “Evlenme çağına gelene MHP karşıdır.” diye… Nasıl yazıyorsan yaz.
AYLA AKAT (Batman) - Bir şey önerebilir miyim? Ayak altında olmasın ama amaç uzlaşmaksa aynı şeye geliyor, bir yerde bu kadar tartıştık yani alt maddede varsa “Erken yaşta evlilik…”
FARUK BAL (Konya) – Ayla Hanım, bu kadar makul, bu kadar doğru mu? Bizim de düşüncemizde vardı fakat sonra ortaya çıkan fikirler nedeniyle bunun doğru olmadığını biz kendi…
AYLA AKAT (Batman) – Ben niye uzlaşamayacağımızı düşünüyorum? Hiç kimse bu masada erken yaşta evliliği tasvip etmiyor.
FARUK BAL (Konya) – Kesinlikle…
AYLA AKAT (Batman) – Yani o yüzden yerine uygun bir cümle yazabiliriz. Çok az konuda uzlaşıyoruz ama…
FARUK BAL (Konya) – Şimdi, Ayla Hanım, yorulduk yani izah ede ede. Medeni Kanun’da “Evlenme çağı” diye bir tabir var mı? Yok. Bu, evlenmeye ehliyettir. Bunu, Medeni Kanun yüzlerce, binlerce yıl, efendim çok farklı devletler, milletler bir evrensel değer yaratmış, ortaya koymuş. Şimdi, biz buraya “Evlenme çağı” dediğimiz zaman, buradan türetilecek anlamlar vardır. Bu Anayasa'da durup dururken yazılmış bir şey değildir. O zaman burada aklımıza ne geliyor? Benim şimdi aklıma gelen işte, biyolojik olarak çağ akla gelebilir, belirli bir yaş.
AYLA AKAT (Batman) – Ergenlikle birlikte...
FARUK BAL (Konya) – Örneğin “On üç yaşında evlenebilir.” denilir ama denilirse bu yazık olur yani değil mi?
AYLA AKAT (Batman) – Tabii ki yazık olur.
FARUK BAL (Konya) – Diğer taraftan, farklı inanç grupları, kendine göre farklı çağlarda evlenmeyi benimsemiştir. Dolayısıyla, bu orada yorumlanabilir. Oysa, biz yüz yıla yakın bir zaman belirli bir şey uyguluyoruz: “On sekiz yaş” zorunluluk olursa “On yedi.” falan diye bunu belirlemişiz. Bunu niye tartışmaya açıyoruz? Zaten hukuk, alt hukuk normları “Yaş nedir, ehliyet nedir?” bunların hepsini düzenleyecek.
AYLA AKAT (Batman) – Şimdi, benim belirttiğim husus şu: Yani şu an dört siyasi parti grubunun da üzerinde hemfikir olduğu bir konuda uzlaşamazsak, mesela hepimiz erken yaşta evlilik olmaması gerektiğini… Bunun bir cümleyle sadece formülasyonuna ihtiyaç var, ki alt cümlede var. Bu konuda, AKP Grubunun da biraz sorumluluk göstermesi gerekiyor. Tekrara girmeden en öz şekliyle koymak lazım.
Bir: Evlenme hakkını düzenliyoruz.
İki: Aile bireylerini koruyoruz.
Üç: Erken yaşta evliliklere ve aile içi şiddete hayır diyoruz.
Bunu arka arkaya üç paragrafta da yazabiliriz ama bence çok fazla tartıştık ama ilk defa belki şu masada benim katıldığım tartışmalar için söylüyorum, herkesin hemfikir olduğu, evlilikle ilgili hemen hemen aynı yani.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Evet, tamam.
AYLA AKAT (Batman) – Ama Sayın Başkan, siz, hemen, bu belirtilen hususlara ilişkin bir formülasyon yapıp onaya sunun.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Yani bu evlenme çağı, üç parti bu konuda galiba mutabık “Evlenme çağına gelen her kadın ve her erkek evlenme ve aile kurma hakkına sahiptir.”
MHP evlenme çağı konusunda tereddütleri var anlaşılan, onu biraz daha belki düşünmek gerekir.
İkinci fıkra…
AYLA AKAT (Batman) – “Çağı” yerine “Ehliyet” kullanalım.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL - Evlenme ehliyetini haiz…
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Evlenme ehliyetini haiz…
AYLA AKAT (Batman) – “Evlenme ehliyeti var.” dediniz Medeni Kanun’umuzda, “Çağ” diye bir şey yok…
FARUK BAL (Konya) – Ne anlamı var?
