2007 Yılı Faaliyet Programınına ilişkin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nın 25 Aralık 2006 tarih, 14976 sayılı yazısı okundu



Yüklə 2,36 Mb.
səhifə2/22
tarix17.01.2019
ölçüsü2,36 Mb.
#98263
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   22
M. Sayıl DİNÇSOY:

TAİAD Başkanı seçilmesi dolayısıyla gönderilen tebrik mesajları için teşekkür etti. Dinçsoy, Almanya ile Türkiye’nin gerçekleştirmek zorunda olduğu ciddi bir süreç bulunduğunu, Avrupa Birliği yolunda bunun daha da önem kazandığını, bu birlikteliği Ege Bölgesi Sanayi Odası’yla daha başarılı, ülkemize ve sanayicilerimize daha yararlı olacak şekilde gerçekleştirmeyi umduğunu belirtti.


Bütçe görüşmelerinin toplantının ikinci bölümünde yapılacağını bildiğini ancak bütçeyi incelediğinde bazı rakamların Odamızda yapılan ve yapılması gereken çalışmalarla ilgili düşünceye sevk ettiğini ifade eden Dinçsoy, bunlardan ilkinin Yönetim Kurulu’nun 2008 Faaliyet Programı’nda; EBSO ne için var? sorusunun, “EBSO büyük bir ailedir ve her üyemiz bu ailenin bir ferdidir. Oda içindeki çalışmalarımızda temel hedef her üyemizin Odamız ile gurur duyması ve Oda faaliyetlerinden yüksek oranda faydalanmasıdır.” şeklinde çok güzel özetlendiğini söyledi.
Dinçsoy, Odamızca EBSO Portalı konusunda bir çalışma yapıldığını ve Ege Bölgesi sanayicisinin bu portalda yer alarak, hem Ege Bölgesi’nin dünya sahnesine çıkarılmasının hem de sanayicilerimizin odalarından istifade etmelerinin hedeflendiğinin belirtildiğini, portalda yer almak isteyen sanayicilerden ise 1000 YTL istendiğini dile getirerek, portalda yer almak için gerekli ödemeyi yaptıklarını, çünkü elektronik ticaretin, dünyanın bugün içinde bulunduğu çok önemli bir konu olduğuna inandığını söyledi. Ancak daha sonra düşününce istenen ücretin çok fahiş ve portalda yer almanın gereksiz olduğunu gördüğünü, üstelik Kayserili bir firmadan satın alınan bu portal içerisinde üyelere ücretsiz yer verilmesi gerekirken, ücret istenmesinin doğru olmadığına karar verdiğini dile getirdi.
Meclis Başkanı Ender YORGANCILAR:

İstenen ücretin 100 YTL + %18 KDV olduğu yönünde Meclis üyelerinden uyarı geldiğini belirtti.


M. Sayıl DİNÇSOY:

Belki yanlış hatırlıyor olabileceğini, ancak bu misale benzer başka örnekler de bulunduğunu, zira geçenlerde devlet tarafından verilecek sanayi desteklerini anlatmak üzere bir toplantı düzenlendiğini ve sunumu yapmak üzere bir üniversite hocasına 685 Lira+KDV ödendiğini, verilen paranın çok yüksek bir miktar olduğunu söyledi. Ayrıca yine Odamızda sekreterler için düzenlenen toplantıda katılımcılardan 140 YTL ücret alındığını, toplantının çok ilgi çekerek, katılımcı sayısının yüksek olduğunu ama akademik anlamda, istifade edilebilecek bir sunuş yapılıp, yapılmadığının sorgulanması gerektiğini ifade etti. Bunun yanında bir başka eğitim olan dış ticaret uygulamaları konusundaki toplantıların ücretinin de çok yüksek olduğunu ifadeyle, bu eğitimlere katılan kişilerin sanayicilerin altyapı elemanları olduğunu, dolayısıyla katılımcıları teşvik etmek adına eğitimle ilgili bütçelerin daha uygun koşullarla yapılması gerektiğini vurguladı.

Dinçsoy, 2007 yılının ağırlama ve temsil giderlerinin 11 aylık toplam gideri 383.031,42 YTL iken 2008 bütçesinde %20’lik artışla 500.000 YTL olduğunu belirterek, burada bir tezat oluştuğunu söyledi.
4 sene önce KOSGEB’e istihdam kredisi almak için müracaat ettiklerini, ancak bir türlü verilmeyen kredinin nedenini araştırdıklarında, yön haritasında kara listede yer aldıklarını öğrendiklerini ki, kendileriyle birlikte İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’ nde bulunan 640 firmanın kara listeye alındığı söyledi. Dinçsoy, sanki Ankara’da, “senedi protesto olmuş, çeki karşılıksız çıkmış” gibi düşülen bu durum karşısında Sanayi Odası’nın mutlaka taraf olması ve icraata girmesi gerektiğini ifade etti.
Dinçsoy, Türk Ticaret Kanunu’nda çok güzel değişiklikler yapılmasına karşın, sermayesi 250 milyar YTL’yi aşan şirketlerin avukat istihdam etmeleri konusunda zorunluluk getirildiğini, yapılan uygulamanın doğru olmadığını düşündüğünü, çünkü avukatlığın ihtisas işi olduğunu, her konunun avukatının farklı bilgiye sahip olduğunu ifadeyle, konuyu daha önce Yönetim Kurulu’na ilettiğini, dolayısıyla Odamızın kanunda gerekli düzeltmenin yapılması yönünde çalışmada bulunması gerektiğini söyledi.
Tüm meclis üyelerinin yeni yılını kutlayan Dinçsoy, başta sağlık olmak üzere, huzur, başarı, bol kazanç getirmesi temennisinde bulundu.
İbrahim GÖKÇÜOĞLU:

2001 yılından beri devam etmekte olan Doğaltaş Mermer Araştırma ve Uygulama Merkezi Projesi’nin az önce neticelendiği haberini aldığını, YÖK’ün Muğla Üniversitesi’ nde Doğaltaş Mermer Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin açılmasına izin verdiğini, bunun Türkiye’de bir ilk olduğunu, ekonomiye de çok büyük katkısı olacağına inandığını söyleyen Gökçüoğlu, projenin hayata geçirilmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti.


Gökçüoğlu, Üniversiteler-Ebso ve Akredite Laboratuar Komitesi olarak, bugüne kadar yapılan çalışmaların belirli bir plan dahilinde yürütülmediğini görmeleri üzerine, stratejik plan çalışması başlattıklarını, bundaki amaçlarının öncelikle komitenin çalışma hedeflerinin ortaya konması ve yapılan çalışmaların komite üyelerine bağlı kalmadan üyeler değişse bile devam ettirilmesi olduğunu ifade etti. Çalışmanın tamamlanmasının ardından, Odamız’ın 45 meslek komitesinden, sektörler bazında üniversitelerden neler istediklerine dair görüşleri alarak, Meclis ve Yönetim Kurulu Başkanı’nın da katılımıyla bir toplantı yapmayı planladıklarını, aynı şekilde üniversitelerin de kendi bünyelerinde toplantıları yapmalarının akabinde, 14 Şubat 2008 itibariyle planlarını neticelendirmek için hedefleri ve öncelikleri belirleyeceklerini belirtti.
Artık dünyanın globalleştiğini, sanayicinin çok zor şartlar altında, küçük kârlarla çalıştığını, farklı üretimler yapamayan firmaların ayakta kalmakta zorlanacağını ifade eden Gökçüoğlu, zor koşulları aşmak için mutlaka üniversitelerin değerli hocalarıyla ortak çalışma yapılması gerektiğini, dolayısıyla üniversitelerle yapılacak çalışmalarda yanlış saptama ve uygulama yapmamak adına, komite üyelerinin belirleyeceği görüşlerin çok önemli olduğunu söyledi.

Tüm meclis üyelerinin yeni yılını kutlayan Gökçüoğlu, 2008’in sağlıklı, huzurlu, bol kazançlı bir yıl olmasını diledi.


Halit ŞAHİN:

2005-2008 döneminin son meclis toplantısını yaptıklarını söyleyen Şahin, yeni ismiyle İklimlendirme Sanayi Meslek Komitesi olarak, her yıl aldıkları kararların takipçisi olduklarını, 2007 yılında da almış oldukları iki kararın ne yazık ki Yönetim Kurulu’nca gereğinin yapılmadığını, bunlardan birinin ticari tip soğutucularda özel tüketim vergisinin kaldırılması, diğerinin ise ticari tip soğutucularda, test laboratuarları kurulması konuları olduğunu belirtti.


Şahin, Yönetim Kurulu Başkanı’nın özveriyle çalışan 5 personeli kürsüye çıkararak teşekkür ettiğini, kendisinin de bu 5 personeli yakinen tanıdığı ve çalışmalarını bildiği için gönülden alkışladığını söyledi. Ancak, Taşkın’ın yapmış olduğu uygulamada bir haksızlık bulunduğunu düşündüğünü, zira 5 kişinin motive edilirken geri kalan 45 kişinin düşünülmediğini dile getirdi. 15 yıllık meclis üyesi olarak personel ile yakından ilgilendiğini, personelin ne yazık ki maddi anlamda mutsuz olduğunu gördüğünü, çünkü geçmişte yılda dört ikramiye alan bu personelin şimdi bir ikramiye bile alamadığını, bütçenin yetersiz olduğunu da düşünmediğini zira diğer fasılların gayet rahat göründüğünü belirtti.
Şu anda 78 kişinin işinin yapan 50 kişilik personelin, fazlasıyla gayretle çalıştığını söyleyen Şahin, her şeye rağmen personelin umutlarını kaybetmediğini ve kendilerini anlayacak bir yönetim istediklerini ifade etti.
Hilmi UĞURTAŞ:

Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in, elektrik fiyatlarının %70 indirildiğini açıkladığını, ancak 2002 yılında elektriğin kw saati 8 Cent iken yeni zamla beraber 12 Cent’e ulaştığını, bugün Türkiye’nin, İrlanda’dan sonra en pahalı sanayi elektriğini kullanan ülke olduğunu, konutlarda ise yeni zamdan sonra Türkiye’nin gelir durumuna göre Avrupa’nın en pahalı elektriğini kullanan ülke olacağını dile getirdi.


