13. AĞIr ceza mahkemesi


Duruşmaya saat 13:00’e kadar ara verildi



Yüklə 0,52 Mb.
səhifə2/5
tarix17.11.2018
ölçüsü0,52 Mb.
#83310
1   2   3   4   5

Duruşmaya saat 13:00’e kadar ara verildi.

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

Bu sırada bir kısım sanıklar müdafilerinden Av. Kürşat Veli Eren, Av. Gizem Duygu Öcalan, Av. Filiz Esen, Av. Zeki Aksoy, Av. Bülent Vural, Av. Mustafa Karslı, Av. Şule Gökyay Ağazade, Av. Cahit Subaşı, Av. Murat Haznedar ile tutuksuz sanıklardan Muhterem Bağcı ve Rıza Ferit Bernay’ın geldikleri görüldü.

Huzurdaki yerlerine alındı.”

Sanık Neriman Aydın’ın savunmasının alınmasına devam edildi.

Sanığa klasör 83 dizi 249’da bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim öğleden önce arz ettiğim üzere konuyu da arz ettim bunlar benim çalışmalarım şahsıma ait. Sevgi Candan Beyin bana verdiği çalışmam için eserlerimde değerlendirmem için verdiği şahsıma ait bilgilerdir bunlar istihbarat ajanlarınca çok ustalıklı bir şeklide bu şekliyle derlenerek size bahsetmiştim 4 yada 5 alıntı 2004 tarihlerine ait olarak iddianameye konularak suçlandım itham edildim ve zindana atıldım. Doğru değildir efendim hepsi müdahalelerle derlenmiş alıntılardır arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 249’da bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 2. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim bu biraz önce okuduğunuz öğleden önce de okuduğunuz 5-6 alıntı Candan Eren Beyle ilgili alıntılar benim özel çalışmalarımdır. Hiçbir kuruma gönderilmeyen çalışmalardır. Ayrıca o kurumları ilgilendiren çalışmalarda değildir şahsıma ait Candan Eren Beyin çalışmam için verdiği bilgilerdir kendi şahsi bilgileridir benim daha önce savunmam sırasında da arz ettim savcılık sorgumda da arz ettim. Devletimin yararlanması için milli eğitim bakanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisine, milli savunma bakanlığına, milli eğitim bakanlığına gönderdiğim araştırmalarım vardır. Orada şahsıma aittir denilen not başka bir yerden alınarak ifade tutanağına yazılmıştır. Düzeltiyorum arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 249’da bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 3. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim evet hayır efendim. arz ettiğim konudur. Asla hiçbir komutanla ilgilendirmeyen hiçbir makamı ilgilendirmeyen tamamen şahsıma ait şahsım eserimde çalıştığım çalışmamda değerlendirmem için sevgili Candan Eren Beyin kendine ait bilgilerdir. Hiçbir yere gönderilmemiştir. Ordaki mektup değildir efendim benim kendi çalışmamdır dediğim savcı beylerle tartıştığımız konudur. Bu nasıl bir çalışma dedi oraya müdahaleler söz konusu dedim. benim çalışmamdan tarihi roman çalışmamda alıp kullanabileceğim şekliyle benim kendi derlediğim çalışmama kendi derlediğim söylemlerimden söylemlerime müdahaleler vardır dedim. istihbarat ajanlarının bu soruları hazırlayanların bu dosyaları hazırlayanların müdahalesi vardır dedim tartıştığımız şiddetli konudur Saygıdeğer Başkanım huzurunuzda tekrar ifade ediyorum. şahsıma ait çalışmalarımdır. Hiçbir bir kuruma gönderilecek çalışmalar değildir. Ayrıca o kurumlara gönderilecek o tür şeyler gönderilecek bilgiler yada belgeler olmadığını bilecek akılda ve yaştayım Saygıdeğer Başkanım arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 249’da bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 4. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Doğru efendim.”

Sanığa klasör 83 dizi 248’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet Sayın Başkanım eksiğini tamamlamak istiyorum izninizle. Çalıştığım kurum ziraat bankasına gelen ATO yayınlarını okuma fırsatı bulmuş ve çok faydalı bulduğum için ATO’ya bir yurttaş olarak faks çekip yayınları şahsımın da özel olarak edinip edinemeyeceğimi ayrıca içerikleri nedeniyle teşekkür ettiğim bir alıntı sağ olsunlar sekreterlikten arayarak gönderdiler. Millet için yararlı bilgiler olarak değerlendirildiğini görmekten sevinç duyduklarını bildirdiler bana bir yurttaş olarak. Bilgisayarımda bulunan ATO’ya yazdığım iktisadi konularda halkı aydınlattığı için tanımadığım ama hemşehrim olduğunu Gümüşhaneli olduğunu bildiğim Sayın Sinan Aygün’e hem yayınları ATO’nun yayınları hem de kamuoyuna aydınlatıcı bilgileri için teşekkür ettiğim bir alıntıdır. Yayınlarındın bende kendi çalışmalarımda kullandığım için özellikle rica etmiştim arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 248’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 2. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim eksiğini tamamlamak istiyorum izninizle. Sevgi Erenerol Hanımefendiye basında milletimizi doğru tarihi bilgilerle aydınlattığı için yazdığı mektupta bulunan ağabeyimin selamıdır okuduğunuz benden şiddetle sorulan bir bölümdür. Ağabeyim savunmasını yaptı. Ülkemde hiçbir yurttaş ile dünyada hiçbir insan ile ast üst ilişkisini ben görmedim ağabeyimin. Ona sadece bilge rehberlerim dediği gerçekten bilge öncüleri olmuştur onları bende tanıyorum. Nihal Atsız Beyi görmedim, Baki Tuğ Beyi tanıyorum. Ağabeyim dediğim Mustafa Ovalı Beyi Ercüment Ovalı ağabeyimin babası olan Mustafa Ovalı Bey gibi rehberlerini bende tanıyorum ağabeyimin altında alt üst ast üst ilişkisi olduğu kimse olmadığı için benimde olamaz çünkü bu ast üst ilişkisine dair sorular soruldu bu alıntıyla ilgili bana. Sevgi Hanım sizin astınız mı üstünüz mü kim kimden emir alır şeklinde soruldu. Bu selam üzerine sorulduğu için açıklıyorum. Ağabeyimin hayatında ast üst ilişkisi olduğu kimse olmadığı için sosyal hayatı için söylüyorum mesleki hayatı için söylemiyorum. Onu arz ediyorum. hep bir örgütsel birliktelik kastıyla sorular yöneltildiği için bir kez de ben cevaplıyorum efendim. ben ve ağabeyim işte bizim ben ve ağabeyim bizim birlikteliğimiz. Aile birlikteliğimiz kardeşiz Saygıdeğer Başkanım fikir birlikteliği düşünce birlikteliği ideal birlikteliği milli mücadele birlikteliği. Kuvai milliye birlikteliği Mustafa Kemal neferi olmanın birlikteliği. Türklük birlikteliği. Ağabey kalleş birlikteliği efendim arz ediyorum bu iki kişilik birliktelik doğal olarak ağabeyim benim öncüm kılavuzum rehberim şu anda baba makamında olan büyüğüm. Ağabeyimin hangi konuda olursa olsun yaptığı değerlendirmelerini saygıyla kabul eden bir kardeşiyim. Sevgili Hanım ile son birlikteliğim yani Türklük birlikteliğimiz var. ülkemizin Mustafa Kemal ilmi yolunda yükselmesi düşüncesi birlikteliğimiz var. sevgi Hanımla birlikte çalıştığımız bir konu hiçbir zaman olmadı. Sorulduğu için arz ediyorum efendim. bu zamana kadar hiçbir konuda birlikte çalışmadık. Tanışıklığımız basında milletimize bilgi sunması nedeniyle bir teşekkür yazısı vesilesiyle olmuştur. Tanışıklığımızdaki aracı yüce Allah’tır hiç kimse değildir Saygıdeğer Başkanım. İfademin eksiği için arz ediyorum.”