AYLA AKAT (Batman) – Üç parti de öyle istiyor. “Çağı” olmasın. “Çağ”a da siz karşısınız “Ehliyet” diyelim, orta bir yol bulunsun.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Evet “Ehliyet” diyelim.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Ama tek evlenme ehliyeti yok ki kanunda. Bir normal var, bir yaş şeyiyle var, ebeveyn izniyle var, kazâî var.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - “Ehliyet” dense o hepsini kapsar mı Hocam?
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Kapsamaz, yok ehliyeti ama izinle ehliyet kazanıyor.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - İşte o zaman izinle, ehliyetle oluyor. Kanunda öngörülen ehliyet…
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Niye kanuna bırakacağız?
TUNCA TOSKAY (Antalya) – Bu şekilde kalsın Sayın Türmen.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Kalsın, tamam.
İkinci fıkra, eşitlik konusunda mutabakat var. “Aile toplumun ne kadar temelidir?” konusunda tereddütler var.
Üçüncü fıkra… Üçüncü fıkrayı hiç anlayabilmiş değilim. Çünkü hep aynı şeyi yazıyoruz, alt alta koyuyoruz…
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Evet, aynı şeyler.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Aile ve evlilik kurumu, aile bireyleri… Sonra ne oldu?
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Sizinki ayrı bir öneri var.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - O birinci cümle ne oldu? Devletin koruması altındadır.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Herkes kendi önerisini yazsın.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - AK PARTİ önerisi, annelik babalık hakkı. Peki, bu şeyi yazacak mıyız? Bunda mutabakat var mı? “Devletin koruması altındadır.” onu bırak, yeşil o.
KOMİSYON UZMANI ÖZCAN ALTAY – Süheyl Bey itiraz etmişti aradan önce, o yüzden yazamadık.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - “Devlet, aile ve aile bireylerini koruyucu tedbirleri alır.” Yani ikisi arasında hiçbir fark yok bunların. Ya “Devlet, aile ve aile bireylerini koruyucu tedbirleri alır.” yazalım…
TUNCA TOSKAY (Antalya) – Ki bizim önerimiz o.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Tamam, ya onu yazalım. Oraya CHP yazmışlar. O zaman MHP’yle de CHP aynı şeyi söylüyor: “Devlet, aile ve aile bireylerini koruyucu tedbirleri alır.”
AYLA AKAT (Batman) – Orada “CHP” diye geçeni biz de benimsemiştik: “Devlet aileyi ve aile bireylerini…”
RIZA TÜRMEN (İzmir) - AK PARTİ şey diyor…
FARUK BAL (Konya) – “Aile birliği”ni gerekçeye yazabiliriz biz uzlaşma olursa.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Tamam. “Devlet, aileyi ve aile bireylerini…”
AYLA AKAT (Batman) – “…koruyucu tedbirleri…” Biz buna “Evet.” dedik.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Şu 3’ün birinci cümlesinde zaten yazılıyor bunlar, bizim şeyimiz hariç, parantez.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Sen “evlilik kurumu”nu istiyor musun?
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Evet.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Onu da koyalım. “Devlet, aileyi, aile kurumunu…”
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Zaten üçüncünün birinci cümlesi.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Ağabey, alttaki cümleyi yazıyoruz.
FARUK BAL (Konya) – Hocam, “Aile kurumu” diye bir kavram yok.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Yok, peki.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – “Aile kurumu” yok zaten.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - “Devlet, aileyi ve aile bireylerini koruyucu tedbirler alır.”
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – “Evlilik kurumu” var, “Aile kurumu” yok mu?
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Mustafa Hoca şey diyor: “Evlilik kurumunu da koyalım.” Öyle mi yapalım? Tamam, o zaman “Devlet, aileyi…”
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Hayır ama yukarıdakini ne yapıyorsun? Birinciye ne diyorsun?
RIZA TÜRMEN (İzmir) - İkisi aynı şey. “Devlet, aile ve evlilik kurumu…” “Evlilik kurumu” parantez içine giriyor o zaman, “Devlet”i çıkarıyorsun. “Aile ve aile bireyleri devletin koruması altındadır.” “Evlilik kurumu” parantez içinde.