Uğurtaş, Türkiye’nin elektrik üretim stratejisinin bulunmadığı gibi, doğalgaza mahkum edildiğini, zira ülkemizin enerjisinin %52’sini doğalgazdan sağladığını söyleyerek, konuyla ilgili olarak sadece bugünkü hükümeti suçlamanın doğru olmadığını, çünkü geçmişte doğalgaz santrallerini hızla kurmak ve enerji darboğazını aşmak adına hızla doğalgaz santrallerinin kurularak, termik ve hidrolik santrallerin göz ardı edildiğini, aynı zamanda da doğalgaz fiyatlarının yükselmesi nedeniyle kayıp,kaçak oranlarında artış yaşandığını ifade etti.
İAOSB’nin enerji santrali olduğu için konuyu yakından bildiğini, doğalgaz kullan-malarına rağmen hala zarar etmediklerini, çünkü hidrolik ve termik santrallerde ürettikleri elektriği, enerji havuzunda paçal yaparak, bugünkü fiyattan kâr elde ettiklerini ifade eden Uğurtaş, devletin enerji santrallerini iyi işletememesi, bazı bölgelerde %55 olan kayıp kaçak oranının, %6-7 olan İzmir gibi bölgelere yüklemesinin çok yanlış bir uygulama olduğunu, üstelik bunun bedelinin de halka ve sanayiciye ödettirilmeye çalışıldığını belirterek, devletin zam yapma konusundaki haklılığının tartışılır olduğunu söyledi.
Doğalgazın üzerindeki ÖTV’nin kaldırılması gerektiğini, bunun yanında Şimşek’in TRT payını %1,5’e indirdik demesine rağmen hala TRT payının %2 olduğunu vurguladı. Uğurtaş, Sanayi ve Ticaret Bakanı’nın katılımıyla gerçekleştirilen Meclis Toplantısı’nda organize sanayi bölgelerinde elektriğe %50 zam geldiğini söylediğinde, Bakanın buna inanamadığını, sanayi müdürünün konuyu soruşturmasından sonra söylediğinin doğruluğunun ortaya çıktığını belirtti. Son 7-8 aydır IMF’in de katkılarıyla vatandaşın yavaş yavaş Türkiye’nin enerji zammına ihtiyacı olduğuna alıştırıldığını söyleyen Uğurtaş, artık yapılan haksız uygulamalara son verilmesi için seslerini yükseltmeleri gerektiğini belirtti.
Uğurtaş, ihracatımızın 100 milyar Dolar’ın üzerinde, ithalatımızın ise 150 milyar Dolar olduğunu, arada cok ciddi bir açık bulunmasına rağmen hizmet sektöründe ve toplamda ihracatımız arttığı için her şeyin güllük gülistanlık gibi göründüğünü, oysa sanayicinin ayakta kalmak adına sermayesini harcadığını, bu dış açık ve ciddi borçlarla Türkiye’nin daha ne kadar dayanabileceğinin meçhul olduğunu ifade etti.
Her Merkez Bankası toplantısından sonra faizin düşmesi nedeniyle IMF Başkanı’nın toplantıların 3-4 ayda bir yapılmasını istediğini, çünkü faiz düşünce yabancı yatırımcının, sıcak paranın gelirinin de düştüğünü, IMF’in sıcak paranın bekçisi olduğu için faizlerin düşmesini istemediğini vurgulayan Uğurtaş, bunun kabul edilemeyecek bir durum olduğunu söyledi.
Toplam hane sayısı 17 milyon olan ülkemizde, 2004 yılından itibaren hükümet tarafından 8 milyon aileye kömür dağıtıldığını, bu konuda 2008 yılı için bütçeye konulan rakamın 1 Trilyon YTL olduğunu belirten Uğurtaş, bu üzücü durum karşısında maalesef halkımız tarafından sadaka mukabili dağıtılan kömüre neden muhtaç hale gelindiğinin, ısıtmak için neden el açmak, neden kaçak elektrik kullanmak zorunda kalındığının, sosyal yardım adı altında verilen paketlere neden muhtaç olunduğunun düşünülmediğini, ayrıca yardım paketi dağıtıyor olmanın da bir övünç kaynağı olmaması gerektiğini ifade etti.
Aliağa ve Çiğli’nin ilerisinde yerleşik olan sanayici ve vatandaşları yakın dönemde ciddi bir sıkıntının beklediğini, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kavşakları kaldırmak için Çiğli Kent İçi Geçişi adında bir projeyi Anadolu Caddesi’ni trafiğe kapatarak yapmayı planladığını söyleyen Uğurtaş, söz konusu projenin gerçekleştirilmesi için trafiğin, belli bir süre İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nin içerisinden geçirileceğini, bu durumda İzmir’in kuzeyinde ve İAOSB’de çok sıkıntı yaşanacağını, durumu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’na iki kez anlattığını ancak projenin hayata geçirilmesinde çok ısrarlı olduğunu söyleyerek, Çevre yolu bitmeden böyle bir yatırıma başlamanın yanlış olduğunu, gerekli toplumsal baskının oluşturulması gerektiğini belirtti.
Uğurtaş sıkıntılar içinde bir yıl geçirildiğini, 2008’inde çok parlak görünmediğini söyleyerek, herkese yeni yılda sağlık, mutluluk, huzur ve bol kazanç diledi.
Ertap MÜLAYİM:

İyisiyle, kötüsüyle, bayramlarıyla, seçimleriyle bir yılı daha geride bıraktıklarını söyleyen Mülayim, yeni yılı da sağlıkla geçirmeleri dileğinde bulundu.


Firmasının 2007 yılı bilançosuna baktığında gelir ve giderin eşit olduğunu, 2006 yılı bilançosuna baktığında ise gelirlerinin %25 oranında, giderlerinin ise %100 oranında arttığını gördüğünü, bu durum karşısında sektördeki arkadaşlarını aradığını, ne yazık ki onların durumlarının da hiç iç açıcı olmadığını öğrendiğini, sektörlerinde yaklaşık 50 firmanın kapandığını söyleyen Mülayim, bu zor günlerin geride kalarak, gelecek yılda daha mutlu günleri görmeyi umut ettiklerini dile getirdi.
Mülayim, yazılı ve görsel basını sıkı bir şekilde takip ettiğini, Türk vatandaşlarının %85’inin geçim savaşı verdiğini, %50’sinin banka kredisi ve kredi kartı mahkûmu olduğunu, insanların artık geleceklerini ipotek altına aldıklarını ifade ile Maliye Bakanı’nın, vergileri düşürecekleri yönünde açıklama yaptığını, ama her geçen gün vergilere bir yenisinin eklendiğini, telefon faturalarına bakıldığında alınan vergini oranlarının çok yüksek olduğunun açıkça görüleceğini belirtti.
EBSO’daki görevlere seçilerek geldiklerini, göreve başladıktan sonra ellerinden geldiğince çalışmalara katıldıklarını, ancak geçen zaman içerisinde özellikle Yönetim Kurulu üyelerinde biraz yorgunluk ve bıkkınlık hissini sezdiğini, Yönetim Kurulu’nun toplantılarını 5-6 kişinin katılımıyla yaptığı duyumlarını aldıklarını belirterek, toplantılara katılamayan üyelerin mazeretli beyan edilip, edilmediğini öğrenmek istediğini söyledi. Mülayim, 60 yaşını geçenlerin ve yabancı dil bilmeyen üyelerin bir sonraki seçimlerde odalarda görev almamaları gerektiği şeklinde bazı konuşmaların geçtiği duyumunu aldığını, ancak kolları sıvarlarsa, tecrübeleriyle daha çok seçimler kazanabileceklerini dile getirdi.
Meclis Başkanı Ender YORGANCILAR:

Meclis üyesi olmak için 60 yaş sınırını geçmemek ve lisan bilmek gibi mecburiyetlerin bulunmadığını söyledi.


Ertap MÜLAYİM:

Böyle bir yasal sınırın olmadığını bildiğini, sadece bir duyum aldığını ifadeyle, eğer böyle bir şey varsa Yönetim Kurulu Başkanı’ndan açıklama yapmasını rica etti.


Meclis Başkanı Ender YORGANCILAR:

Esen’in oğlunun askere gittiğini, kendisinin asker babası olarak toplantıda bulunduğunu söyleyen Yorgancılar, Esen’i tebrik ederek, Allah kavuştursun dedi.


Salih ESEN:

Yorgancılar’a güzel dilekleri için teşekkür eden Esen, 2001 yılından itibaren Türkiye’nin büyümeye aralıksız devam ettiğini, ancak 2007 yılının son çeyreğinde büyüme hızının %2’lere düştüğünü, yine de konunun “büyüme, büyümedir” şeklinde algılandığını dile getirdi. Diğer taraftan enflasyonun kontrol altına alındığını, işsizliğin çok fazla rahatsız edecek boyutlarda olmadığını, buna karşılık faizlerin de aşağıya doğru seyrediyor olmasının bir ölçüde emlakların değerini arttırırken, diğer taraftan da şirketlerin kârlarını yükselteceğini ifade etti. Yıl sonunda bir çok şirketin rekor kâr açıklayacağını, bunun kambiyo kârlarından kaynaklanan bir artış olacağını, 2007 yılında 1.410 Lira’dan başlayan Dolar’ın, 1.175 Lira’dan kapatacağı göz önüne alındığında, 10 milyon Dolar borcu olan bir şirketin 2,5 trilyon Lira civarında bir kambiyo kârı ile karşı karşıya kalacağını, dolayısıyla çıkan kârın, faaliyet kârı mı yoksa kambiyo kârı mı diye iyice analiz edilmesi gerektiğini söyledi.