Sanık Neriman Aydın:”

Sanığa klasör 83 dizi 248’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 3. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Saygıdeğer Başkanım bu kısa bilginin içerisinde de istihbarat müdahalesiyle Şener paşaya atfen bildiklerinizi her zaman bize ulaştırabilirsiniz söylemi ilavedir. İstihbarat ajanlarının ilavesi ve müdahalesidir. Bu ilave ve müdahaleye cevabım olamaz. Çöregani’yi savunmamda da arz ettim ağabeyimin İran Türkü dostlarından anlatımlarından ve basından biliyorum. Şu anda sığındığı ülkeye kızının da ilticasını istemesi üzerine soydaşlığın gereği soydaşlığımın gereği kızını Çankaya da evimizde misafir ettiğimizde de telefonda kızını aradığı zamanda konuştuk. Ama daha öncesinde Türkiye’yle yaptığı bir seyahatte hava limanında tutulduğunu kendisine izin verilediği için Türkiye cumhuriyetini suçlayan Tebrizli Türkler ağabeyimin dostları Türkiye cumhuriyeti devleti hakkında ileri geri konuşunca bunu ağabeyimin kendilerine Türkiye cumhuriyeti devletinin değil ABD isteği ile olacağını söylemesine rağmen onları inandıramamıştır. Türkiye aleyhinde umutsuzluğa düşmelerinden Türkiye aleyhine konuşmalarından endişe eden ağabeyim beni arayarak kızım zor durumdayım Allah yapacağınız işler için söz vermeyin diyor. Aydın beni aradı abi yardım edin ben kime söyleyeyim Çöregani eşi ve çocukları ile birlikte havalimanında karakolda tutuluyor dedi Neriman bildiğin gibi Türkiye cumhuriyeti dış Türkler için güvendikleri tek değerdir. Bu da eğer hakkında hayal kırıklığı yaşamalarına engel olmalıyız. Hiçbir şey yapılamayacak olsa bile ki ABD bunu kasıtlı yaptırıyor dış Türkleri Türkiye’ye düşman yapmak için kasten yaptırıyor bunu biliyorsun sadece ben Aydın’a ben elimden geleni yaptım demek için küçük bir bilgi notunu Türk Silahlı Kuvvetlerine yazar mısın dedi. Ağabey ayıp olmaz mı kızım biz devletimize yazıyoruz. Orada oturanları tanımamız gerekmiyor. Onların görevi değil zaten bir şey yapamazlar ama Aydın’a ben ne diyeyim ne yapayım diyemiyorum. Eskiden olsa Süleyman Demirel’e Osman Bölükbaşı’na giderdim ama onlar yoklar. Aydın diyor ki abi ben İran Türklüğünün yüzüne nasıl bakarım. Onlara ne derim. Güvendiğiniz Türkiye işte böyle bir Türkiye mi bir başka Türkü kovan Türkiye mi derlerse ben ne derim. Bende ağabime abi ben paşayı tanımıyorum bu ne derece doğru olur diye sordum. Kızım biliyorum ama naçar kaldık bizde yurttaşız ve zordayız. Üstelik ülkemizi ilgilendiren bir konu. Şimdi desem ki bunu ABD yaptırıyor Aydın. Aydın beni Türk olmamakla suçlar. Şu anda ABD kendi yaptırdığı bu işi çoktan çözmüştür zaten. Aydın diyor ki Barzani ve Talabani gibi eşkıyalara kırmızı pasaport veren Türkiye’nin bir İran Türküne yaptığına bak abi bizim sahibimiz yok mu? Abi ne yazayım bu nasıl yazılır diyerek konuştuk yaz bir şeyler işte dedi. Bende Türk Silahlı Kuvvetlerinin internet sitesinden girip faks numarasını aldım. ve iki cümlelik bir yazı yazdım. Hiç tanımadığım jandarma genel komutanlığına Genelkurmay Başkanlığına gönderdim Saygıdeğer Başkanım. Şener paşayı tekrar söylüyorum tanımıyorum. Onu tanıyacak bir makamın sahibi değilim efendim arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 247’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Saygıdeğer Başkanım iki ayrı insanın içinde Veli Küçük, Emin Gürsek, Sevgi Hanımın geçtiği konuşmalar ve iletişimler benimle yapılan iletişim değildir onun için düzeltiyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 247’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 2. cevabı okundu, soruldu.”