TUNCA TOSKAY (Antalya) – Sayın Türmen, o zaman “Aile birliği” dedik ki neden anladığımızı da burada açıkça ifade ettik ama uzlaşma bakımından “Aile birliğini de çıkarırız, gerekçeye yazabiliriz.” dedik. Eğer burada kırmızı bir parantez olacaksa “aile birliği”ni de biz parantez içinde yazalım o zaman.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Evlilik kurumunu da gerekçeye alsak olur mu?
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Dursun.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - “Dursun” diyor.
AYLA AKAT (Batman) – Sayın Bal önermişti “Herkesin önerisini yazalım.” diye
RIZA TÜRMEN (İzmir) - O zaman “aile birliği”ni de koyalım.
FARUK BAL (Konya) – Yorma kendini, herkes kendi önerisini yazıyor.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Biraz yorulalım ya boş verin.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - O zaman alttaki cümleyi çıkarıyoruz. “Devlet, aileyi ve aile bireylerini koruyucu tedbirleri alır.” Artık ihtiyaç kalmadı.
FARUK BAL (Konya) – O kalıyor. Kırmızıya boyayın “MHP’nin görüşü o.” deyin.
DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK - Onun yanına parantez içinde “Evlilik kurumu, AKP.” yazarsak, herkes onu yeşil yapabiliyoruz…
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Tamam işte, “Evlilik kurumu, AKP” yazıyoruz.
DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK - Aşağıdakinde yapsak onu yeşile boyayıp.
PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – MHP’nin önerisini esas alıp onun üzerinden düzeltme yapsak.
DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK - Onu demek istiyorum ben de.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Karıştırmayın Hocam, tam yaptık düzeltmeyi.
AYLA AKAT (Batman) – İlk cümleye bakın, öyle oluyor “Aile ve aile bireyleri devletin koruması altındadır.”
RIZA TÜRMEN (İzmir) - “Devletin koruması altındadır.” Buna “AKP önerisi, evlilik kurumu.” koyuyoruz, “Annelik babalık hakları.” koyuyoruz, “MHP önerisi, aile birliği.” koyuyoruz.
PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – Yani hukuki olarak da koruması altındadır. Bu müesseseye çok uymuyor. Ben de “Kurum” demiyorum da “Müessese” diyorum. Yani burada “Tedbirleri alır.” Devlet tedbirleri alıyor…
RIZA TÜRMEN (İzmir) - O zaman “Koruyucu tedbirler alır.” yazalım.
PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – O müessese kendisi yaşıyor yani devlet yaşatmıyor bunu.
AYLA AKAT (Batman) – Altta ilk öneri CHP, BDP, MHP. “Birliği” çıkarınca “Devlet, aileyi ve aile bireylerini koruyucu tedbirleri alır” meselesinde direkt onu yukarı çıkartabiliriz.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Onu yazalım.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – O zaman, en iyisi, isterseniz, herkes kendi önerisini yazdırsın vatandaşlık maddesinde olduğu gibi, bitsin.
AYLA AKAT (Batman) – O da olabilir ama bu vatandaşlık maddesi benzeri bir madde değil.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Değil tabii.
AYLA AKAT (Batman) – Bu, metnin tamamında, temel hak ve özgürlükler maddelerinin tamamında ilk defa herkesin aynı şeyleri söylediği… Burada kelime, kavram tartışması yapıyoruz.
PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – Aslında biz burada küçük bir aileyiz.
AYLA AKAT (Batman) – Şunu yapabiliriz: Özde anlaştığımız her şeyi bir, iki, üç fıkra diye yazalım. Birincisi: Aile, evlilik hakkı. İkincisi: Aile bireylerinin korunması, koruyucu tedbirler. Üçüncüsü: Aile içi şiddet ve erken yaşta evlilik noktasında.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Evet, budur yani.
AYLA AKAT (Batman) – Bu üçünü yazalım, geri kalanları, bütün siyasi partilerin gerekçelere yazarsak olur. Mesela aile birliği meselesinde…
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Ayla Hanım, çok güzel söylüyorsunuz ama kaç saattir niye uğraşıyoruz biz burada o zaman?
AYLA AKAT (Batman) – Biz gerekçeye yazabiliriz. Siz de “annelik babalık hakkı”nı gerekçeye yazın.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Dediğiniz gibi olsaydı bu, niye uğraşıyoruz kaç saattir?