Siyasilerin de kendisinin bahsettiği konulara dikkat çekmeye çalıştığını, ancak yine de Türkiye’de işlerin yolunda gittiğini ifade ettiklerini belirtti. Esen 2001 yılından beri enflasyonun düşürülmesinin temel hedef olarak ele alındığını, enflasyonu düşürmek içinse, iç talebin kontrol altında, kurun düşük olması için baskı altında tutulması gerektiğini, hükümet tarafından bunların uygulanması ile de enflasyonun hakikaten kontrol altına alındığını söyledi. Bu olumlu gelişmelere karşılık ihracatçının faizlerin düşürülmesini istediğini, çünkü düşük faizin kurun yükselişini tetikleyeceğini, dolayısıyla enflasyonun yükseleceğini, yükselen enflasyonun da daha yüksek faiz verilmesine neden olacağını ifadeyle, Türkiye’nin çözülemez bir sarmalın içerisinde bulunduğunu dile getirdi.
Esen, emtia fiyatlarının sürekli olarak çok yüksek seyretmesinin, petrol fiyatlarının 100 Dolarları buluyor olmasının, her türlü hammaddenin fiyatının çok pahalı olmasının, iç rekabetin neredeyse kanlı boyuta geliyor olmasının şirket kârlılıklarını yok denecek kadar az seviyeye indirdiğini söyledi. Böyle bir ortamda 2007 yılının kapatıldığını belirterek, Başbakan’ın ise; “siz marka yaratın, katma değeri yüksek olan ürün üretin ki bu sıkıntıdan kurtulun” dediğini, oysa katma değeri yüksek ürünün, teknolojik yatırımı daha üstün olan ürün demek olduğunu, yani bütün bu sıkıntıların, kârsızlığın içinde sanayicinin yeni baştan yatırım yapmak gibi bir mecburiyetin içerisine itildiğini ifade etti. Esen her zaman ifade ettiği gibi eğer sanayici olarak kalmak isteniyorsa yatırım yapmak gibi de bir mecburiyetleri bulunduğunu, çünkü yatırımın bir ölçüde sanayicinin oksijeni olduğunu söyledi.
2008 yılına nasıl hazırlanacaklarının ipuçlarının mutlaka verilmesi gerektiğini, yeni yıla girerken asgari ücretin arttırıldığını, Uğurtaş’ın da bahsettiği gibi elektrik zamlarının üst üste yapıldığını, düşük kurla mücadele edildiğini söyleyen Esen, böyle bir yapı içerisinde dünya piyasalarıyla rekabet etmenin mümkün olmadığını, artık Türk sanayisinin adım adım can çekişen bir noktaya geldiğini belirtti. Üretmeyen bir toplum olma yolunda hızla ilerlediğimizi, belki AB’nin ve IMF’in de isteğinin bu olduğunu, ne yazık ki bugün tamamen ticaretten beslenen bir toplum yaratılması yönünde düşüncenin hâkim olduğunu vurguladı.
Esen, hükümet tarafından uygulanan programın temelinin çürük olduğunu, Türkiye’nin sanayisinin yeni baştan şahlanabilmesi için yeni bir programa ihtiyaç bulunduğunu, elektrikteki fiyat politikasının tamamen popülizmle ilgili olduğunu, artık ciddi sorunların çözümü için uğraşılması gerektiğini, zira elektriğe zam yapmanın işin kolayı olduğunu, asıl yapılması gerekenin kayıp, kaçak oranlarının azaltılması, dağıtım ihalelerinin hızlandırılması olduğunu dile getirdi. Bölgesel fiyat uygulamasına geçilmesi için EBSO olarak önderlik yaptıklarını, ancak konunun Yönetim Kurulu Başkanı tarafından bir kez daha gündeme getirilmesini rica etti.
2008 yılında hangi sorunların çözüleceğini büyük bir merakla beklediklerini ifadeyle, yeni yılın sağlıklı, mutlu günlere vesile olması temennisinde bulundu.

Erdoğan ÇİÇEKÇİ:

Kalkınma eğiliminde olan bir ülke olarak, elbette sorunlarımızın bulunduğunu, eksileceğini de düşünmediğini, zira 5 yıldır hep aynı sorunları dile getirerek çözüm istediklerini ama hiç birinin çözüldüğünü görmediklerini söyleyen Çiçekçi, devletin de artık kendi maliyetini düşündüğünü, mali açıdan kendini güçlü hissedip, IMF’in isteği doğrultusundaki politikaları izleyerek sanayicilerle ilgili işleri yönlendirdiğini ifade etti.


Önceki meclis toplantımıza katılan Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağlayan’ın, 2008 yılında vergilerde %5 indirim olacağını açıkladığını, oysa Devlet Bakanı Şimşek’in, indirim konusunda 31.12.2008 tarihinde kararı alacağız, 2009 yılında uygulamaya koyacağız açıklamasında bulunduğunu söyleyen Çiçekçi, hiçbir sivil toplum kuruluşunun da niye iki faklı açıklama yapıldığı yönünde söz söylemediğini belirtti.
Çiçekçi, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 01.01.2007 tarihinde değiştiğini, 13. maddesinde tam anlamıyla vergi aşındırmayı önleyici bir maddenin yer aldığını, bununla ilgili 18.11.2007 tarihinde çıkarılan tebliğde; kişilerin ortak olduğu şirketleri arasındaki faturalaşmanın belli esaslara tabi tutulduğunu, şirketler arasında, aynı sahiplere veya akrabalara mal ve hizmet alımları yönünden, vergi dairesiyle anlaşma maddeleri konulduğunu, ayrıca Kurumlar Vergisi Beyannameleri’nin 2007 yılı beyanlarının ekine, bütün ortak olunan şirketlerin birbirleriyle olan ticari dökümlerinin eklenerek, nasıl ticaret yapıldığının anlatılacağını, yani vergi dairelerine hesap verileceğini söyledi.
Hükümetin, izlediği politikayı değiştirmesi, sanayicileri anlayarak, bilimsel ciddi çalışmalar yapması, sanayiciyi desteklemesi için sivil toplum örgütlerinin bir araya gelerek seslerini çıkarmasının etkili olacağını, hükümetin de artık sanayicinin geldiği durumu anlamak zorunda olduğunu ifade eden Çiçekçi, bir sivil toplum kuruluşunun kendi çalışma alanının dışında işler yapabilmesi için önce kendi sorunlarını çözmesi gerektiğini dile getirdi.
Çiçekçi, yeniden en yüksek oyu alarak 3 yıllığına Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Denetleme Kurulu’na seçildiğini söyledi.
Meclis Başkanı Ender YORGANCILAR:

Çiçekçi’yi tebrik ederek, başarılarının devamını diledi.



Metin DEYİRMENCİ:

Firma olarak kazandıkları paranın belli bir kısmını şirket harcamaları için ayırdıktan sonra belli bir kısmını da firmalarına yatırım olarak dönüştürdüklerini, büyümeye çalışan bir çok firmanın aynı yolu izlediğini, ama bir türlü istedikleri boyuta gelemediklerini ifade eden Deyirmenci, dökümcü olarak ayda 45-60 milyar arası elektrik parası ödediklerini, zaten ağır olan bu bedellere kayıp kaçak oranlarının da yansıtılmasına anlam veremediğini söyledi.


Deyirmenci, sanayicilerin, karşılaştığı sorunlarla mücadele ederken diğer taraftan da, çeşitli dernek ve kuruluşların yardım toplamak için kapı aşındırmalarıyla uğraştığını, yardım toplamak adına firmasına gelen insanların ve telefonların her geçen gün fazlalaştığını, eskiden hiç bu tarz uygulamaları yaşamadıklarını ifadeyle, artık güvenliği sağlamak için daha fazla güvenlik elemanı çalıştırdıklarını belirtti.
Yılmaz ŞAHİN:

Türkiye’de topraktan mamul pişmiş sanayi sektöründe kayıtlı 529 firma bulunduğunu, şu anda yarısının üretim yapmadığını, çünkü ülkemiz ihtiyacının iki mislini karşılayacak üretim kapasiteleri bulunduğunu, bunun sebebinin de Türkiye’de planlı bir sanayi politikasının olmamasından, yanlış teşvik verilmesinden kaynaklandığını söyledi.


Şahin, ülkemizde ne yazık ki sistem karmaşası yaşandığını, özel hastanelerde faturasız daha uygun fiyatlara ameliyat yapıldığını, defterdarlık tarafından hastanelerin tetkik edilmesi halinde trilyonlarca lira vergi tahsilatı yapılabilineceğini dile getirerek, vergi gelirlerini arttırmanın yolunun kayıtlı ekonomiden geçtiğini söyledi.
2008 Ocak ayı itibariyle Bakanlar Kurulu’nda SSK ve Bağ-Kur Yasası ile ilgili konuların ele alınacağını, özellikle 19-29 yaş arasında istihdam edilecek işçilerin SSK priminin ve muhtasar vergisinin hazine tarafından karşılanması yönünde bir konunun da ele alınacağını, bunun yasalaşmasını umut ettiğini dile getiren Şahin, düşüncenin uygulamaya geçmesi ile bir haksızlığın ortaya çıkacağını, çünkü kayıt dışı işçi çalıştıran firmalarının tüm işçileri kayıt altına alacağını, oysa kendilerinin zaten kayıtlı çalıştıkları için işçilerin giderlerini yine kendilerinin ödemeye devam edeceklerini belirtti.
Şahin, uzun süre yurt dışında yaşadığını ve her şeyin bir düzen içinde olmasına alıştığı için, Türkiye’deki düzensizliğe bir türlü ayak uyduramadığını, sonra da “dünyanın ilk 10 ülkesi arasına gireceğiz” gibi sözlerin sarf edildiğini, ancak böylesine bozuk bir düzende yaşarken bunun söz konusu olamayacağını ifade etti. Siyasilerin her ne kadar sivil toplum kuruluşlarının içinden çıkmış insanlar olsa bile, sivil toplum kuruluşlarının politikacılara yol göstermesi gerektiğini, özellikle demokrasinin beşiği olarak adlandırılan Ege Bölgesi’nce yeni bir reform paketi hazırlanarak sunulabilineceğini, yoksa bu bozuk düzenle ve bu iktidarla yola devam edilmesi durumunda bir 5 yılın daha kayıp yıl olacağını dile getirdi.
İzmir Ticaret Odası’nın bir firma ile ortaklaşa alışveriş merkezi yapmayı planladığını, 24.000 YTL olan bütçesinin, üyelerinin bilançolardan aldığı paralar ile oluşturduğunu, sadece oda olarak üzerine düşen görevleri yapması, diğer işlere karışmaması gerektiğini düşündüğünü söyledi.
Şahin, avukatından aldığı bilgiye göre, İzmir icralarında şu anda 700 bin icra dosyası olduğunu öğrendiğini, bu rakamı İzmir nüfusuna orantılandığında, şehrin %70’inin icralık olduğunun ortaya çıktığını, bunun çok vahim bir durum olduğunu söyledi. Türk Toplumunun kredi kartıyla 74 katrilyon harcadığını, 20 katrilyon tüketici kredisi, 20 katrilyon civarında da konut kredisi kullandığını, devletimizin de 400 milyar dolar borçlu olduğunu dile getiren Şahin, bu tabloya bakınca nasıl düzlüğe çıkılacağını anlayamadığını ifade etti.
TOBB tarafından meclis üyelerince doldurulmak üzere, toplantı öncesinde dağıtılan anketi tamamen olumsuz olarak doldurduğunu, zaten anketlerin TOBB tarafından ilgili mercilere sağlıklı bir şekilde iletildiğinden de şüpheli olduğunu, zira iletilseydi şimdiye kadar gerekli birçok tedbirin alınmış olacağını belirterek, herkese iyi yıllar diledi.
Orhan SARSAR :

Sarsar bazı kişilerin Türk Ticaret Kanunu'nun 711. maddesinin 3. fıkrasına dayanarak, çek defteri çalınmış, gasp edilmiş ya da kaybolmuş gibi davranıp, bankaca çekin ödemesini durdurduğunu belirterek, bu konuda yasada bir boşluk olduğu, gerekli düzenlemenin yapılması yönünde Yönetim Kurulu Başkanı’ndan girişimde bulunulmasını istedi.