Sanık Neriman Aydın:”Bu metne de istihbarat müdahalesi yapılmıştır. Olan kısımlarını arz edeceğim bilgisayarımdaki her çalışmaya her bilgiye müdahale ettikleri için size doğrusunu gösteremiyorum çünkü bilgisayarımın imajı evimden aldıklarında alınmış şahsıma verilmemiştir Saygıdeğer Başkanım. Memuriyet hayatıma ziraat bankasının dış muameleler müdürlüğünde başladım. Ve hep kambiyo transfer döviz pozisyonları birimlerinde ve daha sonra da yurtdışı şubelerinden Almanya’da çalıştım. Sonra zindana atıldığım için emekli olmak zorunda kalarak mesleğimden ayrıldığımı ifade etmiştim. Mesleğimle ilgili çalıştığım birimlerde de para akışını bildiğim için yurtdışında çalışırken bölücü terör örgütün bankaları nasıl kullandığını kolaylıkça görebilmem mümkün olmuştur. Bu konuyu devletimin yaptığı savaşta faydalanması içinde 1996’da da yazmış ve o zaman nereye göndereceğimi bilmediğim için içişleri bakanlığına ve Türkiye Büyük Millet Meclisine göndermiştim. Arada geçen sürede savaş bütün boyutlarıyla devam ettiği için evlatlarımızın şahadetleri tekrar ardı ardına gelmeye başlayınca tekrar yazdım. Ancak bu sefer Türk Silahlı Kuvvetlerine gönderdim işte bu konu nedeniyle jandarma genel komutanı beni davet etti makamına ve gittim Saygıdeğer Başkanım. Bana bir yurttaş olarak yurtdışında çalıştığım bankacılık mesleğim nedeniyle batılı devletlerin kara parayı nasıl denetledikleri konusunda denetledikleri konusunda bankacılık tedbirlerinin nasıl uygulandığı konusunda bilgimi sordular ihtiyaç duyarsak bunları bir kez de bir kez daha anlatır mısınız dediler. Bende tabi ki dedim daha sonra çağrıldım adı geçen komutan tanımıyorum Cengiz Yıldırım Bey bana bu konuya dair tecrübelerimi telefonda bunu söyledi ve Almanya’da kanunun uygulanışını sormuşlardır. Bir yurttaş olarak bende 30 dakika kadar adı geçen komutanın olmadığı tanımadığım isimlerini bilmediğim insanlar 3-4 kişi bir yurttaş olarak bende 30 dakika kadar çok basit şekliyle aktardım. Ayrıca arz ettiğim üzere yurtdışı bankalar aracılığıyla PKK terör örgütünün ülkemize bankaları kullanarak nasıl kaynak kendi lehine nasıl kaynak aktardığını da bu vesileyle anlattım. Bende elbette ki, zaten bankaların bana sordular bunlar Türkiye’de görmek mümkün mü trafiğini, zaten bankaların bu birimlerinde tecrübeli memurlar görev yaparlar dedim. emekli olan ama o zaman görevde olan birimde olan bir yöneticinin ziraat bankasında çalışan adını verdim. Arayıp giderek yerinde de görebilirsiniz işlemleri dedim ama sonra aramadıklarını ziyaret etmediklerini de öğrendim konu bundan ibarettir Saygıdeğer Başkanım. İfadelerimde arz etmiştim ancak eksik yazıldığını görüyorum devletimin bekası milletimin geleceği için bir yurttaş olarak yaptığım davranışımı her zaman yaparım. Devletimin 26 yıldır yaşadığı savaş nedeniyle milletimizin de fedakarlığı ve devletimize katkıları her yurttaş için geleceğimiz için elbette ki bir mecburiyettir. Devletimizin ebediyete kadar güvende olması için her türlü tehlikeden uzak olması gerektiğini düşünüyorum. Türk devlet geleneğinde devletimizin herhangi bir kurumu hiç çekinmeksizin yurttaşlarının yardımını bilgisini ilmini almak gibi bir yüce düşünce bulunmaktadır. Bu Türk milletinin devlet geleneğidir. Ne yazık ki çok istense de ne eşkıyalıktır ne de Saygıdeğer Başkanım istihbarat bilgisidir. Buna bir milletin devletine bir yurttaşın devletine sadakati denir Saygıdeğer Başkanım. Yurttaşlık denir. Vatandaşlık görevimdir. Her zaman yaparım. Gerek mesleki gerek tarihi ve ilmi çalışmalarımdan ve bilgilerimden devletimin yararlanması için canımı veririm. Savaş devam ediyor evlatlarımızın şahadetleri haberleri gelmeye devam ediyor. Yurttaşlık görevimi her zaman yaparım arz ettiğim üzere istihbarı bir bilgi değildir arz ettiğim şekilde gerçekleşmiştir arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 246’da bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”İfadede geçen art niyetli yazılan bir cevaptır Saygıdeğer Başkanım benim cevabım bu değildir tartıştığımız diğer bir konudur savcı beylerle Ercan Şafak ve Murat Yönder ile hem eksik hem art niyetli Saygıdeğer Başkanım. Savcı beylerle arz ettiğim üzere tartıştığımız bir bölüm. Devletimin ilgili kurumlarının yararlanabileceği saf temiz yurttaş düşüncesiyle ilim irfan sahibi bir yurttaş bilinciyle jandarma genel komutanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisine genel kurmay Başkanlığına olmak üzere gönderdiğim araştırmalarım bulunmaktadır dedim. araştırmaları gönderdiğim beş konudan birisi de basındır. Okuduğunuz alıntılar basınla ilgilidir ancak sorgu esnasında arz etmiştim ama tartıştığımız için yazmadıklarını görüyorum. Buradaki alıntı benim Saygıdeğer Başkanım tarihi roman çalışmamda bulunan roman kahramanı diyaloglarından basın ile ilgili alınan bölümlerden derlenmiştir. Tarihi roman çalışmalarımda 1919’da yurdumuzun düşmanlarımızca işgal edildiği yıllarda Mustafa Kemal’in cebinden kendi cebinden maaşından vererek arkadaşlarıyla çıkarttığı minber adlı gazeteyi konu ettiğim bölümden alıntılar yapılarak bir kuvvet komutanından gazete çıkarmalarını istediğim gibi bir iftira daha türetilmiştir. Bu alıntılar benim tarihi roman çalışmalarıma aittir efendim bahsettiğiniz konu ile alakası yoktur desem de bana inanılmamıştır. Şahsımın devletimizin bir kurumundan hem de Türk silahlı kuvvetlerinden bir televizyon bir gazete istediğim gibi bir hayali düşünceyle bana sorular yöneltilmiştir. Avukatımın müdahale etmesini, etmesini istememe rağmen avukatım konuşturulmamıştır. Aramızda şiddetli tartışmalar yaşanmıştır. Çalışmalarımda diyorum ki bir televizyon bir gazeteyle Türk milletine kendi değerleri hatırlatılabilir. Türk milletinin yüksek medeni değerleri yeniden yönetimine talip devlet adamlarına hedef olabilir. tarihi roman çalışmalarımın basın ile ilgili bölümünde Türk milletini emperyalist Siyonist AB ve ABD’ye sömürge yapmaya yemin etmiş siyasi zihniyetlere bu gazete ve televizyon kanalı ile Türk milleti layık göreceği tokadı atacaktır. Bunlar benim çalışmalarımdan alınan bölümlerdir Saygıdeğer Başkanım. Savcılık sorgum sırasında siyasi iktidara yönelik bir saldırı olarak değerlendirilen bu söylemlerim nedeniyle iftira sopalarıyla sorular sorgularıyla sorgulandım. Roman kahramanlarının dilinden tarihi gerçekleri gerçekleşen hali ile işlediğim bölümlerde darbelerin milletimizin değerlerinde yarattığı tahribatları dillendirdiğim kısımlar Türk Silahlı Kuvvetlerini darbeye teşvik ettiğim gibi saçma akıl almaz bir iftiraya nasıl dönüştürüldü dediğim için savcı beyler bana çok kızdılar. Saygıdeğer Başkanım herhangi bir komutana yazılan ifadeler değildir. Basın eliyle değerlerimizin nasıl tahrip edildiği konulu basın konusundaki yüzlerce sayfalık araştırmamı gönderdiğim araştırmanımın içerisine benim roman tarihi roman çalışmalarımdan alınarak derlenen alıntılardır. Diğer çalışmalarımdan alınarak derlenmiştir ifademe eklenmesini arz ediyorum.

Sanığa klasör 83 dizi 246’da bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 2. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim yayınevinde hiçbir zaman herhangi bir görev almadım. Bir kamu kurumunda memur olarak mesleğimi mesleği olan bir yurttaş olduğum için bu mümkün olamazdı zaten. Kuruluşundaki finansını bilmem mümkün değildir. Hiçbir zamanda aziz kardeşim sahibi olduğunu bildiğim aziz kardeşime de Ali Özoğlu Beye de bunun finansmanı nedir nasıl kurdunuz ablası diye asla sormadım. Çünkü beni ilgilendirmeyen bir husustur efendim arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 246’da bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 3. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim doğru.”

Sanığa klasör 83 dizi 245’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet doğrudur efendim toplumsal dönüşüm yayınlarından kitap siparişlerim sırasında tanıştığım Hatice Bahtiyar Hanımefendiye bir dostu olarak yaşadıkları maddi sıkıntılar nedeniyle manevi güç vermek üzere yazdığım söylediğim söylemlerimdir. Hatice Bahtiyar Hanımefendi dostum ve arkadaşımdır. Yayınevinden kitap siparişlerim sırasında tanıştık sonra dost olduk. Ben yayınevi çalışanlarını tanımadan okuduğum yayınlarının hep Kemalist ideoloji üzerine olduğunu Mustafa Kemal üzerine olduğunu bunları para kazanmak için değil de halkı ve okuyucuyu aydınlatmak için olduğunu düşünüyordum. Maddi olarak zorluklar yaşadığını öğrendiğimde de kendisine moral manevi güç olsun diye arz ettiğim söylemlerde bulundum. Yüz yüze de telefonda da aynı söylemlerimi her zaman tekrarladım Saygıdeğer Başkanım arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 245’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 2. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Yarısı doğru yarısı yanlış eksikleri de var Saygıdeğer Başkanım. Benim bu insanlar arasındaki yayınevi yazar ilişkilerini bilmem imkansızdır çünkü ben dışarıdan bir okuyucuyum. Onların dostluklarının derinliğini yada yüzeyselliğini bilmem imkansızdır. Hayri Bildik yayınevinin sahibi diye kendisini bize tanıttığı için o zaman bende yayınevinin sahibi olarak söyledim. Hayri Bildik Beyi kitap siparişlerim sırasında toplumsal dönüşüm yayınlarının genel yayın yönetmeni olarak tanıdım. Ankara’da bulunan yazarları için meşrutiyet caddesinde bir büro kiralamışlardı. Ancak sanıyorum bazı anlaşmazlıklar nedeniyle bir ay içinde kapattılar. Hayri Bey Neriman ben bu büroya karargah diyorum çalışanlara da kurmay heyet espriyle başlayan bu kavramı bende onunla birlikte onunla yaptığım sohbetlerde hep kullandım Saygıdeğer Başkanım. Hayri Bey bunlar askeri terimler dedim. O da varsın olsun yazarlarımızın çoğu emekli asker değil mi zaten dedi. Yayıncılık sır olduğuna göre madem ki dergi de çıkaracaksınız düşünüyorsunuz. Ayrıca birde arkadaşınız Necip Hablemitoğlu Bey gibi bir de şehidiniz var. O zaman karargahın sırları sırlarımızdır dikkat edin kendinize madem burayı buraya aydın insanlar gelip gidecek lakayt sıradan yer olmasın. İşinizi ciddiye alın yeni fikirleri değerlendiren Türkiye’ye tüm Anadolu’ya ilim ışık saçan yazarlarıyla eserleriyle deprem etkisi yaratan bir yer olmalı diye edebi cümleler kurdum kendisine. Sanıyorum Hayri Bildik ile yayınevi yazarı Ergün Poyraz Bey arasında geçen çıkan maddi anlaşmazlık nedeniyle büroyu bir ay içinde kapatarak İstanbul’a döndüler. Sebebi beni ilgilendirmediğinden Saygıdeğer Başkanım hala öğrenmiş değilim. Benim Ergün Beyin Ergün Poyraz Beyin kitapları hakkında bilgimde sadece arz ettiğim üzere okuyucu düzeyindedir.”

Sanığa klasör 83 dizi 245’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 3. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet doğrudur efendim. Yanlış olan tek şey onu tanımıyorum. karşılaşmadır.”

Sanığa klasör 83 dizi 244’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim diğer konulardan asla bilgim olması mümkün değil.”

Sanığa klasör 83 dizi 244’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 2. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet doğrudur eksiği var Saygıdeğer Başkanım. Cumhuriyet gazetesiyle hiçbir ilişkim yok. Rahmetli İlhan Selçuk’u da hiç tanımıyorum. Azerbaycan’da yaşayan ağabeyim Kemal Aydın Beyin dostları kendisi hakkında haftalarca Azerbaycan gazetelerinde sıtayişkar yazılar yazmışlardır. Dostlarından aile dostumuz Salman Beyde bu yazıların Türk basınında yayınlanmasını çok arzu etmiştir. Bende arkadaşım dostum Aytekin Beyle ablası sen Azerbaycan lehçesini biliyorsun Türkçe’ye çevir istersen sen sitede toplumsal haber com sitesinde yayınla Salman Beyin gönlü rahat etsin dedim. Ağabeyim Kemal Aydın Beyin sadece Azerbaycan Türkleri ile değil tüm dünya Türkleri ile gönül bağı bulunmaktadır Saygıdeğer Başkanım. Aramızdaki irtibat özellikle soya bağlıdır. Sonra sevgi ve dostluk bağıdır. Cumhuriyet gazetesinden kimseyi tanımıyorum. Arz ettiğim üzere İlhan rahmetli İlhan Selçuk Beyi de tanımıyorum. Ağabeyim hakkındaki güzellikleri yaşamak istediğim için her insan gibi yayınlanmasını elbette ki isterim hakkında yayınlanan yazıların. Bu insani bir arzudur. Eşkıyalık değildir arz ediyorum efendim.”

Sanığa klasör 83 dizi 244’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 3. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Doğrudur efendim tamamlamak istiyorum yalnız. Ahmet Ahmedov sevgili kandaşım dünyanın üç sesinden biridir Saygıdeğer Başkanım. Kendisiyle tanışıp dost olduğumuz günden beri ben kendisinin isteği üzerine sarı paşa hakkında sürekli nutuktan ve diğer kaynaklardan bilgiler ve sarı paşanın söylemlerini gönderirim. Kafkaslarda Mustafa Kemal Atatürk’e sarı paşa dendiğini ben kendisinden öğrenmiştim tanıdığımda. Bu çok değerli kandaşımla böyle karşılaşmıştık. Neriman abla ben dünyayı geziyorum. Devlet Başkanlarının olduğu konserler veriyorum. Türklerin en büyük en önemli değeri Mustafa Kemal’i bu konserlerimde anlatma fırsatını değerlendirmek istiyorum bana yardımcı olur musun talebi üzerine aramızda sayısız elektronik posta sohbeti bulunmaktadır. Hatıra için arşivimde saklıyorum Saygıdeğer Başkanım. Ankara’ya geldiğinde misafirimiz olmaktadır. Ailece görüşmekteyiz. Mustafa Kemal Atatürk’ün emperyalist devletleri nasıl yendiğini emperyalizme karşı kazandığı zaferi ve sonrasını konuştuğumuz bir sohbetten alıntıdır okuduklarınız. Hiçbir siyasi partiye üye olmadığımı ifade etmiştim. Siyasi parti çalışmaları diye bir çalışmam bulunmamaktadır. Buradaki çalışma bilgilenmek ve aydınlanmaktadır. İnsanın bilgilenmek aydınlanmak için birinden emir alması gibi akıl dışı bir durum olamaz Saygıdeğer Başkanım. Bu insanı inkar etmek demektir arz ediyorum. “