AYLA AKAT (Batman) – Ama bu maddeyle vatandaşlık maddesini bir tutunca insan itiraz etmeden geçemiyor yani. Vatandaşlık maddesinde çok esaslı itirazlar var. Burada özde anlaştığımız bir şey.
PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – Kabul etmezseniz açlık grevi yaparız.
AYLA AKAT (Batman) – Kabul etmiyoruz. Yapmayın espri, 58’inci günde…
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Bunun esprisini yapmayın.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Şöyle yapabilir miyiz acaba: “Devlet, aileyi ve aile bireylerini koruyucu tedbirler alır.”
FARUK BAL (Konya) – Bence herkesin dediğini yazın. Herkes gitsin, akşam otursun, baksın bir okuduklarına, kendisiyle özdeşleşsin, yüzleşsin. “Biz nerede hata yapmışız?” diye her parti kendine göre… Bu böyle çözülür, başka türlü çözülmez ki. Önce kendi hatamızı kabul etmekle çözülür veya uzlaşma kültürüne ne kadar katkıda bulunduk, ne kadar bulunamadık…
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Tamam, onu da yapalım ama…
FARUK BAL (Konya) – Bununla çözülecek bu.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Ama anlaştığımız şeyi hiç olmazsa yeşil yazalım.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Kaybetmeyelim evet.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Anlaşmadıklarımızı yine öyle düşünelim. “Devlet, aileyi ve aile bireylerini koruyucu tedbirler alır.” Bunun üzerinde bir mutabakat var.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Efendim, mutabakat yok. “Devlet”le başlamasını istemiyoruz cümlenin.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - “Devlet”le başlamasını istemiyorsunuz.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Evet. “Devletin koruması altındadır.” diyor. “Koruma”ya varsa itirazınız “Himaye” diyelim.
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Peki o zaman. Siz “devlet”le başlasın istemiyorsunuz.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Aile maddesi yazıyoruz, evlilik maddesi yazıyoruz yani niye cümleleri ikide bir… Bakın, altta yine
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Siz, işte, “devlet”le başlasın istemiyorsunuz.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Aile maddesi yazıyoruz, evlilik maddesi yazıyoruz. Niye cümleleri ikide bir… Bakın, altta yine devletle başlatıyorsun cümleyi, her cümleyi niye devletle başlatıyorsun?
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Başlatma, peki. Aile ve…
FARUK BAL (Konya) – Devlete görev ve sorumluluk veriyor.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Verelim, cümle içerisinde verelim bunu. Tek yolu bu mudur bunun?
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Tamam, peki, “Aile ve aile bireyleri devletin koruması altındadır.” diyelim.
DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – “Aileyi korumak devletin ödevidir. “desek.
TUNCA TOSKAY (Antalya) – Sayın Türmen, şimdi, ailenin korunması gibi bir ihtiyaçla karşı karşıya olduğumuzda hemfikir miyiz?
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Kim koruyacak bunu?
TUNCA TOSKAY (Antalya) – Ben de kim koruyacak diye söylüyorum.
FARUK BAL (Konya) – “Korunur” diyelim, bırakalım, devlet de korumasın, Allah korur.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Allah korusun.
TUNCA TOSKAY (Antalya) – Yok öyle şey. Yani devlet kelimesinden bu kadar ürkmenin anlamını anlamıyorum ben doğrusu.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Tunca Bey, okudunuz mu cümleyi bunu konuşurken?
TUNCA TOSKAY (Antalya) – Tabii okudum.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Devlet kelimesi var içinde.
TUNCA TOSKAY (Antalya) – Ama “Çıkaralım.” diyorsunuz yani “Niye devlet olsun burada?” diyorsunuz.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – O zaman, dediğimi Tunca Bey’den başka öyle anlayan var mı içinizde? Devlet kelimesi bizim cümlemizde var, başında olmasın diyoruz, içinde olsun diyoruz.
FARUK BAL (Konya) – Ne fark edecek?
TUNCA TOSKAY (Antalya) – Ne fark edecek?
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Bir tercih, siz öyle tercih ediyorsunuz, fark etmiyorsa, biz de öyle tercih ediyoruz. Sizin hakkınız olan şey bizim niye olmasın?
FARUK BAL (Konya) – Sayın Şentop…
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Ama hayır, “Buna niye karşısınız?” ne demek? İçinde kullanmışız biz devlet kelimesini. Bunu nasıl söyleyebiliyorsunuz?