Sarsar, mobilya ithalatının çok büyük bir kısmının Uzak Doğu’dan gerçekleştirildiğini, kalite, insan sağlığı, çevre gibi konularda önlem alınmadan yapılan ithalatın önlenmesinin mümkün olup, olmadığını sorarak, ayrıca yeni yapılan komite toplantısında Aydınlı bir firmanın Odamıza yeni kayıt durumunu görüştüklerini, artık Aydın’ın kendi Sanayi Odası olduğuna göre niçin EBSO’ya kayıt işlemin yapıldığını anlayamadığını ifadeyle konuyla ilgili Yönetim Kurulu Başkanı’ndan yanıt istedi.
Jak GALİKO :

Devletin en önemli görevinin, ülke içinde yaratılan servetin doğru paylaştırılması olduğunu, ancak bunu gerçekleştirdiği sürece sosyal devlet olabileceğini söyleyen Galiko, Esen ve Çiçekçi’nin çok haklı olduğu noktalar bulunduğunu, sadece “sanayi yavaş yavaş öldürülüyor” sözlerine katılmadığını, çünkü ölen kesimin küçük ve orta ölçekli şirketler olduğunu, büyük sermayeli şirketlerin hiç tahmin edilmeyen şekilde son 3-4 senede kâr elde ettiğini ve büyük sermayenin hiç bir zaman doğru bir paylaşım yapmayacağını belirtti,


Sosyal güvenlik sisteminde gerekli indirimin sağlanmasını, istihdamın üzerindeki yükle-rin azaltılmasını senelerdir dile getirdiklerini söyleyen Galiko 16 sektörde ve üretilen ürün üzerindeki istihdam yüklerini araştırdığında; %7 ile % 14.5 arasında değişen istihdam yükü bu-lunduğu sonucuna vardığını, en üst nokta %15 olarak ele alındığında yapılacak %5’lik indirim, ürüne 0,75 olarak yansıyacağı için yapılan indirimin hiçbir anlamı olmadığını dile getirdi.
Türkiye’de açık veren kamu maliyesinin düzelebilmesi için yapısal reformların hayata geçirilmesi gerektiğini, nitekim hükümeti, almış olduğu kararlar ile 2002 yılından itibaren belir-sizliği yok ettiği, büyümede başarı sağladığı için tebrik ettiklerini, fakat yapılanların insanları gerçek hedeflere ulaştırmadığının hükümet tarafından bilinmesi gerektiğini, sivil toplum kuruluşlarının da eksik kalan yönleri konusunda uyarıda bulunması gerektiğini ifade etti.
Galiko, EBSO’nun 5500, İhracatçı Birlikleri’nin ise yaklaşık 5300 civarı üyesi bulun-duğunu ve üyelerin en az %80’inin banka kredisi kullandığını, her ne kadar kâr elde edilmese de vergilerin ödendiğini, dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yapılmadığını vurguladı. Her ne kadar enflasyonun %70 düştüğü yönünde hükümet tarafından açıklama yapılsa da Merkez Bankası’nın internet sitesine bakıldığında, 2002 senesinin Şubat ayı ile 2007 senesinin 7. ayı arasında Türk Lirasının % 71,2 değer kazandığının görüleceğini, bu rakam göz önüne alındığında yapılan açıklamanın ne kadar yanlış olduğunun anlaşılacağını ifade etti.
Galiko, 2002 senesinden itibaren Dolar ve Euro’nun %50’lik bir değişim yaşadığını, bu nedenle Türk ihracatçısının 2002-2003-2004-2005 senelerinde Euro bazında yaptığı satışlardan elde ettiği Türk Lirasıyla katma değer payındaki yükleri karşılayabilir olduğunu belirtti. Enflasyona rağmen 2002 yılında Euro bazında %90 artışla Türk Lirası girişi bulunduğunu, 2003 senesinde bu rakamın %50, 2004 senesinde ise %45 olduğunu ki katma değer paylarına bu kadar yük gelmediğini dile getirdi.
Geçen seneki kur ile bu seneki Euro ve Dolar paritesi arasında %8 fark bulunduğunu, Türk ihracatının %66’sının Euro ile yapıldığını ve bu %66lık bölümün %8 fazlasının yaklaşık 5 milyar dolarlık fazla ile ifade edildiğini, yani gerçekte ihracat tutarımızın 105 milyar dolar değil, 100 milyar Dolar civarı olduğunu vurguladı. Galiko, İhracatın aynı süratle gitmemesi, ithalatın Türk Lirasının değerinden dolayı daha fazla gelmesi durumu devam ettiği sürece 2008 senesinin çok büyük bir tehlike içerdiğini, bu durumun aynı zamanda işçi ile işveren arasında çatışmaya da neden olacağını ki bu çatışmanın terör kadar tehlikeli olduğunu dile getirdi.
Remzi PEKÖZ:

Konuşma yapan tüm arkadaşlarına katıldığını söyleyen Peköz, ülkeyi yönetme yetkisi verdikleri insanların, bir gün üreten kesimin kaygılarını ciddiye almalarını ve gelecekte daha mutlu bir ülkede yaşamayı ümit ettiğini dile getirdi.

Son günlerde ABD ile olumlu yönde gelişen diyaloğa rağmen, ülkemizde bugüne kadar yaşanan ekonomik ve sosyal olaylardan dolayı Türkiye’de anti Amerikan bir kamuoyu oluşmasına neden olduğunu, ayrıca her zaman güçlü olanın itici olduğunun, kıskanıldığının unutulmaması gerektiğini söyleyen Peköz, “düne kadar hükümet, orduyla bir paralellik kuramazken nasıl oldu da ve nasıl sözler verildi de bir anda orduyla işbirliği içerisine girildiğini” bilemediğini ancak gerçekleştirilen operasyonlar için orduya, hükümete ve Amerika’ya teşekkür ederek, ülkemize önemli kaynaklar kaybettiren terör belasından kurtulmayı ve Güney Doğu’daki halkımızın da artık mutlu, huzurlu olmasını istediğini söyledi.

Peköz, geçmişte kapitalist ülkeler, Amerika, Avrupa sanayileşirken çevreyi kirletip, amaçlarına ulaştıktan sonra çevreyi temizlemek için nasıl çaba sarf ettilerse, şu anda sanayileşebilmek adına Çin’in de aynı yolu izlediğini ifade etti. Yılda 1 trilyon dolar ihracat fazlası verebilmek ve refahı yükseltmek adına olağanüstü çaba sarf eden Çinliler’in artık halka dönerek onlar için kararlar almaya başladıklarını, okul çağındaki çocuklara günde bir bardak süt içirtme çalışmalarına başladıklarında, bir anda Avrupa’daki süt fiyatlarının 40 Cent’lerden, 62 Cent’lere çıktığını, bunun bizim ülkemize de fayda sağladığını belirten Peköz, Çinliler’in önce üretimi desteklediklerini, sonra rekabeti yükselttiklerini ve elde ettikleri güç ile toplumsal refahı arttırmak adına yollarına devam ettiklerini ifade etti.


Türk borsasının %70 prim yaptığı, borsamızın %80’inin yabancı yatırımcıların elinde olduğu haberlerini izlediğini söyleyen Peköz, hükümetin bir an önce gerekli tedbirleri almasını umut ettiğini belirtti. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun da ifade ettiği gibi 70 milyon Türk vatandaşının yükünü 55 bin sanayicinin çektiğini, artık sanayicilere destek olmak adına hükümetin gerekenleri yapması gerektiğini, çünkü bir ülkede sanayi ve ticarette başarıyı siyasal iktidarların sağladığını, yoksa ne kadar çaba sarf edilirse edilsin yapılanların boşa gideceğini dile getirdi.
Geçmiş dönemlerde EBSO Başarılı Sanayi Kuruluşları Ödül Törenleri’nin cumhurbaşkanı, başbakan gibi devlet erkânının katılımıyla yapıldığını, bu seneki ödül töreninde ise devlet büyüğü göremediğini söyleyen Peköz, bir zamanlama hatası olup olmadığını sorarak, ödül töreninden iki gün sonra Başbakanın İzmir’e geldiğini hatırlattı. Peköz, tüm meclis üyelerine aileleriyle birlikte, yeni yılda sağlıklı, mutlu, kazançlı günler diledi.
Atıl AKKAN :

Önceki meclis toplantılarında, elektriğe zam yapılacağı, dikkatli olunması yönünde uyarılarda bulunduğunu ve zammın geldiğini söyleyen Akkan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ile Sanayi ve Ticaret Bakanı’nın halkın gözünün içine bakarak, “zam yapılmayacak” dedikten sonra elektriğe zam yapılması için imza attıklarını, bu tür oyunlar yerine bakanların halkın karşısına çıkıp; “zam yapmak mecburiyetindeyiz, yapmazsak dolaylı vergilere gideriz daha çok zam gelir, bunu da önlemek için gerçek maliyetleri arttırmamız lazım” şeklinde gerçekçi açıklamalar yapmaları gerektiğini, ancak kayıp kaçakların ortaya çıkmaması için gerçekçi açıklamalarda bulunamadıklarını, Diyarbakır’da %65 oranında kullanılan kaçak elektriğin bedelini, kayıp kaçak oranı %5 olan İzmir’in ödemesinin çok büyük adaletsizlik olduğunu dile getirdi.


Akkan, yapılan zamların burada kalmayacağını, yılda 4 defa otomatik olarak zam geleceğini, konuyla ilgili kanun tasarısının kendisinde bulunduğunu, isteyen herkese gönderebileceğini, aynı tasarıda sıvı yakıtlardaki ÖTV’nin kaldırılması, çok savaş verdikleri enerji yatırımlarındaki indirimler konusunda 2013 yılına kadar %3 indirim geleceği, onun için de bütün holdinglerin enerji yatırımına girdiklerini, teşvikli illerin kullandığı hakların yeni yatırımcılara verilmesi, 2010 yılından sonra her yıl yatırım indiriminin %5 düşürülerek verilmesi gibi konuların da yer aldığını belirtti.
Komisyonlardan geçen Türk Ticaret Kanunu’nun, Meclisten de onay alması ile tüm işletmelere web sayfası hazırlama mecburiyetinin getirildiğini, uygulamanın hayata geçirilmesi ile yazılım sektörüne 4 milyar dolarlık iş hacmi doğacağını söyledi.Akkan, yapılması gerekli bir takım işlemlerde yeminli mali müşavir imzası gerektiğini, belirli ücretler verilerek mali müşavirlerin kendilerini yönlerdiğini, gerekli imzaları attıklarını, ancak, olumsuz bir olay ile karşılaştıklarında, mali müşavirlerin devreden çıkıtığını, vergi daireleriyle firmaların muhatap olduğunu, aradaki bu tezatı bir türlü anlayamadığını ifade etti.
Akkan, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yeni kurulacak fuar alanı için yeni bir şirket kurmayı planladığını, ortak olması için 25 kişinin seçildiğini, birer milyon dolar ortaklık payı olan şirketin katılımcıları arasında Taşkın’ın da bulunduğunu ifadeyle yapılan uygulamanın yanlış olduğunu, zira kurulacak olan fuarın sanayiciyi ve İzmir halkını ilgilendirdiğini, sanayici olmazsa fuarın da olmayacağını, ayrıca İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın fuar şirketini İzmir halkına açmamasının, yarın öbür gün belki çok kâr elde edecek olan bu şirketten halkın kazanç sağlamasını engelleyeceğini belirtti.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde gerçekleştirilen istişare toplantılarına Taşkın’ın seyahatleri dolayısıyla katılamadığını, yerine yardımcılarının ve sayman üyenin de katılmadığı için bölgemiz sanayicisinin sıkıntılarının dile getirilemediğini söyledi.
Meclis Başkanı Ender YORGANCILAR:

Taşkın’a söz vermeden önce Akkan’ın fuar ile ilgili sözlerine yanıt vermek istediğini söyleyen Yorgancılar, kurulmak istenen şirket için 25 değil, 35 kişilik bir isim listesi bulunduğunu, içerisinde kendisinin de yer aldığını, hatta bazı meclis üyelerinin de bulunduğunu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan konuyla ilgili bir yazı gelmesi üzerine yapılacak toplantıya katıldıklarını ama kendi talepleriyle bu listeye alınmadıklarını, yapılan toplantıda işlerin takibi açısından bir komite seçildiğini, öncelikle işin fizibilitesinin çıkarılması, kârlılığının hesaplanması ve bu şirketin 30 kişilik bir grup içinde değil, İzmir halkına mal edilerek yapılması konusunda hukuk bürosuna görev verildiğini, dolayısıyla henüz verilmiş kararlar bulunmadığını dile getirdi.


Erdoğan ÇİÇEKÇİ :

Konuyla ilgili olarak Yönetim Kurulu Üyelerinin görüşlerinin alınıp alınmadığını sordu.


Meclis Başkanı Ender YORGANCILAR:

Şu anda herşeyi ile planlanmış ve kurulmuş bir şirket bulunmadığı için bu konuyu değerlendirmeye açmayı doğru bulmadığını söyledi.


Yönetim Kurulu Başkanı Tamer TAŞKIN :

1200 delege arasından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu’na seçildiğini, öncesinde Ankara’da delege olarak bulunmadığını, Rifat Bey’i tanımadığını ama kendisini layık görenlerin oyları ile seçilerek, görev yaptığını, bulunduğu konumda Ege Bölgesi’ni, İzmir’i ve EBSO’yu en iyi şekilde temsil ettiğini, bundan dolayı da Hisarcıklıoğlu’nun Cumhurbaşkanının ağırlanmasından tutunda bir çok görevi yapması için kendisini seçtiğini, gecesini gündüzüne katarak çalıştığını, gittiği her iş gezisinde Bölgemizi ve EBSO’yu en iyi şekilde tanıtmak için mücadele ettiğini, kendi firması adına hiç bir uğraş vermediğini söyleyen Taşkın, kendisi için söylenen sözleri hakketmediğini, eğer yanlış iş yaptığını düşenen varsa bunları söylemek için meclis toplantılarının beklenilmemesi gerektiğini, günün her anı kendisine ulaşarak gerekli tenkitlerin yapılabilineceğini dile getirdi.


Taşkın, seçimle işbaşına gelen Yönetim Kurulu Üyelerinin zevkle, şerefle görevlerini sürdürdüğünü, toplantıya katılmayan üyelerin katılmış gibi gösterilmediğini, mazeretlerinin işlendiğini, bugüne kadar yapılan 156 Yönetim Kurulu Toplantısından 27’sine görevi nedeniyle iştirak edemediğini, sadece bir Yönetim Kurulu Üyesinin en fazla mazeret belirttiğini ki onunda 156 toplantıdan sadece 17’sine katılamadığını belirtti. Ayrıca göreve başladığında tüm meslek komitesi üyelerine yazı göndererek; toplantıya iştirak edemeyen üyenin mazeretli işlenmesi konusunda talepte bulunan kişi olarak kendisinin böyle bir şey yapmasının da mümkün olmayacağını ifade etti.
Geçmiş dönem başkanlarına, önceki yıllarda hizmet yapmış kişilere saygısının sonsuz olduğunu, dolayısıyla belli bir yaşı aşan kişilerin seçilemeyeceği konusunda asla yorum yapmadığını, sadece kendi seçiminde olan, gerek EBSO’ya gerek kendi firmasına alınacak gençler için yorum yapabildiğini, bu konuda her zaman yabancı dili olmayan kişilerin Odamız’da yer alamayacağını ifade ettiğini, çünkü EBSO’ya her gün yabancı bir heyetin geldiğini söyledi.
Göreve başladıklarında 78 olan personel sayısını 50’ye düşürdüklerini, üstelik ayrılan 18 kişinin kendi iradesiyle görevini bıraktığını ya da emekli olduğunu, kimseyi işten çıkarmadıklarını, çünkü geçmiş dönemlerde işten çıkarılan 9 kişinin geriye geldiğini gördüklerini söyleyen Taşkın, bunun tenkit edilecek değil, teşekkür edilecek bir durum olduğunu düşündüğünü, zira her sanayicinin “nasıl daha az elemanla daha çok iş yaparım”ın peşinde olduğunu belirtti. Ayrıca personelin motivasyonunun düşük olduğunu düşünmediğini ifade eden Taşkın; “öyle olsaydı 78 kişinin işini 50 kişi yapamazdı” dedi.
Taşkın, Yönetim Kurulu Üyelerinden Cengiz Kocagil’in meclis toplantısında bulunamadığını, Ufuk Akgün’ün ise biraz önce toplantıya geldiğini, çünkü bugün yapılan çeşitli organizasyonlara Odamız’ı temsilen katıldıklarını, dolayısıyla kendi katılamasa bile hiç bir daveti ayırt etmeden tüm Yönetim Kurulu Üyelerinin davetlere icabet ettiklerini, oysa meclis üyelerinin bugüne kadar Yönetim Kurulu’nun yapmış olduğu çalışmalar için bir kere olsun teşekkür etmeden, sürekli eleştiride bulunduğunu söyledi.
Çin’in sanayileşmek adına çevreyi kirletiyor ifadelerinden yola çıkarak, ülkemizde yeni bir sektör olan balık çiftliklerinin, ihracat rakamlarının her geçen gün arttığını, ancak kıyıları kirletiyor gerekçesiyle bu işin yapılmaması için her geçen gün seslerin yükseldiğini ve sanayi odasının bu konuda taraf olmasının istendiğini söyleyen Taşkın, üç tarafı denizlerle çevrili ülkemiz için bu sektörün doğru bir sektör olduğunu asla balık çiftliklerinin işletilmesine karşı olmadıklarını, sadece çevreye zarar veren firmalara karşı olduklarını, her işin kuralına uygun yapılmasını savunduklarını vurguladı.
Taşkın pozitif enerjileri olmaması ve üretime mani oldukları gerekçesiyle kendisinin de bürokratlara çok hoş bakmadığını, ancak onlarla konuşunca hak verdiğini, çünkü Türkiye’de bozuk işleyen sistemin hep imza atanı cezalandırdığını, dolayısıyla öncelikle Türkiye’deki hukuk reformunun bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi. Odamız ödül töreninin daha geçen sene Başbakanımız’ın katılımı ile yapıldığını, bu seneki ödül töreni sırasında Ankara’da bütçe görüşmeleri olduğu gerekçesiyle hiç bir Bakanın katılamadığını söyledi.
Uğurtaş’ın söylediklerine tamamen katıldığını, zam konusunda hane elektriğine %25 zam yapılarak, sanayicinin es geçilmesinin mümkün olabileceğini, çünkü hanelerde gereksiz kullanımın azaltılabilineceğini, ancak sanayide bunu yapmanın mümkün olmadığını belirtti.
Önceki meclis toplantılarında ithalat sırasında yaşanan zorluklardan bahsettiğini, eğer bitmiş bir ürün ithal ediliyorsa malın ihtisas gümrüğünden alınması gerektiğini, kendi firmasında da getirdiği kimyasalını, Gebze Kimyasal İhtisas Gümrüğü’nden aldığını, bunun için artı bir nakliye parası ödediğini, ancak ülkemizdeki uygulama bu şekilde yapıldığı için riayet etmeleri gerektiğini söyledi.
Taşkın, Aydın’lı yeni firmanın Odamız’a kayıt konusunu ilk kez duyduğunu, araştırarak gerekli yanıtı vereceklerini söyledi. Sarsar’ın Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan çek uygulamasında düzeltme talep etmesinde haklı olduğunu, bunun kötü niyet kullanmaya açık bir düzenleme olduğunu ve yasal bir boşluk bulunduğunu belirterek, gerekli çalışmanın yapılması yönünde hukuk müşavirlerine konunun iletileceğini belirtti.
Yılmaz Şahin’in, İzmir Ticaret Odası’nın çalışmaları ile ilgili düşüncesinde haklı olduğunu ancak, İTO’ya aidat ödeyen biri olarak hakkını İTO’da araması gerektiğini ifade eden Taşkın, TOBB tarafından dağıtılan anket sonuçlarının Bakanlara değil TOBB Yönetim Kurulu olarak Başbakana bizzat elden iletildiğini, ayrıca söz konusu anketlerde sanayicinin geçmiş 6 ay için düşündüklerinin ifade edildiğinin, o nedenle hükümet tarafından yapılacak gerekli düzenlemelerin, bu kriterler göz önüne alınarak yapılmasının talep edildiğini dile getirdi.
Bölgesel tarife konusundaki düşünceleri için Esen’e teşekkür eden Taşkın, uygulamanın hayata geçirilmesi için göreve geldikleri günden beri konuyu tekrar tekrar dile getirdiklerini, bakanın ikna olup imza atmasıyla bu işin çözüleceğini ama üç senedir maalesef bunu gerçekleştiremediklerini belirtti.
Odada çalışan herkesin rutin işini zaten gereğince yaptığını, 6 kişiyi mesai saatleri dışında, hafta sonu ve gece demeden kendisiyle çalıştığı için kürsüye çıkardığını, yoksa konunun diğer personelin takdir edilmediği, şeklinde algılanmaması gerektiğini söyleyen Taşkın, ikramiye konusunun personelin ve basının önünde konuşulmasını doğru bulmadığını, kendilerine verilen yetki çerçevesinde gereğinin yapıldığını, merak edilen noktaları kendi kendilerine yapacakları sohbetlerde açıklayabileceklerini, zira yönetim olarak belli stratejileri ve bakış açıları bulunduğunu ifade etti.
Halit Şahin’in, test laboratuarı kurulması konusunu TSE Başkanıyla, hep birlikte görüştüklerini fakat çözemediklerini, çözmeyi çok arzu ettiğini, ancakt herşeyi gerçekleştirmenin de bazen mümkün olamadığını ifade etti. Maliye Bakanı’ndan randevunun genel seçimlerin olması, ardından da Gelir İdaresi Başkanı’nın değişmesi nedeniyle alınamadığını, randevu alınması için tekrar gereğinin yapılacağını söyledi.
Portal konusunun geçen sene yine bütçe meclis toplantısında gündeme getirildiğini, kendisinin de gerekli izahatı yaptığını söyleyen Taşkın, EBSO Portalının Kayseri’de KOSGEB’den aldığı proje desteği ile kurulmuş bir firma tarafından hazırlandığını, Kayseri Sanayi Odası’nın bu portalı sorunsuz kullandığı bilgisini aldıktan sonra firmayla bir anlaşma yaparak 9000 YTL +KDV’ye portalı satın aldıklarını, zira hiç bilmedikleri bir portalı satın alıp ne yaşanacağını bilmemektense işleyen bir programı almayı daha mantıklı bulduklarını, 100 YTL veren her üyemizin de portalda yer aldığını ki yatırılan paranın EBSOV’a aktarıldığını, yani portalda yer almak için para ödeyen her firmanın öğrencilere burs sağlanmasına katkı koyduğunu ifade etti.
Taşkın, 2004 yılında 2500 kişinin, 2005 yılında takribi 5000 kişinin, 2007 yılında ise takribi 13 bin kişinin EBSO’nun eğitimlerine katıldığını, yapılan eğitimlerin bazılarının ücretli, bazılarının ücretsiz olduğunu, bazı eğitimleri de dışarıdan para ile satın alındığını ki Türk Dış Ticaret Vakıfı’ndan alınan dış ticaret eğitiminin de bunlardan biri olduğunu, Vakfın söz konusu eğitimi 680 -700 YTL’ye sattığını, 20-25 kişi limitli olan bu eğitime 40 kişi müracaat edince eğitimin tekrar satın alındığını söyleyen Taşkın, eğitimi alan ile verenlerin memnunken bu tür konuları dile getirmenin gereksiz olduğunu belirtti. Eğitimlerde yaşadıkları tek sıkıntının yeterince çok insana duyuru yapılamaması olduğunu, bir firmaya bir mail yerine, firmanın ilgili departmanlarına ayrı ayrı mail gönderilebilindiği zaman sorunun çözüleceğini ifade etti.
Sekreterlere yönelik yapılan eğitimin Odamız’ın çalışması olmadığını, başka bir kuruluş tarafından gerçekleştirildiğini, Odamızın söz konusu eğitim için sadece salon tahsisatı yaptığını dile getirdi.
KOSGEB destekleri konusunda görüş ve önerilerin kendilerine yazılı olarak iletilmesi ile gerekli çalışmanın yapılacağını ifade eden Taşkın, 2005 yılında ağırlama ve temsil giderlerinin 450 bin YTL, 2006 yılında 528 bin YTL, 2007 yılında ise 415 bin YTL olduğunu, yani artış değil bir azalışın göze çarptığını belirtti.
Meclis Başkanı Ender YORGANCILAR :

Odamız’ın çalışma alanın daraltılması ile birlikte EBSO Aydın ve EBSO Milas Şubeleri’nin Odamız’dan 31.12.2007 tarihi itibariyle ayrılacaklarını belirten Yorgancılar, konu ile ilgili açıklamalarda bulunmak üzere Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın’a söz verdi.


Yönetim Kurulu Başkanı Tamer TAŞKIN :

Öncelikle, Milas Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Doğru’ya, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Öner’e, EBSO Milas Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Seyfi Sağlıcak’a ve Yönetim Kurulu Üyesi Sami Sarıca’ya toplantıya katılımlarından dolayı teşekkür etti.

Muğla, Milas ve Fethiye Ticaret Odalarının, Ticaret ve Sanayi Odasına dönüştürülmesi ile birlikte, orada bulunan Odamız üyesi sanayicilerin imzalanacak protokoller ile 31.12.2007 tarihi itibariyle söz konusu sanayi ve ticaret odalarına devredileceğini belirtti. Taşkın, bugüne kadar EBSO Milas Şubesi ile birlikte yapmış oldukları başarılı çalışmalar ve vermiş oldukları hizmetler nedeniyle oradaki sanayicilere, emeği geçen tüm Meclis ve Yönetim Kurulu Başkanları ile üyelerine teşekkür ederek, bundan sonraki hayatlarında başarılar diledi.
Milas Ticaret Odası Başkanı Nazmi DOĞRU :

Milas Ticaret Odası’nın 1923 yılında, EBSO Milas Şubesi’nin ise 1954 yılında kurulduğunu ve yıllarca birlikte Bölgeye hizmet verdiklerini, ancak değişim ve gelişimin sürekli olduğu dünyada Milas İlçesi’nin de belli bir noktaya geldiğini, bu nedenle TOBB’ne yapmış oldukları müracaatın dikkate alındığını ve 31.12.2007 tarihi itibariyle Milas Ticaret Odası’nın artık Milas Ticaret ve Sanayi Odası olarak hizmet vereceğini belirten Doğru, Milas Şubesi’nde bugüne kadar görev yapan hayatta olan veya olmayan tüm üyelere ve desteklerinden dolayı Ege Bölgesi Sanayi Odası’na herkesin huzurunda teşekkür ettiğini söyledi.


Doğru, Milas’ın hava limanının olması, başta tarihi olmak üzere 15’e yakın golf sahasının bulunması ile turizmde belli bir noktaya geldiğini, Organize Sanayi Bölgesi, demiryolu projesi, balıkçılık, madencilik ve tarım başta olmak üzere her kulvarda yarıştığını, o nedenle Ticaret ve Sanayi Odası olmayı gerçekten hak eden bir yer olduğunu ifade ederek, 2008 yılının herkese hayırlar getirmesini temenni etti.
Milas Şubesi Başkanı Seyfi SAĞLICAK :

53 yıllık geçmişi olan Milas Şubesi’nde, kendisinin 20 yıldan bu yana çalışma fırsatı bulduğunu, bu zaman zarfında yapmış oldukları çalışmalar ve hizmetlerin karşılıklı anlayış ve hoşgörüye dayandığını, Odamız’a karşılıksız hizmet anlayışı ile bağlı kalarak, hırs ve azminin hiç bir zaman sağduyulu davranışların önüne geçirmemeye gayret sarf ettiğini, büyük bir aile olarak gördüğü Ege Bölgesi Sanayi Odası’ndan bir çok dostluklar edindiğini, bundan sonrada aynı anlayış, hoşgörü ve adalet duygusunun devam edeceği düşüncesi ile herkese sevgi ve saygılar sunduğunu ifade etti.


Ege Bölgesi Sanayi Odası Milas Şubesi’nin devir teslim işlemlerine ilişkin Milas Ticaret ve Sanayi Odası ile protokol imzalandı.
Meclis Başkanı Ender YORGANCILAR :

Şubelerimize, 01 Ocak 2008 tarihi itibari ile yeni yaşamlarında başarılar dileyen Yorgancılar, bu ayrılık neticesinde çok değerli iki Meclis Üyesi arkadaşı Sayın Ertuğrul Doğuç ile aynı zamanda Yönetim Kurulu üyesi olan Sayın Levent Candal’ın Meclis üyesi görevlerinin de ne yazık ki sona ereceğini, o nedenle bugüne kadar EBSO Meclisi’ne yapmış oldukları değerli katkıların anısına birer plaket takdim etmek istediğini belirtti.


Atıl AKKAN :

Ankara 1.İdare Mahkemesi’nin Aydın Sanayi Odası kurulmasına ilişkin vermiş olduğu yetkinin, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca temyiz edilmesi nedeniyle durdurulduğunu, o nedenle Aydın Sanayi Odası diye bir odanın bulunmadığını, ayrıca EBSO Milas Şubesi üyelerinin devir işlemlerinin kanun ve hukuk kuralları çerçevesinde karşılıklı mutabakat ile yapılırken Aydınlı sanayicilerinin durumlarının farklı olduğunu, buradaki üyelerin devredilmesi gibi bir durumun söz konusu olamıyacağını ki zaten hukuki sürecin devam ettiğini, ayrıca üyelerin Odamız’dan ancak kayıtlarını sildirerek, Aydın Sanayi Odası’na kayıt yaptırabilineceğini, aksi takdirde devir işlemlerinin kanuna aykırı olacağını belirtti.


Yönetim Kurulu Başkanı Tamer TAŞKIN :

Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve TOBB’un verdiği direktifler doğrultusunda hareket ettiklerini, temyiz kararının verilmesine kadar Aydın Sanayi Odası’nın kurulması ya da kurulmaması gibi bir durumunun netlik kazanmayacağını, ancak EBSO açısından her şeyin net olduğunu, TOBB’nin vermiş olduğu kararın Odamız’a tebliğ edildiğini, ki bunun da Odamız’ın çalışma alanından Aydın ilinin çıkarılması suretiyle, EBSO Aydın Şubesi’nin kapatılması olduğunu, o nedenle Oda olarak hiçbir zaman Aydın Sanayi Odası ile muhatap olmadıklarını, onların Bakanlık ile yaşamış olduğu sürecin, TOBB’nin Aydın Sanayi Odası’nın seçimlerinin kesinlik kazandığı tarih itibari ile Odamız’ın çalışma alanının daraltılması konusunda vermiş olduğu kararı etkilemediğini, o nedenle fiili uygulamaya Odalar arasında yapılacak olan üye devir işleminin yapıldığı tarih itibariyle başlanabileceğini ki bu konuda TOBB’nin yazısının da mevcut olduğunu belirtti.Taşkın temyiz kararının Aydın Sanayi Odası’nın kuruluşunu iptal etmesi halinde, o gün yine kanunun emrettiği şekilde işlem yapacaklarını ifade etti.



Atıl AKKAN :

Yapılan işlemler ile ilgili Oda Meclisi’nin bir kararının olup, olmadığını sordu.


Meclis Başkanı Ender YORGANCILAR :

22.10.2007 tarih, 36 sayılı Meclis toplantısında söz konusu yetkinin verildiğini belirtti.


Atıl AKKAN :

TOBB’un, Odamız’ın çalışma alanının daraltılması ile ilgili kararına ilişkin Meclisimizce bir karar alınmadığını söyledi.


Meclis Başkanı Ender YORGANCILAR :

Mal paylaşımı haricindeki her türlü operasyonu yapması için Yönetim Kurulu’na gerekli yetkinin Meclis tarafından verildiğini tekrarladı.


Atıl AKKAN :

Yetkinin verildiğinde, TOBB’un Odamız’ın çalışma alanının daraltması kararının bulunmadığını, İdare Mahkemesinin almış olduğu karar çerçevesinde Bakanlığın Aydın Sanayi Odası kurulması talimatı üzerine Meclisce karar alındığını o nedenle TOBB’un Odamız’ın çalışma alanının daraltılması hususundaki yazısının da ayrıca Meclis’in onayına sunulması gerektiğini belirtti.


Yönetim Kurulu Başkanı Tamer TAŞKIN :

TOBB’un Odamız’ın çalışma alanının daraltılması hususunda vermiş olduğu karar neticesinde Bakanlığın Aydın Sanayi Odası kurulmasına ilişkin operasyona başladığını hatırlattı.


Atıl AKKAN :

TOBB’un Odamız’ın çalışma alanının daraltması ile ilgili kararının Odamız’a 10.12.2007 tarihinde geldiğini, Meclis’in ise 22.10.2007 tarihinde karar aldığını belirterek, Odamız’ın TOBB’un bu kararına ilişkin yasal haklarını kullanmadığının altını çizdi.



Meclis Başkanı Ender YORGANCILAR :

5174 sayılı TOBB Kanununda, Odaların genişletilmesi ve daraltılması yetkisinin Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde olduğunun belirtildiğini, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın almış olduğu karar çerçevesinde, TOBB’un da kararını Odamız’a bildirdiğini, dolayısı ile Odamız’ın Şubeleri bırakmıyorum gibi bir tutumunun söz konusu olamayacağını ifade etti.


Atıl AKKAN :

TOBB’un hangi gerekçe ile böyle bir karar aldığını öğrenmek istediğini, TOBB’un haklı bir gerekçesi yok ise belki itiraz edebileceklerini söyledi.


Meclis Başkanı Ender YORGANCILAR :

Aydın Sanayi Odası’nın kurulması ile ilgili Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın yazısını okuyan Yorgancılar, hukuksal bir mücadele gerekiyor ise bunu hep birlikte değerlendirebile-ceklerini söyledi.




Atıl AKKAN :

Bakanlığın söz konusu yazısına herhangi bir itirazının bulunmadığını, ancak Bakanlık o yazıyı yazarken, bir taraftan da Yargıtay’a başvurarak, Ankara İdare Mahkemesi’nin kararını iptal etmesini talep ediyor, dolayısı ile Aydın Sanayi Odası’nın kurulması işleminin muallakta kaldığını, Yargıtay’ın kararı çıkmadan Oda Meclisimiz’in 22.10.2007 tarihinde almış olduğu kararın, Aralık ayında TOBB’un Odamız’ın çalışma alanını daraltma kararını bağlamayacağını ifade etti.


Remzi PEKÖZ :

Aydın’da Odamız’dan ayrılmak isteyen belli bir grup olduğu gibi, istemeyen ciddi bir grubun da olduğunu hatırlatarak, sonuçta Bakanlığın konuyu temyize götürdüğünü, Aydın Sanayi Odası kurulması kararının iptal edilebilineceğini, böyle bir ihtimal söz konusu iken TOBB’un Odamız’ın çalışma alanını daraltma kararını kabul etmemizin çok erken olduğunu, kendisine göre Aydın ve İzmir’in beraber kardeşçe yoluna devam etmesinin en iyi yol olacağını söyledi. Peköz, ayrıca olayların böyle bir noktaya gelmesi nedeniyle mal ve mülkümüzü korumak adına gerekli tedbirlerin alınmasını istedi.


Gürbüz SALGAR :

Aydın Şubesi’nin devam edip, etmemesinin artıları ya da eksilerinin ne olduğunu, Aydın Şubesi üyelerinin ayrılma taleplerine karşılık, Odamız’ın hala ayrılmama gibi bir tutum sergilemesinin ne faydası olacağını sordu.


Yönetim Kurulu Başkanı Tamer TAŞKIN :

EBSO Aydın Şubesi’nin devam etmesinin, böyle bir noktaya gelinmiş olmasından dolayı Odamız’a herhangi bir fayda getirmeyeceğini, aksine yurt dışında EBSO’nun tanınmadığını, EXPO 2015 ile dünyada marka şehir olacak İzmir’in sanayi odası olarak, daha fazla tanınabilineceğini ifade etti.


Taşkın, Milas’ta görev yapan bir personelimizin emekliliğinin gelmesi nedeniyle emekli olduğunu, diğer personelin de yasal hakları ödendiğini ve Milas Ticaret ve Sanayi Odası’nda görevine devam edeceğini, Aydın Şubesi’ndeki personelimizin de istekleri doğrultusunda ya Odamızda görevlerine devam edeceklerini, ya da yasal hakları ödenmek kaydıyla Aydın Sanayi Odası’nda görevlerine devam edeceklerini, bina veya mal mülke gelindiğinde ise 01.01.2008 tarihi itibariyle Odamız ile hiç bir ilişkilerinin kalmaması nedeniyle Aydın hizmet binasının, Aydın Sanayi Odası’na kontrat imzalanarak kiralanacağını, araçlarının ise kapatılacağını, dolayısı ile şu an için herhangi bir mal paylaşımının gündemde olmadığını belirtti.Taşkın, bir sonraki Meclis toplantısına, Odamız’ın isminin Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak devam edip, etmeyeceği hususunun gündeme geleceğini söyledi.
Atıl AKKAN :

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın Odamız lehine, Aydın’da yapmış olduğu incelemelerine ilişkin hazırlamış olduğu müfettiş raporunu daha önceki Meclis Toplantılarında istemesine karşılık neden gelmediğini sorarak, bu raporu istediğini, ikinci olarak TOBB’un Odamız’ın çalışma alanını daraltma gerekçesini istediğini, kendisinin EBSO meclis üyesi olarak yasal haklarını kullanmak istediğini belirtti.


Enver OLGUNSOY :

Odamız’ın menfaatlerini korumak, garanti altına almak için Yargıtay’ın kararını beklemeden, Odamız’ın mal varlıklarının EBSOV’a devredilmesini istediğini, bunun sözlü bir önerge olarak değerlendirilmesini talep ettiğini belirtti.


Meclis Başkanı Ender YORGANCILAR :

Odamız’ın üzerine kayıtlı olan bir binanın, bir başkasının üzerine devir etmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini, mal paylaşımının gündeme gelmesi halinde, Meclis kararı ile hareket edileceğini belirtti.


Yönetim Kurulu Başkanı Tamer TAŞKIN :

Bazı konuların yanlış telaffuz edildiğini, herhangi bir mal kaçırma ya da binanın EBSOV’a devredilmesi gibi düşüncelerin doğru olmayacağını, şayet bir paylaşım söz konusu olacak ise Aydın hizmet binasının EBSOV’a devredilmesi ile gerçeklerden kaçılamayacağını, İzmir merkez binasına haciz ile de bunun mümkün olabileceğini söyledi.


Meclis Başkanı Ender YORGANCILAR :

Ertuğrul Doğuç’un firmasının ticaret sicilinin Ankara’da, üretim yerinin ise Muğla’da olması nedeniyle kendisinin Oda ile olan ilişkisinin ne yazık ki biteceğini söyleyerek, plaket takdim etmek üzere Doğuç’u kürsüye davet etti.


Ertuğrul DOĞUÇ :

Yıllarca görev yaptığı emek verdiği Ege Bölgesi Sanayi Odası’ndan ayrılıyor olmasından dolayı büyük üzüntü duyduğunu, ancak yasa ve yönetmeliklerin de bu konuda açık olduğunu söyleyerek, Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclisi’nin gerçekten bir okul olduğunu, 1987 yılından bugüne kadar, iki dönem Yönetim Kurulu üyeliği, iki dönem Meclis Başkan Vekilliği olmak üzere çeşitli komisyon ve komitelerde görev yaptığını, kimseden üzücü veya kırıcı bir davranış görmediği, kendisinin de elinden geldiği kadar kimsenin gönlünü kırmamaya çalıştığını, ancak gönlünü kırdığı bir arkadaşı olduysa meclis kürsüsünden af dilediğini, gelecek günlerin herkese sağlık, huzur ve başarı getirmesini temenni ederek, sözlerine son verdi.



Meclis Başkanı Ender YORGANCILAR :

Aydın ve Milas Şubeleri ile ilgili konunun ortaya çıktığından bu yana üç hukuk bürosunun istişare ederek, takip ettiğini söyleyerek, Akkan’ın ifade ettiği gibi, TOBB’un Odamız’ın çalışma alanının daraltılması ile ilgili gerekçesine ihtiyaç olunup, olunmadığını Hukuk Danışmanımızca değerlendirilmesini istedi.


Hukuk Danışmanı Alp LİMONCUOĞLU :

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın izni ile kurulmuş Aydın Sanayi Odası ve bu işleme dayanarak TOBB’un çalışma alanının daraltılması ile ilgili Odamız’a emredici bir yazısının bulunduğunu, bu yazının Meclis tarafından onaylanması ya da red edilmesinin bir şey ifade etmediğini, gelen yazıya göre Odamız’ın uygulama yapması gerektiğini ifade etti.


Atıl AKKAN :

55 yıllık geçmişe sahip olan Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın çalışma alanını, TOBB’un Yönetim Kurulu’nda bulunan 15 kişinin hiçbir gerekçe göstermeden daraltamayacağını, ki bu 15 kişi içinde Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın’ın da bulunduğunu ifade ile ayrıca TOBB’un Odamız’ın çalışma alanının daraltılmasına ilişkin yazısını hangi tarihte tebliğ ettiğini sordu.


Genel Sekreter Mustafa KALYONCU :

Tebliğin, 14 Aralık 2007 tarihinde yapıldığını, ancak burada farklı bir durumun söz konusu olduğunu, 22.10.2007 tarih, 36 sayılı Meclis kararından sonra ayrılma işlemleri ile ilgili yapılacak çalışmalar konusunda, TOBB’a “Odamız’ın çalışma alanının ne zaman daraltılacağına” ilişkin soruyu yazanın yine Odamız olduğunun altını çizdi.


Atıl AKKAN :

TOBB’un yazısının 14 Aralık 2007 tarihinde gelmesine karşılık, ayrılma süreci ile ilgili yapılacak çalışmalar konusunda Yönetim Kurulu’na verilen yetkinin 22.10.2007 tarihinde alındığını, Bakanlığın Aydın Sanayi Odası kurulmasına ilişkin vermiş olduğu karar üzerine, “Aydın Sanayi Odası seçimlerini yapacak, bizde bu seçim neticesinde mazbatalarını alınca muameleyi yapacağız” denerek Meclis’ten yetki alındığını, yoksa TOBB’nden çalışma alanımızın sorulmasına ilişkin karar alınmadığını ifade etti.


Meclis Başkanı Ender YORGANCILAR :

Yapılacak her işlemin kelimesi, kelimesine tanımlanarak Meclis’ten yetki alınmadığını, sadece mal paylaşımı hariç, bürokratik işlemlerin yapılabilmesi konusunda Meclis’ten yetki istendiğini belirtti.


Atıl AKKAN :

Odamız’ın çalışma alanının daraltılması ile ilgili TOBB Yönetim Kurulu kararının hangi tarihte alındığını sordu.


Genel Sekreter Mustafa KALYONCU :

Kararın 22.11.2007 tarihinde alındığını söyledi.


Atıl AKKAN :

TOBB’un Yönetim Kurulu kararının 22.11.2007 tarihinde alındığını, bunun ise Oda Meclisimizce verilen yetki kararından tam 1 ay sonra olduğunu ifade ile TOBB’un Odamız’ın çalışma alanının daraltılmasına ilişkin kararının gerekçesinin EBSO Meclis’i olarak bilinmesi gerektiğini söyledi.Ayrıca, daha önce defalarca istemiş olduğu Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın müfettişlerinin Aydın’da yapmış oldukları incelemeler neticesinde hazırlamış olduğu raporu da öğrenmek istediğini yineledi.


Erdoğan ÇİÇEKÇİ :

Akkan’ın işaret ettiği hususların göz ardı edilemeyeceğini, hala yargıda olan bir konu üzerine karar alıp, uygulamanın doğru olmayacağını, o nedenle TOBB’un yazısına rağmen beklenilmesi gerektiğini söyledi.


Hakkı ATTAROĞLU :

Temyiz Mahkemesi’nin kararının sonuçlanıncaya kadar herhangi bir işlemin yapılmamasını teklif etti.




Vedat SABIRLI :

Akkan’ın yaklaşımının doğru olduğunu, ancak hukukun işleyiş tarzına bakıldığında, bir üst kurum emir verirse, bunun uygulanması gerektiğini, ancak dava hakkının da saklı olduğunu, TOBB’nden gelen yazıyı uygulama zorunluluğunun olup, olmadığı ve diğer konularda Meclis’in bilgilendirilmesi gerektiğini ifade etti.


Atıl AKKAN :

TOBB’un çalışma alanının daraltılması ile ilgili yazısının Oda Meclisimizce görüşülüp, onaylanması gerektiğini tekrarladı.


Meclis Başkanı Ender YORGANCILAR :

Görüşmelere devam etmek üzere, Meclis toplantısına 15 dakika ara verdiğini söyledi.


ARA VERİLDİ.
Meclis Başkanı Ender YORGANCILAR :

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın 13 Şubat 2007 tarih, 933 sayılı yazısıda; Ankara 1. İdare Mahkemesinin kararı doğrultusunda, il dahilinde faaliyette bulunmak üzere Aydın Sanayi Odası kurulmasının, Bakanlığın 7 Şubat 2007 tarih, 2007/9 sayılı onayı ile uygun görüldüğünün Odamız’a tebliğ edildiğini, aynı tarihte Aydın Valiliğine, Aydın Sanayi Ticaret İl Müdürlüğü’ne de birer yazı gönderilerek, Ankara 1.İdari Mahkemesi’nin almış olduğu karar neticesinde, Aydın Sanayi Odası kurulması için çalışmalara başlanılmasını, 19 Ocak 2005 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Odalarda Mesleklerin Gruplandırılması hakkında yönetmeliğin 8. Maddesi hükmüne göre Oda kurulması ile ilgili İlçe Seçim Kurulu Başkanlığına müracaat edilmesi, oluşturulucak kurul tarafından Oda üyeleri ile ilgili meslek gruplarının oluşturulması, üyelerin gruplara göre ayrılması, kesinleşen listelerin 5174 sayılı Kanunun 81-82-83-84 ve 85. maddelerinin hükümleri ile TOBB’un organ seçimleri hakkında yönetmeliğe göre yargı gözetiminde organ seçimleri yapılması gerektiğinin bildirildiğini belirtti.


Ancak 15 gün sonra Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın 28 Şubat 2007, 1361 sayılı yazısında; Aydın Sanayi Odası Müteşebbis Heyeti’nin Aydın Sanayi Odası kurulmasına ilişkin başvurduğu tarihte geçerli olan ancak daha sonra yürürlükten kaldırılan 5590 sayılı Kanun ile 5174 sayılı Kanun arasındaki farklılıklar nedeniyle, açıklığa kavuşturulması gerekli hususların denetim elemanlarınca incelenmesi sürecini başlatmalarından dolayı Aydın Sanayi Odası’nın kuruluş işlemlerinin durdurulduğunun belirtildiğini ifade ile Bakanlığın söz konusu mahkeme kararını temyize götürdüğünü söyledi.
Yorgancılar, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın 29 Ağustos 2007 tarih, 5413 sayılı yazısında ise, ilk önce kurulması talimatını verdiğini, daha sonra kuruluş işlemlerini durdurduğu Aydın Sanayi Odası’nın kuruluş işlemlerinin devam ettirilmesi hususundaki kararının tebliğ edildiğini, bunun üzerine konu önce Yönetim Kurulun’da, daha sonra Meclis toplantısında değerlendirildiğini, bu arada Aydın Müteşebbis Heyeti’nin meslek gruplandırılması çalışmalarını tamamlayarak, organ seçimlerini yaptığını belirtti.
Özetle, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın emri ile Aydın’da sanayi odası kurulması işlemlerinin başlatılarak, tamamlandığını, Odamız’ın burada herhangi bir yaptırımının, Aydın’ın Odamız çalışma alanından çıkartılmasında Odamız’ın bir rolünün bulunmadığını, aksine söz konusu girişimlerin Odamız’dan habersiz bir şekilde yürütüldüğünü, dolayısı ile bir hak talep edemeyeceklerini, 31.12.2007 tarihinden itibaren Aydın Sanayi Odası’nın Odamız binasını ancak kira karşılığında kullanabileceğini, araçlarını ise kullanamayacağını ifade etti.
Yorgancılar, 22.10.2007 tarih, 36 sayılı Meclis toplantısında ise, hem Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın kararı ile birlikte EBSO Aydın Şubesi’nin kapatılması ve Odamız çalışma alanının daraltılması, hem de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin Muğla Ticaret Odası, Fethiye Ticaret Odası ve Milas Ticaret Odası’nın Ticaret ve Sanayi Odası’na dönüştürülmesi ve Odamız çalışma alanının daraltılması ile ilgili bürokratik işlemlerin tamamlanabilmesi için mal paylaşımı olmaksızın gerekli prosedürlerin tamamlanabilmesi için Yönetim Kurulu ve büroya yetki verildiğini hatırlattı.
Atıl AKKAN :

TOBB’un Muğla, Milas ve Fethiye Ticaret Odaları’nın Sanayi ve Ticaret Odaları’na dönüştürülmesine ilişkin kararının da 22.10.2007 tarih, 36 sayılı Meclis kararında yer almadığını belirterek, ısrarla üzerinde durduğu konunun yapılan yanlış muamelerin düzeltilerek, yeni bir Meclis kararı alınması olduğunu ifade etti.


Meclis Başkanı Ender YORGANCILAR :

22.10.2007 tarihli TOBB’un yazısını okuyarak, söz konusu yazıda; TOBB’un 5174 sayılı Kanunun 6.maddesi; “Odaların çalışma alanları, çevre illeride kapsayacak şekilde ve illerde ilgili oda kuruluncaya kadar geçerli olmak üzere, Birlik yönetim kurulu tarafından genişletilebilir veya daraltılabilir” hükmü gereğince, yapmış oldukları yazılı müracaatlara istinaden Muğla, Milas ve Fethiye Ticaret Odaları’nın, Ticaret ve Sanayi Odaları’na dönüştürüldüğüne ilişkin kararın Odamız’a tebliğ edildiğini ve aynı gün konunun Meclis gündemine getirilerek, gerekli prosedürün uygulanması konusunda Yönetim Kurulu’na gerekli yetkinin verildiğini belirtti.


Salih ESEN :

Bu maddede hala neyin tartışıldığını anlayamadığını, konunun sadece ve sadece bilgi sunmak amacıyla gündeme getirilmiş bir konu olduğunu, Akkan’ın daha önce alınmış olan Meclis kararının değiştirilmesine ilişkin bir talebi var ise konuya ilişkin bir önerge verebileceğini, Meclis Başkanının da onayı ile konu bir sonraki Meclis toplantısı gündemine alınarak, tartışılabilineceğini, dolayısı ile konu ile ilgili yeteri kadar bilgi sahibi olduklarını ifade etti.


Meclis Başkanı Ender YORGANCILAR :

Konu ile ilgili Meclis kitapçığında yer alan bilgi notunun yeterli olmaması nedeniyle, konunun enine boyuna tartışılarak bilgi edinildiğini söyleyen Yorgancılar, başka söz alan olmadığında bir sonraki gündem maddesine geçti.



Odamız çalışma alanının daraltılması ve EBSO Aydın,

EBSO Milas Şubeleri’nin kapatılmasına ilişkin bilgi edinilmesine,
6- Odamız Merkez 2007 yılı Kasım ayı mizanı ile, EBSO Aydın, EBSO Milas Şubeleri 2007 yılı Ekim ayı mizanlarına ilişkin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nın 27 Aralık 2007 tarih, 14313 sayılı yazısı ile Hesapları İnceleme Komisyonu Kararı okundu.


Yüklə 2,36 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   22




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin