|
|
səhifə | 1669/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| tiyüü, işs. tiy-‘den.
tiz, dizmek; katar tiz-: sıraya dizmek. Saf saf dizmek; sözdük tiz- sözlük düzmek.
tizdet-: töö tizdet-: devenin dizi bükülen ön ayağını boynuna bağlamak; uuk tizdet-: bir uuk’u (bk.uuk) öteki uuk’a “tizgiç cip” (bk. tizgiç) vasıtasiyle bağlamak.
tizdir-, et. tiz-‘den :tizme tizdir-: liste düzdürmek.
tize, diz; tize kap: dizlik; tize kuçaktap: ellerini kavuşturarak (har-
fiyen: dizlerini kucaklayarak); tize cılıt mec.: genç kadınla evlenmek (yaşlı erkek hakkında).
tizele-. diz üstünde durmak; dizle basmak, ezmek; sınğar tizelep oltur-: bir tek diz üzerine oturmak; (yani dizi bükülmüş olan bir bacağını altına alarak, ötekisini dik tutarak oturmak).
tizelet-, diz çöktürmek. dizleri üzerine bastırmak.
tizgiç, yahut tizgiç cip: dizmek, sıraya dizmek için hizmet eden nesne; uuk tizgiç: uuk (bk.)’un büklümünün üstünden geçen ince şerit.
tizgin, 1. dizgin, terbiye (arabaya koşulan atın uzun dizgini); tizginin tartuu kerek: ipimi bir parça çekmek lâzım; curt tizginin ber: yurt idaresini vermek; 2. Kırgız dokuma tezgâhının bir kısmıdır (arıs pekiten ipliktir): 3. es. dümen.
Dostları ilə paylaş: |
|
|