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Efendim, şunu şöyle yapalım:
FARUK BAL (Konya) – Sonu, başına getiriyoruz. Türkçe gramere uygun olması lazım, özne o çünkü.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Türkçe biz de biliyoruz.
FARUK BAL (Konya) – Şöyle diyebilirsiniz: “Edilgen yapalım: ‘Aile, aile birliği vesaire devlet tarafından korunur.’”
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Öyle zaten.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – O zaman izninizle efendim, herkes kendi önerisini yazsın. Faruk Bey, o zaman herkes kendi önerisini yazsın.
FARUK BAL (Konya) – Böyle de.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Peki, böyle dersem niye olmuyor?
FARUK BAL (Konya) – “Devlet tarafından koruma altına alındı.” dersen, devletin zaptiyesi, jandarması ailenin etrafını çevirecek; kim girdi, kim çıktı, ne yaptınız, ne ettiniz, o anlaşılmayacak.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Efendim, o zaman, müsaade ederseniz şöyle yapalım: Herkes kendi önerisini yazsın, alt alta koyalım.
FARUK BAL (Konya) – O kadar ya, tamam.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Evet, en doğrusu o.
O zaman, AK PARTİ’nin de önerisini yazalım.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Birinci fıkrayı zaten yazmıştık.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Yazmıştık.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Şimdi bizim önerimizi açalım.
FARUK BAL (Konya) – Herkesin kendi maddesini yaz ya.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Herkesin kendi maddesini yazalım o zaman. AK PARTİ’nin, CHP’nin, MHP’nin, BDP’nin…
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Fıkra numaralarını değiştirerek yazalım.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Zaten var burada işte.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Hayır, hayır, birinci fıkradan başlıyoruz;1,2,3,4… Yalnız 1,2,3,4 olmuyor, 2,3,4,5 oluyor.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Evet.
DR. DEMİRHAN BURAK ÇELİK – Niye o zaman müşterek madde yazıyoruz?
DİLEK KUMCU – Evet, zaten var burada, hazır burada.
FARUK BAL (Konya) – Yok, herkes kendi maddesini yazıyor canım.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Zaten var burada.
DİLEK KUMCU – Şurada var.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Salih, zaten burada var.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Hayır, bir araya yazacak hepsini, tek kâğıda.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Tek kâğıda, evet, tek kağıda yazacak.
FARUK BAL (Konya) – Herkesin kendi maddesini yaz evladım.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Birinci fıkrayı yazmıyorsun, değil mi?
KOMİSYON UZMANI SALİH SAĞLAM –Bütün maddenin hepsini alıyorum.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Hayır, birinci fıkra üzerinde böyle bir mutabakat oldu ama.
KOMİSYON UZMANI ÖZCAN ALTAY – O zaman hepsini silmemiz, sonra bütün partilerin görüşlerini yazmamız gerekir.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Nasıl hepsini silmeniz?
KOMİSYON UZMANI ÖZCAN ALTAY – Çünkü karışık hâlde, iç içe geçmiş olarak… Ama sizin takdiriniz.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Hayır, birinci fıkrayı ortak yazabiliriz, ondan sonra ikinci fıkra…
FARUK BAL (Konya) – Birinci fıkrada da, efendim, evlenme çağı meselesi tartışıldı.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Tamam, peki, o zaman birinci fıkra.
O zaman erken yaşta evlendirmeyle ilgili, şiddete karşı korumayla ilgili de ayrı ayrı mı yazacağız, orada bir mutabakat var mı? Sanki herkes aynı şeyi söylüyor.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Onda bizim şeyimiz var, biz ona katılıyoruz tabii.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – O zaman, onu galiba ortak yazabiliriz.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Bizim son şey var ya, bizim son fıkrada var ya.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Sizin son fıkrayla MHP’nin son fıkrası zaten aynı şey.
PROF. DR. YAVUZ ATAR – Çok az farklı ama hemen hemen kavram itibarıyla… Bilmiyorum, elinizde var mı bu?
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Yok.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Onu tek bir fıkra olarak yazabiliriz belki.
PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – Evet, biz tek fıkrada onu ifade ettik zaten. Aile içi şiddeti ve zorla evlendirmeyi tek fıkrada ifade ettik.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Yok, biz kendi fıkramızda ısrarcıyız çünkü daha genel yazdık, bir de “kadın” var bizimkinde. “Çocuk ve kadın” direkt.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Aile içi şiddetin üzerinde durduk.
PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – Evet, biz biraz kısalttık yani öznenin kim olduğu biliniyor diye kısalttık.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – “Devlet çocuklar ve kadınların aile içi şiddete karşı korumasını sağlamak…”
MHP’nin önerisi nasıl orada?
FARUK BAL (Konya) – Bizim başlığımızda sadece “evlenme ve aile kurma hakkı” değil, “aile” de, kapat, tek “aile” yaz.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Tamam, o zaman bunları da ayrı yazalım.
AYLA AKAT (Batman) – Sizin madde başlığınız direkt “Aile” mi?
FARUK BAL (Konya) – O satır başlarını da şey yap.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Bizim ikinci fıkrayı bir revize edebilir miyiz? “Aile, eşler arasında eşit hak ve özgürlük” diyelim.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Biz BDP’nin son fıkrasına katılabiliriz, anlaşılıyor ki.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – O “özgürlük”ten sonrasını silelim “esası”na kadar, “esası” kalsın. “Özgürlük esasına dayanır ve her türlü hukuki, ekonomik, sosyal korunmadan yararlanır.”
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Bu BDP’nin son fıkrasına CHP de katılıyor.
FARUK BAL (Konya) – Onu herkes kendisi düşünsün istersen.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Bizde yok öyle bir fıkra da, onun için.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Yani bunu her zamanki gibi “BDP ve CHP önerisi” diye yazsın.
FARUK BAL (Konya) – Katılıp katılmamak için bir öz eleştiri yapmamız lazım, her parti kendi için.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Yazarken katılırız, peki.
FARUK BAL (Konya) – Yani biz yapacağız bunu da, herkes yapsın.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – O zaman hepsini ayrı ayrı yazalım. Hiç kimse kimseye katılmazsa, ona yazarken katılırız.
FARUK BAL (Konya) – Yani hiç tartışma olmadan bitirilecek maddeye bir gün harcadık ya.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Hayret verici bir şey. Yani uzlaşmama konusundaki ustalığımız, vallahi hayret verici, şaşırtıcıdır. Aynı şeyleri söyleyip de uzlaşmamak gibi böyle birtakım özel yeteneklere sahibiz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Hayır, ben anlamadım, siz destekliyorsanız niye yazmıyoruz?
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Çünkü dendi ki şimdi :”Herkes ayrı ayrı önerisini yazsın.” Onu birleştirirken, önerileri birleştirirken, o zaman biz de katılırız tabii. Bizde çünkü öyle bir madde yok, öyle bir fıkra yok yani.
PROF. DR. YAVUZ ATAR – Sayın Başkan, başlığı bari yeşil yapın da…
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Efendim?
PROF. DR. YAVUZ ATAR – “Vatandaşlık”tan farklı olsun.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Evet, bu maddeyi böylece başarıyla bitirmiş bulunmaktayız. Şimdi; bundan sonraki maddeye geçelim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Rıza Bey’in talihsizliği ama ikinci keredir. Bir toplantınızda daha vardı öyle.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Şimdi arkadaşlar, şöyle, yani biz burada bir müzakere yaptık. Bu müzakere öncesindeki metni buraya koymak şeyinde değiliz, biz değiliz, kendimiz açısından diyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Evet, biz de değiliz.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Biz kendi metnimizi buradaki müzakere neticelerine göre burada yazacağız yani buradaki hemen, bizim 25 Temmuz’da verdiğimiz metni buraya yapıştırdınız.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Evet.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – E napalım?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Evet, anlaştığımız şeylerden…
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Birinci fıkrayla ilgili bizim şeyimiz vardır. Birinci fıkrayı bizim birinci fıkramız olarak yazın demiştim, öyle olmadı şimdi.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Hayır, niye en başa döndük, ben onu anlamadım zaten.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – O ayrı, isteyen istediği tarihteki versiyonunu koyabilir metne, o ayrı.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Sen ne yapalım diyorsun şimdi?
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Ben diyorum ki: Burada bir müzakere yaptık, mesela, üzerinde mutabık kaldığımız 1’inci madde bizde yoktu.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Tamam, ben de bunu söyledim.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – İşte, o maddeyi biz eğer AK PARTİ önerisi olarak yazacak olursak… Biz kabul ettiğimiz bir maddeyi şimdi tekrar vazgeçip ilk hâline metnin dönmüyoruz biz.
Dostları ilə paylaş: |