Sanığa klasör 83 dizi 243’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır Sayın Başkanım doğru değil. ifadeyi kabul etmiyorum. Burada Ali Özoğlu Beyin makalesinden alınan bir bölüm diye hiçbir şey yoktur. Sabah size gösterdiğim kitabın. Tarikat cinayet siyaset sanıyorum 2005 yılında yayınlanmış Ergün Poyraz Beyin sayfa 19 Saygıdeğer Başkanım. Okuduğunuz alıntı oraya aittir. Ali Özoğlu Beyin makalesinden alınan bir bölüm diye bir şey yoktur Saygıdeğer Başkanım. Buradadır okuduğunuz bölüm. Okumak istemiyorum zaman kaybı için. Böyle bir ifade nasıl yazıldı buraya neden konuldu bilemiyorum efendim. Benim hatırladığım cevabım şu şekildeydi. Bu alıntı bir yazarın Ergün Poyraz Beyin kitabında sayfası da verildiği için okudunuz Saygıdeğer Başkanım. Belli olan bir alıntıdır. Bir sohbette masonlarla ilgili bir konu olmuştu. Yeğenimde merak etmişti. Bende sana bir ara yazarım fırsat bulursam gönderirim demiştim. Henüz kitabı almamıştı kendisi. Gördüğünüz üzere bir kitabi bilgidir efendim. Kitabın yazarı bellidir. Sözü söyleyen kitabın içindeki bilgilerde mevcuttur. Bu kitabi bilgiye dayalı bu kadar istihbarat sorusu karşısında ben öncelikle ne diyeceğimi bilememiştim. Bu yüzdende savcı beylerle münakaşa yapmıştık Saygıdeğer Başkanım. Ne eylemi ne çalışması ne planı alt tarafı da üst tarafı da bir kitabi bilgidir dedim. Hepsi bu kadar. Bu kitap alıntısı sorgulanmak isteniyorsa bu bir okuyucu olarak bir yurttaş olarak şahsımdan değil bu söylemin sahiplerinden kitap içeriğindeki söylemin sahiplerinden sorulmalıdır. Gereğini yapmak Mustafa Kemal’in yaptığını yapmaktır Saygıdeğer Başkanım. Tekrar huzurunuzda heyetiniz bana soracak olursa herhangi bir söylem için tarihi bir söylem için tarihi bir şahsiyete ait söylemler için Neriman Hanım gereğini yapmak ne dersin nedir diye sizin için soracaksınız aynı cevabımı vereceğim Saygıdeğer Başkanım. Mustafa Kemal’in yaptığını yapmaktır. Onun söylediğini söylemektir. Masonları Çankaya’dan kovduğu gibi yapmaktır. Defolun karşımdan Yahudi uşakları dediği gibi demektir efendim arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 243’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 2. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet Saygıdeğer Başkanım eksiğini tamamlamak istiyorum. Bülent ile ilgili bu telefon sohbetini sorgularken savcı beyler içinde AKP geçtiği için neredeyse beni bakışlarıyla yerle bir edeceklerdi. Bülent Kuş ağabeyimin ve benim sevgili kardeşim AKP Kemer ilçe Başkanı değildir efendim. İçinde AKP geçtiği için savcı beyler kendilerini kaybetmişler bir siyasi kuruluşun kendi tekellerinde olduğu düşüncesiyle davrandıklarını, davrandıklarından cevabımı duymadılar bile Saygıdeğer Başkanım. Bülent Bey Bülent Kuş kardeşim AKP kurulduğunda bir dönem Kemer ilçe Başkanlığında Başkan yardımcılığı görevinde bulunduğunu hatırlıyorum ben. Dostları tekraren kendisine Başkanlık teklifinde bulunmuşlar. O da abla ağabeyim olsaydı danışırdım ağabeyim Tekirdağ’da tutukluydu Saygıdeğer Başkanım. Sen gidersen sorar mısın? Bende Tekirdağ’a gidiyorum. Ağabeyime sorarım dedim. Ağabeyime herkese emir yağdıran eşkıya başı konumuna sokup sorularını bana bu şekilde yöneltmişlerdir. Cevabım şöyleydi Saygıdeğer Başkanım. İnsan dostuna danışır. Fikrini alır. Bu insani bir davranıştır. Hepimiz gayri ihtiyari bu işleri dostlarımıza karşı yaparız. Hepimiz yaparız dedim. Arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 243’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 3. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet kabul ediyorum ama eksiğini tamamlamak istiyorum izninizle. Türk milletinin emperyalist sömürüden kurtulması için milletimizin bilge insanlar tarafından aydınlatılması ve bilgilendirilmesi benim için ikinci kurtuluş mücadelesidir Saygıdeğer Başkanım. Bunun için eyleme veya herhangi bir davranışa gerek yoktur. Savcı Beyler bunu duydukça beni iftira sopalarıyla dövdüler. İkinci kurtuluş mücadelesi derken karşınızda sizin veya ülkemizin silahlı bir işgal gücü mü var? Benim için tarih ve cumhuriyet yaşayan tarih ve cumhuriyetimiz ve bunun ne demek olduğunu milletimize anlatmak ikinci kurtuluş mücadelesidir. Bu bilgilenme ve aydınlanmadır Saygıdeğer Başkanım. Bu manada basında Sevgi Hanımın milletimize sunduğu doğru bilgi, sunduğu doğru tarihi bilgi ve günümüz gerçek bilgileri nedeniyle bir teşekkür yazısıdır. Düşüncede ve geleceğe güvenle bakmada milletimizin aydınlattığı için kendisine teşekkür ettiğim bir yazıdır. 155 kişiye yazılmış mektuplar değil ben 45 yaşındayım ben zannediyorum 3000’in üzerinde insana okuduğum eserleri nedeniyle küçük yaştan beri içlerinde kamuoyunun yakından tanıdığı Atilla İlhan gibi rahmetli pek çok yazar müellif vardır. Bunlar benim elektronik arşivimde bulunmaktadırlar arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 243’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 4. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim savcılığın gerçekte sorması gereken soru başkaydı o mektubun konusu çünkü başka Saygıdeğer Başkanım. Şimdi ibretlik olduğu için arz ediyorum. Bu yazının yazılış amacı ve içeriği Türk milli takımının dünya futbol şampiyonasında 3. yapan bir Türk futbol adamının Şenol Güneş’in insafsızca eleştirilmesini kitabında okuduğum içindir. Kendisini tanımıyorum. yazı içerisinde güzel işler yapan milletimizin evlatlarına neden teşekkür etmek yerine sürekli hakaret ediyorsunuz diye ifadeler bulunmaktadır. Yazımın amacı budur efendim. Bir eleştiri tenkit yazısıdır. Türk milletinin ve Türk devletinin vazgeçilmez tavrı ve tarzı milliliktir ve birlikteliktir. Futbolculuğundan milli takım teknik direktörlüğüne kadar hakiki bir sporcu ve yönetici olduğunu ispatlayan Sayın Şenol Güneş ağabeyimde tanıdığı tanır kendisini Türk milleti için bence bir değerdir diyerek yazdığım bir tenkit yazısıdır Saygıdeğer Başkanım. Trabzonspor’lu olmak İstanbul takımları dışında bir takımda spor yapmış olmak eleştirmek için neden olamaz diye yazdım mektubun içindedir Saygıdeğer Başkanım. Unutulmamalıdır ki Türkiye İstanbul’dan ibaret değildir. Türk milletini mandacı yapmaya onu küçük düşünemeye yön küçük düşünmeye yönlendirmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. İçindeki alın cümledir Saygıdeğer Başkanım. Kendi insanına güvenmeyen bir duruşa getirilişimizdeki eksik düşünce tarzımızı tenkit etmeliyim Sayın mümtaz yazının içindeki cümledir efendim. İfadelerimi bu tekrarladığım ifadelerimi ifade tutanağına yazmadılar efendim. Emperyalist sömürüden ve etkiden kurtulmak istemek düşüncesinden neden rahatsızsınız diye sorduğumda tartıştık savcı beylerle Saygıdeğer Başkanım. Çünkü yazım yazının konusu bir futbol adamı üzerine kurulmasına rağmen takıntılı bir şekilde dönüp dönüp kurtuluş mücadelesine takılmalarını anlayamadım. Onun içinde tartıştık efendim. Kurtuluş mücadelesi bilgilenme ve aydınlanmadır. Tekrar arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 242’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim kendisini tanımıyorum bu hukuk adamını. Çünkü bu sorularda da tartıştık Saygıdeğer Başkanım savcı beylerle. Basından bildiğim ve Türk kamuoyu önünde bir kaset nedeniyle küçük düşürülen bir devlet adamına bir hukuk adamına yurttaş bilinciyle yazdığım bir geçmiş olsun yazısıdır. Savcı beylerin söyleminin yanlış olduğunu tarihi yanlış bildiklerini söyleyince tartıştığımız bir konu çünkü istiklal mahkemeleri iddia ettikleri gibi onların tabiriyle darbelerden sonra kurulmamıştır. Bilgi sahibi olarak ben devletimin siyasi tarihinde böyle bir durumun olmadığını biliyorum çünkü istiklal mahkemelerinin yaptığı görevleri ne zaman kurulduğunu biliyorum. İstiklal mahkemelerini Türkiye Büyük Millet Meclisi kanunla kurduğunu biliyorum dedim. Mustafa Kemal darbeyi yapmadı ki darbeden sonra istiklal mahkemesi kursun diye karşılık verince aramızda şiddetli tartışmalar geçmiştir. Ayrıca bir geçmiş olsun yazısından kamuoyu önünde bir hukuk adamı olarak tanıdığımız bir devlet adamına yapılan ahlaksızlığa ancak düşmanın ahlaksızlığı ancak düşmanın yapabileceği şekilde düşünce beyanlarından darbe iftirası çıkarmalarının o makama yakışmadığını da söyledim. İstiklal mahkemeleri istiklalin mahkemeleridir Saygıdeğer Başkanım. Bu mahkemeler yeniden kurulmalı ve devletimize savaş açan eşkıyalar dağdaki eşkıyalar bu mahkemelerde yargılanmalılar. Devlet adamlarına yapılan bu ahlaksızlıkları yapanlar da bu mahkemelerde yargılanmalılar. Çünkü devletimize kastetmektedirler. Yazımda geçen ifadeler hatırladığım kadarıyla böyledir efendim. Ancak ifade tutanağına yazılmamıştır arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 242’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 2. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”İki cümlesi doğru bir cümlesi yanlış Saygıdeğer Başkanım. Şener paşayla alakası olmayan bir durum söz konusudur. Bu alıntı benim tarihi roman çalışmalarımdaki roman kahramanlarının diyaloglarından derlenmiştir. Oralardan derlenen farklı bölümlerden alınan birleştirilerek sorulan bir metindir. Bu cevabım nedeniyle de tartıştık Saygıdeğer Başkanım. Tarihi roman çalışmamdan istihbarat ajan derlemesidir arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 241’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Kabul etmem mümkün değil Saygıdeğer Başkanım. Çünkü hatırlayamadığımı da söylemişim. Aynı hile ile hazırlanmış bir derleme. Tarihi roman çalışmalarımdan bölümlerden alınarak bir komutana benim üzerimden ateş etmeye çalışmışlardır. Sorgum sırasında pek çok kez devletimize savaş açan 26 yıldır evlatlarımızı şehit eden eşkıyanın onlara yardım edenlerin kafası koparılmalıdır. Savunmam sırasında da söyledim. İstiklal mahkemelerinde yargılanmalıdırlar düşüncesini taşıdığımı ifade ettim. Yalnız benim bu söylemim Saygıdeğer Başkanım siyasi iktidara atfen savcılık sorgularımda kullanıldı ve ifade tutanaklarına böyle geçirildi. Alıntısı yapılan ve daha pek çok derleme metne dönüştürülen alıntılar tarihi roman çalışmalarımdaki konulardır efendim. Ayrıca istihbarat ajanlarının müdahalesi çok bellidir. Molla zihniyetli gibi kavramlar benim çalışmalarımda bulunmamaktadır efendim. Ayrıca yaşadığım semtte Çankaya’da bölücü terör örgütüne yardım ve yataklık ettiğini gördüğüm bir adresi 80 yaşındaki annemin de uyarısı üzerine bir yurttaş olarak 26 yıldır devam eden bir savaş nedeniyle her zaman devletimin güvenlik birimlerine polisine jandarmasına iletmek sorumlu yurttaşlık görevimdir. Her zaman yaparım Saygıdeğer Başkanım. Bu konuda duyarlı bir yurttaşım. Mehmet Şener Eruygur paşayı tanımıyorum. Onu tanıyacak bir makamın ve unvanın sayı değil. sıradan bilge bir yurttaş olduğumu defalarca ifadelerimde söyledim. İfadem bu kadardır efendim arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 241’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 2. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet Saygıdeğer Başkanım. Batı Trakya dergisinde okuduğum bir makale üzerine hiç tanımadığım yazarına hem eleştiri hem de teşekkür olan bir yazı yazarak batı Trakya dergisine göndermiştim. Dergideki bu makaleyi yazanın adı Veli Küçük altında da emekli general yazıyordu. Türk milletinin millet olma kültüründe devlet adamlarına kumandanlarına askerine Mehmetçiğine minnet duygusu ve saygısı vardır Saygıdeğer Başkanım. Sizler de benim için devlet adamısınız. Aynı saygım sizler içinde geçerlidir. Türk milleti için yurttaş için asker yada sivil devlet adamları devlet büyükleridir Saygıdeğer Başkanım. Batı Trakya isimli dergide yayınlanan Türkiye Azerbaycan seçimlerine dikkat etmelidir konulu bir makalemdir. Elektronik arşivimden alarak sorguladılar. Saygıdeğer Başkanım 26 yıldır bitmeyen devletimize karşı devam eden bir isyan ve savaş nedeniyle her zaman her yerde yazıp söylediğim söylemlerimi yine buraya koymuşlar. O söylemler şudur. Türk milleti olarak beklentimiz Türk Silahlı Kuvvetlerinin yapacaklarına yöneliktir elbette ki bizi yanıltan Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihanette sınır tanımayanlar üzerinde etkin ve etkili olamamasıdır. Saygıdeğer Başkanım bunlar siyasi iktidarlar için kullanılmamıştır söylenen sözler değildir. Bunlar devletimize kurşun sıkan milletimize kurşun sıkan askerimize kurşun sıkanlar için söylenen söylemlerdir. Savcı beylere devletime kurşun sıkanlar onların destekleyenler hakkında sevgi cümleleri kuramayacağımı söyledim. Bana çok kızdılar Saygıdeğer Başkanım. Hiç tanımadığını söylediğiniz bir insana neden değerli büyüğüm diyorsunuz. Tanıdığınızı saklamayan söylemlerinde bulundular şahsıma. Kendilerine batı Trakya dergisinde bu makaleyi emekli bir askerin yazdığını görünce Mustafa Kemal’in Türk Silahlı Kuvvetlerine Türk subaylarına milleti aydınlatmaları ve bilgilendirmeleri için nasihat ve vasiyetlerini hatırladığımı ve makale yazarını milletimize bilgi ve aydın insan olarak öncülük etmedikleri için milletimizi düşmanlarımızın yanlış ve değerlerimize kendi milletimizi yabancı yabancılaştırmaları ve düşman yapmaları karşısında duygularım nedeniyle tenkit ettiğimi bildirdim ifademde. Ülkemizin bu yüzden yaşadığı acılar, üzüntüler, sefalet ve yoksulluk nedeniyle bu konudaki pek çok düşüncemi de yazdığımı söyledim. İhanet edenlere bunlara meyilli milletimize karşı emekli kumandanların da aydınlatma ve bilgilendirme görevlerinin yapmalarının milletimizden düşman propagandası ile Türkiye cumhuriyeti devletine karşı kirlenen yurttaşlarımızın bu düşüncelerini ortadan kaldırmakta etkili olabileceklerini milletimizin bu yönde eğitilmesi gerektiğini bunda etkili olmayı kastettiğimi ifade ettim. Tekrar ediyorum ifadeye geçmesi için efendim.”

Sanığa klasör 83 dizi 241’de bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 3. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Hayır efendim kabul etmiyorum. Tarihi roman çalışmalarımdan yine buraya alıntılar yapmışlar. İfadem söylendiğim şekilde de yazılmamıştır Saygıdeğer Başkanım. Sorgum sırasında bu yazımın tamamen farklı bir konu olduğunu bunun Almanya’da bankalar üzerinden PKK bölücü terör örgütüne bankalar kullanılarak nasıl kaynak aktarıldığına dair yurtdışı kamu görevim sırasında yaşadığım ve gördüğüm tecrübeleri aktardığım bir yazıdır. Onun içerisine tarihi roman çalışmalarımdan alıntılar yapılmıştır. Bu bilgiden arz ettiğim yurtdışı bankalar üzerinden PKK terör örgütünün para aktarmasına dair bilgiden devletimin güvenlik güçlerinin faydalanması amacıyla devletimin hem içişleri bakanlığına daha önce de arz ettim. Hem jandarma genel komutanlığına, hem Genelkurmay Başkanlığına, hem Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderdiğim bir yazıdır Saygıdeğer Başkanım. Ağabeyim Kemal Aydın Beyin haberi vardır dedim. Onlar Kemal Beye yönelik ağabeyime yönelik sordular ve öyle cevap yazdılar. Ağabeyimin bana emir verdiğini benim yazdığım kastıyla ifade tutanağına geçirdiler onun için reddediyorum. Yazı içeriğine istihbarat ajanlarının müdahaleleri ve ilave cümleleri vardır dedim. O ilaveleri kabul etmiyorum dedim. Ama yazmadılar Saygıdeğer Başkanım. Bu alıntı nedeniyle de tartıştık kendileriyle. Ben kimim ki, Saygıdeğer Başkanım jandarma genel komutanı ile görüşeyim. Ben bir yurttaşım dedim. Bana siz bir yurttaş olmazsınız siz olamazsınız siz çok bilgisiniz dediler, bilgilisiniz dediler. Yurttaşın bilgilisi eşkıya mı oluyor dedim ve tartıştık. Bir tarikat sapığı istihbarat ajan müdahalesi ve söylemidir. Arz ediyorum Saygıdeğer Başkanım. Ben bir komutanla görüşecek unvan ve makam sahibi değilim. Ben PKK bölücü terör örgütünün yurtdışından yandaşlarına bankaları kullanarak nasıl para aktardığına dair gördüklerimi bu savaşın bitmesi için devletimin güvenlik güçlerine gönderdim. Kendisi de beni çağırdı bir kez de benden dinledi. Tekrar sormak istersek bir kez daha anlatır mısınız dediler bende elbette dedim. Geçen günlerde bir subay arayarak tekrar aynı konu için davet ettiler Saygıdeğer Başkanım. Gittim bildiklerimi Avrupa ülkelerinde bankaların PKK bölücü terör örgütüne nasıl kaynak aktardıklarını bir kez daha tecrübelerimle anlattım. Tarihi roman çalışmamdan alıntılar konulan bölümü okudunuz hepsi bu kadardır ifademde bu şekildedir efendim.”

Sanığa klasör 83 dizi 240’da bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet doğru Saygıdeğer Başkanım. Hayri Beyi ben toplumsal dönüşüm yayınevinden kitap siparişlerim sırasında tanıdım o zaman toplumsal dönüşüm yayınları genel yayın yönetmeniydi. Tanıştıktan sonra yayınladıkları bazı eserler konusunda kamuoyundaki okuyucu ilgisini öğrenmek üzere bana sorduğu sorular üzerine kendisine bildirdiğim şahsi düşüncelerimdir. Ben bir yurttaşım herhangi bir kuruluşta bir görevin sahibi değilim Saygıdeğer Başkanım. Yurttaş düşüncesi savcı beylerin kurmaya çalıştıkları herhangi bir eşkıyalık üyeliği olarak değerlendirilemez. Yurttaşım düşünce hürriyetine sahibim. Ülkemin 10 Kasım 1938’den sonra bağımsız olmadığını devletime Mustafa Kemal Atatürk ilke ve inkılaplarına devrimlere göre idare edilmediği için milletimize sefil bir hayat düşmana hizmetkarlık boyutlarında sömürge bir hayat yaşattırıldığını düşünüyorum. Devletimin üzerinde yabancı düşman devletlerin eli ve etkisinin yoğun olduğunu 71 yıllık siyasi iktidarların bu düşman devletlerin etkisine ve emrine her emrine bir türlü engel olamadıklarını. Hayır diyemediklerini düşünüyorum ve yaşıyorum. Mustafa Kemal’in memleketin ve devrimin içerden ve dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı korunması için bütün milliyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetlerin bir yerde toplanması gerekir söylemini Hayri Beyle bu manada paylaştım. Alçak düşünceler değildir Saygıdeğer Başkanım. Eşkıyalık hiç değildir dediğim için savcı beylerle tartıştığımız ama ifade tutanağına yazmadıkları ifademin kalan kısmıdır arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 240’da bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 2. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Evet efendim eksiğini tamamlamak istiyorum. Biraz önce aktardığım konudur efendim. Avrupa’da PKK bölücü terör örgütünün bankalar üzerinden hainlere hainlik edenlere nasıl kaynak aktardığına dair bir bilgiyi devletimin güvenlik güçlerine iletmem nedeniyle davet edildiğim bir konudur. Herhangi bir toplantı talimat karar söz konusu değildir. Çünkü böyle bir makamın unvanın sahibi değilim. Bir yurttaş olarak edindiğim tecrübelerin devletime intikalidir. Ayrıca batılı devletlerin bu konuya bankacılık mevzuatı üzerinden nasıl izlediklerini ve kendi ülke güvenlikleri için nasıl tedbir aldıklarına dair batılı ülkelerin kendi mevzuatlarının pratikte nasıl uygulandığına dair aktardığım tecrübelerimdir arz ediyorum.”

Sanığa klasör 83 dizi 240’da bulunan 3.3.2009 tarihli savcılık ifadesinin 3. cevabı okundu, soruldu.”

Sanık Neriman Aydın:”Bu bir fakstır efendim mektup değildir. İçerisinde geçenler şahsi düşüncelerimdir. Saygıdeğer Başkanım ilk cümle ilk cümleyi iki ilk cümle yanlış ikinci cümle doğrudur. Saygıdeğer Başkanım toplumsal dönüşüm yayınları Ankara’da yaşayan yazarları için hem de bir dergi çıkarmak amacıyla meşrutiyet caddesinde bir büro tutmuşlardı arz ettim. Bize de haber verince bizde ağabeyimle gittik hayırlı olsun dedik. Hayri Bey esprili bir şekilde dedi ki ben buraya karargah diyorum. Ekibimize de kurmay heyeti diyorum. Kemal Bey Neriman Hanım dediler. Böylece konuşmalarımızda aramızda geçen bir söylem olduğunu ifade etmiştim. Çok kısa bir sürede yazarlarından Ergün Poyraz Bey ile aralarında çıkan bir anlaşmazlık nedeniyle kapatarak İstanbul’a dönmüşlerdir. Anlaşmazlıklarının ne olduğunu ben bilmiyorum Saygıdeğer Başkanım hatta bunun için isterseniz araya ağabeyim girsin ondan yardım alabilirsiniz dediğim bir fakstır. Yazdım kendilerine Hayri Bey Neriman Hanım siz bağımsız bir gözle bakıyorsunuz. Görüntümüzle ilgili bir şeyler yazın bize biliyorsunuz bir de şehit yazarımız var Necip Hablemitoğlu dedi. Bende bir okuyucu olarak düşüncelerimi yazdım kendisine ilettim. Okuduğunuz soruları çağrıştıracak bir karanlık iş söz konusu değildir Saygıdeğer Başkanım. Bir dergi çıkarma hazırlıkları vardı. Benden de yazıyı yazmamı rica etmişlerdi. Bende kendilerinin bu işleri bir düzen bir disiplin içerisinde yaparsanız düşman sırlarınızı öğrenmez yazacaklarınızı bilemez gibi bir okuyucu bir yurttaş olarak şahsi düşüncelerimi ilettim efendim. Onlar yayıncı benim onlarla birlikte çalışmam ortak bir çalışmada bulunmam söz konusu olamazdı Saygıdeğer Başkanım çünkü ben bir kamu kurumunda memuriyet görevimi yapıyordum. Arz ediyordum ama mola istiyorum mümkünse eğer.”


Yüklə 0,52 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin